EN • Company name, company address, company email and company phone number to register as a company.
"company has already" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN • Company name, company address, company email and company phone number to register as a company.
TR • Şirket olarak kaydolmak için şirket adı, şirket adresi, şirket e-postası ve şirket telefon numarası.
EN • Company name, company address, company email and company phone number to register as a company.
TR • Şirket olarak kaydolmak için şirket adı, şirket adresi, şirket e-postası ve şirket telefon numarası.
EN Has your site already been live for a while? You’re probably already ranking for some keywords without realizing it
TR Siteniz zaten bir süredir yayında mı? Muhtemelen farkında olmadan bazı anahtar kelimeler için sıralamaya girmişsinizdir
inglês | turco |
---|---|
probably | muhtemelen |
without | olmadan |
your site | siteniz |
your | kelimeler |
some | bazı |
keywords | anahtar |
for | için |
a | bir |
already | zaten |
EN Over a million businesses already use Foursquare. Sign up in order to manage your listing and attract more customers. Start by searching for your business – your customers have probably listed it already!
TR Bir milyondan fazla işletme halihazırda Foursquare kullanıyor. Listeni yönetmek ve daha fazla müşteri çekmek için kaydol. İşletmeni arayarak işe başla – müşterilerin daha önce kaydetmiş olabilirler!
EN So how can we combat this? People are less likely to believe in conspiracies if they are already aware of the strategies used by the ideologists who are spreading them, and if they are already sensitive to these issues
TR Peki buna karşı ne yapılabilir? İnsanlar komplo ideologlarının stratejileri konusunda aydınlatıldığında ve farkındalıkları arttığında bu teorilere inanmamak konusunda daha dirençli hale geliyorlar
inglês | turco |
---|---|
strategies | stratejileri |
can | yapılabilir |
and | ve |
this | bu |
EN The best way to determine the trustworthiness of a CA is to determine whether the CA in question has its own trusted root, that is, whether the CA has a root already present in all popular browsers
TR Bir CA'nın güvenilirliğini belirlemenin en iyi yolu, söz konusu CA'nın kendi güvenilir köküne sahip olup olmadığını, yani ilgili CA'nın tüm popüler tarayıcılarda zaten mevcut olan bir köke sahip olup olmadığını belirlemektir
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
question | konusu |
trusted | güvenilir |
root | kök |
popular | popüler |
browsers | tarayıcı |
the | olup |
all | tüm |
best | en |
EN The best way to determine the trustworthiness of a CA is to determine whether the CA in question has its own trusted root, that is, whether the CA has a root already present in all popular browsers
TR Bir CA'nın güvenilirliğini belirlemenin en iyi yolu, söz konusu CA'nın kendi güvenilir köküne sahip olup olmadığını, yani ilgili CA'nın tüm popüler tarayıcılarda zaten mevcut olan bir köke sahip olup olmadığını belirlemektir
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
question | konusu |
trusted | güvenilir |
root | kök |
popular | popüler |
browsers | tarayıcı |
the | olup |
all | tüm |
best | en |
EN Sarah Slik has not been in Germany very long. Read here why she already has the feeling of having come home.
TR Sarah Slik kısa süre önce Almanya’ya gelmiş. Bu kısa sürede neden yerleştiği duygusu kazandığını buradan okuyabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
here | buradan |
why | neden |
the | önce |
EN Isabel Schellinger is one of Germany’s outstanding young researchers. A doctor and the daughter of a German and an Iranian, she has already won several awards, some of them international, and has founded a start-up.
TR Isabel Schellinger, Almanya’daki önde gelen genç araştırmacılardan biri. Alman bir baba ve İranlı bir annenin kızı olan doktor, daha şimdiden sayısız, uluslararası ödülün sahibi, kendisi aynı zamanda bir start-up da kurdu.
inglês | turco |
---|---|
young | genç |
international | uluslararası |
already | şimdiden |
and | ve |
she | bir |
EN If the Subscription User has already downloaded 15 eBooks when he/she downloads another eBook, the eBook which has been on the device the longest will be automatically removed when he/she downloads a new eBook
TR Abonelik Kullanıcısı yeni bir eKitap indirirken zaten 15 eKitap indirmiş bulunduğu takdirde, yeni bir eKitap indirdiği sırada cihazda en uzun süredir mevcut bulunan eKitap otomatik şekilde kaldırılacaktır
EN When you transfer your domain name from one domain company to another company, you need to provide this code from the registrar company.
TR Alan adınızı bir domain firmasından başka bir firmaya transfer edeceğiniz zaman mevcut domain kaydedilen firmadan bu kodu temin etmeniz gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
transfer | transfer |
company | firması |
need | gerekiyor |
code | kodu |
when | zaman |
this | bu |
your | etmeniz |
domain | domain |
name | adı |
the | başka |
EN When you transfer your domain name from one domain company to another company, you need to provide this code from the registrar company.
TR Alan adınızı bir domain firmasından başka bir firmaya transfer edeceğiniz zaman mevcut domain kaydedilen firmadan bu kodu temin etmeniz gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
transfer | transfer |
company | firması |
need | gerekiyor |
code | kodu |
when | zaman |
this | bu |
your | etmeniz |
domain | domain |
name | adı |
the | başka |
EN Brad served as Intuit’s president and chief executive officer from 2008 to 2019, where he successfully led the company’s transformation from a desktop software company to a global, cloud-based product and platform company
TR Brad, 2008 - 2019 yılları arasında Intuit'in başkanı ve CEO'su olarak görev almış ve Intuit'in bir masaüstü bilgisayar yazılımı şirketinden küresel bir bulut tabanlı ürün ve platform şirketine dönüşümünü başarıyla yönetmiştir
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
global | küresel |
platform | platform |
cloud | bulut |
product | ürün |
and | ve |
desktop | masaüstü |
based | tabanlı |
transformation | dönüşüm |
president | başkan |
a | bir |
software | yazılımı |
the | arasında |
EN Brad served as Intuit’s president and chief executive officer from 2008 to 2019, where he successfully led the company’s transformation from a desktop software company to a global, cloud-based product and platform company
TR Brad, 2008 - 2019 yılları arasında Intuit'in başkanı ve CEO'su olarak görev almış ve Intuit'in bir masaüstü bilgisayar yazılımı şirketinden küresel bir bulut tabanlı ürün ve platform şirketine dönüşümünü başarıyla yönetmiştir
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
global | küresel |
platform | platform |
cloud | bulut |
product | ürün |
and | ve |
desktop | masaüstü |
based | tabanlı |
transformation | dönüşüm |
president | başkan |
a | bir |
software | yazılımı |
the | arasında |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
inglês | turco |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN Igor has played one of the essential roles in the development of our company. He joined the company soon after it was established, and helped it grow with his outstanding combination of professional and soft skills.
TR Igor, şirketimizin gelişiminde önemli rol oynamıştır. Şirket kurulduktan kısa bir süre sonra katılmış ve profesyonelliği ve sosyal becerilerinin olağanüstü kombinasyonu sayesinde, şirketin büyümesine yardımcı oldu.
inglês | turco |
---|---|
essential | önemli |
outstanding | olağanüstü |
company | şirketin |
was | oldu |
and | ve |
the | sonra |
with | sayesinde |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
inglês | turco |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN If you've been trying to tackle knowledge management inside your company, you've already been put in front of a knowledge base also known as a knowledge management system
TR Şirketinizde bilgi yönetimiyle uğraşmaya çalışıyorsanız, zaten bilgi yönetim sistemi olarak da bilinen bir bilgi tabanının önüne geçmişsinizdir
inglês | turco |
---|---|
been | ne |
knowledge | bilgi |
base | tabanı |
known | bilinen |
system | sistemi |
management | yönetim |
in | da |
a | bir |
already | zaten |
EN Bulent Altan was already very close to space while he was at SpaceX: he had worked for the aerospace company for more than eleven years, helping among other things to develop the Falcon 1 and 9 rockets
TR Bülent Altan daha SpaceX’teyken uzaya çok yakınlaşmıştı: On bir yıldan fazla çalıştığı bu uzay firmasında geliştirilmesinde rol aldığı şeyler arasında Falcon 1 ve 9 roketleri de vardı
inglês | turco |
---|---|
space | uzay |
company | firması |
and | ve |
things | şeyler |
at | de |
more | fazla |
had | bu |
EN If you've been trying to tackle knowledge management inside your company, you've already been put in front of a knowledge base also known as a knowledge management system
TR Şirketinizde bilgi yönetimiyle uğraşmaya çalışıyorsanız, zaten bilgi yönetim sistemi olarak da bilinen bir bilgi tabanının önüne geçmişsinizdir
inglês | turco |
---|---|
been | ne |
knowledge | bilgi |
base | tabanı |
known | bilinen |
system | sistemi |
management | yönetim |
in | da |
a | bir |
already | zaten |
EN Our company has achieved great results using Ahrefs: organic traffic has jumped from 1K to 47K per month in the last 7 months and it is still growing!
TR Şirketimiz Ahrefs’i kullanarak harika sonuçlar elde etti: organik trafik son 7 ayda 1K’dan 47K’ya sıçradı ve hala artıyor!
inglês | turco |
---|---|
great | harika |
organic | organik |
traffic | trafik |
last | son |
still | hala |
achieved | elde |
and | ve |
using | kullanarak |
EN Atak Domain is an accredited ICANN company that has been providing domain registration services since 2003 (ICANN Id 1601) and has more than 16 years experience in domain management
TR 2003 yılından beri domain tescil hizmeti vermekte olan Atak Domain ICANN akredite bir firma olup (ICANN Id 1601) domain yönetimi konusunda 16+ yıllık tecrübeye sahiptir
inglês | turco |
---|---|
atak | atak |
domain | domain |
accredited | akredite |
icann | icann |
registration | tescil |
company | firma |
management | yönetimi |
has | sahiptir |
in | konusunda |
that | olup |
since | beri |
years | bir |
EN The foreign trade volume of the company has progressed steadily and has reached 1.5 million tons per year
TR Şirketin dış ticaret hacmi istikrarlı bir grafik çizmiştir ve yılda 1,5 milyon ton seviyelerine ulaşmıştır
inglês | turco |
---|---|
volume | hacmi |
million | milyon |
foreign | dış |
per year | yılda |
and | ve |
trade | ticaret |
EN Atak Domain is an accredited ICANN company that has been providing domain registration services since 2003 (ICANN Id 1601) and has more than 19 years experience in domain management
TR 2003 yılından beri domain tescil hizmeti vermekte olan Atak Domain ICANN akredite bir firma olup (ICANN Id 1601) domain yönetimi konusunda 19+ yıllık tecrübeye sahiptir
inglês | turco |
---|---|
atak | atak |
domain | domain |
accredited | akredite |
icann | icann |
registration | tescil |
company | firma |
management | yönetimi |
has | sahiptir |
in | konusunda |
that | olup |
since | beri |
years | bir |
EN In the meantime, the marriage of BIM, VR, and gaming has already borne fruit for Norconsult, whose efforts won third place in the infrastructure category in Autodesk’s 2017 AEC Excellence Awards (US site) competition
TR Bu arada, BIM, VR ve oyunun evliliği, Autodesk’in 2017 AEC Mükemmellik Ödülleri (İngilizce) yarışmasında altyapı kategorisinde üçüncü sırayı alan Norconsult için çoktan meyve verdi
inglês | turco |
---|---|
bim | bim |
fruit | meyve |
infrastructure | altyapı |
already | çoktan |
and | ve |
has | bu |
third | üçüncü |
of | in |
for | için |
EN 2020 Toyota Supra already has safety recall . . . from BMW
TR Mazda, 250 bin adet ilk nesil Mazda3'ü geri çağırıyor
inglês | turco |
---|---|
already | geri |
EN Has the domain you requested already registered? No problem, our domain broker service will assist you.
TR İstediğiniz alan adı alınmış mı? Sorun değil, alan adı aracılarımız yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
problem | sorun |
will | olacaktır |
domain | alan |
our | de |
the | değil |
EN GeoTrust has Equifax roots already present in it
TR GeoTrust, içinde zaten mevcut olan Equifax köklerine sahiptir
inglês | turco |
---|---|
geotrust | geotrust |
in | içinde |
has | sahiptir |
already | zaten |
EN The German Epidemic Preparedness Team (SEEG) has already helped numerous countries to contain the pandemic.
TR Almanya’nın, aşı ittifakı Gavi ve sürdürdüğü kampanyaya verdiği destek 2 milyar avroyu geçiyor – nedenini buradan öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
german | ve |
EN Join one of the fastest-growing SaaS companies in the world that has already changed the way more than 100,000 organizations work!
TR Dünyanın en hızlı büyüyen ve 100.000'den fazla kuruluşun çalışma şeklini değiştiren SaaS şirketlerinden birine katılın!
inglês | turco |
---|---|
saas | saas |
world | dünyanın |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
join | katılın |
work | iş |
more | fazla |
than | ve |
EN In accordance with the DoD Cloud Computing SRG, a DoD customer can achieve an Authorization to Operate(ATO) without a physical walkthrough of a service provider's data center that already has authorizations.
TR DoD Bulut Bilişim SRG'ye uygun olarak, bir DoD müşterisi zaten yetkilendirilmiş bir hizmet sağlayıcının veri merkezini fiziksel olarak incelemeden Çalışma Yetkisi (ATO) alabilir.
inglês | turco |
---|---|
dod | dod |
cloud | bulut |
can | alabilir |
ato | ato |
service | hizmet |
physical | fiziksel |
data | veri |
with | uygun |
accordance | olarak |
a | bir |
the | zaten |
EN Join one of the fastest-growing SaaS companies in the world that has already changed the way more than 100,000 organizations work!
TR Dünyanın en hızlı büyüyen ve 100.000'den fazla kuruluşun çalışma şeklini değiştiren SaaS şirketlerinden birine katılın!
inglês | turco |
---|---|
saas | saas |
world | dünyanın |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
join | katılın |
work | iş |
more | fazla |
than | ve |
EN 2020 Toyota Supra already has safety recall . . . from BMW
TR Chevrolet Bolt'lardaki geri çağırmanın kapsamı genişledi
inglês | turco |
---|---|
already | geri |
EN Has the domain you requested already registered? No problem, our domain broker service will assist you.
TR İstediğiniz alan adı alınmış mı? Sorun değil, alan adı aracılarımız yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
problem | sorun |
will | olacaktır |
domain | alan |
our | de |
the | değil |
EN GeoTrust has Equifax roots already present in it
TR GeoTrust, içinde zaten mevcut olan Equifax köklerine sahiptir
inglês | turco |
---|---|
geotrust | geotrust |
in | içinde |
has | sahiptir |
already | zaten |
EN The online histogram maker already has some data examples and premade templates to help jumpstart your design process. If these don’t help, you can always start from scratch.
TR Çevrimiçi histogram oluşturucu, tasarım sürecini hızlı bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak bazı veri örneklerine ve önceden hazırlanmış şablonlara zaten sahiptir. Bunlar yardımcı olmazsa, her zaman sıfırdan başlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
histogram | histogram |
process | sürecini |
help | yardımcı |
from scratch | sıfırdan |
data | veri |
design | tasarım |
maker | oluşturucu |
has | sahiptir |
always | her zaman |
and | ve |
the | şekilde |
already | zaten |
some | bazı |
examples | bir |
EN Join one of the fastest-growing SaaS companies in the world that has already changed the way more than 150,000 customers work!
TR Dünyanın en hızlı büyüyen ve 100.000'den fazla kuruluşun çalışma şeklini değiştiren SaaS şirketlerinden birine katılın!
inglês | turco |
---|---|
saas | saas |
world | dünyanın |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
join | katılın |
work | iş |
more | fazla |
than | ve |
EN 2020 Toyota Supra already has safety recall . . . from BMW
TR Porsche, ABD'de bulunan birçok Taycan modellerini geri çağıracak!
inglês | turco |
---|---|
already | geri |
EN The German Epidemic Preparedness Team (SEEG) has already helped numerous countries to contain the pandemic.
TR Almanya’nın, aşı ittifakı Gavi ve sürdürdüğü kampanyaya verdiği destek 2 milyar avroyu geçiyor – nedenini buradan öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
german | ve |
EN Sand, an important component of concrete, has already become scarce in some regions of the world
TR Betonun önemli maddelerinden biri olan kum, dünyanın bazı bölgelerinde şimdiden kıtlaştı
inglês | turco |
---|---|
important | önemli |
already | şimdiden |
some | bazı |
world | dünyanın |
EN The Foreign Office has already been run by one member of the Greens before her: namely by Joschka Fischer from 1998 to 2005.
TR Baerbock Almanya tarihinde Yeşiller’in çıkardığı ikinci dışişleri bakanı olacak: Bu bakanlığı 1998’den 2005’e kadar Joschka Fischer yürütmüştü.
inglês | turco |
---|---|
foreign | dış |
by | ikinci |
to | kadar |
the | olacak |
EN The German Epidemic Preparedness Team (SEEG) has already provided guidance on the fight against the coronavirus pandemic to countries in almost all regions of the world
TR Acil Hizmete Dönük Sağlık Uzman Grubu (SEEG), korona pandemisine karşı mücadelede dünyanın hemen hemen tüm bölgelerindeki ülkelere danışmanlık sundu
inglês | turco |
---|---|
coronavirus | korona |
almost | hemen |
countries | ülkelere |
world | dünyanın |
all | tüm |
EN Academic study and research are closely interlinked: for example, Humboldt reloaded, a project that has received an award for excellence in teaching, already enables undergraduates to participate in research projects.
TR Öğretim ve araştırma iç içe: Bütün bunlar “Humboldt reloaded” isimli mükemmeliyet projesinin bakalorya öğrencilerinin araştırma projelerine katılımını sağlamış durumda.
inglês | turco |
---|---|
to | e |
research | araştırma |
and | ve |
EN This means that the projected goal for 2020 of 350,000 foreign students in Germany has already been achieved.
TR Böylece Almanya’nın 2020 yılına kadar yabancı öğrenci sayısında hedef olarak koyduğu 350.000 şimdiden aşılmış durumda.
inglês | turco |
---|---|
foreign | yabancı |
students | öğrenci |
already | şimdiden |
for | hedef |
the | durumda |
EN Ida has another piece of advice for all those who are already in Germany and want to improve their knowledge of German here
TR Hazırda Almanya’da olup da, Almanca bilgisini geliştirmek isteyenlere, Ida’nın bir tavsiyesi daha var: Gündelik hayatınızda akıllı telefonunuza daha az bakın, onun yerine „okuyun, okuyun, okuyun!“ diyor İda
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
german | almanca |
in | da |
and | bir |
want | var |
improve | geliştirmek |
EN Has enough been done to support the arts during the crisis? Problems that already existed have intensified even further during the pandemic
TR Kriz döneminde kültüre destek olmak için yeterince şey yapılıyor mu? Pandemide, daha önceden mevcut olan sorunlar daha da ağırlaştı
inglês | turco |
---|---|
crisis | kriz |
problems | sorunlar |
support | destek |
even | da |
EN She hasn’t decided yet who she will be voting for, but she already has a strong idea who it might be
TR Charlotte, güçlü bir eğilimi olsa da, oyunu kime vereceğine dair son kararını henüz vermemiş
inglês | turco |
---|---|
already | da |
strong | güçlü |
yet | henüz |
she | bir |
EN Adelphi has already developed possible solutions: providing reliable weather data for the region and the cultivation of climate-resilient plants.
TR Adelphi bunun için çözüm önerileri de üretmiş: Bölge için havayla ilgili güvenilir veriler sağlanması ve iklime dayanıklı bitkilerin yetiştirilmesi.
inglês | turco |
---|---|
already | de |
data | veriler |
region | bölge |
solutions | çözüm |
and | ve |
of | in |
reliable | güvenilir |
for | için |
EN “Triple Win“ has already found some 1,450 trained nurses for German care facilities
TR Şu anda 788 kişi, Almanya’da yaşamak için kendi ülkesinde hazırlık yapıyor
inglês | turco |
---|---|
for | için |
EN Her work has already taken her to Syria, Afghanistan, North Korea and Libya
TR Bugüne kadar yolu Suriye, Afganistan, Kuzey Kore ve Libya gibi ülkelerden geçmiş
inglês | turco |
---|---|
syria | suriye |
afghanistan | afganistan |
north | kuzey |
korea | kore |
and | ve |
her | ne |
to | kadar |
Mostrando 50 de 50 traduções