TR Sistemimizin% 100 güvenli olduğunu iddia edemeyiz - hiç kimse bu düzeyde bir güvenlik sunamaz - ancak size mümkün olan en yüksek düzeyde koruma sunmak için çok çalışıyoruz.
"yüksek düzeyde koruma" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Sistemimizin% 100 güvenli olduğunu iddia edemeyiz - hiç kimse bu düzeyde bir güvenlik sunamaz - ancak size mümkün olan en yüksek düzeyde koruma sunmak için çok çalışıyoruz.
EN We cannot claim that our system is 100% secure - no one can offer that level of security - but we work hard to offer you the highest level of protection possible.
turco | inglês |
---|---|
düzeyde | level |
TR Arjantin Veri Koruma Kurumu’na göre, belirli ülkeler kişisel veriler için “yeterli düzeyde koruma” sağlıyor. Bu ülkelerden herhangi birinde bir AWS Bölgesi bulunuyor mu?
EN The Argentine Data Protection Authority has determined that certain countries provide an “adequate level of protection” for personal data. Does AWS have Regions in any of these countries?
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ülkeler | countries |
düzeyde | level |
aws | aws |
TR Bu, tüm iletişimleriniz için yüksek düzeyde koruma sağlar.
EN This provides a high level of protection to all of your communications.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
yüksek | high |
düzeyde | level |
koruma | protection |
sağlar | provides |
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ve | and |
davranış | conduct |
çocuk | child |
kurumların | institutions |
ın | of |
programları | programs |
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ve | and |
davranış | conduct |
çocuk | child |
kurumların | institutions |
ın | of |
programları | programs |
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ve | and |
davranış | conduct |
çocuk | child |
kurumların | institutions |
ın | of |
programları | programs |
TR Çocuk koruma politikamızı ve davranış kurallarımızı geliştiriyor, programlarımızı, çalışma prensiplerimizi çocuk koruma perspektifiyle uyumlu hale getiriyoruz. Kurumların çocuk koruma kapasitelerinin arttırmalarına destek oluyoruz.
EN We constantly improve our Child Protection Policy and Code of Conduct and harmonize our programs and principles with child protection perspectives. We support other institutions in increasing their child protection capacities.
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ve | and |
davranış | conduct |
çocuk | child |
kurumların | institutions |
ın | of |
programları | programs |
TR Konuyla ilgili olarak küresel düzeyde geçerli yönetmelikler ve bunların ulusal düzeyde uygulanmasını sağlayacak ulusal düzenlemelere ihtiyacımız olacak
EN We will need global guidelines and national implementation rules
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
ulusal | national |
olacak | will |
TR YÜKSEK RİSK UYARI: Döviz trade’i, tüm yatırımcılar için uygun olmayabilecek yüksek düzeyde risk taşır
EN HIGH RISK WARNING: Foreign exchange trading carries a high level of risk that may not be suitable for all investors
TR Kimyasal kalite ve biyolojik elementler bakımından iyi düzeyde su durumuna ulaşma ve bu düzeyi koruma
EN To achieve and maintain good water status in terms of chemical quality and biological elements
turco | inglês |
---|---|
kimyasal | chemical |
ve | and |
biyolojik | biological |
su | water |
TR Vegan Derneği Türkiye, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan 15 kızıl geyiğin “av…
EN If we look back at the 20th century, based on Hannah Arendt's thoughts on totalitarianism, one of…
TR Doğayı koruma ve enerji tüketimi üzerinde mümkün olan en az düzeyde etkili olma konusunda taahhüdümüz bulunmaktadır
EN We have a commitment to protecting the environment and to making sure we have as small an impact on energy consumption as possible
turco | inglês |
---|---|
koruma | protecting |
ve | and |
enerji | energy |
mümkün | possible |
olan | have |
TR Secure Site Pro EV SSL Sertifikası, en üst düzeyde koruma ve kötü amaçlı yazılım taraması sağlar
EN Secure Site Pro EV SSL Certificate provides the highest level of protection and malware scanning
turco | inglês |
---|---|
site | site |
pro | pro |
ssl | ssl |
sertifikası | certificate |
düzeyde | level |
ve | and |
TR Vegan Derneği Türkiye, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan 15 kızıl geyiğin “av turizmi” kapsamında Bolu’da 28 Şubat 2022 tarihine kadar öldürülmesini engellemek amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’na dava açtı
EN Vegan Association Turkey filed a lawsuit against the Ministry of Agriculture and Forestry to prevent the killing of 15 red deer, which are under national and international protection, in Bolu until February 28, 2022, within the scope of "hunting tourism"
turco | inglês |
---|---|
derneği | association |
türkiye | turkey |
ulusal | national |
uluslararası | international |
koruma | protection |
altında | under |
olan | are |
engellemek | prevent |
tarım | agriculture |
TR AWS, ADPA'nın PDPL uyarınca "yeterli düzeyde koruma" sağladığını kabul ettiği AB'de Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve İrlanda gibi birçok ülkede Bölgeye sahiptir
EN AWS has Regions in many of the countries that the ADPA has found to provide an “adequate level of protection” under the PDPL, such as Germany, France, the UK and Ireland in the EU
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
düzeyde | level |
koruma | protection |
ab | eu |
fransa | france |
birçok | many |
sahiptir | has |
TR Kimyasal kalite ve biyolojik elementler bakımından iyi düzeyde su durumuna ulaşma ve bu düzeyi koruma
EN To achieve and maintain good water status in terms of chemical quality and biological elements
turco | inglês |
---|---|
kimyasal | chemical |
ve | and |
biyolojik | biological |
su | water |
TR Secure Site Pro EV SSL Sertifikası, en üst düzeyde koruma ve kötü amaçlı yazılım taraması sağlar
EN Secure Site Pro EV SSL Certificate provides the highest level of protection and malware scanning
turco | inglês |
---|---|
site | site |
pro | pro |
ssl | ssl |
sertifikası | certificate |
düzeyde | level |
ve | and |
TR SimpleFX, kişisel verilerin uygun düzeyde veri koruması sağlamayan ülkelere aktarılması durumunda, Avrupa Komisyonu tarafından onaylanan standart veri koruma hükümleri şeklindeki güvenlik önlemlerini kullanacaktır
EN SimpleFX will use security measures in form of standard data protection clauses, which are approved by the European Commission, in case of transfer of personal data to countries which may not provide an appropriate level of data protection
TR Potansiyel müşteriler ve müşteriler için daha yüksek düzeyde özerklik oluşturma
EN Building a higher level of autonomy for leads and customers
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
düzeyde | level |
oluşturma | building |
TR Potansiyel müşteriler ve müşteriler için daha yüksek düzeyde özerklik oluşturabilmek, aracı süper güçlü hale getirdi
EN Being able to build a higher level of autonomy for leads and customers has made the tool super powerful
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
düzeyde | level |
aracı | tool |
süper | super |
güçlü | powerful |
TR Daha yüksek düzeyde izleme, uygunluk ve veri işleme denetimi için bu görüntülerin üzerine kendi kitaplıklarınızı ve araçlarınızı kolayca ekleyebilirsiniz
EN You can easily add your own libraries and tools on top of these images for a higher degree of control over monitoring, compliance, and data processing
turco | inglês |
---|---|
izleme | monitoring |
uygunluk | compliance |
veri | data |
işleme | processing |
denetimi | control |
kolayca | easily |
TR Görüntü işleme, bilgisayarların dijital görüntülerden veya videolardan yüksek düzeyde bilgi edinecek şekilde eğitilmesiyle ilgilidir
EN Computer vision deals with how computers can be trained to gain a high-level understanding from digital images or videos
turco | inglês |
---|---|
görüntü | images |
veya | or |
yüksek | high |
düzeyde | level |
şekilde | how |
TR Symantec SSL Ürünleri 1) Symantec Genişletilmiş Doğrulama (EV) SSL Sertifikaları: Bu dijital sertifikalar 1-10 gün içinde verilirken, 256 bitlik anahtarlarla en yüksek düzeyde şifreleme sunarlar
EN Symantec SSL Products 1 Symantec Extended Validation (EV) SSL Certificates: While these digital certificates are issued within 1-10 days, they offer the highest level of encryption with 256-bit keys
turco | inglês |
---|---|
symantec | symantec |
ssl | ssl |
genişletilmiş | extended |
ev | are |
dijital | digital |
gün | days |
düzeyde | level |
şifreleme | encryption |
TR Yüksek düzeyde kimlik doğrulama bir öncelik değildir
EN High level authentication is not a priority
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
düzeyde | level |
bir | a |
öncelik | priority |
TR Entegre lojistik çözümlerimiz ile, tedarik zincirinizin zorlukları yenme gücünü artırın ve yüksek düzeyde esneklikten yararlanın
EN Improve the resiliency of your retail supply chain and experience a high level of flexibility through integrated logistics solutions
turco | inglês |
---|---|
entegre | integrated |
lojistik | logistics |
tedarik | supply |
yüksek | high |
düzeyde | level |
TR Deniz taşımacılığı ve lojistik hizmetlerimizin eşsiz kombinasyonu ile yüksek düzeyde esneklikten yararlanın ve tedarik zincirinizi -teslim etmek- istediğiniz şekilde biçimlendirin.
EN Experience a high level of flexibility through our unique combination of ocean and logistics services and shape your supply chain the way you want it – to deliver.
turco | inglês |
---|---|
deniz | ocean |
lojistik | logistics |
eşsiz | unique |
yüksek | high |
düzeyde | level |
tedarik | supply |
istediğiniz | you want |
şekilde | way |
siz | you |
TR Potansiyel müşteriler ve müşteriler için daha yüksek düzeyde özerklik oluşturma
EN Building a higher level of autonomy for leads and customers
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
düzeyde | level |
oluşturma | building |
TR Potansiyel müşteriler ve müşteriler için daha yüksek düzeyde özerklik oluşturabilmek, aracı süper güçlü hale getirdi
EN Being able to build a higher level of autonomy for leads and customers has made the tool super powerful
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
düzeyde | level |
aracı | tool |
süper | super |
güçlü | powerful |
TR Lambda otomatik olarak ölçeklendirme yaptığı için olay sıklığı arttıkça performans da tutarlı olarak yüksek düzeyde kalır
EN Since Lambda scales automatically, the performance remains consistently high as the event frequency increases
turco | inglês |
---|---|
lambda | lambda |
olay | event |
performans | performance |
yüksek | high |
da | since |
TR AWS, kamu güvenliği kurumlarının ve uygulama çözüm ortaklarının CJIS Güvenlik Politikası ile uyumlu olarak yüksek düzeyde erişilebilir, dayanıklı ve güvenli uygulamalar oluşturmak için kullanabilecekleri yapı taşları sağlar
EN AWS provides building blocks that public safety agencies and their application partners can utilize to build highly available, resilient, and secure applications in alignment with the CJIS Security Policy
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
kamu | public |
politikası | policy |
yüksek | highly |
erişilebilir | available |
ortakları | partners |
TR Yüksek düzeyde kimlik doğrulama bir öncelik değildir
EN High level authentication is not a priority
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
düzeyde | level |
bir | a |
öncelik | priority |
TR Symantec SSL Ürünleri 1) Symantec Genişletilmiş Doğrulama (EV) SSL Sertifikaları: Bu dijital sertifikalar 1-10 gün içinde verilirken, 256 bitlik anahtarlarla en yüksek düzeyde şifreleme sunarlar
EN Symantec SSL Products 1 Symantec Extended Validation (EV) SSL Certificates: While these digital certificates are issued within 1-10 days, they offer the highest level of encryption with 256-bit keys
turco | inglês |
---|---|
symantec | symantec |
ssl | ssl |
genişletilmiş | extended |
ev | are |
dijital | digital |
gün | days |
düzeyde | level |
şifreleme | encryption |
TR Şirket, Amazon EMR’de Apache Spark hizmetini kullanarak yüzlerce terabayt boyutundaki olay verilerini işlemekte ve konaklarla ilgili daha yüksek düzeyde davranış açıklamaları haline dönüştürmektedir
EN They use Amazon EMR with Spark to process hundreds of terabytes of event data and roll it up into higher-level behavioral descriptions on the hosts
turco | inglês |
---|---|
amazon | amazon |
spark | spark |
olay | event |
verilerini | data |
ve | and |
düzeyde | level |
TR ODIHR’nin raporuna göre, Almanya’da seçim sürecinin düzenliliği, yüksek düzeyde güven uyandırıcı
EN The ODIHR report states that, in principle, there is a high degree of confidence in the integrity of the electoral process
turco | inglês |
---|---|
raporuna | report |
yüksek | high |
güven | confidence |
TR Bu servisler, kritik sistemleri çalışır halde tutarken, veri merkezi ekibinizi, daha yüksek düzeyde iş yapmada ve müşterilerinize daha fazla değer sunmada özgür bırakır.
EN These services keep critical systems up and functioning, while freeing your data center team to do higher-level work and provide more value to your customers.
turco | inglês |
---|---|
servisler | services |
kritik | critical |
sistemleri | systems |
çalışır | work |
veri | data |
merkezi | center |
düzeyde | level |
ve | and |
müşterilerinize | to your customers |
değer | value |
TR Ranktracker'ın anahtar kelime bulucusu, orta ila yüksek düzeyde arama hacmine sahip, rekabeti düşük anahtar kelime önerileri bulmanızı sağlar ve bu da belirli bir anahtar kelimeye yönelik artan bir eğilimi gösterir.
EN Ranktracker's keyword finder allows you to find low-competition keyword suggestions that have moderate to high levels of search volume, indicating a growing trend towards that particular keyword.
turco | inglês |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
yüksek | high |
düzeyde | levels |
rekabeti | competition |
düşük | low |
önerileri | suggestions |
sağlar | allows |
belirli | particular |
artan | growing |
TR Toplam bağlılık puanımız yüksek düzeyde sabit kalmaktadır.
EN Our overall engagement score remains stable at a high level.
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
düzeyde | level |
TR Standart Kalem aracı, yüksek düzeyde kesinlik ile düz parçalar ve eğriler çizmenize olanak tanır.
EN The standard Pen tool lets you draw straight segments and curves with great precision.
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ekolojik | ecological |
ağlar | networks |
dayalı | based |
ve | and |
çeşitliliği | diversity |
bilgisi | knowledge |
TR Fondation Franklinia, 2005 yılında kurulmuş özel bir vakıftır. Doğa koruma projelerini desteklemek için hibeler sağlar. Amacı, dünya çapında tehdit altındaki ağaç türlerini korumak ve koruma durumlarını iyileştirmektir.
EN Fondation Franklinia is a private foundation established in 2005. It provides grants to support nature conservation projects. Its objective is to preserve threatened tree species throughout the world and improve their conservation status.
turco | inglês |
---|---|
kurulmuş | established |
özel | private |
doğa | nature |
koruma | conservation |
sağlar | provides |
ağaç | tree |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ekolojik | ecological |
ağlar | networks |
dayalı | based |
ve | and |
çeşitliliği | diversity |
bilgisi | knowledge |
TR Çok sayıda bireyin, doğa koruma kuruluşları ve derneklerin yanı sıra Federal Yönetim adına türlerin korunması ve biyolojik çeşitlilik görevlerini üstlenen kurum Federal Doğa Koruma Ofisi
EN Alongside numerous individuals, nature conservation organizations and groups, the Federal Agency for Conservation takes care of species protection and biodiversity
turco | inglês |
---|---|
doğa | nature |
federal | federal |
TR Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) Kapsamında Veri Koruma Haklarınıza İlişkin Bilgilendirme
EN Information Regarding Your Data Protection Rights Under General Data Protection Regulation (GDPR)
turco | inglês |
---|---|
genel | general |
koruma | protection |
yönetmeliği | regulation |
gdpr | gdpr |
TR Avrupa Ekonomik Alanı'nda (EEA) ikamet ediyorsanız, belirli veri koruma haklarına sahipsiniz. Belirli durumlarda, aşağıdaki veri koruma haklarına sahipsiniz:
EN If you are a resident of the European Economic Area (EEA), you have certain data protection rights. In certain circumstances, you have the following data protection rights:
turco | inglês |
---|---|
avrupa | european |
ekonomik | economic |
alanı | area |
ediyorsanız | if you are |
belirli | certain |
veri | data |
koruma | protection |
sahipsiniz | you have |
TR Kişisel bilgilerinizi toplamamız ve kullanmamız hakkında bir Veri Koruma Kurumuna şikayette bulunma hakkına sahipsiniz. Daha fazla bilgi için lütfen Avrupa Ekonomik Alanı'ndaki (EEA) yerel veri koruma yetkilinizle iletişime geçin.
EN You have the right to complain to a Data Protection Authority about our collection and use of your personal information. For more information, please contact your local data protection authority in the European Economic Area (EEA).
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
sahipsiniz | you have |
avrupa | european |
ekonomik | economic |
alanı | area |
yerel | local |
iletişime | contact |
TR Kişisel Bilgilerinizin veri koruma ve gizlilik yönetmeliklerinin ikamet ettiğiniz ülkedeki gibi aynı koruma düzeyini sağlayamayacağı ülkelerde işlenmeleri gerekebilir
EN Your Personal Information may need to be processed in countries where data protection and privacy regulations may not offer the same level of protection as in your home country
Mostrando 50 de 50 traduções