EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
"tool that governments" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN In social cooperatives, different components such as local governments, beneficiaries, employees, local governments act together to realize the purpose of public benefit
TR Sosyal kooperatiflerde, kamu yararı amacını gerçekleştirmek için yerel yönetimler, faydalanıcılar, çalışanlar gibi farklı bileşenler bir arada hareket etmektedir
inglês | turco |
---|---|
social | sosyal |
components | bileşenler |
local | yerel |
purpose | amacı |
public | kamu |
employees | çalışanlar |
different | farklı |
to | için |
of | in |
EN Financial support for governments or actors that are close to governments will be tied to clear conditions: recipients must show their commitment to democracy, the rule of law, human rights, a free press and the fight against corruption.
TR Devletlerin veya devlete yakın kuruluşların parasal desteklenmesi net koşullara bağlı kılınıyor: Destek alacakların demokrasi, hukuk devleti ilkeleri, insan hakları, özgür basın ve yolsuzlukla mücadeleyi kabullenmeleri şart.
inglês | turco |
---|---|
close | yakın |
clear | net |
democracy | demokrasi |
of | ın |
press | basın |
free | özgür |
rights | hakları |
human | insan |
support | destek |
or | veya |
and | ve |
law | hukuk |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN We help governments and universities to evaluate and improve their research strategies
TR Devletler ve üniversitelerin araştırma stratejilerini değerlendirmesi ve iyileştirmesine yardımcı oluruz
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
strategies | stratejilerini |
help | yardımcı |
and | ve |
EN Several governments have implemented regulations, forcing importers to have a Due Diligence System (DDS) in place
TR Birçok hükümet, ithalatçıların bir durum tespit sistemini (Due Diligince System) yürürlüğe koymalarını gerektirecek düzenlemeler uygulamaktadır
inglês | turco |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
system | system |
to | e |
a | bir |
EN Companies, governments and other stakeholders have a continued interest in the implementation of good practices throughout the whole supply chain
TR Şirketler, hükümetler ve diğer paydaşlar, tüm tedarik zinciri boyunca iyi uygulamalar ortaya konulması konusuna devamlı ilgi göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
other | diğer |
interest | ilgi |
good | iyi |
practices | uygulamalar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
a | tüm |
of | boyunca |
EN Former Obama aide Jim Messina is joining the board of Blockchain.com in anticipation of enhanced regulation from the Biden administration and other governments for its business trading and processing digital coins.
TR Obama'nın eski yardımcısı Jim Messina, Biden yönetiminin ve diğer hükümetlerin işletme ticareti ve dijital paraların işlenmesi için geliştirilmiş bir düzenleme yapacakları beklentisiyle, Blockchain.com yönetim kuruluna katılıyor.
inglês | turco |
---|---|
former | eski |
regulation | düzenleme |
other | diğer |
processing | işlenmesi |
enhanced | geliştirilmiş |
blockchain | blockchain |
and | ve |
business | iş |
administration | yönetim |
of | in |
digital | dijital |
EN Despite the Internet's pervasive role in commerce, communication and our communities, millions of people continue to be restricted by benevolent governments and corporations.
TR İnternetin ticarete, iletişime ve toplumumuza tamamen nüfuz eden rolüne rağmen, milyonlarca insan halen müşfik hükümetlerce ve şirketlerce sınırlandırılmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
people | insan |
role | rol |
despite | rağmen |
and | ve |
EN Many technology service providers are asked by governments to ban access or availability of certain content
TR Hükümetler, çoğu teknoloji hizmetleri sağlayıcılarından belli içeriklere erişimin veya bulunabilirliğin engellenmesi isterler
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
service | hizmetleri |
access | erişimin |
of | in |
certain | belli |
content | içeriklere |
many | çoğu |
or | veya |
EN Governments are not the only restrictive bodies
TR Devletler sadece kısıtlayıcı organlar değildirler
EN We continue to develop new applications to advance the cause and make it possible regardless of what governments and regulatory bodies decide to do
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
develop | geliştirmeye |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Is demographic change a crisis or an opportunity?: Governments and thought leaders will come together in Sophia to discuss demographic resilience
TR Demografik değişim kriz mi, fırsat mı?: Hükümetler ve Uzmanlar demografik dayanıklılığı tartışmak için Sofya’da buluşuyor
inglês | turco |
---|---|
change | değişim |
crisis | kriz |
opportunity | fırsat |
and | ve |
to | için |
EN The COVID-19 pandemic is straining public health systems, triggering unprecedented measures by governments around the world, including movement restrictions and shelter-in-place...
TR COVID-19 salgını, halk sağlığı sistemlerini her geçen gün daha da zorlarken, dünya çapında hükümetlerin hareket kısıtlamaları ve sokağa çıkma yasakları gibi benzeri görülmemiş...
inglês | turco |
---|---|
pandemic | salgın |
public | halk |
systems | sistemlerini |
movement | hareket |
health | sağlığı |
world | dünya |
and | ve |
in | da |
around | çapında |
the | gün |
EN In this way, UNDEF plays a prominent role in complementing the UN's other work—its work with governments—to strengthen democratic governance all over the world.
TR Bu şekilde, UNDEF, BM'nin diğer çalışmalarını --Hükümetlerle olan çalışmalarını- tamamlamada, dünya çapında demokratik yönetişimi güçlendirmek için belirgin bir rol oynamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
democratic | demokratik |
strengthen | güçlendirmek |
role | rol |
this | bu |
world | dünya |
the | şekilde |
to | için |
EN In the WBT countries, the governments often adopt necessary mechanisms for countering terrorism financing and money laundering
TR WBT ülkelerinde, hükümetler genellikle terörizmin finansmanı ve kara para aklama ile mücadele için gerekli mekanizmaları benimser
inglês | turco |
---|---|
often | genellikle |
necessary | gerekli |
and | ve |
the | ile |
for | için |
EN At the same time, standards by the Financial Action Task Force (FATF) which governments apply, are sometimes misused to harm civil society
TR Aynı zamanda, hükümetlerin uyguladığı Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartları, bazen sivil topluma zarar vermek için kötüye kullanılıyor
inglês | turco |
---|---|
time | zamanda |
financial | mali |
action | eylem |
task | görev |
sometimes | bazen |
harm | zarar |
civil | sivil |
society | topluma |
standards | standartları |
are | vermek |
to | için |
the | aynı |
EN 5.5.1. Proportion of seats held by women in national parliaments and local governments 5.5.2. Proportion of women in managerial positions
TR 5.5.1. Yerel yönetimler ve ulusal parlementolardaki kadınların sandalye oranı 5.5.2. Yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların oranı
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
and | ve |
national | ulusal |
local | yerel |
women | kadınlar |
EN “Governments must take the lead in living up to their pledges. At the same time, I am counting on the private sector to drive success” Secretary General Ban-Ki Moon.
TR Küresel Amaçları kuruluşlarınızda, okullarınızda, topluluklarınızda ve kendi evinizde tanınır yapmak için ihtiyacınız olan her şeyi Kaynak Merkezimiz’de bulabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
to | şeyi |
EN Proportion of local governments that adopt and implement local disaster risk reduction strategies in line with the Sendai Framework for Disaster Risk Reduction 2015-2030 11.b.2
TR Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030 doğrultusunda yerel afet risk azaltma stratejilerini benimseyen ve uygulayan yerel yönetimlerin oranı 11.b.2
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
and | ve |
disaster | afet |
risk | risk |
reduction | azaltma |
strategies | stratejilerini |
EN We help governments and universities to evaluate and improve their research strategies
TR Devletler ve üniversitelerin araştırma stratejilerini değerlendirmesi ve iyileştirmesine yardımcı oluruz
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
strategies | stratejilerini |
help | yardımcı |
and | ve |
EN As non-executive Chairman of Elsevier, he works directly with governments, Elsevier customers, and in industry associations worldwide.
TR Elsevier'in idari olmayan Başkanı olarak, doğrudan devletlerle, Elsevier'in müşterileriyle ve tüm dünyada sektördeki kuruluşlarla çalışmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
directly | doğrudan |
and | ve |
EN Several governments have implemented regulations, forcing importers to have a Due Diligence System (DDS) in place
TR Birçok hükümet, ithalatçıların bir durum tespit sistemini (Due Diligince System) yürürlüğe koymalarını gerektirecek düzenlemeler uygulamaktadır
inglês | turco |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
system | system |
to | e |
a | bir |
EN Companies, governments and other stakeholders have a continued interest in the implementation of good practices throughout the whole supply chain
TR Şirketler, hükümetler ve diğer paydaşlar, tüm tedarik zinciri boyunca iyi uygulamalar ortaya konulması konusuna devamlı ilgi göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
other | diğer |
interest | ilgi |
good | iyi |
practices | uygulamalar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
a | tüm |
of | boyunca |
EN In this way, UNDEF plays a prominent role in complementing the UN's other work—its work with governments—to strengthen democratic governance all over the world.
TR Bu şekilde, UNDEF, BM'nin diğer çalışmalarını --Hükümetlerle olan çalışmalarını- tamamlamada, dünya çapında demokratik yönetişimi güçlendirmek için belirgin bir rol oynamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
democratic | demokratik |
strengthen | güçlendirmek |
role | rol |
this | bu |
world | dünya |
the | şekilde |
to | için |
EN Maintaining relations with public institutions, local governments and other non-governmental organizations
TR Kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve diğer sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerin sürdürülmesi
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
other | diğer |
and | ve |
with | ile |
public | kamu |
organizations | kuruluşlar |
EN Despite the Internet's pervasive role in commerce, communication and our communities, millions of people continue to be restricted by benevolent governments and corporations.
TR İnternetin ticarete, iletişime ve toplumumuza tamamen nüfuz eden rolüne rağmen, milyonlarca insan halen müşfik hükümetlerce ve şirketlerce sınırlandırılmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
people | insan |
role | rol |
despite | rağmen |
and | ve |
EN Many technology service providers are asked by governments to ban access or availability of certain content
TR Hükümetler, çoğu teknoloji hizmetleri sağlayıcılarından belli içeriklere erişimin veya bulunabilirliğin engellenmesi isterler
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
service | hizmetleri |
access | erişimin |
of | in |
certain | belli |
content | içeriklere |
many | çoğu |
or | veya |
EN Governments are not the only restrictive bodies
TR Devletler sadece kısıtlayıcı organlar değildirler
EN The European Union was at the heart of the foreign policy of all governments led by Angela Merkel
TR Avrupa Birliği bütün Merkel hükümetlerinin dış politikasının merkezinde yer aldı
inglês | turco |
---|---|
union | birliği |
merkel | merkel |
foreign | dış |
policy | politikası |
all | bütün |
of | yer |
european | avrupa |
EN Merkel’s governments gave the highest priority to transatlantic relations and cultivated the traditionally close relations between Germany and the USA
TR Merkel hükümetleri Atlantik ötesi ilişkilere en büyük önceliği vererek, ABD ve Almanya arasındaki geleneksel sıkı ilişkilere özen gösterdiler
inglês | turco |
---|---|
highest | en |
and | ve |
traditionally | geleneksel |
germany | almanya |
usa | abd |
between | arasındaki |
EN This famous picture taken at the G7 summit in Quebec in 2018 illustrates the relationship between the German and US governments during those years.
TR 2018’de Quebec’de yapılan G7 Zirvesi’ne ait bu meşhur fotoğraf, o yıllarda ABD ve Alman hükümetleri arasındaki ilişkiyi adeta resme döküyor.
inglês | turco |
---|---|
famous | meşhur |
us | abd |
years | yıllarda |
at | de |
this | bu |
between | arasındaki |
and | ve |
EN Members of the Bundesrat are appointed by the state governments.
TR Federal Konsey’in üyeleri, eyalet hükümetleri tarafından atanır.
inglês | turco |
---|---|
members | üyeleri |
by | tarafından |
EN And we want to encourage our colleagues in the field to speak out clearly to governments whenever necessary
TR Sahadaki çalışma arkadaşlarımızı gerektiğinde hükümetlere karşı açık sözlü olmaları için cesaretlendiriyoruz
EN Even in the coronavirus crisis, the fact that the federal government and the governments of the federal states have to coordinate with one another often presents a challenge
TR Bu durum, korona krizi süresince federal hükümetle eyalet hükümetlerinin ortak bir yaklaşım sergileme çabalarında aşılması gereken birtakım güçlükleri doğurdu
inglês | turco |
---|---|
coronavirus | korona |
crisis | krizi |
federal | federal |
have | bu |
even | bir |
EN Minority governments are also possible in theory, but so far they have always been avoided in the interest of stability.
TR Teoride azınlık hükümetlerinin kurulması mümkün olsa da istikrarın sağlanmasına bağlı nedenlerle Almanya’da bugüne kadar bu seçenekten kaçınıldı.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
the | olsa |
in | da |
been | bu |
of | kadar |
EN As Reporters without Borders warns, some governments are withholding information about the extent of the pandemic
TR “Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütünün (RSF) dikkat çektiği üzere kimi hükümetler salgının boyutlarıyla ilgili bilgileri sakladılar
inglês | turco |
---|---|
information | bilgileri |
pandemic | salgın |
of | nın |
EN Grandi spoke before representatives of governments, civil society and business
TR Grandi hükümetlerin, sivil toplumun ve ekonomik çevrelerin temsilcileri önünde konuştu
inglês | turco |
---|---|
representatives | temsilcileri |
civil | sivil |
society | toplumun |
and | ve |
EN Advertisers and governments are trying to track our every move online
TR Reklam verenler ve devletler İnternetteki her türlü faaliyetimizi izlemeye çalışıyorlar
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
to | her |
EN Every year governments, advertisers, and cybercriminals are discovering new, sophisticated ways to track your online behaviour. But they can't do it without using your IP address.
TR Devletler, reklam verenler ve siber suçlular İnternette neler yaptığını izlemek için her yıl yeni ve karmaşık yöntemler keşfediyor. Ama bunların hiçbirini IP adresini kullanmadan yapamazlar.
inglês | turco |
---|---|
year | yıl |
new | yeni |
sophisticated | şık |
ip | ip |
address | adresini |
but | ama |
and | ve |
EN We continue to develop new applications to advance the cause and make it possible regardless of what governments and regulatory bodies decide to do
TR Varoluş nedenimizi ilerletmek için yeni uygulamalar geliştirmeye ve devletler ve yürürlülük organlarının kararlarına rağmen onları gerçekleştirmeye devam ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
develop | geliştirmeye |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Working with organizations, businesses and governments on ethical AI
TR Etik yapay zeka konusunda kuruluşlarla, işletmelerle ve hükümetlerle birlikte çalışma
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ethical | etik |
working | iş |
with | birlikte |
on | konusunda |
EN IBM works with governments, academia, non-profits and industry partners to further the implementation of ethical AI.
TR IBM, etik yapay zekanın uygulanmasını geliştirmek için hükümetler, akademi çevreleri, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve sektör ortaklarıyla birlikte çalışır.
inglês | turco |
---|---|
ibm | ibm |
industry | sektör |
implementation | uygulanması |
ethical | etik |
works | çalışır |
and | ve |
of | in |
to | için |
with | birlikte |
EN Tetra Laval Food for Development drives the development of the dairy and food value chain through cooperation with customers, governments, development cooperation agencies, funding organisations and NGO’s all over the world.
TR Tetra Laval Gıda için Gelişim; müşteriler, hükümetler, gelişim ajansları, fon sağlama organizasyonları ve STK'lar ile işbirliği yoluyla süt ürünleri ve gıda değer zinciri genelinde gelişim için çaba göstermektedir.
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
development | gelişim |
value | değer |
chain | zinciri |
cooperation | işbirliği |
customers | müşteriler |
food | gıda |
and | ve |
for | için |
of | in |
all | de |
with | ile |
EN As a world leader in food processing and packaging, we are committed to play our part – together with customers, governments, partners, and NGOs
TR Gıda prosesi ve paketlemede bir dünya lideri olarak müşteriler, hükümetler, ortaklar ve STK'larla birlikte üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
world | dünya |
leader | lideri |
customers | müşteriler |
partners | ortaklar |
and | ve |
a | bir |
EN Former Obama aide Jim Messina is joining the board of Blockchain.com in anticipation of enhanced regulation from the Biden administration and other governments for its business trading and processing digital coins.
TR Obama'nın eski yardımcısı Jim Messina, Biden yönetiminin ve diğer hükümetlerin işletme ticareti ve dijital paraların işlenmesi için geliştirilmiş bir düzenleme yapacakları beklentisiyle, Blockchain.com yönetim kuruluna katılıyor.
inglês | turco |
---|---|
former | eski |
regulation | düzenleme |
other | diğer |
processing | işlenmesi |
enhanced | geliştirilmiş |
blockchain | blockchain |
and | ve |
business | iş |
administration | yönetim |
of | in |
digital | dijital |
EN Semrush’s Listing Management tool helps you save your time and effort on uploading your business information in dedicated directories. You just input your contact information only once, and the tool does the rest
TR Semrush'ın Listing Management aracı işletme bilgilerinizi özel dizinlere yüklerken size zaman kazandırır ve daha az çaba sarfetmenize yardımcı olur. İletişim bilgilerinizi sadece bir kez gireceksiniz ve araç gerisini halledecek
inglês | turco |
---|---|
management | management |
helps | yardımcı olur |
effort | çaba |
business | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN No more digging through endless files on your computer — build, save and manage all your reports in the tool with a user-friendly interface. Organize reports by client profile with the Semrush Client Manager tool.
TR Artık bilgisayarınızdaki sonsuz dosyalar arasında gezinmeye gerek yok - tüm raporlarınızı kullanıcı dostu bir arayüzle araçta oluşturun, kaydedin ve yönetin. Semrush Client Manager aracıyla raporları müşteri profiline göre düzenleyin.
inglês | turco |
---|---|
files | dosyalar |
user | kullanıcı |
friendly | dostu |
build | oluşturun |
save | kaydedin |
semrush | semrush |
manager | manager |
reports | raporları |
client | müşteri |
and | ve |
manage | yönetin |
all | tüm |
by | göre |
the | artık |
a | bir |
no | yok |
EN SEO Checker Site Analysis Competitor Analysis Website Speed Test Rank Checker Rank Tracker Duplicate Content Checker Mobile-Friendly Test Tool Structured Data Testing Tool All Tools
TR SEO Analiz Site Analiz Rakip Analizi Site Hız Testi Sıra Bulucu Sıra Takip Site Özgünlük Testi Mobil Uyumluluk Testi Yapısal Veri Test Aracı Tüm Araçlar
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
competitor | rakip |
speed | hız |
rank | sıra |
tracker | takip |
all | tüm |
mobile | mobil |
analysis | analizi |
data | veri |
site | site |
test | test |
tools | araçlar |
EN If you delegate some of the work, you may need to check activity on the websites by any period. Website SEO performance tool can help you control subordinates and contractors with website monitoring tool activity dashboard.
TR İşin bir kısmını devrederseniz, web sitelerinin durumunu veya etkinliğini herhangi bir süreye göre kontrol etmeniz gerekebilir. Çalışanları ve serbest çalışanları SEO monitor aracı etkinlik panosu ile kontrol edin.
inglês | turco |
---|---|
activity | etkinlik |
seo | seo |
website | web |
and | ve |
of | in |
by | göre |
any | herhangi |
with | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções