EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN We will go into the matter together and go out together.
TR Meselenin içine birlikte girip, birlikte çıkacağız.
inglês | turco |
---|---|
together | birlikte |
into | içine |
EN The cooperative is an enterprise where volunteers come together and work together in line with economic, social, and cultural needs, and there are 7 universal principles of cooperatives.
TR Kooperatifler temel olarak, gönüllü kişilerin bir araya gelerek, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda birlikte çalıştıkları işletmelerdir ve kooperatifçiliğin 7 evrensel ilkesi bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
cultural | kültürel |
needs | ihtiyaç |
universal | evrensel |
and | ve |
work | iş |
of | in |
EN We draw our strength from being together and elevating each other because WE are Stronger Together.
TR Biz gücümüzü beraber olmaktan, birbirimizi yüceltmekten alıyoruz çünkü BİZ Birlikte Güçlüyüz.
inglês | turco |
---|---|
strength | güç |
because | çünkü |
we | biz |
together | birlikte |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN Dear Phemexers, The friends who trade crypto together, stay together! Here at Phemex we are all about the good times, so here’s extra rewards on us. Invite your friends and earn up to $100 just b……
TR Değerli kullanıcılarımız, Phemex TR mobil uygulamamızı hayata geçirdiğimizi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Hiç olmadığı kadar düşük ücretlerle kripto satın alımı……
EN The Play Together feature will no longer be available. You will not be able to start a Play Together session from Party screen. You can continue creating parties, and talking to your friends through the Party.
TR Birlikte Oynama özelliği artık kullanılamayacak. Grup ekranından bir Birlikte Oynama oturumunu başlatamayacaksınız. Grup oluşturmaya ve Grup üzerinden arkadaşlarınızla konuşmaya devam edebilirsiniz.
EN The output may be customized by passing one or more of the following constants bitwise values summed together in the optional flags parameter. One can also combine the respective constants or bitwise values together with the bitwise or operator.
TR İsteğe bağlı bu bağımsız değişkende aşağıdaki sabitlerin bitsel değerlerinin toplamı belirtilerek işlevin çıktısı özelleştirilebilir. Bu sabitleri veya bitsel değerlerini bitsel VEYA işleci ile birleştirerek belirtebilirsiniz.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
more | daha |
collaborative | ortak |
open | açık |
benefit | fayda |
society | topluma |
working | çalışarak |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
world | dünyası |
we believe | inanıyoruz |
and | ve |
research | araştırma |
a | bir |
of | birlikte |
performance | performans |
EN Organise course materials, work together on papers and share information across any device with Mendeley
TR Mendeley ile ders materyallerini düzenleyin, makaleler üzerinde birlikte çalışın ve tüm cihazlardan bilgi paylaşın
inglês | turco |
---|---|
information | bilgi |
mendeley | mendeley |
and | ve |
share | paylaşın |
on | üzerinde |
EN Our publishing and support teams bring the same expertise to you that we share with Cell and Lancet, and together we are fully committed to your publishing and financial success.
TR Yayıncılık ve destek ekiplerimiz size Cell ve Lancet ile paylaştığımız aynı uzmanlığı sunuyor ve kendimizi sizinle birlikte yayıncılık ve finansal başarılarınıza adamış durumdayız.
inglês | turco |
---|---|
publishing | yayıncılık |
support | destek |
financial | finansal |
success | başarı |
are | sunuyor |
with | sizinle |
and | ve |
the | aynı |
to | birlikte |
EN Learn how Cloudflare's Zero Trust solution works together to provide secure, optimized connectivity for remote workforces.
TR Cloudflare'ın Sıfır Güven çözümünün, uzaktan iş gücü için güvenli ve optimize edilmiş bağlantı sağlamak üzere birlikte nasıl çalıştığını öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
zero | sıfır |
optimized | optimize |
remote | uzaktan |
connectivity | bağlantı |
works | çalıştığını |
trust | güven |
to | sağlamak |
how | nasıl |
EN Science & People: This is a series of events organized by Elsevier which bring together researchers and the interested public to discuss the latest science, technology and medical research
TR Science & People: En son bilim, teknoloji ve tıp araştırmalarını tartışmaları için araştırmacılar ve halktan konuya ilgi duyan kişileri bir araya getiren ve Elsevier tarafından düzenlenen bir dizi etkinliktir
inglês | turco |
---|---|
series | dizi |
researchers | araştırmacılar |
interested | ilgi |
medical | tıp |
elsevier | elsevier |
technology | teknoloji |
science | bilim |
and | ve |
by | tarafından |
latest | en |
the latest | son |
of | in |
a | bir |
bring | için |
to | araya |
EN Our reports are customized so you will need to provide at least some basic details to our team members so that they could put together the most relevant information for you.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
need | gerekiyor |
basic | temel |
information | bilgiyi |
relevant | alakalı |
our team | ekibimiz |
most | en |
least | az |
so | bu yüzden |
our | ile |
reports | raporlar |
put | için |
you | bu |
to | araya |
EN This is the only report of its kind that brings important SEO metrics like backlinks, organic traffic and organic keywords together.
TR Bu rapor backlink, organik trafik ve organik anahtar kelimeler gibi önemli SEO ölçümlerini bir araya getiren tek rapordur.
inglês | turco |
---|---|
report | rapor |
seo | seo |
organic | organik |
traffic | trafik |
together | araya |
important | önemli |
this | bu |
keywords | anahtar |
and | ve |
EN With Ahrefs Enterprise, your team comes together to grow your web presence.
TR Ahrefs Enterprise ile ekibiniz, web’deki varlığınızı büyütmek için bir araya gelir.
inglês | turco |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
presence | varlığını |
enterprise | enterprise |
your team | ekibiniz |
comes | ile |
EN We initiated a project together with The Governership of Ordu. The project aimed to keep children away from hazelnut groves, laying the foundation of our Child Labour Program.
TR Ordu Valiliği ile yaptığımız işbirliği ile çocukların fındık bahçelerinden uzak tutulmasını hedefleyen ve çocuk işçiliği ile mücadelemizin temellerini oluşturan projemize başladık.
inglês | turco |
---|---|
labour | iş |
children | çocukların |
child | çocuk |
our | ve |
with | ile |
EN We brought Syrian NGOs Together
TR Suriyeli Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirdik
inglês | turco |
---|---|
syrian | suriyeli |
together | araya |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS)
TR "Çalışıyorum, Kendime Daha Fazla Güveniyorum"
inglês | turco |
---|---|
to | fazla |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN the right to request access to, or copies of, your personal data that we process or control, together with information regarding the nature, processing and disclosure of that personal data;
TR işlediğimiz veya kontrol ettiğimiz kişisel verilerinize, bu kişisel verilerin niteliği, işlenmesi ve ifşasıyla ilgili bilgilerle birlikte erişim veya bunların kopyalarını isteme hakkı;
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
data | verilerin |
process | iş |
control | kontrol |
processing | işlenmesi |
right | hakkı |
or | veya |
personal | kişisel |
and | ve |
EN Our Meetups bring dads together for playdates, Dads' Nights Out, educational workshops, and special events."
TR Meetup etkinliklerimiz sayesinde babalar oyun buluşmaları, Babalar Gecesi, eğitim amaçlı atölyeler ve özel etkinliklerle bir araya geliyor."
inglês | turco |
---|---|
educational | eğitim |
workshops | atölyeler |
events | etkinliklerle |
out | e |
and | ve |
together | araya |
EN These finds, which come together with the products of the Central Anatolian Bronze Age civilizations, document that there is an advanced trade and culture exchange in the region
TR İç Anadolu Bronz Çağı uygarlıkları ürünleriyle bir arada çıkan bu buluntular bölgede gelişmiş ticaret ve kültür alış verişi olduğunu belgelemektedir
inglês | turco |
---|---|
bronze | bronz |
trade | ticaret |
culture | kültür |
advanced | gelişmiş |
is | olduğunu |
and | ve |
these | bu |
products | bir |
EN CU Fair Choice has developed its criteria to bring together CU's experience of auditing different organisations around the world, based on the following principles:
TR CU Fair Choice, aşağıdaki prensiplere dayanarak CU'nun dünya genelinde farklı kuruluşlardaki denetim tecrübesini sunmak için kendi kriterlerini geliştirmiştir:
inglês | turco |
---|---|
developed | geliştirmiştir |
criteria | kriterlerini |
auditing | denetim |
world | dünya |
based on | dayanarak |
different | farklı |
of | in |
the | aşağıdaki |
bring | için |
EN As Anneysen.com, we bring together mothers and mothers and brands and companies that want to reach them on a single platform
TR Anneysen.com olarak, anne adayları ve anneler ile onlara ulaşmak isteyen marka ve firmaları tek bir platformda buluşturuyoruz
inglês | turco |
---|---|
want | isteyen |
platform | platformda |
and | ve |
companies | firmaları |
to | marka |
reach | ile |
a | bir |
to reach | ulaşmak |
EN We engineer and test each hose length and fitting tolerance to stringent factors of safety and our hoses and fittings are tested to work together as an assembly, ensuring a proper fit.
TR Her bir hortum uzunluğunu ve rakor toleransını sıkı güvenlik faktörlerine göre tasarlayıp test ediyoruz ve hortumlarımız ile rakorlarımız, tam bir uyum sağlaması için takım olarak birlikte çalışacak şekilde test ediliyor.
inglês | turco |
---|---|
hose | hortum |
safety | güvenlik |
stringent | sıkı |
work | çalışacak |
test | test |
and | ve |
a | bir |
as | göre |
EN We bring together your favourite music services and join up listening, watching and sharing to connect your musical world.
TR En sevdiğin müzik hizmetlerini bir araya getiriyoruz. Dinlemek, seyretmek ve müzik dünyanı paylaşmak için katılman yeterli.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmetlerini |
sharing | paylaşmak |
music | müzik |
and | ve |
bring | için |
to | araya |
EN We know that working together as a community is better for everyone.
TR Topluluk olarak bir arada çalışmanın herkes için daha faydalı olduğunu biliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
community | topluluk |
we know | biliyoruz |
is | olduğunu |
a | bir |
as | olarak |
EN Write to us at b2b@logaster.co.uk or Whatsapp (+380 97 793 0840) to arrange for a call or online presentation. Let's grow your business together!
TR Bir arama veya online sunum ayarlamak için bize b2b@logaster.co.uk adresinden yazın. İşinizi birlikte büyütelim!
inglês | turco |
---|---|
logaster | logaster |
call | arama |
online | online |
presentation | sunum |
at | adresinden |
or | veya |
us | bize |
a | bir |
EN BIM models for the tunnel project and station upgrades were created using AutoCAD, Civil 3D, and Revit, together with Navisworks (US site) to collaborate with construction teams.
TR Tünel projeleri ve istasyon yenilemeleri için BIM modelleri AutoCAD, Civil 3D ve Revit ile inşaat ekipleriyle işbirliği için Navisworks (İngilizce) kullanılarak oluşturuldu.
inglês | turco |
---|---|
bim | bim |
models | modelleri |
project | iş |
autocad | autocad |
collaborate | işbirliği |
construction | inşaat |
and | ve |
with | ile |
EN It’s a simple and realistic goal that we can achieve together.
TR Birlikte başarabileceğimiz basit ve gerçekçi bir hedef.
inglês | turco |
---|---|
realistic | gerçekçi |
goal | hedef |
together | birlikte |
simple | basit |
and | ve |
a | bir |
EN Discover the additional value of using an Eaton system of products designed to work together to achieve even higher operating pressures
TR Daha yüksek çalışma basıncına ulaşmak için birlikte çalışacak şekilde tasarlanmış bir Eaton ürünleri sistemini kullanmanın getireceği katma değeri keşfedin
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
eaton | eaton |
system | sistemini |
higher | daha yüksek |
value | değeri |
the | şekilde |
even | bir |
products | ürünleri |
work | çalışacak |
designed | tasarlanmış |
of | in |
achieve | ulaşmak |
EN Global history was made in the Garden Room of Fairmont San Francisco on June 26, 1945, when 50 countries came together to draft and sign the Charter establishing the United Nations.
TR Küresel tarih, 26 Haziran 1945‘de Fairmont San Francisco’nun Garden Room’unda 50 ülkenin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni hazırlamak ve imzalamak için bir araya gelmesiyle yazılıyor.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
history | tarih |
fairmont | fairmont |
san | san |
june | haziran |
and | ve |
nations | milletler |
of | in |
to | araya |
sign | için |
the | bir |
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
action | eylem |
future | gelecek |
healthier | sağlıklı |
environment | çevreye |
a | bir |
EN Begin your life together in one of our inspiring destinations. From mountain top to iconic city to tropical isle, we have the perfect setting for your big day.
TR Birlikte yaşamınızı esin kaynağı destinasyonlarımızdan birinde başlayın. Dağların zirvesinden, simgesel şehir veya tropik adalara, büyük gününüz için mükemmel konuma sahibiz.
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
life | yaşam |
iconic | simgesel |
in one | birinde |
city | şehir |
perfect | mükemmel |
in | da |
mountain | dağ |
day | gün |
the | veya |
big | büyük |
of | in |
we have | sahibiz |
EN Our solutions and products drive sustainable, long term profit impact. Together, let’s power your growth. Explore & discover more now.
TR Mayıs’tan beri, pandemi döneminde ticari çevikliğin önemini vurguluyoruz. Pandemi devam ettikçe, kazananları başkalarından ayıran bilgiler paylaşmaya devam ediyoruz.
EN We take our work seriously, relentlessly pursue excellence, and have fun doing hard things together.
TR İşimizi ciddiye alıyor, durmaksızın mükemmelliğin peşinde koşuyor ve birlikte zor işleri yapmaktan keyif alıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
hard | zor |
together | birlikte |
and | ve |
EN Finally, we set forth the foundation for the Blockchain Airdrops, together with the criteria that will guide Blockchain in selecting which tokens we will airdrop to our users.
TR Son olarak, Blockchain Airdrop'lar için temel hazırladık ve Blockchain'i kullanıcılarımıza hangi hava araçlarını belirleyeceğimizi seçecek şekilde yönlendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
foundation | temel |
blockchain | blockchain |
finally | son olarak |
the | şekilde |
our | ve |
users | kullanıcılar |
EN Rap is a vocal style, usually coming together with hip-hop, the musical genre off-shoot of the hip hop culture
TR Rap müziğin kökeni 1970'lerde özellikle siyahi insanların yaşadığı Amerika'nın kenar mahallelerine, yâni bir diğer deyişle "getto"lara dayanmaktadır
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
of | in |
EN Though a number of lineup changes followed, the three original members remained together until September 8, 2010, when Portnoy left the band
TR Grup müziğinde progresif rock ve heavy metali, jazz temelleri ile birleştirmiştir
inglês | turco |
---|---|
band | grup |
the | ile |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS)
TR Kız Çocukları Güçlenir, Toplum Değişir
inglês | turco |
---|---|
together | de |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS) - Support to Life
TR İnsan Onurunu Korumak İçin Birlikte: Temel İnsani Yardım Standardı Eğitimi (TIS) - Hayata Destek
inglês | turco |
---|---|
training | eğitimi |
standards | standardı |
support | destek |
core | temel |
to life | hayata |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS) - Support to Life
TR İnsan Onurunu Korumak İçin Birlikte: Temel İnsani Yardım Standardı Eğitimi (TIS) - Hayata Destek
inglês | turco |
---|---|
training | eğitimi |
standards | standardı |
support | destek |
core | temel |
to life | hayata |
EN We came together with civil society organizations in the webinar series that we organized under…
TR Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve yürütücüsü olduğumuz Kaynak Merkezi projesi kapsamında beş…
EN It was Great to be “TOGETHER"
TR “BİRLİKTE Olmak Çok Güzel”di
EN The Call for Proposals for the Institutional Support Program for Local CSOs TOGETHER, developed by…
TR COVID-19 pandemisiyle birlikte STGM’nin başladığı online eğitimler devam ediyor. Bu kapsamda 2-4…
EN We Come Together With Our Foreign Guests Within The Scope of Erasmus+ Adult Education Programme
TR Yurtdışından Konuklarımızla Erasmus + Yetişkin Eğitimi Kapsamında Buluştuk
inglês | turco |
---|---|
within | e |
adult | yetişkin |
education | eğitimi |
scope | kapsamında |
EN We Got Together with CSOs from Different Cities in CSO Management Training
TR BİRLİKTE Birinci Yılını Geride Bıraktı
Mostrando 50 de 50 traduções