EN IP addresses of Tor exit nodes are known. It means that it's known that you use anonymous network and your actions may be defined as suspicious
"suspicious way" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN IP addresses of Tor exit nodes are known. It means that it's known that you use anonymous network and your actions may be defined as suspicious
TR Tor-şebeke çıkış düğümlerinin IP adresleri bilinmektedir. Demek bilinmektedir ki, siz anonimlik araçlarından kullanıyorsunuz ve bu şüphe doğurabilir.
inglês | turco |
---|---|
ip | ip |
addresses | adresleri |
means | demek |
use | kullan |
exit | çıkış |
and | ve |
its | bu |
of | siz |
EN Identify suspicious redirects and new pages on the early stages.
TR Özel SEO yazılımı ile erken aşamalarda şüpheli yönlendirmeleri ve yeni sayfaları belirleyin.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
early | erken |
suspicious | şüpheli |
and | ve |
pages | sayfaları |
the | ile |
EN Check out that the website is safe and not listed as suspicious.
TR Web sitesinin güvenli olduğunu ve şüpheli olarak listelenmediğini kontrol edin.
inglês | turco |
---|---|
safe | güvenli |
suspicious | şüpheli |
website | web |
and | ve |
the website | sitesinin |
is | olduğunu |
the | olarak |
EN In case of suspicious situations listed in the Wage Guarantee Fund Regulation, the procedures regarding the applications will be concluded following the examination made by the inspectors.
TR Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği’nde sayılan şüpheli durumların olması durumunda, denetim elemanları tarafından inceleme yapılır ve bu incelemeyi takiben başvuruya ilişkin işlemler sonuçlandırılır.
inglês | turco |
---|---|
guarantee | garanti |
suspicious | şüpheli |
in case of | durumunda |
by | tarafından |
regarding | ve |
EN Next-gen cloud scanning protection instantly analyses unknown zero-day suspicious files in real-time
TR Yeni nesil bulut tarama koruması, bilinmeyen şüpheli sıfır gün dosyalarını gerçek zamanlı olarak anında analiz eder.
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
scanning | tarama |
analyses | analiz |
unknown | bilinmeyen |
next | nesil |
protection | koruması |
suspicious | şüpheli |
zero | sıfır |
real | gerçek |
time | zamanlı |
day | gün |
instantly | anında |
files | dosyaları |
EN Receive instant alerts for low-trust and suspicious websites to avoid your details from becoming compromised.
TR Bilgilerinizin gizliliğinin ihlal edilmesini önlemek üzere düşük güvenilirlikli ve şüpheli web siteleri için anında uyarılar alın.
inglês | turco |
---|---|
instant | anında |
alerts | uyarılar |
low | düşük |
suspicious | şüpheli |
receive | alın |
websites | siteleri |
and | ve |
EN Next-gen cloud scanning protection instantly analyses unknown zero-day suspicious files in real-time.
TR Yeni nesil bulut tarama koruması, bilinmeyen şüpheli sıfır gün dosyalarını gerçek zamanlı olarak anında analiz eder.
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
scanning | tarama |
analyses | analiz |
unknown | bilinmeyen |
next | nesil |
protection | koruması |
suspicious | şüpheli |
zero | sıfır |
real | gerçek |
time | zamanlı |
day | gün |
instantly | anında |
files | dosyaları |
EN If we are investigating a suspicious misconduct of yours, MobiRoller may suspend to provide the Services to you
TR Şüpheli bir suistimalinizi araştırıyorsak, MobiRoller size Hizmetleri sunmayı askıya alabilir
inglês | turco |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
may | alabilir |
services | hizmetleri |
a | bir |
the | size |
EN Learn how to detect suspicious activity in your AWS account.
TR AWS hesabınızdaki şüpheli etkinlikleri nasıl tespit edeceğinizi öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
detect | tespit |
aws | aws |
suspicious | şüpheli |
learn | öğrenin |
account | hesabı |
how | nasıl |
EN In case of suspicious situations listed in the Wage Guarantee Fund Regulation, the procedures regarding the applications will be concluded following the examination made by the inspectors.
TR Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği’nde sayılan şüpheli durumların olması durumunda, denetim elemanları tarafından inceleme yapılır ve bu incelemeyi takiben başvuruya ilişkin işlemler sonuçlandırılır.
inglês | turco |
---|---|
guarantee | garanti |
suspicious | şüpheli |
in case of | durumunda |
by | tarafından |
regarding | ve |
EN Next-gen cloud scanning protection instantly analyses unknown zero-day suspicious files in real-time
TR Yeni nesil bulut tarama koruması, bilinmeyen şüpheli sıfır gün dosyalarını gerçek zamanlı olarak anında analiz eder.
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
scanning | tarama |
analyses | analiz |
unknown | bilinmeyen |
next | nesil |
protection | koruması |
suspicious | şüpheli |
zero | sıfır |
real | gerçek |
time | zamanlı |
day | gün |
instantly | anında |
files | dosyaları |
EN Next-gen cloud scanning protection instantly analyses unknown zero-day suspicious files in real-time.
TR Yeni nesil bulut tarama koruması, bilinmeyen şüpheli sıfır gün dosyalarını gerçek zamanlı olarak anında analiz eder.
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
scanning | tarama |
analyses | analiz |
unknown | bilinmeyen |
next | nesil |
protection | koruması |
suspicious | şüpheli |
zero | sıfır |
real | gerçek |
time | zamanlı |
day | gün |
instantly | anında |
files | dosyaları |
EN Receive instant alerts for low-trust and suspicious websites to avoid your details from becoming compromised.
TR Bilgilerinizin gizliliğinin ihlal edilmesini önlemek üzere düşük güvenilirlikli ve şüpheli web siteleri için anında uyarılar alın.
inglês | turco |
---|---|
instant | anında |
alerts | uyarılar |
low | düşük |
suspicious | şüpheli |
receive | alın |
websites | siteleri |
and | ve |
EN IP addresses of Tor exit nodes are known. It means that it's known that you use anonymous network and your actions may be defined as suspicious
TR Tor-şebeke çıkış düğümlerinin IP adresleri bilinmektedir. Demek bilinmektedir ki, siz anonimlik araçlarından kullanıyorsunuz ve bu şüphe doğurabilir.
inglês | turco |
---|---|
ip | ip |
addresses | adresleri |
means | demek |
use | kullan |
exit | çıkış |
and | ve |
its | bu |
of | siz |
EN We reserve the right to cancel or suspend your access to the Service if we see any suspicious activity that reasonably points out that you are abusing our paid accounts, lifetime & or trials
TR Ücretli hesaplarımızı, ömür boyu veya deneme sürümlerimizi kötüye kullandığınızı gösteren herhangi bir şüpheli etkinlik görürsek, Hizmete erişiminizi iptal etme veya askıya alma hakkımızı saklı tutarız
inglês | turco |
---|---|
right | hakkı |
cancel | iptal |
activity | etkinlik |
accounts | hesaplar |
lifetime | ömür |
suspicious | şüpheli |
the | etme |
or | veya |
any | herhangi |
the service | hizmete |
access | erişiminizi |
EN Help make the web safer by sending us suspicious files/URLs to analyze
TR Bize analiz için şüpheli dosya ve URL gönderin, web'i daha güvenli kılmaya yardım edin
inglês | turco |
---|---|
help | yardım |
files | dosya |
urls | url |
suspicious | şüpheli |
safer | daha güvenli |
analyze | analiz |
us | bize |
EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
another | başka |
way | yolu |
control | kontrol |
these | bu |
just | sadece |
my | benim |
to | bir |
EN If you are looking for a way to let your story unfold in an inviting and fun-to-watch way, animated whiteboard videos may be a perfect choice
TR Hikayenizi cana yakın ve eğlenceli bir şekilde anlatmanın yolunu arıyorsanız animasyonlu beyaz tahta videoları mükemmel bir seçim olabilir
inglês | turco |
---|---|
animated | animasyonlu |
whiteboard | beyaz tahta |
perfect | mükemmel |
choice | seçim |
fun | eğlenceli |
if you are looking | arıyorsanız |
videos | videoları |
be | olabilir |
a | bir |
and | ve |
to | e |
EN Are you part of an organization or group that fits our way of thinking? Do you think our products might be a good way to make a difference? Contact us to figure out how we could work together!
TR Desteğe ihtiyaç duyan ve birlikte iyi çalışacağımızı düşündüğün bir projenin veya organizasyonun bir parçası mısın? Bize ulaş ve bu konuyu konuşalım!
inglês | turco |
---|---|
or | veya |
good | iyi |
out | bu |
us | bize |
our | ve |
EN They have been configured in such a way that the performance, career, succession, talent management, and training/development processes work in an integrated way.
TR Performans, kariyer, yedekleme, yetenek yönetimi ve eğitim/gelişim süreçleri entegre bir şekilde çalışacak şekilde yapılandırılmıştır.
inglês | turco |
---|---|
performance | performans |
career | kariyer |
integrated | entegre |
work | çalışacak |
management | yönetimi |
training | eğitim |
processes | süreçleri |
development | gelişim |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Internationally, Germany leads the way in climate protection and is a pioneer in the development of renewable energies. The exit from nuclear power is already under way.
TR Almanya iklimin korunmasında ve yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasında uluslararası düzeyde bir öncü. Nükleer enerjiye veda süreci başlamış durumda.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
climate | iklimin |
renewable | yenilenebilir |
nuclear | nükleer |
internationally | uluslararası |
and | ve |
protection | korunması |
the | durumda |
a | bir |
EN This is a good way to expand your vocabulary along your way.
TR Böylelikle bu arada kelime dağarcığınızı genişletirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
along | da |
this | bu |
to | kelime |
EN In this way, we will have all the information in a 100% transparent way:
TR Bu sayede tüm bilgileri %100 şeffaf bir şekilde elde ederiz:
inglês | turco |
---|---|
transparent | şeffaf |
this | bu |
all | tüm |
information | bilgileri |
the | şekilde |
a | bir |
will | elde |
EN Connecting games in a customized way with feeds transfer enables partners to adapt TVBET products to specific needs, which do not allow our iframe to be connected in a standard way
TR Özel oyunların feed aktarımıyla birleştirilmesi, ortakların TVBET ürünlerini gerekli özelliklere uyarlamasına olanak tanır; bu, iFrame'imizi standart bir şekilde bağlamamıza izin vermez
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
which | bu |
products | ürünlerini |
with | şekilde |
games | oyunlar |
a | bir |
EN Dear Phemexers, Thursday’s child may have a long way to go, but for you it seems like rewards are right around the corner! Luck may be shining on your way here at Phemex, where we have a special ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, 16 Ağustos 2022 itibariyle Phemex Kripto Dönüştürücü’nün 10 popüler kripto paranın daha USDC paritesini destekleyeceğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz: ……
EN We believe innovation, in collaboration with others, is the only way to solve these challenges – and we plan to lead the way, working with our customers and partners to develop solutions fit for the future.
TR Diğerleriyle iş birliğiyle, yeniliğin bu zorlukları gidermenin tek yolu olduğuna inanarak gelecek için uygun çözümler geliştirmek üzere müşterilerimiz ve ortaklarımızla çalışarak öncülük etmek istiyoruz.
inglês | turco |
---|---|
challenges | zorlukları |
way | yolu |
solutions | çözümler |
our customers | müşterilerimiz |
we | istiyoruz |
working | çalışarak |
future | gelecek |
and | ve |
to | etmek |
the | tek |
for | için |
with | uygun |
EN At Tetra Pak, we believe innovation is the only way to get there – and we plan to lead the way.
TR Tetra Pak olarak, bu noktaya ulaşmanın tek yolunun yenilik olduğuna inanıyor ve bu yolda öncülük etmeyi planlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
pak | pak |
innovation | yenilik |
and | ve |
to | tek |
EN If you are looking for a way to let your story unfold in an inviting and fun-to-watch way, animated whiteboard videos may be a perfect choice
TR Hikayenizi cana yakın ve eğlenceli bir şekilde anlatmanın yolunu arıyorsanız animasyonlu beyaz tahta videoları mükemmel bir seçim olabilir
inglês | turco |
---|---|
animated | animasyonlu |
whiteboard | beyaz tahta |
perfect | mükemmel |
choice | seçim |
fun | eğlenceli |
if you are looking | arıyorsanız |
videos | videoları |
be | olabilir |
a | bir |
and | ve |
to | e |
EN Good design, he suggests, is the best way to navigate information glut -- and it may just change the way we see the world.
TR Bilgi tasarımının bugünkü bilgi yoğunluğuna yön veren, eşsiz motifler ve dünyayı görme şeklimizi değiştrebilecek bağlantılar bulmamıza yarayan bir araç olarak ileri sürüyor.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgi |
and | ve |
design | tasarım |
the | araç |
world | dünyayı |
to | e |
EN "This is "the" way to handle your podcast subscriptions. It's also a great way to discover new podcasts."
TR "Bu podcast aboneliklerinizi kontrol etmek için "tek" yol. Ayrıca yeni podcastleri keşfetmek içinde harika bir yöntem."
inglês | turco |
---|---|
podcast | podcast |
discover | keşfetmek |
new | yeni |
great | harika |
this | bu |
way | yol |
also | ayrıca |
EN Cloudflare Apps is a simple and powerful way for millions of site owners to get access to tools previously only available to technical experts.
TR Cloudflare Apps, milyonlarca site sahibinin daha önce yalnızca teknik uzmanlar tarafından kullanılabilen araçlara erişmesinin basit ve güçlü bir yoludur.
inglês | turco |
---|---|
tools | araç |
cloudflare | cloudflare |
powerful | güçlü |
simple | basit |
site | site |
technical | teknik |
previously | daha önce |
and | ve |
experts | uzmanlar |
EN With you, we will take a long-term view, including underwriting financial offers and structuring terms to help you transition to new business models in a sustainable way.
TR Sizlerle birlikte, yeni iş modellerine sürdürülebilir bir şekilde geçmenize yardımcı olmak için finansal teklifler ve yapılandırma koşulları da dahil, uzun vadeli bir bakış açısına sahip olacağız.
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
offers | teklifler |
new | yeni |
models | modellerine |
sustainable | sürdürülebilir |
long | uzun |
term | vadeli |
view | bakış |
in | da |
including | dahil |
and | ve |
help | yardımcı |
EN Two-way (sending and receiving) short codes:
TR Çift yönlü (gönderim ve alım) kısa kodları:
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
short | kısa |
codes | kodları |
EN The fastest way to share someone else’s Tweet with your followers is with a Retweet. Tap the icon to send it instantly.
TR Bir başkasının Tweetini takipçilerinle paylaşmanın en hızlı yolu Retweetlemektir. Simgeye dokun ve anında gönder.
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
share | paylaş |
your | ve |
send | gönder |
instantly | anında |
fastest | hızlı |
a | bir |
EN With Cloudflare for Teams, we've found a simpler, more secure way to connect our employees to the tools they need to keep us growing - and the experience is lightning-fast."
TR Cloudflare for Teams ile, büyümemizin sürekliliğini sağlayan çalışanlarımızı ihtiyaç duydukları araçlara bağlamanın daha basit ve daha güvenli bir yolunu bulduk ve bu deneyim ışık hızında."
inglês | turco |
---|---|
way | yolunu |
tools | araç |
experience | deneyim |
cloudflare | cloudflare |
teams | teams |
fast | basit |
need | ihtiyaç |
and | ve |
a | bir |
EN By using Semrush, my team saves a lot of time by working on the right content and in a more data-driven way. Everything we do here is backed up with data, and your tool is giving us more ammunition.
TR ''Semrush kullanarak, takım arkadaşlarım doğru içerik üzerinde ve veriye dayalı şekilde çalışarak çok fazla zaman kazanıyor. Burada yaptığımız her şey veriyle destekleniyor ve aracınız bize daha fazla cephane veriyor.
inglês | turco |
---|---|
semrush | semrush |
my | mı |
tool | aracı |
working | çalışarak |
we do | yaptığımız |
content | içerik |
time | zaman |
team | takım |
everything | her şey |
using | kullanarak |
and | ve |
us | bize |
of | her |
right | doğru |
EN “By using Semrush, my team saves a lot of time by working on the right content and in a more data-driven way. Semrush is my right hand for many tasks, it helps me and my team to strategize.”
TR ''Semrush kullanarak, takım arkadaşlarım doğru içerik üzerinde ve veriye dayalı şekilde çalışarak çok fazla zaman kazanıyor. Semrush, bir çok görev için benim sağ elim, bana ve ekibime strateji konusunda yardımcı oluyor.''
inglês | turco |
---|---|
semrush | semrush |
and | ve |
content | içerik |
data | veriye |
working | çalışarak |
time | zaman |
tasks | görev |
a | yardımcı |
team | takım |
the | şekilde |
more | fazla |
using | kullanarak |
right | sağ |
my | benim |
EN Ahrefs is my favorite tool to find awesome content ideas with a lot of traffic and business potential. It is easy to use and makes my life way easier.
TR Ahrefs, çok miktarda trafik ve iş potansiyeli olan harika içerik fikirleri bulmak için en sevdiğim araç. Kullanımı kolay, ve hayatımı kolaylaştırıyor.
inglês | turco |
---|---|
awesome | harika |
content | içerik |
ideas | fikirleri |
traffic | trafik |
potential | potansiyeli |
tool | araç |
and | ve |
easy | kolay |
ahrefs | ahrefs |
of | in |
use | kullanımı |
life | hayat |
to | için |
a | olan |
EN We will guide you on the way with learning materials on our blog and Youtube channel
TR Blog ve Youtube kanalımızdaki öğrenim materyalleri ile size yol göstereceğiz
inglês | turco |
---|---|
way | yol |
materials | materyalleri |
blog | blog |
channel | kanal |
and | ve |
the | size |
EN Elsevier is a leader in initiatives that drive the way information is reviewed, validated, archived and disseminated
TR Elsevier bilgilerin denetlenmesi, doğrulanması, arşivlenmesi ve yayılmasını destekleyen inisiyatiflerde lider bir konumdadır
inglês | turco |
---|---|
leader | lider |
information | bilgilerin |
elsevier | elsevier |
and | ve |
a | bir |
EN Viewed this way, the logo represents, in classical symbolism, the symbiotic relationship between publisher and scholar
TR Bu şekilde bakıldığında, logo, klasik sembolizm içinde yayıncı ve akademisyen arasındaki simbiyotik ilişkiyi temsil etmektedir
inglês | turco |
---|---|
logo | logo |
represents | temsil |
classical | klasik |
this | bu |
in | içinde |
and | ve |
the | şekilde |
between | arasındaki |
EN Interactive training courses guide attendees through a topic and test their knowledge along the way.
TR Etkileşimli eğitim kursları katılımcılara belirli bir konuda rehberlik sağlamakta ve bu esnada bilgilerini sınamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
interactive | etkileşimli |
guide | rehberlik |
attendees | katılımcı |
training | eğitim |
courses | kursları |
through | e |
and | ve |
EN A key element of proper research is not letting the execution of a research protocol, and the collection or analyses of data, be influenced along the way
TR Doğru araştırmanın kilit unsurlarından birisi, araştırma protokolünün uygulanması ve verilerin toplanması veya analizinin, süreç esnasında tesir altında kalmasına izin vermemektir
inglês | turco |
---|---|
key | kilit |
research | araştırma |
data | verilerin |
and | ve |
of | doğru |
or | veya |
protocol | protokol |
EN Preregistration of the research methodology is a way to enhance the transparency and reproducibility of science by reviewing study protocols before experiments are conducted.
TR Araştırma metodolojisinin önceden kaydedilmesi, çalışma protokollerinin deneyler yapılmadan önce incelenmesi yoluyla bilimin şeffaflığı ve tekrarlanabilirliğini artırmanın bir yoludur.
inglês | turco |
---|---|
transparency | şeffaflığı |
research | araştırma |
of the | çalışma |
and | ve |
EN Our clinical search engine thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motorumuz.
inglês | turco |
---|---|
clinical | klinik |
relevant | ilgili |
search | arama |
and | ve |
EN Leading the way in advancing science, technology and health
TR Bilim, teknoloji ve sağlığın geliştirilmesine öncülük etmek
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
health | sağlığı |
technology | teknoloji |
science | bilim |
EN ClinicalKey is the clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR ClinicalKey, aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik bir arama motorudur.
inglês | turco |
---|---|
clinical | klinik |
relevant | ilgili |
clinicalkey | clinicalkey |
search | arama |
and | ve |
EN The clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motoru.
inglês | turco |
---|---|
clinical | klinik |
engine | motoru |
relevant | ilgili |
search | arama |
and | ve |
EN When you do see UB happening, the best way of addressing it is face to face - tackle it straight on and point out how bias may be creeping into a process
TR Bilinçsiz önyargının oluştuğunu gördüğünüzde, bununla başa çıkmanın en iyi yolu yüz yüze gelmektir - doğrudan üzerine gidin ve önyargının bir sürece nasıl sızmakta olduğunu işaret edin
inglês | turco |
---|---|
see | edin |
way | yolu |
face | yüz |
straight | doğrudan |
process | iş |
is | olduğunu |
and | ve |
a | bir |
best | en |
on | üzerine |
how | nasıl |
EN Distance and on-site training have proven to be the most effective way of increasing usage of the scholarly publications available through Research4Life task forces.
TR Uzaktan ve yerinde eğitimlerin Research4Life görev güçleri tarafından kullanıma sunulan akademik makalelerin kullanımını artırmakta en etkili yöntem olduğu kanıtlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
proven | kanıtlanmış |
most | en |
effective | etkili |
way | yöntem |
task | görev |
and | ve |
to | e |
usage | kullanım |
of | tarafından |
Mostrando 50 de 50 traduções