EN 17.12.1. Average tariffs faced by developing countries, least developed countries and small island developing States
"particular developing countries" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN 17.12.1. Average tariffs faced by developing countries, least developed countries and small island developing States
TR 17.12.1. Gelişmekte olan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletlerine göre karşılaşılan ortalama tarifeler
inglês | turco |
---|---|
average | ortalama |
by | göre |
developing | gelişmekte |
and | ve |
small | küçük |
countries | ülkeler |
developed | gelişmiş |
least | az |
EN 3.d. Strengthen the capacity of all countries, in particular developing countries, for early warning, risk reduction and management of national and global health risks
TR 3.d. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ulusal ve küresel sağlık risklerine karşı erken uyarı, riski azaltma ve risk yönetimi kapasitelerinin güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
early | erken |
reduction | azaltma |
and | ve |
management | yönetimi |
national | ulusal |
global | küresel |
health | sağlık |
warning | uyarı |
the | olmak |
all | bütün |
risk | risk |
of | karşı |
EN 10.a. Implement the principle of special and differential treatment for developing countries, in particular least developed countries, in accordance with World Trade Organization agreements
TR 10.a. Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına uygun olarak, özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için özel ve farklı muamele ilkesinin uygulanması
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
trade | ticaret |
developed | gelişmiş |
countries | ülkeler |
world | dünya |
and | ve |
least | az |
accordance | olarak |
of | in |
with | uygun |
for | için |
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
national | ulusal |
cooperation | işbirliği |
capacity | kapasite |
combat | mücadele |
countries | ülkelerde |
levels | düzeyde |
international | uluslararası |
relevant | ilgili |
and | ve |
developing | gelişmekte |
institutions | kurumlar |
a | olan |
prevent | önlemek |
EN Reuse in developing countries is usually more effective than domestic recycling—there’s not much of a market for old cathode ray tube monitors in the US, for example, but they are reused in other countries.
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
EN 14.7.1. Sustainable fisheries as a percentage of GDP in small island developing States, least developed countries and all countries
TR 14.7.1. Gelişmekte olan küçük ada ülkeleri, az gelişmiş ülkeler ve tüm ülkelerdeki GSYH'nın bir yüzdesi olarak sürdürülebilir balıkçılık
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
small | küçük |
developing | gelişmekte |
least | az |
developed | gelişmiş |
and | ve |
all | tüm |
countries | ülkeler |
EN 17.11.1. Developing countries’ and least developed countries’ share of global exports
TR 17.11.1. Gelişmekte olan ülkelerin ve en az gelişmiş ülkelerin küresel ihracat payı
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
and | ve |
global | küresel |
countries | ülkelerin |
developed | gelişmiş |
share | payı |
least | az |
EN Reuse in developing countries is usually more effective than domestic recycling—there’s not much of a market for old cathode ray tube monitors in the US, for example, but they are reused in other countries.
TR Gelişmekte olan ülkelerde bir cihazın tekrar kullanımı, hanede yapılan geri dönüşümden daha etkilidir—her ne kadar ABD'de tüplü monitörler için bir pazar olmasa da, bu monitörler diğer ülkelerde hâlâ kullanılmakta.
EN That will be more difficult than it is for the vaccines currently being made available in the developing countries because there will also be a higher demand in more affluent countries.
TR Zengin ülkelerin kendi içinde de bir talep baskısı olması nedeniyle, gelişmekte olan ülkelere erişimin sağlandığı diğer aşılardakinden daha farklı ve zorlu bir süreç söz konusu olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
demand | talep |
countries | ülkelerin |
also | ve |
in | içinde |
will | olacaktır |
EN Assan Gayrimenkul’s main activities include developing the Group’s building plots, determining new areas of investment regarding real estate, purchasing real estate, keeping track of regulations and the legal process, developing final ...
TR Grubun muhtelif arsalarının geliştirilmesinin yanı sıra, grubun gayrimenkul alanında yeni yatırım yapacağı alanların belirlenmesi, gayrimenkul alımlarının yapılması, mevzuatın ve hukuki sürecin takibi, nihai projenin geliştirilmesi...
inglês | turco |
---|---|
building | yapı |
new | yeni |
investment | yatırım |
track | takibi |
legal | hukuki |
final | nihai |
real estate | gayrimenkul |
developing | geliştirilmesi |
and | ve |
of | nın |
EN For example, we may use device signals to determine that a particular device is within a particular venue
TR Örneğin, belirli bir cihazın belirli bir mekanda olduğunu belirlemek için cihaz sinyallerini kullanabiliriz
inglês | turco |
---|---|
device | cihaz |
is | olduğunu |
EN An interface, together with type declarations, provides a good way to make sure that a particular object contains particular methods. See instanceof operator and type declarations.
TR Bir arayüz tür bildirimiyle belli bir nesnenin belli yöntemleri içermesini sağlayabilir. Ayrıca bakınız: instanceof işleci ve Tür Bildirimleri.
inglês | turco |
---|---|
interface | arayüz |
methods | yöntemleri |
and | ve |
type | tür |
to | ayrıca |
a | bir |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
inglês | turco |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN Book Aid International promotes literacy in developing countries by creating reading and learning opportunities
TR Book Aid International, okuma ve öğrenme fırsatları yaratmak suretiyle gelişmekte olan ülkelerde okuryazarlığı desteklemektedir
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
creating | yaratmak |
international | international |
by | suretiyle |
countries | ülkelerde |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
EN Elsevier founded a new partnership in 2016, looking for an organ to collaborate with that targeted Asian developing countries.
TR Elsevier 2016 yılında, Asya'da gelişmekte olan ülkelerle ortaklık kurmakta araç olarak kullanabileceği yeni bir ortaklık kurmuştur.
inglês | turco |
---|---|
partnership | ortaklık |
developing | gelişmekte |
elsevier | elsevier |
new | yeni bir |
EN Elsevier has donated approximately 260,000 scientific, technical and medical books since 2004 to a total of 211 partner institutions in developing countries
TR Elsevier 2004'ten bu yana gelişmekte olan ülkelerdeki 211 ortak kuruluşa yaklaşık 260.000 adet bilimsel, teknik ve tıbbi kitap bağışlamıştır
inglês | turco |
---|---|
medical | tıbbi |
books | kitap |
partner | ortak |
developing | gelişmekte |
elsevier | elsevier |
countries | ülkelerdeki |
technical | teknik |
scientific | bilimsel |
has | bu |
and | ve |
a | olan |
in | yaklaşık |
EN We need more e-waste repair and refurbishment, worldwide. We need to take a page from the book of expert repairers in developing countries. We need to stop throwing away computers that could be fixed with a 25-cent part.
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkelerdeki tamir ustalarını örnek almalıyız. 25 sentlik bir parçayla düzeltilebilecek bilgisayarları çöpe atmayı bırakmalıyız.
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerdeki |
and | ve |
need | ihtiyacımız |
worldwide | çapında |
computers | bilgisayarlar |
in | örnek |
EN The Family Care Foundation provides humanitarian aid to developing countries and capacity support to local organizations.
TR Aile Bakım Vakfı (Family Care Foundation) gelişmekte olan ülkelere insani yardım ve yerel örgütlerine kapasite desteği sağlar.
inglês | turco |
---|---|
family | aile |
care | bakım |
provides | sağlar |
developing | gelişmekte |
and | ve |
capacity | kapasite |
local | yerel |
foundation | vakfı |
countries | ülkelere |
support | desteği |
aid | yardım |
EN Ensure enhanced representation and voice for developing countries in decision-making in global international economic and financial institutions in order to deliver more effective, credible, accountable and legitimate institutions
TR Daha etkili, güvenilir, hesap verebilir ve meşru kurumların var olması için küresel uluslararası ekonomi ve finans kurumlarındaki karar verme süreçlerinde gelişmekte olan ülkelerin daha iyi temsilinin sağlanması ve seslerinin duyurulması
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
economic | ekonomi |
financial | finans |
effective | etkili |
legitimate | meşru |
countries | ülkelerin |
and | ve |
global | küresel |
international | uluslararası |
institutions | kurumlar |
decision-making | karar |
ensure | güvenilir |
EN 10.6.1. Proportion of members and voting rights of developing countries in international organizations
TR 10.6.1. Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası kuruluşlarda oy hakkı ve üyelik oranı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerin |
international | uluslararası |
rights | hakkı |
EN 12.a. Support developing countries to strengthen their scientific and technological capacity to move towards more sustainable patterns of consumption and production
TR 12.a. Gelişmekte olan ülkelerin daha sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarına yönelmeleri için bilimsel ve teknolojik kapasitelerini güçlendirme konusunda desteklenmeleri
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
scientific | bilimsel |
technological | teknolojik |
sustainable | sürdürülebilir |
consumption | tüketim |
countries | ülkelerin |
production | üretim |
a | olan |
and | ve |
EN 12.a.1. Amount of support to developing countries on research and development for sustainable consumption and production and environmentally sound technologies
TR 12.a.1. Gelişmekte olan ülkelere sürdürülebilir tüketim, üretim ve çevreye uyumlu teknolojiler için araştırma geliştirmede alanında yapılan yardım miktarı
inglês | turco |
---|---|
support | yardım |
developing | gelişmekte |
research | araştırma |
sustainable | sürdürülebilir |
consumption | tüketim |
technologies | teknolojiler |
countries | ülkelere |
production | üretim |
amount | miktarı |
and | ve |
of | in |
a | olan |
EN 9.b. Support domestic technology development, research and innovation in developing countries, including by ensuring a conducive policy environment for, inter alia, industrial diversification and value addition to commodities
TR 9.b. Sanayi çeşitliliği ve sanayi ürünlerinde değer artırımı için uygun bir politika ortamının yaratılması aracılığıyla gelişmekte olan ülkelerde yurt içi teknoloji gelişiminin, araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesi
inglês | turco |
---|---|
domestic | yurt içi |
innovation | yenilik |
developing | gelişmekte |
policy | politika |
industrial | sanayi |
countries | ülkelerde |
support | desteklenmesi |
technology | teknoloji |
research | araştırma |
and | ve |
value | değer |
environment | ortamı |
EN 16.8. Broaden and strengthen the participation of developing countries in the institutions of global governance
TR 16.8. Gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetişim kurumlarına katılımlarının sağlanması ve güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
developing | gelişmekte |
institutions | kurumlar |
global | küresel |
countries | ülkelerin |
of | nın |
EN 16.8.1. Proportion of members and voting rights of developing countries in international organizations
TR 16.8.1. Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası kuruluşlarda oy hakkı ve üyelik oranı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerin |
international | uluslararası |
rights | hakkı |
EN Finance 17.1. Strengthen domestic resource mobilization, including through international support to developing countries, to improve domestic capacity for tax and other revenue collection
TR Finans 17.1. Vergi ve diğer gelir hasılatı için yurt içi kapasiteyi artırmak için gelişmekte olan ülkelere uluslararası destek sağlanması yoluyla yurt içi kaynak seferberliğinin güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
finance | finans |
domestic | yurt içi |
developing | gelişmekte |
capacity | kapasiteyi |
tax | vergi |
other | diğer |
revenue | gelir |
countries | ülkelere |
international | uluslararası |
support | destek |
resource | kaynak |
and | ve |
improve | artırmak |
EN 17.3. Mobilize additional financial resources for developing countries from multiple sources
TR 17.3. Gelişmekte olan ülkeler için çok sayıda kaynaktan elde edilen ek finansal kaynakların seferber edilmesi
inglês | turco |
---|---|
additional | ek |
financial | finansal |
developing | gelişmekte |
countries | ülkeler |
for | için |
multiple | çok |
resources | kaynaklar |
EN 17.7.1. Total amount of approved funding for developing countries to promote the development, transfer, dissemination and diffusion of environmentally sound technologies
TR 17.7.1. Çevreye duyarlı teknolojilerin geliştirilmesi, transferi, yayılması ve yayılmasını teşvik eden gelişmekte olan ülkeler için onaylanmış toplam fon tutarı
inglês | turco |
---|---|
transfer | transferi |
countries | ülkeler |
approved | onaylanmış |
and | ve |
of | in |
developing | gelişmekte |
development | geliştirilmesi |
promote | teşvik |
EN 17.9.1. Dollar value of financial and technical assistance (including through North-South, South- South and triangular cooperation) committed to developing countries
TR 17.9.1. Gelişmekte olan ülkelere sözü verilen mali ve teknik yardımın (Kuzey-Güney, Güney-Güney ve üçlü işbirliği aracılığını içeren) dolar değeri
inglês | turco |
---|---|
value | değeri |
financial | mali |
and | ve |
technical | teknik |
assistance | yardım |
south | güney |
cooperation | işbirliği |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelere |
including | de |
of | içeren |
EN Dollar value of all resources made available to strengthen statistical capacity in developing countries 17.19.2
TR Gelişmekte olan ülkelerde istatistiksel kapasiteyi güçlendirmek için tahsis edilen mevcut tüm kaynakların dolar değeri 17.19.2
inglês | turco |
---|---|
value | değeri |
strengthen | güçlendirmek |
capacity | kapasiteyi |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerde |
of | in |
available | mevcut |
all | tüm |
resources | kaynaklar |
EN In 2016, the Elsevier Foundation launched a series of new partnerships to support innovations in health information, research in developing countries, diversity in science and technology for development
TR Elsevier Vakfı 2016 yılında sağlık bilgilerindeki yenilikleri, gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmaları, bilimde çeşitliliği ve gelişim için teknolojide desteklemek için bir dizi yeni ortaklığa imza atmıştır
inglês | turco |
---|---|
series | dizi |
health | sağlık |
developing | gelişmekte |
development | gelişim |
elsevier | elsevier |
foundation | vakfı |
countries | ülkelerdeki |
diversity | çeşitliliği |
new | yeni |
and | ve |
research | araştırmaları |
to support | desteklemek |
of | in |
EN Book Aid International promotes literacy in developing countries by creating reading and learning opportunities
TR Book Aid International, okuma ve öğrenme fırsatları yaratmak suretiyle gelişmekte olan ülkelerde okuryazarlığı desteklemektedir
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
creating | yaratmak |
international | international |
by | suretiyle |
countries | ülkelerde |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
EN We need more e-waste repair and refurbishment, worldwide. We need to take a page from the book of expert repairers in developing countries. We need to stop throwing away computers that could be fixed with a 25-cent part.
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkelerdeki tamir ustalarını örnek almalıyız. 25 sentlik bir parçayla düzeltilebilecek bilgisayarları çöpe atmayı bırakmalıyız.
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerdeki |
and | ve |
need | ihtiyacımız |
worldwide | çapında |
computers | bilgisayarlar |
in | örnek |
EN The Family Care Foundation provides humanitarian aid to developing countries and capacity support to local organizations.
TR Aile Bakım Vakfı (Family Care Foundation) gelişmekte olan ülkelere insani yardım ve yerel örgütlerine kapasite desteği sağlar.
inglês | turco |
---|---|
family | aile |
care | bakım |
provides | sağlar |
developing | gelişmekte |
and | ve |
capacity | kapasite |
local | yerel |
foundation | vakfı |
countries | ülkelere |
support | desteği |
aid | yardım |
EN At the same time Germany and the EU should promptly find a mechanism for immediately passing on over-ordered quantities of vaccine to developing countries.
TR Aynı zamanda Almanya ve AB ısmarlanmış aşıların gelişmekte olan ülkelere hemen iletebilebilmesini sağlamaya yönelik bir mekanizmayı vakitlice bulmalı.
inglês | turco |
---|---|
eu | ab |
vaccine | aşı |
developing | gelişmekte |
germany | almanya |
and | ve |
time | zamanda |
countries | ülkelere |
immediately | hemen |
the | aynı |
same | bir |
EN They represent different regions and belong to different negotiating groups of industrialised, developing and emerging countries
TR Her biri farklı bölgeleri ve ait oldukları sanayi ülkeleri, gelişmekte olan ülkeler ve yeni sanayileşen ülkeler müzakere gruplarını temsil ediyor
inglês | turco |
---|---|
represent | temsil |
developing | gelişmekte |
countries | ülkeler |
different | farklı |
groups | grupları |
and | ve |
to | her |
EN The lack of ability to get food safely and securely from farms to people’s homes is a driver of hunger in some developing countries
TR Gıdaların çiftliklerden insanların evlerine güvenli ve emniyetli bir şekilde ulaştırılamaması, bazı gelişmekte olan ülkelerde açlığın temel nedenidir
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerde |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN In wealthy nations, just half receive appropriate care, but in developing countries, close to 90 percent go untreated because psychiatrists are in such short supply
TR Zengin toplumlarda, bunların sadece yarısı gerekli yardımı alıyor; ancak gelişmekte olan ülkelerde hastaların yaklaşık %90'ı tedavi edilmiyor, çünkü psikiyatrist sayısı çok az
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerde |
but | ancak |
are | olan |
because | çünkü |
EN 8.1. Sustain per capita economic growth in accordance with national circumstances and, in particular, at least 7 per cent gross domestic product growth per annum in the least developed countries
TR 8.1. Kişi başına düşen gelir artışının ulusal koşullara uygun olarak sürdürülmesi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında büyüme olmasının sağlanması
inglês | turco |
---|---|
capita | kişi |
growth | büyüme |
national | ulusal |
domestic | yurt içi |
developed | gelişmiş |
countries | ülkelerde |
per cent | yüzde |
and | ve |
at | nda |
with | uygun |
least | az |
per | başına |
accordance | olarak |
EN Based on these factors, countries in West and South African in particular have great potential for generating renewable energy
TR Buna göre en başta batı ve güney Afrika ülkeleri yenilenebilir enerjilerin üretimi için büyük potansiyellere sahipler
inglês | turco |
---|---|
african | afrika |
renewable | yenilenebilir |
and | ve |
south | güney |
west | batı |
great | en |
for | için |
EN Representatives of the different countries can engage in discussions here in small groups and find supporters for their particular concerns
TR Burada ülkelerin temsilcileri küçük gruplarda tartışarak kendi taleplerine yol arkadaşları bulabiliyorlar
inglês | turco |
---|---|
representatives | temsilcileri |
small | küçük |
countries | ülkelerin |
of the | yol |
EN 17.5.1. Number of countries that adopt and implement investment promotion regimes for least developed countries
TR 17.5.1. En az gelişmiş ülkeler için yatırım promosyonu rejimlerini benimseyen ve uygulayan ülke sayısı
inglês | turco |
---|---|
investment | yatırım |
developed | gelişmiş |
and | ve |
for | için |
of | in |
countries | ülkeler |
least | az |
EN In addition, it is engaged in high tonnage transit trade from foreign countries to third countries
TR Ayrıca dış ülkelerden üçüncü ülkelere yüksek tonajlı tiransit ticaret yapmaktadır
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
trade | ticaret |
foreign | dış |
third | üçüncü |
countries | ülkelere |
to | ayrıca |
EN Turkey is among the top five countries with the highest increase in fixed Internet penetration in the one-year period of 2019-2020 (June) among the OECD countries (BTK 2021).
TR Türkiye, OECD ülkeleri içinde 2019-2020 (Haziran) yılları arasındaki bir yıllık süreçte sabit internet yaygınlığı en çok artan ilk beş ülke arasında yer alıyor (BTK 2021).
inglês | turco |
---|---|
fixed | sabit |
internet | internet |
period | süre |
june | haziran |
year | yıllık |
turkey | türkiye |
countries | ülke |
highest | en |
among | bir |
the | arasında |
EN In the countries where the products of the sector are produced, the activities will be carried out mainly for the sector companies and for the targeted visitors in the countries which are in the position of users and buyers.
TR Sektör ürünlerinin üretildiği ülkelerde ağırlıklı olarak sektör firmalarına, kullanıcı ve alıcı durumundaki ülkelerde hedef ziyaretçi kesimimize yönelik çalışmalar yapılacaktır.
inglês | turco |
---|---|
sector | sektör |
visitors | ziyaretçi |
products | ürünlerinin |
countries | ülkelerde |
users | kullanıcı |
and | ve |
companies | firmalar |
the | olarak |
EN The Argentine Data Protection Authority has determined that certain countries provide an “adequate level of protection” for personal data. Does AWS have Regions in any of these countries?
TR Arjantin Veri Koruma Kurumu’na göre, belirli ülkeler kişisel veriler için “yeterli düzeyde koruma” sağlıyor. Bu ülkelerden herhangi birinde bir AWS Bölgesi bulunuyor mu?
EN Passport holders of GCC, UK, Canada, US and a few other countries can rent a car with just their Home Country Driving License whereas tourists from other countries need to carry an International Driving Permit.
TR GCC, İngiltere, Kanada, ABD ve diğer birkaç ülkenin pasaport sahipleri, yalnızca Kendi Ülkeleri Ehliyetiyle bir araba kiralayabilirken, diğer ülkelerden gelen turistlerin Uluslararası Sürüş İzni taşıması gerekir.
inglês | turco |
---|---|
holders | sahipleri |
canada | kanada |
country | ülkenin |
passport | pasaport |
international | uluslararası |
other | diğer |
us | abd |
car | araba |
and | ve |
a | birkaç |
EN Suzuki has over 45,000 employees and has 35 production facilities in 23 countries, and 133 distributors in 192 countries
TR Suzuki 45.000'den fazla çalışana ve 23 ülkede 35 üretim tesisine ve 192 ülkede 133 distribütöre sahip
inglês | turco |
---|---|
countries | ülkede |
production | üretim |
and | ve |
in | den |
has | sahip |
EN The Federal Ministry of Education and Research (BMBF) has established competence centres on climate change and sustainable land management in eleven partner countries in west Africa and five countries in southern Africa
TR Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF), batı Afrika’daki 11 ve güney Afrika’daki beş partner ülkede, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Toprak yönetimi Yeterlik Merkezleri kurdu
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
education | eğitim |
research | araştırma |
centres | merkezleri |
change | değişikliği |
sustainable | sürdürülebilir |
management | yönetimi |
southern | güney |
ministry | bakanlığı |
west | batı |
partner | partner |
and | ve |
countries | ülkede |
five | beş |
EN This support is being concentrated on crisis countries in Africa and other regions, especially on countries where large numbers of refugees are living.
TR Bu destek çok sayıda mültecinin yaşadığı ülkeler başta olmak üzere ağırlıklı olarak Afrika ve diğer bölgelerdeki kriz ülkelerine yönelecek.
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
crisis | kriz |
africa | afrika |
countries | ülkeler |
in | da |
other | diğer |
this | bu |
and | ve |
numbers | a |
are | olmak |
Mostrando 50 de 50 traduções