EN Building a community that encourages people to use, contribute to, and evangelize your project.
"working environment encourages" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Building a community that encourages people to use, contribute to, and evangelize your project.
TR İnsanları projenizi kullanmaya, katkıda bulunmaya ve uyarlamaya teşvik eden bir topluluk oluşturmak.
inglês | turco |
---|---|
community | topluluk |
your project | projenizi |
a | bir |
and | ve |
contribute | katkı |
to use | kullanmaya |
EN Support to Life encourages fair and ethical procurement and business applications as a humanitarian actor
TR Hayata Destek Derneği, bir insani yardım aktörü olarak, adil ve etik satınalma ve iş uygulamalarını teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
fair | adil |
ethical | etik |
and | ve |
support | destek |
to life | hayata |
applications | uygulamalar |
a | bir |
EN Fastreel encourages people to express their creativity and bring business ideas to life.
TR Fastreel, insanları yaratıcılıklarını ifade etmeye ve iş fikirlerini hayata geçirmeye teşvik eder.
inglês | turco |
---|---|
ideas | fikirlerini |
to | etmeye |
people | insanları |
to life | hayata |
and | ve |
EN Support to Life encourages fair and ethical procurement and business applications as a humanitarian actor
TR Hayata Destek Derneği, bir insani yardım aktörü olarak, adil ve etik satınalma ve iş uygulamalarını teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
fair | adil |
ethical | etik |
and | ve |
support | destek |
to life | hayata |
applications | uygulamalar |
a | bir |
EN People connected to Amway are part of a global community that supports and encourages each other
TR Amway’e bağlanan insanlar birbirlerini destekleyen ve teşvik eden küresel bir topluluğun parçalarıdırlar
inglês | turco |
---|---|
people | insanlar |
global | küresel |
community | topluluğun |
supports | destekleyen |
and | ve |
a | bir |
EN Support to Life encourages fair and ethical procurement and business applications as a humanitarian actor
TR Hayata Destek Derneği, bir insani yardım aktörü olarak, adil ve etik satınalma ve iş uygulamalarını teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
fair | adil |
ethical | etik |
and | ve |
support | destek |
to life | hayata |
applications | uygulamalar |
a | bir |
EN Support to Life encourages fair and ethical procurement and business applications as a humanitarian actor
TR Hayata Destek Derneği, bir insani yardım aktörü olarak, adil ve etik satınalma ve iş uygulamalarını teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
fair | adil |
ethical | etik |
and | ve |
support | destek |
to life | hayata |
applications | uygulamalar |
a | bir |
EN Material found on a website that promotes, encourages, or engages in child exploitation or abuse of children.
TR Çocukların istismar edilmesini veya istismar edilmesini teşvik eden, teşvik eden veya bunlarla uğraşan bir web sitesinde bulunan materyal
inglês | turco |
---|---|
found | bulunan |
website | web |
or | veya |
a | bir |
EN Fastreel encourages people to express their creativity and bring business ideas to life.
TR Fastreel, insanları yaratıcılıklarını ifade etmeye ve iş fikirlerini hayata geçirmeye teşvik eder.
inglês | turco |
---|---|
ideas | fikirlerini |
to | etmeye |
people | insanları |
to life | hayata |
and | ve |
EN The highlight is the Market for Good Deeds, which encourages people to make their lives more sustainable.
TR Etkinliğin merkezindeki “İyi Gelecek Pazar Yeri” başlığı altında yaşamı daha sürdürülebilir biçimde şekillendirme isteği teşvik ediliyor.
inglês | turco |
---|---|
market | pazar |
their | in |
more | daha |
sustainable | sürdürülebilir |
EN TheOneSpy believes in ethical supervision and encourages parents to supervise kids for their digital well-being
TR TheOneSpy etik denetime inanır ve ebeveynleri çocukları dijital refahları için denetlemeye teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
ethical | etik |
digital | dijital |
theonespy | theonespy |
and | ve |
EN Having things on your website that are out of whack will make it seem like your business is shady or untrustworthy, and SEO encourages you to fix any issues that may exist.
TR Web sitenizde yolunda gitmeyen şeyler olması, işletmenizin şüpheli veya güvenilmez görünmesine neden olur ve SEO sizi var olabilecek sorunları çözmeye teşvik eder.
inglês | turco |
---|---|
website | web |
business | iş |
seo | seo |
your website | sitenizde |
your business | işletmenizin |
things | şeyler |
issues | sorunları |
to | neden |
or | veya |
of | sizi |
and | ve |
EN Content that promotes, encourages, or affiliates with terrorist organizations or violent extremist groups.
TR Terör örgütlerini veya şiddet yanlısı radikal grupları tanıtan, teşvik eden veya bunlarla bağlantı kuran içerik.
inglês | turco |
---|---|
content | içerik |
or | veya |
groups | grupları |
EN This means building a high-performance culture that encourages people to thrive and succeed.
TR Bu da, insanları çaba gösterip başarılı olmak üzere destekleyecek bir yüksek performans kültürü inşa etmek anlamına geliyor.
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
performance | performans |
building | inşa |
this | bu |
people | insanları |
a | bir |
culture | kültürü |
EN ITAA encourages anyone who requires sign language interpretation to attend meetings (whether open or closed) with their interpreter
TR ITAA, işaret dili tercümesine ihtiyaç duyan herkesi (açık veya kapalı) tercümanlarıyla toplantılara katılmaya teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
itaa | itaa |
language | dili |
meetings | toplantı |
open | açık |
closed | kapalı |
or | veya |
EN Content that encourages or instructs voters or participants to misrepresent themselves or participate illegally.
TR Seçmenleri veya katılımcıları kendilerini yanlış tanıtmaya veya yasa dışı olarak katılmaya teşvik eden veya yönlendiren içerikler.
inglês | turco |
---|---|
participants | katılımcılar |
or | veya |
to | olarak |
EN Yes. You can easily create and modify environment variables from the AWS Lambda Console, CLI, or SDKs. To learn more about environment variables, see the documentation.
TR Evet. AWS Lambda Konsolu, CLI veya SDK'lardan kolayca ortam değişkeni oluşturabilir ve değiştirebilirsiniz. Ortam değişkenleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için belgelere göz atın.
inglês | turco |
---|---|
environment | ortam |
aws | aws |
lambda | lambda |
console | konsolu |
cli | cli |
easily | kolayca |
see | göz |
yes | evet |
or | veya |
about | hakkında |
EN The AWS environment is a virtualized, multi-tenant environment
TR AWS ortamı sanallaştırılmış, çok kiracılı bir ortamdır
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
environment | ortamı |
a | bir |
EN Yes. You can easily create and modify environment variables from the AWS Lambda Console, CLI, or SDKs. To learn more about environment variables, see the documentation.
TR Evet. AWS Lambda Konsolu, CLI veya SDK'lardan kolayca ortam değişkeni oluşturabilir ve değiştirebilirsiniz. Ortam değişkenleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için belgelere göz atın.
inglês | turco |
---|---|
environment | ortam |
aws | aws |
lambda | lambda |
console | konsolu |
cli | cli |
easily | kolayca |
see | göz |
yes | evet |
or | veya |
about | hakkında |
EN The AWS operating environment allows you to have a level of security and compliance only possible in an environment supported by high levels of automation
TR AWS işletim ortamı ancak yüksek otomasyon düzeyleri tarafından desteklenen bir ortamda mümkün olabilecek bir güvenlik ve mevzuat uyumluluğu düzeyine sahip olmanıza olanak sağlar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
allows | sağlar |
security | güvenlik |
possible | mümkün |
supported | desteklenen |
automation | otomasyon |
high | yüksek |
levels | düzeyleri |
environment | ortamı |
and | ve |
by | tarafından |
the | ancak |
a | bir |
to | sahip |
EN Both the Environment Ministry and the Transport Ministry take the stance that a speed limit would do little to protect the environment. Federal Transport Minister Andreas Scheuer (CSU) puts the reduction in CO2 emissions at less than 0.5%.
TR Çevre ve Ulaşım Bakanlıkları hız sınırının çevrenin korunmasına katkısının çok az olduğu görüşünde. Federal Ulaşım Bakanı Andreas Scheuer (CSU) CO2 salımındaki azalmanın yüzde 0,5’in altında kalacağını açıkladı.
inglês | turco |
---|---|
transport | ulaşım |
speed | hız |
federal | federal |
csu | csu |
at | nda |
in | altında |
and | ve |
less | az |
limit | sınır |
EN Our groundbreaking research confirms the relationship between people's working environment and their health, well-being and ability to perform.
TR Çığır açan araştımalarımız, kişilerin çalışma alanları ve sağlık & refahlarının ve performanslarının arasındaki pozitif ilişkiyi teyit etmektedir.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
working | çalışma |
and | ve |
between | arasındaki |
EN Our groundbreaking research confirms the relationship between people's working environment and their health, well-being and ability to perform.
TR Çığır açan araştımalarımız, kişilerin çalışma alanları ve sağlık & refahlarının ve performanslarının arasındaki pozitif ilişkiyi teyit etmektedir.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
working | çalışma |
and | ve |
between | arasındaki |
EN Our strong team produces world-class solutions in a unique working environment. As our field of activity requires specific capabilities, we maintain a highly experienced team.
TR Yirmi kişilik ekibimizle, özel bir alanda, dünya ile yarışan çözümler üretiyoruz. Faaliyet alanlarımızın özel nitelikleri nedeniyle tecrübeli ekip arkadaşları ile çalışıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
activity | faaliyet |
experienced | tecrübeli |
world | dünya |
solutions | çözümler |
unique | ile |
EN Unique USB cable management and extender are designed for easy organizing and extension to make working environment neat and tidy.
TR Eşsiz USB kablo yönetimi ve genişletici, çalışma ortamını temiz ve düzenli hale getirmek için kolay düzenleme ve genişletme için tasarlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
unique | eşsiz |
cable | kablo |
management | yönetimi |
easy | kolay |
and | ve |
working | çalışma |
usb | usb |
environment | ortamını |
EN USB cable management and extender make working environment neat and tidy.
TR USB kablo yönetimi ve genişletici, çalışma ortamını temiz ve düzenli hale getirir.
inglês | turco |
---|---|
cable | kablo |
management | yönetimi |
and | ve |
working | çalışma |
usb | usb |
environment | ortamını |
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
inglês | turco |
---|---|
working | iş |
and | ve |
fewer | az |
to | sağlamak |
a | bir |
EN Two more pluses: such programmes usually offer an international environment and the language of teaching and working is often English.
TR İki artı daha: Bu tür programlar genellikle uluslararası bir ortam sunuyorlar ve ders ve çalışma dili çoğu yerde İngilizce.
inglês | turco |
---|---|
environment | ortam |
international | uluslararası |
working | çalışma |
such | bu |
the | çoğu |
and | ve |
more | daha |
of | bir |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN Communicate with employees on a regular basis. What do they find lacking in an ideal working environment? Would they like to be able work remotely? Get opinions on office politics and gauge the morale of the entire organization.
TR Çalışanlarınızla düzenli olarak iletişim kurun. İdeal bir çalışma ortamına göre eksik buldukları unsurlar neler? Uzaktan çalışmak isterler mi? Ofis politikaları hakkında fikir edinin ve tüm kuruluşun moral durumunu ölçün.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
regular | düzenli |
remotely | uzaktan |
office | ofis |
organization | kuruluş |
work | çalışmak |
get | al |
a | bir |
and | ve |
what | neler |
environment | ortamı |
to | hakkında |
with | göre |
EN It quickly shows you how your content is performing, what’s working, what’s not working, and what issues need your attention.
TR İçeriğinizin nasıl performans gösterdiğini, neyin işe yaradığını, neyin işe yaramadığını ve hangi konulara dikkat etmeniz gerektiğini hızlı bir şekilde gösterir.
inglês | turco |
---|---|
shows | gösterir |
performing | performans |
working | iş |
attention | dikkat |
what | neyin |
how | nasıl |
your | etmeniz |
and | ve |
is | bir |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We offer technical support by phone and ticketing system in Turkey during working hours, with the exception of working hours, we offer technical support through the ticket system
TR Türkiye mesai saatlerinde telefonla ve bilet sistemi üzerinden, mesai saatleri haricinde bilet sistemi üzerinden teknik destek sunmaktayız
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
and | ve |
system | sistemi |
turkey | türkiye |
hours | saatleri |
ticket | bilet |
by phone | telefonla |
support | destek |
EN Health Problems Met in Working Area and Occupational Risks of Staff Working in Kayseri 112 Emergency Health Care Services
TR Kayseri 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Personelin Çalışma Ortamında Karşılaştıkları Sağlık Sorunları Ve Karşılaştıkları Mesleki Riskler
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
kayseri | kayseri |
services | hizmetlerinde |
problems | sorunları |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We offer technical support by phone and ticketing system in Turkey during working hours, with the exception of working hours, we offer technical support through the ticket system
TR Türkiye mesai saatlerinde telefonla ve bilet sistemi üzerinden, mesai saatleri haricinde bilet sistemi üzerinden teknik destek sunmaktayız
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
and | ve |
system | sistemi |
turkey | türkiye |
hours | saatleri |
ticket | bilet |
by phone | telefonla |
support | destek |
EN It quickly shows you how your content is performing, what’s working, what’s not working, and what issues need your attention.
TR İçeriğinizin nasıl performans gösterdiğini, neyin işe yaradığını, neyin işe yaramadığını ve hangi konulara dikkat etmeniz gerektiğini hızlı bir şekilde gösterir.
inglês | turco |
---|---|
shows | gösterir |
performing | performans |
working | iş |
attention | dikkat |
what | neyin |
how | nasıl |
your | etmeniz |
and | ve |
is | bir |
EN Taking care of the children? Working part-time or from home? Parents explain how they balance their family and working lives.
TR Çocuklara nasıl bakılacak? Yarım gün çalışarak mı, evden çalışarak mı? Ana babalar, aile ve iş hayatını nasıl pay ettiklerini anlatıyorlar.
inglês | turco |
---|---|
family | aile |
working | çalışarak |
how | nasıl |
the | gün |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções