TR Mentorunuzun veya ekip üyenizin, onları koçluk oturumunuza davet ederek geri bildirim sağlamasına izin verin. Birden fazla izin ayarı, oturumları paylaşmayı kolaylaştırır.
TR Mentorunuzun veya ekip üyenizin, onları koçluk oturumunuza davet ederek geri bildirim sağlamasına izin verin. Birden fazla izin ayarı, oturumları paylaşmayı kolaylaştırır.
EN Allow your mentor or a team member to provide feedback by inviting them into your coaching session. Multiple permission settings make sharing sessions a breeze.
turco | inglês |
---|---|
ekip | team |
izin | permission |
TR - Kupon veya promosyon kodu web sitelerine/hizmetlerine izin verilmez - Satış ortağı bağlantınızla doğrudan Turbologo'ya satış yapmak için AdWords/PPC ile ilgili sistemleri kullanmanıza izin verilmez
EN - Coupon or promo code websites/services are not allowed - It's not allowed to use AdWords/PPC related systems to drive sales directly to Turbologo with your affiliate link
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
promosyon | promo |
kodu | code |
hizmetlerine | services |
satış | sales |
ortağı | affiliate |
doğrudan | directly |
turbologo | turbologo |
ppc | ppc |
ilgili | related |
sistemleri | systems |
TR Lütfen Hizmetlerdeki içeriği sahibinden izin almadan veya yasalar izin vermedikçe kullanmayınız.
EN Please do not use the content in the Services without getting the permission of the owner first or unless laws allow it.
turco | inglês |
---|---|
içeriği | content |
izin | permission |
veya | or |
ın | of |
TR Mentorunuzun veya ekip üyenizin, onları koçluk oturumunuza davet ederek geri bildirim sağlamasına izin verin. Birden fazla izin ayarı, oturumları paylaşmayı kolaylaştırır.
EN Allow your mentor or a team member to provide feedback by inviting them into your coaching session. Multiple permission settings make sharing sessions a breeze.
turco | inglês |
---|---|
ekip | team |
izin | permission |
TR Pin'e dokununNot: galerinize erişmek için izin isteyen bir mesaj alırsanız, İleri'ye ve ardından İzin ver'e dokunun.
EN Tap PinNote: If you get a message asking for permission to access your gallery, tap Next and tap Allow.
TR ... eğer bunların hepsini yapmanıza izin veren başka bir araç bulursanız
EN ... if you find another tool that lets you do all these things
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
hepsini | all |
başka | another |
araç | tool |
TR Doğru araştırmanın kilit unsurlarından birisi, araştırma protokolünün uygulanması ve verilerin toplanması veya analizinin, süreç esnasında tesir altında kalmasına izin vermemektir
EN A key element of proper research is not letting the execution of a research protocol, and the collection or analyses of data, be influenced along the way
turco | inglês |
---|---|
kilit | key |
araştırma | research |
ve | and |
verilerin | data |
veya | or |
protokolü | protocol |
TR İhtiyacınız olan şey ister sayılar, ister tablolar, ister çizimler, ister özetler olsun, dergi makalelerimizden bilgi alınması için yapılan tüm izin taleplerini yerine getirebiliriz.
EN Whether you require figures, tables, illustrations, or abstracts, we can fulfil any permission requests for information excerpts from our journal articles.
turco | inglês |
---|---|
olan | whether |
tablolar | tables |
dergi | journal |
bilgi | information |
tüm | any |
izin | permission |
TR Semrush Sıralaması, 2012'den itibaren aylık geçmiş verileri sunar. Bu veriler, hedef websiteniz için ana trafik trendlerini anlamanıza olanak sağlar ve büyümesini farketmenize izin verir.
EN Semrush Rank offers month-by-month historical data from 2012. It can give you an understanding of the main traffic trends for the target website and let you discern its growth.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
sıralaması | rank |
aylık | month |
hedef | target |
ana | main |
trafik | traffic |
TR Sizden başka bir kişinin haklarına tabi olan Kullanıcı Adı veya Foursquare hesabını uygun izin olmadan kullanmak; veya
EN create a user name or Foursquare account that is subject to any rights of a person other than you without appropriate authorization; or
turco | inglês |
---|---|
başka | other |
olan | is |
adı | name |
foursquare | foursquare |
hesabını | account |
uygun | appropriate |
izin | authorization |
olmadan | without |
TR Hizmetler'i kullanarak, Foursquare'in sizin ve cihazınız hakkında bilgi toplamasına, bu bilgileri kullanmasına ve açıklamasına izin vermiş sayılırsınız
EN By using the Services, you consent to Foursquare’s collection, use, and disclosure of information about you and your device
turco | inglês |
---|---|
hizmetler | services |
foursquare | foursquare |
hakkında | about |
izin | consent |
TR Hizmetlerimizin belirli özelikleri ve/veya Hizmetler aracılığıyla size sunulan bazı hizmet ve ürünler, hizmetleri satın almanıza izin verebilir (\"Kart Hizmeteri\")
EN Certain features of our Services and/or certain services and products made available to you through the Services may allow you to purchase services (“Card Services”)
turco | inglês |
---|---|
hizmetlerimizin | our services |
ve | and |
veya | or |
ürünler | products |
satın | purchase |
verebilir | allow |
kart | card |
TR Bize ve başkalarına Hizmet üzerinde bu tür bağlantılar ve içerik kullanmak için izin vermektesiniz.
EN You grant us permission to use and allow others to use such links and content on the Service.
turco | inglês |
---|---|
bize | us |
bağlantılar | links |
içerik | content |
izin | permission |
TR Hizmet, Internetteki diğer internet sitelerine, hizmetlerine veya kaynaklarına bağlanmanıza izin verebilir ve diğer internet siteleri, hizmetleri veya kaynakları Siteye bağlantılar içerebilir
EN The Service may permit you to link to other websites, services or resources on the Internet, and other websites, services or resources may contain links to the Site
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
internet | internet |
veya | or |
ve | and |
kaynakları | resources |
içerebilir | may contain |
TR BAZI EYALETLER / ÜLKELER ZIMNİ TAAHHÜTLERİN KISITLANMASINA İZİN VERMEMEKTEDİR, DOLAYISIYLA YUKARIDAKİ KISITLAMALAR SİZİN İÇİN GEÇERLİ OLMAYABİLİR.
EN SOME STATES / COUNTRIES DO NOT ALLOW LIMITATIONS ON IMPLIED WARRANTIES, SO THE ABOVE LIMITATIONS MAY NOT APPLY TO YOU.
turco | inglês |
---|---|
bazi | some |
eyaletler | states |
kisitlamalar | limitations |
TR Hakkınızdaki belirli verileri, bu Tüketici Hizmetleri Gizlilik Politikasında daha ayrıntılı olarak açıklandığı gibi veya bize izin verdiğinizde paylaşabiliriz.
EN We may share certain data about you as further described in this Consumer Services Privacy Policy or when you have given us consent to do so.
turco | inglês |
---|---|
belirli | certain |
verileri | data |
bu | this |
tüketici | consumer |
hizmetleri | services |
veya | or |
izin | consent |
TR Materyalin kopyalanmasına yalnızca kişisel ve halka açık olmayan kullanım için izin verilir (İdare ve Kullanıcı arasındaki yazılı anlaşmalar hariç)
EN Copying of the material allowed only for personal and non-public use (except by written agreements between the Administration and User)
turco | inglês |
---|---|
materyalin | material |
kişisel | personal |
yazılı | written |
TR Sitenin başka hiçbir ürün kullanımına izin verilmez
EN No other use of materials site is not permitted
turco | inglês |
---|---|
sitenin | site |
başka | other |
hiçbir | no |
TR Gerçek yönlendiricinizi (varsa) göndermemize veya özel bir yönlendiren ayarlamamıza izin verin
EN Allow us to send your real referrer (if present) or set a custom referrer
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
veya | or |
özel | custom |
varsa | if |
TR Bu hizmet harici, üçüncü taraf web sitelerine dolaylı olarak göz atmaya izin verir
EN The service allows indirect browsing of external, third-party websites
turco | inglês |
---|---|
harici | external |
taraf | party |
TR Anahtar depomuz, bir anahtar çifti oluşturmanıza ve aynı zamanda zaten var olan OpenPGP anahtar çiftinizi içe aktarmanıza izin verir
EN Our keystore allows you to generate a key pair but also to import your already existing OpenPGP key pair
turco | inglês |
---|---|
anahtar | key |
çifti | pair |
zaten | already |
TR Gönderen Politikası Çerçevesi (SPF) bir etki alanı sahibinin kullandığı posta sunucularının IP adreslerini yayınlamasına izin vererek gönderici adres sahteciliği yle karşı korur.
EN Sender Policy Framework (SPF) protects against sender address forgery, also called spoofing, by allowing a domain owner to publish the IP addresses of the mail servers it uses.
turco | inglês |
---|---|
politikası | policy |
alanı | domain |
sahibinin | owner |
posta | |
adreslerini | addresses |
adres | address |
korur | protects |
sunucuları | servers |
TR Bu durum, üçüncü taraf e-posta pazarlama şirketlerinin kendileri için e-posta göndermesine düzenli olarak izin verdiklerinde böyledir.
EN This is the case when they regularly allow third-party email marketing companies to send email for them.
turco | inglês |
---|---|
durum | case |
taraf | party |
e-posta | |
pazarlama | marketing |
TR Bunları yönetmek için aracı veya taşeron kullanmıyoruz ve üçüncü tarafların erişmesine izin vermiyoruz
EN We do not use an intermediary or subcontractor to manage them and we do not allow any third-party access
turco | inglês |
---|---|
izin | access |
TR Teknik merkezimizin sadece birkaç üyesinin veri merkezine erişmesine izin verilmektedir.
EN Only a few members of our technical staff are allowed to access the data center.
turco | inglês |
---|---|
teknik | technical |
veri | data |
izin | access |
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
kalite | quality |
yukarı | up |
rekabeti | competition |
TR Bu kredi kartı bilgileri gibi özel bilgilerin kimse izinsiz dinlemeden, veriyle oynamadan ya da mesaj sahteciliği yapmadan aktarılmasına izin verir
EN This allows private information like credit card details to transmit without eavesdropping, data tampering, or message forgery
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
kredi | credit |
özel | private |
mesaj | message |
TR Korsanlık yapmayın - telif haklarına saygı gösterin. Başka bir deyişle, telif haklarıyla korunan içeriği (üçüncü şahıs internet sitelerine olan bağlantılar da dahil) sahibinden izin almadan yayınlamayın.
EN Don't be a pirate - respect copyright. In other words, don't post copyrighted content (including links to third party websites) without permission from the owner.
turco | inglês |
---|---|
telif | copyright |
başka | other |
olan | be |
bağlantılar | links |
izin | permission |
TR Sizlere daha iyi bir deneyim sunabilmek adına çerez kullanıyoruz. Onaylıyorum tuşuna tıklayarak çerez kullanımına izin verin.
EN We use cookies to improve your experience. By clicking agree, you allow us such use.
turco | inglês |
---|---|
sizlere | you |
deneyim | experience |
çerez | cookies |
tıklayarak | by clicking |
TR Bir web sitesi trafik tahmincisinin temel özelliklerine ve kaynağınızı analiz etmenize nasıl izin vereceklerine daha yakından bakalım
EN Let?s take a closer look at the key features of a website traffic estimator and how they will allow you to analyze your resource
turco | inglês |
---|---|
trafik | traffic |
temel | key |
TR Çalışanlarınızla ilgili bilgileri otomatik olarak Google E-Tablolar'a aktarın, iletişim bilgilerini Google Kişiler'e yükleyin ya da izin taleplerini Google Takvim'e ekleyin
EN Automatically sync employee information to Google Sheets, upload contact information to Google Contacts, or add time off requests to Google Calendar
turco | inglês |
---|---|
olarak | to |
iletişim | contact |
kişiler | contacts |
takvim | calendar |
ekleyin | add |
TR Fotoğraf sözleşmeleri, seans anlaşmaları ve model izin formları beklentileri netleştirmek ve telif haklarını korumak açısından gerekli belgelerdir
EN Photography contracts, session agreements, and model release forms are necessary for outlining expectations and protecting copyrights
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
model | model |
formları | forms |
beklentileri | expectations |
telif | copyrights |
korumak | protecting |
gerekli | necessary |
TR Logaster, ücretsiz bir logo oluşturmanıza ve indirmenize izin veren yalnızca birkaç hizmetten biridir
EN Logaster is one of only a few services which allow you to create and download a logo for free
turco | inglês |
---|---|
logaster | logaster |
logo | logo |
biridir | is one |
TR Müşterilerinizin sitenizde ve markanız altında logolar oluşturmasına izin vermek için Logaster'ın Beyaz Etiketini / API'sini kullanın!
EN Use Logaster's White Label/API to let your clients create logos on your site and under your brand!
turco | inglês |
---|---|
markanız | your brand |
altında | under |
logolar | logos |
logaster | logaster |
beyaz | white |
api | api |
kullanın | use |
TR Şemsiye ve baston gibi eşyalar kendi bagajına veya diğer bagajlara hasar verebileceğinden, Corendon Airlines bunların bagajda taşınmasına izin vermemektedir.
EN Corendon Airlines do not allow Umbrellas or walking sticks or other similar items to be packed into your hold luggage, due to the possibility they could damage your own or others baggage.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
hasar | damage |
corendon | corendon |
airlines | airlines |
TR Corendon Airlines, yolcunun herhangi bir hastalığı veya rahatsızlığını olması durumunda, yolcunun kendi doktoru veya havalimanı doktoru tarafından verilen İngilizce bir rapor ibraz edildiği takdirde seyahat etmesine izin vermektedir.
EN Corendon Airlines require a medical report that must be provided in English by your doctor or an official doctor at the airport should you have any illness or appear unwell.
turco | inglês |
---|---|
corendon | corendon |
airlines | airlines |
havalimanı | airport |
rapor | report |
TR Yolcularımızın, TV?lerini check‑in işlemi yapılmış bagaj olarak taşımalarına izin verilmektedir
EN Customers are allowed to carry their TVs as checked baggage
turco | inglês |
---|---|
bagaj | baggage |
TR AHRQ, CAHPS anketlerinin yalnızca sorularda ve tasarımda herhangi bir değişiklik yapılmaması durumunda izin vermektedir
EN AHRQ allows making CAHPS surveys only in the condition of not making any changes to the questions and design
TR Yaz onam formları, feragatnameler ve izin kağıtlarının tümü, bir kampçının çeşitli kamp aktivitelerine katılma izninin olduğunu garantilemek için önemlidir
EN Summer consent forms, waivers, and permission slips are all necessary to guarantee that a camper has permission to participate in various camp activities
turco | inglês |
---|---|
yaz | summer |
formları | forms |
tümü | all |
çeşitli | various |
TR Değerli Müşterimiz; kişisel verilerinizin işlenmesine, her türlü elektronik ileti gönderimine izin vermek ve size özel kampanyalardan haberdar olabilmek için üyeliğinizi SMS doğrulama kodu ile tamamlayınız.
EN Dear customer; complete your membership with SMS verification code in order to allow your personal data to be processed, to receive all kinds of electronic messages and to be informed about special campaigns.
turco | inglês |
---|---|
her | all |
elektronik | electronic |
sms | sms |
doğrulama | verification |
kodu | code |
TR ZenVPN'le bağlandığınızda, "engelli site" diye bir şey yoktur. Büyük Ağabey sizin ne yapmanıza izin verilip verilmeyeceğiyle ilgili fikirlerini münasip bir yerine sokabilir.
EN When your connection is encrypted no one interfere with your browsing, prevent you from accessing specific websites, replace website content or inject malicious code in your session.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | specific |
yoktur | no |
TR Bunu anlamak için, tren operatörlerinin daha inşa edilmeden raylarda “sürmesine” izin verecek bir oyun ortamı yaratmak için BIM modellerini sanal gerçeklikle bir araya getirme fikrini tasarladı
EN To find out, he conceived the idea of marrying the BIM models with virtual reality to create a game environment that would allow train operators to “drive” on the future tracks before they were built
turco | inglês |
---|---|
tren | train |
inşa | built |
oyun | game |
modellerini | models |
sanal | virtual |
TR Arctis Pro’nun tümleşik ekolayzeri, mükemmel sesi anında hiçbir yazılım gerektirmeden oluşturmak için OLED ekranı üzerinden her frekansla oynamanıza izin verir
EN The Arctis Pro’s onboard equalizer lets you tweak each frequency via the OLED screen to craft your perfect sound on the fly with no software required
turco | inglês |
---|---|
arctis | arctis |
mükemmel | perfect |
hiçbir | no |
yazılım | software |
oled | oled |
TR Modern mobil cihazlar, kullanıcıların dünyayı ya da en azından tüm bilgilerini, haritalarını ve oyunlarını ellerinde tutmalarına izin verir.
EN Modern mobile devices allow users to hold the world -- or at least all of its information, maps, and games -- in their hands.
turco | inglês |
---|---|
modern | modern |
mobil | mobile |
cihazlar | devices |
tüm | all |
bilgilerini | information |
en az | least |
ın | of |
TR Fairmont’un bir sonraki etkinliğiniz için sahneyi hazırlamasına izin verin
EN Let Fairmont set the stage for your next event
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
TR Siz şımartıcı bir yüz bakımı ve masajın keyfini çıkarırken, duyularınızı dinlendirmemize ve enerji kazandırmamıza izin verin.
EN Let us soothe and re-energize your senses as you indulge in a pampering facial and massage.
turco | inglês |
---|---|
yüz | facial |
TR 679/2016 numaralı AB Yönetmeliğinin 13. Maddesi uyarınca sunulan) kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili bu gizlilik bildirimini alıp okudum ve şunlara izin veriyorum:
EN Having received and read this privacy notice on personal data processing (provided in accordance with Article 13 of EU Regulation 679/2016), I consent to:
turco | inglês |
---|---|
ab | eu |
sunulan | provided |
verilerin | data |
bu | this |
ve | and |
izin | consent |
TR CISPA YETKİSİZ ARAMALARA VE KİŞİSEL BİLGİLERİ PAYLAŞMAYA İZİN VERİR
EN CISPA WOULD ALLOW WARRANTLESS SEARCHES AND SHARING OF PERSONAL DATA
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Bu düzenleme "internet erişimi" sağlayıcılarının kendi hizmetlerini kullanmaları veya paylaşmaları karşılığında diğer sağlayıcılardan ücret talep etmesine izin vermedi
EN This regulation did not allow "Internet access" providers to charge other providers to use or share their services
turco | inglês |
---|---|
düzenleme | regulation |
internet | internet |
hizmetlerini | services |
veya | or |
diğer | other |
ücret | charge |
sağlayıcıları | providers |
TR Bunun için en iyi umudun; özgür ifade ve ilişki haklarını kullanan, iletişim kuran, araştıran, bulan, okyanuslar dolusu fikir keşfeden özerk insanlar için kaynak ve aygıt üreten teknolojik inovasyona izin verilmesi olduğuna inanıyoruz
EN We believe the best hope for this is to allow technological innovation to create tools and resources for autonomous people to explore the ocean of ideas, communicate, search, find and exercise their right to free expression and commerce
turco | inglês |
---|---|
özgür | free |
ifade | expression |
iletişim | communicate |
insanlar | people |
kaynak | resources |
teknolojik | technological |
inanıyoruz | we believe |
Mostrando 50 de 50 traduções