TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
Traduzir "etmesi ve gelecek" para inglês
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "etmesi ve gelecek" de turco para inglês
Traduções de etmesi ve gelecek
"etmesi ve gelecek" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
| gelecek | after future next the future |
Tradução de turco para inglês de etmesi ve gelecek
turco
inglês
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
| turco | inglês |
|---|---|
| protokolü | protocol |
| verimli | efficiently |
| gelecek | future |
| resmi | formal |
| süreç | process |
| sunar | offers |
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
| turco | inglês |
|---|---|
| protokolü | protocol |
| verimli | efficiently |
| gelecek | future |
| resmi | formal |
| süreç | process |
| sunar | offers |
TR SEO'nun her yönü, pazarlama hunisinin her bölümüyle iyi bir uyum sağlar ve gelecek vaat eden potansiyel müşterileri tekrar tekrar gelecek sadık müşterilere dönüştürmenizi çok daha kolay hale getirir.
EN Every aspect of SEO meshes well with each section of the marketing funnel, making it much easier for you to convert promising leads into loyal customers who will come back time and time again.
| turco | inglês |
|---|---|
| seo | seo |
| pazarlama | marketing |
| iyi | well |
TR Ziyaretçilerinizin en hızlı sayfa yükleme sürelerini ve en iyi performansı elde etmesi için web sayfalarınızın sunumunu otomatik olarak optimize ediyoruz
EN We automatically optimize the delivery of your web pages so your visitors get the fastest page load times and best performance
| turco | inglês |
|---|---|
| hızlı | fastest |
| performansı | performance |
| elde | get |
TR Verilerinizi tehlikeye atmak için, rakiplerin tüm Mailfence hizmetlerini taklit etmesi gerekir
EN In order to compromise your data, the adversary would also have to fake all of the Mailfence services
| turco | inglês |
|---|---|
| verilerinizi | your data |
| tüm | all |
| mailfence | mailfence |
| hizmetlerini | services |
TR Skroplama, Last.fm'in dinlediğin müziği takip etmesi ve otomatik olarak müzik profiline eklemesidir.
EN Scrobbling is when Last.fm tracks the music you listen to and automatically adds it to your music profile.
| turco | inglês |
|---|---|
| last | last |
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
| turco | inglês |
|---|---|
| david | david |
| ve | and |
| pazar | market |
| her | every |
| deneyime | experience |
TR Koçluk oturumlarınızdaki alanları diğerlerinin daha sonraki bir tarihte kolay inceleme için koçluk oturumlarınızı temalar halinde gözden geçirmesi veya kategorize etmesi için vurgulayın.
EN Highlight areas in your coaching sessions for others to review or categorize your coaching sessions into themes for easy inspection at a later date.
| turco | inglês |
|---|---|
| kolay | easy |
| temalar | themes |
| veya | or |
| kategorize | categorize |
TR Medya oynatıcımız, içeriğinizin tanıtımını durdurduktan uzun süre sonra size yeni trafik göndermeye devam etmesi için arama motorlarının içeriğinizi dizinlemesine yardımcı olur.
EN Our media player helps search engines index your content so they continue to send you new traffic long after you’ve stopped promoting your content.
| turco | inglês |
|---|---|
| medya | media |
| uzun | long |
| yeni | new |
| trafik | traffic |
| devam | continue |
| arama | search |
| motorları | engines |
TR VTHO ise blockchain üzerinde operasyon yapma maliyetini temsil etmesi için kullanılır
EN VTHO is used to represent the cost of running operations on the blockchain
| turco | inglês |
|---|---|
| blockchain | blockchain |
| maliyetini | cost |
| temsil | represent |
| kullanılır | used |
TR Müşteriler container görüntüsünün JSON olayları yerine HTTP isteklerini kabul etmesi amacıyla, Runtime Interface Emulator'ı container görüntüsüne giriş noktası olarak ekleyebilir veya bir bölme olarak paketleyebilir
EN Customers can add the Runtime Interface Emulator as the entry point to the container image or package it as a sidecar to ensure the container image now accepts HTTP requests instead of JSON events
| turco | inglês |
|---|---|
| müşteriler | customers |
| container | container |
| json | json |
| olayları | events |
| http | http |
| isteklerini | requests |
| kabul | accepts |
| runtime | runtime |
| interface | interface |
| giriş | entry |
| noktası | point |
| ekleyebilir | can add |
| veya | or |
TR Herhangi bir web sitesinin bu koşulu ihlal etmesi durumunda, NIC.IO kayıt defteri etki alanını hemen devre dışı bırakma hakkını saklı tutar
EN In the event that any website violates this condition, the NIC.IO registry reserves the right to disable the domain immediately
| turco | inglês |
|---|---|
| bu | this |
| ihlal | violates |
| hemen | immediately |
| hakkını | right |
| etki alanı | domain |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Yazılımın kopyasını bulundurmamak ve devredilen kişinin bu sözleşmenin koşullarını kabul etmesi şartıyla Yazılımın kullanım haklarını kalıcı olarak başka bir kişi veya kuruma devredebilirsiniz.
EN Transfer the usage rights in the Software on a permanent basis to another person or entity, provided that you retain no copies of the Software and the transferee agrees to the terms of this agreement.
| turco | inglês |
|---|---|
| bu | this |
| koşullarını | terms |
| kabul | agreement |
| kullanım | usage |
| kalıcı | permanent |
| başka | another |
| veya | or |
| yazılımı | software |
TR Web sitenizin yayında kalmaya devam etmesi için üyeliğinizi aylık ya da yıllık olarak yenilemeniz gerekir.
EN You'll need to renew your subscription monthly or annually to keep your website functioning.
| turco | inglês |
|---|---|
| web | website |
| sitenizin | your website |
| devam | keep |
| aylık | monthly |
| yıllık | annually |
TR basit ve takip etmesi kolay ve ilk eseriniz için iyi fikirler. bir logo veya diğer ilgili hizmetleri oluşturmak için bir araca ihtiyaç duyan herkese öneririm. tebrikler.
EN Simple and easy to follow and good ideas for your initial creation. I recommend to whoever needs a tool to create a logo or other related services. Congratulations.
| turco | inglês |
|---|---|
| takip | follow |
| ilk | initial |
| iyi | good |
| fikirler | ideas |
| logo | logo |
| veya | or |
| diğer | other |
| ilgili | related |
| hizmetleri | services |
| ihtiyaç | needs |
TR Dolayısıyla, proje geliştirmek isteyen Sivil Toplum Örgütlerinin belirli sıklıklarda (örneğin haftada bir kere) MFİB tarafından yapılan çağrıları web sayfası aracılığı ile takip etmesi gerekmektedir
EN Therefore, CSOs wishing to develop projects are required to follow the calls made by the CFCU at certain intervals (for example once a week) via the web page
| turco | inglês |
|---|---|
| dolayısıyla | therefore |
| proje | projects |
| geliştirmek | develop |
| belirli | certain |
| yapılan | made |
| takip | follow |
| gerekmektedir | required |
TR Çeşitli günlük kullanım durumlarını test etmesi gereken işletmeler için, Solution Validation dahili bilişim ekiplerinin omzundaki yükü hafifletir
EN For businesses that need to test various day-to-day use cases, Solution Validation reduces the burden on internal IT teams
| turco | inglês |
|---|---|
| kullanım | use |
| test | test |
| işletmeler | businesses |
| validation | validation |
| dahili | internal |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Otobüs yolculuğunun Yolcu için bir emniyet veya güvenlik sorunu teşkil etmesi,
EN The Bus travel presents a safety or security issue for the Passenger.
| turco | inglês |
|---|---|
| otobüs | bus |
| yolcu | passenger |
| veya | or |
TR Bunun ana nedeni, müşterilerinin onlardan alışveriş yapmaya devam etmesi için genellikle bir mobil müşteri sadakat programı oluşturmaktır.
EN The main reason is usually establishing a mobile customer loyalty program so that their customers keep buying from them.
| turco | inglês |
|---|---|
| ana | main |
| nedeni | reason |
| onlardan | them |
| devam | keep |
| genellikle | usually |
| mobil | mobile |
| sadakat | loyalty |
| programı | program |
TR Müşteriler container görüntüsünün JSON olayları yerine HTTP isteklerini kabul etmesi amacıyla, Runtime Interface Emulator'ı container görüntüsüne giriş noktası olarak ekleyebilir veya bir bölme olarak paketleyebilir
EN Customers can add the Runtime Interface Emulator as the entry point to the container image or package it as a sidecar to ensure the container image now accepts HTTP requests instead of JSON events
| turco | inglês |
|---|---|
| müşteriler | customers |
| container | container |
| json | json |
| olayları | events |
| http | http |
| isteklerini | requests |
| kabul | accepts |
| runtime | runtime |
| interface | interface |
| giriş | entry |
| noktası | point |
| ekleyebilir | can add |
| veya | or |
TR .cm domaini Kamerun'da şirket ismini veya markasını korumak isteyenlerin tescil etmesi gereken bir domain uzantısıdır
EN Registering .cm domain is essential for protecting brand and company names in Cameroon
| turco | inglês |
|---|---|
| şirket | company |
| korumak | protecting |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Dolayısıyla, proje geliştirmek isteyen Sivil Toplum Örgütlerinin belirli sıklıklarda (örneğin haftada bir kere) MFİB tarafından yapılan çağrıları web sayfası aracılığı ile takip etmesi gerekmektedir
EN Therefore, CSOs wishing to develop projects are required to follow the calls made by the CFCU at certain intervals (for example once a week) via the web page
| turco | inglês |
|---|---|
| dolayısıyla | therefore |
| proje | projects |
| geliştirmek | develop |
| belirli | certain |
| yapılan | made |
| takip | follow |
| gerekmektedir | required |
TR Uygulamalarınızın, veritabanı işlemlerini yöneticinin manuel olarak müdahale etmesi gerekmeksizin mümkün olduğunca kısa sürede sürdürebilmesi için yük devretme Amazon Aurora tarafından otomatik olarak gerçekleştirilir.
EN Failover is handled automatically by Amazon Aurora so your applications can resume database operations as quickly as possible without manual administrative intervention.
| turco | inglês |
|---|---|
| veritabanı | database |
| manuel | manual |
| amazon | amazon |
| aurora | aurora |
| uygulamaları | applications |
TR Yazılımın kopyasını bulundurmamak ve devredilen kişinin bu sözleşmenin koşullarını kabul etmesi şartıyla Yazılımın kullanım haklarını kalıcı olarak başka bir kişi veya kuruma devredebilirsiniz.
EN Transfer the usage rights in the Software on a permanent basis to another person or entity, provided that you retain no copies of the Software and the transferee agrees to the terms of this agreement.
| turco | inglês |
|---|---|
| bu | this |
| koşullarını | terms |
| kabul | agreement |
| kullanım | usage |
| kalıcı | permanent |
| başka | another |
| veya | or |
| yazılımı | software |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Fairmont, Fairmont'un bu tip bilgi veya materyalleri gönderen kişilerin kimliğini ifşa etmesi için emniyet yetkilileri veya mahkemelerce talep edilen veya yönlendirmede bulunulan durumlarda bu birimlerle tam bir iş birliği yapar.
EN Fairmont will fully cooperate with any law enforcement authorities or court order requesting or directing Fairmont to disclose the identity of anyone posting any such information or materials.
| turco | inglês |
|---|---|
| fairmont | fairmont |
| bilgi | information |
| materyalleri | materials |
| tam | fully |
TR Kullanıcının, silah entegrasyonu sonrasında platformun performansının etkilenmemesini talep etmesi,
EN User requests to ensure the performance of the platform is unaffected by the weapon integration,
| turco | inglês |
|---|---|
| kullanıcının | user |
| silah | weapon |
| entegrasyonu | integration |
| talep | requests |
TR Almanya’da yüksek öğrenim görmek isteyen ve vize başvurusunda bulunan birinin finansman belgesi ibraz etmesi gerekiyor
EN If you want to study in Germany and have to apply for a visa, you will need proof of financial resources
| turco | inglês |
|---|---|
| almanya | germany |
| isteyen | want |
| vize | visa |
TR Darmstadt merkezli ilaç şirketi Merck, Biontech’e, mRNA aktif bileşeninin enjeksiyon sonrasında hücrelere güvenli bir şekilde nüfuz etmesi için gerek duyulan yağları sağlıyor
EN The Darmstadt-based pharmaceutical company Merck supplies Biontech with the urgently needed lipids with which the mRNA active ingredient is safely conveyed into body cells after injection
| turco | inglês |
|---|---|
| merkezli | based |
| ilaç | pharmaceutical |
| şirketi | company |
| aktif | active |
| enjeksiyon | injection |
TR Sürdürülebilir yaşamın çevreyi ve iklimi koruması ve nihayetinde yaşam kalitesini muhafaza etmesi isteniyor
EN A sustainable lifestyle aims to protect the environment and the climate and ultimately preserve our quality of life
| turco | inglês |
|---|---|
| sürdürülebilir | sustainable |
| ve | and |
| iklimi | climate |
| yaşam | life |
| kalitesini | quality |
| ın | of |
TR Vize, Almanca bilgisi, diplomalar: Yurt dışından gelip Almanya’da iş bulmak isteyen usta ve zanaatkarların dikkat etmesi gereken noktalar.
EN Visas, language skills, degrees: what skilled craftsmen from abroad should look out for when looking for a job in Germany.
| turco | inglês |
|---|---|
| da | in |
TR Öte yandan tatilcilerin kamusal alanda hijyen ve mesafe kurallarına dikkat etmesi, bunları uygulaması isteniyor
EN In public, however, tourists should observe the hygiene and distancing rules
| turco | inglês |
|---|---|
| kamusal | public |
| hijyen | hygiene |
| ve | and |
| kuralları | rules |
TR Ama dilerim ki, dijital öğrenmenin ciddi bir alternatif olarak yer etmesi, sırf korona krizi sayesinde olmaz.
EN But I do hope that digital learning will establish itself as a serious alternative, not least as a result of the corona crisis.
| turco | inglês |
|---|---|
| ciddi | serious |
| alternatif | alternative |
| korona | corona |
| krizi | crisis |
| olmaz | not |
TR Oyuncunun bir düelloda hangi kartın daha yüksek olacağını tahmin etmesi gereken bir canlı oyun.
EN A live-game where a player should predict which is the higher card in a duel
| turco | inglês |
|---|---|
| canlı | live |
| oyun | game |
| kartı | card |
TR Örneğin, kesintisiz güç kaynakları (KGK), bir elektrik kesintisi durumunda operasyonların devam etmesi için yedek güç sağlar.
EN For example, uninterruptible power supplies (UPS) provide backup power to continue operations in the event of a power failure.
| turco | inglês |
|---|---|
| sağlar | provide |
TR BT ekiplerinin edge tesislerini ziyaret etmesi her zaman pratik veya arzu edilebilir olmayabilir.
EN It may not always be practical or desirable for IT teams to visit edge sites.
| turco | inglês |
|---|---|
| bt | it |
| edge | edge |
| ziyaret | visit |
| her | for |
| pratik | practical |
| veya | or |
TR Adaylar Turnuvasına Katılma Hakkı Elde Etmesi (2017-2019)
EN Qualifying For The Candidates Tournaments (2017 To 2019)
TR Adaylar Turnuvasına Katılma Hakkı Elde Etmesi(2017-2019)
EN Qualifying For Candidates Tournaments (2017 To 2019)
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
etmesi koşullarını kabul etmesi etmesi amacıyla etmesi gerektiğine etmesi gerekmektedir etmesi halinde zoom göndermeye devam etmesi kurallarına dikkat etmesi durumlarını test etmesi müdahale etmesi gerekmeksizin performansı elde etmesi teşvik etmesi durumunda zanaatkarların dikkat etmesi koÅŸullarını kabul etmesi etmesi mi bekleniyor etmesi için ücretsiz etmesi için kullanılır eylem gelecek kusaklar gelecek gelecek etkinligimiz yok gelecek perspektifine sahipler gelecek vaat eden gelecek hayali gelecek linki onaylayarak kibar gelecek sürdürülebilir bir gelecek yaşanan gelecek sahnelere denk gelecek gelecek olan önemli gelecek yenilikleri uygulayabilmesi gelecek için anlamlı hayatını ve gelecek görülür ve gelecek amacıyla gelecek nesiller liderleri ve gelecek gelecek şablon varyasyonlarına yükseltmeler ve gelecek duyduğumuz gelecek korkusu gelecek nesil sinir gelecek kurduklarını dinledik program ve gelecek gelecek nesillere ulaşması korunması ve gelecek heyecanlı bir gelecek rahat ve gelecek gelecek uzman eleman yoluyla gelecek nesiller i̇yi gelecek pazar tekrar tekrar gelecek nasıl gelecek kurduklarını
alemão
chinês
coreano
espanhol
francês
holandês
indonésio
inglês
italiano
japonês
polonês
português
russo
sueco
tailandês
vietnamita
árabe