EN Thousands of Syrian children dropped out of primary education for years due to war and found themselves on the streets. We were able to send thousands of children
EN Thousands of Syrian children dropped out of primary education for years due to war and found themselves on the streets. We were able to send thousands of children
TR WATAN, Suriye’deki ve Türkiye’deki insani krizler karşısında mülteciler, yerinden edilenler ve ev sahibi topluluklarıyla ilgili acil müdahale söz konusu olduğunda en hızlı ve en önde gelen kuruluşlardan biri olarak kabul edilir.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
on | ilgili |
the | kabul |
of | biri |
EN FEA works by breaking down a real object into a large number (thousands to hundreds of thousands) of finite elements, such as little cubes
TR FEA analizi gerçek bir nesneyi küçük küpler gibi çok sayıda sonlu elemanlara (binlerce ile yüz binlerce arası) parçalayarak çalışır
inglês | turco |
---|---|
real | gerçek |
little | küçük |
works | çalışır |
thousands | binlerce |
to | arası |
a | sayıda |
into | da |
as | gibi |
EN We provide platforms and partner in programs that facilitate collaboration. We help bring other stakeholders, including the public, into the world of research.
TR Ortak çalışmayı kolaylaştıran platformlar ve ortaklık programları sağlarız. Kamu da dahil olmak üzere diğer paydaşların araştırma dünyasına çekilmesine yardımcı oluruz.
inglês | turco |
---|---|
platforms | platformlar |
other | diğer |
of | ın |
research | araştırma |
we provide | sağlarız |
in | da |
help | yardımcı |
provide | sağlar |
partner | ortak |
world | dünyasına |
and | ve |
programs | programları |
public | kamu |
the | olmak |
including | dahil |
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
inglês | turco |
---|---|
shenzhen | shenzhen |
moscow | moskova |
key | önemli |
connected | bağlantı |
these | bu |
and | ve |
we understand | biliyoruz |
many | çok |
how | nasıl |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
inglês | turco |
---|---|
that | yaşam |
to | etmek |
on | yaklaşık |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN We undertake to form open and transparent communication with our suppliers as all our stakeholders
TR Tüm paydaşlarımızla olduğu gibi tedarikçilerimzle de açık ve şeffaf iletişim kurmayı taahüt ederiz
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
communication | iletişim |
transparent | şeffaf |
and | ve |
all | tüm |
as | gibi |
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
inglês | turco |
---|---|
tezos | tezos |
offers | sunar |
formal | resmi |
efficiently | verimli |
future | gelecek |
process | süreç |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
through | için |
protocol | protokolü |
EN Companies, governments and other stakeholders have a continued interest in the implementation of good practices throughout the whole supply chain
TR Şirketler, hükümetler ve diğer paydaşlar, tüm tedarik zinciri boyunca iyi uygulamalar ortaya konulması konusuna devamlı ilgi göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
other | diğer |
interest | ilgi |
good | iyi |
practices | uygulamalar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
a | tüm |
of | boyunca |
EN This allows public visibility of key aspects of relevant information and reassures your stakeholders, who are able to follow developments
TR Bu özet, ilgili bilgilerin önemli unsurlarının kamuya açık olmasını sağlar ve gelişmeleri takip edebilen paydaşlarınıza güven verir
inglês | turco |
---|---|
public | açık |
relevant | ilgili |
information | bilgilerin |
key | önemli |
this | bu |
follow | takip |
allows | sağlar |
and | ve |
of | nın |
EN Clients, meanwhile, are using the immersive environments in presentations to senior management and community stakeholders, whose critical support and buy-in are being earned more easily and enthusiastically with the help of VR visualizations.
TR Bu arada müşteriler, kritik destek ve satın alma işlemlerini VR görselleştirmeleriyle daha kolay ve hevesle kazanmış olan üst düzey yönetime ve topluluk paydaşlarına yönelik sunumlarda gerçekçi ortamları kullanıyorlar.
inglês | turco |
---|---|
clients | müşteriler |
community | topluluk |
critical | kritik |
and | ve |
support | destek |
buy | satın |
being | bu |
easily | kolay |
are | olan |
environments | ortamlar |
EN As a member of the civil society sector we celebrate this special day of all civil society stakeholders on the occasion of February 27th in this period when we stand up to conditions of a global pandemic.
TR Sivil toplum sektörünün bir üyesi olarak biz de, küresel düzeyde mücadele edilen salgın koşullarına göğüs gerdiğimiz bu dönemde, 27 Şubat vesilesiyle tüm sivil toplum paydaşlarının bu özel gününü kutluyoruz.
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplum |
we celebrate | kutluyoruz |
global | küresel |
this | bu |
pandemic | salgın |
sector | sektör |
day | gün |
conditions | koşullar |
we | biz |
member | üyesi |
all | tüm |
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgilendirme |
press | basın |
refugee | mülteci |
and | ve |
on | tarihinde |
to | için |
EN On 25 February, we, as the FNF Turkey Office, came together with our stakeholders, partners, alumni groups and wider network for our traditional new year event
TR Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı yeni rektörü protesto ediyor
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
EN Financial Inclusion, Financial Education, Financial Consumer Protection Strategy and Action Plans will be updated with relevant stakeholders, and will include financial technology and digital channels.
TR Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları, ilgili paydaşlarla finansal teknoloji ve dijital kanallar da dâhil edilerek güncellenecektir.
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
education | eğitim |
strategy | stratejisi |
action | eylem |
relevant | ilgili |
channels | kanallar |
protection | korunması |
plans | planları |
technology | teknoloji |
digital | dijital |
and | ve |
EN It specifies a unique governance structure–a system by which decisions about the future of the blockchain can be agreed on by stakeholders
TR Blockchainin geleceğini ilgilendiren kararların paydaşlar tarafından alındığı bir yönetim sistemini öne çıkarır
inglês | turco |
---|---|
future | geleceğini |
governance | yönetim |
system | sistemini |
by | tarafından |
a | bir |
EN Its hybrid PoW/PoS consensus system provides an additional layer of network security, while stakeholders control the budget and policies to help keep the currency adaptable.
TR Decred'ın sahip olduğu hibrid PoW/PoS mutabakat sistemi ekstra bir güvenlik katmanı sunarken, hissedarların bütçe kontrolünü ve idareyi elinde tutuyor olması bu para birimini daha uyarlanabilir hale getirir.
inglês | turco |
---|---|
consensus | mutabakat |
system | sistemi |
budget | bütçe |
adaptable | uyarlanabilir |
layer | katmanı |
security | güvenlik |
and | ve |
control | kontrol |
its | bu |
to | sahip |
EN By effectively aligning incentives between miners and stakeholders, it provides checks and balances to ensure long-term stability.
TR Madencilere ve hissedarlara yönelik teşviklerin verimli şekilde ortak paydaya oturtulması uzun vadeli istikrar için gerekli güç dengesini sağlar
inglês | turco |
---|---|
effectively | verimli |
long | uzun |
term | vadeli |
provides | sağlar |
and | ve |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
inglês | turco |
---|---|
that | yaşam |
to | etmek |
on | yaklaşık |
EN We undertake to form open and transparent communication with our suppliers as all our stakeholders
TR Tüm paydaşlarımızla olduğu gibi tedarikçilerimzle de açık ve şeffaf iletişim kurmayı taahüt ederiz
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
communication | iletişim |
transparent | şeffaf |
and | ve |
all | tüm |
as | gibi |
EN Full compliance with data protection legislation should be ensured at every stage of AI applications based on personal data processing and by each of the stakeholders in this field.
TR Kişisel veri işleme temelli YZ uygulamalarının her aşamasında ve bu alandaki çalışmalardaki paydaşların her biri tarafından veri koruma mevzuatına tam uyum sağlanmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
compliance | uyum |
data | veri |
protection | koruma |
processing | işleme |
based | temelli |
and | ve |
this | bu |
full | tam |
at | nda |
by | tarafından |
applications | uygulamalar |
personal | kişisel |
EN These final rules are the product of an unprecedented level of outreach by the US FDA to industry, consumer groups, the agency?s federal, state, local and tribal regulatory counterparts, academia and other stakeholders.
TR Bu son kurallar, ABD FDA'dan endüstriye, tüketici gruplarına, acentenin federal, yerel ve eyalete ve kabile bölgelerine ait düzenleyici denklerine, akademik çevreye ve diğer paydaşlara eşi görülmemiş düzeyde desteğin ürünüdür.
inglês | turco |
---|---|
rules | kurallar |
level | düzeyde |
us | abd |
consumer | tüketici |
federal | federal |
regulatory | düzenleyici |
these | bu |
of | in |
to | e |
local | yerel |
and | ve |
other | diğer |
final | son |
groups | grupları |
EN Product development includes a lot of stakeholders who need to be able to collaborate earlier and more often
TR Ürün geliştirme, daha erken ve daha sık iş birliği yapması gereken birçok paydaşı içinde barındırır
inglês | turco |
---|---|
development | geliştirme |
need | gereken |
often | sık |
a | bir |
and | ve |
to | içinde |
lot | çok |
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgilendirme |
press | basın |
refugee | mülteci |
and | ve |
on | tarihinde |
to | için |
EN Distinguished shareholders, esteemed business partners and stakeholders, dear colleagues,
TR Değerli hissedarlarımız, kıymetli iş ortaklarımız, paydaşlarımız ve sevgili çalışma arkadaşlarımız,
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
dear | sevgili |
business | çalışma |
EN We firmly believe that we will maintain our success in 2021 with our large family of 5000 people, our hundreds of esteemed business partners all around the world, and our valued stakeholders.
TR 2021 yılında da 5000 kişiye ulaşan geniş ailemiz, dünyanın farklı noktalarındaki yüzlerce kıymetli iş ortağımız, değerli paydaşlarımızla birlikte yeni başarı hikayeleri yazacağımıza inancımız tam.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
valued | değerli |
large | geniş |
success | başarı |
that | tam |
in | da |
our | de |
with | birlikte |
EN As one of Turkey’s leading industrial enterprises, we will continue to fulfill our responsibility to provide benefits to our world, our country, our employees, and our stakeholders and use technology for this purpose.
TR Türkiye’nin öncü sanayi kuruluşlarından biri olarak yaşadığımız dünyaya, ülkemize, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza yönelik fayda üretme ve teknolojiyi fayda yaratma için kullanma sorumluluğumuzu devam ettireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
industrial | sanayi |
continue | devam |
world | dünyaya |
technology | teknolojiyi |
and | ve |
EN We expect the concept of anti-bribery and anti-corruption from all relevant stakeholders, including suppliers and business partners, as well as group employees.
TR Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele anlayışını, grup çalışanlarının yanı sıra tedarikçi ve iş ortakları başta olmak üzere ilgili tüm paydaşlardan bekliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
relevant | ilgili |
group | grup |
all | tüm |
partners | ortakları |
the | olmak |
of | nın |
EN We adopt the principles and goals of the United Nations Global Compact and use our best efforts to extend the scope of its adoption among all stakeholders
TR Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin ilke ve amaçlarını benimsiyor ve yaygınlaştırmaya çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
nations | milletler |
global | küresel |
and | ve |
EN We expect our stakeholders to adopt Sustainable Development Goals.
TR Paydaşlarımızdan sürdürülebilir kalkınma amaçlarını benimsemelerini bekliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
development | kalkınma |
EN Kibar Holding presents a summary of its performance in the economic, social and environmental areas to all stakeholders through the Sustainability Reports eighth of which it issued in the year of 2020
TR Kibar Holding, 2020 yılında sekizincisini hazırladığı sürdürülebilirlik raporları ile tüm paydaşlarına ekonomik, sosyal ve çevresel alandaki performansının özetini sunmaktadır
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
economic | ekonomik |
social | sosyal |
sustainability | sürdürülebilirlik |
holding | holding |
environmental | çevresel |
year | yıl |
and | ve |
all | tüm |
reports | raporları |
performance | performans |
its | ile |
in | yılında |
EN Preferring a transparent and continuous communication with all its stakeholders, notably with its employees, Kibar Group has been productive during the pandemic period.
TR Başta çalışanları olmak üzere, tüm paydaşları ile şeffaf ve sürekli bir iletişimi tercih eden Kibar Grubu, pandemic dönemini verimli bir şekilde geçirdi.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
kibar | kibar |
productive | verimli |
employees | çalışanları |
transparent | şeffaf |
all | tüm |
group | grubu |
continuous | sürekli |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Moroğlu Arseven supports clients with all aspects of franchising relationships, including franchisees and franchisors, as well as other stakeholders involved with the master franchise
TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
and | ve |
all | tüm |
the | olmak |
of | yönelik |
EN The education sector is complex, with a range of regulatory obligations, stakeholders, as well as increasing commercial and political pressures
TR Eğitim sektörü; çeşitli yasal yükümlülükleri, farklı menfaat sahipleri ve aynı zamanda ticari ve politik baskılar nedeniyle karmaşık bir sektördür
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
complex | karmaşık |
commercial | ticari |
political | politik |
and | ve |
the | aynı |
sector | sektör |
EN Centralize all project updates, data, and more to keep relevant stakeholders involved and up-to-date.
TR İlgili paydaşları dahil etmek ve güncel tutmak için tüm proje güncellemelerini, verilerini ve daha fazlasını merkezileştirin.
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
up-to-date | güncel |
and | ve |
more | fazlasını |
data | verilerini |
all | tüm |
to keep | tutmak |
EN Easily collaborate with external and internal stakeholders while managing large projects and processes.
TR Büyük projeleri ve süreçleri yönetirken, dış ve iç paydaşlarla kolayca işbirliği yapın.
inglês | turco |
---|---|
easily | kolayca |
collaborate | işbirliği |
and | ve |
while | süre |
large | büyük |
processes | süreçleri |
external | dış |
projects | projeleri |
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
inglês | turco |
---|---|
systems | sistemler |
requirements | gereksinimleri |
new | yeni |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN Collaborate with all stakeholders
TR Tüm paydaşlarla işbirliği yapın
inglês | turco |
---|---|
collaborate | işbirliği |
all | tüm |
EN Collaborate across teams and with external stakeholders
TR Ekipler arasında ve dış paydaşlarla işbirliği yapın
inglês | turco |
---|---|
collaborate | işbirliği |
teams | ekipler |
external | dış |
and | ve |
with | arasında |
EN Set permissions to make sure only the right people see and edit files—whether stakeholders, freelancers, or clients
TR Paydaşlar, serbest çalışanlar veya müşteriler olsun, dosyaları yalnızca doğru kişilerin gördüğünden ve düzenlediğinden emin olmak için izinleri ayarlayın
inglês | turco |
---|---|
clients | müşteriler |
files | dosyaları |
permissions | izinleri |
set | ayarlayın |
people | kişilerin |
and | ve |
or | veya |
only | yalnızca |
to | için |
sure | emin |
EN We hope that we will introduce our brand, new products and software, and increase our interaction with our stakeholders at ISAF 2021
TR Yurtdışından gelen ziyaretçi katılımının artışı ve katılımcı markaların tanıtımının daha çok yapılması ile yüksek verim alınabileceğini düşünüyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
inglês | turco |
---|---|
tezos | tezos |
offers | sunar |
formal | resmi |
efficiently | verimli |
future | gelecek |
process | süreç |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
through | için |
protocol | protokolü |
EN We provide platforms and partner in programs that facilitate collaboration. We help bring other stakeholders, including the public, into the world of research.
TR Ortak çalışmayı kolaylaştıran platformlar ve ortaklık programları sağlarız. Kamu da dahil olmak üzere diğer paydaşların araştırma dünyasına çekilmesine yardımcı oluruz.
inglês | turco |
---|---|
platforms | platformlar |
other | diğer |
of | ın |
research | araştırma |
we provide | sağlarız |
in | da |
help | yardımcı |
provide | sağlar |
partner | ortak |
world | dünyasına |
and | ve |
programs | programları |
public | kamu |
the | olmak |
including | dahil |
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
inglês | turco |
---|---|
shenzhen | shenzhen |
moscow | moskova |
key | önemli |
connected | bağlantı |
these | bu |
and | ve |
we understand | biliyoruz |
many | çok |
how | nasıl |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções