EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
"give them" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN This still happens today: the helpers help them deal with government authorities, translate for them, give them language lessons, help with transport
TR Bu, bugün de hala böyle: Yardım gönüllüleri mültecilere resmi dairelere gidişlerinde eşlik ediyor, onlar için tercümanlık ediyor, lisan kursları veriyor ve sürücülük hizmetleri yapıyorlar
inglês | turco |
---|---|
help | yardım |
this | bu |
today | bugün |
still | hala |
language | ve |
give | için |
the | böyle |
EN Do what live chat can't: give your website visitors the option to talk to a team member on the phone within 30 seconds or less. Have them enter their phone number and interact with them instantaneously.
TR Canlı sohbetin yapamadığını yapın: sitenizdeki ziyaretçilerin temsilci ekibinizden biriyle 30 saniye içinde telefonla görüşmesini sağlayın. Tek yapmaları gereken telefon numaralarını girmek.
inglês | turco |
---|---|
visitors | ziyaretçilerin |
seconds | saniye |
have | gereken |
live | canlı |
phone | telefon |
to | yapın |
your | sitenizdeki |
EN I keep some of them, because I want to give them away, and others as mementos
TR Kimilerini başkalarına vermek üzere saklıyorum, kimilerini hatıra olarak
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
inglês | turco |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN The Web Audit tool will give you the information you need to give your campaign a full health check
TR Web Denetimi aracı, kampanyanızı tam bir sağlık kontrolünden geçirmek için ihtiyaç duyduğunuz bilgileri size sağlayacaktır
inglês | turco |
---|---|
full | tam |
health | sağlık |
web | web |
check | kontrol |
information | bilgileri |
audit | denetimi |
need | ihtiyaç |
give | için |
a | bir |
EN All of Visme’s charts give you the option to add hover-over legends that give your audience more information and make your charts engaging.
TR Visme'nin tüm çizelgeleri, hedef kitlenize daha fazla bilgi veren ve çizelgelerinizi ilgi çekici hale getiren fareyle üzerine gelinen göstergeler ekleme seçeneği sunar.
inglês | turco |
---|---|
give | sunar |
option | seçeneği |
information | bilgi |
your audience | kitlenize |
engaging | ilgi çekici |
all | tüm |
and | ve |
to add | ekleme |
EN There’s lots of support available to give you the help you need to give up cigarettes
TR Sigarayı bırakmanız için ihtiyacınız olan yardımı sağlayacak pek çok destek mevcut
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
of | in |
give | için |
you need | ihtiyacınız |
available | mevcut |
help | yardım |
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
funding | finansman |
help | yardımcı |
researchers | araştırmacılar |
need | ihtiyaç |
and | ve |
give | için |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
positive | olumlu |
approved | onaylı |
product | ürün |
easily | kolay |
give | için |
and | ve |
us | bize |
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
electronics | elektronik |
and | ve |
awesome | harika |
benefits | avantajlar |
of | ın |
technology | teknolojinin |
low | düşük |
cost | maliyetli |
help | yardımcı |
give | sağlar |
people | insanlar |
EN Explore thousands of our free political website templates designed special for you. It's fast and easy to use. Go ahead and give them a try right now!
TR Sizin için özel olarak hazırlanmı binlerce siyasi web sitesi şablonu arasında keşfe çıkın. Kolay kullanım, hızlı sonuç! Hemen şimdi denemeye başlayın!
inglês | turco |
---|---|
political | siyasi |
templates | şablonu |
easy | kolay |
fast | hızlı |
use | kullanım |
now | şimdi |
of | in |
and | özel |
EN Empower your team to plan projects, coordinate work, and hit their goals. Give them full visibility into what's next so all your team members stay on the same page.
TR Ekibinizin projelerinizle ilgili tüm adımları görmesine olanak sağlayın. Hedeflerine ulaşmaları için işlerini planlayarak, koordineli çalışmaları konusunda onlara yardımcı olun. Böylece kurum kültürünüzü güçlendirin.
inglês | turco |
---|---|
goals | hedeflerine |
your team | ekibinizin |
on | ilgili |
their | in |
give | için |
all | tüm |
work | iş |
EN It allows them to give a feedback
TR Geri bildirim vermelerini sağlar
inglês | turco |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
allows | sağlar |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
positive | olumlu |
approved | onaylı |
product | ürün |
easily | kolay |
give | için |
and | ve |
us | bize |
EN These are the things that give you a real sense of our heritage and destination from the moment you walk in until the moment you leave.We breathe new life into traditions and infuse them throughout your journey with us
TR Bunlar, size mirasımızın ve adım attığınız andan ayrıldığınız ana kadar destinasyonun gerçek duygusunu yaşatan şeylerdir.Geleneklere yeni bir hayat üfleriz ve bizimle yolcuğunuza bunları katarız
inglês | turco |
---|---|
life | hayat |
with us | bizimle |
real | gerçek |
heritage | miras |
a | bir |
and | ve |
new | yeni bir |
are | bunlar |
EN If you want to give someone something really special, treat them to some moments of quality at Swissotel.
TR Birisine gerçekten özel bir hediye vermek istiyorsanız, onlara Swissotel'deki kaliteli anları yaşatın.
inglês | turco |
---|---|
really | gerçekten |
quality | kaliteli |
if you want | istiyorsanız |
moments | anları |
them | onlara |
something | ya |
someone | bir |
of | özel |
EN When your devices have reached the end of their useful life in your workflows, give your green initiative a boost by safely recycling them with Zebra
TR Cihazlarınız, iş akışlarınızdaki faydalı ömürlerinin sonuna geldiklerinde, onları Zebra ile geri dönüştürerek yeşil girişimlerinize olan bağlılığınızı gösterin
inglês | turco |
---|---|
devices | cihazlar |
workflows | iş akışları |
zebra | zebra |
useful | faydalı |
a | olan |
green | yeşil |
them | onları |
the end | sonuna |
with | ile |
EN Aside from additives, pesticides usually consist of one or more active substances which give the pesticide the desired properties. They protect plants or plant products from organisms that harm them.
TR Zirai ilaçlarda, genellikle aditiflerden başka zirai ilaca istenen özellikleri kazandıran bir veya birden fazla etken madde bulunur. Bunlar bitkileri veya bitkisel ürünleri onlara zarar verebilen organizmalardan korur.
inglês | turco |
---|---|
usually | genellikle |
protect | korur |
harm | zarar |
properties | özellikleri |
products | ürünleri |
or | veya |
more | fazla |
the | başka |
them | onlara |
of | bir |
that | bunlar |
EN Give flesh and blood to your characters and let them run the action
TR Karakterlerinizi hayata geçirin ve bırakın aksiyonun içine dalsınlar
inglês | turco |
---|---|
to | içine |
and | ve |
EN Crop and trim your media, or add filters to give them the desired look
TR Arzu ettiğiniz görüntüleri elde etmek için medya dosyalarını kesip biçin ya da filtreler ekleyin
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
add | ekleyin |
filters | filtreler |
give | için |
EN It allows them to give a feedback
TR Geri bildirim vermelerini sağlar
inglês | turco |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
allows | sağlar |
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
funding | finansman |
help | yardımcı |
researchers | araştırmacılar |
need | ihtiyaç |
and | ve |
give | için |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
positive | olumlu |
approved | onaylı |
product | ürün |
easily | kolay |
give | için |
and | ve |
us | bize |
EN We constructed private rooms for refugee families living in Batman refugee shelters in order to give them access to some privacy. We built two tandoori ovens for bread-baking.
TR Mülteci ailelere mahremiyet sağlamak için Batman’daki barınma alanlarında özel odalar yaptık. İnsanların kendi ekmeklerini yapabilmeleri için iki tandır fırını inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
rooms | odalar |
refugee | mülteci |
families | ailelere |
built | inşa |
privacy | mahremiyet |
give | için |
to | sağlamak |
two | iki |
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
positive | olumlu |
approved | onaylı |
product | ürün |
easily | kolay |
give | için |
and | ve |
us | bize |
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
electronics | elektronik |
and | ve |
awesome | harika |
benefits | avantajlar |
of | ın |
technology | teknolojinin |
low | düşük |
cost | maliyetli |
help | yardımcı |
give | sağlar |
people | insanlar |
EN When your devices have reached the end of their useful life in your workflows, give your green initiative a boost by safely recycling them with Zebra
TR Cihazlarınız, iş akışlarınızdaki faydalı ömürlerinin sonuna geldiklerinde, onları Zebra ile geri dönüştürerek yeşil girişimlerinize olan bağlılığınızı gösterin
inglês | turco |
---|---|
devices | cihazlar |
workflows | iş akışları |
zebra | zebra |
useful | faydalı |
a | olan |
green | yeşil |
them | onları |
the end | sonuna |
with | ile |
EN These are the things that give you a real sense of our heritage and destination from the moment you walk in until the moment you leave.We breathe new life into traditions and infuse them throughout your journey with us
TR Bunlar, size mirasımızın ve adım attığınız andan ayrıldığınız ana kadar destinasyonun gerçek duygusunu yaşatan şeylerdir.Geleneklere yeni bir hayat üfleriz ve bizimle yolcuğunuza bunları katarız
inglês | turco |
---|---|
life | hayat |
with us | bizimle |
real | gerçek |
heritage | miras |
a | bir |
and | ve |
new | yeni bir |
are | bunlar |
EN If you want to give someone something really special, treat them to some moments of quality at Swissotel.
TR Birisine gerçekten özel bir hediye vermek istiyorsanız, onlara Swissotel'deki kaliteli anları yaşatın.
inglês | turco |
---|---|
really | gerçekten |
quality | kaliteli |
if you want | istiyorsanız |
moments | anları |
them | onlara |
something | ya |
someone | bir |
of | özel |
EN In the immigration country USA, more than 45 million people give “German” as their heritage of origin. German is the mother tongue of around 1.4 million of them.
TR Büyük göç ülkesi ABD’de kökenlerini “German” (Alman/Cermen) olarak belirten 45 milyondan fazla insan var. Bunlardan yaklaşık 1,4 milyonu için Almanca anadil.
EN What attempts at manipulation do you anticipate and how are you preparing for them? I'll give you an example: in the 2017 general election, it was claimed that polling stations would close as early as 3pm
TR Ne gibi manipülasyon girişimleri olabileceğini düşünüyorsunuz ve bunlara karşı nasıl hazırlıklar yapılıyor? Mesela 2017 genel seçimlerinde sandıkların 15.00’de kapandığı haberi yayılmıştı
inglês | turco |
---|---|
general | genel |
what | ne |
at | de |
and | ve |
how | nasıl |
in | karşı |
EN Even in their east German strongholds of Brandenburg, Thuringia and Saxony, 86, 85 and 82% respectively of all eligible voters did not give them their vote
TR Partinin Doğu Alman eyaletlerindeki kaleleri sayılan Brandenburg, Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde dahi seçmenlerin yüzde 82’si AfD’yi seçmedi
inglês | turco |
---|---|
east | doğu |
brandenburg | brandenburg |
saxony | saksonya |
and | ve |
EN They are prepared for a job in nursing step by step: they began a German course in October 2017, and soon will be embarking on work experience placements that will give them insights into the everyday work of a nurse
TR Bakıcılık mesleğinin günlük akışı hakkında bilgi edinebilmek için yakında stajlar yapacaklar
inglês | turco |
---|---|
soon | yakında |
everyday | günlük |
insights | bilgi |
of | in |
give | için |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Motion capture is the process where actors’ physical movements are captured and then recreated on digital character models. This allows actors to give realistic movement to fantastical CGI creatures, bringing them to life.
TR Hareket yakalama, aktörlerin fiziksel hareketlerini kaydetme ve onları dijital karakter modelleri üzerinde yeniden oluşturma sürecidir. Böylece aktörler, fantastik CGI yaratıklara gerçekçi hareketler vererek onlara canlılık katar.
inglês | turco |
---|---|
capture | yakalama |
actors | aktörlerin |
digital | dijital |
character | karakter |
models | modelleri |
realistic | gerçekçi |
physical | fiziksel |
and | ve |
to | böylece |
motion | hareket |
movements | hareketlerini |
them | onları |
EN Sometimes members share their phone numbers at the end of meetings. Note them down (and give out your own if you are comfortable) and reach out to those members.
TR Bazen üyeler toplantı sonunda telefon numaralarını paylaşırlar. Onları not edin (ve rahatsanız kendinizinkini verin) ve bu üyelere ulaşın.
inglês | turco |
---|---|
sometimes | bazen |
phone | telefon |
numbers | numaraları |
give | verin |
members | üyeler |
meetings | toplantı |
reach | ulaşın |
and | ve |
of | ın |
the end | sonunda |
EN Social media platforms and other websites that may be accessed through Visa’s websites also have their own privacy policies. We encourage you to read the privacy notices provided by these sites before you give them your information.
TR Visa web siteleri üzerinden erişilebilen sosyal medya platformları ve diğer web siteleri de kendi gizlilik politikalarına sahiptir. Bilgilerinizi vermeden önce bu sitelerin sağladığı gizlilik bildirimlerini okumanızı tavsiye ederiz.
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
policies | politikalar |
your information | bilgilerinizi |
other | diğer |
platforms | platformlar |
these | bu |
social | sosyal |
websites | siteleri |
media | medya |
to | üzerinden |
read | ve |
EN Social media platforms and other websites that may be accessed through Visa’s websites also have their own privacy policies. We encourage you to read the privacy notices provided by these sites before you give them your information.
TR Visa web siteleri üzerinden erişilebilen sosyal medya platformları ve diğer web siteleri de kendi gizlilik politikalarına sahiptir. Bilgilerinizi vermeden önce bu sitelerin sağladığı gizlilik bildirimlerini okumanızı tavsiye ederiz.
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
policies | politikalar |
your information | bilgilerinizi |
other | diğer |
platforms | platformlar |
these | bu |
social | sosyal |
websites | siteleri |
media | medya |
to | üzerinden |
read | ve |
EN Social media platforms and other websites that may be accessed through Visa’s websites also have their own privacy policies. We encourage you to read the privacy notices provided by these sites before you give them your information.
TR Visa web siteleri üzerinden erişilebilen sosyal medya platformları ve diğer web siteleri de kendi gizlilik politikalarına sahiptir. Bilgilerinizi vermeden önce bu sitelerin sağladığı gizlilik bildirimlerini okumanızı tavsiye ederiz.
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
policies | politikalar |
your information | bilgilerinizi |
other | diğer |
platforms | platformlar |
these | bu |
social | sosyal |
websites | siteleri |
media | medya |
to | üzerinden |
read | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções