TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
"taraflar başta olmak" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
EN Moroğlu Arseven supports clients with all aspects of franchising relationships, including franchisees and franchisors, as well as other stakeholders involved with the master franchise
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
ve | and |
olmak | the |
tüm | all |
TR Başta sentetik kimya ana dalındakiler olmak üzere tüm öğrencilerim Reaxys gibi araçları kullanabiliyor olmalıdır
EN All of my students, especially those who have a synthetic chemistry major, need to be able to use tools like Reaxys
turco | inglês |
---|---|
kimya | chemistry |
ana | major |
tüm | all |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Fort Minor, Linkin Park ın solistlerinden bir tanesi olan Mike Shinoda tarafından tasarlanmış bir rap grubu projesidir. Projede tasarlanan grup: Mike Shinoda başta olmak üzere, Tak, Ryu,… Devamını oku
EN Fort Minor is the hip hop side-project of Mike Shinoda, the vocalist, guitarist and songwriter of the alternative rock band Linkin Park. Though it was technically Shinoda's solo proje… read more
turco | inglês |
---|---|
park | park |
mike | mike |
shinoda | shinoda |
devamını | more |
oku | read |
TR Salgın koşullarında yüz yüze gelemediğimiz ihtiyaç sahiplerine, ücretsiz ‘Hayata Destek Bilgi ve Destek Hattı’ başta olmak üzere yeni iletişim araçları aracılığıyla ulaştık, ulaşmayı sürdürüyoruz.
EN The ‘STL Information and Support Line’ helps people in need in Turkey amidst the coronavirus pandemic.
turco | inglês |
---|---|
salgın | pandemic |
ihtiyaç | need |
bilgi | information |
ve | and |
hattı | line |
olmak | the |
aracılığıyla | in |
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
turco | inglês |
---|---|
mülteci | refugee |
basın | press |
bizi | our |
herkes | all |
bilgilendirme | information |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Dünyada her beş çocuktan biri evli. Her yıl 12 milyon kız çocuğu, çocuk yaşta evlendirilerek eğitim, sağlık ve istihdam başta olmak üzere pek çok...
EN One in every five children in the world is married. Every year, 12 million girls become deprived of many fundamental rights, especially education,...
turco | inglês |
---|---|
dünyada | in the world |
evli | married |
milyon | million |
kız | girls |
çocuk | children |
eğitim | education |
TR Demografik değişim konusu, azalan doğurganlık oranları, toplumlarda artan yaşlanma ve azalan nüfus nedeniyle başta Orta ve Doğu Avrupa olmak üzere tüm dünyada en çok tartışılan konuları arasında yer... Daha fazla
EN The issue of demographic change has been among the hottest issues in the world, especially in Central and Eastern Europe, due to the declining fertility rates, increasing aging in the society and... Read more
turco | inglês |
---|---|
değişim | change |
artan | increasing |
orta | central |
doğu | eastern |
avrupa | europe |
dünyada | in the world |
TR UNFPA Türkiye olarak, 50 yıldır, Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce proje ve saha çalışanımızla en kırılgan gruplar başta olmak üzere herkes için daha eşit ve kapsayıcı bir dünya amacıyla sahadayız.
EN For 50 years, we have been in the field with our hundreds and thousands of project and field colleagues all over Turkey to have a more equal and inclusive world for all starting from the most vulnerable groups!
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
yıldır | years |
yüzlerce | hundreds |
proje | project |
saha | field |
gruplar | groups |
herkes | all |
eşit | equal |
kapsayıcı | inclusive |
dünya | world |
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
turco | inglês |
---|---|
mülteci | refugee |
basın | press |
bizi | our |
herkes | all |
bilgilendirme | information |
TR Kamuoyunun dikkatine, 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
turco | inglês |
---|---|
mülteci | refugee |
basın | press |
bizi | our |
herkes | all |
bilgilendirme | information |
TR 3.d. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ulusal ve küresel sağlık risklerine karşı erken uyarı, riski azaltma ve risk yönetimi kapasitelerinin güçlendirilmesi
EN 3.d. Strengthen the capacity of all countries, in particular developing countries, for early warning, risk reduction and management of national and global health risks
turco | inglês |
---|---|
gelişmekte | developing |
olmak | the |
bütün | all |
ulusal | national |
ve | and |
küresel | global |
sağlık | health |
erken | early |
uyarı | warning |
azaltma | reduction |
yönetimi | management |
TR 12.6. Özellikle büyük ve uluslarötesi şirketler başta olmak üzere şirketlerin sürdürülebilir uygulamaları kabul etmelerinin ve sürdürülebilirlik bilgilerini raporlama döngülerine entegre etmelerinin teşvik edilmesi
EN 12.6. Encourage companies, especially large and transnational companies, to adopt sustainable practices and to integrate sustainability information into their reporting cycle
turco | inglês |
---|---|
büyük | large |
ve | and |
olmak | into |
bilgilerini | information |
raporlama | reporting |
teşvik | encourage |
edilmesi | to |
TR Kibar Grubu Şirketlerinin ithalat ve ihracatına destek olmak üzere kurulan Kibar International, Avrupa’nın merkezinde ve finans çevrelerine yakın bir yer olan Lozan, İsviçre’de faaliyet göstermektedir. Kuruluş amacı gereği, başta...
EN Founded with the aim of supporting the imports and the exports of the Kibar Group companies, Kibar International operates in Lausanne, Switzerland, which is located at the center of Europe and is close to financial circles. As part of its mission...
turco | inglês |
---|---|
grubu | group |
destek | supporting |
kurulan | founded |
international | international |
avrupa | europe |
finans | financial |
yakın | close |
faaliyet | companies |
TR Pandemi, başta otomotiv ve turizm olmak üzere tüm sektörleri etkiledi
EN The pandemic affected all industries, especially automotive and tourism
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
otomotiv | automotive |
ve | and |
turizm | tourism |
olmak | the |
tüm | all |
TR Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele anlayışını, grup çalışanlarının yanı sıra tedarikçi ve iş ortakları başta olmak üzere ilgili tüm paydaşlardan bekliyoruz.
EN We expect the concept of anti-bribery and anti-corruption from all relevant stakeholders, including suppliers and business partners, as well as group employees.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
grup | group |
yanı | well |
ortakları | partners |
olmak | the |
ilgili | relevant |
tüm | all |
ın | of |
TR Başta çalışanları olmak üzere, tüm paydaşları ile şeffaf ve sürekli bir iletişimi tercih eden Kibar Grubu, pandemic dönemini verimli bir şekilde geçirdi.
EN Preferring a transparent and continuous communication with all its stakeholders, notably with its employees, Kibar Group has been productive during the pandemic period.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
şeffaf | transparent |
sürekli | continuous |
grubu | group |
verimli | productive |
TR Moroğlu Arseven; müvekkillerin ticari başarısını etkileyen finansal, operasyonel, ithalat / ihracat ve mevzuata ilişkin konular başta olmak üzere, tedarik zinciri yönetimi ve şirkete ilişkin tam kapsamlı danışmanlık verir
EN The firm assists with all aspects of supply chain management and company lifecycles, including financial, operational, import/export and regulatory issues which impact our clients’ commercial success
turco | inglês |
---|---|
finansal | financial |
operasyonel | operational |
ihracat | export |
ve | and |
konular | issues |
olmak | the |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
yönetimi | management |
tam | all |
ın | of |
başarısı | success |
TR Oteller, restoranlar, barlar, fonksiyon merkezleri, mekanlar, ulaşım sağlayıcılar, etkinlik planlayıcılar, tema parklar, seyir hatları, başta olmak üzere, bu sektörlerdeki tüm alt segmentler Moroğlu Arseven’den danışmanlık alırlar.
EN We assist all sub-segments within these sectors, including accommodation, restaurants, bars, function centres, venues, transport providers, event planners, theme parks, cruise lines and other related entities.
turco | inglês |
---|---|
restoranlar | restaurants |
merkezleri | centres |
mekanlar | venues |
ulaşım | transport |
sağlayıcılar | providers |
etkinlik | event |
tema | theme |
parklar | parks |
olmak | these |
tüm | all |
alt | sub |
den | and |
TR İhracat; son yıllarda başta Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Hindistan’a olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmıştır
EN Exports have steadily increased in recent decades, notably to China, United States, Saudi Arabia and India
turco | inglês |
---|---|
son | recent |
suudi | saudi |
arabistan | arabia |
hindistan | india |
olmak | have |
TR Üniversitelerde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak derslere katılan Necipoğlu’nun siber güvenlik ve fintech başta olmak üzere birçok farklı alanda akademik makalesi yayımlanmıştır.
EN She has been lecturing at universities as a guest lecturer and has articles published in international refereed academic journals on subjects ranging from cybersecurity to fintech technologies.
turco | inglês |
---|---|
akademik | academic |
TR İş hedeflerinizle uyumlu, son derece özelleştirilebilir mobil uygulamalar oluşturun. E-ticaret başta olmak üzere birçok alanda mobil uygulama yapabilirsiniz.
EN Create highly customizable mobile apps that align with your business goals. You can make mobile apps in many areas, including e-commerce.
turco | inglês |
---|---|
özelleştirilebilir | customizable |
mobil | mobile |
birçok | many |
TR Kıbrıs Türk Psikiyatri ve Psikoloji Dergisi’nin amacı, Kıbrıs Türkiye ve Dünya’da Psikiyatri ve Psikoloji başta olmak üzere kuramsal bilgileri ve klinik deneyimleri bilimsel düzeyde sunmak, yaygınlaştırmak bir forum oluşturmaktır.
EN The aim of the Cyprus Turkish Journal of Psychiatry and Psychology, Cyprus, Turkey and in the world, mainly Psychiatry and Psychology, to provide the scientific level of theoretical knowledge and clinical experience to create and promote a forum.
turco | inglês |
---|---|
türk | turkish |
dergisi | journal |
türkiye | turkey |
dünya | world |
bilgileri | knowledge |
klinik | clinical |
bilimsel | scientific |
düzeyde | level |
forum | forum |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Bir SAP ERP uygulaması ile entegrasyon sağlayan kurumsal kapsamlı bir ara donanım çözümü * başta mobil barkod ve RFID desteği olmak üzere
EN Enterprise-wide middleware solution that provides integration with an SAP ERP application, primarily mobile barcode and RFID support
turco | inglês |
---|---|
uygulaması | application |
entegrasyon | integration |
kurumsal | enterprise |
çözümü | solution |
mobil | mobile |
barkod | barcode |
rfid | rfid |
desteği | support |
TR Üniversitelerde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak derslere katılan Necipoğlu’nun siber güvenlik ve fintech başta olmak üzere birçok farklı alanda akademik makalesi yayımlanmıştır.
EN She has been lecturing at universities as a guest lecturer and has articles published in international refereed academic journals on subjects ranging from cybersecurity to fintech technologies.
turco | inglês |
---|---|
akademik | academic |
TR Normalde en çok turist alınan ülkeler başta Hollanda ve İsviçre olmak üzere Avrupa ülkelerini kapsıyor ve Asya ve Kuzey Amerika ülkeleri bunları takip ediyor.
EN Normally the majority of guests come from Europe, especially the Netherlands and Switzerland, followed by travellers from Asia and North America.
turco | inglês |
---|---|
normalde | normally |
çok | by |
ve | and |
olmak | the |
avrupa | europe |
asya | asia |
kuzey | north |
amerika | america |
takip | followed |
TR Fakat burası kısa sürede başta Deutsches Theater ve daha sonra Berliner Enemble olmak üzere yakın çevredeki tiyatroların yönetmen ve oyuncularının uğrak mekanı haline geldi
EN That changed quickly, with dramatists and actors from nearby theatres, especially the Deutsches Theater and the later Berliner Ensemble, soon becoming frequent visitors
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Bu destek çok sayıda mültecinin yaşadığı ülkeler başta olmak üzere ağırlıklı olarak Afrika ve diğer bölgelerdeki kriz ülkelerine yönelecek.
EN This support is being concentrated on crisis countries in Africa and other regions, especially on countries where large numbers of refugees are living.
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
ülkeler | countries |
afrika | africa |
diğer | other |
kriz | crisis |
TR Fort Minor, Linkin Park ın solistlerinden bir tanesi olan Mike Shinoda tarafından tasarlanmış bir rap grubu projesidir. Projede tasarlanan grup: Mike Shinoda başta olmak üzere, Tak, Ryu,… Devamını oku
EN Fort Minor is the hip hop side-project of Mike Shinoda, the vocalist, guitarist and songwriter of the alternative rock band Linkin Park. Though it was technically Shinoda's solo proje… read more
turco | inglês |
---|---|
park | park |
mike | mike |
shinoda | shinoda |
devamını | more |
oku | read |
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
bilgiler | knowledge |
ve | and |
bazen | sometimes |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Kritik hataları tespit edin ve ilk başta düzeltin. Hızlı gezinme size yardımcı olacaktır. Tüm hatalara en kritikten en kritik noktaya öncelik verilir.
EN Detect critical errors and fix them at first. Quick navigation will help you. All errors are prioritized from the most critical to the least critical.
turco | inglês |
---|---|
kritik | critical |
hataları | errors |
tespit | detect |
ve | and |
ilk | first |
hızlı | quick |
gezinme | navigation |
olacaktır | will |
TR Bugünlerde pandeminin ikinci dalgası baş göstermişken, tüm bu süreçte edindiğimiz tecrübeleri etkin bir şekilde kullanarak başta kendimiz, ardından desteklediğimiz kişilerin iyilik hâlini artırmak için çalışmaya devam ediyoruz
EN While the second wave of the pandemic has reared its ugly head, we continue to work to increase the well-being first of ourselves and then of the people we support by using the experience we have gained in this entire process effectively
turco | inglês |
---|---|
ikinci | second |
baş | head |
tüm | entire |
devam | continue |
TR Anahtar kelimelerin başta planladığınız URL'lerden farklı şekilde sıralanıp sıralanmadığını tespit edin.
EN Get to know when keywords are ranked by URLs other than those that you planned
turco | inglês |
---|---|
anahtar | keywords |
url | urls |
farklı | other |
şekilde | when |
edin | get |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
başlayın | start |
mükemmel | perfect |
bilgi | knowledge |
yaklaşık | about |
veya | or |
makale | articles |
ve | and |
talep | requests |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Günümüzde, küçük veya büyük her çevrimiçi işletme, çevrimiçi web sitelerini bilgisayar korsanlarına ve diğer siber saldırılara karşı korumak ve müşterilerine güvenli bir bağlantı sağlamak için en başta koruma arıyor
EN Nowadays, every online business, small or large, is looking for protection primarily to protect their online websites from hackers and other cyber attacks and to provide a secure connection to their customers
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
veya | or |
büyük | large |
işletme | business |
sitelerini | websites |
diğer | other |
siber | cyber |
bağlantı | connection |
TR Belgelerin orijinalliğini ve bütünlüğünü gösteren artırılmış güvenlik en başta gelir
EN Increased security comes first, demonstrating the authenticity and integrity of the documents
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
güvenlik | security |
gelir | comes |
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
bilgiler | knowledge |
ve | and |
bazen | sometimes |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Anahtar kelimelerin başta planladığınız URL'lerden farklı şekilde sıralanıp sıralanmadığını tespit edin.
EN Get to know when keywords are ranked by URLs other than those that you planned
turco | inglês |
---|---|
anahtar | keywords |
url | urls |
farklı | other |
şekilde | when |
edin | get |
TR Günümüzde, küçük veya büyük her çevrimiçi işletme, çevrimiçi web sitelerini bilgisayar korsanlarına ve diğer siber saldırılara karşı korumak ve müşterilerine güvenli bir bağlantı sağlamak için en başta koruma arıyor
EN Nowadays, every online business, small or large, is looking for protection primarily to protect their online websites from hackers and other cyber attacks and to provide a secure connection to their customers
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
veya | or |
büyük | large |
işletme | business |
sitelerini | websites |
diğer | other |
siber | cyber |
bağlantı | connection |
TR Belgelerin orijinalliğini ve bütünlüğünü gösteren artırılmış güvenlik en başta gelir
EN Increased security comes first, demonstrating the authenticity and integrity of the documents
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
güvenlik | security |
gelir | comes |
TR İlk başta Almancamın çok yetersiz olduğunu düşünsem de süper yürüdü, bunda patronumun da yardımı oldu: Ek dersler aldım ve sınava hazırlanabilmem için de arada bir işten muaf tutuldum
EN At first I thought my German wasn't good enough, but it has worked out really well, partly thanks to the boss's support: I've had tutoring and the occasional day off to study for an exam
turco | inglês |
---|---|
olduğunu | it |
TR Buna göre en başta batı ve güney Afrika ülkeleri yenilenebilir enerjilerin üretimi için büyük potansiyellere sahipler
EN Based on these factors, countries in West and South African in particular have great potential for generating renewable energy
turco | inglês |
---|---|
batı | west |
güney | south |
afrika | african |
yenilenebilir | renewable |
büyük | great |
TR Şansölye bu konuda, iç politikaya dair kaygıları nedenleriyle başta çok tereddütlü tepki gösterdiği avro krizinden daha kararlı davrandı
EN And she acted more decisively here than in the euro crisis, to which she responded very hesitantly at first, mainly because of internal political constraints
Mostrando 50 de 50 traduções