EN We organized peer trainings to mitigate non-structural risks inside households
"mitigate risks before" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN We organized peer trainings to mitigate non-structural risks inside households
TR Evlerde yapısal olmayan risklerin azaltılmasına yönelik akran eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
peer | akran |
risks | risklerin |
structural | yapısal |
to | yönelik |
EN Support to Life responds to disasters by means of working to mitigate risks, strengthening capacities and boosting resilience of most vulnerable segments of society
TR Hayata Destek risklerin asgari düzeye indirilmesi için çalışır ve toplumların en zarar görebilir kesimlerinin kapasitelerini güçlendirerek, dirençliliklerini arttırarak afetlere müdahale eder
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
risks | risklerin |
and | ve |
of | in |
most | en |
to | için |
to life | hayata |
EN Support to Life responds to disasters by means of working to mitigate risks, strengthening capacities and boosting resilience of most vulnerable segments of society
TR Hayata Destek risklerin asgari düzeye indirilmesi için çalışır ve toplumların en zarar görebilir kesimlerinin kapasitelerini güçlendirerek, dirençliliklerini arttırarak afetlere müdahale eder
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
risks | risklerin |
and | ve |
of | in |
most | en |
to | için |
to life | hayata |
EN We organized peer trainings to mitigate non-structural risks inside households
TR Evlerde yapısal olmayan risklerin azaltılmasına yönelik akran eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
peer | akran |
risks | risklerin |
structural | yapısal |
to | yönelik |
EN Getting a good Crypto education will help you understand how to mitigate the risks and capitalise on the gains
TR İyi bir Kripto eğitimi almak, riskleri nasıl azaltacağınızı ve kazançlardan nasıl yararlanacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
crypto | kripto |
education | eğitimi |
risks | riskleri |
will | olacaktır |
getting | almak |
and | ve |
help | yardımcı |
how | nasıl |
EN Optimising cash flow to mitigate risks
TR Riskleri hafifletmek için nakit akışını optimize etme
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
risks | riskleri |
to | için |
flow | akışını |
EN The ability to mitigate risks and respond with speed and agility enables businesses to have a competitive edge
TR Riskleri hafifletme, hızla ve çeviklikle karşılık verme becerisi, şirketlerin rekabet üstünlüğü elde etmelerine olanak sağlar
inglês | turco |
---|---|
risks | riskleri |
and | ve |
enables | sağlar |
competitive | rekabet |
with | elde |
EN The firm’s support focuses on helping clients to take advantage of opportunities and mitigate risks during global trade
TR Müvekkillerin küresel ticari faaliyetleri esnasında elde ettikleri avantajları değerlendirebilmelerini ve riskleri en aza indirmelerini hedeflemektedir
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
and | ve |
risks | riskleri |
global | küresel |
trade | ticari |
EN These support clients to identify and mitigate any associated risks under extraterritorial legislation which may arise during investigations.
TR Bu sayede müvekkiller, etkisi ülke sınırlarını aşan mevzuat düzenlemelerinden kaynaklanabilecek risklerin tespiti ve en aza indirgenmesi konularında başarılı bir destek alırlar.
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
risks | risklerin |
these | bu |
and | ve |
to | bir |
EN We organized peer trainings to mitigate non-structural risks inside households
TR Evlerde yapısal olmayan risklerin azaltılmasına yönelik akran eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
peer | akran |
risks | risklerin |
structural | yapısal |
to | yönelik |
EN We organized peer trainings to mitigate non-structural risks inside households
TR Evlerde yapısal olmayan risklerin azaltılmasına yönelik akran eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
peer | akran |
risks | risklerin |
structural | yapısal |
to | yönelik |
EN Helping you mitigate transactional risks involved in trade finance
TR Ticaret finansmanına dahil olan işlem risklerini azaltmaya yardımcı oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
trade | ticaret |
EN Our support focuses particularly on resolving issues as quickly as possible, so also often includes pre-emptive elements to address and mitigate problems before they arise.
TR Hatta, uyuşmazlıkları daha ortaya çıkmadan ele alıp ve yönetme eğilimindedir.
inglês | turco |
---|---|
to | hatta |
and | ve |
EN Our support focuses particularly on resolving issues as quickly as possible, so also often includes pre-emptive elements to address and mitigate problems before they arise.
TR Hatta, uyuşmazlıkları daha ortaya çıkmadan ele alıp ve yönetme eğilimindedir.
inglês | turco |
---|---|
to | hatta |
and | ve |
EN At Kibar Holding, one of our priorities is to expand our playing field in order to reduce global exchange risks as well as the rapidly changing political and economic risks.
TR Kibar Holding olarak dünya genelinde karşılaştığımız kur riskini azaltmak, hızlı değişen politik ve ekonomik riskleri bertaraf etmek için oyun alanımızı genişletmek önceliklerimiz arasında.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
global | dünya |
risks | riskleri |
political | politik |
economic | ekonomik |
holding | holding |
rapidly | hızlı |
at | de |
of | in |
and | ve |
reduce | azaltmak |
the | arasında |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN However, we have done everything (humanly) possible to mitigate such threats.
TR Bununla birlikte, bu tür tehditleri azaltmak için mümkün olan her şeyi (insanca) yaptık.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
threats | tehditleri |
to | şeyi |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN You can use AWS Organizations to create a Security group and provide them read-only access to all of your resources to identify and mitigate security concerns
TR Bir Güvenlik grubu oluşturmak ve güvenlik ile ilgili endişeleri belirlemek ve azaltmak amacıyla bu ekibin tüm kaynaklarınıza salt okunur şekilde erişimini sağlamak için AWS Organizations’ı kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
security | güvenlik |
you can use | kullanabilirsiniz |
group | grubu |
to | sağlamak |
all | tüm |
of | in |
a | bir |
and | ve |
them | için |
resources | kaynaklar |
identify | belirlemek |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
inglês | turco |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN Cost of a Data Breach Report 2021 explores ways to help mitigate risk
TR Bir Veri İhlalinin Maliyeti Raporu 2021, riski azaltmaya yardımcı olacak yöntemleri inceliyor
inglês | turco |
---|---|
cost | maliyeti |
risk | riski |
data | veri |
report | raporu |
help | yardımcı |
EN Explore financial impacts and cybersecurity measures that can help your organization mitigate costs with insights from the 2021 Cost of a Data Breach Report.
TR 2021 Bir Veri İhlalinin Maliyeti Raporundan içgörülerle finansal etkileri ve kuruluşunuzun maliyetleri düşürmesine yardımcı olabilecek siber güvenlik önlemlerini keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
explore | keşfedin |
financial | finansal |
organization | kuruluş |
can | olabilecek |
data | veri |
costs | maliyetleri |
cost | maliyeti |
help | yardımcı |
and | ve |
EN The EU pledged 92 million euros to the countries of the Sahel zone in order, among other things, to mitigate the socioeconomic effects of the pandemic
TR AB, pandeminin özellikle sosyo-ekonomik sonuçlarını hafifletmek için Sahel bölgesindeki ülkelere 92 milyon avro için söz verdi
inglês | turco |
---|---|
eu | ab |
million | milyon |
euros | avro |
countries | ülkelere |
of | in |
to | için |
EN Emergency aid and short-time working aim to mitigate the economic impact
TR Acil yardımlar ve kısa çalışma yoluyla ekonomik etkiler hafifletilmeye çalışılıyor
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
short | kısa |
working | çalışma |
and | ve |
EN An extensible open source toolkit can help you examine, report, and mitigate discrimination and bias in machine learning models throughout the AI application lifecycle
TR Genişletilebilir bir açık kaynak araç takımı, yapay zeka uygulaması yaşam çevrimi boyunca makine öğrenimi modellerindeki ayrımcılığı ve yanlı tutumu incelemenize, raporlamanıza ve azaltmanıza yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
source | kaynak |
can | olabilir |
application | uygulaması |
help | yardımcı |
machine | makine |
the | araç |
and | ve |
learning | öğrenimi |
in | bir |
EN It’s a unique application-centric approach to ITOps that helps you automate labor-intensive IT processes and proactively mitigate high impact events
TR Bu, yoğun iş gücü gerektiren BT süreçlerini otomatikleştirmenize ve etkisi büyük olayları proaktif olarak hafifletmenize yardımcı olan, uygulama merkezli, benzersiz bir BT operasyonları yaklaşımıdır
inglês | turco |
---|---|
high | büyük |
impact | etkisi |
intensive | yoğun |
application | uygulama |
events | olayları |
a | yardımcı |
unique | benzersiz |
approach | yaklaşım |
and | ve |
its | bu |
it | bt |
to | bir |
EN We recommend that you seek independent financial advice and ensure you fully understand the risks involved before trading.
TR Bağımsız finansal danışmanlık almanızı ve işlem yapmadan önce riskleri tam olarak anladığınızdan emin olmanızı öneririz.
inglês | turco |
---|---|
independent | bağımsız |
financial | finansal |
advice | danışmanlık |
ensure | emin |
risks | riskleri |
trading | işlem |
we recommend | öneririz |
and | ve |
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Trading involves risks; seek professional advice before making any financial...
TR bak?alım hedefi tamamlayıp dönüş yapacak mı?
EN Avoid unnecessary risks associated with testing on your live site. Experiment, test and change things on staging before pushing it live.
TR Canlı sitenizde eksik test nedeniyle doğacak gereksiz risklerden kaçının. Yayına sokmadan önce test ortamında deney yapın, kontrol edin, değiştirin.
inglês | turco |
---|---|
avoid | kaçının |
unnecessary | gereksiz |
site | kontrol |
change | değiştirin |
live | canlı |
before | önce |
your | de |
test | test |
EN Optional prompts for after the first round of shares. Note: chair may wish to wait for ~30 seconds before saying: “Would anybody who hasn’t shared yet like to share?” and then pause for another ~30 seconds before moving on.
TR İlk hisse turundan sonra isteğe bağlı istemler. Not: Başkan, “Henüz paylaşmamış biri paylaşmak ister mi?” demeden önce ~30 saniye beklemek isteyebilir. ve devam etmeden önce ~30 saniye daha duraklayın.
EN 5.3.1. Proportion of women aged 20-24 years who were married or in a union before age 15 and before age 18 5.3.2. Proportion of girls and women aged 15-49 years who have undergone female genital mutilation/cutting, by age
TR 5.3.1. 15 yaşından önce ve 18 yaşından önce evlenmiş ya da bir birliktelikte olmuş 20-24 yaştaki kadınların oranı 5.3.2. Yaşa göre, kadın sünneti/kesme geçirmiş 15-49 yaş arası kadın ve kızların oranı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
in | da |
by | göre |
women | kadın |
age | yaş |
years | bir |
before | önce |
have | ya |
EN Never before has it focused on itself so intensely; never before has it been so sensitive to mistakes
TR Gazetecilik dünyası bugün kendini hiç olmadığı kadar derinden sorguluyor ve hatalara karşı hiç olmadığı kadar büyük bir duyarlılık gösteriyor
inglês | turco |
---|---|
sensitive | duyarlı |
to | karşı |
EN [Optional prompts for after the first round of shares. Note: chair may wish to wait for ~30 seconds before saying: “Would anybody who hasn’t shared yet like to share?” and then pause for another ~30 seconds before moving on.
TR [İlk hisse turundan sonra isteğe bağlı istemler. Not: Başkan, “Henüz paylaşmamış biri paylaşmak ister mi?” demeden önce ~30 saniye beklemek isteyebilir. ve devam etmeden önce ~30 saniye daha duraklayın.
EN Some members prefer you to text them before calling, others prefer to just receive a call as long as it’s before a certain time of the night
TR Bazı üyeler, aramadan önce mesaj göndermenizi tercih ederken, diğerleri gecenin belirli bir saatinden önce olduğu sürece sadece bir arama almayı tercih eder
inglês | turco |
---|---|
prefer | tercih |
others | diğerleri |
call | arama |
members | üyeler |
as | ederken |
as long as | sürece |
some | bazı |
EN Whoer.net offers a 30-day money back guarantee for its users. No risks and additional fees. In order to receive a refund, contact our support via any convenient for you method, notify us of your wish and name the reason for a refund.
TR Whoer VPN, kullanıcıları 30 günlük para iade garantisi sunuyor. Risk ve ek ücret yok. Para iadesi almak için lütfen size uygun herhangi bir yöntemle desteğimizle iletişime geçin, isteğinizi ve para iade nedenini bize bildirin.
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
guarantee | garantisi |
risks | risk |
additional | ek |
refund | iadesi |
whoer | whoer |
day | günlük |
fees | ücret |
contact | iletişime |
users | kullanıcıları |
of | in |
a | bir |
and | ve |
any | herhangi |
us | bize |
the | size |
no | yok |
EN Managing compliance and safety risks as available data increases requires scalable and streamlined adverse event monitoring.
TR Mevcut veriler arttıkça uyum ve güvenlik risklerinin yönetilmesi ölçeklenebilir ve pürüzlerden arındırılmış şekilde advers etki takibi yapılmasını gerektirmektedir.
inglês | turco |
---|---|
compliance | uyum |
data | veriler |
scalable | ölçeklenebilir |
safety | güvenlik |
and | ve |
EN By means of delivering disaster-risk trainings, we aim to increase disaster awareness in high-risk areas and minimize the risks.
TR Afet riski yüksek bölgelerde yerel halka afet riski eğitimleri vererek afet bilincini yükseltmeyi ve olası kriz durumunda riskleri minimum düzeye indirmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
disaster | afet |
high | yüksek |
to | e |
and | ve |
risk | riski |
risks | riskleri |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções