TR Bu tür durumlarda, bu kısıtlamaları ortaya koyuyor ve çözüm önerilerimizi kullanıcıya sunarak vereceği karar doğrultusunda proje çalışmalarını ilerletiyoruz.
"vereceği karar doğrultusunda" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
karar | be choose decide decision decision making decision-making decisions get take which you decide |
doğrultusunda | in line in line with |
TR Bu tür durumlarda, bu kısıtlamaları ortaya koyuyor ve çözüm önerilerimizi kullanıcıya sunarak vereceği karar doğrultusunda proje çalışmalarını ilerletiyoruz.
EN In such cases, we reveal these restrictions and propose potential solutions to the user, and continue the project in line with their decisions.
turco | inglês |
---|---|
durumlarda | cases |
kısıtlamaları | restrictions |
ve | and |
çözüm | solutions |
karar | decisions |
doğrultusunda | in line with |
proje | project |
TR Tablo veri şablonları sadece hızlı değil, aynı zamanda geçerli W3C'dir, bu da arama motorlarının sitenize rakiplerinizden daha fazla değer vereceği anlamına gelir
EN Table data templates are not only fast, but also valid W3C, which means that search engines will value your site more than your competitors
turco | inglês |
---|---|
tablo | table |
veri | data |
şablonları | templates |
sadece | only |
hızlı | fast |
değil | not |
geçerli | valid |
arama | search |
değer | value |
gelir | will |
motorları | engines |
TR Grevlerin ekonomiye vereceği zararın mümkün olduğunca önüne geçmek için genelde önce bir gönüllü uzlaşma süreci vardır
EN To avert the economic damage caused by strikes as far as possible, a voluntary arbitration process frequently takes place beforehand
turco | inglês |
---|---|
mümkün | possible |
gönüllü | voluntary |
süreci | process |
TR Paula Hofmann oyunu kime ve hangi partiye vereceği konusundaki kararını vermek için Pia Dietz’in başvurduğu yöntemlere başvurmuş. Pia gibi Paula da kimi seçeceğini biliyor.
EN Paula Hofmann has based her decision on similar information sources to those used by Pia Dietz. And she too knows who she will be voting for on 26 September.
TR Telif haklarının, müseccel haklarının ihlalinden veya ilgili gönderinizin yol açabileceği başka bir zararın vereceği her türlü hasardan tek başınıza yükümlü olacaksınız
EN You shall be solely liable for any damage resulting from any infringement of copyrights, proprietary rights, or any other harm resulting from such a submission
TR Alman milletvekillerinin, mecliste oy kullanırken, ait oldukları partinin meclis grubunda konuyla ilgili alınmış olan karar doğrultusunda oy kullanma zorunluluğu bulunmuyor
EN An obligatory party whip that compels Bundestag members to vote in accordance with an earlier resolution of their party group is not allowed in Germany
turco | inglês |
---|---|
alman | germany |
oy | vote |
olan | is |
TR Web Siteleri ve Hizmetlerin içeriği tavsiye niteliğinde değildir ve herhangi bir karar verirken veya karar vermekten kaçınırken bunlara güvenilmemelidir.
EN The contents of the Web Sites and Services do not constitute advice and should not be relied upon in making or refraining from making, any decision.
turco | inglês |
---|---|
hizmetlerin | services |
tavsiye | advice |
karar | decision |
TR Doğu-batı doğrultusunda 200 metrelik mesafede sütunlu bir girişi vardır ve ion tarzındaki iki uzun portikodan oluşur
EN It has been assumed that the north portico’s building of two long portico had been started early from the south portico
turco | inglês |
---|---|
vardır | has |
uzun | long |
TR Sitemdeki hataları SEO denetleyicisinin önerileri doğrultusunda düzeltiyorum. Bu tür değişikliklerin, trafik miktarına ve SERP'deki site konumları üzerindeki etkisini nasıl değerlendirebilirim?
EN I fix the errors on my site according to the recommendations of your SEO tester. How can I assess the impact of such changes on the amount of traffic and on the site positions in SERP?
turco | inglês |
---|---|
hataları | errors |
seo | seo |
değişikliklerin | changes |
trafik | traffic |
serp | serp |
deki | in |
site | site |
üzerindeki | on |
etkisini | impact |
TR Birinin adil oynamadığını düşündüğümüzde, kurallar doğrultusunda söz konusu kullanıcıyı tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yasaklama hakkına sahibiz
EN If we believe someone isn’t playing fairly and within the spirit of the guidelines then we’re entitled to ban that user at our sole discretion
TR Logonuz ve site ikonlarınızı özgürce, herhangi bir ticari veya kişisel amaç doğrultusunda kullanabilmeniz için tüm telif haklarını elde edeceksiniz.
EN You get all the copyrights for your logo and favicons to freely use them for any commercial or personal purposes.
turco | inglês |
---|---|
logonuz | your logo |
özgürce | freely |
ticari | commercial |
telif | copyrights |
elde | get |
TR Önerilen değişiklikler doğrultusunda sözleşmenin/projenin revize edilmiş bütçesi,
EN Revised budget of the contract/project in line with proposed changes,
turco | inglês |
---|---|
değişiklikler | changes |
doğrultusunda | in line with |
projenin | project |
TR Türkiye'deki yerel STÖ’lerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilen ve #birliktedeğiştiriyoruz…
EN We organized CSO Management Training in Ankara and Antalya to contribute to the development of the…
turco | inglês |
---|---|
deki | in |
ve | and |
TR Yayınlanan bu görüntülere, AWS Lambda tarafından yönetilen çalışma zamanlarında yapılan güncellemeler doğrultusunda düzeltme eki ve güncelleme uygulanacaktır
EN These published images will be patched and updated along with updates to the AWS Lambda managed runtimes
turco | inglês |
---|---|
yayınlanan | published |
aws | aws |
lambda | lambda |
yönetilen | managed |
güncellemeler | updates |
TR Müşteriler AWS tarafından temin edilen ve yine AWS tarafından güvenlik ve hata düzeltmeleri doğrultusunda mevcut olan en son düzeltme ekleri uygulanarak düzenli bir şekilde güncellenen temel görüntülerden yararlanabilir.
EN Customers can leverage the AWS provided base images which are regularly updated by AWS for security and bug fixes, using the most recent patches available.
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
aws | aws |
güvenlik | security |
hata | bug |
en | most |
son | recent |
temel | base |
TR Lambda, en iyi güvenlik uygulamaları doğrultusunda en düşük ayrıcalıklı izinlere sahip bir varsayılan Linux kullanıcısı tanımlar
EN Lambda defines a default Linux user with least-privileged permissions that follows security best practices
turco | inglês |
---|---|
lambda | lambda |
güvenlik | security |
ayrıcalıklı | privileged |
sahip | that |
varsayılan | default |
linux | linux |
kullanıcısı | user |
TR Bu AI modeli, belirli temalar doğrultusunda görüntüleri gruplara ayırıyor
EN This AI model groups images together based on certain themes
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
modeli | model |
belirli | certain |
temalar | themes |
görüntüleri | images |
TR Web siteniz için en doğru platform seçilir ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda gerekli güncellemeler yapılır.
EN The most accurate platform for your website is selected and the necessary updates are made according to your needs.
turco | inglês |
---|---|
web | website |
siteniz | your website |
en | most |
platform | platform |
gerekli | necessary |
güncellemeler | updates |
ihtiyaçları | needs |
TR Bu çerezler güvenlik ve doğrulama gibi amaçlar için kullanılmakta olup, herhangi bir pazarlama amacı doğrultusunda kullanılmaz.
EN These cookies are used for security and verification purposes and are not used for any marketing purposes.
turco | inglês |
---|---|
çerezler | cookies |
güvenlik | security |
doğrulama | verification |
pazarlama | marketing |
TR SG Clean sertifikalı bir işletme olarak, misafirlerimizin güvenliğini ve sağlığını korumak için gerekli tedbirlerin tümünü aldık ve küresel ve yerel sağlık tavsiyeleri doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yapmaya devam ediyoruz.
EN As an SG Clean certified establishment, we have vigilantly introduced measures to enhance the safety and well-being of our guests and are continuously adapting in line with global and local health advisories.
turco | inglês |
---|---|
sertifikalı | certified |
küresel | global |
yerel | local |
doğrultusunda | in line with |
TR Fraunhofer Malzeme Dönüşüm Döngüsü ve Kaynak Stratejileri Enstitüsü IWKS ve IRED Geri Dönüşüm, Ekoloji, Tasarım Enstitüsü bu hedef doğrultusunda çalışıyorlar
EN This is what the Fraunhofer Research Institution for Materials Recycling and Resource Strategies IWKS and the IRED Institute for Recycling, Ecology & Design are working on
turco | inglês |
---|---|
malzeme | materials |
ve | and |
kaynak | resource |
stratejileri | strategies |
enstitüsü | institute |
tasarım | design |
bu | this |
TR Almanya’da on üniversite ve bir üniversite ittifakı 2016 yılında Federal Yönetim ve eyaletlerce belirlenen mükemmeliyet stratejisi doğrultusunda 2019’dan sonrasının “mükemmeliyet üniversiteleri” olarak seçildi
EN ten universities and one university consortium in Germany were honoured by the Federal Government and the German states in 2019 as part of the Excellence Strategy adopted in 2016
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
stratejisi | strategy |
TR Hasta ve refakatçilerinin isteği doğrultusunda tedavi öncesi veya sonrası şehir turları, alışveriş turları sosyal aktiviteler organize edilir.
EN At requests of the patient; city tours, shopping tours, and social activities will be organized before or after the treatment by our planning team.
turco | inglês |
---|---|
hasta | patient |
ve | and |
tedavi | treatment |
veya | or |
şehir | city |
alışveriş | shopping |
sosyal | social |
organize | organized |
TR Kooperatifler temel olarak, gönüllü kişilerin bir araya gelerek, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda birlikte çalıştıkları işletmelerdir ve kooperatifçiliğin 7 evrensel ilkesi bulunmaktadır.
EN The cooperative is an enterprise where volunteers come together and work together in line with economic, social, and cultural needs, and there are 7 universal principles of cooperatives.
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
sosyal | social |
kültürel | cultural |
doğrultusunda | in line with |
evrensel | universal |
TR Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır
EN In the statement, "An inclusive consultation process should be initiated to review the changes to be made in both the Law on Associations and the Law on Aid Collection, in line with the 11th Plan decisions
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
toplama | collection |
plan | plan |
doğrultusunda | in line with |
kapsayıcı | inclusive |
süreci | process |
TR 12.7. Ulusal politikalar ve öncelikler doğrultusunda sürdürülebilir olan kamu ihalesi uygulamalarının desteklenmesi
EN 12.7. Promote public procurement practices that are sustainable, in accordance with national policies and priorities
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
politikalar | policies |
ve | and |
sürdürülebilir | sustainable |
olan | are |
kamu | public |
TR Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030 doğrultusunda yerel afet risk azaltma stratejilerini benimseyen ve uygulayan yerel yönetimlerin oranı 11.b.2
EN Proportion of local governments that adopt and implement local disaster risk reduction strategies in line with the Sendai Framework for Disaster Risk Reduction 2015-2030 11.b.2
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
risk | risk |
azaltma | reduction |
doğrultusunda | in line with |
yerel | local |
ve | and |
TR Resmi İstatistik Temel İlkeleri doğrultusunda hedefe uygun tam ayrıştırma ile ulusal düzeyde üretilen sürdürülebilir kalkınma göstergelerinin oranı 17.18.2
EN Proportion of sustainable development indicators produced at the national level with full disaggregation when relevant to the target, in accordance with the Fundamental Principles of Official Statistics 17.18.2
turco | inglês |
---|---|
resmi | official |
temel | fundamental |
tam | full |
düzeyde | level |
üretilen | produced |
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
TR Yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluklarımızı da göz ardı etmeden, ekosisteme saygılı üretim yöntemlerini benimseyerek ve doğa için değer yaratarak sürdürülebilirlik ilkelerimiz doğrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz
EN We continue to carry out our operations in line with our sustainability principles by considering our responsibilities towards our world, adopting production methods that respect ecosystems, and creating value for the environment
turco | inglês |
---|---|
üretim | production |
değer | value |
sürdürülebilirlik | sustainability |
doğrultusunda | in line with |
TR Güvenilirlik, doğruluk, çalışkanlık ve yenilikçilik ilkelerimiz doğrultusunda tüm dünyanın içinden geçtiği bu güç dönemde de yönümüzü bulmakta zorlanmadık
EN Since we followed our principles of reliability, honesty, diligence, and innovativeness, we did not have any difficulty in finding our way during these difficult times for the whole world
turco | inglês |
---|---|
güvenilirlik | reliability |
ve | and |
dünyanın | world |
ın | of |
TR Raporlarda, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda Kibar Holding’in gösterdiği performansa yer verilmektedir.
EN The reports include Kibar Holding’s performance in accordance with the United Nations Sustainable Development Goals.
turco | inglês |
---|---|
milletler | nations |
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
holding | holding |
TR Kibar Holding, sanata destek olma ve çocukları sanata teşvik etme vizyonu doğrultusunda gerçekleştirdiği ve artık geleneksel hale gelen 23 Nisan Resim Yarışması’nın bu yıl 3.sünü düzenledi.
EN Kibar Holding organized the 3rd of its traditional April 23 Painting Contest in line with its vision of supporting art and encouraging children to perform art.
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
destek | supporting |
ve | and |
vizyonu | vision |
doğrultusunda | in line with |
geleneksel | traditional |
nisan | april |
TR Koleksiyonunuzu bu müşterilerin ve sosyal medyanın talepleri doğrultusunda güncel ve taze tutma gereksiniminiz, işin sürekliliğini sağlamak açısından hayati önem taşır.
EN The need for you to keep an updated and fresh collection as per these consumer and social media demands is critical to ensure business continuity.
turco | inglês |
---|---|
taze | fresh |
TR Bu gizlilik politikasında belirtilen amaçlar doğrultusunda bizim için hareket eden SEGA grubu şirketleri (yani, bağlı şirketlerimiz, esas holding şirketimiz ve onun bağlı şirketleri ve yan kuruluşları).
EN Companies within the SEGA group (which means our subsidiaries, our ultimate holding company and its subsidiaries and affiliates) who act for us for the purposes set out in this privacy policy.
turco | inglês |
---|---|
şirketleri | companies |
holding | holding |
TR İşimiz için veya yasal amaçlar doğrultusunda kişisel verilere artık ihtiyaç olmadığı noktada bu bilgileri imha etmek veya daimi şekilde tanımlanabilir kimlik bilgilerini kaldırmak üzere uygun önlemleri alacağız.
EN We will take appropriate steps to seek to destroy or permanently de-identify personal data at the point this information is no longer needed by us for our business or legal purposes.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
yasal | legal |
artık | no longer |
ihtiyaç | needed |
noktada | point |
uygun | appropriate |
TR Kendi takdir yetkimiz doğrultusunda bu şartları zaman zaman değiştirme hakkımızı saklıdır.
EN We reserve the right to modify these terms from time to time at our sole discretion.
turco | inglês |
---|---|
şartları | terms |
zaman | time |
TR Daha iyi bir dünyanın yalnızca ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelen toplulukların çalışmalarıyla yaratılabileceğine inanıyoruz.
EN We believe a better world evolves through the combined accomplishments of creative, committed, and compassionate individuals focused on a common purpose.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
ortak | common |
amaç | purpose |
inanıyoruz | we believe |
TR Doğu-batı doğrultusunda 200 metrelik mesafede sütunlu bir girişi vardır ve ion tarzındaki iki uzun portikodan oluşur
EN It has been assumed that the north portico’s building of two long portico had been started early from the south portico
turco | inglês |
---|---|
vardır | has |
uzun | long |
TR Yayınlanan bu görüntülere, AWS Lambda tarafından yönetilen çalışma zamanlarında yapılan güncellemeler doğrultusunda düzeltme eki ve güncelleme uygulanacaktır
EN These published images will be patched and updated along with updates to the AWS Lambda managed runtimes
turco | inglês |
---|---|
yayınlanan | published |
aws | aws |
lambda | lambda |
yönetilen | managed |
güncellemeler | updates |
TR Müşteriler AWS tarafından temin edilen ve yine AWS tarafından güvenlik ve hata düzeltmeleri doğrultusunda mevcut olan en son düzeltme ekleri uygulanarak düzenli bir şekilde güncellenen temel görüntülerden yararlanabilir.
EN Customers can leverage the AWS provided base images which are regularly updated by AWS for security and bug fixes, using the most recent patches available.
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
aws | aws |
güvenlik | security |
hata | bug |
en | most |
son | recent |
temel | base |
TR Lambda, en iyi güvenlik uygulamaları doğrultusunda en düşük ayrıcalıklı izinlere sahip bir varsayılan Linux kullanıcısı tanımlar
EN Lambda defines a default Linux user with least-privileged permissions that follows security best practices
turco | inglês |
---|---|
lambda | lambda |
güvenlik | security |
ayrıcalıklı | privileged |
sahip | that |
varsayılan | default |
linux | linux |
kullanıcısı | user |
TR Müşteri olarak, müşteri içeriğinizin depolandığı AWS Bölgelerini seçersiniz, böylece coğrafi gereksinimleriniz doğrultusunda seçtiğiniz konumlarda AWS hizmetlerini dağıtmanıza olanak sağlanır
EN As a customer, you choose the AWS Region(s) in which your customer content is stored, allowing you to deploy AWS services in the location(s) of your choice, in accordance with your specific geographic requirements
turco | inglês |
---|---|
müşteri | customer |
aws | aws |
coğrafi | geographic |
seçtiğiniz | you choose |
hizmetlerini | services |
TR Web siteniz için en doğru platform seçilir ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda gerekli güncellemeler yapılır.
EN The most accurate platform for your website is selected and the necessary updates are made according to your needs.
turco | inglês |
---|---|
web | website |
siteniz | your website |
en | most |
platform | platform |
gerekli | necessary |
güncellemeler | updates |
ihtiyaçları | needs |
TR Bu çerezler güvenlik ve doğrulama gibi amaçlar için kullanılmakta olup, herhangi bir pazarlama amacı doğrultusunda kullanılmaz.
EN These cookies are used for security and verification purposes and are not used for any marketing purposes.
turco | inglês |
---|---|
çerezler | cookies |
güvenlik | security |
doğrulama | verification |
pazarlama | marketing |
TR Bu fırsatın amaçları doğrultusunda, bir konaklama ALL üyeleri tarafından bir veya birden fazla oda için yapılan bir (1) rezervasyon anlamına gelir
EN For the purposes of this offer, a stay is understood to be one (1) booking by members of ALL for one or several rooms
turco | inglês |
---|---|
konaklama | stay |
all | all |
üyeleri | members |
veya | or |
oda | rooms |
rezervasyon | booking |
TR Önerilen değişiklikler doğrultusunda sözleşmenin/projenin revize edilmiş bütçesi,
EN Revised budget of the contract/project in line with proposed changes,
turco | inglês |
---|---|
değişiklikler | changes |
doğrultusunda | in line with |
projenin | project |
TR Proje kapsamında elde edilen verilerin analizi ve ulaşılan bulgular doğrultusunda Türkiye'de yerel medyanın güncel durumunu ve demografik profilini ortaya koyan "Yerel Medya Veri Tabanı Araştırma Raporu" oluşturuldu.
EN In line with the analysis of the data obtained within the scope of the project and the findings, "Local Media Data Base Research Report" was created, which reveals the current status and demographic profile of the local media in Turkey.
turco | inglês |
---|---|
proje | project |
ve | and |
doğrultusunda | in line with |
türkiye | turkey |
yerel | local |
güncel | current |
durumunu | status |
profilini | profile |
medya | media |
tabanı | base |
ın | of |
TR Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır
EN In the statement, "An inclusive consultation process should be initiated to review the changes to be made in both the Law on Associations and the Law on Aid Collection, in line with the 11th Plan decisions
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
toplama | collection |
plan | plan |
doğrultusunda | in line with |
kapsayıcı | inclusive |
süreci | process |
TR Müşteri OdaklılıkMüşteriyi merkeze alan hizmet anlayışı doğrultusunda her daim onların beklentilerini karşılamak ve sunulan kaliteli hizmeti, taahhüt edilen zamanda müşteriyle buluşturmak kurum kültürü olarak benimsenmektedir.
EN Customer OrientationIn the direction of customer-centered service concept, meeting always customers' expectations and quality service offered with customers on time are adopted as a corporate culture.
turco | inglês |
---|---|
sunulan | offered |
kaliteli | quality |
zamanda | time |
kurum | corporate |
TR Bu hedef doğrultusunda yukarıda bulunan emniyet ilkelerini beyan ve taahhüt ederiz.
EN In line with our aim, we declare and undertake the above-mentioned safety principles.
turco | inglês |
---|---|
doğrultusunda | in line with |
emniyet | safety |
Mostrando 50 de 50 traduções