DE “Ich freue mich jeden Tag auf die Arbeit. Bei Quip wird die Arbeitsweise der Menschen verändert. Es ist aufregend, einen Schritt zurückzugehen und den Mehrwert zu realisieren, den man vielen Menschen auf der Welt bietet.”
"menschen" em alemão pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
DE “Ich freue mich jeden Tag auf die Arbeit. Bei Quip wird die Arbeitsweise der Menschen verändert. Es ist aufregend, einen Schritt zurückzugehen und den Mehrwert zu realisieren, den man vielen Menschen auf der Welt bietet.”
TR “Her gün işe gelmeyi dört gözle bekliyorum. Quip'te insanların çalışma şeklini değiştiriyoruz, Bir an durup dünyadaki milyonlarca insana kattığınız değerin farkına varmak heyecan verici.”
DE Sonix ist auf der Mission, die Art und Weise, wie Menschen mit Audio- und Videoinhalten arbeiten, zu verändern, aber ohne erstaunliche Menschen können wir das nicht schaffen
TR Sonix, insanların ses ve video içerikleri ile çalışma biçimini dönüştürmek için bir görevdedir, ancak bunu inanılmaz insanlar olmadan yapamayız
alemão | turco |
---|---|
sonix | sonix |
art | ile |
und | ve |
arbeiten | çalışma |
zu | için |
aber | bir |
ohne | olmadan |
audio- | ses |
DE Non-Profit-Manager und Mitarbeiter sind erstaunliche Menschen: selbstlos, leidenschaftlich und gutherzig. Sie kümmern sich darum, etwas zu bewegen, und wir lieben Menschen, die dazu beitragen, die Welt zu einem besseren Ort zu machen!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
alemão | turco |
---|---|
mitarbeiter | çalışanlar |
welt | dünyayı |
wir | biz |
und | ve |
sie | iyi |
besseren | daha |
menschen | insanları |
DE Künstliche Intelligenz ist von Menschen für Menschen gemacht. Diese klugen Köpfe und ihre Ideen und Projekte solltest du kennen.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
alemão | turco |
---|---|
menschen | insanlar |
und | ve |
künstliche | yapay |
diese | bu |
DE Als Menschen haben wir den Drang zum Erkunden. Durch Reisen kann man lieb gewonnen Menschen näher sein. Außerdem kann man mehr über sich selbst und die Welt um sich herum erfahren.
TR İnsanlar olarak keşfetme güdüsüne sahibiz. Yolculuk yaparak sevdiğiniz insanlara daha yakın olabilirsiniz. Aynı zamanda kendiniz ve çevrenizdeki dünya hakkında daha fazla şey keşfedebilirsiniz.
alemão | turco |
---|---|
menschen | insanlara |
reisen | yolculuk |
welt | dünya |
wir | sahibiz |
sein | şey |
und | ve |
als | zamanda |
mehr | daha fazla |
über | hakkında |
DE Wenn du also der Typ bist, der INTEGRITÄT in Menschen, Unternehmen und Technologie feiert (und das Leben von Menschen verschönert), ist FOREO möglicherweise der richtige Ort für dich.
TR Dolayısıyla, eğer insanlarda, işletmelerde ve teknolojide TUTARLILIĞI kutlayanlardansanız (ve insanların hayatlarını güzelleştirmeyi seviyorsanız), FOREO tam size göre olabilir.
alemão | turco |
---|---|
wenn | eğer |
unternehmen | iş |
menschen | insanlar |
und | ve |
ist | olabilir |
du | size |
DE Künstliche Intelligenz ist von Menschen für Menschen gemacht. Diese klugen Köpfe und ihre Ideen und Projekte solltest du kennen.
TR Yapay zekâ insanlar tarafından insanlar için yapıldı. Bu zeki beyinleri ve onların fikirlerini tanımalısın.
alemão | turco |
---|---|
menschen | insanlar |
und | ve |
künstliche | yapay |
diese | bu |
DE Rund 5,62 Millionen Menschen arbeiten derzeit in den etwa eine Million Betrieben, 360.000 junge Menschen erhalten dort eine qualifizierte Ausbildung
TR Yaklaşık 5,62 milyon insan şu anda aşağı yukarı bir milyon işletmede çalışıyor, 360.000 genç insana bu alanda kalifiye bir mesleki eğitim veriliyor
alemão | turco |
---|---|
ausbildung | eğitim |
junge | genç |
millionen | milyon |
etwa | yaklaşık |
betrieben | bu |
menschen | bir |
arbeiten | iş |
DE In der industriellen Gesundheitswirtschaft arbeiten eine Million Menschen, 55.000 von ihnen in der Forschung und Entwicklung. Zum Vergleich: Die Automobilbranche beschäftigt 850.000 Menschen in Deutschland.
TR Sağlık sektörü endüstrisinde çalışanların sayısıysa bir milyon, bunun 55 bini araştırma ve geliştirme alanında faal. Karşılaştırma amaçlı bir bilgi: Almanya’da otomotiv sektöründe 850 bin kişi çalışıyor.
alemão | turco |
---|---|
million | milyon |
forschung | araştırma |
entwicklung | geliştirme |
arbeiten | çalışıyor |
und | ve |
menschen | bir |
DE „Ich liebe es, Menschen zu helfen.“ Seit fünf Jahren lebt sie in Deutschland und seit einem guten halben Jahr kann sie wieder tun, was sie liebt: Im medizinischen Bereich arbeiten, Menschen helfen
TR Beş yıldır Almanya’da yaşayan genç kadın yaklaşık altı aydır da çok sevdiği bir işi yapabiliyor: tıp alanında çalışmak ve insanlara yardım etmek
alemão | turco |
---|---|
jahren | yıldır |
medizinischen | tıp |
arbeiten | çalışmak |
menschen | insanlara |
helfen | yardım |
in | da |
und | ve |
zu | etmek |
fünf | beş |
DE “Ich freue mich jeden Tag auf die Arbeit. Bei Quip wird die Arbeitsweise der Menschen verändert. Es ist aufregend, einen Schritt zurückzugehen und den Mehrwert zu realisieren, den man vielen Menschen auf der Welt bietet.”
TR “Her gün işe gelmeyi dört gözle bekliyorum. Quip'te insanların çalışma şeklini değiştiriyoruz, Bir an durup dünyadaki milyonlarca insana kattığınız değerin farkına varmak heyecan verici.”
DE Sonix ist auf der Mission, die Art und Weise, wie Menschen mit Audio- und Videoinhalten arbeiten, zu verändern, aber ohne erstaunliche Menschen können wir das nicht schaffen
TR Sonix, insanların ses ve video içerikleri ile çalışma biçimini dönüştürmek için bir görevdedir, ancak bunu inanılmaz insanlar olmadan yapamayız
alemão | turco |
---|---|
sonix | sonix |
art | ile |
und | ve |
arbeiten | çalışma |
zu | için |
aber | bir |
ohne | olmadan |
audio- | ses |
DE Non-Profit-Manager und Mitarbeiter sind erstaunliche Menschen: selbstlos, leidenschaftlich und gutherzig. Sie kümmern sich darum, etwas zu bewegen, und wir lieben Menschen, die dazu beitragen, die Welt zu einem besseren Ort zu machen!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
alemão | turco |
---|---|
mitarbeiter | çalışanlar |
welt | dünyayı |
wir | biz |
und | ve |
sie | iyi |
besseren | daha |
menschen | insanları |
DE Sie sind nicht dazu da, die Probleme anderer Menschen zu lösen, und Sie tragen keine Verantwortung für die Handlungen anderer Menschen
TR Diğer insanların sorunlarını çözmek için orada değilsiniz ve diğer insanların eylemleri için hiçbir sorumluluk taşımıyorsunuz
alemão | turco |
---|---|
anderer | diğer |
verantwortung | sorumluluk |
lösen | çözmek |
probleme | sorunları |
und | ve |
dazu | için |
DE Von dem Wunsch, sich mächtig zu fühlen bis hin zur Zugehörigkeit - diese Wünsche sind bei jedem Menschen anders. 12 grundlegende Archetypen können den Menschen helfen, mit diesen Wünschen umzugehen.
TR Güçlü hissetme isteğinden ait olmaya kadar bu arzular herkes için farklıdır. 12 temel arketip, insanların bu arzularla ilişki kurmasına yardımcı olabilir.
DE Open-Source-Software wird von Menschen wie Ihnen gemacht. Lernen Sie, wie Sie Ihr Projekt anfangen und ausbauen können.
TR Açık kaynak yazılımlar, tıpkı sizin gibi insanlar tarafından geliştiriliyor. Nasıl proje başlatıp büyüteceğinizi öğrenin.
alemão | turco |
---|---|
menschen | insanlar |
projekt | proje |
open | açık |
source | kaynak |
software | yazılımlar |
lernen | öğrenin |
wie | nasıl |
ihr | sizin |
DE Bauen Sie eine Community auf, die Menschen ermutigt, Ihr Projekt zu nutzen, zu unterstützen und weiter zu verbreiten.
TR İnsanları projenizi kullanmaya, katkıda bulunmaya ve uyarlamaya teşvik eden bir topluluk oluşturmak.
alemão | turco |
---|---|
community | topluluk |
nutzen | kullanmaya |
unterstützen | teşvik |
und | ve |
menschen | bir |
DE WCAG 2.0 (Web Content Accessibility Guidelines) Elsevier unterstützt den internationalen Barrierefreiheitsstandard, der sicherstellt, dass unsere Websites von Menschen mit einer Vielzahl von Behinderungen genutzt werden können.
TR WCAG 2. 0 (Web İçeriği Erişilebilirlik Kuralları) Elsevier, internet sitelerimizin farklı engellere sahip kişiler tarafından kullanılabilmesi için uluslararası erişilebilirlik standardını desteklemektedir.
alemão | turco |
---|---|
menschen | kişiler |
elsevier | elsevier |
internationalen | uluslararası |
von | tarafından |
websites | web |
DE Abschnitt 508 stellt sicher, dass jedwede von der US-Regierung oder von staatlich finanzierten Einrichtungen erworbene oder verwendete IT von Menschen mit Behinderungen genutzt werden kann.
TR Section 508, ABD federal hükümeti ya da federal hükümet tarafından finanse edilen kuruluşlar tarafından satın alınan ya da kullanılan tüm IT ürünlerinin engelliler tarafından kullanılabilir olmasını temin eder
alemão | turco |
---|---|
werden | olmasını |
stellt | da |
oder | ya |
von | tarafından |
DE Dies wird zur Verbesserung der Gesundheit und des Lebens aller Menschen überall beitragen
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
alemão | turco |
---|---|
wird | ya |
überall | her yerde |
menschen | insanlar |
und | ve |
dies | her |
DE Das bedeutet, dass wir Menschen und Situationen häufig auf der Grundlage unbewusster Verallgemeinerungen und Vorurteile behandeln, anstatt eine Reihe objektiver qualitativer oder quantitativer Parameter zu verwenden.
TR Yani insanlar ve durumlara nesnel veya nicel parametreler yerine genelde bilinçsiz genellemeler ve peşin hükümlerle yaklaşırız.
alemão | turco |
---|---|
menschen | insanlar |
oder | veya |
und | ve |
DE Nutzen Sie diese auffällige Werbefläche, um die Aufmerksamkeit der Menschen zu erregen.
TR İnsanların dikkatini çekmek için bu göz alıcı reklam alanını kullanın.
alemão | turco |
---|---|
nutzen | kullanın |
aufmerksamkeit | dikkatini |
diese | bu |
DE ScienceDirect – Erreichen Sie auf unserer Plattform ScienceDirect über 30 Millionen Menschen.
TR ScienceDirect – ScienceDirect platformumuzda 30 milyondan fazla insana ulaşın.
DE Nutzen Sie die Interessen und Verhaltensweisen der Menschen auf unserer ScienceDirect-Plattform.
TR ScienceDirect platformumuzda insanların ilgi ve davranışlarına ulaşın.
alemão | turco |
---|---|
interessen | ilgi |
menschen | insanlar |
und | ve |
DE Du musst kein Experte sein, um Menschen zusammenzubringen und gemeinsame Interessen zu erkunden.
TR İnsanları bir araya getirmek ve ortak ilgi alanlarını keşfetmek için uzman olmanıza gerek yok.
alemão | turco |
---|---|
musst | gerek |
gemeinsame | ortak |
interessen | ilgi |
und | ve |
menschen | bir |
DE Erkunde Fragen, die Menschen zu deinem Produkt oder deinem Service stellen könnten
TR İnsanların ürününüz veya hizmetiniz hakkında sorabileceği soruları keşfedin
alemão | turco |
---|---|
oder | veya |
zu | hakkında |
fragen | sorular |
DE Schließe dich den 50 Millionen Menschen an, die Foursquare bereits nutzen, um dir Tipps zu holen, die ganz auf deine Vorlieben abgestimmt sind.
TR Zevklerine uygun tavsiyeler almak için 50 milyondan fazla kullanıcısı olan Foursquare'e katıl.
alemão | turco |
---|---|
millionen | milyondan |
tipps | tavsiyeler |
holen | almak |
bereits | fazla |
sind | olan |
DE Menschen erinnern sich 55% mehr Informationen durch eine Grafik als wenn sie es nur hören. Wenn Sie komplizierte Dateien und Informationen durch anwenderfreundliche Grafiken übergeben können, machen Sie eine sehr guter Eindruck.
TR Duymaya kıyasla, insanların görerek öğrendikleri bilgileri hatırlama oranı %55 daha fazladır. Yoğun veriyi ve karmaşık bilgileri, kolaylıkla anlaşılabilen infografiklere dönüştürerek daha çarpıcı bir sunum ortaya çıkarırsınız.
alemão | turco |
---|---|
und | ve |
informationen | bilgileri |
menschen | bir |
sehr | daha |
DE Kaufen, aufbewahren, NFTs sammeln, Preise anzeigen, Krypto tauschen und verdienen, das ist der Grund warum mehr als 10 Millionen Menschen die Trust Wallet Trust Wallet benutzen.
TR Satın al, Sakla, Fiyatlara bak, NFT'leri topla, Kripto Al-Sat ve Kazan. İşte bu yüzden 10 milyondan fazla kişi Trust Cüzdan kullanıyor.
alemão | turco |
---|---|
kaufen | satın |
krypto | kripto |
millionen | milyondan |
menschen | kişi |
wallet | cüzdan |
trust | trust |
mehr | fazla |
und | ve |
DE Wir besinnen uns auf das Wesentliche, schätzen den Menschen und zelebrieren den wertbewussten Reisenden
TR Bizler sadelik sevgisini temsil ederek insan ruhunu kucaklıyor ve değer bilincine sahip gezginleri destekliyoruz
alemão | turco |
---|---|
menschen | insan |
wir | bizler |
und | ve |
DE ? Unser Unternehmen bietet Menschen Service und unsere Team-Mitglieder stellen das täglich mit ihrer Leidenschaft für Gastfreundschaft – auch über die Grenzen unserer Hotels hinaus – unter Beweis. ?
TR ? İnsanlara hizmet sağlayan bir işletmeyiz ve Ekip Üyelerimiz konukseverliğe olan tutkularını her gün otellerimizin ötesine de taşımaktadır. ?
alemão | turco |
---|---|
service | hizmet |
bietet | sağlayan |
team | ekip |
unternehmen | olan |
auch | de |
und | ve |
das | her |
DE Sie würden staunen, was uns die Menschen alles erzählen. Jeden Tag. Im Auftrag vieler Marken, darunter einige der größten weltweit.
TR İnsanların bize ne kadar fazla şey anlattığını bilseniz şaşırırdınız. Her gün. Dünyanın en büyük markalarından bir çoğu adına.
alemão | turco |
---|---|
marken | markalar |
weltweit | dünyanın |
einige | bir |
was | ne |
alles | şey |
die | gün |
größten | en |
im | kadar |
DE NVIDIA möchte Menschen mit Behinderungen Zugang zu seinen Produkten und Dienstleistungen bieten, auch über eine barrierefreie Website
TR NVIDIA, erişilebilir bir web sitesi dahil pek çok uygulama ile engelli bireylere ürün ve hizmet erişimi sunmayı amaçlamaktadır
alemão | turco |
---|---|
nvidia | nvidia |
und | ve |
zugang | erişimi |
menschen | bir |
produkten | ürün |
DE Als Ergebnis haben die Menschen angefangen, sich über Ihre Sicherheit Gedanken zu machen, wonach viele Informationen wie man VPN bekommt erschienen.
TR İnsanlar kendilerini takipten nasıl koruyacakları hakkında daha sık düşünmeye başladılar ve bu VPN'nin nasıl kullanılacağına dair bilgilerin popülaritesinin artmasına neden oldu.
alemão | turco |
---|---|
informationen | bilgilerin |
die | ve |
wie | nasıl |
DE Um sicherzustellen, dass unsere VPN-Clients ihre Arbeit ordnungsgemäß ausführen und verbessern, müssen wir wissen, wie die Menschen insgesamt mit ihnen interagieren
TR VPN müşterilerimizin işlerini düzgün bir şekilde yapmalarını ve onları geliştirmelerini sağlamak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekir
alemão | turco |
---|---|
arbeit | iş |
vpn | vpn |
müssen | gerekir |
und | ve |
sicherzustellen | sağlamak için |
wie | nasıl |
menschen | bir |
DE "Wunderschöner Platz von 1605-1612, den König Henri IV. als einheitliches Ensemble errichten liess. Vor allem am frühen Morgen toll, wenn noch wenige Menschen hier sind."
TR "4 tarafı avlu olan çimenlik bir bölge. Yorulmuş ve bu bölgenin yakınındaysanız çimenlere uzanmak ve dinlenmek için buraya gelebilirsiniz."
alemão | turco |
---|---|
hier | buraya |
menschen | bir |
den | ve |
vor | için |
DE 12 Ausgaben erreichen unter dem Dach einer Marke eine potenzielleLeserschaft von 4,3 Milliarden Menschen
TR 12 farklı edisyon tek marka altında 4.3 Milyar insandan oluşan potansiyel bir kitleye ulaşıyor
alemão | turco |
---|---|
marke | marka |
milliarden | milyar |
menschen | bir |
DE Den Menschen fehlen die Informationen, die sie brauchen, um echte Qualität zu kaufen.
TR İnsanlar, kaliteli ürün almak için ihtiyaç duydukları bilgilere sahip değiller.
alemão | turco |
---|---|
informationen | bilgilere |
qualität | kaliteli |
kaufen | almak |
brauchen | ihtiyaç |
DE Sie wissen, dass Menschen, die ihre Sachen selbst reparieren, treue Kunden sind.
TR Kendi eşyalarını tamir eden insanların, özel ve kendini adamış müşteriler olduklarını bilirler.
alemão | turco |
---|---|
reparieren | tamir |
kunden | müşteriler |
die | ve |
menschen | insanlar |
dass | e |
DE Wenn Menschen die Informationen und das Werkzeug für die Reparatur von Produkten haben, sinken die Supportkosten. Kunden lieben es, wenn ihre Sachen schnell repariert werden können - ob allein oder in einer Werkstatt vor Ort.
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
alemão | turco |
---|---|
kunden | müşteriler |
ort | yerel |
schnell | hızlı |
informationen | bilgi |
und | ve |
menschen | bir |
reparatur | tamir |
es | bunu |
DE Sie verstecken sich hinter urheberrechtlichen Ansprüchen, um Online-Reparaturhandbücher zu löschen und Menschen davon abzuhalten, selbst zu reparieren.
TR Çevrimiçi tamir kılavuzlarını ortadan kaldırmak ve insanları DIY(kendin-yap) tamirden uzaklaştırmak için telif hakkı iddialarının arkasına saklanıyorlar.
alemão | turco |
---|---|
reparieren | tamir |
und | ve |
menschen | insanları |
DE Reparierte elektronische Geräte gibt Menschen Zugang zu kostengünstiger Elektronik und hilft ihnen, auf die großartigen Vorteile von Technologie zuzugreifen
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
alemão | turco |
---|---|
geräte | cihazlar |
hilft | yardımcı olur |
vorteile | avantajlar |
menschen | insanlar |
und | yardımcı |
großartigen | harika |
DE Durch Förderung von Reparaturen erhalten Menschen Zugang zu erschwinglichen Produkten, das Problem des Elektroschrotts kann dadurch erheblich verringert werden und es können Arbeitsplätze geschaffen werden.
TR Onarımı teşvik etmek; insanların uygun fiyatlı ürünlere erişmesini sağlayacak, e-atık probleminde büyük bir azalma yaşanacak ve iş yaratacaktır.
alemão | turco |
---|---|
erschwinglichen | uygun |
förderung | teşvik |
zu | etmek |
und | ve |
menschen | bir |
DE Wir helfen Menschen frei und sicher zu arbeiten
TR İnsanların özgür, güvenli ve kendinden emin bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyoruz
alemão | turco |
---|---|
frei | özgür |
und | yardımcı |
menschen | bir |
DE Viele haben jedoch auch eine für Menschen verständliche Version des Inhalts am Beginn stehen, und wenn du es detaillierter möchtest, kannst du dich gern tiefer einlesen.
TR Ancak, bunların büyük çoğunluğu başlangıçtaki içeriğin kolay anlaşılabilir bir biçimidir ve daha fazla ayrıntı istersen, lütfen daha yakından incele.
alemão | turco |
---|---|
und | ve |
du | lütfen |
jedoch | bir |
DE Kompresse ? Vorsprünge und neue linien werden benutzt, um ein HTML lesbareres für menschen einordnen zu lassen, aber sie beeinflussen nicht die übertragung im web browser
TR Sıkıştır ? Sekmeler ve yeni satırlar, bir HTML dosyasını insanlar için daha okunabilir hale getirmek için kullanılır, ancak web tarayıcısında oluşturma işlemini etkilemezler
alemão | turco |
---|---|
neue | yeni |
html | html |
browser | tarayıcı |
web | web |
und | ve |
aber | bir |
DE “Visme ist meine einfache Anlaufstelle, wenn ein Projekt schnell abgeschlossen werden muss. Die einfache Funktionalität der Seite ist großartig. Benutzerfreundlich für Menschen ohne Designhintergrund.”
TR “Visme, bir projeyi hızlı bir şekilde bitirmek istediğimde kolaylıkla kullanabileceğim bir araç. Sitenin basit bir şekilde kullanılabilmesini seviyorum. Tasarım deneyimine sahip olmayan kişiler için kullanım kolaylığı sağlıyor.”
DE Es verbindet Menschen mit Bargeld das sie verwenden können - Pesos, Dollar, Euro und weitere
TR İnsanları lokal olarak kullandıkları pezo, dolar, euro ve diğerleri gibi para birimlerine bağlar
alemão | turco |
---|---|
dollar | dolar |
euro | euro |
und | ve |
DE Es ist derzeit das einzige dezentrale System, mit dem Menschen von digitalen Tokens zu Money-in-the-Bank wechseln können, ohne das Netzwerk zu verlassen.
TR Mevcutta insanların ağı terk etmeden dijital tokenlardan bankadaki paraya dönüşüm yapmalarına imkan sağlayan tek merkeziyetsiz sistemdir.
alemão | turco |
---|---|
digitalen | dijital |
ohne | etmeden |
menschen | insanlar |
netzwerk | ağı |
zu | tek |
DE • Dame Maureen Thomas Foundation for Young People – Präsident dieser Stiftung, die Spenden für die Förderung junger Menschen im Gesundheits- und Bildungswesen in Europa sammelt
TR • Dame Maureen Thomas Foundation for Young People ? Avrupa çapındaki gençleri sağlık ve eğitim alanlarında desteklemek için bağış toplayan bu hayır kurumunun başkanı
Mostrando 50 de 50 traduções