TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
"temel ihtiyaçları kendi" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Thermaltake H100 TG ATX Mid Tower Kasası, PC toplamayı sevenlerin temel ancak önemli ihtiyaçları kar...
EN The Divider 300 TG Air is an ATX mid tower case that comes with two preinstalled 120mm standard fans...
turco | inglês |
---|---|
tower | tower |
TR Bu bölümde odaklandıkları temel faktörlerin hangileri olduğunu, hangi teknolojilere yatırım yaptıklarını ve yiyecek ve içecek markalarına bu ihtiyaçları karşılama konusunda sunduğumuz önerileri bulacaksınız.
EN In this section you will find out what key factors they are focused on, technology they are investing in, and our recommendations to food and drink brands to meet these needs.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
temel | key |
ve | and |
yiyecek | food |
ihtiyaçları | needs |
TR Başarımız, kendi işlerini başlatan ve ürünlerimizi satan milyonlarca insan çabasının direkt sonucudur. Buna karşılık, onlara başarmaları için ihtiyaçları olan tüm araç ve kaynakları sağlıyoruz.
EN Our success is the direct result of the millions of people who start their own business and sell our products. In turn, we work to provide them with all the tools and resources they need to succeed.
turco | inglês |
---|---|
insan | people |
ihtiyaçları | need |
tüm | all |
araç | tools |
kaynakları | resources |
TR Perakendeciler, teknolojiyi fiziksel alanları, güvenlik ihtiyaçları ve tesis içi çevre koşullarıyla uyumlu hale getirmek için kendi çözümlerini seçebilir veya referans tasarımları kullanabilir.
EN Retailers can select their own solutions or use reference designs to align technology to their physical space, security needs and on-site environmental conditions.
turco | inglês |
---|---|
teknolojiyi | technology |
fiziksel | physical |
güvenlik | security |
ihtiyaçları | needs |
çevre | environmental |
veya | or |
referans | reference |
tasarımları | designs |
kullanabilir | use |
koşulları | conditions |
TR Web semineri katılımcılarının bir web seminerine katılmak için kendi Zoom hesaplarına ihtiyaçları yoktur
EN Webinar attendees do not need their own Zoom account to join a webinar
TR Temel görüntü sağlayıcıları, kendi temel görüntülerinde aynı deneyimi sağlamak için belgelerden yararlanabilir.
EN Base image providers can use the documentation to provide the same experience for their base images.
turco | inglês |
---|---|
temel | base |
sağlayıcıları | providers |
deneyimi | experience |
TR Konu anlatımları ve grup çalışmaları temel prensipler paylaşılırken, uygulama oturumları ile katılımcıların kendi yapabilme becerilerinin arttırılması eğitimin temel önceliklerinden birisi oluyor.
EN Fundamental principles are shared through lectures and group studies, while increasing the self application skills in practical sessions become one of the fundamental priorities of the trainings.
turco | inglês |
---|---|
grup | group |
çalışmaları | studies |
uygulama | application |
TR Temel görüntü sağlayıcıları, kendi temel görüntülerinde aynı deneyimi sağlamak için belgelerden yararlanabilir.
EN Base image providers can use the documentation to provide the same experience for their base images.
turco | inglês |
---|---|
temel | base |
sağlayıcıları | providers |
deneyimi | experience |
TR Konu anlatımları ve grup çalışmaları temel prensipler paylaşılırken, uygulama oturumları ile katılımcıların kendi yapabilme becerilerinin arttırılması eğitimin temel önceliklerinden birisi oluyor.
EN Fundamental principles are shared through lectures and group studies, while increasing the self application skills in practical sessions become one of the fundamental priorities of the trainings.
turco | inglês |
---|---|
grup | group |
çalışmaları | studies |
uygulama | application |
TR Amway kendi kararlarını vermek isteyen, kendi hedeflerini belirleyen ve kendi başarı düzeylerini gerçekleştiren insanlara değer vermektedir
EN Amway appeals to people who want to make their own decisions, set their own goals and achieve their own level of success
turco | inglês |
---|---|
amway | amway |
isteyen | want |
başarı | success |
insanlara | people |
kararları | decisions |
TR Arkadaşlarım kendi şehirlerinde bir iklim boykotu başlatmayı düşündüklerinde ben de kendi eyaletim Aşağı Saksonya ve kendi şehrim Göttingen için bir „Fridays for Future“ grubu kurdum
EN When friends considered launching a climate strike in their town, I also founded a Fridays for Future group for my state, Lower Saxony, and my hometown, Göttingen
turco | inglês |
---|---|
iklim | climate |
saksonya | saxony |
grubu | group |
TR DepolanmışAraştırma verisi ihtiyaçları hiyerarşisinin ilk adımı, elde edilen verilerin depolanması gerekliliğidir.
EN StoredThe first step in the hierarchy of research data needs is that data that have been acquired need to be stored.
turco | inglês |
---|---|
ilk | first |
TR Semrush'ı işletmenizin ihtiyaçları için nasıl özelleştirebileceğinizi öğrenin.
EN Get to know how to customize Semrush for your business needs.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
işletmenizin | your business |
ihtiyaçları | needs |
TR Junior içerik pazarlamacısından teknik SEO danışmanına kadar ekibin her üyesi, sezgilerini eyleme dönüştürmek için ihtiyaçları olan veri ve araçları edinir.
EN From junior content marketer to technical SEO advisor, each team member gets the data and tools they need to transform insights into action.
turco | inglês |
---|---|
teknik | technical |
seo | seo |
dönüştürmek | transform |
ihtiyaçları | need |
TR "Her kişi bu projeye farklı hayat deneyimleri ve ihtiyaçları ile gelir, bu şekilde herkes bir diğerine yeni şeyler katar."
EN "Each person comes to the project with different life experiences and needs, and we all learn from one another."
turco | inglês |
---|---|
kişi | person |
projeye | project |
hayat | life |
deneyimleri | experiences |
ihtiyaçları | needs |
TR Bir ordu dolusu tamir teknisyeni hazırda bekliyor; yalnız biraz yardıma ihtiyaçları var.
EN An army of repair technicians stands ready to fill in the gap. All they need is a little help.
turco | inglês |
---|---|
tamir | repair |
TR Türkiye'deki yerel STÖ’lerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilen ve #birliktedeğiştiriyoruz…
EN We organized CSO Management Training in Ankara and Antalya to contribute to the development of the…
turco | inglês |
---|---|
deki | in |
ve | and |
TR Hayata Destek Derneği olarak hazırladığımız, Elazığ Depremi ile ilgili acil ihtiyaçları ve durum tespitlerini içeren ilk raporumuz, Elazığ ve Malatya Saha Durum Raporu (V1) web sitemizde yayındadır.
EN Our first report covering the urgent needs and situational analysis of Elazığ Earthquake, Elazığ Malatya Earthquake Sitrep (V1) is accessible on our website.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
ihtiyaçları | needs |
ilk | first |
malatya | malatya |
raporu | report |
web | website |
sitemizde | our website |
TR Gelişmiş işbirliği araçlarıyla daha sık transkripsiyon ihtiyaçları.
EN More frequent transcription needs with advanced collaboration tools.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | advanced |
işbirliği | collaboration |
sık | frequent |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz, araştırma ve danışmanlık firmalarınızın transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmeyi çok isterler.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your research and consulting firms.
turco | inglês |
---|---|
formu | form |
doldurun | fill |
başka | else |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
araştırma | research |
danışmanlık | consulting |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Satış görüşmeleriniz, müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğu ve ekiplerinizin bu ihtiyaçları ne kadar etkili bir şekilde ele aldıklarına dair en değerli ancak göz ardı edilen veri kaynaklarından biridir.
EN Your sales conversations are one of the most valuable, yet ignored source of data on what your customers need and how effectively your teams are at addressing those needs.
turco | inglês |
---|---|
satış | sales |
müşterilerinizin | your customers |
en | most |
değerli | valuable |
veri | data |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz, kar amacı gütmeyen kuruluşunuzun transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmek ister.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your nonprofit.
turco | inglês |
---|---|
doldurun | fill |
başka | else |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz, radyo istasyonunuzun veya podcasting stüdyonuzun transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmeyi çok isterler.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your radio station or podcasting studio.
turco | inglês |
---|---|
formu | form |
doldurun | fill |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
radyo | radio |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz acentenizin transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmek ister.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your agency.
turco | inglês |
---|---|
doldurun | fill |
başka | else |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz, satış ekibinizin transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmeyi çok ister.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your sales team.
turco | inglês |
---|---|
formu | form |
doldurun | fill |
başka | else |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
satış | sales |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Lütfen formu doldurun ve “Bilmemiz gereken başka bir şey” alanında ayrıntılı bilgi verin. Kurumsal ekibimiz medya izleme ajansınızın transkripsiyon ihtiyaçları hakkında sizinle sohbet etmek ister.
EN Please fill out the form and elaborate in the “Anything else we should know” field. Our enterprise team would love to chat with you about the transcription needs of your media monitoring agency.
turco | inglês |
---|---|
doldurun | fill |
başka | else |
bilgi | know |
kurumsal | enterprise |
medya | media |
izleme | monitoring |
transkripsiyon | transcription |
ihtiyaçları | needs |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Markanız, ürünleriniz ve sektörünüzle ilgili ihtiyaçları anlamak için sosyal medya kanallarındaki konuşmaları takip edin.
EN Listen to conversations across channels to understand needs around your brand, products, and industry.
turco | inglês |
---|---|
markanız | your brand |
ihtiyaçları | needs |
kanalları | channels |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
turco | inglês |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR Yüksek performans ve çoklu web sitesi ihtiyaçları için
EN For high performance and multiple website needs
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
performans | performance |
çoklu | multiple |
ihtiyaçları | needs |
TR Çimento ve sun’i gübre fabrikaları iç ihtiyaçları karşılar
EN Cement and fertilizer plants meet domestic needs
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ihtiyaçları | needs |
TR Raffles Dubai'nin REACH çabaları fakir aileler, özel ihtiyaçları olan çocuklar ve yetişkinler ile kanser farkındalığını arttırmak üzerine yoğunlaşmıştır
EN Raffles Dubai’s Reach efforts are extended to needy families, children and adults with special needs, and raising cancer awareness
turco | inglês |
---|---|
raffles | raffles |
dubai | dubai |
aileler | families |
özel | special |
ihtiyaçları | needs |
olan | are |
çocuklar | children |
kanser | cancer |
TR Raffles Dubai 2011 yılında otel lobisinde özel ihtiyaçları olan yetişkinlerin yapmış olduğu resimleri sergileyerek Mawaheb from Beautiful People isimli sanat stüdyosunu desteklemiştir.
EN In 2011 Raffles Dubai supported Mawaheb from Beautiful People by displaying paintings created by adults with special needs in the hotel’s lobby.
turco | inglês |
---|---|
raffles | raffles |
dubai | dubai |
otel | hotel |
özel | special |
ihtiyaçları | needs |
yılında | in |
TR Esinlenmeyi ve konsantrasyonu uyarmak için tasarlanan alanlar topluluk, bağlantı ve şık tasarım ilkeleri ile şekillendirilir.DUYARLI ALANLARÖzel alanlar insanlara yeniden bağlanmak ve enerji depolamak için ihtiyaçları olan alanı sunar
EN Designed to stimulate inspiration and concentration, the zones are driven by community, connection and beautiful design.MINDFUL SPACESDedicated areas give people the space they need to take time to reconnect and recharge
turco | inglês |
---|---|
alanlar | areas |
topluluk | community |
bağlantı | connection |
insanlara | people |
ihtiyaçları | need |
olan | are |
alanı | space |
sunar | give |
TR Her profesyonelin ihtiyaçları ve işlerine bağlı olarak, Yeni CITROËN Jumpy iki tip panel sunmaktadır: bitmemiş ahşap ve işlenmiş ahşap (kaymaz, su geçirmez, kolay yıkanabilir ve alüminyum eşikler ile korunur)
EN Depending on the needs and business of each professional, New CITROËN Jumpy offers two types of panelling: unfinished wood and treated wood (anti-slip, waterproof, easy to wash and protected by aluminium sills)
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaçları | needs |
yeni | new |
kolay | easy |
korunur | protected |
TR - STÖ’lerde çalışma alanlarına göre dahi sivil toplum emekçilerinin sorunları ve ihtiyaçları değişkenlik gösteriyor
EN - The problems and needs of non-governmental workers vary according to their field of work in CSOs
turco | inglês |
---|---|
çalışma | work |
sorunları | problems |
ve | and |
ihtiyaçları | needs |
TR Beslenme ihtiyaçları için ileriye dönük yaklaşım,
EN Forward-looking approach to Nutritional Demands
turco | inglês |
---|---|
beslenme | nutritional |
için | to |
yaklaşım | approach |
TR Hayata Destek Derneği olarak hazırladığımız, Elazığ Depremi ile ilgili acil ihtiyaçları ve durum tespitlerini içeren ilk raporumuz, Elazığ ve Malatya Saha Durum Raporu (V1) web sitemizde yayındadır.
EN Our first report covering the urgent needs and situational analysis of Elazığ Earthquake, Elazığ Malatya Earthquake Sitrep (V1) is accessible on our website.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
ihtiyaçları | needs |
ilk | first |
malatya | malatya |
raporu | report |
web | website |
sitemizde | our website |
TR Onları, ihtiyaçları olan verilere bağlayarak
EN Connecting them to the data they need
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaçları | need |
verilere | data |
TR Önemli iş akışları tek bir yerde, tek bir cihazda olmak üzere çalışanlara ihtiyaçları olan bilgiyi parmak uçlarına dek getirir.
EN Critical workflows are streamlined in one place, on one device, equipping workers with the information they need, right at their fingertips.
turco | inglês |
---|---|
yerde | place |
ihtiyaçları | need |
bilgiyi | information |
TR Müvekkil için en uygun ve vergi hukuku bakımından en etkin işletme yapısının belirlenmesi amacıyla; her bir müvekkilin hedef ve ihtiyaçları detaylı şekilde analiz edilerek kuruluş aşaması süresince kesintisiz destek verilir.
EN We offer comprehensive support through the business establishment process, including careful analysis of each client’s specific goals and needs to ensure clients establishes the most appropriate and tax efficient business structure.
turco | inglês |
---|---|
en | most |
uygun | appropriate |
vergi | tax |
etkin | efficient |
işletme | business |
ihtiyaçları | needs |
analiz | analysis |
destek | support |
yapısı | structure |
TR Monday.com, ihtiyaçları izleme, sözleşmeleri yönetme, teslimatı kontrol etme ve tıkanıklıkları ortadan kaldırma olanağı sunar
EN monday.com gives you the ability to track needs, manage contracts, check on delivery and eliminate bottlenecks
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaçları | needs |
izleme | track |
sözleşmeleri | contracts |
teslimatı | delivery |
ve | and |
sunar | gives |
TR Monday.com, yetenek veri hattınızı takip eden ve çalışanlarla etkileşim sağlayan bir çalışan yönetim sistemidir. İK ekibinizin ihtiyaçları için şunlar da dahil:
EN monday.com is the employee management system that tracks your talent pipeline and engages employees. For your HR team's needs, including:
turco | inglês |
---|---|
yönetim | management |
ihtiyaçları | needs |
dahil | including |
TR Semrush'ı işletmenizin ihtiyaçları için nasıl özelleştirebileceğinizi öğrenin.
EN Get to know how to customize Semrush for your business needs.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
işletmenizin | your business |
ihtiyaçları | needs |
TR DepolanmışAraştırma verisi ihtiyaçları hiyerarşisinin ilk adımı, elde edilen verilerin depolanması gerekliliğidir.
EN StoredThe first step in the hierarchy of research data needs is that data that have been acquired need to be stored.
turco | inglês |
---|---|
ilk | first |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
turco | inglês |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR Monday.com, ihtiyaçları izleme, sözleşmeleri yönetme, teslimatı kontrol etme ve tıkanıklıkları ortadan kaldırma olanağı sunar
EN monday.com gives you the ability to track needs, manage contracts, check on delivery and eliminate bottlenecks
turco | inglês |
---|---|
ihtiyaçları | needs |
izleme | track |
sözleşmeleri | contracts |
teslimatı | delivery |
ve | and |
sunar | gives |
Mostrando 50 de 50 traduções