EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
"using them instead" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
inglês | turco |
---|---|
function | işlev |
normal | normal |
times | kez |
same | bir |
to | sağlamak |
in | için |
of | in |
EN Removed the fade in effect from the buttons. They are now properly sized from the start so there?s no need to keep them hidden while sizing logic is adjusting them. Instead they can now be visible from page load.
TR Düğmelerden fade in efekti kaldırıldı. Artık, başlangıçtan itibaren uygun şekilde boyutlandırıldılar, bu yüzden onları mantığa göre ayarlayarak onları gizlemenize gerek kalmayacak. Bunun yerine artık sayfa yükünden görülebilirler.
inglês | turco |
---|---|
start | başlangıç |
need | gerek |
load | yük |
instead | bunun yerine |
now | bu |
so | bu yüzden |
page | sayfa |
the | şekilde |
EN Removed the fade in effect from the buttons. They are now properly sized from the start so there?s no need to keep them hidden while sizing logic is adjusting them. Instead they can now be visible from page load.
TR Düğmelerden fade in efekti kaldırıldı. Artık, başlangıçtan itibaren uygun şekilde boyutlandırıldılar, bu yüzden onları mantığa göre ayarlayarak onları gizlemenize gerek kalmayacak. Bunun yerine artık sayfa yükünden görülebilirler.
inglês | turco |
---|---|
start | başlangıç |
need | gerek |
load | yük |
instead | bunun yerine |
now | bu |
so | bu yüzden |
page | sayfa |
the | şekilde |
EN You may be using your Kobo eReader to apply a promo code. Try using the promo code on the Kobo website instead.
TR Kobo eOkuyucunuz'u promosyon kodu uygulamak için kullanıyorsunuzdur. Bunun yerine promosyon kodunuzu Kobo websitesinde kullanmayı deneyin.
inglês | turco |
---|---|
kobo | kobo |
apply | uygulamak |
promo | promosyon |
code | kodu |
try | deneyin |
using | kullanmayı |
instead | bunun yerine |
to | için |
EN You may be using your Kobo eReader to apply a promo code. Try using the promo code on the Kobo website instead.
TR Kobo eOkuyucunuz'u promosyon kodu uygulamak için kullanıyorsunuzdur. Bunun yerine promosyon kodunuzu Kobo websitesinde kullanmayı deneyin.
EN Instead of tracking certificates in different systems, you can easily make them online from one place
TR Sertifikaları farklı sistemlerdeki takip etmek yerine tek bir yerden online olarak kolayca yapabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
tracking | takip |
online | online |
easily | kolayca |
certificates | sertifikaları |
you can | yapabilirsiniz |
from | yerden |
different | farklı |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
inglês | turco |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN Instead of tracking certificates in different systems, you can easily make them online from one place
TR Sertifikaları farklı sistemlerdeki takip etmek yerine tek bir yerden online olarak kolayca yapabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
tracking | takip |
online | online |
easily | kolayca |
certificates | sertifikaları |
you can | yapabilirsiniz |
from | yerden |
different | farklı |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
inglês | turco |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN Instead of people being stuck with what Google traditionally presents them with when they make searches, Google’s goal is to get people to look at the content on a wider range of websites.
TR İnsanların arama yaptıklarında geleneksel olarak Google'ın kendilerine sunduklarına takılıp kalmaları yerine, Google'ın amacı insanların daha geniş bir web sitesi yelpazesindeki içeriğe bakmalarını sağlamaktır.
inglês | turco |
---|---|
traditionally | geleneksel |
content | içeriğe |
goal | amacı |
searches | arama |
at | nda |
people | insanlar |
websites | web |
look | olarak |
a | bir |
to | e |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
inglês | turco |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN Replace invalid code points for the given document type with a Unicode Replacement Character U+FFFD (UTF-8) or &#FFFD; (otherwise) instead of leaving them as is
TR Geçersiz kod dizilimini olduğu gibi bırakmak yerine Unicode Değiştirme Karakteri (U+FFFD veya &#FFFD;) ile değiştirilir
inglês | turco |
---|---|
invalid | geçersiz |
code | kod |
u | u |
is | olduğu |
or | veya |
with | ile |
EN Instead of using a single server, cloud hosting utilizes a network of servers to create a more flexible and reliable hosting experience
TR Bulut barındırma, daha esnek ve güvenilir bir barındırma deneyimi oluşturmak için tek bir sunucu kullanmak yerine bir sunucu ağından yararlanır
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
network | ağı |
flexible | esnek |
experience | deneyimi |
and | ve |
using | kullanmak |
hosting | barındırma |
server | sunucu |
of | in |
a | bir |
reliable | güvenilir |
to | için |
more | daha |
EN Do you revert to using your phone instead of being present with the people around you?
TR Çevrenizdeki insanlarla birlikte olmak yerine telefonunuzu kullanmaya geri mi dönüyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
people | insanlarla |
your phone | telefonunuzu |
with | kullanmaya |
to | geri |
of | birlikte |
the | olmak |
EN Instead, set the spacing between paragraphs using Paragraph spacing Before and Paragraph spacing After
TR Bunu yerine Paragraf Aralığı Önce ve Paragraf Aralığı Sonra seçeneklerini kullanarak paragraflar arasındaki aralığı ayarlayın
inglês | turco |
---|---|
set | ayarlayın |
and | ve |
between | arasındaki |
using | kullanarak |
the | sonra |
EN Yes. If your goal is to analyze database activity, consider using Aurora advanced auditing, general logs, and slow query logs instead, to avoid impacting the performance of your database.
TR Evet. Amacınız veritabanı etkinliğini analiz etmekse veritabanı performansını etkilemekten kaçınmak için Aurora gelişmiş denetim, genel günlükler ve yavaş sorgu günlükleri özelliklerinden faydalanmayı düşünebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
goal | amacı |
aurora | aurora |
auditing | denetim |
general | genel |
query | sorgu |
database | veritabanı |
advanced | gelişmiş |
slow | yavaş |
analyze | analiz |
of | in |
yes | evet |
and | ve |
to | için |
avoid | kaçınmak |
performance | performans |
EN Renting a car from Aston Martin instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Araç satın almak yerine Aston Martin'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Alfa Romeo instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Alfa Romeo'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
alfa | alfa |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Chrysler instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Chrysler'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Fiat instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Fiat'tan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Honda instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Honda'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Infiniti instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Infiniti'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Isuzu instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Isuzu'dan araç kiralamak, bakım ve aracı kullanırken yaşayabileceğiniz diğer arızalar hakkında endişelenmenize gerek kalmadan aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
without | kalmadan |
about | hakkında |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Jeep instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Jeep'ten araç kiralamak yerine Jeep'ten araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
EN Renting a car from Lexus instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Lexus'tan araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Lincoln instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Lincoln'den araba satın almak yerine kiralamak, bakım ve aracı kullanırken karşılaşabileceğiniz diğer arızalar hakkında endişelenmenize gerek kalmadan aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
car | araba |
enjoy | keyfini |
and | ve |
without | kalmadan |
the | aracı |
about | hakkında |
buying | satın almak |
of | yerine |
EN Renting a car from MG instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine MG'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Polaris instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Polaris'ten araç kiralamak, aracı kullanırken karşılaşabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Suzuki instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Suzuki'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Tesla instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Tesla'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Toyota instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Toyota'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN In production I then make do with only five to eight high-value components instead of using 150 cheap plastic parts.
TR Böylece üretimde 150 çeşit ucuz plastik parça yerine beş ila sekiz arasında bileşen yeterli oluyor.
inglês | turco |
---|---|
only | a |
cheap | ucuz |
plastic | plastik |
to | böylece |
eight | sekiz |
five | beş |
EN Instead, they can be collected and -using relatively simple techniques- recycled into something useful.
TR Bunun yerine, bunlar toplanabilir ve nispeten basit teknikler kullanılarak faydalı bir şey için geri dönüştürülebilir.
inglês | turco |
---|---|
relatively | nispeten |
useful | faydalı |
simple | basit |
using | kullanılarak |
instead | bunun yerine |
and | ve |
something | bir şey |
EN Do you revert to using your phone instead of being present with the people around you?
TR Çevrenizdeki insanlarla birlikte olmak yerine telefonunuzu kullanmaya geri mi dönüyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
people | insanlarla |
your phone | telefonunuzu |
with | kullanmaya |
to | geri |
of | birlikte |
the | olmak |
EN Some of us have removed our home internet connection and only connect online in public places, and we may consider getting rid of our personal computer and using library computers instead.
TR Bazılarımız ev internet bağlantımızı kaldırdık ve yalnızca halka açık yerlerde çevrimiçi bağlanıyoruz ve kişisel bilgisayarlarımızdan kurtulup bunun yerine kütüphane bilgisayarlarını kullanmayı düşünebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
library | kütüphane |
using | kullanmayı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
personal | kişisel |
instead | bunun yerine |
and | ve |
public | açık |
computers | bilgisayarlar |
some | bazı |
of | yerine |
connection | bağlantı |
EN Aliases for the above scalar types are not supported. Instead, they are treated as class or interface names. For example, using boolean as a type declaration will require the value to be an instanceof the class or interface boolean, rather than of type
TR Yukarıdaki, sayılarla ifade edilebilen türler için takma adlar desteklenmez. Yapıldığı takdirde bunlar sınıf veya arayüz isimleri olarak değerlendirilir. Örneğin, tür bildirimi olarak boolean kullanmak,
inglês | turco |
---|---|
class | sınıf |
interface | arayüz |
using | kullanmak |
of | in |
or | veya |
are | bunlar |
EN When possible, summarize. This is a visual survey results report, so use text sparingly. Don’t go over 200 words and visualize results instead of using text.
TR Mümkün olduğunda, özetleyin. Bu görsel bir anket sonucu raporudur, bu nedenle metni dikkatli kullanın. 200 kelimeyi aşmayın ve metin kullanmak yerine sonucu görselleştirin.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
visual | görsel |
survey | anket |
so | nedenle |
and | ve |
when | olduğunda |
this | bu |
text | metin |
a | bir |
use | kullanın |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
inglês | turco |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN This still happens today: the helpers help them deal with government authorities, translate for them, give them language lessons, help with transport
TR Bu, bugün de hala böyle: Yardım gönüllüleri mültecilere resmi dairelere gidişlerinde eşlik ediyor, onlar için tercümanlık ediyor, lisan kursları veriyor ve sürücülük hizmetleri yapıyorlar
inglês | turco |
---|---|
help | yardım |
this | bu |
today | bugün |
still | hala |
language | ve |
give | için |
the | böyle |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
EN Many people find that Windows, an otherwise decent piece of software, withdraws so many rights from them, that it is not worth them using it. macOS is not much better, either.
TR Pek çok insan, başka türlü iyi bir yazılım olan Windows'un kendilerinden çok fazla hakkı aldığını ve kullanmaya değmediğini düşünmektedir. macOS de bundan daha iyi değildir.
inglês | turco |
---|---|
people | insan |
software | yazılım |
macos | macos |
rights | hakkı |
using | kullanmaya |
from | bundan |
many | pek |
much | de |
better | daha iyi |
otherwise | başka |
not | değildir |
is | olan |
of | bir |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções