TR Japonya'da Siber Güvenlik için Ulusal Vaka Hazırlık ve Strateji Merkezi
TR Japonya'da Siber Güvenlik için Ulusal Vaka Hazırlık ve Strateji Merkezi
EN National Center of Incident Readiness and Strategy for Cybersecurity in Japan
turco | inglês |
---|---|
japonya | japan |
ulusal | national |
strateji | strategy |
merkezi | center |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR 12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP - Ulusal Eylem Planları'na sahip ülke sayısı
EN 12.1.1. Number of countries with sustainable consumption and production (SCP) national action plans or SCP mainstreamed as a priority or a target into national policies
turco | inglês |
---|---|
öncelik | priority |
ulusal | national |
hedef | target |
sürdürülebilir | sustainable |
tüketim | consumption |
üretim | production |
eylem | action |
TR Kamu kurumlarındaki (ulusal ve yerel yasama, kamu hizmeti ve yargı) pozisyonların dağılımının ulusal dağılımlara (cinsiyet, yaş, engelliler ve nüfus gruplarına göre) oranı 16.7.2
EN Proportions of positions (by sex, age, persons with disabilities and population groups) in public institutions (national and local legislatures, public service, and judiciary) compared to national distributions 16.7.2
turco | inglês |
---|---|
kamu | public |
ulusal | national |
yerel | local |
hizmeti | service |
cinsiyet | sex |
yaş | age |
nüfus | population |
ın | of |
grupları | groups |
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
turco | inglês |
---|---|
a | a |
önlemek | prevent |
mücadele | combat |
düzeyde | levels |
kapasite | capacity |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
kurumların | institutions |
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
TR Ulusal ve yerel görsel ve yazılı basına düzenli olarak basın bültenleri gönderilecektir. Ulusal basında reklamlarımız yer alacaktır.
EN Regular press releases will be sent to the national and local visual and printed media. Our advertisements will take place in national press.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
görsel | visual |
düzenli | regular |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR Konuyla ilgili olarak küresel düzeyde geçerli yönetmelikler ve bunların ulusal düzeyde uygulanmasını sağlayacak ulusal düzenlemelere ihtiyacımız olacak
EN We will need global guidelines and national implementation rules
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
ulusal | national |
olacak | will |
TR Detaylı konu anlatımları ve vaka incelemeleriyle SEO ve pazarlama bilgilerinizi arttırın.
EN Expand your SEO and marketing knowledge with detailed tutorials and case studies.
turco | inglês |
---|---|
detaylı | detailed |
konu | with |
ve | and |
vaka | case |
seo | seo |
pazarlama | marketing |
TR Pandemiyle birlikte danışanlarımıza ulaşabilmek için Bilgi ve Destek Hattı’nı kurarak Nisan ayı itibariyle vaka yönetimi, psikososyal ve psikolojik destek ve yasal destek hizmetlerini telefon hattı üzerinden devam ettirdik
EN Following the pandemic, in order to reach our beneficiaries, we established the Information and Support Line and continued case management, psychosocial and psychological support and legal support services by phone as of April
turco | inglês |
---|---|
hattı | line |
nisan | april |
itibariyle | as of |
vaka | case |
psikolojik | psychological |
yasal | legal |
telefon | phone |
devam | continued |
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
turco | inglês |
---|---|
risk | risk |
çocuklara | children |
ve | and |
yönelik | for |
vaka | case |
yönetimi | management |
uzaktan | remotely |
devam | continued |
TR Bireysel görüşmeler yapıyor ve sorunlarına çözüm bulmak için kendilerini vaka ofisimize davet ediyoruz
EN We conduct individual interviews and invite them to our case office find solutions to their problems
turco | inglês |
---|---|
bireysel | individual |
çözüm | solutions |
bulmak | find |
vaka | case |
davet | invite |
TR İstanbul’da yürüttüğümüz vaka takibi çalışmalarımız kapsamında Manat’ın hayatına destek olarak hayalleri olan, hayat dolu bir kız çocuğunun yüzünü gülümsettik ve dünyalar bizim oldu.
EN It was invigorating for all of us in Istanbul field office to see a young girl full of hope and dreams smile and rejoice again.
turco | inglês |
---|---|
dolu | full |
kız | girl |
TR Pandemiyle birlikte danışanlarımıza ulaşabilmek için Bilgi ve Destek Hattı’nı kurarak Nisan ayı itibariyle vaka yönetimi, psikososyal ve psikolojik destek ve yasal destek hizmetlerini telefon hattı üzerinden devam ettirdik
EN Following the pandemic, in order to reach our beneficiaries, we established the Information and Support Line and continued case management, psychosocial and psychological support and legal support services by phone as of April
turco | inglês |
---|---|
hattı | line |
nisan | april |
itibariyle | as of |
vaka | case |
psikolojik | psychological |
yasal | legal |
telefon | phone |
devam | continued |
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
turco | inglês |
---|---|
risk | risk |
çocuklara | children |
ve | and |
yönelik | for |
vaka | case |
yönetimi | management |
uzaktan | remotely |
devam | continued |
TR Koruma programı altındaki tüm vaka ve saha çalışmaları faaliyetlerinin uygulanması için rehber ve araçların oluşturulması,
EN Creation of guidelines and tools for the implementation of all case and fieldwork activities under the conservation program,
turco | inglês |
---|---|
koruma | conservation |
programı | program |
tüm | all |
vaka | case |
çalışmaları | activities |
uygulanması | implementation |
TR Önceki 12 ay içinde öldürme, adam kaçırma, zorla kaybedilme, keyfi gözaltı ve eziyete uğrayan gazeteci, ilişkili medya personeli, sendikacı ve insan hakları savunucularına ilişkin doğrulanmış vaka sayısı 16.10.2
EN Number of verified cases of killing, kidnapping, enforced disappearance, arbitrary detention and torture of journalists, associated media personnel, trade unionists and human rights advocates in the previous 12 months 16.10.2
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ilişkili | associated |
medya | media |
personeli | personnel |
insan | human |
hakları | rights |
sayısı | number |
TR Nadir bir preeklampsi nedeni: Komplet tip mol hidatiform ve canlı fetusun birlikte bulunduğu ikiz gebelik vaka sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
EN A rare preeclampsia condition: Twin pregnancy with complete type hydatidiform mole and coexisting alive fetus, case report and review of the literature
turco | inglês |
---|---|
nadir | rare |
tip | type |
canlı | alive |
ikiz | twin |
vaka | case |
gözden | review |
TR Pandemiyle birlikte danışanlarımıza ulaşabilmek için Bilgi ve Destek Hattı’nı kurarak Nisan ayı itibariyle vaka yönetimi, psikososyal ve psikolojik destek ve yasal destek hizmetlerini telefon hattı üzerinden devam ettirdik
EN Following the pandemic, in order to reach our beneficiaries, we established the Information and Support Line and continued case management, psychosocial and psychological support and legal support services by phone as of April
turco | inglês |
---|---|
hattı | line |
nisan | april |
itibariyle | as of |
vaka | case |
psikolojik | psychological |
yasal | legal |
telefon | phone |
devam | continued |
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
turco | inglês |
---|---|
risk | risk |
çocuklara | children |
ve | and |
yönelik | for |
vaka | case |
yönetimi | management |
uzaktan | remotely |
devam | continued |
TR Pandemiyle birlikte danışanlarımıza ulaşabilmek için Bilgi ve Destek Hattı’nı kurarak Nisan ayı itibariyle vaka yönetimi, psikososyal ve psikolojik destek ve yasal destek hizmetlerini telefon hattı üzerinden devam ettirdik
EN Following the pandemic, in order to reach our beneficiaries, we established the Information and Support Line and continued case management, psychosocial and psychological support and legal support services by phone as of April
turco | inglês |
---|---|
hattı | line |
nisan | april |
itibariyle | as of |
vaka | case |
psikolojik | psychological |
yasal | legal |
telefon | phone |
devam | continued |
TR COVID-19 salgını döneminde tespit ettiğimiz risk altında olan çocuklara ve ailelerine yönelik vaka yönetimi ve psikososyal desteklerimizi uzaktan devam ettirdik
EN During the COVID-19 pandemic, we continued our case management and psychosocial support for the identified at-risk children and their families remotely
turco | inglês |
---|---|
risk | risk |
çocuklara | children |
ve | and |
yönelik | for |
vaka | case |
yönetimi | management |
uzaktan | remotely |
devam | continued |
TR Vaka yanıtı ve kurtarmayı nasıl otomatik hale getireceğinizi öğrenin.
EN Learn how to automate incident response and recovery.
turco | inglês |
---|---|
yanıtı | response |
öğrenin | learn |
TR Yerel işletmelerden küresel markalara kadar pazar büyümesiyle ilgili haftalık vaka temelli hikaye kaynağınız.
EN Your weekly source of case-based stories about marketing growth from local businesses to global brands.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
pazar | marketing |
ilgili | about |
haftalık | weekly |
vaka | case |
temelli | based |
TR Esenyurt Proje Ofisi’nde Genel Danışmanlık tarafından Vaka Yönetimine yönlendirilen yararlanıcılarla görüşerek ihtiyaç görüşmesi yapılması,
EN Meeting with beneficiaries referred to Case Management by General Counseling at Esenyurt Project Office and conducting needs interviews,
turco | inglês |
---|---|
proje | project |
ofisi | office |
genel | general |
vaka | case |
ihtiyaç | needs |
TR Yerel işletmelerden küresel markalara kadar pazar büyümesiyle ilgili haftalık vaka temelli hikaye kaynağınız.
EN Your weekly source of case-based stories about marketing growth from local businesses to global brands.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
pazar | marketing |
ilgili | about |
haftalık | weekly |
vaka | case |
temelli | based |
TR Yerel işletmelerden küresel markalara kadar pazar büyümesiyle ilgili haftalık vaka temelli hikaye kaynağınız.
EN Your weekly source of case-based stories about marketing growth from local businesses to global brands.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
pazar | marketing |
ilgili | about |
haftalık | weekly |
vaka | case |
temelli | based |
TR Yerel işletmelerden küresel markalara kadar pazar büyümesiyle ilgili haftalık vaka temelli hikaye kaynağınız.
EN Your weekly source of case-based stories about marketing growth from local businesses to global brands.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
pazar | marketing |
ilgili | about |
haftalık | weekly |
vaka | case |
temelli | based |
TR Akla gelebilecek her türlü çekici belgeyi oluşturuyoruz, PDF olarak indirdiğimiz vaka çalışmalarını oluşturuyoruz, sunumlar, yan belgelar, LinkedIn gönderileri ve diğer sosyal medya görsellerini oluşturuyoruz.”
EN We create every type of slick imaginable, we create case studies in there that we download as PDFs, we create presentations, collateral, LinkedIn posts and other social media graphics.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
pdfs | |
vaka | case |
sunumlar | presentations |
diğer | other |
TR Visme ile çok şey yaratıyoruz. Akla gelebilecek her tür dosyayı oluşturuyoruz, PDF olarak indirdiğimiz vaka çalışmaları oluşturuyoruz, sunumlar, materyaller, LinkedIn gönderileri ve diğer sosyal medya grafikleri oluşturuyoruz.
EN We create a lot with Visme. We create every type of slick imaginable, we create case studies in there that we download as PDFs, we create presentations, collateral, LinkedIn posts and other social media graphics.
turco | inglês |
---|---|
visme | visme |
tür | type |
pdfs | |
vaka | case |
çalışmaları | studies |
sunumlar | presentations |
diğer | other |
grafikleri | graphics |
TR Sebzeyi yeniden yetiştir: Patatesler sebzelikte filizlenmiş, yeşil soğanlar kurumuş mu? Çöpe atmayı gerektiren bir vaka değil bu
EN Regrow vegetables: If your potatoes have sprouted in the crisper drawer or your spring onions have dried out, don’t chuck them in the compost bin
TR Hikayeyi oku Tüm vaka çalışmalarını görün
EN Read Story See all case studies
turco | inglês |
---|---|
oku | read |
tüm | all |
vaka | case |
görün | see |
TR Diğer kar amacı gütmeyen kuruluşlara fayda sağlayabilecek bir vaka çalışması veya referans oluşturmak amacıyla alıcı kuruluşlardan monday.com'a bilgi vermelerini talep edilmektedir.
EN We ask recipient organizations to provide information to monday.com for the purposes of creating a case study or testimonial that can benefit other nonprofits.
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
fayda | benefit |
vaka | case |
veya | or |
bilgi | information |
TR Bunları ve kullanmaya başlayan diğerlerine ilişkin vaka incelemelerini okuyun (bağlantı IBM dışındadır)
EN Read these and other adoption case studies (link resides outside IBM)
turco | inglês |
---|---|
vaka | case |
bağlantı | link |
ibm | ibm |
TR Covid-19 salgınında yeni vaka sayısında yükseliş yaşayan Çin'in en büyük Apple üretim fabrikası Foxconn, maaş ödemelerinin gecikmeleriyle ilgili yaşanan sorunun "teknik bir hatadan" kaynaklandığını belirterek özür diledi.
EN The free app of the wildly popular chatbot from OpenAI boasts new features like asking questions using your voice.
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
turco | inglês |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
turco | inglês |
---|---|
deprem | earthquake |
uzak | away |
yardım | aid |
malzemeleri | materials |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Başarısız olmaktan korktum ve bu yüzden, gönülsüzce kendime, tüm bunları bir gün gerçekten yapacağım zamana “hazırlık” yaptığımı söyleyerek, etkinlik hakkında bilgi tüketmeye başvurdum.
EN I was scared of failing and so I resorted to just consuming information about the activity, half-heartedly telling myself that I was doing that “in preparation” for when I would actually do all of these things one day.
turco | inglês |
---|---|
gün | day |
gerçekten | actually |
etkinlik | activity |
yüzden | so |
TR Özel günleri kutlamak için nasıl bir hazırlık yapılmalıdır?
EN How should celebrations of special days be prepared?
TR Markaların özel günleri kutlamak adına ciddi ve profesyonel bir hazırlık yapmaları gerekir
EN Brands need to make serious and professional preparations to celebrate special days
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
ciddi | serious |
profesyonel | professional |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
turco | inglês |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Tebriz’de gerçekleşen deprem sonrasında, merkeze uzak köylerde barınma koşullarını iyileştirmeye ve kışa hazırlık için yardım malzemeleri dağıttık
EN After the earthquake in Tabriz, we helped improve the conditions for mediation in villages away from the center and distributed aid materials for winter preparation
turco | inglês |
---|---|
deprem | earthquake |
uzak | away |
yardım | aid |
malzemeleri | materials |
TR Ayrıca, son derece dayanıklı ve dondurucuda kullanıma hazır bir tasarımın yanı sıra, hazırlık aşamasını ve günlük yönetimi her zamankinden daha kolay hale getiren rakipsiz yönetilebilirlik elde edersiniz.
EN You also get a design that is practically indestructible and freezer-ready, plus unrivaled manageability that makes staging and everyday management easier than ever.
turco | inglês |
---|---|
hazır | ready |
günlük | everyday |
yönetimi | management |
rakipsiz | unrivaled |
elde | get |
tasarımı | design |
TR Hazırlık süresini uzatma ve depolarda genel giderlerinizi artırma olasılığı olmadan
EN Without which lead times can increase and can spike up your over-heads across the multiple silos
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
olmadan | without |
TR Son derece keyifli T-Sonic™ masajıyla eşleştirilmiş ultra hijyenik silikon temas noktaları, en sevdiğiniz cilt bakımınızın daha iyi emilmesi için profesyonel hazırlık sağlar ve kirleri %99,5* oranında ustalıkla temizler
EN The ultra-hygienic silicone bristles paired with a deeply enjoyable T-Sonic™ massage expertly remove up to 99.5% of impurities* while providing a pro prep for enhanced absorption of your favorite skincare
turco | inglês |
---|---|
keyifli | enjoyable |
ultra | ultra |
silikon | silicone |
sağlar | providing |
TR Doğuma Hazırlık Sınıfı Eğitimlerinde Kullanılabilecek İnovatif Bir Yöntem: Hibrit Simülasyon
EN Investigation Of Academician Nurses Organizational Citizenship Behaviours In Turkey
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
turco | inglês |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
Mostrando 50 de 50 traduções