TR Almanya uluslararası düzeyde çok cazip bir bilim ülkesi ve uluslararası değişim ilişkilerinden yarar sağlıyor.
"uluslararası düzeyde çok" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Almanya uluslararası düzeyde çok cazip bir bilim ülkesi ve uluslararası değişim ilişkilerinden yarar sağlıyor.
EN Germany is highly attractive as an international location for science and benefits from international exchange activities.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
uluslararası | international |
bilim | science |
değişim | exchange |
TR Hangi uluslararası hedefler güdüyorsunuz? Bizim uzmanlarımızla ormancıların işbirliği uluslararası düzeyde çok ilgi görüyor
EN Which international objectives are you pursuing? People all over the world are very keen to collaborate with our experts and the German forestry sector
turco | inglês |
---|---|
işbirliği | collaborate |
TR Uluslararası düzeyde Almanya önemli bir ekonomik güç. Peki, bu gücün kaynağı ne? Uluslararası karşılaştırmalardaki konumu nasıl?
EN Germany is a major economic power. What is the source of this strength? And how does Germany fare in international comparisons?
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
almanya | germany |
önemli | major |
ekonomik | economic |
bu | this |
kaynağı | source |
TR Uluslararası düzeyde Almanya önemli bir ekonomik güç. Peki, bu gücün kaynağı ne? Uluslararası karşılaştırmalardaki konumu nasıl?
EN Germany is a major economic power. What is the source of this strength? And how does Germany fare in international comparisons?
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
almanya | germany |
önemli | major |
ekonomik | economic |
bu | this |
kaynağı | source |
TR Almanya uluslararası iklim hedeflerine ulaşılmasında nasıl bir rol oynuyor? Almanya’daki ve AB’deki enerjide dönüşüm programı kısmen uluslararası düzeyde öncü örnek olabilir
EN Which role does Germany play in achieving the international climate objectives? The energy transition in Germany and the EU can, at least partially, act as an international model
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
uluslararası | international |
iklim | climate |
rol | role |
ab | eu |
olabilir | can |
TR Sistemimizin% 100 güvenli olduğunu iddia edemeyiz - hiç kimse bu düzeyde bir güvenlik sunamaz - ancak size mümkün olan en yüksek düzeyde koruma sunmak için çok çalışıyoruz.
EN We cannot claim that our system is 100% secure - no one can offer that level of security - but we work hard to offer you the highest level of protection possible.
turco | inglês |
---|---|
düzeyde | level |
TR Konuyla ilgili olarak küresel düzeyde geçerli yönetmelikler ve bunların ulusal düzeyde uygulanmasını sağlayacak ulusal düzenlemelere ihtiyacımız olacak
EN We will need global guidelines and national implementation rules
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
ulusal | national |
olacak | will |
TR Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (?UNCITRAL?), yayınladığı metinler ile uluslararası ticaretle ilgili kuralların birbiri ile uyumlu hale getirilmesi ve modernizasyonunda çok önemli bir rol oynamaktadır
EN Artificial intelligence (“AI”) technology and its applications across various sectors of the economy are growing exponentially
TR Buna; uluslararası işbirliği, Çevre Bakanlığı’nın uluslararası iklim koruma girişimi ve kalkınma bankaları aracılığıyla para kaynaklarının hizmete sunulduğu çok sayıda program ekleniyor.
EN In addition, there are many programmes that provide funds through international cooperation, the International Climate Initiative (IKI) of the Federal Ministry for the Environment and development banks.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
kalkınma | development |
TR Vegan Derneği Türkiye, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan 15 kızıl geyiğin “av…
EN If we look back at the 20th century, based on Hannah Arendt's thoughts on totalitarianism, one of…
TR RapidSSL, uluslararası düzeyde tanınan bir markaya sahip, son derece güvenilir ve uzun süredir devam eden bir CA olan GeoTrust'ın bir yan kuruluşudur
EN RapidSSL, is a subsidiary of GeoTrust, a highly reliable and long standing CA with an internationally recognized brand
turco | inglês |
---|---|
rapidssl | rapidssl |
uluslararası | internationally |
güvenilir | reliable |
uzun | long |
ca | ca |
geotrust | geotrust |
TR Almanya iklimin korunmasında ve yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasında uluslararası düzeyde bir öncü.
EN Internationally, Germany leads the way in climate protection and is a pioneer in the development of renewable energies.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
yenilenebilir | renewable |
uluslararası | internationally |
TR Bu nedenle sağlık konusu, global health başlığı altında uluslararası düzeyde düşünülmeli ve ortak hareket etme tutumu güçlendirilmeli.
EN This is why a new global health approach aims to consider the issue on an international level and encourage joint activities.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
nedenle | why |
düzeyde | level |
ve | and |
ortak | joint |
TR Vegan Derneği Türkiye, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan 15 kızıl geyiğin “av turizmi” kapsamında Bolu’da 28 Şubat 2022 tarihine kadar öldürülmesini engellemek amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’na dava açtı
EN Vegan Association Turkey filed a lawsuit against the Ministry of Agriculture and Forestry to prevent the killing of 15 red deer, which are under national and international protection, in Bolu until February 28, 2022, within the scope of "hunting tourism"
turco | inglês |
---|---|
derneği | association |
türkiye | turkey |
ulusal | national |
uluslararası | international |
koruma | protection |
altında | under |
olan | are |
engellemek | prevent |
tarım | agriculture |
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
turco | inglês |
---|---|
a | a |
önlemek | prevent |
mücadele | combat |
düzeyde | levels |
kapasite | capacity |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
kurumların | institutions |
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
TR RapidSSL, uluslararası düzeyde tanınan bir markaya sahip, son derece güvenilir ve uzun süredir devam eden bir CA olan GeoTrust'ın bir yan kuruluşudur
EN RapidSSL, is a subsidiary of GeoTrust, a highly reliable and long standing CA with an internationally recognized brand
turco | inglês |
---|---|
rapidssl | rapidssl |
uluslararası | internationally |
güvenilir | reliable |
uzun | long |
ca | ca |
geotrust | geotrust |
TR Güvenilir bir tedarikçi olarak, sürekli gelişme ve iyileştirme odaklı bir yaklaşım ile tüm süreçlerdeki verimliliğin uluslararası düzeyde rekabet edebilecek seviyeye yükseltilmesini ve mutlak müşteri memnuniyetini sağlamaktır.
EN As a reliable supplier, it is to increase the efficiency of all processes to a level that is competitive internationally with an approach focused on continuous development and improvement and to ensure absolute customer satisfaction.
turco | inglês |
---|---|
güvenilir | reliable |
tedarikçi | supplier |
sürekli | continuous |
gelişme | development |
odaklı | focused |
yaklaşım | approach |
uluslararası | internationally |
müşteri | customer |
memnuniyetini | satisfaction |
TR Bu nedenle sağlık konusu, global health başlığı altında uluslararası düzeyde düşünülmeli ve ortak hareket etme tutumu güçlendirilmeli.
EN This is why a new global health approach aims to consider the issue on an international level and encourage joint activities.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
nedenle | why |
düzeyde | level |
ve | and |
ortak | joint |
TR Almanya iklimin korunmasında ve yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasında uluslararası düzeyde bir öncü. Nükleer enerjiye veda süreci başlamış durumda.
EN Internationally, Germany leads the way in climate protection and is a pioneer in the development of renewable energies. The exit from nuclear power is already under way.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
yenilenebilir | renewable |
uluslararası | internationally |
nükleer | nuclear |
TR Uluslararası düzeyde 183 taraf (tüm devletlerin yaklaşık yüzde 95’i) sözleşmeye katılmış durumda.
EN Up to now, 183 parties (around 95 per cent of all states) have signed the convention.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
yüzde | per cent |
TR Almanya’dan alınmış bir meslek eğitimi diplomasıyla uluslararası düzeyde en iyi kariyer imkanı elde edersiniz.
EN With a German vocational training, you have best international career opportunities.
turco | inglês |
---|---|
almanya | german |
uluslararası | international |
kariyer | career |
TR Üstelik Aachen, iş ve kariyer, iş güvencesi ve iş-yaşam dengesi gibi unsurları içeren “kentte çalışma” kategorisinde uluslararası düzeyde birinci sırayı alıyor
EN In the “Working in the city” category, which covers jobs and careers, job security and work-life balance, Aachen actually came absolutely top worldwide
turco | inglês |
---|---|
kariyer | careers |
dengesi | balance |
uluslararası | worldwide |
TR Expat’lar finans metropolü Frankfurt’a iş güvencesi ve ücret düzeyi konusunda uluslararası düzeyde ikincilik verdiler
EN Frankfurt, Germany’s financial hub, is ranked second internationally by its expats for its job security and high salaries
turco | inglês |
---|---|
lar | s |
finans | financial |
frankfurt | frankfurt |
ve | and |
konusunda | for |
uluslararası | internationally |
TR Tıp eğitiminin ardından Hamburg’da uluslararası düzeyde bir üne sahip olan Bernhard Nocht Tropikal Tıp Enstitüsünde çalışmış (virolog burada 2003 yılında ilk Sars testini geliştirmiş)
EN After studying medicine, he worked in Hamburg at the internationally renowned Bernhard Nocht Institute for Tropical Medicine (where he designed the first SARS test in 2003)
turco | inglês |
---|---|
tıp | medicine |
hamburg | hamburg |
uluslararası | internationally |
testini | test |
TR Bu ona uluslararası düzeyde büyük saygınlık kazandırdı.
EN That brought him great international recognition.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
büyük | great |
TR OECD, bu ekonomik önlemleri, krizin üstesinden gelmek için uluslararası düzeyde başarılı bir politika örneği olarak takdirle andı
EN In an international comparison, the OECD has praised these economic measures as a successful policy for overcoming the crisis
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
önlemleri | measures |
uluslararası | international |
başarılı | successful |
politika | policy |
TR Almanya’nın iklim konusundaki dış politikası, iklim değişikliğinin getirdiği güvenlik risklerinin uluslararası düzeyde gündeme alınmasına katkı sağladı
EN German climate foreign policy has contributed to putting the security risks of climate change on the agenda at the international level
turco | inglês |
---|---|
almanya | german |
iklim | climate |
dış | foreign |
politikası | policy |
güvenlik | security |
uluslararası | international |
düzeyde | level |
TR Bunun anlamı şudur: Ancak 1,5 derece hedeflerine uluslararası düzeyde uyulması güvence altına alındığında, başarıya ulaşmış oluruz
EN In other words, we will only be successful when fulfilment of the 1.5-degree target has been internationally guaranteed
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | internationally |
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, Hollanda akreditasyon kurulu (RVA) ve Uluslararası Akreditasyon Hizmetleri (ASI) gibi çeşitli yerel ve uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmiştir.
EN Control Union Certifications is accredited by several local and international accreditation organisations, such as the Dutch board of accreditation (RVA) and the Accreditation Services International (ASI).
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
hizmetleri | services |
hollanda | dutch |
kurulu | board |
çeşitli | several |
akredite | accredited |
TR European Youth Foundation, uluslararası gençlik toplantılarına, toplantı dışı diğer etkinliklere, uluslararası gençlik kuruluşlarının ve ağların idari giderlerine ve pilot projelere mali destek sağlamaktadır.
EN The European Youth Foundation provides financial support to international youth meetings, other non-meeting events, administrative expenses of international youth organizations and networks, and pilot projects.
turco | inglês |
---|---|
european | european |
uluslararası | international |
gençlik | youth |
diğer | other |
ve | and |
idari | administrative |
projelere | projects |
mali | financial |
destek | support |
ın | of |
kuruluşların | organizations |
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, Hollanda akreditasyon kurulu (RVA) ve Uluslararası Akreditasyon Hizmetleri (ASI) gibi çeşitli yerel ve uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmiştir.
EN Control Union Certifications is accredited by several local and international accreditation organisations, such as the Dutch board of accreditation (RVA) and the Accreditation Services International (ASI).
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
hizmetleri | services |
hollanda | dutch |
kurulu | board |
çeşitli | several |
akredite | accredited |
TR Siyasi çalışmaları nedeniyle yarım kalan doktora tezinin konusu ise uluslararası bir boyutu da kapsıyordu: İnsani yardım ve uluslararası hukuk
EN Her dissertation, which she abandoned to pursue her political career, also had an international subject, exploring humanitarian aid and international law
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
konusu | subject |
uluslararası | international |
yardım | aid |
hukuk | law |
TR Uluslararası karşılaştırmalarda Almanya: Uluslararası organizasyonların sıralamalarında Almanya kaçıncı sıralarda buradan öğrenebilirsiniz.
EN Germany in an international comparison: Find out here where the country stands in the rankings of international organizations.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
almanya | germany |
buradan | here |
ın | of |
TR Uluslararası lisans üstü okulları uluslararası bilimsel alışverişi hedefli biçimde destekliyor. Doktora sırasında altı ay Almanya dışında araştırma yapıyorsunuz.
EN International research training groups specifically promote scholarly and scientific exchange. During your doctorate work, you conduct research abroad for six months.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
altı | six |
TR Modelimize dahil edilen alanlardan bazıları iGaming lisansı, offshore bankacılık, uluslararası ticari şirketler, uluslararası e-ticaret ve ödeme işlemedir.
EN Some of the areas that are incorporated in our model are iGaming licensing, overseas banking, international business corporations, international e-commerce, and payment processing.
turco | inglês |
---|---|
bazıları | some |
bankacılık | banking |
uluslararası | international |
ve | and |
ödeme | payment |
TR Yaklaşan bir Uluslararası Hizmet Toplantısına bir madde eklemek istiyorsanız, lütfen açılır menüden "Uluslararası Hizmet Toplantısı Sekreterleri "ni seçin. Gündem maddesini 150 kelime veya daha kısa tutmanızı tavsiye ederiz.
EN If you would like to add an item to an upcoming International Service Meeting, please select ?International Service Meeting Secretaries? from the drop-down menu. We encourage you to keep your agenda item to 150 words or less.
turco | inglês |
---|---|
yaklaşan | upcoming |
uluslararası | international |
hizmet | service |
toplantısı | meeting |
seçin | select |
gündem | agenda |
kelime | words |
veya | or |
TR Çok uluslu küresel firmalar veya uluslararası ticaret yapan markaların, faaliyet gösterdiği ülkelere ait alan adı uzantılarını alması gerek domainlerin korunması gerekse satış ve pazarlama açısından çok önemlidir
EN Multinational global corporations or international trade marks are very important in terms of sales and marketing if domain names need to be protected
turco | inglês |
---|---|
uluslu | multinational |
veya | or |
ticaret | trade |
adı | names |
gerek | need |
ve | and |
açısından | in terms of |
TR Çok uluslu küresel firmalar veya uluslararası ticaret yapan markaların, faaliyet gösterdiği ülkelere ait alan adı uzantılarını alması gerek domainlerin korunması gerekse satış ve pazarlama açısından çok önemlidir
EN Multinational global corporations or international trade marks are very important in terms of sales and marketing if domain names need to be protected
turco | inglês |
---|---|
uluslu | multinational |
veya | or |
ticaret | trade |
adı | names |
gerek | need |
ve | and |
açısından | in terms of |
TR Berlin uzun zamandır tüm dünyadan çok sayıda insanı cezbene uluslararası bir metropol olarak tanınıyor. Bunu haklı kılan pek çok sebep var:
EN For decades, Berlin has enjoyed the reputation of an international metropolis that attracts people from all over the world. And there are many good reasons for this.
turco | inglês |
---|---|
berlin | berlin |
insan | people |
TR "Çok çok plak çok çok güzel."
EN "A must-go when you’re into Vinyl and near Amsterdam. The shop has a we’re-all-music-lovers vibe. Great selection in many different genres, both new and second hand."
turco | inglês |
---|---|
güzel | great |
TR Renderforest, profesyonel düzeyde ve kişiselleştirilebilir videoları çok kısa bir sürede oluşturmanın düşük maliyetli yöntemlerinden biri
EN Renderforest is a cost-effective solution to create customized professional-grade videos in a fraction of the time
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
profesyonel | professional |
düzeyde | grade |
videoları | videos |
maliyetli | cost |
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
turco | inglês |
---|---|
günler | days |
fırsat | opportunities |
özel | special |
markalar | brands |
TR Çok iyi düzeyde Türkçe ve İngilizce bilgisine sahip
EN Very good knowledge of Turkish and English
turco | inglês |
---|---|
iyi | good |
türkçe | turkish |
ve | and |
TR Üst düzey iş kararı alıcıların %78'i, yapay zeka çıktılarının adaletinden, güvenliğinden ve güvenilirliğinden emin olmanın kendileri için çok önemli ya da kritik düzeyde önemli olduğunu belirtiyor.
EN 78% of senior business decision-makers say it is very or critically important that they can trust that their AI’s output is fair, safe, reliable.
turco | inglês |
---|---|
emin | safe |
kendileri | their |
çok | very |
önemli | important |
TR Anahtar kelimelerinizin küresel, yerel ve çok dilli düzeyde nasıl performans gösterdiğini öğrenin.
EN Learn how your keywords perform at a global, local, and multilingual level.
turco | inglês |
---|---|
anahtar | keywords |
küresel | global |
yerel | local |
düzeyde | level |
öğrenin | learn |
TR Renderforest, profesyonel düzeyde ve kişiselleştirilebilir videoları çok kısa bir sürede oluşturmanın düşük maliyetli yöntemlerinden biri
EN Renderforest is a cost-effective solution to create customized professional-grade videos in a fraction of the time
TR Hollanda ve uluslararası kitap tarihinin çeşitli yönleriyle ilgili pek çok eser vermiştir ve halihazırda Leiden'de on yedinci yüzyıldaki kitap ticaretiyle ilgili bir çalışma yapmaktadır.
EN He has published widely on various aspects of Dutch and international book history and is currently working on a study of the seventeenth-century book trade in Leiden.
turco | inglês |
---|---|
hollanda | dutch |
uluslararası | international |
kitap | book |
halihazırda | currently |
çalışma | working |
TR Dünya çapında tanınmış yüzlerce çok uluslu firmaya hizmet vermekte olan Atak Domain Amerika, Fransa, Rusya, Almanya gibi global ölçekte sahip ülkelerin uluslararası markalarına domainlerini yönetmektedir.
EN Serving hundreds of well-known companies around the world, Atak Domain serves global brands worldwide, in countries such as America, France, Russia and Germany.
turco | inglês |
---|---|
çapında | around |
tanınmış | known |
hizmet | serving |
domain | domain |
amerika | america |
fransa | france |
TR Faaliyetlerimiz birçok sektör, kurum ve çok uluslu şirket tarafından uluslararası alanda tanınır ve gıda, yem, tarımsal işleme ve tekstil dahil olmak üzere çeşitli endüstri sektörlerinde faaliyet gösteririz.
EN Our activities are internationally recognised by many industries, organisations and multinational companies and we operate in various industry sectors, including food, feed, agricultural processing and textiles.
turco | inglês |
---|---|
uluslu | multinational |
uluslararası | internationally |
gıda | food |
tarımsal | agricultural |
işleme | processing |
TR Pek çok Alman dizisi yurt dışında da büyük ilgi görüyor – uluslararası streaming servisleri bu gelişmenin önünü açıyor. Dört dizi önerisi.
EN Summer at last! The entire country is in holiday mood. Where Germans are going on holiday and what is most important for them.
turco | inglês |
---|---|
alman | germans |
Mostrando 50 de 50 traduções