TR Üniversiteler, üniversitelerin uluslararası ilişkiler ofisleri ve öğrenci birlikleri yardım edebildikleri yerde, ellerinden geldiğince yardım ediyor
"üniversitelerin uluslararası ilişkiler" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Üniversiteler, üniversitelerin uluslararası ilişkiler ofisleri ve öğrenci birlikleri yardım edebildikleri yerde, ellerinden geldiğince yardım ediyor
EN Universities, their international offices and the student associations help wherever and however they can
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ve | and |
öğrenci | student |
yardım | help |
TR Mükemmeliyet stratejisinin bir diğer amacıysa üniversitelerin uluslararası alandaki rekabet gücünü arttırmak
EN In addition, the Excellence Strategy aims to improve universities’ international competitiveness
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
TR Mükemmeliyet stratejisinin bir diğer amacıysa üniversitelerin uluslararası alandaki rekabet gücünü arttırmak
EN In addition, the Excellence Strategy aims to improve universities’ international competitiveness
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
TR RELX Kurumsal İlişkiler ve Asya Stratejisi Direktörü olarak temel görevleri arasında devletlerle ilişkiler, kurumsal iletişim ve RELX için kurumsal sorumluluk konuları yer almaktadır
EN In his primary role as Director of Corporate Affairs and Asia Strategy for RELX, he is responsible for government affairs, corporate communications, and corporate responsibility for RELX
turco | inglês |
---|---|
kurumsal | corporate |
asya | asia |
stratejisi | strategy |
iletişim | communications |
sorumluluk | responsibility |
TR Devletler ve üniversitelerin araştırma stratejilerini değerlendirmesi ve iyileştirmesine yardımcı oluruz
EN We help governments and universities to evaluate and improve their research strategies
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
araştırma | research |
TR Devletler ve üniversitelerin araştırma stratejilerini değerlendirmesi ve iyileştirmesine yardımcı oluruz
EN We help governments and universities to evaluate and improve their research strategies
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
araştırma | research |
TR Üniversitelerin bazı araştırma faaliyetleri entegre lisans üstü okullarınca yürütülüyor. Buralarda araştırma ağırlıklı bir ortamda yapılandırılmış bir doktra programına bağlı olarak doktoranızı yapabilirsiniz.
EN Some collaborative research centres of universities operate integrated research training groups. There you can do your PhD in a research-intensive environment in a structured PhD programme.
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
entegre | integrated |
yapılandırılmış | structured |
programı | programme |
TR Bir lisan tandemini nasıl bulabilirim? TandemPartners internet sayfasında ve üniversitelerin lisan merkezlerinde, ya da Facebook’ta aranabilir.
EN How do I find a language tandem? You can search on the TandemPartners website, at university language centres or on Facebook groups.
turco | inglês |
---|---|
TR Bu konunun uluslararası işbirliği ile güvenlik ve dış ilişkiler dahil tüm politik alanları etkilediğini ifade etti
EN This is why she believes that protecting the climate is a key topic for German diplomacy
TR Şu anda 120 Alman yüksekokulunda Uluslararası İlişkiler, Barış ve Anlaşmazlık Araştırmaları konu bileşkesinin okunduğu, lisans ve yüksek lisans bölümleri var
EN Currently there are 120 Bachelor's and Master's degree programmes at German universities on the topic area of international relations and Peace and Conflict Studies
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
uluslararası | international |
barış | peace |
TR Andreas Weihe, Bamberg Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi
EN Andreas Weihe, International Office, University of Bamberg
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ofisi | office |
TR Öte yandan yabancı öğrencilerin böyle bir şansı bulunmuyor.” Bamberg Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi, yurtdışına çıkan ya da okumaya Bamberg’e gelen yılda yaklaşık 1000 öğrenciye danışmanlık veriyor.
EN International students can't do that," says Andreas Weihe, head of the university's International Office, which looks after about 1,000 people a year who go abroad or come to Bamberg to study.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ofisi | office |
TR Genel bilgi ve destekWeb yöneticileri (web sitesi ve takvim)Uluslararası Hizmet Toplantı Sekreterleri Halkla İlişkiler Komitesi
EN General information and supportWebmasters (website and calendar)International Service Meeting Secretaries Public Relations Committee
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
ve | and |
takvim | calendar |
uluslararası | international |
hizmet | service |
toplantı | meeting |
komitesi | committee |
TR Bu mali hayal kırıklığına rağmen, proje Elsevier Scientific Publishing Company'nin yükselişinde, özellikle saygınlık ve halkla ilişkiler bakımından önemli bir yer tutmuştur
EN Despite this financial disappointment, the project had been crucial in the rise of the Elsevier Scientific Publishing Company – especially from the point of view of goodwill and public relations
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
mali | financial |
rağmen | despite |
proje | project |
elsevier | elsevier |
özellikle | especially |
önemli | crucial |
TR Dış ilişkiler ve Koordinasyon Yöneticisi
EN External Affairs and Coordination Manager
turco | inglês |
---|---|
dış | external |
ve | and |
koordinasyon | coordination |
yöneticisi | manager |
TR Cihazlar arası bağlantı, aralarındaki olası ilişkiler hakkındaki bilgilere dayanarak farklı tarayıcıları ve/veya cihazları (mobil cihazlar ve televizyonlar gibi) ilişkilendirme uygulamasıdır.
EN Cross-device linking is the practice of associating different browsers and/or devices (such as mobile devices and televisions) based on information about the likely relationships among them.
turco | inglês |
---|---|
cihazlar | devices |
bağlantı | linking |
ilişkiler | relationships |
hakkındaki | about |
bilgilere | information |
dayanarak | based on |
farklı | different |
mobil | mobile |
tarayıcılar | browsers |
TR Dış ilişkiler ve Koordinasyon Yöneticisi
EN External Affairs and Coordination Manager
turco | inglês |
---|---|
dış | external |
ve | and |
koordinasyon | coordination |
yöneticisi | manager |
TR Ancak bir söz bulmak halkla ilişkiler departmanınız, müşteri hizmetleri organizasyonunuz veya pazarlama ekibiniz için dramatik sonuçlar verebilir.
EN But finding that one mention can yield dramatic results for your PR department, customer service organization, or marketing team.
turco | inglês |
---|---|
bulmak | finding |
veya | or |
pazarlama | marketing |
sonuçlar | results |
TR Gelenek 11: Halkla ilişkiler politikamız tanıtımdan çok cazibeye dayanmaktadır; basın, radyo, filmler, televizyon ve diğer kamusal iletişim araçları düzeyinde her zaman kişisel anonimliği korumamız gerekir.
EN Tradition 11: Our public relations policy is based on attraction rather than promotion; we need always maintain personal anonymity at the level of press, radio, films, television, and other public media of communication.
turco | inglês |
---|---|
gelenek | tradition |
çok | than |
filmler | films |
televizyon | television |
ve | and |
diğer | other |
kamusal | public |
iletişim | communication |
düzeyinde | level |
gerekir | need |
ın | of |
TR Oda arkadaşlarıyla harap ilişkiler.
EN Ruined relationships with roommates.
turco | inglês |
---|---|
ilişkiler | relationships |
TR Tüm görüşmelerinizi tek bir yerde toplayın ve ekibinizle birlikte yöneterek takipçilerinizle daha iyi ilişkiler kurun.
EN Bring all your conversations into one place and take better care of your audience while empowering team collaboration.
turco | inglês |
---|---|
yerde | place |
TR Ülkemizde bilişim ve teknoloji alanlarını kapsayan bu özellikte ilk kez gerçekleşecek bu heyecan verici etkinliğin yaratacağı ilişkiler ve iş birliklerinden faydalanmak üzere sizleri aramızda olmaya davet ediyoruz.
EN We invite you to be with us to benefit from the relationships and collaborations created by this exciting event that will take place for the first time in this feature, which covers the fields of IT and Technology sectors in our country.
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
bu | this |
ilk | first |
kez | time |
ilişkiler | relationships |
sizleri | you |
davet | invite |
ın | of |
TR Müşteri etkileşimi, müşterilerle daha güçlü ilişkiler kurmak için birden fazla kanal üzerinden etkileşim kurma eylemidir
EN Customer engagement is the action of interacting with customers through multiple channels to build stronger relationship with them
turco | inglês |
---|---|
etkileşim | engagement |
TR Müşteriler ve müşterilerle uzun vadeli profesyonel ilişkiler için web sitesini güvence altına almak bir web sitesi sahibinin birincil görevi olmalıdır ve işletmelerin yakın gelecekte büyümesine yardımcı olur
EN Securing the website of those who have long-term professional relationships with customers and customers should be the primary duty of a website owner and helps businesses grow in the near future
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
uzun | long |
vadeli | term |
ilişkiler | relationships |
sahibinin | owner |
birincil | primary |
olmalıdır | should be |
işletmelerin | businesses |
yakın | near |
gelecekte | future |
TR Benim için kartpostallar müşterilerimle kişisel ilişkiler kurmak mükemmel bir araç ve tam da bu yöntemle rakiplerimden öne çıkıyorum
EN For me postcards are the perfect tool to establish a personal relationship with my clients
turco | inglês |
---|---|
mükemmel | perfect |
araç | tool |
TR Ayrıca en büyük risk sermayesi ve özel sermaye şirketlerinin teknolojik icraatlar ile güçlü ilişkiler içerisindeyiz ve sektörün yeni liderlerinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyoruz.
EN We also maintain strong relationships with the technology practices at top venture capital and private equity firms, helping the next generation of industry leaders.
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
özel | private |
teknolojik | technology |
güçlü | strong |
ilişkiler | relationships |
en büyük | top |
TR Ancak medya hizmet sağlayıcı şirketler arasındaki organik ilişkiler asla tam olarak şeffaf değil.
EN However, the true powers and relations within these companies may never become fully transparent through this obligation.
turco | inglês |
---|---|
ancak | however |
şirketler | companies |
asla | never |
şeffaf | transparent |
TR Ekosistem işbirliği: PartnerConnect satış bayileri ile ilişkiler kurun ve pazara giriş için yeni kanallar oluşturun.
EN Ecosystem collaboration: You can create relationships with PartnerConnect resellers and establish new routes to market.
turco | inglês |
---|---|
ekosistem | ecosystem |
işbirliği | collaboration |
ilişkiler | relationships |
yeni | new |
oluşturun | create |
TR Konuklarınızla Kalıcı İlişkiler Kurun
EN Nurture Lasting Relationships With Your Guests
turco | inglês |
---|---|
kalıcı | lasting |
TR İlişkiler ve Arkadaşlıklarla İlgili 10 İngilizce Deyim
EN 12 English money idioms: Phrases & expressions about finance
TR Bir gazeteciyseniz ve hizmet ve uygulamalarımızı denemek üzere bir deneme hesabı istiyorsanız lütfen Halkla İlişkiler ekibimizle iletişim kurun.
EN If you are a journalist and would like a trial account to test drive our services and apps please contact our PR team.
turco | inglês |
---|---|
deneme | trial |
hesabı | account |
iletişim | contact |
uygulamaları | apps |
TR Moroğlu Arseven’in bu alandaki bilgi birikimi; müşterilere ve hizmet sağlayıcılarına kalıcı ilişkiler kurabilme ve anlaşmazlıkları çözebilmeleri için destek sağlar.
EN The firm has broad experience advising on consulting, services and outsourcing agreements, helping customers and service providers alike to establish long-lasting relationships, as well as resolve related conflicts.
turco | inglês |
---|---|
bilgi | experience |
müşterilere | customers |
kalıcı | lasting |
ilişkiler | relationships |
sağlayıcıları | providers |
TR Moroğlu Arseven’in rehberliği; yeterlilik aşamaları, ihale yapılandırması, ihale süreçleri, düzenleyici ilişkiler, sözleşme müzakereleri, proje finansmanı elde edilmesine kadar tüm süreçleri kapsamaktadır
EN Moroğlu Arseven’s support ranges from qualification steps, bid-structuring, advising on procurement processes and regulatory relations, through to negotiating contracts, obtaining project financing
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
süreçleri | processes |
düzenleyici | regulatory |
proje | project |
in | and |
TR Düzenleyici ilişkiler ve soruşturmalar
EN Regulatory relations and investigations
turco | inglês |
---|---|
düzenleyici | regulatory |
ve | and |
soruşturmalar | investigations |
TR Bazı Kiraz Çeşitlerinin Fitokimyasal Özellikleri ve Bu Özellikler Arasındaki İlişkiler
EN Some Phytochemical Characteristics of Cherry Cultivars and Relations Between These Characteristics
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
ve | and |
arasındaki | between |
TR Erkek etlik piliçlerde günlük yaştaki bazı vücut ölçütleri ile altı haftalık canlı ağırlık artışı arasındaki ilişkiler
EN RELATIONSHIPS BETWEEN DAY-OLD BODY MEASUREMENTS AND LIVE WEIGHT GAIN OF MALE BROILER CHICKENS
turco | inglês |
---|---|
erkek | male |
günlük | day |
vücut | body |
canlı | live |
ağırlık | weight |
arasındaki | between |
ilişkiler | relationships |
TR Dış ilişkiler ve Koordinasyon Yöneticisi
EN External Affairs and Coordination Manager
turco | inglês |
---|---|
dış | external |
ve | and |
koordinasyon | coordination |
yöneticisi | manager |
TR Dış ilişkiler ve Koordinasyon Yöneticisi
EN External Affairs and Coordination Manager
turco | inglês |
---|---|
dış | external |
ve | and |
koordinasyon | coordination |
yöneticisi | manager |
TR Ülkemizde bilişim ve teknoloji alanlarını kapsayan bu özellikte ilk kez gerçekleşecek bu heyecan verici etkinliğin yaratacağı ilişkiler ve iş birliklerinden faydalanmak üzere sizleri aramızda olmaya davet ediyoruz.
EN We invite you to be with us to benefit from the relationships and collaborations created by this exciting event that will take place for the first time in this feature, which covers the fields of IT and Technology sectors in our country.
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
bu | this |
ilk | first |
kez | time |
ilişkiler | relationships |
sizleri | you |
davet | invite |
ın | of |
TR Müşteriler ve müşterilerle uzun vadeli profesyonel ilişkiler için web sitesini güvence altına almak bir web sitesi sahibinin birincil görevi olmalıdır ve işletmelerin yakın gelecekte büyümesine yardımcı olur
EN Securing the website of those who have long-term professional relationships with customers and customers should be the primary duty of a website owner and helps businesses grow in the near future
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
uzun | long |
vadeli | term |
ilişkiler | relationships |
sahibinin | owner |
birincil | primary |
olmalıdır | should be |
işletmelerin | businesses |
yakın | near |
gelecekte | future |
TR Gele gele vardığımız serbest piyasa ve özgürlük çağı yoksa bütünüyle halkla ilişkiler faaliyeti ürünü mü? Madencilerin sefaletini anlatırken gözde bir hit parçası oluveren "16 Ton", yoksa sadece bir şarkı mı?
EN Is it the free market and freedom era that we have arrived at, or is it the product of a public relations activity? "16 Tones", which became a favorite hit when describing the misery of the miners, or is it just a song?
turco | inglês |
---|---|
serbest | free |
piyasa | market |
özgürlük | freedom |
yoksa | or |
ürünü | product |
TR Ekosistem işbirliği: PartnerConnect satış bayileri ile ilişkiler kurun ve pazara giriş için yeni kanallar oluşturun.
EN Ecosystem collaboration: You can create relationships with PartnerConnect resellers and establish new routes to market.
turco | inglês |
---|---|
ekosistem | ecosystem |
işbirliği | collaboration |
ilişkiler | relationships |
yeni | new |
oluşturun | create |
TR Bu yüzden Almanya hem Avrupa Birliği hem de BM Güvenlik Konseyi gibi çok taraflı ilişkiler çerçevesinde 2030 Ajandasını hayata geçirmek için özel çaba harcıyor.
EN That is why Germany works multilaterally to achieve the goals of the 2030 Agenda – not only within the European Union, but also in the UN Security Council.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
birliği | union |
güvenlik | security |
konseyi | council |
özel | only |
TR Krizlerle mücadelede ilişkiler ağı
EN A networked approach to crisis resolution
TR Almanya ikili ilişkiler çerçevesindeki projelere ek olarak, pandemiden özellikle etkilenen ülkeleri desteklemek için başlatılan “Avrupa Takımı” programında da sorumluluk alıyor
EN In addition to bilateral projects, Germany is also actively supporting especially hard-hit countries within the framework of Team Europe
turco | inglês |
---|---|
projelere | projects |
özellikle | especially |
desteklemek | supporting |
takımı | team |
TR Üretken iletişim ve ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek;
EN Developing and sustaining productive communication and relationships;
turco | inglês |
---|---|
iletişim | communication |
ve | and |
ilişkiler | relationships |
geliştirmek | developing |
TR Kıdemli Kurumsal İlişkiler Yöneticisi | Kraft Sporları + Eğlence
EN Senior Corporate Relationship Executive | Kraft Sports + Entertainment
turco | inglês |
---|---|
kıdemli | senior |
kurumsal | corporate |
eğlence | entertainment |
TR Mevsimsel eğilimleri belirlemek veya bir müşterinin pazarlama ve halkla ilişkiler kampanyalarının başarısını ölçmesine yardımcı olmak için mükemmeldir.
EN It’s perfect for identifying seasonal trends, or helping a client measure the success of their marketing and PR campaigns.
turco | inglês |
---|---|
eğilimleri | trends |
veya | or |
başarısı | success |
TR Türkiye ülkesinde Halkla İlişkiler grupları | Meetup
EN Public Relations groups in Australia | Meetup
turco | inglês |
---|---|
ülkesinde | in |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Halkla İlişkiler Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Public Relations Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
grupları | groups |
Mostrando 50 de 50 traduções