EN In addition, we offer electric power generators that convert an aircraft’s fluid power to emergency electrical power.
EN In addition, we offer electric power generators that convert an aircraft’s fluid power to emergency electrical power.
TR Ek olarak, uçağın akışkan gücünü acil durum elektrik gücüne çeviren elektrik gücü jeneratörleri sunmaktayız.
inglês | turco |
---|---|
fluid | akışkan |
emergency | acil durum |
power | gücü |
electrical | elektrik |
to | olarak |
EN For example, uninterruptible power supplies (UPS) provide backup power to continue operations in the event of a power failure.
TR Örneğin, kesintisiz güç kaynakları (KGK), bir elektrik kesintisi durumunda operasyonların devam etmesi için yedek güç sağlar.
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
power | güç |
continue | devam |
of | in |
operations | operasyonlar |
a | bir |
EN These services will maximize your power system availability, even amidst power outages, utility spikes, switching transients, line noise, and other power-related issues.
TR Bu servisler; güç kesintileri, ani yükselmeler, anahtarlama geçişleri, hat gürültüsü ve güçle ilgili diğer sorunlar esnasında bile güç sisteminizin kullanılabilirliğini en üst düzeye çıkaracaktır.
inglês | turco |
---|---|
services | servisler |
power | güç |
switching | geçiş |
line | hat |
noise | gürültü |
issues | sorunlar |
related | ilgili |
other | diğer |
these | bu |
even | bile |
and | ve |
EN 11. Sought through practices such as prayer and meditation to improve our conscious contact with a Power greater than ourselves, praying only for knowledge of our Higher Power’s will for us and the power to carry that out.
TR 11. Kendimizden daha büyük bir Güçle bilinçli temasımızı geliştirmek için dua ve meditasyon gibi uygulamalarla aranır, sadece Yüksek Gücümüzün bizim için iradesinin bilgisi ve bunu gerçekleştirme gücü için dua eder.
inglês | turco |
---|---|
meditation | meditasyon |
contact | temas |
and | ve |
power | güç |
improve | geliştirmek |
a | bir |
of | in |
EN Combine the power and reach of Skype with the productivity and speed of Sonix’s automated transcription platform.
TR Skype'ın gücünü ve erişimini Sonix'in otomatik transkripsiyon platformunun üretkenliği ve hızı ile birleştirin.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
skype | skype |
automated | otomatik |
transcription | transkripsiyon |
productivity | üretkenliği |
and | ve |
EN These all-in-one solutions combine power, cooling, monitoring, and racks and can be deployed inside or outside a building ? or even serve as one.
TR Bu hepsi bir arada çözümler güç, soğutma, izleme ve kabinleri birleştirir ve bina içine veya dışına yerleştirilebilir ve hatta tek bir bina olarak kullanılabilir.
inglês | turco |
---|---|
cooling | soğutma |
monitoring | izleme |
inside | iç |
building | bina |
solutions | çözümler |
these | bu |
and | ve |
all | hepsi |
power | güç |
or | veya |
even | bir |
EN Combine the power and reach of Skype with the productivity and speed of Sonix’s automated transcription platform.
TR Skype'ın gücünü ve erişimini Sonix'in otomatik transkripsiyon platformunun üretkenliği ve hızı ile birleştirin.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
skype | skype |
automated | otomatik |
transcription | transkripsiyon |
productivity | üretkenliği |
and | ve |
EN Backup power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
inglês | turco |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN First Nissan debuted E-Power, now Infiniti could have I-Power.
TR Patent başvurusu oldukça ilginç.
inglês | turco |
---|---|
first | a |
EN Back-up power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
inglês | turco |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN Explore the idea of power greater than yourselfThe 12 Steps center around the concept of a power greater than ourselves
TR Kendinizden daha büyük güç fikrini keşfedin12 Adım, kendimizden daha büyük bir güç kavramı etrafında merkezlenir
inglês | turco |
---|---|
steps | adım |
around | etrafında |
power | güç |
explore | keşfedin |
concept | kavramı |
greater | daha büyük |
a | bir |
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
inglês | turco |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Get full shift power with the standard battery and up to 24 hours of power with the extended battery4. With a removable hot-swappable battery, your L10 tablets are always in service — never in a charging dock.
TR Standart pille tüm vardiyaya yeterli güce ve ekstra güçlü pille 24 saate varan güce sahip olun4. Çalışırken değiştirilebilen pil ile L10 tabletleriniz daima iş başındadır, asla şarj yuvasında beklemez.
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
battery | pil |
always | daima |
charging | şarj |
and | ve |
never | asla |
with | ile |
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
inglês | turco |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Smart DPS G Power Supply with DPS G software delivers up to 86% efficiency under real-world load conditions, promising the lowest power losses
TR DPS G yazılımıyla gelen Smart DPS G Series güç kaynakları, gerçek yükler altında %86’ya kadar verimlilik sunar ve en düşük güç kayıp oranlarını sağlar
inglês | turco |
---|---|
efficiency | verimlilik |
g | g |
power | güç |
real | gerçek |
delivers | sunar |
under | altında |
software | yazılım |
to | kadar |
the | gelen |
lowest | en düşük |
EN A power grid that responds flexibly to variations in wind and solar energy and power consumption.
TR Rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki ve elektrik tüketimindeki dalgalanmalara uyum sağlayabilecek esnek bir elektrik ağı.
inglês | turco |
---|---|
wind | rüzgar |
solar | güneş |
and | ve |
a | bir |
energy | elektrik |
EN As a result of power plant closures, the proportion of total energy consumption met by coal and nuclear power fell to the lowest level since 1990.
TR Nükleer santrallerin durdurulması sayesinde taş kömürü ve nükleer enerjinin enerji tüketimindeki payları 1990’dan bu yana en düşük seviyeye indi.
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
level | seviyeye |
energy | enerji |
and | ve |
lowest | en düşük |
EN They typically provide racks with integrated cooling, intelligent power distribution, and backup power supplies
TR Genellikle entegre soğutma, akıllı güç dağıtımı ve yedek güç kaynaklarına sahip kabinler sağlarlar
inglês | turco |
---|---|
typically | genellikle |
integrated | entegre |
cooling | soğutma |
distribution | dağıtım |
intelligent | akıllı |
power | güç |
and | ve |
EN AC Power Services: Scheduled preventive maintenance and proactive replacement of key UPS components and batteries can greatly reduce the chances of failure during power incidents
TR AC Güç Servisleri Planlı önleyici bakım ve temel KGK bileşenlerinin ve akülerinin proaktif olarak değiştirilmesi, güç olayları sırasında arıza olasılığını büyük ölçüde azaltabilir
inglês | turco |
---|---|
maintenance | bakım |
proactive | proaktif |
greatly | büyük ölçüde |
services | servisleri |
preventive | önleyici |
and | ve |
during | sırasında |
power | güç |
key | büyük |
the | olarak |
EN For example, if you’re selling power drills and you create a blog post about how you can find the best power drill on the market, you’ll draw in people who are shopping for drills
TR Örneğin, elektrikli matkaplar satıyorsanız ve nasıl yapabileceğiniz hakkında bir blog yazısı oluşturuyorsanız Piyasadaki en iyi elektrikli matkabı bulursanız, matkap alışverişi yapan insanları kendinize çekersiniz
inglês | turco |
---|---|
shopping | alışveriş |
you can | yapabileceğiniz |
on the market | piyasadaki |
blog | blog |
people | insanları |
about | hakkında |
and | ve |
how | nasıl |
a | bir |
best | en |
EN Information on Ryzen 7 4800H and Core i7-1165G7 compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Ryzen 7 4800H ve Core i7-1165G7 uyumluluğundan sorumlu parametreler
inglês | turco |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN Information on Core i9-10980HK and Ryzen 9 5900HX compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Core i9-10980HK ve Ryzen 9 5900HX uyumluluğundan sorumlu parametreler
inglês | turco |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN Discovering our Higher PowerThe Twelve Steps center around our surrender to a Power greater than ourselves, and we are invited to choose whatever concept of a Higher Power is most helpful to us in our own recovery
TR Yüksek Gücümüzü KeşfetmekOn İki Basamak, kendimizden daha büyük bir Güce teslim olmamızı merkez alır ve kendi iyileşmemizde bize en çok yardımcı olacak herhangi bir Yüksek Güç kavramını seçmeye davet ediliriz
inglês | turco |
---|---|
center | merkez |
concept | kavramı |
most | en |
a | yardımcı |
and | ve |
us | bize |
to | herhangi |
of | bir |
EN Privacy is an easy target for those in power who say, “if you have nothing to hide, you have nothing to fear.” This is a lie. The truth is that the people in positions of power have the least to worry about being private.
TR Gizlilik, gücü elinde tutanlar için kolay bir hedeftir ve şöyle derler: "Gizleyecek bir şeyin yoksa korkmana gerek yoktur." Bu bir yalandır. Doğrusu, güç sahibi olanların gizlilik hakkında en az endişelenen kişiler olduğudur.
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
easy | kolay |
this | bu |
have | gerek |
power | gücü |
about | hakkında |
a | bir |
EN For USB-C functionality, laptops must support USB Power Delivery 2.0 (or greater) for power delivery of up to 100W, USB 3.1 Gen 2 (or greater) for data transfer and DisplayPort Alt mode for video output.
TR USB-C fonksiyonu için dizüstü bilgisayarlar 100 W’a kadar güç dağıtımı için USB Power Delivery 2.0’ı (veya üstü), veri transferi için USB 3.1 Gen 2’yi (veya üstü) ve video çıkışı için DisplayPort Alt modunu desteklemelidir.
inglês | turco |
---|---|
usb | usb |
or | veya |
data | veri |
transfer | transferi |
video | video |
power | güç |
and | ve |
of | in |
EN Never run out of power when hosting a video meeting: Swytch provides 60 watts of power to laptops that charge via USB-C.
TR Bir video toplantısına ev sahipliği yaparken asla gücünüz tükenmez: Swytch, USB-C ile şarj olan dizüstü bilgisayarlara 60 watt güç sağlar.
inglês | turco |
---|---|
never | asla |
video | video |
provides | sağlar |
when | yaparken |
charge | şarj |
meeting | toplantı |
EN Combine advanced operators to refine your search
TR Aramanızı saflaştırmak için gelişmiş işlemcileri birleştirin
inglês | turco |
---|---|
to | için |
advanced | gelişmiş |
EN Content Explorer reinvents broken link building. Combine the live/broken filter and referring domains filter to find dead pages on a given topic with backlinks.
TR İçerik Gezgini, kırık link yeniden oluşturmayı baştan tanımlar. Canlı/kırık filtresi ile bağlantı veren domainler filtresini birleştirip belirli bir konuda ve backlinke sahip ölü sayfaları bulun.
inglês | turco |
---|---|
broken | kırık |
domains | domainler |
find | bulun |
and | ve |
pages | sayfaları |
live | canlı |
link | link |
with | ile |
EN Combine efficiency and confidence in their practice – With ClinicalKey, there is no need to consult multiple sources, allowing physicians to save time by quickly finding accurate answers
TR Uzmanlıklarında etkinlik ve güveni birleştirmek – ClinicalKey sayesinde, birden çok kaynağa başvurma ihtiyacı ortadan kalkar ve doktorlar doğru cevapları hızla bularak zaman kazanabilir
EN Combine creativity and analytics on each step of your workflow using the Semrush Content Marketing Platform.
TR Semrush İçerik Pazarlama Platformunu kullanarak, iş akışınızın her adımında yaratıcılığı ve analitikleri birleştirin.
inglês | turco |
---|---|
workflow | iş akışı |
semrush | semrush |
platform | platformunu |
step | adım |
marketing | pazarlama |
and | ve |
using | kullanarak |
of | her |
EN Combine filters to further refine the results.
TR Sonuçları rafine etmek için filtreleri birleştirin.
inglês | turco |
---|---|
results | sonuçları |
EN To do so, when you download more than one App, we combine your data that we obtain in each App
TR Bunu yapmak için, birden fazla Uygulama indirdiğinizde, her bir Uygulamada elde ettiğimiz verilerinizi birleştiririz
inglês | turco |
---|---|
your data | verilerinizi |
more | fazla |
app | uygulama |
obtain | elde |
EN In addition, if you use the Consumer Services when you are not logged into your Foursquare account, when you subsequently log in to your Foursquare account, we combine data collected while you were not logged in.
TR Ayrıca, Foursquare hesabınıza giriş yapmadığınızda Tüketici Hizmetlerini kullanırsanız, daha sonra Foursquare hesabınıza giriş yaptığınızda, giriş yapmadığınız sırada toplanan verileri birleştiririz.
inglês | turco |
---|---|
consumer | tüketici |
services | hizmetlerini |
data | verileri |
collected | toplanan |
foursquare | foursquare |
account | hesabı |
to | ayrıca |
log | giriş |
were | daha |
the | sonra |
EN There are few hidden treasures left in this ever-shrinking world, where all of life's pleasures combine to create an atmosphere of total splendor
TR Gittikçe küçülen dünyamızda, yaşamın tüm zevklerinin birleşerek bütünsel bir ihtişam yarattığı sadece birkaç gizli hazine kaldı
inglês | turco |
---|---|
hidden | gizli |
splendor | ihtişam |
shrinking | küçülen |
all | tüm |
to | birkaç |
total | bir |
EN Upload multiple tracks and Sonix will combine them into one transcript with the speakers automatically labeled.
TR Birden fazla parça yükleyin ve Sonix bunları hoparlörler otomatik olarak etiketlenmiş bir transkript halinde birleştirir.
inglês | turco |
---|---|
upload | yükleyin |
sonix | sonix |
transcript | transkript |
and | ve |
with | parça |
automatically | otomatik olarak |
the | bunları |
EN If you record each speaker on a separate track, we can combine those tracks into one transcript.
TR Her hoparlörü ayrı bir parçaya kaydederseniz, bu parçaları tek bir transkript halinde birleştirebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
speaker | hoparlör |
transcript | transkript |
separate | ayrı |
on | halinde |
those | bu |
a | bir |
each | her |
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
TR Her katılımcının ayrı bir kanal veya parça halinde kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir.
inglês | turco |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
in | halinde |
then | ardından |
channel | kanal |
separate | ayrı |
a | bir |
each | her |
EN Combine Sonix’s audio & video collaboration platform with Box software, enabling secure enterprise-class content-sharing and tools you need to do your work.
TR Sonix'in ses ve video işbirliği platformunu Box yazılımıyla birleştirerek, işinizi yapmak için ihtiyacınız olan güvenli kurumsal sınıf içerik paylaşımı ve araçları etkinleştirin.
inglês | turco |
---|---|
video | video |
collaboration | işbirliği |
platform | platformunu |
work | iş |
enterprise | kurumsal |
class | sınıf |
content | içerik |
sharing | paylaşımı |
tools | araçları |
software | yazılım |
you need | ihtiyacınız |
EN Sonix’s proprietary multitrack upload feature allows you to upload multiple tracks and we’ll combine them into one transcript like magic.
TR Sonix'in tescilli çok parçalı yükleme özelliği, birden fazla parça yüklemenizi sağlar ve bunları sihir gibi tek bir transkripte birleştireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
proprietary | tescilli |
upload | yükleme |
allows | sağlar |
transcript | transkripte |
feature | özelliği |
and | ve |
to | birden |
EN We combine top property sales, finance and investment banking capabilities into a single, fully integrated service that delivers better real estate investment performance. Learn More
TR Üst düzey mülk satışları ile finans ve yatırım bankacılığı yeteneklerini daha iyi bir gayrimenkul yatırımı performansı sunan tam entegre, tek bir hizmette bir araya getiriyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
inglês | turco |
---|---|
property | mülk |
finance | finans |
investment | yatırım |
integrated | entegre |
real estate | gayrimenkul |
sales | satış |
better | daha iyi |
EN Combine your best memories into fun and vivid slideshows to make them even more memorable
TR İzleyiciler en iyi anlarınıza hızla göz atsın․ Eğlenceli ve göz alıcı slayt gösterilerine dönüştürerek, bu anların akılda daha iyi kalmasını sağlayın
inglês | turco |
---|---|
fun | eğlenceli |
slideshows | slayt |
to | e |
more | daha |
best | iyi |
and | ve |
them | bu |
EN Use our video collage maker to create a stunning video collage online. Combine your best moments together and get a unique video in minutes.
TR İnternet üzerinden çarpıcı bir kolaj oluşturmak için video kolaj aracımızı kullanın. En iyi anlarınızı bir araya getirin ve benzersiz bir video dakikalar içinde elinizde olsun.
inglês | turco |
---|---|
video | video |
moments | anları |
minutes | dakikalar |
stunning | çarpıcı |
unique | benzersiz |
and | ve |
best | en |
in | içinde |
to | araya |
EN Mix and combine any of the 400+ scenes to get a unique video that conveys your message in an engaging way.
TR 400'den fazla sahne arasından dilediklerinizi karıştırıp birleştirin ve mesajınızı dikkat çekici şekilde veren benzersiz bir video elde edin.
inglês | turco |
---|---|
scenes | sahne |
video | video |
engaging | çekici |
message | mesaj |
unique | benzersiz |
and | ve |
the | şekilde |
EN Combine live chat and chatbots with a knowledge base to strengthen your customer experience
TR Müşteri deneyiminizi güçlendirmek için canlı sohbeti ve sohbet robotlarını bir bilgi tabanıyla birleştirin
inglês | turco |
---|---|
base | tabanı |
strengthen | güçlendirmek |
customer | müşteri |
live | canlı |
experience | deneyiminizi |
chat | sohbet |
to | için |
a | bir |
and | ve |
EN The best experience is the ability to combine a converational experiencee using an automated chat bot to qualify a user's request and then to offer a human to resolve the defined problem.
TR En iyi deneyim, bir kullanıcının isteğini nitelendirmek için otomatik bir sohbet botu kullanarak bir konuşma deneyimini birleştirme ve ardından tanımlanan sorunu çözmek için bir insan önerme yeteneğidir.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
human | insan |
defined | tanımlanan |
problem | sorunu |
users | kullanıcı |
chat | sohbet |
and | ve |
experience | deneyim |
a | bir |
using | kullanarak |
best | en |
to | için |
Mostrando 50 de 50 traduções