EN There are ABOs whose financial rewards are higher than those of their sponsors (the ABOs who brought them into the business) and is based on the time and effort they put into building their business.
"effort they put" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN There are ABOs whose financial rewards are higher than those of their sponsors (the ABOs who brought them into the business) and is based on the time and effort they put into building their business.
TR Amway İşi’ni kurmak için harcadığınız zaman ve çaba sizin, sponsorlarınızdan (sizi işe dahil eden kişilerden) daha fazla maddi gelir kazanmanızı sağlayabilir.
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
effort | çaba |
time | zaman |
and | ve |
put | için |
of | in |
EN Not all SEO tools are created equal, and we’ve put quite a bit of effort into developing what we think is the best SEO checker available
TR Tüm SEO araçları eşit yaratılmamıştır ve mevcut en iyi SEO denetleyicisi olduğunu düşündüğümüz aracı geliştirmek için oldukça çaba sarf ettik
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
developing | geliştirmek |
effort | çaba |
tools | araçları |
the | aracı |
all | tüm |
of | in |
is | olduğunu |
quite | oldukça |
and | ve |
put | için |
equal | eşit |
a | mevcut |
best | en |
EN They eliminate the time and effort required to manually process agreements and documents
TR Belgelerin manuel olarak işlenmesi için gerekli zaman ve çabayı ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
required | gerekli |
manually | manuel |
process | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN They eliminate the time and effort required to manually process agreements and documents
TR Belgelerin manuel olarak işlenmesi için gerekli zaman ve çabayı ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
required | gerekli |
manually | manuel |
process | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN In their effort to automate and simplify a process, Amazon unintentionally biased potential job candidates by gender for open technical roles, and they ultimately had to scrap the project
TR Bir süreci otomatikleştirme ve basitleştirme çabasında olan Amazon, açık teknik roller için potansiyel iş adaylarına cinsiyet açısından önyargılı davrandı ve nihayetinde, projeyi rafa kaldırmak zorunda kaldı
inglês | turco |
---|---|
process | süreci |
amazon | amazon |
potential | potansiyel |
gender | cinsiyet |
open | açık |
technical | teknik |
the project | projeyi |
and | ve |
EN They will be accompanying you right up to the Bundestag election in the stories on our Instagram and Facebook channels, and they will be reporting on how they are experiencing their first election and how they make their decisions
TR Seçim gününe kadar hikayeleriyle Instagram ve Facebook kanallarımızda bu süreci sizinle paylaşacaklar ve seçimlerine uzanan yolu sizlerle paylaşacaklar
inglês | turco |
---|---|
election | seçim |
to | kadar |
and | ve |
channels | kanallar |
EN Our reports are customized so you will need to provide at least some basic details to our team members so that they could put together the most relevant information for you.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
need | gerekiyor |
basic | temel |
information | bilgiyi |
relevant | alakalı |
our team | ekibimiz |
most | en |
least | az |
so | bu yüzden |
our | ile |
reports | raporlar |
put | için |
you | bu |
to | araya |
EN It extends the life of electronics: users can replace broken components, put in a better battery, or upgrade to higher-capacity RAM whenever they want
TR Elektroniğin ömrünü uzatır: Kullanıcılar istedikleri zaman bozuk bileşenleri değiştirebilir, daha iyi bir pil takabilir veya daha yüksek kapasiteli bir RAM'e geçebilir
inglês | turco |
---|---|
components | bileşenleri |
battery | pil |
whenever | zaman |
they want | istedikleri |
higher | yüksek |
better | daha iyi |
of | in |
or | veya |
users | kullanıcılar |
a | bir |
EN Everyday there are BILLIONS of search queries, and if you know what they are, you can use this data to put your videos in front of more eyeballs
TR Her gün milyarlarca arama yapılmaktadır ve eğer bunların ne olduğunu biliyorsanız, videolarınızın daha fazla görüntülenme almaları için bu verileri kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
billions | milyarlarca |
search | arama |
data | verileri |
if | eğer |
this | bu |
what | ne |
videos | videoları |
you can use | kullanabilirsiniz |
and | ve |
put | için |
EN We will put you in contact with the landlord via email, so you can arrange the move-in time, key collection, and transfer any documentation that they requested in their policies.
TR Sizi evsahibiyle e-mail aracılığıyla iletişime geçireceğiz, böylece giriş saatinizi, anahtarları almanızı, ve politikalarında belirtilmiş olan herhangi bir belge varsa onların transferini organize edebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
contact | iletişime |
so | böylece |
policies | politikalar |
you can | edebilirsiniz |
and | ve |
any | herhangi |
EN It helps you find potential issues before they damage your system and put your entire business at risk
TR Sisteminize zarar vermeden ve tüm işinizi riske atmadan önce olası sorunları bulmanıza yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
damage | zarar |
business | iş |
risk | riske |
potential | olası |
issues | sorunları |
before | önce |
and | ve |
at | olur |
EN Our reports are customized so you will need to provide at least some basic details to our team members so that they could put together the most relevant information for you.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
need | gerekiyor |
basic | temel |
information | bilgiyi |
relevant | alakalı |
our team | ekibimiz |
most | en |
least | az |
so | bu yüzden |
our | ile |
reports | raporlar |
put | için |
you | bu |
to | araya |
EN It extends the life of electronics: users can replace broken components, put in a better battery, or upgrade to higher-capacity RAM whenever they want
TR Elektroniğin ömrünü uzatır: Kullanıcılar istedikleri zaman bozuk bileşenleri değiştirebilir, daha iyi bir pil takabilir veya daha yüksek kapasiteli bir RAM'e geçebilir
inglês | turco |
---|---|
components | bileşenleri |
battery | pil |
whenever | zaman |
they want | istedikleri |
higher | yüksek |
better | daha iyi |
of | in |
or | veya |
users | kullanıcılar |
a | bir |
EN It helps you find potential issues before they damage your system and put your entire business at risk
TR Sisteminize zarar vermeden ve tüm işinizi riske atmadan önce olası sorunları bulmanıza yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
damage | zarar |
business | iş |
risk | riske |
potential | olası |
issues | sorunları |
before | önce |
and | ve |
at | olur |
EN Spring onions will regrow if placed in a glass of water, while potatoes can be put in a flowerpot at first and later replanted in the garden, where they will grow into large, strong plants with lots of new potatoes.
TR Yeşil soğanlar bir bardak suda yeniden filizleniyor, patatesler önce bir tencerede, daha sonra bahçede bol patates veren büyük ve güçlü bitkiler olarak yeniden yetişebiliyor.
inglês | turco |
---|---|
new | yeniden |
strong | güçlü |
later | daha sonra |
and | ve |
large | büyük |
EN They developed a highly effective and safe vaccine in less than a year and together put it on the market
TR Şirket, bir yıldan kısa bir sürede oldukça etkili ve güvenli bir aşı geliştirdi ve aşı ortaklaşa piyasaya sürüldü
inglês | turco |
---|---|
highly | oldukça |
effective | etkili |
vaccine | aşı |
and | ve |
safe | güvenli |
a | bir |
EN We would like to start with them, provided they pass the very thorough examination we're about to put them through.
TR Bunlarla başlamak istiyoruz, yalnız şu anda onlara uyguladığımız esaslı bir sınavı geçmeleri şartıyla.
inglês | turco |
---|---|
we | istiyoruz |
the | anda |
them | onlara |
to | bir |
EN You?ll gain insight into system anomalies and end-of-life trends and be able to replace batteries before they go bad and put your entire backup power system at risk.
TR Sistem anormallikleri ve kullanım ömrü sonu eğilimleri hakkında bilgi sahibi olacak ve aküleri bozulmadan ve tüm yedek güç sisteminizi riske atmadan değiştirebileceksiniz.
inglês | turco |
---|---|
insight | bilgi |
trends | eğilimleri |
risk | riske |
life | ömrü |
end | sonu |
power | güç |
system | sistem |
at | de |
and | ve |
be | olacak |
to | hakkında |
EN Our reports are customized so you will need to provide at least some basic details to our team members so that they could put together the most relevant information for you.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
need | gerekiyor |
basic | temel |
information | bilgiyi |
relevant | alakalı |
our team | ekibimiz |
most | en |
least | az |
so | bu yüzden |
our | ile |
reports | raporlar |
put | için |
you | bu |
to | araya |
EN While Google has mentioned that these changes will be rolled out over the course of the next few months, they have already put a few of these changes into action
TR Google, bu değişikliklerin önümüzdeki birkaç ay içinde uygulamaya konulacağını belirtmiş olsa da, bu değişikliklerden birkaçını şimdiden uygulamaya koymuş durumda
inglês | turco |
---|---|
changes | değişikliklerin |
months | ay |
already | şimdiden |
a | birkaç |
these | bu |
the | durumda |
EN Elsevier's history reflects a series of collaborations in the effort to advance science and health
TR Elsevier'in tarihi bilimi ve sağlık hizmetlerini geliştirme çabasına paralel olarak yapılmış bir dizi işbirliğini yansıtmaktadır
inglês | turco |
---|---|
history | tarihi |
series | dizi |
science | bilimi |
health | sağlık |
and | ve |
a | bir |
EN The CRediT taxonomy emerged from a collaborative effort between a range of research institutions, publishers, funding agencies, standard organizations, and others
TR CRediT taksonomisi bir dizi araştırma kuruluşu, yayıncı, finansman kuruluşu, standart organizasyon ve diğerleri arasındaki bir işbirliği çalışmasının neticesinde ortaya çıkmıştır
inglês | turco |
---|---|
range | dizi |
research | araştırma |
funding | finansman |
standard | standart |
others | diğerleri |
and | ve |
a | bir |
between | arasındaki |
EN Taking a conscious effort to slow down your decision making and in doing so repeatedly question yourself as to whether you?re looking at the widest group of possible variables or the broadest choice of candidates
TR Karar almanızı yavaşlatmak için bilinçli bir çaba göstermek ve bunu yaparken olası en geniş değişkenler grubuna ya da en geniş aday seçeneklerine bakıp bakmadığınız yönünde kendinizi tekrar tekrar sorgulamak
inglês | turco |
---|---|
slow | yavaş |
decision | karar |
effort | çaba |
possible | olası |
re | tekrar |
at | de |
in | da |
of | in |
and | ve |
yourself | bir |
EN Semrush’s Listing Management tool helps you save your time and effort on uploading your business information in dedicated directories. You just input your contact information only once, and the tool does the rest
TR Semrush'ın Listing Management aracı işletme bilgilerinizi özel dizinlere yüklerken size zaman kazandırır ve daha az çaba sarfetmenize yardımcı olur. İletişim bilgilerinizi sadece bir kez gireceksiniz ve araç gerisini halledecek
inglês | turco |
---|---|
management | management |
helps | yardımcı olur |
effort | çaba |
business | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN Social Media Tracker: get detailed analysis of your and your competitor's social media effort | Semrush
TR Social Media Tracker: rakiplerinizin ve kendinizin sosyal medya çabalarının detaylı bir analizini alın | Semrush Türkçe
inglês | turco |
---|---|
tracker | tracker |
analysis | analizini |
semrush | semrush |
detailed | detaylı |
get | alın |
social | sosyal |
media | medya |
and | ve |
of | bir |
EN Amazing work. Thanks for the effort. I really appreciate it. Ahrefs is my favorite SEO tools. You guys are doing a phenomenal job.
TR Harika bir çalışma. Çabanız için teşekkürler, Ahrefs en sevdiğim SEO araçlarına sahip. Olanağanüstü bir iş çıkarıyorsunuz.
inglês | turco |
---|---|
amazing | harika |
really | en |
seo | seo |
work | çalışma |
ahrefs | ahrefs |
for | için |
a | bir |
tools | araçları |
you | sahip |
EN We will make every effort to resolve your concerns.
TR Endişelerinizi çözmek için her türlü çabayı göstereceğiz.
EN Spending too much time on SEO, not your business? Sitechecker can help you to get more organic traffic with less effort.
TR İşiniz SEO üzerinde çokça zaman harcamak değil mi? Sitechecker, daha az çabayla daha fazla organik trafik kazanmanıza yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
seo | seo |
organic | organik |
traffic | trafik |
sitechecker | sitechecker |
help | yardımcı |
can | olabilir |
not | değil |
on | üzerinde |
EN Logaster offers free online services for solving small business tasks. Gathered in one place, these simple tools will save you time and effort. Ready to get started? Use these amazing tools right now!
TR Logaster küçük işletme görevlerini çözmek için ücretsiz online hizmetler sunmaktadır. Tek bir yerde toplanan bu basit araçlar zamandan ve emekten tasarruf etmenizi sağlar. Hazır mısınız? Bu muhteşem araçları hemen şimdi kullanın!
inglês | turco |
---|---|
logaster | logaster |
online | online |
services | hizmetler |
small | küçük |
tasks | görevlerini |
save | tasarruf |
ready | hazır |
amazing | muhteşem |
free | ücretsiz |
simple | basit |
business | iş |
place | yerde |
tools | araçları |
time | zamandan |
right | sağ |
offers | sunmaktadır |
and | ve |
these | bu |
now | şimdi |
EN Renderforest offers you the best online branding tools to create high-quality videos, logos, graphics, mockups, and websites with minimal time and effort.
TR Renderforest, yüksek kalitede video, logo, grafik, mockup ve web sitelerini en kısa sürede ve hiç yorulmadan oluşturmanız için en iyi online marka araçlarını sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
renderforest | renderforest |
videos | video |
graphics | grafik |
online | online |
high | yüksek |
quality | kalitede |
tools | araçlarını |
and | ve |
best | en |
logos | logo |
time | sürede |
EN Our work is the product of this effort.
TR Çalışmamız bu yöndeki çabaların ürünüdür.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
this | bu |
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
inglês | turco |
---|---|
highlight | vurgulamak |
recycling | geri dönüşüm |
options | seçeneklerini |
raise | artırmak |
and | ve |
local | yerel |
regional | bölgesel |
to | geri |
reduce | azaltmak |
EN The wallet provider and exchange has added the three crypto assets in an effort to support wider access to the DeFi industry.
TR Cüzdan sağlayıcısı ve borsası, DeFi endüstrisine daha geniş erişimi desteklemek amacıyla üç kripto varlığını ekledi.
inglês | turco |
---|---|
wallet | cüzdan |
and | ve |
crypto | kripto |
access | erişimi |
defi | defi |
provider | sağlayıcısı |
to support | desteklemek |
EN In April 2020 we added a new effort to our capacity building activities towards the NGOs
TR STK’lara yönelik kapasite geliştirme çalışmalarımıza Nisan 2020’de bir yenisini daha ekledik
inglês | turco |
---|---|
april | nisan |
capacity | kapasite |
a | bir |
to | yönelik |
EN With automated transcription, we can save valuable time, effort, resources, and any money that would be otherwise invested in expensive technology, infrastructure, or manpower
TR Otomatik transkripsiyon ile değerli zaman, çaba, kaynak ve aksi takdirde pahalı teknolojiye, altyapıya veya insan gücüne yatırım yapılacak herhangi bir paradan tasarruf edebiliriz
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
transcription | transkripsiyon |
save | tasarruf |
valuable | değerli |
resources | kaynak |
money | paradan |
technology | teknolojiye |
infrastructure | altyapı |
effort | çaba |
expensive | pahalı |
can | edebiliriz |
time | zaman |
and | ve |
or | veya |
with | ile |
any | herhangi |
in | bir |
EN Our fast, accurate, automated transcription has saved thousands of lawyers time, money, and effort.
TR Hızlı, doğru, otomatik transkripsiyonumuz binlerce avukatın zaman, para ve emek tasarrufu sağladı.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
time | zaman |
fast | hızlı |
and | ve |
EN Listening and transcribing hours of media is tedious and an inefficient use of your team's effort
TR Medya saatlerini dinlemek ve transkripsiyon yapmak can sıkıcı ve ekibinizin çabalarının verimsiz bir şekilde kullanılmasıdır
inglês | turco |
---|---|
transcribing | transkripsiyon |
media | medya |
tedious | sıkıcı |
and | ve |
of | bir |
EN In-person communityInstead of connecting with your community through social media, our members make an effort to connect with others in real life
TR Yüz yüze toplulukTopluluğunuzla sosyal medya aracılığıyla bağlantı kurmak yerine, üyelerimiz başkalarıyla gerçek hayatta bağlantı kurmaya çalışır
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
real | gerçek |
life | hayatta |
connect | bağlantı |
social | sosyal |
media | medya |
EN Add music, adjust VoiceOver, experiment with scene order, and get ready to enhance your audience’s experience with minimal effort and intuitive tools.
TR Müzik ekleyin, ses kaydını düzenleyin, sahnelerin sırasını değiştirin ve kullanıcı dostu araçlar sayesinde hedef kitlenize hiç zorlanmadan daha iyi bir deneyim yaşatın.
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyim |
add | ekleyin |
music | müzik |
tools | araçlar |
and | ve |
EN Now you can create any kind of video content with the help of our 400+ customizable video templates with minimal effort. Our team has worked hard to guarantee your professional result !
TR Artık 400+ kişiselleştirilebilir video şablonunun yardımıyla hiç zahmet çekmeden her türlü video içeriğini oluşturabilirsiniz. Ekibimiz, profesyonel bir sonucu garanti etmek için büyük gayret gösterdi.
inglês | turco |
---|---|
video | video |
customizable | kişiselleştirilebilir |
guarantee | garanti |
result | sonucu |
with the help of | yardımıyla |
our team | ekibimiz |
help | yardım |
professional | profesyonel |
EN Video Maker enables you to create professional videos with minimal effort
TR Video Aracı çok az çaba ile profesyonel videolar oluşturmanızı sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
effort | çaba |
video | video |
professional | profesyonel |
videos | videolar |
with | ile |
create | oluşturmanızı |
EN In fact, it's a cost-effective way to reduce time and effort, for the customer and for the team, to get an answer and move on to the next step
TR Aslında, müşterinin ve ekibin bir yanıt alması ve bir sonraki adıma geçmesi için zaman ve çabayı azaltmanın uygun maliyetli bir yoludur
inglês | turco |
---|---|
answer | yanıt |
in fact | aslında |
cost | maliyetli |
time | zaman |
and | ve |
its | in |
next | sonraki |
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
geotrust | geotrust |
doing | yapıyor |
caa | caa |
and | ve |
this | bu |
what | ne |
can | olabilir |
certificates | sertifikaları |
with | ile |
EN You can save time, money and effort by using AlphaSSL Wildcard SSL Certificate.
TR AlphaSSL Wildcard SSL Sertifikası kullanarak zamandan, paradan ve emekten tasarruf edebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
save | tasarruf |
time | zamandan |
money | paradan |
ssl | ssl |
alphassl | alphassl |
wildcard | wildcard |
certificate | sertifikası |
you can | edebilirsiniz |
using | kullanarak |
and | ve |
EN Many young children in Syria are exposed to major turmoil and challenges that threaten their development, and in order to address this imbalance in upbringing and social development, and in an effort to continue its support for the development of
TR Mart ayı ortalarında WATAN,savunmasız ailelerin beslenmesini ve geçim kaynaklarını iyileştirme taahhüdünün bir parçası olarak, hayvancılığı korumak ve insanların geçimini desteklemek için Suriye?nin kuzeybatısındaki
inglês | turco |
---|---|
syria | suriye |
of | parçası |
support | desteklemek |
its | in |
and | ve |
the | nin |
EN Bootstrap website template for virtual help for professional services that require minimal time and effort to set up
TR Kurulum için minimum zaman ve çaba gerektiren profesyonel hizmetler için sanal yardım için Bootstrap web sitesi şablonu
inglês | turco |
---|---|
bootstrap | bootstrap |
virtual | sanal |
minimal | minimum |
time | zaman |
effort | çaba |
template | şablonu |
help | yardım |
and | ve |
services | hizmetler |
professional | profesyonel |
EN Customers balance this effort with the set of features and functionality that the upgrade may or may not bring them
TR Müşteriler bu çabayı, güncellemenin onlara sunabileceği veya sunamayabileceği özellikler ve fonksiyonellik seti ile dengeler
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
features | özellikler |
and | ve |
this | bu |
or | veya |
EN Zebra’s Enterprise Mobility Development Kit lets you take full advantage of kiosk functionality, with a comprehensive set of APIs and sample code that simplify the coding process — reducing development time, effort and errors
TR Zebra’nın Kurumsal Mobil Çözüm Geliştirme Kiti, kapsamlı bir API seti ve kodlama sürecini basitleştiren bir örnek kod ile kioskun tüm özelliklerinden yararlanmanızı sağlar; geliştirme süresini, çabayı ve hataları azaltır
inglês | turco |
---|---|
enterprise | kurumsal |
mobility | mobil |
kit | kiti |
apis | api |
coding | kodlama |
sample | örnek |
code | kod |
lets | sağlar |
errors | hataları |
and | ve |
development | geliştirme |
process | sürecini |
comprehensive | kapsamlı |
set | seti |
a | bir |
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
inglês | turco |
---|---|
highlight | vurgulamak |
recycling | geri dönüşüm |
options | seçeneklerini |
raise | artırmak |
and | ve |
local | yerel |
regional | bölgesel |
to | geri |
reduce | azaltmak |
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
inglês | turco |
---|---|
highlight | vurgulamak |
recycling | geri dönüşüm |
options | seçeneklerini |
raise | artırmak |
and | ve |
local | yerel |
regional | bölgesel |
to | geri |
reduce | azaltmak |
Mostrando 50 de 50 traduções