TR Pure'u kullanarak, üniversiteler ulusal değerlendirmeler ve finansörlerin açık erişim gerekliliklerine daha kolay bir şekilde uyabilir.
"üniversiteler ulusal değerlendirmeler" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
üniversiteler | universities |
ulusal | national the national |
TR Pure'u kullanarak, üniversiteler ulusal değerlendirmeler ve finansörlerin açık erişim gerekliliklerine daha kolay bir şekilde uyabilir.
EN By using Pure, universities can more easily comply with open access requirements of national assessments & funders.
turco | inglês |
---|---|
üniversiteler | universities |
ulusal | national |
açık | open |
erişim | access |
TR Pure'u kullanarak, üniversiteler ulusal değerlendirmeler ve finansörlerin açık erişim gerekliliklerine daha kolay bir şekilde uyabilir.
EN By using Pure, universities can more easily comply with open access requirements of national assessments & funders.
turco | inglês |
---|---|
üniversiteler | universities |
ulusal | national |
açık | open |
erişim | access |
TR Genel Klinik Değerlendirmeler: Hasta başında hızlı cevaplara ulaşmak için kısa, kolay bulunan monograflar
EN Clinical Overviews: succinct, easy-to-navigate monographs for quick answers at the point of care
turco | inglês |
---|---|
klinik | clinical |
hızlı | quick |
kolay | easy |
TR SMETA - 2 bloklu ve 4 bloklu değerlendirmeler
EN SMETA - 2 pillar and 4 pillar assessments
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR 14. Değerlendirmeler, Yorumlar ve Sair İletiler
EN 14. Reviews, Comments And Other Submissions
turco | inglês |
---|---|
yorumlar | comments |
ve | and |
TR Yumuşaklık testleri ve elle değerlendirmeler, TENCEL™ Modal elyafların pamuktan iki kat daha yumuşak olduğunu gösteriyor
EN Measurements and hand evaluations of softness show that TENCEL™ Modal fibers are twice as soft as cotton
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
modal | modal |
yumuşak | soft |
TR SMETA - 2 bloklu ve 4 bloklu değerlendirmeler
EN SMETA - 2 pillar and 4 pillar assessments
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Bilecik Bahçelievler Neolitik Çağ Yontmataş Topluluğuna Ait İlk Değerlendirmeler
EN Preliminary Evaluations of the Bilecik Bahçelievler Neolithic Chipped Stone Assemblage
TR Bu sistem, hafifletici politikaları, prosedürleri ve ayrıntılı kontrolleri, güvence süreçleri, değerlendirmeler ve raporlar ile bir araya getirerek tek bir risk yönetimi platformu oluşturur.
EN This creates a single platform for risk management, bringing mitigating policies, procedures and detailed controls together with assurance processes, assessments and reports.
turco | inglês |
---|---|
ayrıntılı | detailed |
kontrolleri | controls |
raporlar | reports |
risk | risk |
platformu | platform |
oluşturur | creates |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR 12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP - Ulusal Eylem Planları'na sahip ülke sayısı
EN 12.1.1. Number of countries with sustainable consumption and production (SCP) national action plans or SCP mainstreamed as a priority or a target into national policies
turco | inglês |
---|---|
öncelik | priority |
ulusal | national |
hedef | target |
sürdürülebilir | sustainable |
tüketim | consumption |
üretim | production |
eylem | action |
TR Kamu kurumlarındaki (ulusal ve yerel yasama, kamu hizmeti ve yargı) pozisyonların dağılımının ulusal dağılımlara (cinsiyet, yaş, engelliler ve nüfus gruplarına göre) oranı 16.7.2
EN Proportions of positions (by sex, age, persons with disabilities and population groups) in public institutions (national and local legislatures, public service, and judiciary) compared to national distributions 16.7.2
turco | inglês |
---|---|
kamu | public |
ulusal | national |
yerel | local |
hizmeti | service |
cinsiyet | sex |
yaş | age |
nüfus | population |
ın | of |
grupları | groups |
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
turco | inglês |
---|---|
a | a |
önlemek | prevent |
mücadele | combat |
düzeyde | levels |
kapasite | capacity |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
kurumların | institutions |
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
TR Ulusal ve yerel görsel ve yazılı basına düzenli olarak basın bültenleri gönderilecektir. Ulusal basında reklamlarımız yer alacaktır.
EN Regular press releases will be sent to the national and local visual and printed media. Our advertisements will take place in national press.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
görsel | visual |
düzenli | regular |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR Konuyla ilgili olarak küresel düzeyde geçerli yönetmelikler ve bunların ulusal düzeyde uygulanmasını sağlayacak ulusal düzenlemelere ihtiyacımız olacak
EN We will need global guidelines and national implementation rules
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
ulusal | national |
olacak | will |
TR Bazı üniversiteler ve finansör kuruluşların Makale Yayınlama Ücreti masrafını merkezi olarak ödemek için anlaşmaları mevcuttur
EN Some universities and funding bodies have agreements in place to cover the cost of the Article Publishing Charge centrally
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
üniversiteler | universities |
makale | article |
yayınlama | publishing |
mevcuttur | have |
TR Bazı üniversiteler ve finansör kuruluşların APC masrafını merkezi olarak ödemek için anlaşmaları mevcuttur
EN Some universities and funding bodies have agreements in place to cover the cost of the APC centrally
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
üniversiteler | universities |
mevcuttur | have |
TR En iyi üniversiteler ve SEO kursları tarafından kullanılır
EN Used by top universities and SEO courses
turco | inglês |
---|---|
üniversiteler | universities |
seo | seo |
kursları | courses |
kullanılır | used |
TR SEO ve dijital pazarlama yapan eğitim kursları, çalışma merkezleri ve üniversiteler için özel tekliflerimiz var.
EN We have special offers for SEO and digital marketing training courses, study centers, and universities
turco | inglês |
---|---|
merkezleri | centers |
üniversiteler | universities |
TR Eğitim kurumları ve üniversiteler için otomatik transkripsiyon | Ses ve videoyu metne dönüştürün | Sonix
EN Automated transcription for educational institutions and universities | Convert audio and video to text | Sonix
turco | inglês |
---|---|
eğitim | educational |
üniversiteler | universities |
otomatik | automated |
videoyu | video |
dönüştürün | convert |
TR Bağımsız olarak okullar, kolejler ve üniversiteler için en doğru otomatik hizmet olarak gözden geçirildi.
EN Independently reviewed as the most accurate automated service for schools, colleges, and universities.
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independently |
okullar | schools |
üniversiteler | universities |
en | most |
otomatik | automated |
hizmet | service |
TR Almanya’nın dört bir tarafındaki üniversiteler, araştırma kurumları ve şirketler bu konu üzerinde duruyor
EN Universities, research institutions and companies across Germany are addressing this issue
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
üniversiteler | universities |
araştırma | research |
şirketler | companies |
bu | this |
konu | issue |
üzerinde | across |
TR Üniversiteler arasında birinciler: İşte Almanya’nın en yenilikçi, en büyük, en eski ve en uluslararası üniversiteleri.
EN Superlative higher education: these are Germany’s most innovative, largest, oldest and most international universities.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
yenilikçi | innovative |
uluslararası | international |
TR Yarışmada, yalnızca birden fazla mükemmeliyet kümesi bulunan üniversiteler aday olarak değerlendirildi
EN A university could only be shortlisted for the award if it was able to present at least two Clusters of Excellence
TR British Council, partner ülkelerdeki ve Birleşik Krallık'taki üniversiteler ile araştırma ve inovasyon enstitüleri arasında Araştırma Ortamı Bağlantıları (REL) kurulmasına yönelik teklifleri davet ediyor.
EN The British Council invites proposals for the establishment of Research Environment Links (REL) between universities and research and innovation institutes in partner countries and the UK.
turco | inglês |
---|---|
partner | partner |
üniversiteler | universities |
araştırma | research |
inovasyon | innovation |
davet | invites |
TR Birleşik Krallık ve ortak ülkelerdeki üniversiteler ve kurumlar için daha geniş topluluk ve politika yapıcılarla etkileşim kurma fırsatları yaratmak,
EN Build opportunities for the universities and institutions in the UK and partner countries to engage with the wider community and with policymakers.
turco | inglês |
---|---|
ortak | partner |
üniversiteler | universities |
kurumlar | institutions |
topluluk | community |
etkileşim | engage |
fırsatları | opportunities |
TR Yeni bir Wifi ağına bağlandıktan sonra sorun yaşamaya başladıysanız üniversiteler, kütüphaneler, ofisler ve bazı diğer yerlerin üretkenliği artırmak amacıyla Facebook'u genellikle yasakladığını unutmayın.
EN If you’re having issues after connecting to a new Wi-Fi network, keep in mind that universities, libraries, offices, and certain other places often ban Facebook to increase productivity.
turco | inglês |
---|---|
ağına | network |
sorun | issues |
üniversiteler | universities |
bazı | certain |
diğer | other |
genellikle | often |
unutmayın | keep in mind |
TR Başarının kapısını açmak için anahtar eğitimdir! Eğitim araçları okullar, kolejler, üniversiteler ve eğitim videosu çekmek isteyen tüm insanlar için modern ve benzersiz bir şablondur
EN What can be more effective than an interactive educational presentation? Sure, an animated presentation made with Educational Video Toolkit! More than 200 colorful and unique scenes, icons and character animations to make your video catchier
turco | inglês |
---|---|
eğitim | educational |
videosu | video |
TR Üniversiteler ile özel çalışmalar yürütülecektir.
EN Special activities will be carried out with the universities.
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
TR Eğitim Kurumları, Üniversiteler
EN Educational Institution, Universities
turco | inglês |
---|---|
eğitim | educational |
TR Bazı üniversiteler ve finansör kuruluşların Makale Yayınlama Ücreti masrafını merkezi olarak ödemek için anlaşmaları mevcuttur
EN Some universities and funding bodies have agreements in place to cover the cost of the Article Publishing Charge centrally
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
üniversiteler | universities |
makale | article |
yayınlama | publishing |
mevcuttur | have |
TR Bazı üniversiteler ve finansör kuruluşların APC masrafını merkezi olarak ödemek için anlaşmaları mevcuttur
EN Some universities and funding bodies have agreements in place to cover the cost of the APC centrally
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
üniversiteler | universities |
mevcuttur | have |
TR Üniversiteler arasında birinciler: İşte Almanya’nın en yenilikçi, en büyük, en eski ve en uluslararası üniversiteleri.
EN Superlative higher education: these are Germany’s most innovative, largest, oldest and most international universities.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
yenilikçi | innovative |
uluslararası | international |
TR Yarışmada, yalnızca birden fazla mükemmeliyet kümesi bulunan üniversiteler aday olarak değerlendirildi
EN A university could only be shortlisted for the award if it was able to present at least two Clusters of Excellence
TR Mesleki uygulama odaklı üniversiteler
EN Universities of applied sciences with a practical orientation
turco | inglês |
---|---|
uygulama | with |
üniversiteler | universities |
TR Sanal kampüs: Almanya’da üniversiteler korona krizi nedeniyle çevrim içi öğrenim programını başlatıyorlar.
EN Exchange on the virtual campus: because of the Corona crisis, German universities are starting the summer semester with online courses.
turco | inglês |
---|---|
sanal | virtual |
almanya | german |
üniversiteler | universities |
korona | corona |
krizi | crisis |
TR Geleneklere verilen değer, Alplere yakınlığı, kentsel yeşil alanlar, seçkin üniversiteler ve müzelerin yanı sıra iyi altyapısıyla jürinin kararını etkiledi
EN The jury was convinced by the awareness of tradition, proximity to the Alps, abundant greenery in public spaces, top-class universities and museums, and a good infrastructure
turco | inglês |
---|---|
üniversiteler | universities |
ve | and |
ın | of |
altyapısı | infrastructure |
TR Almanya’nın dört bir tarafındaki üniversiteler, araştırma kurumları ve şirketler bu konu üzerinde duruyor
EN Universities, research institutions and companies across Germany are addressing this issue
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
üniversiteler | universities |
araştırma | research |
şirketler | companies |
bu | this |
konu | issue |
üzerinde | across |
TR „Ancak konut arzını artırmak, tek başına bunun garantörü değil“ diyen Bayan Adam’a göre, üniversite şehirleri kesinlikle avantajlı: „Büyükçe üniversiteler birer cazibe etkeni olduklarını kanıtladılar“ diyor.
EN "However, an increase in housing offers isn’t a guarantee of this increase." University locations have a clear advantage: "Larger universities have proven to be an attractive factor."
turco | inglês |
---|---|
ancak | however |
artırmak | increase |
TR Seçilmiş araştırma merkezleri: Almanya’daki mükemmeliyet stratejisi kapsamında seçilen üniversiteler, özellikleri ve uluslararası partnerleri.
EN Cutting-edge research: Germany’s Universities of Excellence, their special features and international partnerships.
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
almanya | germany |
üniversiteler | universities |
özellikleri | features |
ve | and |
uluslararası | international |
TR Örneğin Konstanz ve Tübingen, olağan dışı araştırmalar için özel teşvik gören „Elit Üniversiteler” listesinde yer alıyor.
EN For example, Constance and Tübingen are on the list of Universities of Excellence that receive special funding for outstanding research.
turco | inglês |
---|---|
araştırmalar | research |
özel | special |
TR Bonn Üniversitesi mükemmeliyet stratejisi çerçevesinde seçilen üniversiteler arasında altı mükemmeliyet kümeleşmesiyle bu alanda başı çeken üniversite oldu
EN Six excellence clusters at the University of Bonn were selected as part of the Excellence Strategy – more than at any other higher education institution
turco | inglês |
---|---|
stratejisi | strategy |
üniversite | university |
TR Üniversiteler, üniversitelerin uluslararası ilişkiler ofisleri ve öğrenci birlikleri yardım edebildikleri yerde, ellerinden geldiğince yardım ediyor
EN Universities, their international offices and the student associations help wherever and however they can
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ve | and |
öğrenci | student |
yardım | help |
TR Almanya’nın her yerinde üniversiteler, üniversite serverlerinin kapasitelerini uyarlıyor ve son hızla yeni didaktik konseptler ve bilgilendirme platformları üzerinde çalışıyorlar
EN Everywhere, German universities are adjusting the capacity of their uni servers and working flat out on new didactic concepts and information platforms
turco | inglês |
---|---|
almanya | german |
ve | and |
bilgilendirme | information |
TR Korona | Üniversiteler ve bilimsel araştırmadan gelen destek
EN Corona | Universities and research are helping
turco | inglês |
---|---|
korona | corona |
ve | and |
bilimsel | research |
TR Korona ve üniversiteler | Başarılı bir eğitim için tavsiyeler
EN Corona and university | Tips for studying successfully
turco | inglês |
---|---|
korona | corona |
başarılı | successfully |
tavsiyeler | tips |
TR Berlin’de yüksek öğrenim: Üniversiteler ve meslek üniversiteleri
EN Studying in Berlin: universities and colleges
turco | inglês |
---|---|
berlin | berlin |
ve | and |
TR Üniversiteler, okullar ve eğitim kurumları için:
EN For universities, schools, and educational institutions:
turco | inglês |
---|---|
okullar | schools |
eğitim | educational |
TR Bağımsız olarak okullar, kolejler ve üniversiteler için en doğru otomatik hizmet olarak gözden geçirildi.
EN Independently reviewed as the most accurate automated service for schools, colleges, and universities.
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independently |
okullar | schools |
üniversiteler | universities |
en | most |
otomatik | automated |
hizmet | service |
Mostrando 50 de 50 traduções