TR Bu üretimin optimize edilmesine, bakım sebebiyle meydana gelen çalışmama sürelerinin azaltılmasına ve sağlık, çevre ve güvenlik düzenlemelerine uyulmasına yardımcı olur.
"edilmesine yardimci" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
edilmesine | of to |
TR Bu üretimin optimize edilmesine, bakım sebebiyle meydana gelen çalışmama sürelerinin azaltılmasına ve sağlık, çevre ve güvenlik düzenlemelerine uyulmasına yardımcı olur.
EN This helps to optimise production, reduce downtime due to maintenance, and adhere to health, environmental and safety regulations.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
optimize | optimise |
bakım | maintenance |
gelen | to |
ve | and |
çevre | environmental |
TR Bir kerelik web sitesinin sağlık denetimi, daha fazla trafik ve satış elde edilmesine yardımcı olacaktır.
EN One time website’s health audit will help to get more traffic and sales.
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
denetimi | audit |
trafik | traffic |
satış | sales |
olacaktır | will |
TR Binlerce öğrenci, dersler, araştırma röportajları ve grup çalışması oturumlarının transkribe edilmesine yardımcı olmak için Sonix'in gücünü keşfetti
EN Thousands of students have discovered the power of Sonix to help take transcribe lectures, research interviews, and group study sessions
turco | inglês |
---|---|
öğrenci | students |
dersler | lectures |
grup | group |
sonix | sonix |
TR Coinbase işlemi (bloktaki ilk işlem), madenci havuzunun tespit edilmesine yardımcı olur
EN The coinbase transaction (first transaction in a block) helps identify the mining pool
turco | inglês |
---|---|
ilk | first |
işlem | transaction |
tespit | identify |
TR Bulut sunucusu tiplerinde mevcut olan yerel depolama ve gelişmiş ağ iletişimi seçenekleri, disk veya ağ G/Ç bağımlı iş yüklerinde performansın daha da optimize edilmesine yardımcı olur
EN Local storage and enhanced networking options available with instance types further help optimize performance for workloads that are disk or network I/O bound
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
depolama | storage |
gelişmiş | enhanced |
seçenekleri | options |
disk | disk |
veya | or |
optimize | optimize |
performansı | performance |
TR Binlerce öğrenci, dersler, araştırma röportajları ve grup çalışması oturumlarının transkribe edilmesine yardımcı olmak için Sonix'in gücünü keşfetti
EN Thousands of students have discovered the power of Sonix to help take transcribe lectures, research interviews, and group study sessions
turco | inglês |
---|---|
öğrenci | students |
dersler | lectures |
grup | group |
sonix | sonix |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Control Union Certifications, 46 CFR 162.060 uyarınca balast suyu yönetim sisteminin test edilmesine ilişkin olarak ABD Sahil Koruma tarafından kabul görmüş Bağımsız bir Laboratuvardır.
EN Control Union Certifications is a US Coast Guard-accepted Independent Laboratory (IL) for testing of BWMS in accordance with 46 CFR 162.060.
turco | inglês |
---|---|
union | union |
test | testing |
abd | us |
kabul | accepted |
bağımsız | independent |
TR E-spor, eğlence ve eşler arasında yayın gibi kullanım alanlarını mümkün kılmak için platform üzerinde merkeziyetsiz uygulamaların (DApp'ler) inşa edilmesine olanak sağlar.
EN It will allow for decentralized apps (DApps) to be built on top of the platform to enable use cases that span esports, entertainment, and peer-to-peer streaming.
turco | inglês |
---|---|
eğlence | entertainment |
kullanım | use |
merkeziyetsiz | decentralized |
inşa | built |
uygulamaları | apps |
TR 187,90 TL Omega 3 Complex Nutriway™ Beslenmede eksik kalmış olması muhtemel omega-3 yağ asitlerinin temin edilmesine yardım eden takviye edici gıda ürünü
EN TL187.90 Omega-3 Complex Nutriway™ Food supplement which helps to supply the omega-3 fatty acids that may be missing in the diet
turco | inglês |
---|---|
eksik | missing |
yardım | helps |
gıda | food |
TR Moroğlu Arseven’in rehberliği; yeterlilik aşamaları, ihale yapılandırması, ihale süreçleri, düzenleyici ilişkiler, sözleşme müzakereleri, proje finansmanı elde edilmesine kadar tüm süreçleri kapsamaktadır
EN Moroğlu Arseven’s support ranges from qualification steps, bid-structuring, advising on procurement processes and regulatory relations, through to negotiating contracts, obtaining project financing
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
süreçleri | processes |
düzenleyici | regulatory |
proje | project |
in | and |
TR Control Union Certifications, 46 CFR 162.060 uyarınca balast suyu yönetim sisteminin test edilmesine ilişkin olarak ABD Sahil Koruma tarafından kabul görmüş Bağımsız bir Laboratuvardır.
EN Control Union Certifications is a US Coast Guard-accepted Independent Laboratory (IL) for testing of BWMS in accordance with 46 CFR 162.060.
turco | inglês |
---|---|
union | union |
test | testing |
abd | us |
kabul | accepted |
bağımsız | independent |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Bunun için özellikle özel sektöre ve küçük çiftçilik alanında sürdürülebilir orman işletmeciliğinin teşvik edilmesine yönelik çabalarımızı güçlendireceğiz” ifadelerine yer veriliyor
EN For this purpose we shall especially develop our policies to promote private-sector and small-scale sustainable forestry,” says the coalition agreement
turco | inglês |
---|---|
özellikle | especially |
özel | private |
küçük | small |
sürdürülebilir | sustainable |
TR Biontech’in açıklamalarına göre aşıyı bir virüs mutasyonuna etkili olacak şekilde ayarlama kararının alındığı günden ilk parti ürünün teslim edilmesine kadar yaklaşık 100 gün geçiyor
EN According to Biontech, it takes roughly 100 days for the first batches to be shipped out following the decision to adapt the vaccine to a new variant of the virus
turco | inglês |
---|---|
virüs | virus |
gün | days |
TR Profesör Veronika Eyring, iklim modelleri üzerinde yaptığı araştırmalarla, iklimin küresel ölçekteki gelişmesinin önemli ölçüde daha eksiksiz tahmin edilmesine katkıda bulunduğu için Leibniz Ödülü’ne layık görüldü
EN Professor Veronika Eyring was awarded the Leibniz Prize because her research into climate models has helped make global climate predictions considerably more precise
turco | inglês |
---|---|
profesör | professor |
iklim | climate |
modelleri | models |
küresel | global |
TR Daha Nisan 2020 sonunda vakfımızın girişimi üzerine 68 büyük Alman firması siyaset kurumuna korona kriziyle baş edilmesine yönelik önlemlerin azimli bir iklim politikasıyla birleştirilmesi çağrısı yaptı.
EN By the end of April 2020, on the initiative of our foundation, 68 large German companies had already called upon policy-makers to combine measures against the corona crisis with an ambitious climate policy.
turco | inglês |
---|---|
nisan | april |
büyük | large |
alman | german |
korona | corona |
iklim | climate |
TR Bu yemekler taze ve uzak yerlerden sevk edilmesine gerek kalmayan malzemelerden yapılıyor
EN These are usually made from fresh ingredients that have not been transported long distances
turco | inglês |
---|---|
taze | fresh |
gerek | have |
TR Almanya. Kirden ve beton korselerden kurtarmak: Akarsuların yeniden doğal haline kavuşturulması, doğanın muhafaza edilmesine ve su baskınlarından korunmaya yarıyor. Üstüne üstlük bize cezbedici dinlenme manzaraları armağan ediyor.
EN Germany. Freed from pollution and their tight concrete corsets: the renaturation of rivers is good for conservation and protects against flooding. And it provides us with some delightful recreational landscapes.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
bize | us |
ın | of |
TR İnsanlar, gönüllü kurtarıcıların ve yardımcıların kriminalize edilmesine karşı koyuyorlar.
EN People are fighting against the criminalization of rescuers and helpers.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR İnsanlar, kurtarıcıların ve yardımcıların kriminalize edilmesine karşı koyuyorlar
EN People are fighting against the criminalization of rescuers and helpers
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Etiğin yapay zekanın tasarımı ve geliştirilmesi sürecine dahil edilmesine ilişkin bir kılavuz (PDF, 3,1 MB)
EN A guide to embedding ethics in AI design and development (PDF, 3.1 MB)
turco | inglês |
---|---|
kılavuz | guide |
TR Uygulamaların hızla teslim edilmesine olanak sağlar ve blockchain ile IBM Watson® gibi gelişmiş hizmetlere bağlayabilir.
EN It enables the rapid delivery of applications and can bind to advanced services like blockchain and IBM Watson®.
turco | inglês |
---|---|
teslim | delivery |
sağlar | enables |
blockchain | blockchain |
ibm | ibm |
watson | watson |
gelişmiş | advanced |
uygulamaları | applications |
uygulamalar | services |
TR Bu sayede, karton paketlerin doğru bir şekilde bertaraf edilmesine ve geri dönüştürülmesine katkıda bulunuyor ve döngüsel ekonomi altyapısı ile yeni değerler üretiyoruz.
EN This contributes to the correct disposal of and recycling of carton packaging, generating new value through circular economy infrastructure.
turco | inglês |
---|---|
ekonomi | economy |
altyapısı | infrastructure |
yeni | new |
TR Topluluğumuzda güvenliğin teşvik edilmesine ilişkin daha fazla bilgi için ITAA'de Güvenlik kaynak.
EN More information on promoting safety in our fellowship can be found in our Safety in ITAA resource.
turco | inglês |
---|---|
teşvik | promoting |
bilgi | information |
itaa | itaa |
güvenlik | safety |
kaynak | resource |
TR Paylaşım işlevselliği için ek URL?lerin kontrol edilmesine izin vermek için bir kanca eklendi.
EN Added a hook to allow for additional URL?s to be checked for share recovery functionality.
TR Smart Filter Dashboard, tek bir gadget üzerinden özellikli gadget'ların kontrol edilmesine ve filtrelenmesine olanak tanır
EN Allows controlling and filtering other Smart Filter Dashboard featured gadgets with single control gadget
TR Paylaşım işlevselliği için ek URL?lerin kontrol edilmesine izin vermek için bir kanca eklendi.
EN Added a hook to allow for additional URL?s to be checked for share recovery functionality.
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Benzer sürükleyici ortamlar, proje ekiplerinin operasyonel ve bakım ihtiyaçlarını öngörmelerine yardımcı olarak, son kullanıcılar için optimize edilmiş binaları ve altyapıları tasarlamalarına yardımcı olabilir
EN Similar immersive environments could help project teams foresee operational and maintenance needs, helping them design buildings and infrastructure that are optimized for end users
turco | inglês |
---|---|
benzer | similar |
ortamlar | environments |
operasyonel | operational |
bakım | maintenance |
son | end |
kullanıcılar | users |
ihtiyaçları | needs |
TR Uygunsuz davranan bir üyeye ulaşırken, yanlış iletişimi önlemeye yardımcı olacağından, kısa mesaj yerine yüz yüze veya telefonla konuşmak yardımcı olabilir
EN In reaching out to a member who has acted inappropriately, it can be helpful to address them face-to-face or over the phone, rather than through text message, as this tends to help avoid miscommunication
turco | inglês |
---|---|
uygunsuz | inappropriately |
üyeye | member |
mesaj | message |
yüz | face |
olabilir | can |
TR Konuşmaları sınıflandırmaya ve yönlendirmeye yardımcı olduğu için organizasyonel konularda yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
EN It is aimed at helping regarding organizational matters because it helps to classify and route conversations.
turco | inglês |
---|---|
olduğu | is |
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
caa | caa |
yapıyor | doing |
olabilir | can |
sertifikaları | certificates |
TR DigiCert, DigiCert Sertifika Yardımcı Programı, SSL Keşif Aracı ve sertifika yaşam döngüsü yönetim sürecinin temel işlevlerini basitleştirmeye ve otomatikleştirmeye yardımcı olan diğer teklifler dahil olmak üzere bir dizi araç sunar
EN DigiCert, DigiCert Certification Utility, offers a number of tools, including SSL Discovery Tool and other offerings that help simplify and automate the core functions of the certificate lifecycle management process
turco | inglês |
---|---|
digicert | digicert |
ssl | ssl |
keşif | discovery |
yönetim | management |
temel | core |
diğer | other |
TR Çerezler, çevrimiçi hizmetler sunarken yaygın olarak kullanılır ve web sitelerinin çalışmasına veya daha verimli çalışmasına yardımcı olmanın yanı sıra web sitesi sahiplerine bilgi sağlamaya yardımcı olur
EN Cookies are widely used when providing online services and help to make websites work, or work more efficiently as well as to provide information to the website owners
turco | inglês |
---|---|
kullanılır | used |
veya | or |
verimli | efficiently |
yanı | well |
bilgi | information |
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Bu sayfa size yardımcı olduğu için mutluyuz. İyileştirme yapmaya devam etmemize yardımcı olmak için daha fazla bilgi paylaşmak ister misiniz?
EN We're glad this page helped you. Would you like to share additional details to help us continue to improve?
turco | inglês |
---|---|
sayfa | page |
size | you |
bilgi | details |
TR Bu sayfa size yardımcı olmadığı için üzgünüz. İyileştirme yapmaya devam etmemize yardımcı olmak için daha fazla bilgi paylaşmak ister misiniz?
EN We're sorry this page didn't help you. Would you like to share additional details to help us continue to improve?
turco | inglês |
---|---|
sayfa | page |
size | you |
bilgi | details |
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
caa | caa |
yapıyor | doing |
olabilir | can |
sertifikaları | certificates |
TR DigiCert, DigiCert Sertifika Yardımcı Programı, SSL Keşif Aracı ve sertifika yaşam döngüsü yönetim sürecinin temel işlevlerini basitleştirmeye ve otomatikleştirmeye yardımcı olan diğer teklifler dahil olmak üzere bir dizi araç sunar
EN DigiCert, DigiCert Certification Utility, offers a number of tools, including SSL Discovery Tool and other offerings that help simplify and automate the core functions of the certificate lifecycle management process
turco | inglês |
---|---|
digicert | digicert |
ssl | ssl |
keşif | discovery |
yönetim | management |
temel | core |
diğer | other |
TR Standart pg_dump yardımcı programını kullanarak PostgreSQL'den dışarı veri aktarabilir ve pg_restore yardımcı programını kullanarak Amazon Aurora'ya içeri veri aktarabilirsiniz (tersi için de aynısı geçerlidir)
EN You can use the standard pg_dump utility to export data from PostgreSQL and pg_restore utility to import data to Amazon Aurora, and vice-versa
turco | inglês |
---|---|
standart | standard |
veri | data |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
TR Çevrimiçi histogram oluşturucu, tasarım sürecini hızlı bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak bazı veri örneklerine ve önceden hazırlanmış şablonlara zaten sahiptir. Bunlar yardımcı olmazsa, her zaman sıfırdan başlayabilirsiniz.
EN The online histogram maker already has some data examples and premade templates to help jumpstart your design process. If these don’t help, you can always start from scratch.
turco | inglês |
---|---|
histogram | histogram |
oluşturucu | maker |
sürecini | process |
veri | data |
zaten | already |
sahiptir | has |
sıfırdan | from scratch |
TR Mobil uygulamalar hastalara yardımcı olabilir mi? Hastalara yardımcı olan mobil uygulamalar şimdiden mevcut, örneğin Msense
EN Can apps help people who are ill? Apps are already being used to help – for instance, Msense
turco | inglês |
---|---|
şimdiden | already |
TR Sorularınızı yanıtlamak ve platformumuzdan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olmak için her zaman yanınızdayız. Destek ekibimiz size hemen yardımcı olamazsa, sorunuza 24 saat içinde bir yanıt almayı bekleyebilirsiniz.
EN We’re always on-call to answer your questions and help you get the most out of our platform. If our support team isn’t able to help you right away, you can expect to get an answer to your question within 24 hours.
turco | inglês |
---|---|
hemen | right away |
saat | hours |
yanıt | answer |
bekleyebilirsiniz | you can expect |
TR Uygunsuz davranan bir üyeye ulaşırken, yanlış iletişimi önlemeye yardımcı olacağından, kısa mesaj yerine yüz yüze veya telefonla konuşmak yardımcı olabilir
EN In reaching out to a member who has acted inappropriately, it can be helpful to address them face-to-face or over the phone, rather than through text message, as this tends to help avoid miscommunication
turco | inglês |
---|---|
uygunsuz | inappropriately |
üyeye | member |
mesaj | message |
yüz | face |
olabilir | can |
TR Zorlayıcı bir internet ve teknoloji kullanıcısının normal görünümünü korumasına yardımcı olmak, onun yıkıcı davranışı sürdürmesine yardımcı oluyor
EN Helping a compulsive internet and technology user keep up an appearance of normalcy is helping him or her continue in the destructive behavior
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
teknoloji | technology |
davranışı | behavior |
kullanıcısı | user |
TR Her ne kadar Freshping bu konuda yardımcı olamasa da, bir dakikanın olması durumunda size bildirmek için yardımcı olabilir - umarım şikayetler ortaya çıkmadan önce düzeltebilirsiniz.
EN Although Freshping can’t help with that, it can help to let you know the minute there’s a problem – and hopefully you can fix it before complaints start popping up.
TR Konuşmaları sınıflandırmaya ve yönlendirmeye yardımcı olduğu için organizasyonel konularda yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
EN It is aimed at helping regarding organizational matters because it helps to classify and route conversations.
TR Ayrıca, markanızı tanıtmanıza yardımcı olacak ekstra kaynaklar için para harcama konusunda endişelenmenize gerek kalmaz. Arketipler, markanızın hikayesini zahmetsizce ve etkili bir şekilde anlatmanıza yardımcı olur.
EN Plus, you won’t have to worry about spending money on extra resources to help promote your brand. Archetypes help you tell your brand’s story effortlessly yet effectively.
Mostrando 50 de 50 traduções