TR Tüketiciler, üreticilerin daha fazla sorumluluk üstlendiğini görmek istiyor ancak aynı zamanda kendilerine düşeni yapmak ve gıda israfını düşürmeye ve iklim etkisini azaltmaya yardımcı olmak istiyorlar.
"azaltmaya yardımcı olmak" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Tüketiciler, üreticilerin daha fazla sorumluluk üstlendiğini görmek istiyor ancak aynı zamanda kendilerine düşeni yapmak ve gıda israfını düşürmeye ve iklim etkisini azaltmaya yardımcı olmak istiyorlar.
EN Consumers want to see manufacturers take more responsibility – but they also want to do their part and help reduce food waste and reduce climate impact.
turco | inglês |
---|---|
tüketiciler | consumers |
sorumluluk | responsibility |
istiyor | want |
gıda | food |
iklim | climate |
etkisini | impact |
TR Kombinasyon, güvenliği https'nin ötesinde, herkese açık web sayfalarınıza kadar genişletmeye ve Google veya diğer arama motorları tarafından kara listeye alınma riskini azaltmaya yardımcı olur
EN The combination helps extend security beyond https to your public web pages and reduce the risk of being blacklisted by Google or other search engines
turco | inglês |
---|---|
güvenliği | security |
https | https |
ötesinde | beyond |
web | web |
veya | or |
diğer | other |
motorları | engines |
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
termal | thermal |
özellikleri | properties |
araç | vehicle |
TR Cihazın arkasındaki silikon eşmerkezli çizgiler, düşük frekanslı titreşimleri cildin derinliklerine ileterek sıkılığı ve esnekliği geri kazandırır ve yaşlanmanın gözle görülür belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.
EN Concentric silicone ridges on the back of the device channel lower-frequency pulsations deep into the skin to restore firmness and elasticity, while helping to reduce visible signs of aging.
turco | inglês |
---|---|
silikon | silicone |
düşük | lower |
ve | and |
ın | of |
TR T-Sonic™ titreşimler arındırıcı formülün emilimini arttırırken mavi LED ışığı kusurların görünümünü azaltmaya yardımcı olur.
EN T-Sonic™ pulsations enhance absorption of the purifying formula while blue LED light helps to reduce the appearance of imperfections.
turco | inglês |
---|---|
mavi | blue |
led | led |
ın | of |
TR Özel transdermal titreşimlerimiz; kan akışını uyarmak, sıkılığı ve esnekliği geri kazandırmak için cilt yüzeyinin derinliklerine düşük frekanslı masaj yapar. Gözle görülür yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.
EN Our signature transdermal pulsations channel a low-frequency massage deep below the skin surface, to stimulate blood flow and restore firmness & elasticity, helping to reduce visible signs of aging.
turco | inglês |
---|---|
kan | blood |
geri | restore |
cilt | skin |
düşük | low |
masaj | massage |
TR UFO™ terapileri, yüz kaslarını gevşetmeye ve ince çizgilerin, kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olur.
EN UFO™ treatments help relax facial muscles and reduce the appearance of fine lines and wrinkles.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
ve | and |
ın | of |
TR Bir Veri İhlalinin Maliyeti Raporu 2021, riski azaltmaya yardımcı olacak yöntemleri inceliyor
EN Cost of a Data Breach Report 2021 explores ways to help mitigate risk
turco | inglês |
---|---|
veri | data |
maliyeti | cost |
raporu | report |
riski | risk |
TR Potansiyel finansal zararları azaltmaya yardımcı olabilecek güvenlik önlemlerine ilişkin öneriler.*
EN Recommendations for security measures that can help reduce potential financial damages.*
turco | inglês |
---|---|
potansiyel | potential |
finansal | financial |
olabilecek | can |
güvenlik | security |
öneriler | recommendations |
TR Kombinasyon, güvenliği https'nin ötesinde, herkese açık web sayfalarınıza kadar genişletmeye ve Google veya diğer arama motorları tarafından kara listeye alınma riskini azaltmaya yardımcı olur
EN The combination helps extend security beyond https to your public web pages and reduce the risk of being blacklisted by Google or other search engines
turco | inglês |
---|---|
güvenliği | security |
https | https |
ötesinde | beyond |
web | web |
veya | or |
diğer | other |
motorları | engines |
TR Kayıp veya kayda geçirilmemiş mobil bilgisayarların sayısını azaltmaya yardımcı olabilecek Android mobil varlık yönetimi ve kontrolü çözümü
EN Solution to manage and control Android mobile assets, that can help reduce the number of missing or unaccounted mobile computers
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
mobil | mobile |
sayısını | number |
olabilecek | can |
android | android |
ve | and |
çözümü | solution |
ın | of |
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
termal | thermal |
özellikleri | properties |
araç | vehicle |
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
termal | thermal |
özellikleri | properties |
araç | vehicle |
TR Ticaret finansmanına dahil olan işlem risklerini azaltmaya yardımcı oluyoruz
EN Helping you mitigate transactional risks involved in trade finance
turco | inglês |
---|---|
risklerini | risks |
TR Çevresel etkiyi azaltmaya nasıl yardımcı olduğumuz hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Read more about how we help reduce environmental impact
turco | inglês |
---|---|
hakkında | about |
TR Inline karıştırma, birinci sınıf veya işlenmesi zor malzemelerin israfını azaltmaya yardımcı olur
EN Inline blending helps cut wastage of premium or hard-to-handle ingredients
turco | inglês |
---|---|
inline | inline |
karıştırma | blending |
veya | or |
zor | hard |
ın | of |
TR Önde gelen yayıncılardan biri olan Elsevier, yayınlanma önündeki bu algılanan engeli azaltmaya çalışmaktadır.
EN As a leading publisher, Elsevier helps to lower this perceived barrier to publication.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
bu | this |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR İklim değişikliğini azaltmaya olan küresel bağlılık, mevzuatın devamlı değiştiğini gösterir
EN The global commitment to reducing climate change means that legislation is changing constantly
turco | inglês |
---|---|
değişikliğini | change |
olan | is |
küresel | global |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Airbumps® özel bir bakım gerektirmez ve işletme maliyetlerini azaltmaya doğrudan katkıda bulunur.
EN The Airbumps® require no particular maintenance and make a direct contribution to reducing running costs.
turco | inglês |
---|---|
bakım | maintenance |
maliyetlerini | costs |
doğrudan | direct |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR İklim değişikliğini azaltmaya olan küresel bağlılık, mevzuatın devamlı değiştiğini gösterir
EN The global commitment to reducing climate change means that legislation is changing constantly
turco | inglês |
---|---|
değişikliğini | change |
olan | is |
küresel | global |
TR Airbumps® özel bir bakım gerektirmez ve işletme maliyetlerini azaltmaya doğrudan katkıda bulunur.
EN The Airbumps® require no particular maintenance and make a direct contribution to reducing running costs.
turco | inglês |
---|---|
bakım | maintenance |
maliyetlerini | costs |
doğrudan | direct |
TR Airbumps® özel bir bakım gerektirmez ve işletme maliyetlerini azaltmaya doğrudan katkıda bulunur.
EN The Airbumps® require no particular maintenance and make a direct contribution to reducing running costs.
turco | inglês |
---|---|
bakım | maintenance |
maliyetlerini | costs |
doğrudan | direct |
TR Almanya’da çevre koruma anlayışı önlem, tasarruf, feragat ve azaltmaya dayalı
EN In Germany, environmental protection means preventing, saving, doing without, reducing
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
da | in |
çevre | environmental |
koruma | protection |
tasarruf | saving |
TR Yeni bağlı kapaklı ürün yelpazemiz yalnızca AB mevzuatı gerekliliğini yerine getirmekle kalmayıp çöpü ve toplam karbon ayak izinizi azaltmaya da katkıda bulunuyor
EN Our new range of tethered caps don't simply deliver on an EU legislative requirement – they contribute to reducing litter and your overall carbon footprint
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
yalnızca | an |
ab | eu |
karbon | carbon |
TR Daha verimli proses ve paketleme ekipmanı ve ürünlerinin yanı sıra, enerji kullanımını, su tüketimini, israfı ve gıda kaybını azaltmaya yönelik hizmetler yoluyla karbon ayak izlerini ve maliyetlerini azaltmalarında onları destekliyoruz.
EN We support them to reduce their carbon footprint and costs through more efficient processing and packaging equipment and products, as well as services to reduce energy use, water consumption, waste and food loss.
turco | inglês |
---|---|
verimli | efficient |
paketleme | packaging |
yanı | well |
enerji | energy |
su | water |
gıda | food |
karbon | carbon |
maliyetlerini | costs |
TR Karmaşık teknoloji yığınını uyumlu hale getirmeye, düzenli ağ kesintilerine çözüm bulmaya, manuel ve evrak bazlı süreçlerini azaltmaya çalışan Miami merkezli
EN Working to reconcile a complex technology stack, regular network outages, and manual and paper-based processes, Miami-based
TR DigiCert, DigiCert Sertifika Yardımcı Programı, SSL Keşif Aracı ve sertifika yaşam döngüsü yönetim sürecinin temel işlevlerini basitleştirmeye ve otomatikleştirmeye yardımcı olan diğer teklifler dahil olmak üzere bir dizi araç sunar
EN DigiCert, DigiCert Certification Utility, offers a number of tools, including SSL Discovery Tool and other offerings that help simplify and automate the core functions of the certificate lifecycle management process
turco | inglês |
---|---|
digicert | digicert |
ssl | ssl |
keşif | discovery |
yönetim | management |
temel | core |
diğer | other |
TR Bu sayfa size yardımcı olduğu için mutluyuz. İyileştirme yapmaya devam etmemize yardımcı olmak için daha fazla bilgi paylaşmak ister misiniz?
EN We're glad this page helped you. Would you like to share additional details to help us continue to improve?
turco | inglês |
---|---|
sayfa | page |
size | you |
bilgi | details |
TR Bu sayfa size yardımcı olmadığı için üzgünüz. İyileştirme yapmaya devam etmemize yardımcı olmak için daha fazla bilgi paylaşmak ister misiniz?
EN We're sorry this page didn't help you. Would you like to share additional details to help us continue to improve?
turco | inglês |
---|---|
sayfa | page |
size | you |
bilgi | details |
TR DigiCert, DigiCert Sertifika Yardımcı Programı, SSL Keşif Aracı ve sertifika yaşam döngüsü yönetim sürecinin temel işlevlerini basitleştirmeye ve otomatikleştirmeye yardımcı olan diğer teklifler dahil olmak üzere bir dizi araç sunar
EN DigiCert, DigiCert Certification Utility, offers a number of tools, including SSL Discovery Tool and other offerings that help simplify and automate the core functions of the certificate lifecycle management process
turco | inglês |
---|---|
digicert | digicert |
ssl | ssl |
keşif | discovery |
yönetim | management |
temel | core |
diğer | other |
TR Sorularınızı yanıtlamak ve platformumuzdan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olmak için her zaman yanınızdayız. Destek ekibimiz size hemen yardımcı olamazsa, sorunuza 24 saat içinde bir yanıt almayı bekleyebilirsiniz.
EN We’re always on-call to answer your questions and help you get the most out of our platform. If our support team isn’t able to help you right away, you can expect to get an answer to your question within 24 hours.
turco | inglês |
---|---|
hemen | right away |
saat | hours |
yanıt | answer |
bekleyebilirsiniz | you can expect |
TR Zorlayıcı bir internet ve teknoloji kullanıcısının normal görünümünü korumasına yardımcı olmak, onun yıkıcı davranışı sürdürmesine yardımcı oluyor
EN Helping a compulsive internet and technology user keep up an appearance of normalcy is helping him or her continue in the destructive behavior
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
teknoloji | technology |
davranışı | behavior |
kullanıcısı | user |
TR Hedef kitlemizi tam olarak hangi sorunları çözdüğümüz ve onlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda eğitmeye yardımcı olmak için web sitemizde kullanmak üzere bir videoya ihtiyacımız vardı
EN We needed a video to use on our website to help educate our target audience on exactly what problems we solve and how we can help them
TR SSL bayisi olmak ücretsizdir. Programa dahil olmak için herhangi bir ön ödeme yapmanıza gerek yoktur. SSL bayi programına kayıt olmak çok kolay bir işlemdir.
EN Being an SSL reseller is free of charge. You do not need to make any prepayment to be included in the program. It is very easy to register to the SSL reseller program.
turco | inglês |
---|---|
ssl | ssl |
gerek | need |
bayi | reseller |
kolay | easy |
TR SSL bayisi olmak ücretsizdir. Programa dahil olmak için herhangi bir ön ödeme yapmanıza gerek yoktur. SSL bayi programına kayıt olmak çok kolay bir işlemdir.
EN Being an SSL reseller is free of charge. You do not need to make any prepayment to be included in the program. It is very easy to register to the SSL reseller program.
turco | inglês |
---|---|
ssl | ssl |
gerek | need |
bayi | reseller |
kolay | easy |
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Benzer sürükleyici ortamlar, proje ekiplerinin operasyonel ve bakım ihtiyaçlarını öngörmelerine yardımcı olarak, son kullanıcılar için optimize edilmiş binaları ve altyapıları tasarlamalarına yardımcı olabilir
EN Similar immersive environments could help project teams foresee operational and maintenance needs, helping them design buildings and infrastructure that are optimized for end users
turco | inglês |
---|---|
benzer | similar |
ortamlar | environments |
operasyonel | operational |
bakım | maintenance |
son | end |
kullanıcılar | users |
ihtiyaçları | needs |
TR Uygunsuz davranan bir üyeye ulaşırken, yanlış iletişimi önlemeye yardımcı olacağından, kısa mesaj yerine yüz yüze veya telefonla konuşmak yardımcı olabilir
EN In reaching out to a member who has acted inappropriately, it can be helpful to address them face-to-face or over the phone, rather than through text message, as this tends to help avoid miscommunication
turco | inglês |
---|---|
uygunsuz | inappropriately |
üyeye | member |
mesaj | message |
yüz | face |
olabilir | can |
TR Konuşmaları sınıflandırmaya ve yönlendirmeye yardımcı olduğu için organizasyonel konularda yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
EN It is aimed at helping regarding organizational matters because it helps to classify and route conversations.
turco | inglês |
---|---|
olduğu | is |
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
caa | caa |
yapıyor | doing |
olabilir | can |
sertifikaları | certificates |
TR Çerezler, çevrimiçi hizmetler sunarken yaygın olarak kullanılır ve web sitelerinin çalışmasına veya daha verimli çalışmasına yardımcı olmanın yanı sıra web sitesi sahiplerine bilgi sağlamaya yardımcı olur
EN Cookies are widely used when providing online services and help to make websites work, or work more efficiently as well as to provide information to the website owners
turco | inglês |
---|---|
kullanılır | used |
veya | or |
verimli | efficiently |
yanı | well |
bilgi | information |
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
caa | caa |
yapıyor | doing |
olabilir | can |
sertifikaları | certificates |
TR Standart pg_dump yardımcı programını kullanarak PostgreSQL'den dışarı veri aktarabilir ve pg_restore yardımcı programını kullanarak Amazon Aurora'ya içeri veri aktarabilirsiniz (tersi için de aynısı geçerlidir)
EN You can use the standard pg_dump utility to export data from PostgreSQL and pg_restore utility to import data to Amazon Aurora, and vice-versa
turco | inglês |
---|---|
standart | standard |
veri | data |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
TR Çevrimiçi histogram oluşturucu, tasarım sürecini hızlı bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak bazı veri örneklerine ve önceden hazırlanmış şablonlara zaten sahiptir. Bunlar yardımcı olmazsa, her zaman sıfırdan başlayabilirsiniz.
EN The online histogram maker already has some data examples and premade templates to help jumpstart your design process. If these don’t help, you can always start from scratch.
turco | inglês |
---|---|
histogram | histogram |
oluşturucu | maker |
sürecini | process |
veri | data |
zaten | already |
sahiptir | has |
sıfırdan | from scratch |
Mostrando 50 de 50 traduções