EN Amway appeals to people who want to make their own decisions, set their own goals and achieve their own level of success
"own exercise" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Amway appeals to people who want to make their own decisions, set their own goals and achieve their own level of success
TR Amway kendi kararlarını vermek isteyen, kendi hedeflerini belirleyen ve kendi başarı düzeylerini gerçekleştiren insanlara değer vermektedir
inglês | turco |
---|---|
amway | amway |
people | insanlara |
want | isteyen |
success | başarı |
decisions | kararlar |
make | vermek |
and | ve |
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
us | bizleri |
but | ancak |
themselves | bir |
EN This exercise can be helpful in charting the map of our own personal addictive behaviors
TR Bu alıştırma, kendi kişisel bağımlılık davranışlarımızın haritasını çıkarmada yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
map | haritası |
this | bu |
be | olabilir |
personal | kişisel |
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
us | bizleri |
but | ancak |
themselves | bir |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Create your own profile, track what you listen to, and get cool stuff like your own music charts and new music recommendations.
TR Kendi profilini oluştur, dinlediklerini takip et, kendi müzik listelerin ve yeni müzik tavsiyeleri gibi harika işlevlerden faydalan.
inglês | turco |
---|---|
create | oluştur |
profile | profilini |
music | müzik |
new | yeni |
track | takip |
and | ve |
EN An all-in-one solution for starting your own business from scratch. We have the know-how to help you launch your own FOREX brokerage in less than 3 weeks. We take care of all the technical issues while saving you money.
TR Hepsi bir arada çözümümüz ile sıfırdan da başlayabilirsiniz. Yalnızca 3 haftada FOREX brokerlik şirketinizi kurmanız için gerekli bilgi birikimine sahibiz. Tüm teknik detaylarla ilgilenirken birçok masraftan kurtulmanızı sağlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
forex | forex |
technical | teknik |
from scratch | sıfırdan |
know-how | bilgi |
in | da |
of | in |
all | tüm |
launch | ile |
we have | sahibiz |
EN Starting your own business gives you more choice. You can be your own boss and work in a way that suits you ― all with the support we provide.
TR Kendi işinizi kurmak size daha fazla seçenek sunar. Sağladığımız destekle kendi işinizin patronu olabilir ve kendinize uyan şekilde iş yapabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
support | destekle |
and | ve |
you | size |
more | fazla |
EN Learning from decades of experience, we make the necessary investment to provide a premium service. We own and manage 100% of our own servers, hardware, DNS and network.
TR Onlarca yıllık deneyimlerimizden edindiğimiz bilgi ile, premium hizmet sağlamak için gerekli yatırımları yapıyoruz. Sunucularımızın, donanımlarımızın, DNS ve ağlarımızın %100'üne sahibiz ve onları biz yönetiyoruz.
inglês | turco |
---|---|
decades | onlarca |
experience | bilgi |
necessary | gerekli |
premium | premium |
service | hizmet |
dns | dns |
network | ağ |
a | a |
and | ve |
of | in |
to | sağlamak |
we | biz |
EN Do you spend more time reading about other people’s fun activities or posting about your own fun activities, than you do actually spending time on your own fun activities?
TR Diğer insanların eğlenceli aktiviteleri hakkında okumaya veya kendi eğlenceli aktiviteleriniz hakkında gönderiler yazmaya gerçekten kendi eğlenceli aktivitelerinize ayırdığınız zamandan daha mı fazla zaman harcıyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
fun | eğlenceli |
actually | gerçekten |
other | diğer |
time | zaman |
or | veya |
about | hakkında |
more | fazla |
EN Each AWS Lambda function runs in its own isolated environment, with its own resources and file system view
TR AWS Lambda işlevlerinin her biri, kendi kaynaklarına ve dosya sistemi görünümüne sahip olan yalıtılmış bir ortamda çalışır
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
file | dosya |
system | sistemi |
and | ve |
resources | kaynaklar |
view | görünümü |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Description: View Tangent femdom copulates him with his own cum hd as completely free. BDSM porn xxx Tangent femdom copulates him with his own cum video.
TR Açıklama: Teğet femdom onu kendi cum ile kopyalar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Teğet femdom onu kendi cum ile kopyalar video.
inglês | turco |
---|---|
description | açıklama |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
as | olarak |
own | kendi |
view | ile |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN Starting your own business gives you more choice. You can be your own boss with all the support we provide and develop in line with your personal ambitions.
TR Kendi işinizi kurmak size daha fazla seçenek sunar. Sağladığımız destekle kendi işinizin patronu olabilir ve işinizi kişisel isteklerinize paralel olarak geliştirebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
support | destekle |
be | olabilir |
personal | kişisel |
and | ve |
the | size |
EN Do you have a passion for skincare and oral care? Tell everyone about FOREO and earn money at the same time! If you are a blogger or own your own website, we would love for you to join our affiliate program
TR Deri ve ağız bakımına karşı tutkunuz var mı? Herkese FOREO'dan bahsedin ve aynı zamanda para kazanın! Blog yazarıysanız ya da kendinize ait bir siteniz varsa, ortaklık programımıza katılmanızdan memnuniyet duyarız
inglês | turco |
---|---|
time | zamanda |
earn | kazanın |
if | varsa |
care | bakım |
program | programı |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Each AWS Lambda function runs in its own isolated environment, with its own resources and file system view
TR AWS Lambda işlevlerinin her biri, kendi kaynaklarına ve dosya sistemi görünümüne sahip olan yalıtılmış bir ortamda çalışır
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
file | dosya |
system | sistemi |
and | ve |
resources | kaynaklar |
view | görünümü |
EN Learning from decades of experience, we make the necessary investment to provide a premium service. We own and manage 100% of our own servers, hardware, DNS and network.
TR Onlarca yıllık deneyimlerimizden edindiğimiz bilgi ile, premium hizmet sağlamak için gerekli yatırımları yapıyoruz. Sunucularımızın, donanımlarımızın, DNS ve ağlarımızın %100'üne sahibiz ve onları biz yönetiyoruz.
inglês | turco |
---|---|
decades | onlarca |
experience | bilgi |
necessary | gerekli |
premium | premium |
service | hizmet |
dns | dns |
network | ağ |
a | a |
and | ve |
of | in |
to | sağlamak |
we | biz |
EN Scatter plots are often part of an infographic, presentation or report that shares a variety of different data sets, but they can also be found on their own. It's easy to create your own scatter graph with Visme.
TR Serpilme Diyagramları genellikle çeşitli farklı veri kümelerini paylaşan bir infografik, sunum veya raporun parçasıdır, ancak kendi başlarına da bulunabilirler. Visme ile kendi serpilme diyagramını oluşturmak çok kolaydır.
inglês | turco |
---|---|
often | genellikle |
infographic | infografik |
presentation | sunum |
data | veri |
easy | kolaydır |
visme | visme |
part | parçası |
also | da |
or | veya |
variety | çeşitli |
different | farklı |
but | ancak |
to | e |
EN Add in your own branded fonts and colors to make it your own
TR Kendi markanızı oluşturmak için kendi markalı yazı tiplerinizi ve renklerinizi ekleyin
inglês | turco |
---|---|
add | ekleyin |
branded | markalı |
and | ve |
make | oluşturmak |
to | için |
EN It has its own biomass heating plant to produce electricity – the waste heat it generates is used to heat its own building as well as a neighbouring company, and also dries the construction timber in a sustainable manner
TR Firmanın kendi biyokütle termik santrali elektrik üretiyor, elde edilen artık ısıyla hem firmanın kendi yeri, hem de bir başka komşu firma ısıtılıyor ve inşaatta kullanılan kurutuluyor
inglês | turco |
---|---|
electricity | elektrik |
and | ve |
also | de |
company | firma |
the | başka |
is | artık |
a | bir |
used | kullanılan |
EN The people of the Erzgebirge got their own back in their own way: by immortalizing the authorities with wooden figures, painting them with fanciful uniforms and weapons – and putting them to work cracking hard nuts.
TR Erzgebirge sakinleri kendi usulleriye intikam aldılar: Otoriteleri ahşap figürler olarak ebedileştirdiler, onları fantezi yüklü üniformalarla, silahlarla resimleştirip onlara bundan sonra sürekli çetin cevizler kırdırttılar.
inglês | turco |
---|---|
wooden | ahşap |
the | sonra |
them | onları |
EN Respondents who found this important gave Germany as their home, or the place where their own language is spoken, or the place where they own a piece of land or a house
TR Bu boyutu önemseyen katılımcılar memleketi Almanya olarak veya kendi dillerinin konuşulduğu yer olarak veya bir arazi veya ev sahibi oldukları yer olarak belirtiyorlar
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
this | bu |
land | arazi |
or | veya |
a | bir |
house | ev |
of | yer |
EN There are many ways to measure SEO visibility and each expert will have their own way, but we wanted to go a step further and make our own calculation taking into account two main parameters:
TR SEO görünürlüğünü ölçmenin oldukça fazla yolu vardır ve her bir uzmanın kendi yaklaşım yolu da söz konusudur ama biz, bir adım daha ileri gidip iki ana parametreyi dikkate alarak kendi hesaplamamızı gerçekleştirdik:
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
expert | uzman |
main | ana |
step | adım |
way | yolu |
visibility | görünürlüğünü |
but | ama |
many | oldukça |
and | ve |
we | biz |
further | da |
a | bir |
to | her |
two | iki |
EN Space: While many industries own space where they can deploy edge sites, others may not. For example, telecommunication companies lease, rather than own, cell towers.
TR Yer: Birçok sektörde, edge tesislerin yerleştirebileceği bir alan bulunsa da, bazı sektörlerde bulunmayabilir. Örneğin, telekomünikasyon şirketleri hücre kulelerine sahip olmak yerine onları kiralamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
cell | hücre |
edge | edge |
companies | şirketleri |
can | olmak |
many | çok |
not | bazı |
for | alan |
while | da |
they | onlar |
own | sahip |
EN When you own crypto, what you really own is a private key that gives you access to your coins
TR Kripto sahibi olduğunuzda, gerçekten sahip olduğunuz şey, coin'lerinize erişmenizi sağlayan bir özel anahtardır
inglês | turco |
---|---|
crypto | kripto |
really | gerçekten |
own | sahibi |
EN Create your own profile, track what you listen to, and get cool stuff like your own music charts and new music recommendations.
TR Kendi profilini oluştur, dinlediklerini takip et, kendi müzik listelerin ve yeni müzik tavsiyeleri gibi harika işlevlerden faydalan.
inglês | turco |
---|---|
create | oluştur |
profile | profilini |
music | müzik |
new | yeni |
track | takip |
and | ve |
EN An all-in-one solution for starting your own business from scratch. We have the know-how to help you launch your own FOREX brokerage in less than 3 weeks. We take care of all the technical issues while saving you money.
TR Hepsi bir arada çözümümüz ile sıfırdan da başlayabilirsiniz. Yalnızca 3 haftada FOREX brokerlik şirketinizi kurmanız için gerekli bilgi birikimine sahibiz. Tüm teknik detaylarla ilgilenirken birçok masraftan kurtulmanızı sağlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
forex | forex |
technical | teknik |
from scratch | sıfırdan |
know-how | bilgi |
in | da |
of | in |
all | tüm |
launch | ile |
we have | sahibiz |
EN Do you spend more time reading about other people’s fun activities or posting about your own fun activities, than you do actually spending time on your own fun activities?
TR Diğer insanların eğlenceli aktiviteleri hakkında okumaya veya kendi eğlenceli aktiviteleriniz hakkında gönderiler yazmaya gerçekten kendi eğlenceli aktivitelerinize ayırdığınız zamandan daha mı fazla zaman harcıyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
fun | eğlenceli |
actually | gerçekten |
other | diğer |
time | zaman |
or | veya |
about | hakkında |
more | fazla |
EN Upload your own branded fonts and colors to make it your own
TR Kendi markanızı oluşturmak için kendi markalı yazı tiplerinizi ve renklerinizi yükleyin
inglês | turco |
---|---|
upload | yükleyin |
branded | markalı |
and | ve |
make | oluşturmak |
to | için |
EN Having your own store with its own URL also helps you scale your brand and build credibility
TR Kendi markanızı içeren bir domain uzantısına sahip bir e-ticaret sitenizin olması, markanızı büyütmenize ve itibar kazanmanıza da yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
your brand | markanızı |
with | içeren |
brand | e |
and | ve |
EN Immerse yourself in the master-crafted Port City where you collect and manage your own fleet full of awesome ships! Progress through the time and story by completing the quests and rule your ship empire from with your own strategy decisions!
TR Müthiş gemilerle dolu kendi filonuzu toplayıp yönettiğiniz usta yapımı Liman Şehri'ne kendinizi bırakın! Görevleri tamamlayarak zaman ve hikayede ilerleyin ve kendi strateji kararlarınızla gemi imparatorluğunuzu yönetin!
inglês | turco |
---|---|
manage | yönetin |
strategy | strateji |
time | zaman |
decisions | kararlar |
full of | dolu |
and | ve |
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
inglês | turco |
---|---|
web | web |
integration | entegrasyonu |
national | ulusal |
assessment | değerlendirme |
scopus | scopus |
your | de |
services | hizmetleri |
research | araştırma |
data | analiz |
support | destekleyen |
EN As such, you agree to take reasonable precautions and exercise the utmost personal care in all interactions with any individual you come into contact with through the Services, particularly if you decide to meet such individuals in person
TR Bu itibarla, Hizmet yoluyla temas ettiğiniz herhangi bir bireyle olan ilişkilerinizde mantık dahilinde önlem anlamayı ve son derece dikkatli olmayı kabul etmektesiniz, özellikle de bu kişilerle şahsen buluşmayı planlıyorsanız
inglês | turco |
---|---|
utmost | son derece |
contact | temas |
and | ve |
the | kabul |
any | herhangi |
exercise | hizmet |
come | bu |
particularly | özellikle |
EN The failure of either party to exercise in any respect any right provided for herein shall not be deemed a waiver of any further rights hereunder
TR Burada yer alan herhangi bir hakkın taraflardan herhangi biri tarafından kullanılmaması bu kapsamdaki diğer haklardan feragati sayılmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
party | taraf |
further | diğer |
shall | bu |
the | burada |
any | herhangi |
respect | bir |
right | hakkı |
EN You can exercise these rights by emailing us at who@whoer.net
TR Bu hakları bize who@whoer.net adresinden e-posta göndererek kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
net | net |
whoer | whoer |
rights | hakları |
these | bu |
at | adresinden |
us | bize |
EN We believe the best hope for this is to allow technological innovation to create tools and resources for autonomous people to explore the ocean of ideas, communicate, search, find and exercise their right to free expression and commerce
TR Bunun için en iyi umudun; özgür ifade ve ilişki haklarını kullanan, iletişim kuran, araştıran, bulan, okyanuslar dolusu fikir keşfeden özerk insanlar için kaynak ve aygıt üreten teknolojik inovasyona izin verilmesi olduğuna inanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
technological | teknolojik |
resources | kaynak |
people | insanlar |
ideas | fikir |
communicate | iletişim |
expression | ifade |
free | özgür |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
and | ve |
best | en |
EN Writing a technology use inventorySome members find it helpful to write an inventory of all their internet and technology behaviors. You can use this exercise sheet for writing a technology use inventory.
TR Teknoloji kullanım envanteri yazmaBazı üyeler, tüm internet ve teknoloji davranışlarının bir envanterini çıkarmayı faydalı buluyor. Bunu kullanabilirsin egzersiz sayfası bir teknoloji kullanım envanteri yazmak için.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
internet | internet |
members | üyeler |
helpful | faydalı |
use | kullanım |
of | in |
all | tüm |
and | ve |
a | bir |
it | bunu |
EN ExerciseRegular exercise and physical movement has been shown to improve health, mood and wellness
TR Egzersiz yapmakDüzenli egzersiz ve fiziksel hareketin sağlığı, ruh halini ve zindeliği iyileştirdiği gösterilmiştir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
physical | fiziksel |
health | sağlığı |
EN As an internet and technology addict, exercise may help you strengthen your recovery and improve your resilience
TR Bir internet ve teknoloji bağımlısı olarak egzersiz, iyileşmenizi güçlendirmenize ve dayanıklılığınızı artırmanıza yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
technology | teknoloji |
help | yardımcı |
and | ve |
may | olabilir |
as | olarak |
an | bir |
EN In this context, it should be made possible for data owners to exercise their respective rights.
TR Bu bağlamda veri sahiplerinin ilgili haklarını kullanmaları mümkün kılınmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
data | veri |
owners | sahiplerinin |
respective | ilgili |
this | bu |
EN That’s why we’ve made it easy for you to get out and exercise while exploring your surroundings with our jogging maps available at all our hotels
TR Bu nedenle, tüm otellerimizde bulunan jogging haritaları ile dışarı çıkıp egzersiz yaparken çevrenizi keşfetmeyi kolaylaştırıyoruz
inglês | turco |
---|---|
maps | haritalar |
all | tüm |
EN (4) As a customer you may only exercise a right of retention if your counterclaim is based on the same contract.
TR (4) Ancak karşı hak talebiniz aynı sözleşmeden kaynaklanıyorsa, tutma hakkınızı kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
of | karşı |
right | hakkı |
the | aynı |
EN Aqua aerobics offer a great range of benefits, without many of the drawbacks of intense exercise classes.
TR Hedeflerinize ulaşabilir ve sporda sınırlarınızı zorlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
EN We do not exercise control over third party websites
TR Üçüncü tarafların internet siteleri üzerinden herhangi bir kontrolümüz bulunmamaktadır
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
over | üzerinden |
not | herhangi |
websites | siteleri |
EN You acknowledge that Busbud may exercise its rights (e.g
TR Busbud, İletinize ilişkin hakları (örn
inglês | turco |
---|---|
busbud | busbud |
rights | hakları |
EN In addition to high performance sportswear, the qualities of TENCEL™ branded Lyocell and Modal fibers make them suitable for the growing athleisure category – designed for general wear and moderate exercise
TR TENCEL™ markalı Lyocell ve Modal elyafların özellikleri, bu elyafları yüksek performanslı spor giyime ek olarak günlük giyim ve egzersizler için tasarlanan athleisure kategorisine uygun hale getirir
EN Tactical and Exercise Area Cons. and Arrangement Equip.
TR Taktik ve Tatbikat Alanı İnşası ve Düzenlemesi Ekipmanları
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
area | alan |
EN Tactical and Exercise Equipment
TR Taktik ve Tatbikat Ekipmanları
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
equipment | ekipmanlar |
Mostrando 50 de 50 traduções