EN Send out online invitations to your guests, keep them informed of all the updates, or let them count the days in excitement with a countdown landing page
"let them set" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Send out online invitations to your guests, keep them informed of all the updates, or let them count the days in excitement with a countdown landing page
TR Misafirlerinize online davetiyeler gönderin, onları güncel gelişmelerden haberdar edin ya da bir geri sayım sayfası oluşturarak heyecanı her zaman diri tutun
inglês | turco |
---|---|
online | online |
days | zaman |
page | sayfası |
send | gönderin |
in | da |
to | geri |
them | onları |
of | her |
EN Send out online invitations to your guests, keep them informed of all the updates, or let them count the days in excitement with a countdown landing page
TR Misafirlerinize online davetiyeler gönderin, onları güncel gelişmelerden haberdar edin ya da bir geri sayım sayfası oluşturarak heyecanı her zaman diri tutun
inglês | turco |
---|---|
online | online |
days | zaman |
page | sayfası |
send | gönderin |
in | da |
to | geri |
them | onları |
of | her |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN How would employees rate their job performance and satisfaction? Have they met the goals set at the beginning of the quarter or year? Were the goals set for them reasonable and attainable?
TR Çalışanlar kendi iş performanslarını ve memnuniyetlerini nasıl değerlendiriyor? Üç aylık dönemin veya yılın başında belirlenen hedefleri karşıladılar mı? Kendileri için belirlenen hedefler makul ve gerçekleştirilebilir miydi?
inglês | turco |
---|---|
reasonable | makul |
at the beginning | başında |
year | yıl |
at | de |
how | nasıl |
and | ve |
of | in |
or | veya |
goals | hedefleri |
EN Talk to each other, reason things out with someone else, but let there be no gossip or criticism of one another. Instead let the understanding, love and peace of the program grow in you one day at a time.
TR Birbirinizle konuşun, bir başkası ile aranızda bir mantık yürütün, ancak birbiriniz hakkında dedikodu veya eleştiri olmasın. Bunun yerine programın anlayışı, sevgisi ve huzurunun gün be gün içinizde büyümesine izin verin.
inglês | turco |
---|---|
instead | bunun yerine |
program | programı |
to | hakkında |
and | ve |
at | nda |
or | veya |
a | bir |
with | ile |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
inglês | turco |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN This still happens today: the helpers help them deal with government authorities, translate for them, give them language lessons, help with transport
TR Bu, bugün de hala böyle: Yardım gönüllüleri mültecilere resmi dairelere gidişlerinde eşlik ediyor, onlar için tercümanlık ediyor, lisan kursları veriyor ve sürücülük hizmetleri yapıyorlar
inglês | turco |
---|---|
help | yardım |
this | bu |
today | bugün |
still | hala |
language | ve |
give | için |
the | böyle |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Calculations let you set values for different questions and answers. You can create quizzes, quote forms, and many other types of forms with this feature.
TR Hesaplamalar, farklı sorular ve yanıtlar için değerler belirlemenize yardımcı olur. Bu özellikle sınavlar, teklif formları ve diğer birçok türde form oluşturabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
questions | sorular |
answers | yanıtlar |
other | diğer |
this | bu |
can | olur |
of | in |
and | ve |
forms | formları |
many | çok |
for | için |
different | farklı |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Let Fairmont set the stage for your next event
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
inglês | turco |
---|---|
next | sonraki |
the | bir |
EN Set simple or trailing take profit targets and let the bot track the market to close the deal at the right moment with the maximum potential gain.
TR Basit veya takipli kâr hedefleri koyarak botların pazarı takip edip doğru zamanda maksimum potansiyel kazançla alım satım işlemi yapmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
simple | basit |
profit | kâr |
track | takip |
maximum | maksimum |
potential | potansiyel |
or | veya |
market | pazar |
to | doğru |
EN Set yourself apart from the crowd - Create a well-defined branding with the help of an eye-catching gaming logo for the YouTube channel. Add it as your profile picture and let your competitors know that you have arrived for new wins.
TR Rekabette öne çıkın - YouTube kanalınız için göz alıcı bir oyun logosu hazırlayarak profesyonel bir markalama yapın. Logoyu profil resminiz olarak yükleyin, yeni zaferlere hazır olduğunuzu rakiplere bildirin.
inglês | turco |
---|---|
set | hazır |
profile | profil |
new | yeni |
eye | göz |
logo | logosu |
branding | markalama |
channel | kanal |
yourself | bir |
of | in |
gaming | oyun |
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
quality | kalite |
competition | rekabeti |
prices | fiyatları |
up | yukarı |
and | ve |
have | var |
EN Bookending with another memberWhen you are going to engage in a middle line behavior, you can bookend by texting or calling another member to let them know. Then, you send another message once you have finished.
TR Başka bir üye ile rezervasyonBir orta hat davranışında bulunacağınız zaman, başka bir üyeye haber vermek için mesaj atarak veya arayarak rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ardından, bitirdikten sonra başka bir mesaj gönderirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
another | başka |
behavior | davranışı |
message | mesaj |
line | ile |
middle | orta |
or | veya |
member | üye |
a | bir |
EN Custom CSS feature of forms.app let them create forms exactly how they want
TR forms.app'ın özel CSS özelliği, formları tam olarak istedikleri şekilde oluşturmalarına olanak tanır
inglês | turco |
---|---|
css | css |
app | app |
feature | özelliği |
they want | istedikleri |
how | şekilde |
exactly | tam olarak |
forms | formları |
of | özel |
EN Choose a thematic slideshow template, upload your images or video clips, and let them come together with seamless transitions
TR Tematik bir paket seçin, resimleri ve video kliplerini projeye yükleyin ve bunların kusursuz geçişlerle bir araya gelmesini sağlayın
inglês | turco |
---|---|
choose | seçin |
upload | yükleyin |
images | resimleri |
video | video |
a | bir |
and | ve |
EN Easily collaborate with your colleagues to create the best content. Invite your clients or managers as guests and let them review your content.
TR En iyi içerikleri oluşturmak için ekip arkadaşlarınızla birlikte çalışın. Müşterilerinizi misafir olarak davet edin ve içeriklerinizi incelemelerine izin verin.
inglês | turco |
---|---|
invite | davet |
your content | içeriklerinizi |
and | ve |
best | en |
EN Crisp comes with dedicated features that will help small businesses to automates repetitives tasks to let them close more deals
TR Crisp, küçük işletmelerin daha fazla anlaşma yapmalarını sağlamak için tekrarlayan görevleri otomatikleştirmelerine yardımcı olacak özel özelliklerle birlikte gelir
inglês | turco |
---|---|
crisp | crisp |
small | küçük |
businesses | işletmelerin |
tasks | görevleri |
help | yardımcı |
features | özelliklerle |
to | sağlamak |
with | birlikte |
will | olacak |
EN Our public status page integrates with your customer support tools. Your users will get a notification on the Knowledge Base as well as on the Crisp Chatbox to let them know that there is a problem on your services.
TR Genel durum sayfamız, müşteri destek araçlarınızla bütünleşir. Kullanıcılarınız, hizmetlerinizle ilgili bir sorun olduğunu bildirmek için Bilgi Tabanında ve Net Sohbet Kutusunda bir bildirim alır.
inglês | turco |
---|---|
public | genel |
status | durum |
get | al |
notification | bildirim |
base | tabanı |
problem | sorun |
customer | müşteri |
support | destek |
on | ilgili |
as | sohbet |
is | olduğunu |
tools | araçları |
a | bir |
your | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you continue to have issues, please contact Kobo Customer Care and let them know:
TR Sorun yaşamaya devam ederseniz, lütfen Kobo Müşteri Hizmetleri ile iletişime geçin ve size bildirin:
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
issues | sorun |
kobo | kobo |
contact | iletişime |
customer | müşteri |
and | ve |
please | lütfen |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
inglês | turco |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN If you have Zebra devices you're no longer using, don't let them sit idle
TR Artık kullanmadığınız Zebra cihazlarınız varsa bunlardan kurtulmak mümkün
inglês | turco |
---|---|
if | varsa |
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
no longer | artık |
EN Give flesh and blood to your characters and let them run the action
TR Karakterlerinizi hayata geçirin ve bırakın aksiyonun içine dalsınlar
inglês | turco |
---|---|
to | içine |
and | ve |
EN Our public status page integrates with your customer support tools. Your users will get a notification on the Knowledge Base as well as on the Crisp Chatbox to let them know that there is a problem on your services.
TR Genel durum sayfamız, müşteri destek araçlarınızla bütünleşir. Kullanıcılarınız, hizmetlerinizle ilgili bir sorun olduğunu bildirmek için Bilgi Tabanında ve Net Sohbet Kutusunda bir bildirim alır.
inglês | turco |
---|---|
public | genel |
status | durum |
get | al |
notification | bildirim |
base | tabanı |
problem | sorun |
customer | müşteri |
support | destek |
on | ilgili |
as | sohbet |
is | olduğunu |
tools | araçları |
a | bir |
your | ve |
users | kullanıcılar |
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
quality | kalite |
competition | rekabeti |
prices | fiyatları |
up | yukarı |
and | ve |
have | var |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
inglês | turco |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN If you have Zebra devices you're no longer using, don't let them sit idle
TR Artık kullanmadığınız Zebra cihazlarınız varsa bunlardan kurtulmak mümkün
inglês | turco |
---|---|
if | varsa |
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
no longer | artık |
Mostrando 50 de 50 traduções