EN The host can add a co-host as backup to help run and monitor the webinar session. The co-host has the same permissions as the host except scheduling and setting up the webinar.
"should host" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN The host can add a co-host as backup to help run and monitor the webinar session. The co-host has the same permissions as the host except scheduling and setting up the webinar.
TR Oturum sahibi, web semineri oturumunu başlatmaya ve izlemeye yardımcı olmak için yedek olarak bir ortak oturum sahibi ekleyebilir. Ortak oturum sahibi, web seminerini planlama ve ayarlama dışında oturum sahibiyle aynı izinlere sahiptir.
inglês | turco |
---|---|
session | oturum |
except | dışında |
co | ortak |
and | ve |
has | sahiptir |
can add | ekleyebilir |
help | yardımcı |
the | aynı |
same | bir |
to | için |
EN [If you are the host, be aware that when you leave the meeting, you might end the meeting for everyone. Make sure to pass the host to someone else if you need to leave but others want to stay on.]
TR [Ev sahibi sizseniz, toplantıdan ayrıldığınızda toplantıyı herkes için sonlandırabileceğinizi unutmayın. Ayrılmanız gerekiyorsa ancak başkaları kalmak istiyorsa, ev sahibini başka birine verdiğinizden emin olun.]
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
are | ev |
meeting | toplantı |
the | başka |
but | ancak |
EN If a host has a Large Meetings license, then they can host a webinar with up to 500 or 1,000 panelists.
TR Oturum sahibinin Büyük Toplantılar lisansı varsa 500 veya 1.000 paneliste kadar bir web semineri düzenleyebilir.
inglês | turco |
---|---|
large | büyük |
or | veya |
if | varsa |
a | bir |
meetings | toplantılar |
license | lisans |
to | kadar |
EN You are responsible for compliance with all Laws governing the monitoring or recording of conversations as the Host or Phone Host
TR Oturum Sahibi veya Phone Oturum Sahibi olarak görüşmelerin izlenmesi veya kaydedilmesiyle ilgili geçerli olan tüm Kanunlara uymaktan siz sorumlusunuz
inglês | turco |
---|---|
all | tüm |
or | veya |
EN A Host or Phone Host can choose to record, for example, meetings, webinars, or a phone call
TR Bir Oturum Sahibi veya Phone Oturum Sahibi örneğin toplantıları, web seminerlerini ya da bir telefon görüşmesini kaydetmeyi seçebilir
inglês | turco |
---|---|
phone | telefon |
or | veya |
meetings | toplantıları |
a | bir |
EN These are the credentials that Jetpack will use to clone your site from your current host to your new host
TR Bunlar, Jetpack'in sitenizi mevcut sunucunuzdan yeni sunucunuza klonlamak için kullanacağı kimlik bilgileridir
inglês | turco |
---|---|
credentials | kimlik |
your site | sitenizi |
new | yeni |
to | için |
are | bunlar |
EN The value given to the SERVER_ADMIN (for Apache) directive in the web server configuration file. If the script is running on a virtual host, this will be the value defined for that virtual host.
TR HTTP sunucusu ayar dosyasındaki SERVER_ADMIN (Apache için) yönergesine verilen değerdir. Eğer betik bir sanal konak üzerinde çalışıyorsa, o sanal konak için için tanımlanmış değer olur.
EN Just like choosing your design tools and web host, there are a few important factors you should consider before choosing a CA and SSL certificate
TR Tıpkı tasarım araçlarınızı ve web barındırıcınızı seçerken olduğu gibi, bir CA ve SSL sertifikası seçmeden önce düşünmeniz gereken birkaç önemli faktör vardır
inglês | turco |
---|---|
design | tasarım |
web | web |
should | gereken |
ca | ca |
ssl | ssl |
just like | tıpkı |
certificate | sertifikası |
important | önemli |
a | birkaç |
before | önce |
tools | araçları |
and | ve |
EN Just like choosing your design tools and web host, there are a few important factors you should consider before choosing a CA and SSL certificate
TR Tıpkı tasarım araçlarınızı ve web barındırıcınızı seçerken olduğu gibi, bir CA ve SSL sertifikası seçmeden önce düşünmeniz gereken birkaç önemli faktör vardır
inglês | turco |
---|---|
design | tasarım |
web | web |
should | gereken |
ca | ca |
ssl | ssl |
just like | tıpkı |
certificate | sertifikası |
important | önemli |
a | birkaç |
before | önce |
tools | araçları |
and | ve |
EN An amendment request by addendum should be duly substantiated and should include all necessary information for the Contracting Authority (is EUD under the direct management modality) for taking an informed decision on the request.
TR Zeyilname yoluyla yapılan bir değişiklik talebi gerekçelendirilmeli ve Sözleşme Makamının (doğrudan yönetim usulüne göre AB Türkiye Delegasyonu) gerekli kararı alabilmesi için ilgili tüm bilgileri içermelidir.
inglês | turco |
---|---|
amendment | değişiklik |
information | bilgileri |
direct | doğrudan |
management | yönetim |
decision | karar |
on | ilgili |
should | ne |
all | tüm |
necessary | gerekli |
and | ve |
request | talebi |
by | göre |
the | bir |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN Brands on Twitter should not forget that correct information, speed, and humor are all decisive, and they should build all their strategies on these points
TR Markalar Twitter?da; doğru bilgi, hız ve mizahın belirleyici olduğunu unutmamalıdır ve tüm stratejilerini bunun üzerine kurgulamalıdır
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
information | bilgi |
speed | hız |
strategies | stratejilerini |
all | tüm |
on | üzerine |
and | ve |
EN In order to ensure a positive impact, comprehensive analyses should be performed and a roadmap should be determined.Brands need to shake off the noise of standard communications and seek to be different
TR İyi bir etki bırakmak adına kapsamlı analizler yapılmalı ve yol haritası belirlenmelidir
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
off | bir |
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interactif with companies, whether it's conversational or through a ticket system
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
ticket | bilet |
ways | yollar |
should be | olmalıdır |
system | sistemi |
important | önemlidir |
message | mesaj |
should | olmalı |
different | farklı |
its | bu |
EN If you will define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an E-Commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde SSL tanımlayacaksanız standart SSL sertifikası, E-Ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ev | ev |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
or | veya |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
and | ve |
to | sağlamak |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN If you are going to define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an e-commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde ssl tanımlayacaksanız standart ssl sertifikası, e-ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
ev | ev |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
to | sağlamak |
and | ve |
or | veya |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN Firewall should be used or attention should be paid to port status on routers on gateways to prevent unauthorized connections
TR Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir
inglês | turco |
---|---|
attention | dikkat |
unauthorized | yetkisiz |
connections | bağlantıları |
to | için |
prevent | önlemek |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN Risk assessment procedures for the protection of personal data should be adopted and an implementation matrix should be established on the basis of sector/application/hardware/software.
TR Kişisel verilerin korunmasına yönelik risk değerlendirme prosedürleri benimsenmeli ve sektör/uygulama/donanım/yazılım temelinde bir uygulama matrisi oluşturulmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
risk | risk |
assessment | değerlendirme |
protection | korunması |
data | verilerin |
sector | sektör |
and | ve |
hardware | donanım |
software | yazılım |
application | uygulama |
personal | kişisel |
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable smartphones.
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir telefonlar satın alın.
inglês | turco |
---|---|
should | olmalı |
fix | tamir |
so | yüzden |
buy | satın |
and | ve |
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable laptops.
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir dizüstü bilgisayarlar satın alın.
inglês | turco |
---|---|
should | olmalı |
fix | tamir |
so | yüzden |
buy | satın |
and | ve |
EN If you will define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an E-Commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde SSL tanımlayacaksanız standart SSL sertifikası, E-Ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ev | ev |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
or | veya |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
and | ve |
to | sağlamak |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN If you are going to define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an e-commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde ssl tanımlayacaksanız standart ssl sertifikası, e-ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
ev | ev |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
to | sağlamak |
and | ve |
or | veya |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN Firewall should be used or attention should be paid to port status on routers on gateways to prevent unauthorized connections
TR Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir
inglês | turco |
---|---|
attention | dikkat |
unauthorized | yetkisiz |
connections | bağlantıları |
to | için |
prevent | önlemek |
EN An amendment request by addendum should be duly substantiated and should include all necessary information for the Contracting Authority (is EUD under the direct management modality) for taking an informed decision on the request.
TR Zeyilname yoluyla yapılan bir değişiklik talebi gerekçelendirilmeli ve Sözleşme Makamının (doğrudan yönetim usulüne göre AB Türkiye Delegasyonu) gerekli kararı alabilmesi için ilgili tüm bilgileri içermelidir.
inglês | turco |
---|---|
amendment | değişiklik |
information | bilgileri |
direct | doğrudan |
management | yönetim |
decision | karar |
on | ilgili |
should | ne |
all | tüm |
necessary | gerekli |
and | ve |
request | talebi |
by | göre |
the | bir |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN Risk assessment procedures for the protection of personal data should be adopted and an implementation matrix should be established on the basis of sector/application/hardware/software.
TR Kişisel verilerin korunmasına yönelik risk değerlendirme prosedürleri benimsenmeli ve sektör/uygulama/donanım/yazılım temelinde bir uygulama matrisi oluşturulmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
risk | risk |
assessment | değerlendirme |
protection | korunması |
data | verilerin |
sector | sektör |
and | ve |
hardware | donanım |
software | yazılım |
application | uygulama |
personal | kişisel |
EN Nevertheless, debate continues about whether vaccination should be made the prerequisite, for example, for attendance of events or whether care staff should be obliged to have a vaccination
TR Yine de aşının örneğin etkinliklere katılabilmek için ön koşul olarak belirlenmesi ve sağlık bakımı personelinin aşı olmakla yükümlü kılınmasının gerekip gerekmediği hakkında tartışmalar var
inglês | turco |
---|---|
vaccination | aşı |
care | bakım |
of | in |
about | hakkında |
EN City planners should have more courage to try out new things, and should stick to their guns when they face resistance or criticism, be it with regard to passive house developments or free local public transport.
TR Şehir planlamacıların yenilikler konusunda daha cesur olmaları ve enerji tüketmeyen konut alanları ya da ücretsiz toplu taşıma gibi konularda eleştiriler ve karşı tavırlar olsa bile çözümde ısrarcı olmaları gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
transport | taşıma |
free | ücretsiz |
and | ve |
out | da |
have | ya |
EN The first economic stimulus programs to get the economy going again have already been outlined. What mistakes should be avoided, what course should be set?
TR Ekonomiyi yeniden canlandırmak için şimdiden ekonomik program hazırlıkları yapılıyor. Hangi hatalardan kaçınılması, hangi yol ayrımlarına gidilmesi gerekir?
inglês | turco |
---|---|
again | yeniden |
already | şimdiden |
economic | ekonomik |
to | için |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN At IBM, we believe AI should make all of us better at our jobs, and that the benefits of the AI era should touch the many, not just the elite few.
TR IBM'de biz, yapay zekanın hepimizi işlerimizde daha iyi hale getirmesi ve yapay zeka çağının sağladığı avantajların sadece seçkin bir azınlığa değil, pek çok kişiye dokunması gerektiğine inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
benefits | avantajlar |
we believe | inanıyoruz |
at | de |
we | biz |
better | daha iyi |
and | ve |
many | pek |
few | bir |
the | değil |
EN A uniform standard has not yet been adopted to determine how DNT requests should be interpreted and what actions should be taken by websites and third parties
TR DNT taleplerinin nasıl yorumlanması gerektiği ve web siteleri ve üçüncü tarafların hangi adımları atması gerektiğiyle ilgili henüz belirli bir standart oluşmamıştır
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
parties | taraflar |
and | ve |
third | üçüncü |
yet | henüz |
websites | siteleri |
how | nasıl |
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interacting with companies, whether it's conversational or through a ticket system
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
ticket | bilet |
ways | yollar |
should be | olmalıdır |
system | sistemi |
important | önemlidir |
message | mesaj |
should | olmalı |
different | farklı |
its | bu |
EN In general, you should only operate one Pinterest account. That account should be your authentic presence on Pinterest.
TR Genel olarak yalnızca tek bir Pinterest hesabını yönetmeniz gerekir. Bu hesap sizin Pinterest'teki kendi gerçek varlığınız olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
presence | varlığını |
should be | olmalıdır |
general | genel |
that | gerçek |
should | olmalı |
only | yalnızca |
you | bu |
your | sizin |
EN With digital reprints, there is a host of interactive digital features at your fingertips, including virtual page turning, to make your articles easy to access and convenient to consume.
TR Dijital tekrar baskılar sayesinde, makalelerinizi kolay erişilebilir ve kullanışlı hale getirmek için, sanal sayfa çevirme gibi çeşitli etkileşimli dijital özelliklerden faydalanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
interactive | etkileşimli |
page | sayfa |
is | tekrar |
virtual | sanal |
easy | kolay |
convenient | kullanışlı |
digital | dijital |
and | ve |
of | in |
EN Our program is shaped with an eye for refugee and host communities’ participation and thanks to this participatory framework, we are hoping to reach out to more and more people
TR Programımızı mülteci ve yerel topluluk üyelerinin katılımı ile şekillendiriyor ve onların aracılığıyla daha fazla kişiye ulaşmayı amaçlıyoruz
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
communities | topluluk |
program | programı |
and | ve |
participation | katılım |
are | onların |
EN How can I transfer a domain name to another host?
TR Nasıl bir alan adını başka bir host'a transfer ederim?
inglês | turco |
---|---|
transfer | transfer |
another | başka |
domain | alan adı |
name | adını |
a | bir |
how | nasıl |
EN If a host puts a lot of thought into the invitation, just imagine how the party will be! Unfortunately, physical invitations are often time-consuming and can get lost in the mail
TR Ev sahibi davetiyeyi hazırlamak için bu kadar özendiyse partiye nasıl özenmiştir kim bilir! Ancak ne yazık ki basılı davetiyeler artık hem çok zaman alan hem de ilgilisine ulaşmadan postada kaybolabilen nesneler hâline geldi
inglês | turco |
---|---|
are | ev |
time | zaman |
can | ne |
how | nasıl |
of | in |
get | bu |
EN Fairmont Fit offers a host of paths to fulfill your quest for personal well-being—from heart-racing workout routines to heartfelt moments of peace.
TR Fairmont Fit kişisel sağlık arayışınız için çok sayıda yol sunar - kalbinizi hızlandıran egzersiz rutinlerinden, içten huzur anlarına kadar.
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
fit | fit |
personal | kişisel |
well-being | sağlık |
offers | sunar |
workout | egzersiz |
peace | huzur |
a | sayıda |
EN Also this cooperation model that come forward to support and extend power of localization plays an effective role in establishing a closer bridge between host community and refugees.
TR Ayrıca yerelleşmenin gücünü desteklemek ve yaygınlaştırmak için öne çıkan bu iş birliği modeli, ev sahibi toplum ve mülteciler arasında daha yakın köprü kurulmasında da etkili bir rol oynuyor.
inglês | turco |
---|---|
model | modeli |
power | gücü |
effective | etkili |
role | rol |
community | toplum |
refugees | mülteciler |
this | bu |
closer | daha yakın |
and | ve |
in | da |
to support | desteklemek |
of | in |
a | bir |
EN We can offer you a host of new opportunities to make a profit in the FOREX market, one of the most profitable global markets. Our Hedge Fund/PAMM Broker solutions are just a small step away. Find out more and get started today!
TR En karlı global piyasalardan biri olan FOREX piyasasında kar elde edebilmeniz için size birçok fırsat sunuyoruz. Hedge Fon/PAMM Broker çözümlerimiz yalnızca birkaç adım ötenizde. Daha fazla öğrenin ve hemen başlayın! IB/İştirak Broker
inglês | turco |
---|---|
forex | forex |
market | piyasası |
global | global |
fund | fon |
step | adım |
profitable | karlı |
broker | broker |
find out | öğrenin |
get | elde |
a | bir |
most | en |
offer | sunuyoruz |
and | ve |
today | hemen |
opportunities | fırsat |
the | size |
to | birkaç |
get started | başlayın |
EN As a radio show host, broadcaster, or podcaster, you have spent hours interviewing people and creating content. It's not an easy feat, but your audio content is better served if it is converted to text.
TR Bir radyo programı sunucusu, yayıncı veya podcaster olarak, insanlarla röportaj yapmak ve içerik oluşturmak için saatlerce harcadınız. Kolay bir başarı değil, ancak ses içeriğiniz metne dönüştürülürse daha iyi servis edilir.
inglês | turco |
---|---|
radio | radyo |
content | içerik |
easy | kolay |
text | metne |
is | oluşturmak |
or | veya |
its | in |
better | daha iyi |
a | bir |
but | ancak |
to | için |
EN Users can host calls in the cloud as well as on the desktop solution
TR Kullanıcılar, çağrıları bulutta ve masaüstü çözümünde barındırabilir
inglês | turco |
---|---|
desktop | masaüstü |
users | kullanıcılar |
in the cloud | bulutta |
EN Users can host live video calls, webinars, conference calls, and online meetings
TR Kullanıcılar canlı görüntülü aramalar, web seminerleri, konferans aramaları ve çevrimiçi toplantılar barındırabilir
inglês | turco |
---|---|
video | görüntü |
webinars | web seminerleri |
and | ve |
calls | aramaları |
online | çevrimiçi |
live | canlı |
conference | konferans |
users | kullanıcılar |
meetings | toplantılar |
EN Users can share their desktop and host a meeting while participants can join the meeting through Android and iOS mobile devices
TR Kullanıcılar masaüstlerini paylaşabilir ve bir toplantıya ev sahipliği yapabilir, katılımcılar ise Android ve iOS mobil cihazlar aracılığıyla toplantıya katılabilirler
inglês | turco |
---|---|
can | yapabilir |
meeting | toplantı |
participants | katılımcılar |
join | katıl |
ios | ios |
devices | cihazlar |
through | aracılığıyla |
android | android |
mobile | mobil |
share | paylaş |
the | ise |
a | bir |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Your very own personal media library to host all your files
TR Tüm dosyalarınızı tutabileceğiniz sadece size özel kişisel medya kütüphanesi
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
your files | dosyalarınızı |
personal | kişisel |
all | tüm |
files | dosyaları |
your | size |
EN A PowerShell Lambda deployment package is a ZIP file that contains your PowerShell script, PowerShell modules that are required for your PowerShell script, and the assemblies needed to host PowerShell Core
TR PowerShell Lambda dağıtım paketi, PowerShell komut dosyanızı, PowerShell komut dosyanız için gereken PowerShell modüllerini ve PowerShell Core'u barındırmak için gereken derlemeleri içeren bir ZIP dosyasıdır
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
deployment | dağıtım |
package | paketi |
zip | zip |
file | dosyası |
a | bir |
and | ve |
required | gereken |
EN Local NVMe-based SSD block level storage physically connected to the host server is available on C5d and C5ad instances
TR C5d ve C5ad bulut sunucularında, ana sunucuya fiziksel olarak bağlı, yerel NVMe tabanlı SSD blok düzeyinde depolama kullanılabilir
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
ssd | ssd |
block | blok |
level | düzeyinde |
storage | depolama |
server | sunucuya |
available | kullanılabilir |
connected | bağlı |
and | ve |
based | tabanlı |
EN Our program is shaped with an eye for refugee and host communities’ participation and thanks to this participatory framework, we are hoping to reach out to more and more people
TR Programımızı mülteci ve yerel topluluk üyelerinin katılımı ile şekillendiriyor ve onların aracılığıyla daha fazla kişiye ulaşmayı amaçlıyoruz
inglês | turco |
---|---|
refugee | mülteci |
communities | topluluk |
program | programı |
and | ve |
participation | katılım |
are | onların |
Mostrando 50 de 50 traduções