TR Bunun yanı sıra her zaman farklı ve ilginç projelerin bir parçası olabilir veya başka görevler için diğer ekiplere de katılabilirsiniz
"projelerin bir parçası" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Bunun yanı sıra her zaman farklı ve ilginç projelerin bir parçası olabilir veya başka görevler için diğer ekiplere de katılabilirsiniz
EN There are always possibilities to participate in other more interesting projects or to join another team with different tasks
turco | inglês |
---|---|
bunun | are |
ilginç | interesting |
veya | or |
görevler | tasks |
TR Renault – Nissan – Mitsubishi Alliance'ın bir parçası olmasının yanı sıra, daha önce Japonya'nın en büyük sanayi grubu olan Mitsubishi keiretsu'nun da bir parçası
EN Besides being part of the Renault–Nissan–Mitsubishi Alliance, it is also a part of Mitsubishi keiretsu, formerly the biggest industrial group in Japan
turco | inglês |
---|---|
nissan | nissan |
parçası | part |
japonya | japan |
sanayi | industrial |
grubu | group |
TR Projelerin ilerlemesini sağlamak için paylaşılan bir workdoc'ta haftalık işlerin bir kontrol listesini hazırlayarak ekibinizi yönetin.
EN Organize your team with a checklist of weekly tasks in one shared workdoc to keep projects moving forward.
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
workdoc | workdoc |
haftalık | weekly |
kontrol | checklist |
ekibinizi | your team |
yönetin | organize |
TR Projelerin ilerlemesini sağlamak için paylaşılan bir workdoc'ta haftalık işlerin bir kontrol listesini hazırlayarak ekibinizi yönetin.
EN Organize your team with a checklist of weekly tasks in one shared workdoc to keep projects moving forward.
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
workdoc | workdoc |
haftalık | weekly |
kontrol | checklist |
ekibinizi | your team |
yönetin | organize |
TR Bunda elbette “dpa salonu” gibi projelerin katkısı büyük; dünyanın dört bir yanındaki çalışanların, korona dönemindeki yaşamları ve çalışmaları hakkında kişisel paylaşımlarda bulunduğu çok parçalı bir video formatı
EN This has been encouraged by projects like the dpa Living Room, a multiple video format that enabled colleagues all over the world to provide very personal insights into their life and work in corona times
turco | inglês |
---|---|
dpa | dpa |
dünyanın | world |
korona | corona |
kişisel | personal |
video | video |
TR Projelerin ilerlemesini sağlamak için paylaşılan bir workdoc'ta haftalık işlerin bir kontrol listesini hazırlayarak ekibinizi yönetin.
EN Organize your team with a checklist of weekly tasks in one shared workdoc to keep projects moving forward.
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
workdoc | workdoc |
haftalık | weekly |
kontrol | checklist |
ekibinizi | your team |
yönetin | organize |
TR Hızlı bir şekilde yetenekli freelancerlarımızdan herhangi bir sorumluluk olmaksızın fiyatlar alın. Projelerin %80'i, 60 saniye içinde teklif alır.
EN Receive obligation free quotes from our talented freelancers fast. 80% of projects get bid on within 60 seconds.
TR Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan PRAG, satın alma, hibe ve projelerin yönetimi ile ilgili prosedürleri içeren detaylı bir belgedir
EN PRAG, developed by the European Commission, is a detailed document containing procedures for the management of procurement, grants, and projects
turco | inglês |
---|---|
avrupa | european |
komisyonu | commission |
yönetimi | management |
detaylı | detailed |
TR AB Görünürlük İlkeleri Avrupa Birliği'nin, tamamını ya da bir bölümünü finanse ettiği projelerin Avrupa Birliği'nin desteğine sahip olduğuna görsel anlamda dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiştir
EN The EU Visibility Principles have been drafted in order to draw some visual attention to the fact that the projects have obtained the support of the European Union whether they have been financed completely or partially by the European Union
turco | inglês |
---|---|
görünürlük | visibility |
birliği | union |
görsel | visual |
dikkat | attention |
amacıyla | in order to |
TR Wise Labo küçük ama güçlü bir firmadır. Aynı anda devam eden birçok proje olduğundan bu projelerin ilerleyişini kontrol etmek ve güncel kalmak, iş verimliliğini büyük ölçüde etkilemektedir.
EN Wise Labo is a small firm, but it’s a mighty one. Since there are often multiple projects going on at any one time, checking up and staying up-to-date on the progress of these projects has a major impact on work efficiency.
turco | inglês |
---|---|
wise | wise |
küçük | small |
proje | projects |
güncel | up-to-date |
verimliliğini | efficiency |
büyük | major |
TR Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan PRAG, satın alma, hibe ve projelerin yönetimi ile ilgili prosedürleri içeren detaylı bir belgedir
EN PRAG, developed by the European Commission, is a detailed document containing procedures for the management of procurement, grants, and projects
turco | inglês |
---|---|
avrupa | european |
komisyonu | commission |
yönetimi | management |
detaylı | detailed |
TR AB Görünürlük İlkeleri Avrupa Birliği'nin, tamamını ya da bir bölümünü finanse ettiği projelerin Avrupa Birliği'nin desteğine sahip olduğuna görsel anlamda dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiştir
EN The EU Visibility Principles have been drafted in order to draw some visual attention to the fact that the projects have obtained the support of the European Union whether they have been financed completely or partially by the European Union
turco | inglês |
---|---|
görünürlük | visibility |
birliği | union |
görsel | visual |
dikkat | attention |
amacıyla | in order to |
TR Bu bağlamda özellikle ilgi çekici bulduğumuz bir durum, projelerin çoğunun kırsal kesime taşınan şehir sakinleri tarafından değil, doğrudan o köyün sakinleri tarafından başlatılmış olması oldu
EN We found particularly interesting that many projects weren’t initiated by city dwellers who had moved to the country but came directly from the village community
turco | inglês |
---|---|
özellikle | particularly |
şehir | city |
doğrudan | directly |
o | that |
TR Ortaklaşa çalışmalarımız esnasında projelerin Nikaragua’da çok daha hızlı ve rahat bir şekilde hayata geçirildiğini gözlemledik
EN During our collaboration we’ve noticed that projects in Nicaragua are realised much faster and with less red tape
turco | inglês |
---|---|
esnasında | during |
hızlı | faster |
TR Wise Labo küçük ama güçlü bir firmadır. Aynı anda devam eden birçok proje olduğundan bu projelerin ilerleyişini kontrol etmek ve güncel kalmak, iş verimliliğini büyük ölçüde etkilemektedir.
EN Wise Labo is a small firm, but it’s a mighty one. Since there are often multiple projects going on at any one time, checking up and staying up-to-date on the progress of these projects has a major impact on work efficiency.
turco | inglês |
---|---|
wise | wise |
küçük | small |
proje | projects |
güncel | up-to-date |
verimliliğini | efficiency |
büyük | major |
TR Finanse Edilen Projelerin Geçerliliği ve Etkisi: Finanse ettiğiniz araştırma programlarının performansını sonuçları, atıf almaları ve uluslararası etkileri bakımından değerlendirin
EN effectiveness and impact of funded projects: assess the performance of the research programmes you fund in terms of output, citations and international impact
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
etkisi | impact |
araştırma | research |
uluslararası | international |
ın | of |
TR Ayrıca, hesabınıza 60 gün boyunca giriş yapmazsanız, oluşturduğunuz projelerin ve medya dosyalarının otomatik olarak silineceğini de unutmayın.
EN Also note that all your created projects and media files will be automatically deleted if you don't log in to your account for more than 60 days!
turco | inglês |
---|---|
gün | days |
giriş | log in |
medya | media |
hesabını | account |
TR Projelerin son teslim tarihi her yıl yayınlanan başvuru çağrısında belirtilir.
EN The deadline for the submission of projects is specified in the Call for Applications published every year.
turco | inglês |
---|---|
yıl | year |
yayınlanan | published |
TR IPA’nın temel amacı aday ülkenin AB’ye üye olma yolundaki ihtiyaç ve önceliklerine hizmet eden projelerin desteklenmesidir
EN The main purpose of IPA is to support projects that serve the needs and priorities of the candidate country on the way to EU membership
turco | inglês |
---|---|
temel | main |
amacı | purpose |
aday | candidate |
ab | eu |
ihtiyaç | needs |
ve | and |
hizmet | support |
TR Finanse Edilen Projelerin Geçerliliği ve Etkisi: Finanse ettiğiniz araştırma programlarının performansını sonuçları, atıf almaları ve uluslararası etkileri bakımından değerlendirin
EN effectiveness and impact of funded projects: assess the performance of the research programmes you fund in terms of output, citations and international impact
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
etkisi | impact |
araştırma | research |
uluslararası | international |
ın | of |
TR Projelerin son teslim tarihi her yıl yayınlanan başvuru çağrısında belirtilir.
EN The deadline for the submission of projects is specified in the Call for Applications published every year.
turco | inglês |
---|---|
yıl | year |
yayınlanan | published |
TR IPA’nın temel amacı aday ülkenin AB’ye üye olma yolundaki ihtiyaç ve önceliklerine hizmet eden projelerin desteklenmesidir
EN The main purpose of IPA is to support projects that serve the needs and priorities of the candidate country on the way to EU membership
turco | inglês |
---|---|
temel | main |
amacı | purpose |
aday | candidate |
ab | eu |
ihtiyaç | needs |
ve | and |
hizmet | support |
TR ICO'nuzu “Önerilen Projeler” bölümündeki diğer projelerin sayfalarına yerleştirme
EN Placing your ICO on the pages of other projects in the “Recommended Projects” section
turco | inglês |
---|---|
projeler | projects |
diğer | other |
sayfaları | pages |
TR Bu projelerin hedefi partnerleri yenilenebilir enerjilerin yapılandırılması ve gelişimi, enerji verimliliğinin arttırılması ve modern enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılması konusunda desteklemek
EN The primary goal is to support the partner countries with regard to expanding renewable energies, improving energy efficiency and promoting the use of modern energy technologies
turco | inglês |
---|---|
yenilenebilir | renewable |
ve | and |
enerji | energy |
modern | modern |
TR Bu çerçevede örneğin Federal Çevre Bakanlığı’nın Ulusal İklim Koruma İnisiyatifi, şehir, kasaba ve kazalardaki projelerin desteklenmesine büyük önem veriyor
EN That is why the Federal Environment Ministry’s National Climate Protection Initiative, for example, also provides targeted support for projects in cities, towns and rural districts
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
ulusal | national |
koruma | protection |
şehir | cities |
TR Frankfurt bölgesinin yeniden doğallaştırılmasına yönelik projelerin en büyüklerinden biri olan projeyle, 2020 yılına kadar nehrin eski kollarından biri, balıkların ve sürüngenlerin geri çekilme alanı olarak yeniden canlandırılacak
EN In one of the largest renaturation projects in the Frankfurt region, one former branch of the river is to be reactivated as a sanctuary for fish and amphibians by 2020
turco | inglês |
---|---|
frankfurt | frankfurt |
eski | former |
TR Projelerin pek çoğu Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) tarafından Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF) bütçesinden ayrılan payla destekleniyor.
EN Many university projects are supported by the German Academic Exchange Service (DAAD) with funding from the Federal Ministry of Education and Research (BMBF).
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
akademik | academic |
değişim | exchange |
servisi | service |
federal | federal |
eğitim | education |
araştırma | research |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Mimari tasarımın ve 3B mimari görselleştirmenin geleceği olan teknolojiler, projelerin inşaattan önce gerçek zamanlı olarak tasarlanmasını, revize edilmesini ve geliştirilmesini sağlar
EN The future of architectural design and 3D architectural visualization allows for projects to be designed, revised, and refined in real time prior to building
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
sağlar | allows |
TR Ayrıca, hesabınıza 60 gün boyunca giriş yapmazsanız, oluşturduğunuz projelerin ve medya dosyalarının otomatik olarak silineceğini de unutmayın.
EN Also note that all your created projects and media files will be automatically deleted if you don't log in to your account for more than 60 days!
TR SteelSeries Ortaklık Programı, yayıncılar ve Youtube kişilikleri için ödüllü ürünlerimizi dünyanın dört bir yanındaki oyunculara ulaştırarak SteelSeries markasının bir parçası olmak için bir fırsattır
EN The SteelSeries Affiliate Program is an opportunity for streamers and YouTube personalities to be a part of the SteelSeries brand by bringing our award-winning products to gamers around the globe
turco | inglês |
---|---|
steelseries | steelseries |
programı | program |
youtube | youtube |
ödüllü | award-winning |
dünyanın | globe |
markasının | brand |
parçası | part |
TR Bu cihazlar - günümüzde ya da gelecekte - genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti (IoT) uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline gelir.
EN These devices become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things (IoT) solution – today, or in the future.
turco | inglês |
---|---|
cihazlar | devices |
günümüzde | today |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Yazıcılar, genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline geliyor.
EN Printers then become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things solution.
turco | inglês |
---|---|
yazıcılar | printers |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Neşeli bir müzik parçası ekledikten sonra projenizi dışa aktarın ve fotoğrafların harika bir tasarımla bir araya gelmesini izleyin
EN Add a joyful music track to your project, export it, and watch the photos come together in a decorated setting
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
projenizi | your project |
aktarın | export |
araya | together |
fotoğrafları | photos |
TR Bu cihazlar - günümüzde ya da gelecekte - genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti (IoT) uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline gelir.
EN These devices become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things (IoT) solution – today, or in the future.
turco | inglês |
---|---|
cihazlar | devices |
günümüzde | today |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Yazıcılar, genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline geliyor.
EN Printers then become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things solution.
turco | inglês |
---|---|
yazıcılar | printers |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Bir iş arıyorsanız, hızlı büyüyen bir B2B canlı oyun sağlayıcısı ile büyümek ve büyük bir arkadaş canlısı ekibin parçası olmak istiyorsanız, o zaman hoş geldiniz!
EN If you are looking for a job, want to grow together with a rapidly increasing B2B provider of live-games, and become a part of huge friendly team, you're welcome!
turco | inglês |
---|---|
arıyorsanız | if you are looking |
hızlı | rapidly |
canlı | live |
oyun | games |
sağlayıcısı | provider |
büyük | huge |
parçası | part |
hoş | friendly |
TR monday.com ile bir yıllık aboneliği kabul etmeniz gerekmektedir. Bu programın bir parçası olarak, herhangi bir aylık plan veya aylık planlarda indirim kabul etmiyoruz.
EN You must agree to a one-year subscription with monday.com. As part of this program, we do not honor any monthly plans or discounts to monthly plans.
turco | inglês |
---|---|
yıllık | year |
gerekmektedir | must |
parçası | part |
aylık | monthly |
indirim | discounts |
TR Kestirimci Bakım servisimizin bir parçası olarak separatörlerin durumunu izleyebilmemiz sayesinde, bir İspanyol Süt Ürünleri Üreticisi 48 saatlik bir plansız duruş yapmaktan kurtulmuştu.. #TeslimatGüvenilirliği
EN Thanks to us monitoring the condition of the separators as part of our Predictive Maintenance service, a Spanish Dairy could avoid 48 hours of unplanned downtime. #DeliveryReliability
turco | inglês |
---|---|
bakım | maintenance |
parçası | part |
saatlik | hours |
TR Boş (null) tür, birleşimlerin bir parçası olarak desteklenir, yani T1|T2|null sözdizimi, boş olabilen bir birleşim oluşturmak için kullanılabilir. Mevcut ?T gösterimi, yaygın T|null durumu için bir kısaltma olarak kabul edilir.
EN The null type is supported as part of unions, such that T1|T2|null can be used to create a nullable union. The existing ?T notation is considered a shorthand for the common case of T|null.
turco | inglês |
---|---|
tür | type |
parçası | part |
desteklenir | supported |
t | t |
yaygın | common |
TR false değişmez türü, birleşimlerin bir parçası olarak desteklenir ve tarihsel nedenlerden ötürü, birçok dahili işlev başarısızlık durumunda null yerine false döndürür. Böyle bir işleve klasik bir örnek
EN The false literal type is supported as part of unions, and is included as for historical reasons many internal functions return false instead of null for failures. A classic example of such a function is
turco | inglês |
---|---|
türü | type |
parçası | part |
desteklenir | supported |
dahili | internal |
klasik | classic |
örnek | example |
TR Bu kampanyanın bir parçası olan bir dizi e-Kitap bulmak için aşağıdan ülkenizi seçin:
EN Select your country below to find a selection of eBooks that are part of this campaign:
turco | inglês |
---|---|
parçası | part |
olan | are |
seçin | select |
TR Başka bir ifadeyle, YouTube SEO'da başarılı olmak için pazarlama strajesinin bir parçası olmalısınız
EN In other words, to be successful on YouTube SEO must be part of your marketing strategy
turco | inglês |
---|---|
başka | other |
youtube | youtube |
seo | seo |
başarılı | successful |
pazarlama | marketing |
parçası | part |
TR Aynı zamanda, hassas hasta verilerini bir plan yükseltmesiyle veya Koronavirüs ile Savaşanlar Programımızın bir parçası olarak ücretsiz sunulan HIPAA uyumluluk seçeneğimiz ile koruyabilirsiniz
EN You can also protect sensitive health data with our HIPAA compliance option, available with a plan upgrade, or for free as part of our Coronavirus Responder Program
turco | inglês |
---|---|
hassas | sensitive |
verilerini | data |
plan | plan |
koronavirüs | coronavirus |
parçası | part |
hipaa | hipaa |
uyumluluk | compliance |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
turco | inglês |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
Mostrando 50 de 50 traduções