TR Yabancı bir ana şirketimiz olmadığı için, yerli veya yabancı makamlardan gelen herhangi bir sahte veya diğer veri isteklerine asla uymayız
"yabancı bir ülkede" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Yabancı bir ana şirketimiz olmadığı için, yerli veya yabancı makamlardan gelen herhangi bir sahte veya diğer veri isteklerine asla uymayız
EN Since we have no foreign parent company, we never comply with any rogue or other data requests from either domestic or foreign authorities
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
veri | data |
asla | never |
TR Örneğin, bir SERP denetleyicisi kullanmadan işletmenizin yabancı bir ülkede nasıl sıralandığını belirlemek istiyorsanız, Google konum denetimini atlatmanın bir yolunu bulmanız gerekir.
EN For example, if you wanted to determine how your business ranks in a foreign country without using a SERP checker, you’d need a way to circumvent Google location check.
turco | inglês |
---|---|
serp | serp |
işletmenizin | your business |
ülkede | country |
konum | location |
gerekir | need |
TR Suzuki 45.000'den fazla çalışana ve 23 ülkede 35 üretim tesisine ve 192 ülkede 133 distribütöre sahip
EN Suzuki has over 45,000 employees and has 35 production facilities in 23 countries, and 133 distributors in 192 countries
turco | inglês |
---|---|
üretim | production |
sahip | has |
TR Antonia von Trott bir dilbilimci olarak saatlerce bir sınıfta oturup yabancı bir dil öğrenmek için konsantre olmanın ne kadar zor olduğunu iyi biliyor
EN Linguist Antonia von Trott knows how exhausting it is to sit in the classroom for hours concentrating on a foreign language
turco | inglês |
---|---|
dil | language |
TR 17.3.1. Toplam yurt içi bütçenin bir oranı olarak doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), resmi kalkınma yardımı ve Güney-Güney İşbirliği 17.3.2. Toplam GSYH'nın bir oranı olarak (ABD Doları cinsinden) havale hacmi
EN 17.3.1. Foreign direct investments (FDI), official development assistance and South-South Cooperation as a proportion of total domestic budget 17.3.2. Volume of remittances (in United States dollars) as a proportion of total GDP
turco | inglês |
---|---|
doğrudan | direct |
resmi | official |
kalkınma | development |
hacmi | volume |
TR Göç organizasyonları için temel bir deneyim olarak yabancı bir ülkeye yeni gelen kişinin ortamın parçası olma duygusunu kılavuz alan inisiyatif, örneğin resmi dairelerdeki işlerde veya dil ediniminde aktif destek veriyor.
EN The work is based on the key experiences of refugees arriving in a strange, unfamiliar environment, and focuses on such things as support with necessary paperwork and visits to the authorities, or active support in language acquisition.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
dil | language |
aktif | active |
destek | support |
TR VPN (Sanal Özel Ağ), tek tıklamayla mevcut IP adresini anında yabancı bir IP adresiyle değiştirebilen bir araçtır.
EN A VPN (Virtual Private Network) is a tool that can instantly change your current IP address to a foreign one with the click of a single button.
turco | inglês |
---|---|
vpn | vpn |
sanal | virtual |
adresini | address |
anında | instantly |
TR Belirli bir ülkede bulunan bir VPN sunucusuna bağlandığınızda ziyaret ettiğiniz tüm web sitelerine ve hizmetlere o bölgeye özgü bir IP adresi gösterilir
EN When you connect to a VPN server located in a particular country, any website or service you visit will be shown an IP address native to that region
turco | inglês |
---|---|
ülkede | country |
vpn | vpn |
sunucusuna | server |
ziyaret | visit |
web | website |
adresi | address |
TR Pek çok kuruluş Almanya’da öğrenim gören yabancı öğrencilere burs sağlıyor. Başlıca burs olanaklarına bir bakış.
EN Many organizations finance international students in Germany. Here you can find the most important providers of scholarships.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Yalnız ev hanımı bir yabancı cazip
EN Yummy asslicking and ass fucking in a car
TR Ayrıca, Türkiye’de yabancı işçi istihdam etmek isteyen müvekkillerin göç, vergi ve sözleşmesel hususlar gibi karmaşık ve bürokratik süreçleri yönetmelerini sağlamak Moroğlu Arseven’in deneyimli olduğu bir alandır.
EN We regularly support clients to navigate the complicated and bureaucratic procedures for hiring foreign employees in Turkey, including immigration, tax and contractual aspects.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
vergi | tax |
karmaşık | complicated |
TR Ayrıca, Türkiye’de yabancı işçi istihdam etmek isteyen müvekkillerin göç, vergi ve sözleşmesel hususlar gibi karmaşık ve bürokratik süreçleri yönetmelerini sağlamak Moroğlu Arseven’in deneyimli olduğu bir alandır.
EN We regularly support clients to navigate the complicated and bureaucratic procedures for hiring foreign employees in Turkey, including immigration, tax and contractual aspects.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
vergi | tax |
karmaşık | complicated |
TR Evet, yine aynı eser. Kitap, filmin dayandığı kitap olsa da filmden çok farklı. 96 rubleyle alınan tek yön Moskova - Berlin bileti, macera düşkünü karakterleri Rusya’dan alıp onlara çok yabancı, hatta egzotik bir dünyaya götürüyor.
EN Yes, exactly, that one again. The book on which the film was based – and yet quite different to the film. A one-way ticket from Moscow to Berlin costs 96 roubles, a trip that takes the adventurers from Russia into a foreign and almost exotic world.
turco | inglês |
---|---|
yine | again |
kitap | book |
moskova | moscow |
berlin | berlin |
bileti | ticket |
TR Pek çok kuruluş Almanya’da öğrenim gören yabancı öğrencilere burs sağlıyor. Başlıca burs olanaklarına bir bakış.
EN Many organizations finance international students in Germany. Here you can find the most important providers of scholarships.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Yabancı bir muhabir olarak, dünya tarihi yazılırken yanı başında olursunuz.
EN As a foreign correspondent you are very close to events of world history.
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
tarihi | history |
TR Almanya’da çalışmak ve kariyer yapmak isteyen nitelikli yabancı adayların her şeyden önce bir yol göstericiye ihtiyaçları var
EN Anyone who wants to work as a specialist from abroad in Germany and make a career here has to find his way around first
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
kariyer | career |
yol | way |
TR Almanya’da bir meslek eğitimi için müracaat eden yabancı başvurucuların hangi niteliklere sahip olmaları gerekir?
EN What qualifications should applicants from abroad have when they apply for vocational training in Germany?
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Nitelikli yabancı işçilerden karşılamaları beklenen kriterler makul sınırlarda mı? Yasa tasarısı iş piyasasının talepleri ve iç politika ve sığınma politikası bağlamındaki haklı çekinceler arasında bir denge kuruyor
EN Are the requirements for foreign skilled workers appropriate? The draft law balances labour market needs with legitimate domestic and asylum considerations
turco | inglês |
---|---|
yasa | law |
TR Katılımcılar, öğrenimlerinin bir bölümünü yabancı üniversitelerde yapabiliyor ve Dünya Mirası varlıklarındaki projelerde çalışmalara katılabiliyorlar
EN Participants can complete part of their studies at foreign universities and work on projects at World Heritage Sites
turco | inglês |
---|---|
katılımcılar | participants |
dünya | world |
TR Alman üniversitelerinde öğrenim gören yabancı öğrencilerin (uluslararası öğrenciler) sayısında da son on yılda yaklaşık üçte ikilik bir artış var ve toplam öğrenci sayısı içindeki oranları yüzde 10 düzeyinde
EN The number of international members of staff at higher education institutions also rose by about two thirds in the last decade, and stands at 10 percent
turco | inglês |
---|---|
öğrenim | education |
uluslararası | international |
son | last |
üçte | thirds |
yüzde | percent |
TR Öte yandan yabancı öğrencilerin böyle bir şansı bulunmuyor.” Bamberg Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi, yurtdışına çıkan ya da okumaya Bamberg’e gelen yılda yaklaşık 1000 öğrenciye danışmanlık veriyor.
EN International students can't do that," says Andreas Weihe, head of the university's International Office, which looks after about 1,000 people a year who go abroad or come to Bamberg to study.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ofisi | office |
TR Hem iyilik yapıp hem de yeni bir ülkeyi ve insanlarını tanıma fırsatı – yabancı katılımcılara yönelik gönüllü hizmet programlarını tanıtıyoruz.
EN Doing good and getting to know the country and its people: we introduce you to volunteer programmes for international participants.
turco | inglês |
---|---|
gönüllü | volunteer |
insanları | people |
TR Almanya, geçtiğimiz yıllarda iyi giden ekonomi sayesinde cazip bir ülke konumunda: 2019 yılında 2,7 milyon AB vatandaşı yabancı Almanya’da çalışıyordu
EN Thanks to strong economic development over recent years, Germany is an attractive destination: 2.7 million citizens of other EU states were employed in Germany in 2019
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
ekonomi | economic |
milyon | million |
ab | eu |
TR Derslerinizi ve diğer medya içeriklerinizi transkriptlerinizi çevirerek yabancı bir dili bilen veya öğrenen öğrenciler için daha erişilebilir hale getirin.
EN Make your lectures and other media content more accessible to students who know or are learning a foreign language by translating your transcripts.
turco | inglês |
---|---|
medya | media |
transkriptlerinizi | your transcripts |
dili | language |
veya | or |
öğrenciler | students |
erişilebilir | accessible |
TR ABD ve yabancı kanunlar arasında herhangi bir ihtilaf durumunda, tüzük ve yönetmelikler, ABD yasaları, kuralları ve düzenlemeleri hükmedicidir
EN In the event of any conflict between US and foreign laws, rules and regulations, US laws, rules and regulations shall govern
TR ABD ve yabancı kanunlar arasında herhangi bir ihtilaf durumunda, tüzük ve yönetmelikler, ABD yasaları, kuralları ve düzenlemeleri hükmedicidir
EN In the event of any conflict between US and foreign laws, rules and regulations, US laws, rules and regulations shall govern
TR ABD ve yabancı kanunlar arasında herhangi bir ihtilaf durumunda, tüzük ve yönetmelikler, ABD yasaları, kuralları ve düzenlemeleri hükmedicidir
EN In the event of any conflict between US and foreign laws, rules and regulations, US laws, rules and regulations shall govern
TR Artık yabancı izleyiciler videonuzu kendi dillerinde izleyip takdir edebilir ve yalnızca ana dil konuşuru çevirmen ve ses sanatçıları kullandığımızdan, her detayı kolay ve doğal bir şekilde yakalayabilir.
EN Now foreign audiences will be able to view and appreciate your video in their native language, catching every detail easily and naturally, as we only use native-speaking translators and voice talent.
TR Almanya merkezli bir şirket olan Deichmann, dünyanın önde gelen ayakkabı perakendecilerinden ve uluslararası tanınmış bir marka olarak 24 ülkede 3.700'den fazla mağaza işletiyor
EN Deichmann, a Germany-based company, is one of the world’s leading shoe retailers and an internationally well-known brand; operating more than 3,700 stores in 24 countries
turco | inglês |
---|---|
şirket | company |
olan | is |
tanınmış | known |
marka | brand |
TR Siparişi bir tüketici olarak oluşturduysanız ve sipariş emriniz sırasında başka bir ülkede ikamet etmişseniz, bu ülkenin zorunlu yasal düzenlemelerinin uygulanması ceza 1'deki kanun seçiminden etkilenmeyecektir.
EN If you place an order as a consumer and at the time of your order your normal place of residence is in another country, the application of the compulsory legal regulations of that country remains unaffected by the choice of legal system in clause 1.
turco | inglês |
---|---|
tüketici | consumer |
başka | another |
ülkede | country |
yasal | legal |
TR 15 partner ülkede bulunan Yeşil İnovasyon Merkezleri, SEWOH çerçevesinde tarımsal inovasyonları hızlandırıyor ve tohum, gübre ve suyun verimli kullanılması alanlarındaki bilgileri bir ağ içinde bir araya getiriyorlar
EN Under SEWOH, green innovation centres in 15 partner countries are driving agricultural innovations forward and networking knowledge on seeds and the efficient use of fertilizers and water
turco | inglês |
---|---|
partner | partner |
yeşil | green |
merkezleri | centres |
tarımsal | agricultural |
verimli | efficient |
kullanılması | use |
bilgileri | knowledge |
TR “Avrupa başka bir ülkede öğrenim görmemizi ve çalışmamızı kolay bir şey haline getiriyor.“
EN “Europe makes it easy for us to study and work in another country.”
turco | inglês |
---|---|
avrupa | europe |
başka | another |
ülkede | country |
kolay | easy |
TR Uluslararası bir işletme yürütüyorsanız ve tamamen farklı bir ülkede faaliyet gösteriyorsanız, sitenizi ilgili ccTLD'ye kaydederek o ülkenin yerel pazarını kolayca hedefleyebilirsiniz
EN If you run an international business and operate in a completely different country, you can easily target the local market of that country by registering your site in the relevant ccTLD
TR Sonuçta, dilini ve kurallarını henüz iyi bilmediğiniz yeni bir ülkede kendi işinizi kurmak da özel bir zorluktur
EN After all, being self-employed in a new country whose language and rules you are not yet familiar with is a particular challenge
TR Ülkeler yabancı ve muhalif web sitelerine erişimi engelliyor, özel şirketler coğrafyaya göre erişimi kısıtlıyor, yöneticiler uygunsuz kullanıcıların IP'lerini yasaklıyor
EN Countries block access to foreign and opposition websites, private companies limit access to content by geography, administrators ban IPs of inappropriate users
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
erişimi | access |
özel | private |
şirketler | companies |
uygunsuz | inappropriate |
göre | by |
ın | of |
TR Yaz ayları Aphrodisias Müzesi ve Ören yerine gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerle oldukça canlılık kazanır.
EN In the summer months, the Aphrodisias Museum and the ruins of the local and foreign visitors to the ruins is quite vital.
turco | inglês |
---|---|
yaz | summer |
aphrodisias | aphrodisias |
müzesi | museum |
yerli | local |
oldukça | quite |
TR İlçeye 13 km mesafede Geyre Beldesinde bulunan Afrodisas Örenyeri ve Müzesi, Türkiye?nin ve dünyanın sayılı müzelerinden ve örenyerlerinden biri olup yılda yaklaşık 200.000 yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir
EN District 13 km from Geyre Afrodisas ruins and the museum located in the town of Turkey and is one of the world?s leading museums and ruins are visited annually by about 200,000 domestic and foreign tourists
turco | inglês |
---|---|
km | km |
müzesi | museum |
türkiye | turkey |
yılda | annually |
ziyaret | visited |
TR Müze ve Örenyerlerine 2008 yılında toplam 159.367 yerli ve yabancı turist ziyarette bulunmuş ve 187.546,00 YTL gelir elde edilmiştir
EN In 2008, 159.367 local and foreign tourists visited the museums and the ruins and a revenue of 187.546,00 YTL was obtained
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
yerli | local |
gelir | revenue |
yılında | in |
TR Günümüzde IP engellemeleri oldukça yaygın hale gelmiştir. Ülkeler yabancı ve muhalif web sitelerine erişimi engelliyor, özel şirketler coğrafyaya göre erişimi kısıtlıyor, yöneticiler uygunsuz kullanıcıların IP'lerini yasaklıyor.
EN Nowadays IP blockings has become quite common. Countries block access to foreign and opposition websites, private companies limit access to content by geography, administrators ban IPs of inappropriate users.
turco | inglês |
---|---|
oldukça | quite |
yaygın | common |
ve | and |
erişimi | access |
özel | private |
şirketler | companies |
uygunsuz | inappropriate |
göre | by |
ın | of |
TR Kazalar kaçınılmazdır; silindir rotları sallanan zincirlerden ve düşen veya yüzen yabancı maddelerden etkilenebilir
EN Accidents happen and cylinder rods can be affected by swinging chains and falling or floating debris
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
veya | or |
TR Sonix, aşağıdakileri içeren uluslararası araştırma yapan araştırmacılar için harika olan yirmiden fazla yabancı dili transkribe eder:
EN Sonix transcribes over twenty foreign languages which is great for researchers that are doing international research including:
turco | inglês |
---|---|
sonix | sonix |
içeren | including |
uluslararası | international |
araştırma | research |
araştırmacılar | researchers |
harika | great |
TR Müvekkillerimizin çoğunluğu yerli, yabancı veya çok uluslu ticari, sanayi ve finans kuruluşlarıdır
EN Our primary guiding principles are universal and national ethical values, independence of the legal practice and the indivisibility of legal science and legal practice
turco | inglês |
---|---|
çok | are |
ve | and |
TR Yabancı Yatırımlar ve İş Yapılanmaları
EN Venture Capital and Private Equity
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Desteğiniz uluslararası hale geliyor! Crisp, yabancı dil kullanıcıları ile devam eden konuşmalarınızı ileri geri çevirir. Örneğin konuşun. İngilizce ve sohbet örneğin. İtalyan.
EN Your support becomes international! Crisp translates your ongoing conversations with foreign language users back and forth. Speak eg. in English and chat in eg. Italian.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
crisp | crisp |
dil | language |
kullanıcıları | users |
geri | back |
sohbet | chat |
TR Alman iş piyasası iyi eğitimli adaylara çok iyi fırsatlar sunuyor. Almanya’da en çok ihtiyaç duyulan on meslek grubu ve yabancı adaylar için öneriler.
EN Innovative, international, globally networked: five success factors of German universities.
TR Almanya’da yüksek öğrenimine başlarken akıllarda pek çok soru oluyor. Yabancı öğrenciler kendi deneyimlerini paylaşıyor.
EN Many questions arise when you begin studying in Germany. International students pass on their advice.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
öğrenciler | students |
TR Yabancı Tedarikçi Doğrulama Programı
EN Foreign Supplier Verification Program
turco | inglês |
---|---|
tedarikçi | supplier |
doğrulama | verification |
programı | program |
TR †Tüm ithalatçılar 30.05.17 tarihine kadar VEYA yabancı tedarikçileri FSMA uyum sürelerine ulaştıktan 6 ay sonra (hangisi daha geç ise) FSVP gerekliliklerine uymalıdır
EN ?All importers must comply with FSVP requirements by 5-30-17 OR 6 months after their foreign suppliers? reach their FSMA compliance deadlines, whichever is later
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
veya | or |
uyum | compliance |
TR "Çok küçük ithalatçılar" ve "çok küçük yabancı tedarikçilerden gıda ithalatı yapan kişiler" değiştirilmiş gerekliliklere tabidir.
EN ?Very small importers? and ?importers of food from very small foreign suppliers? are subject to modified requirements.
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
gıda | food |
tabidir | subject to |
TR Pembe saçlı tatlım yutmak sporcu yabancı, müstehcen yarık Siktir et ve yüz içinde bu öğretmek
EN India summer andremy lacroix soaked cookie licks
Mostrando 50 de 50 traduções