TR Tetra Pak olarak, bu noktaya ulaşmanın tek yolunun yenilik olduğuna inanıyor ve bu yolda öncülük etmeyi planlıyoruz.
TR Tetra Pak olarak, bu noktaya ulaşmanın tek yolunun yenilik olduğuna inanıyor ve bu yolda öncülük etmeyi planlıyoruz.
EN At Tetra Pak, we believe innovation is the only way to get there – and we plan to lead the way.
turco | inglês |
---|---|
tetra | tetra |
yenilik | innovation |
TR Ve bu yolda öğrendiklerimi paylaşacağım.
EN And I will share what I learn along the way.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Yeni Bir Yolda, Yol Alabilmek - Hayata Destek
EN On A New Path, Moving Forward - Support to Life
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
TR Renderforest bulut tabanlı bir platform. Ayrıca, bir IOS uygulaması var ve Android versiyonu da yolda!
EN Renderforest is a cloud-based platform. It has an IOS app and the Android version on its way!
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
tabanlı | based |
platform | platform |
ios | ios |
uygulaması | app |
android | android |
versiyonu | version |
TR C3 AIRCROSS, şehirde ve açık yolda rahatça günlük hayatı kolaylaştırır. Şehirde Park Assist teknolojisi park manevralarını hafif bir şekilde yapıyor.
EN At ease in the city and on the open road, C3 AIRCROSS makes everyday life easier. In the city, Park Assist technology makes light work of parking manœuvres.
turco | inglês |
---|---|
aircross | aircross |
günlük | everyday |
hayatı | life |
park | park |
teknolojisi | technology |
TR İklim değişikliği ve otomasyon; iş piyasasına damgasını vuran zorlu görevler. Tanıtacağımız anabilim dalları bu yolda eğitiyor.
EN Climate change and automation: challenges that also have an impact on the labour market. These degree programs prepare people to meet them.
turco | inglês |
---|---|
değişikliği | change |
ve | and |
otomasyon | automation |
TR Tüm varlıklarınızı ve çalışanlarınızı bağlantılı tutarak proaktif bakım, rota optimizasyonu ve uygunluk kontrolleriyle filonuzu yolda tutun.
EN Keep your fleet on the road with proactive maintenance, route optimization and compliance checks by keeping all your assets and people connected.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
ve | and |
proaktif | proactive |
bakım | maintenance |
optimizasyonu | optimization |
uygunluk | compliance |
TR İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’e göre, iklim hedeflerine uzanan yolda Almanya’yı devasa bir ödev bekliyor. Bakan bir “turbo” plan uygulamak istiyor.
EN What is the next step in the dialogue with Russia? At a meeting of EU foreign ministers, Annalena Baerbock calls for patience.
TR Böylece yükünüz yolda bile olsa, verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve işletme giderlerini en aza indirmek için, taşınmakta olan yükünüz üzerinde hızlı kararlar alabilecek düzeyde kontrol sahibi olun.
EN Thereby gaining control to make agile decisions on the move to maximise efficiency and minimise overheads, even if your cargo is already in transit.
turco | inglês |
---|---|
verimliliği | efficiency |
kararlar | decisions |
kontrol | control |
TR Gelişmiş kullanıcı arayüzü Xbox Oyun Kumandasından daha da fazla performans alınmasına olanak tanır ve bu da zafere giden yolda sizi destekler
EN An advanced UI extracts even more performance from the Xbox Controller which powers your route to glory
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | advanced |
xbox | xbox |
performans | performance |
TR Yolda mısınız? Masanızı mı terk ettiniz? Sorun yok. JivoChat mobil uygulamasıyla nerede olursanız olun sitenizdeki ziyaretçilerle iletişiminizi devam ettirin - bir daha satış kaçırmayacaksınız!
EN On the go? Seldom in the office? No problem.Interact with your website visitors wherever you are with the JivoChat app for iOS or Android — and you’ll never miss a sale.
turco | inglês |
---|---|
sorun | problem |
yok | no |
jivochat | jivochat |
nerede | wherever |
satış | sale |
TR Ve bu yolda öğrendiklerimi paylaşacağım.
EN And I will share what I learn along the way.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR BAE'yi kısa süreli vizeyle veya bir proje için burada ziyaret ediyorsanız, yolda bağımsız olmanın en iyi yolu kiralık arabadır
EN If you?re visiting the UAE on short-term visa or here for a project, a rental car is the best way to be independent on the road
turco | inglês |
---|---|
bae | uae |
kısa | short |
süreli | term |
veya | or |
proje | project |
burada | here |
ziyaret | visiting |
bağımsız | independent |
yolu | way |
kiralık | rental |
TR Tepelerde çılgınca numaralar yapan çılgın kum arabalarından, Ferrari'lere, Rolls Royce'lara ve yolda seyreden diğer hiper arabalara kadar
EN From crazy sand-buggies doing insane stunts up hills, to Ferraris, Rolls Royces and other hypercars cruising down the road
turco | inglês |
---|---|
rolls | rolls |
ve | and |
diğer | other |
TR BAE'yi kısa süreli vize ile veya burada bir proje için ziyaret ediyorsanız, kiralık araba, yolda bağımsız olmanın en iyi yoludur
EN If you?re visiting the UAE on short-term visa or here for a project, a rental car is the best way to be independent on the road
turco | inglês |
---|---|
bae | uae |
kısa | short |
süreli | term |
vize | visa |
veya | or |
burada | here |
proje | project |
ziyaret | visiting |
kiralık | rental |
araba | car |
bağımsız | independent |
TR C3 AIRCROSS, şehirde ve açık yolda rahatça günlük hayatı kolaylaştırır. Şehirde Park Assist teknolojisi park manevralarını hafif bir şekilde yapıyor.
EN At ease in the city and on the open road, C3 AIRCROSS makes everyday life easier. In the city, Park Assist technology makes light work of parking manœuvres.
turco | inglês |
---|---|
aircross | aircross |
günlük | everyday |
hayatı | life |
park | park |
teknolojisi | technology |
TR C3 AIRCROSS, şehirde ve açık yolda rahatça günlük hayatı kolaylaştırır. Şehirde Park Assist teknolojisi park manevralarını hafif bir şekilde yapıyor.
EN At ease in the city and on the open road, C3 AIRCROSS makes everyday life easier. In the city, Park Assist technology makes light work of parking manœuvres.
turco | inglês |
---|---|
aircross | aircross |
günlük | everyday |
hayatı | life |
park | park |
teknolojisi | technology |
TR İklim değişikliği ve otomasyon; iş piyasasına damgasını vuran zorlu görevler. Tanıtacağımız anabilim dalları bu yolda eğitiyor.
EN Climate change and automation: challenges that also have an impact on the labour market. These degree programs prepare people to meet them.
turco | inglês |
---|---|
değişikliği | change |
ve | and |
otomasyon | automation |
TR Almanya, iklim değişikliğini ve kaynak kıtlığını ciddiye alıyor ve biyolojik bazlı bir ekonomi biçimine açılan bir dönüşüme umut bağlıyor. İki inovasyon bizim bu yolda büyük bir sıçrama yaparak ilerlememizi sağlayabilir.
EN Germany takes climate change and the shortage of resources seriously and is backing the transformation to a bio-based economy. Two innovations could take us a large step forward along this path.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliğini | change |
kaynak | resources |
ekonomi | economy |
bu | this |
büyük | large |
TR Siyana şimdi kendi üniversitesinde yükseköğrenim elçisi olarak sosyal sorumluluk üstleniyor ve böylece başka ülkelerden gelen okul mezunlarına, Almanya’da yükseköğrenime uzanan yolda destek oluyor.
EN Siyana is now active at her university as a study ambassador, supporting school-leavers from abroad on their way to a university course in Germany.
turco | inglês |
---|---|
şimdi | now |
elçisi | ambassador |
okul | school |
almanya | germany |
destek | supporting |
TR Ne var ki, eğer siyasetçiler tarafından yayılan, vatandaşlar için anlaşılır tek alternatif, ulusal devlete geri dönüşse, bu yolda yürümek zor
EN But this route is going to be a tough one, so long as the only comprehensible alternative for citizens, which is also being propagated by politicians, is a return to the nation states
turco | inglês |
---|---|
alternatif | alternative |
geri | return |
TR Yapay Zeka Bilgi Sayfaları ile şeffaflığa giden yolda hız kazanma
EN Accelerating the path toward transparency through AI FactSheets
TR SEO stratejinizi oluştururken, bu terimleri analiz ettiğinizden ve işletmenizi doğru yolda tutacak birkaç anahtar kelimeye odaklandığınızdan emin olmak isteyeceksiniz
EN When formulating your SEO strategy, you’ll want to be sure to analyze these terms and to focus on a few keywords that will keep your business on the right track
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
terimleri | terms |
ve | and |
işletmenizi | your business |
TR Türkiye ülkesinde Yolda Bisiklet Sürme grupları | Meetup
EN Road Cycling groups in Australia | Meetup
turco | inglês |
---|---|
ülkesinde | in |
bisiklet | cycling |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Yolda Bisiklet Sürme Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Road Cycling Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
bisiklet | cycling |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
grupları | groups |
TR Hiç olmadığı kadar fazla sayıda satın alma yolu ve bilgi alma kaynağı olması, satın almaya giden yolda ve sonrasında marka - tüketici bağlılığını çok önemli hal getiriyor
EN With more ways to buy and more places to get information than ever before, brand to consumer engagement throughout the path-to-purchase, and afterwards, becomes essential
turco | inglês |
---|---|
hiç | ever |
yolu | path |
bilgi | information |
tüketici | consumer |
önemli | essential |
TR Renderforest bulut tabanlı bir platform. Ayrıca, bir IOS uygulaması var ve Android versiyonu da yolda!
EN Renderforest is a cloud-based platform. It has an IOS app and the Android version on its way!
TR Hesabınızı doğrulamak için bağlantı içeren bir e-posta şu anda yolda. Gelen kutunuzu veya istenmeyen posta klasörünüzü kontrol edin.
EN An email with a link to verify your account is now on its way. Check your inbox or SPAM/junk folder.
TR Bilim, teknoloji ve sağlığın geliştirilmesine öncülük etmek
EN Leading the way in advancing science, technology and health
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Yanıtlarla Öncülük edin - ClinicalKey®
EN Lead with Answers - ClinicalKey®
turco | inglês |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
TR Elsevier, Research4Life'ın görünürlüğünü artırmak için yayıncılar ve ortaklardan oluşan bir iletişim birliğine de öncülük etmektedir
EN Elsevier also leads a communications task force of publishers and partners to boost the visibility of Research4Life
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
görünürlüğünü | visibility |
artırmak | boost |
iletişim | communications |
de | also |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Kariyeri boyunca üç binin üzerinde konser vermiş, kırk ikinin üzerinde albüm kaydetmiş, 1976'dan beri gelen Contemporary Jazz'a öncülük etmiştir
EN He is noted for playing his red Gibson ES-335 and his Gibson L5 guitars
TR İnsanlar ve teknoloji yeni çalışma yöntemlerine nasıl öncülük edecek?
EN Lessons for the C-Suite from the next generation of leaders.
turco | inglês |
---|---|
nasıl | the |
TR Üretimdeki gücümüzü, değişime ayak uyduran değil değişime öncülük eden olma hedefi ve bu yönde hayata geçirdiğimiz uygulamalarla pekiştirdik
EN We have increased our strength in production with the practices we implemented in line with our aim of becoming a company that does not adapt to change but leads it
turco | inglês |
---|---|
değil | not |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Bilim, teknoloji ve sağlığın geliştirilmesine öncülük etmek
EN Leading the way in advancing science, technology and health
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Yanıtlarla Öncülük edin - ClinicalKey®
EN Lead with Answers - ClinicalKey®
turco | inglês |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
TR AWS'nin sertifikası, şirketin üst düzey güvenlik sağlama ve yerel uyumluluk gereksinimlerini karşılama konusunda diğer küresel bulut hizmeti sağlayıcılarına öncülük ettiğini gösteriyor
EN AWS’certification demonstrates that the company leads other global cloud service providers to provide a high level of security and meet the local compliance requirements
turco | inglês |
---|---|
sertifikası | certification |
üst | high |
düzey | level |
güvenlik | security |
yerel | local |
uyumluluk | compliance |
gereksinimlerini | requirements |
diğer | other |
küresel | global |
hizmeti | service |
sağlayıcıları | providers |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
kapsayıcı | inclusive |
sürdürülebilir | sustainable |
konukseverlik | hospitality |
çözümleri | solutions |
bulmak | finding |
devam | continue |
edecektir | will |
Mostrando 50 de 50 traduções