EN Restaurant Cafe Sauce Gourmet Chinese food Korean food Thai food French food Japanese food Japan Japanese Japanese restaurant Sushi bar Asian food Asian Seafood Red Circle Fish Sushi
EN Restaurant Cafe Sauce Gourmet Chinese food Korean food Thai food French food Japanese food Japan Japanese Japanese restaurant Sushi bar Asian food Asian Seafood Red Circle Fish Sushi
TR Restoran Kafe Sos Gurme Çin yemeği Kore yemeği Thai yemeği Fransız yemeği Japon yemeği Japonya Japonca Japon restoranı Suşi barı Asya yemeği Asya Deniz ürünleri Kırmızı Daire Balık Suşi
inglês | turco |
---|---|
gourmet | gurme |
korean | kore |
french | fransız |
japan | japonya |
asian | asya |
seafood | deniz ürünleri |
circle | daire |
fish | balık |
red | kırmızı |
bar | bar |
japanese | japon |
restaurant | restoran |
cafe | kafe |
EN Food systems account for over one-third of greenhouse gas emissions.4 The emissions produced by the processes involved in producing and delivering food are increasing rapidly.
TR Gıda sistemleri, sera gazı emisyonlarının üçte birinden fazlasını oluşturuyor.4 Gıda üretimi ve dağıtımıyla ilgili süreçlerin ürettiği emisyonların miktarı hızla artıyor.
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
systems | sistemleri |
greenhouse | sera |
gas | gaz |
processes | süreçlerin |
rapidly | hızla |
the | fazlasını |
in | da |
and | ve |
emissions | emisyonlarını |
of | nın |
EN Our ambition is to contribute to secure, resilient and sustainable food systems that provide access to safe, affordable, and nutritious food, and minimise food loss and food waste across our value chain
TR Amacımız, güvenli, uygun fiyatlı ve besleyici gıdaya erişim sağlayan güvenli, esnek ve sürdürülebilir gıda sistemlerine katkıda bulunarak değer zincirimiz genelinde gıda kaybını ve gıda israfını en aza indirmek
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
food | gıda |
access | erişim |
value | değer |
provide | sağlayan |
affordable | uygun |
and | ve |
across | genelinde |
contribute | katkı |
EN The firm’s dispute resolution team provides full-scope and integrated support to food and beverage clients, meaning conflict specialists are involved from the early stages of emerging issues
TR Yiyecek ve içecek sektörlerinde faaliyet gösteren müvekkiller, Moroğlu Arseven’in uyuşmazlık çözümü ekibinden; tam kapsamlı ve entegre destek alırlar
inglês | turco |
---|---|
dispute | uyuşmazlık |
integrated | entegre |
support | destek |
food | yiyecek |
beverage | içecek |
resolution | çözümü |
and | ve |
full | tam |
EN The specific temperatures and times depend on the food involved
TR Sıcaklık ve süre, söz konusu olan gıdanın türüne göre değişir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN FMSA applies to both domestic US Food companies, food businesses outside the US and territories that manufacture, process, pack or hold human and animal food destined for the US market.
TR FSMA, gerek lokal ABD gıda şirketleri, ABD dışındaki gıda işletmeleri ve ABD pazarına yönelik insan ve hayvan besinlerini üreten, işleyen, paketleyen ya da depolayan bölgeler için geçerlidir.
inglês | turco |
---|---|
applies | geçerlidir |
us | abd |
food | gıda |
human | insan |
animal | hayvan |
companies | şirketleri |
and | ve |
market | pazar |
process | iş |
EN Food safety hardware and software keep your guests safe and enable you to automate food safety procedures, reducing the odds of spreading food-borne illness.
TR Gıda güvenliği donanımı ve yazılımı, konuklarınızı güvende tutar ve gıda güvenliği prosedürlerini otomatik hale getirerek, gıda kaynaklı hastalık yayma ihtimalini azaltmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
enable | sağlar |
of | ın |
hardware | donanım |
safe | güvenli |
safety | güvenliği |
and | ve |
software | yazılımı |
EN Today’s mobile technologies help food and beverage and hospitality operators create an environment in which food safety is ensured — from food transport and storage to preparation and service.
TR Günümüzün mobil teknolojileri, yiyecek-içecek ve konaklama sektörü işletmecilerinin, gıda nakliyesinden depolama, hazırlama ve hizmete kadar gıda güvenliğinin sağlandığı bir ortam yaratmalarına yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
mobile | mobil |
technologies | teknolojileri |
food | gıda |
storage | depolama |
preparation | hazırlama |
service | hizmete |
environment | ortam |
help | yardımcı |
and | ve |
to | kadar |
EN It is built upon Disney’s award-winning food safety training programme as recognised by the International Association for Food Protection Black Pearl Award for excellence in food safety.
TR Gıda güvenliğinde mükemmellik için Uluslararası Gıda Koruma Siyah İnci Ödülü tarafından tanınan Disney'in ödüllü gıda güvenliği eğitim programına dayanır.
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
training | eğitim |
black | siyah |
international | uluslararası |
award-winning | ödüllü |
protection | koruma |
safety | güvenliği |
in | da |
by | tarafından |
upon | e |
for | için |
EN Faced with the need to comply with complex regulations and standards for food labelling and traceability, food and beverage and hospitality operators need a reliable and secure food-labelling system
TR Gıda etiketleri ve takip edilebilirlik için karmaşık düzenlemelere ve standartlara uyma gereği karşısında, yiyecek-içecek ve konaklama-ağırlama işletmecileri güvenilir ve güvenli bir gıda etiketleme sistemine ihtiyaç duyar
inglês | turco |
---|---|
complex | karmaşık |
standards | standartlara |
labelling | etiketleme |
beverage | içecek |
hospitality | ağırlama |
system | sistemine |
need | ihtiyaç |
and | ve |
food | gıda |
a | bir |
reliable | güvenilir |
EN FMSA applies to both domestic US Food companies, food businesses outside the US and territories that manufacture, process, pack or hold human and animal food destined for the US market.
TR FSMA, gerek lokal ABD gıda şirketleri, ABD dışındaki gıda işletmeleri ve ABD pazarına yönelik insan ve hayvan besinlerini üreten, işleyen, paketleyen ya da depolayan bölgeler için geçerlidir.
inglês | turco |
---|---|
applies | geçerlidir |
us | abd |
food | gıda |
human | insan |
animal | hayvan |
companies | şirketleri |
and | ve |
market | pazar |
process | iş |
EN With the goal of driving collective action, we’ve collaborated with 5 start-ups to develop fortified food and beverage products and transform food waste into nutritious food sources
TR Kolektif olarak harekete geçme amacıyla, 5 yeni girişimciyle takviyeli gıda ve içecek ürünleri geliştirmek ve gıda atıklarını besleyici gıda kaynaklarına dönüştürmek üzere iş birlikleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
goal | amacı |
action | harekete |
food | gıda |
beverage | içecek |
sources | kaynakları |
products | ürünleri |
and | ve |
EN Get a quick overview of today’s global food challenges and how we at Tetra Pak will play our part in moving food forward – for a world with more secure and sustainable food systems.
TR Günümüzün küresel gıda zorluklarına ve Tetra Pak'ta daha güvenli ve sürdürülebilir gıda sistemlerine sahip bir dünya için gıdayı ileriye taşımak için nasıl bir rol oynayacağımıza hızlı bir genel bakış edinin.
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
sustainable | sürdürülebilir |
world | dünya |
global | küresel |
food | gıda |
and | ve |
quick | hızlı |
how | nasıl |
at | bakış |
more | daha |
secure | güvenli |
a | bir |
for | için |
EN There are three key areas where we will play our part; increase access to safe, nutritious food, reduce food loss and waste, and build sustainable food value chains.
TR Rolümüzü oynayacağımız üç kilit alan var; güvenli, besleyici gıdaya erişimi artırmak, gıda kaybını ve israfını azaltmak ve sürdürülebilir gıda değer zincirleri oluşturmak.
inglês | turco |
---|---|
key | kilit |
increase | artırmak |
access | erişimi |
food | gıda |
reduce | azaltmak |
sustainable | sürdürülebilir |
value | değer |
chains | zincirleri |
and | ve |
to | güvenli |
build | oluşturmak |
EN In addition to communications, colleagues throughout Elsevier are involved in Research4Life task forces on access, authentication, metrics and training.
TR İletişimlere ek olarak, Elsevier çalışanları erişim, doğrulama, gösterge ve eğitimle ilgili Research4Life görev komitelerinde yer almaktadır.
inglês | turco |
---|---|
task | görev |
access | erişim |
authentication | doğrulama |
elsevier | elsevier |
and | ve |
on | ilgili |
to | e |
in | yer |
throughout | olarak |
EN Custom Email Program – proprietary email lists of influential, involved physicians who fit your ideal candidate profile
TR Özel E-posta Programı – İdeal aday profilinize uyan etkili, ilgili doktorları içeren özel e-posta listeleri
EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually
TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır
inglês | turco |
---|---|
software | yazılımdır |
agreement | anlaşmanın |
conditions | koşullar |
manually | manuel |
and | ve |
automatically | otomatik olarak |
the | olarak |
EN Control Union is heavily involved in these new developments, ensuring that the upcoming regulations help our customers.
TR Control Union, gelecek düzenlemelerin müşterilerimize yardımcı olmasını sağlayacak şekilde bu yeni gelişmelerle yakından ilgilenir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
control | control |
union | union |
our customers | müşterilerimize |
help | yardımcı |
these | bu |
the | şekilde |
EN With our solutions, you are fully equipped to get involved in this exciting trend
TR Çözümlerimizle kolayca bu heyecan verici trendin parçası olabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
exciting | heyecan verici |
this | bu |
EN Get clued up on the stages of development involved in the set up of a crypto exchange. A useful summary of educational information and practical advice.
TR Kripto exchange kurulumun gelişim aşamaları hakkında bilgi sahibi olun. Eğitici bilgilerin ve pratik tavsiyelerin yer aldığı faydalı bir özet.
inglês | turco |
---|---|
development | gelişim |
crypto | kripto |
exchange | exchange |
practical | pratik |
useful | faydalı |
and | ve |
information | bilgi |
a | bir |
on | hakkında |
EN A trained mental health practitioner can help you gain deeper insights into the psychological issues involved in your addiction.
TR Eğitimli bir ruh sağlığı pratisyeni, bağımlılığınızla ilgili psikolojik sorunlar hakkında daha derin bilgiler edinmenize yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
mental | ruh |
can | olabilir |
insights | bilgiler |
psychological | psikolojik |
issues | sorunlar |
health | sağlığı |
deeper | derin |
help | yardımcı |
in | hakkında |
EN In letting go of problematic behaviors, we may struggle to come to terms with the loss we fear may be involved
TR Sorunlu davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
inglês | turco |
---|---|
problematic | sorunlu |
of | in |
with | dahil |
to | için |
EN Taking over an account of this size and within a highly competitive retail segment meant preparing a detailed short-, mid- and long-term strategy, and a lot of pre-analysis plus a perfectly synced team working with all parties involved
TR Bu boyutta ve perakende segmentinde oldukça rekabetçi bir hesaba sahip olmak; kısa, orta ve uzun vadeli bir strateji hazırlamayı, birçok ön analiz ve tüm taraflarla mükemmel bir şekilde senkronize edilmiş bir ekip ile mümkündü
inglês | turco |
---|---|
account | hesaba |
competitive | rekabetçi |
retail | perakende |
strategy | strateji |
parties | taraflarla |
short | kısa |
mid | orta |
long | uzun |
term | vadeli |
analysis | analiz |
team | ekip |
this | bu |
all | tüm |
and | ve |
lot | çok |
perfectly | mükemmel bir şekilde |
a | bir |
EN The German government unreservedly supports the UN's 2030 Agenda – read here how Germany is involved.
TR Almanya hükümeti, BM 2030 Gündemi’ni koşulsuz destekliyor. Almanya’nın nasıl sorumluluk üstlendiğini burada okuyacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
government | hükümeti |
supports | destekliyor |
germany | almanya |
how | nasıl |
EN Digitalization can bring together all the data, people, and processes involved—without putting intellectual property or time to market at risk.
TR Dijitalleşme, fikri mülkiyeti veya ürünü piyasaya sürme süresini riske atmadan tüm verileri, kişileri ve süreçleri bir araya getirebilir.
inglês | turco |
---|---|
risk | riske |
data | verileri |
processes | süreçleri |
and | ve |
or | veya |
all | tüm |
EN Working in coordination with colleagues involved in project management, sharing information when deemed necessary,
TR Proje yönetiminde görev alan çalışma arkadaşları ile eşgüdüm halinde çalışmak, gerekli görülmesi durumunda bilgi paylaşımı sağlamak,
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
information | bilgi |
necessary | gerekli |
in | halinde |
with | ile |
sharing | paylaşımı |
working | çalışmak |
EN To learn more about how your faith community can get involved, email Kate Coleman
TR Sizin kendi inanç topluluğunuzun bu hedeflere nasıl dahil olabileceği hakkında daha fazla bilgi almak için Kate Coleman’a elekronik posta atabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
posta | |
kate | kate |
learn | bilgi |
about | hakkında |
your | sizin |
how | nasıl |
get | bu |
EN Like any other business venture, anyone wishing to get involved in Crypto must understand the fundamentals and have a plan of action
TR Diğer iş girişimleri gibi, kriptoya katılmak isteyen herkesin temel konuları anlaması ve bir eylem planına sahip olması gerekir
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
action | eylem |
anyone | herkesin |
must | gerekir |
plan | plan |
to | sahip |
and | ve |
a | bir |
the | gibi |
EN Enables a developer to build native applications to connect and control Zebra scanners over Bluetooth (no cradle involved) on iOS and Android devices from a single, shared C# codebase
TR Bir geliştiricinin, iOS ve Android cihazlar üzerinde Zebra barkod okuyucular için Bluetooth üzerinden (cradle gerekmeden) bağlantı ve kontrol sağlayacak yerel uygulamaları tek bir ortak C# kod temelinden oluşturmasına izin verir
inglês | turco |
---|---|
enables | izin verir |
control | kontrol |
zebra | zebra |
bluetooth | bluetooth |
ios | ios |
android | android |
devices | cihazlar |
shared | ortak |
c | c |
and | ve |
connect | bağlantı |
applications | uygulamalar |
a | bir |
to | için |
on | üzerinde |
EN There are lots of ways to get involved! Join the discussion in our forums, share your ideas with us, or give us a hand with translations.
TR Katılmak için birçok yol var! Tartışma forumumuza katılın, bizimle fikirlerinizi paylaşın veya çevirileriniz ile bize yardım edin.
inglês | turco |
---|---|
discussion | tartışma |
with us | bizimle |
lots | çok |
a | bir |
join | katılın |
share | paylaşın |
of | in |
or | veya |
give | için |
us | bize |
get | edin |
EN Volunteering in protected areas – find out here how you can get involved.
TR Doğal koruma alanlarında gönüllü çalışmalar; katılım için gerekli bilgileri buradan edinebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
here | buradan |
in | için |
EN We support clients involved in exclusive and non-exclusive distribution agreements, giving close attention to the specific legal issues which each model involves
TR Her farklı modele özgü hukuki hususları göz önünde bulundurarak, münhasır ve münhasır olmayan distribütörlere destek verilir
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
legal | hukuki |
model | modele |
specific | özgü |
and | ve |
to | her |
the | olmayan |
EN Moroğlu Arseven supports clients with all aspects of franchising relationships, including franchisees and franchisors, as well as other stakeholders involved with the master franchise
TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
and | ve |
all | tüm |
the | olmak |
of | yönelik |
EN We support clients involved in competitive processes within the health, R&D, transport, defence, energy, infrastructure, technology and education industries, among others
TR Rekabetin hâkim olduğu; sağlık, araştırma-geliştirme, ulaşım, savunma, enerji, altyapı, teknoloji ve eğitim sektörlerindeki müvekkiller Moroğlu Arseven’in desteğiyle güçlenirler
inglês | turco |
---|---|
support | desteğiyle |
health | sağlık |
transport | ulaşım |
defence | savunma |
energy | enerji |
education | eğitim |
infrastructure | altyapı |
technology | teknoloji |
and | ve |
within | e |
EN The firm maintains a strong focus on ensuring clients understand the procedural steps involved and they meet all regulatory compliance obligations
TR Müvekkillerin usule ilişkin aşamaları anlamaları ve tüm mevzuata uyum gerekliliklerini yerine getirmeleri amaçlanır.
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
compliance | uyum |
all | tüm |
and | ve |
the | yerine |
EN These include clients involved in CISG conflicts, as well as investigations by the Turkish Ministry of Economics regarding anti-dumping, countervailing duty, or safeguard measures.
TR Bundan; CISG kapsamında doğan uyuşmazlıklara taraf veya anti-damping, ek gümrük vergisi veya koruma önlemleri uygulamalarına yönelik Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında olan müvekkiller yararlanır.
inglês | turco |
---|---|
investigations | soruşturmalar |
measures | önlemleri |
ministry | bakanlığı |
by | tarafından |
or | veya |
of | yönelik |
EN The firm’s dispute resolution team provides full-scope and integrated support to agricultural clients, meaning conflict specialists are involved from the early stages of emerging issues
TR Tarım sektöründe faaliyet gösteren müvekkiller Moroğlu Arseven’in uyuşmazlık çözümü ekibinden; tam kapsamlı ve entegre destek alırlar
inglês | turco |
---|---|
dispute | uyuşmazlık |
integrated | entegre |
support | destek |
agricultural | tarım |
resolution | çözümü |
and | ve |
full | tam |
EN For instance, representing clients involved in disputes about boundary lines, crop drift, productivity and water use.
TR Sınır hatları, mahsul sürüklemesi, üretim ve su kullanımı hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkillerin temsil edilmesi bu kapsamda örnek olarak verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
water | su |
and | ve |
about | hakkındaki |
lines | olarak |
use | kullanımı |
in | örnek |
EN The firm’s dispute resolution team provides full-scope and integrated support to education clients, meaning conflict specialists are involved from the early stages of emerging issues
TR Eğitim sektöründe faaliyet gösteren müvekkiller, Moroğlu Arseven’in uyuşmazlık çözümü ekibinden; tam kapsamlı ve entegre destek alırlar
inglês | turco |
---|---|
dispute | uyuşmazlık |
integrated | entegre |
support | destek |
resolution | çözümü |
to | e |
education | eğitim |
and | ve |
full | tam |
EN For instance, representing clients involved in disputes about real estate and leasing for school buildings, international debt collections, or disciplinary processes.
TR Okul binalarının yapımı ve kiralanması, uluslararası alacak tahsilleri veya disiplin süreçleri hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkilleri temsil etmek bu alandaki çalışmaların örneklerindendir.
inglês | turco |
---|---|
school | okul |
or | veya |
processes | süreçleri |
international | uluslararası |
about | hakkındaki |
and | ve |
buildings | binalar |
EN For instance, representing clients involved in disputes about distribution agreements, labelling and nutrition claims, ingredient descriptions, or other contractual and consumer issues.
TR Dağıtım anlaşmaları, etiketleme ve beslenme beyanları, içerik beyanları veya diğer sözleşmesel tüketici konuları hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkillerin temsil edilmesi, bu kapsamdaki çalışmaların örnekleridir.
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
distribution | dağıtım |
labelling | etiketleme |
nutrition | beslenme |
or | veya |
other | diğer |
consumer | tüketici |
issues | konular |
about | hakkındaki |
in | da |
and | ve |
EN Our clients are involved in air, sea, road and rail transport activities, intermodal and trans-loading systems, along with all related brokerage, warehousing and storage services.
TR Müvekkiller hava, deniz, kara ve demiryolu taşımacılığı, intermodal ve trans-yükleme sistemleri ile ilgili tüm aracılık ve depolama hizmetlerinde faaliyet göstermektedir.
inglês | turco |
---|---|
air | hava |
sea | deniz |
systems | sistemleri |
related | ilgili |
storage | depolama |
services | hizmetlerinde |
all | tüm |
and | ve |
EN We also regularly advise clients involved in financing or investing within these industries, such as financial institutions or private equity funds.
TR Ayrıca bu sektörlere yönelik finansman ve yatırım faaliyetlerinde bulunan; yatırımcı gruplarına, finans kurumlarına ve özel sermaye fonlarına da düzenli danışmanlık verilir.
inglês | turco |
---|---|
regularly | düzenli |
investing | yatırım |
financial | finans |
institutions | kurumlar |
private | özel |
these | bu |
in | da |
EN Centralize all project updates, data, and more to keep relevant stakeholders involved and up-to-date.
TR İlgili paydaşları dahil etmek ve güncel tutmak için tüm proje güncellemelerini, verilerini ve daha fazlasını merkezileştirin.
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
up-to-date | güncel |
and | ve |
more | fazlasını |
data | verilerini |
all | tüm |
to keep | tutmak |
EN Work together with everyone involved with an easy-to-use platform that syncs changes in real-time.
TR Değişiklikleri gerçek zamanlı olarak senkronize eden, kullanımı kolay bir platformda herkesle birlikte çalışın.
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
platform | platformda |
changes | değişiklikleri |
time | zamanlı |
easy | kolay |
use | kullanımı |
real | gerçek |
EN We recommend that you seek independent financial advice and ensure you fully understand the risks involved before trading.
TR Bağımsız finansal danışmanlık almanızı ve işlem yapmadan önce riskleri tam olarak anladığınızdan emin olmanızı öneririz.
inglês | turco |
---|---|
independent | bağımsız |
financial | finansal |
advice | danışmanlık |
ensure | emin |
risks | riskleri |
trading | işlem |
we recommend | öneririz |
and | ve |
EN Text Directly Involved Process HTML Template
TR İnovasyon Hakkında HTML Şablonu
inglês | turco |
---|---|
html | html |
EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually
TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır
inglês | turco |
---|---|
software | yazılımdır |
agreement | anlaşmanın |
conditions | koşullar |
manually | manuel |
and | ve |
automatically | otomatik olarak |
the | olarak |
EN Custom Email Program – proprietary email lists of influential, involved physicians who fit your ideal candidate profile
TR Özel E-posta Programı – İdeal aday profilinize uyan etkili, ilgili doktorları içeren özel e-posta listeleri
EN He joined RELX in 1998 and has worked in a number of business-facing finance roles, has been deeply involved in the business?s digital transformation from print publisher to online information provider
TR RELX'e 1998 yılında katıldı ve bir dizi ticarete dönük finans rolünde çalışarak işletmenin basılı yayıncılıktan çevrimiçi bir bilgi sağlayıcısına dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynadı
inglês | turco |
---|---|
finance | finans |
business | iş |
s | s |
transformation | dönüşüm |
information | bilgi |
joined | katıldı |
online | çevrimiçi |
and | ve |
number | dizi |
digital | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções