TR return program denetimini çağrıldığı modüle döndürür ve program kendinden sonra gelen ifadeden itibaren çalışmayı sürdürür
"sayıda program" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR return program denetimini çağrıldığı modüle döndürür ve program kendinden sonra gelen ifadeden itibaren çalışmayı sürdürür
EN return returns program control to the calling module. Execution resumes at the expression following the called module's invocation.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
TR Buna; uluslararası işbirliği, Çevre Bakanlığı’nın uluslararası iklim koruma girişimi ve kalkınma bankaları aracılığıyla para kaynaklarının hizmete sunulduğu çok sayıda program ekleniyor.
EN In addition, there are many programmes that provide funds through international cooperation, the International Climate Initiative (IKI) of the Federal Ministry for the Environment and development banks.
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
kalkınma | development |
TR match ifadesinin kolları virgüllerle ayrılmış çok sayıda ifade içerebilir. Bu bir mantıksal VEYA olup, aynı sağ taraflı çok sayıda eşleşme kolu için bir kısa yoldur.
EN match expression arms may contain multiple expressions separated by a comma. That is a logical OR, and is a short-hand for multiple match arms with the same right-hand side.
turco | inglês |
---|---|
ifade | expression |
içerebilir | may contain |
mantıksal | logical |
veya | or |
kısa | short |
TR Çevrimiçi çok sayıda web sitesi sayesinde, hemen hemen her şey için çok sayıda alternatif var.
EN Thanks to the huge number of websites online, there are a huge number of alternatives for almost everything.
TR Son dokuz yılda bu eşsiz program hakem denetiminin gazeteciler, karar alıcılar ve kamu tarafından daha iyi anlaşılması için çalışmaktadır.
EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
turco | inglês |
---|---|
dokuz | nine |
eşsiz | unique |
program | programme |
gazeteciler | journalists |
kamu | public |
TR Bireysel ve program çapında performansla ilgili kavrayış sağlar
EN Providing insight into individual and programme-wide performance
turco | inglês |
---|---|
bireysel | individual |
ve | and |
program | programme |
sağlar | providing |
TR Program Geliştirme ve Kalite Koordinatörü
EN Program Development and Quality Coordinator
turco | inglês |
---|---|
program | program |
geliştirme | development |
ve | and |
kalite | quality |
TR Placed Puan Programına kayıt olduysanız, Placed Puan Programı Koşullarında ortaya koyulan diğer koşullara tabi tutulmayı kabul etmiş sayılırsınız (https://www.placed.com/points-program), Bu koşullar zaman zaman değiştirilebilir
EN If you have enrolled in the Placed Points Program, you agree to be subject to the additional terms set forth in the Placed Points Program Terms (https://www.placed.com/points-program), as such terms may be amended from time to time
turco | inglês |
---|---|
placed | placed |
puan | points |
programı | program |
https | https |
koşullar | terms |
zaman | time |
TR Program her yıl 20 Asya ülkesindeki binlerce kuruluşa ulaşarak öğrenciler, eğitimciler ve yerel ve ulusal liderlerle, hayatları iyileştirmek ve fırsatları artırmak için ihtiyaç duydukları bilgiler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır
EN Each year, the programme reaches thousands of institutions in 20 Asian countries, connecting students, educators and local and national leaders with the knowledge they need to improve lives and expand opportunities
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
yıl | year |
asya | asian |
öğrenciler | students |
yerel | local |
ulusal | national |
fırsatları | opportunities |
ihtiyaç | need |
bilgiler | knowledge |
TR Bir program dahilinde veya talep üzerine yedeklemeler oluşturmak için Droplet'ine yedeklemeler ekle ve gerektiğinde kolayca önceki sürümlere dön.
EN Add backups to your Droplet to create backups on a schedule or on-demand, making it easy to revert to previous versions.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
talep | demand |
ekle | add |
kolayca | easy |
önceki | previous |
TR Program Geliştirme ve Kalite Koordinatörü
EN Program Development and Quality Coordinator
turco | inglês |
---|---|
program | program |
geliştirme | development |
ve | and |
kalite | quality |
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, müşterilerinin tedarik zinciri boyunca özel program uygulamalarının kurulumu, kullanıma açılması ve denetlenmesi yoluyla müşterilerini destekler.
EN Control Union Certifications supports clients through the setup, roll-out and monitoring of the implementation of custom programmes throughout their supply chain.
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
özel | custom |
kurulumu | setup |
destekler | supports |
TR Altyapı projelerinde her şey büyüktür: bütçe, program, kapsam ve hepsinden önemlisi, risk
EN On infrastructure projects, everything is big: budget, schedule, scope, and—most of all—risk
turco | inglês |
---|---|
altyapı | infrastructure |
projelerinde | projects |
bütçe | budget |
kapsam | scope |
ve | and |
risk | risk |
TR Bir sonraki toplantı [TARİH: İş Toplantısı Takvimi] ve tam program ve gelecek gündem web sitesinde
EN The next meeting is on [DATE: Business Meeting Schedule], and the full schedule and the upcoming agenda are on the website
turco | inglês |
---|---|
tam | full |
gündem | agenda |
TR Bir toplantıdan sonra, program görüşmeleri yapmayı umduğunuzdan bahsedebilir ve telefon numarasını vermeye açık olup olmayacağını sorabilirsiniz
EN After a meeting, you can mention that you are hoping to make program calls, and ask if anybody would be open to giving out their phone number
turco | inglês |
---|---|
program | program |
telefon | phone |
açık | open |
olup | if |
TR Yaklaşık 10 ay sonra program ve perhizim hakkında şüpheler duymaya başladım
EN After about 10 months, I started having doubts about the program and my abstinence
turco | inglês |
---|---|
sonra | after |
program | program |
ve | and |
TR Renderforest'ı Ambrose Üniversitesi'ndeki program ve etkinlikleri tanıtmak amacıyla açıklayıcı videolar oluşturmak için kullanmayı tercih ediyorum
EN My preferred use for Renderforest is to create explainer videos to highlight specific programs or events at Ambrose University
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
etkinlikleri | events |
videolar | videos |
kullanmayı | use |
tercih | preferred |
TR Program veya potansiyel ortaklık konusunda herhangi bir sorunuz varsa, Fastreel ekibi size yardımcı olmak için burada.
EN If you have any questions about the program or a potential partnership, the Fastreel team is here to help.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
potansiyel | potential |
ekibi | team |
burada | here |
varsa | if |
TR Evet. Lambda’nın yerleşik korumalı alanı toplu (“kabuk”) betikleri, diğer dillerin çalışma zamanlarını, yardımcı program rutinlerini ve yürütülebilir dosyaları çalıştırmanızı sağlar. Buradan daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
EN Yes. Lambda’s built-in sandbox lets you run batch (“shell”) scripts, other language runtimes, utility routines, and executables. Learn more here.
turco | inglês |
---|---|
evet | yes |
lambda | lambda |
ve | and |
sağlar | lets |
buradan | here |
bilgi | learn |
TR Hizmet Sağlayıcı listeleri, AWS'nin başarıyla doğrulanan PCI DSS uyumluluğunu kanıtlar ve geçerli olan tüm Visa ve MasterCard program gereksinimlerini karşılar.
EN The Service Provider listings further demonstrate that AWS successfully validated PCI DSS compliance and has met all applicable Visa and MasterCard program requirements.
turco | inglês |
---|---|
sağlayıcı | provider |
aws | aws |
başarıyla | successfully |
geçerli | applicable |
olan | has |
program | program |
gereksinimlerini | requirements |
TR AATL, imzalı bir belge Adobe Acrobat veya Reader yazılımında her açıldığında dünyanın her yerindeki kullanıcıların güvenilir dijital imzalar oluşturmasına olanak tanıyan bir program olan Adobe Onaylı Güven Listesi anlamına gelir
EN AATL stands for Adobe Approved Trust List, a program that allows users around the world to create trusted digital signatures whenever a signed document is opened in Adobe Acrobat or Reader software
turco | inglês |
---|---|
belge | document |
adobe | adobe |
acrobat | acrobat |
veya | or |
dünyanın | world |
güvenilir | trusted |
imzalar | signatures |
oluşturmasına | to create |
program | program |
olan | is |
onaylı | approved |
güven | trust |
yazılımı | software |
TR Uygunluk: Connecticut, Hawaii, New Mexico ya da Batı Virginia'da yaşıyorsanız veya burada kalıyorsanız, Program'ımıza katılmak için uygun değilsiniz.
EN Eligibility: You are not eligible to participate in our Program if you are resident or domiciled in Connecticut, Hawaii, New Mexico or West Virginia.
turco | inglês |
---|---|
uygunluk | eligibility |
new | new |
mexico | mexico |
batı | west |
virginia | virginia |
veya | or |
program | program |
TR Buddy İngilizce derslerine çok güzel destek olan bir program.
EN A great addition to regular English classes.
turco | inglês |
---|---|
güzel | great |
TR Dijital Tipografik Tipografi Kelime işareti Olumsuz boşluk En az Minimalist Siyah ve beyaz Isim Metin Program Programcılar Programlama Kodu
EN Digital Typographic Typography Wordmark Negative space Minimal Minimalist Black and white Name Text Program Programmers Programming Code
turco | inglês |
---|---|
dijital | digital |
tipografi | typography |
olumsuz | negative |
ve | and |
isim | name |
metin | text |
kodu | code |
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
atık | waste |
yönetimi | management |
enerji | energy |
su | water |
yerel | local |
gruplar | groups |
TR Program sürdürülebilirliğe vurgu yapmakta ve geri dönüşüm ile otel mutfaklarında organik atıkların yönlendirilmesinden enerji tasarruflu lambalarla donanımın iyileştirilmesine kadar her şeyi kapsamaktadır
EN The programme emphasizes on sustainability and encompasses everything from recycling and organic waste diversion in the hotel’s kitchens to retrofitting energy efficient lighting
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
otel | hotel |
organik | organic |
enerji | energy |
şeyi | everything |
TR Connecticut, Hawaii, New Mexico ya da Batı Virginia'da yaşıyorsanız veya burada kalıyorsanız, Program'ımıza katılmak için uygun değilsiniz.
EN You are not eligible to participate in our Program if you are resident or domiciled in Connecticut, Hawaii, New Mexico or West Virginia.
turco | inglês |
---|---|
new | new |
mexico | mexico |
batı | west |
virginia | virginia |
veya | or |
program | program |
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
turco | inglês |
---|---|
fiziksel | physical |
zihinsel | mental |
program | programme |
toplantıyı | meeting |
TR Etkiniz destekleri ayni destek olarak verilmekte olup, uygun harcamalar, destek verilen örgüt adına Etkiniz Program ekibi tarafından yapılır.
EN Etkiniz supports are provided as in-kind support, and eligible expenses are made by the Etkiniz Program team on behalf of the supported organization.
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
program | program |
ekibi | team |
TR Adından da anlaşılacağı gibi program tam bizim için biçilmiş kaftan! Programın işleyişi 5 adımdan oluşuyor:
EN How does the “Tailor-Made” On Demand Training Program Work?
turco | inglês |
---|---|
program | program |
TR Yerelde hak temelli yaklaşımla çalışmalar yürüten örgütler için biçilmiş kaftan olan bu Program ile STGM birçok örgüte destek vermek istiyor
EN STGM wants to support many organizations with this Program, which is a cut out fit for organizations that work with a rights-based approach locally
turco | inglês |
---|---|
temelli | based |
olan | is |
program | program |
stgm | stgm |
birçok | many |
destek | support |
istiyor | wants |
TR Özgür Arun, programla birlikte öğrencilerin ve akademisyenlerin sivil alan için önemli bir potansiyel olduğunu gördüklerini ve program sayesinde genç araştırmacıları derneğe ve sahaya çekebildiklerini anlattı
EN Özgür Arun explained that with the program, students and academics see that there is a significant potential for the civic field and that thanks to the program, they can attract young researchers to the association and the field
turco | inglês |
---|---|
önemli | significant |
potansiyel | potential |
olduğunu | is |
program | program |
genç | young |
TR Program bugüne kadar 80'den fazla ülkede etkisi olan projelere 700'den fazla hibe vermiştir.
EN To date, the programme has awarded over 700 grants to projects with impact in over 80 countries.
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
etkisi | impact |
olan | has |
projelere | projects |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR Özel satış araçları, pazarlama kaynakları, ürün bilgileri, program ayrıntıları ve daha fazlasına sahip olun.
EN Get exclusive sales tools, marketing resources, product insight, program details and much more.
turco | inglês |
---|---|
ürün | product |
program | program |
ve | and |
TR Konuklarınızla ilişkilerinizi korumak, güçlendirmek için, anahtarlardan üyelik program kartlarına, ödeme ve kuponlara kadar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilirsiniz
EN From keys to membership and loyalty programme cards to payment and coupons, you can deliver a personalised experience that rewards, protects and strengthens your guest relationships
turco | inglês |
---|---|
üyelik | membership |
program | programme |
ödeme | payment |
kişiselleştirilmiş | personalised |
deneyimler | experience |
TR Aktif ve ücretli bir hesaba sahip VyprVPN aboneleri VyprVPN'in Arkadaşını-Öner programına ("RAF Program") katılabilirler
EN VyprVPN subscribers with an active, paid account can participate in VyprVPN's Refer-A-Friend program ("RAF Program")
turco | inglês |
---|---|
aktif | active |
ücretli | paid |
hesaba | account |
vyprvpn | vyprvpn |
program | program |
TR Uygunluk: Connecticut, Hawaii, New Mexico ya da Batı Virginia'da yaşıyorsanız veya burada kalıyorsanız, Program'ımıza katılmak için uygun değilsiniz.
EN Eligibility: You are not eligible to participate in our Program if you are resident or domiciled in Connecticut, Hawaii, New Mexico or West Virginia.
turco | inglês |
---|---|
uygunluk | eligibility |
new | new |
mexico | mexico |
batı | west |
virginia | virginia |
veya | or |
program | program |
TR Uygunluk: Connecticut, Hawaii, New Mexico ya da Batı Virginia'da yaşıyorsanız veya burada kalıyorsanız, Program'ımıza katılmak için uygun değilsiniz.
EN Eligibility: You are not eligible to participate in our Program if you are resident or domiciled in Connecticut, Hawaii, New Mexico or West Virginia.
turco | inglês |
---|---|
uygunluk | eligibility |
new | new |
mexico | mexico |
batı | west |
virginia | virginia |
veya | or |
program | program |
TR Bireysel ve program çapında performansla ilgili kavrayış sağlar
EN Providing insight into individual and programme-wide performance
turco | inglês |
---|---|
bireysel | individual |
ve | and |
program | programme |
sağlar | providing |
TR Son dokuz yılda bu eşsiz program hakem denetiminin gazeteciler, karar alıcılar ve kamu tarafından daha iyi anlaşılması için çalışmaktadır.
EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
turco | inglês |
---|---|
dokuz | nine |
eşsiz | unique |
program | programme |
gazeteciler | journalists |
kamu | public |
TR Program Geliştirme ve Kalite Koordinatörü
EN Program Development and Quality Coordinator
turco | inglês |
---|---|
program | program |
geliştirme | development |
ve | and |
kalite | quality |
TR Program Geliştirme ve Kalite Koordinatörü
EN Program Development and Quality Coordinator
turco | inglês |
---|---|
program | program |
geliştirme | development |
ve | and |
kalite | quality |
TR Evet. Lambda’nın yerleşik korumalı alanı toplu (“kabuk”) betikleri, diğer dillerin çalışma zamanlarını, yardımcı program rutinlerini ve yürütülebilir dosyaları çalıştırmanızı sağlar. Buradan daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
EN Yes. Lambda’s built-in sandbox lets you run batch (“shell”) scripts, other language runtimes, utility routines, and executables. Learn more here.
turco | inglês |
---|---|
evet | yes |
lambda | lambda |
ve | and |
sağlar | lets |
buradan | here |
bilgi | learn |
TR FedRAMP Program Yönetim Ofisi (PMO) FedRAMP uyumluluğu için aşağıdaki gereksinimleri belirtmiştir:
EN The FedRAMP Program Management Office (PMO) has outlined the following requirements for FedRAMP compliance:
turco | inglês |
---|---|
fedramp | fedramp |
program | program |
yönetim | management |
ofisi | office |
gereksinimleri | requirements |
TR Ortak Yetkilendirme Kurulu (JAB) Yetkilendirmesi: FedRAMP Geçici Çalışma Yetkisi (P-ATO) almak için bir CSP FedRAMP onaylı bir 3PAO tarafından değerlendirilir, FedRAMP Program Yönetim Ofisi (PMO) tarafından incelenir ve JAB'den bir P-ATO alır
EN Joint Authorization Board (JAB) Authorization: To receive FedRAMP JAB Provisional Authority to Operate (P-ATO), a CSP is assessed by a FedRAMP-accredited 3PAO, reviewed by the FedRAMP Program Management Office (PMO), and receives a P-ATO from the JAB
turco | inglês |
---|---|
ortak | joint |
yetkilendirme | authorization |
kurulu | board |
jab | jab |
fedramp | fedramp |
geçici | provisional |
program | program |
yönetim | management |
ofisi | office |
TR Korumalı sağlık bilgilerini (PHI) işlemek, depolamak ve aktarmak için AWS'nin yardımcı program tabanlı bulut hizmetlerini kullanan sağlık hizmeti sağlayıcıları, ödeme yapanlar ve BT uzmanlarının sayısı giderek artıyor.
EN A growing number of healthcare providers, payers, and IT professionals are using AWS's utility-based cloud services to process, store, and transmit protected health information (PHI).
turco | inglês |
---|---|
korumalı | protected |
bilgilerini | information |
phi | phi |
depolamak | store |
tabanlı | based |
sağlayıcıları | providers |
bt | it |
TR PHI'yı depolamak ve işlemek için bu hizmetlerin kullanılması, müşterilerimizin ve AWS'nin yardımcı program tabanlı işletme modelimize uygulanabilen HIPAA gereksinimlerini karşılamalarını sağlar
EN Using these services to store and process PHI allows our customers and AWS to address the HIPAA requirements applicable to our utility-based operating model
turco | inglês |
---|---|
phi | phi |
depolamak | store |
hizmetlerin | services |
aws | aws |
tabanlı | based |
hipaa | hipaa |
gereksinimlerini | requirements |
sağlar | allows |
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, müşterilerinin tedarik zinciri boyunca özel program uygulamalarının kurulumu, kullanıma açılması ve denetlenmesi yoluyla müşterilerini destekler.
EN Control Union Certifications supports clients through the setup, roll-out and monitoring of the implementation of custom programmes throughout their supply chain.
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
özel | custom |
kurulumu | setup |
destekler | supports |
Mostrando 50 de 50 traduções