EN Mortality rate attributed to unsafe water, unsafe sanitation and lack of hygiene (exposure to unsafe Water, Sanitation and Hygiene for All (WASH) services) 3.9.3
"hygiene for all" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Mortality rate attributed to unsafe water, unsafe sanitation and lack of hygiene (exposure to unsafe Water, Sanitation and Hygiene for All (WASH) services) 3.9.3
TR Güvenilir olmayan su, güvenilir olmayan sağlık hizmetleri ve hijyen eksikliğine bağlı ölüm oranı (tüm hizmetler için güvenilir olmayan su, sağlık hizmetleri ve hijyene maruz kalma) 3.9.3
inglês | turco |
---|---|
water | su |
hygiene | hijyen |
exposure | maruz kalma |
rate | oranı |
and | ve |
of | in |
all | tüm |
services | hizmetleri |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Taking care of hygiene financially burdens the displaced.. WATAN’s project to improve hygiene
TR SURİYELİ MÜLTECİLERE YÖNELİK 16 GÜNLÜK
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN All Tetra Pak processing and packaging equipment is designed to meet the most advanced hygiene standards, satisfy all legal obligations and minimise waste
TR Tüm Tetra Pak işleme ve paketleme ekipmanı, en ileri hijyen standartlarını karşılayacak, tüm yasal yükümlülükleri yerine getirecek ve israfı en aza indirecek şekilde tasarlanır
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
pak | pak |
processing | işleme |
packaging | paketleme |
hygiene | hijyen |
legal | yasal |
most | en |
advanced | ileri |
and | ve |
the | şekilde |
all | tüm |
equipment | ekipmanı |
standards | standartları |
EN Dacron® 95 is the only quilt that can be washed in 95 C, thanks to its exclusive fibres. Since all bacteria is terminated at 60 C, offers perfect hygiene on every wash.
TR Dacron® 95 yorgan,özel elyafı sayesinde 95 C'de yıkanabilen tek yorgandır. Bakteriler 60 C'de öldüğünden, her yıkamada mükemmel hijyen yaratır
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
perfect | mükemmel |
to | her |
EN As a result of the deteriorating health situation in the camps, there is an urgent need to re-emphasise the issue of hygiene. This comes in light of the spread of the COVID-19 virus, which is still a matter of fear for all people- especially the
TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak amacıyla güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyeni arttırmanın gerekliliğine inanmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
which | ve |
the | kişisel |
of | in |
to | sağlamak |
a | bir |
EN Dacron® 95 is the only quilt that can be washed in 95 C, thanks to its exclusive fibres. Since all bacteria is terminated at 60 C, offers perfect hygiene on every wash.
TR Dacron® 95 yorgan,özel elyafı sayesinde 95 C'de yıkanabilen tek yorgandır. Bakteriler 60 C'de öldüğünden, her yıkamada mükemmel hijyen yaratır
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
perfect | mükemmel |
to | her |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN People were unable to even meet their most basic needs such as food, accommodation, and hygiene
TR Başvuran kişiler gıda, barınma, hijyen gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyordu
inglês | turco |
---|---|
people | kişiler |
basic | temel |
food | gıda |
hygiene | hijyen |
even | da |
needs | ihtiyaçlarını |
as | gibi |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
access | erişim |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
and | ve |
reduce | azaltmak |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN With ALLSafe highest standards in hygiene and safety, our team has taken every measure so you can enjoy our Swiss hospitality with confidence.
TR ALLSafe programının en yüksek hijyen ve güvenlik standartları ile ekibimiz Swiss konukseverliğinin keyfini güven içinde çıkarmanız için tüm tedbirleri aldı.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
enjoy | keyfini |
swiss | swiss |
our team | ekibimiz |
standards | standartları |
and | ve |
in | içinde |
confidence | güven |
safety | güvenlik |
highest | en yüksek |
EN Takes the shape of your neck and offers a comfortable sleep. It's soft and durable. Does not include toxic CFC materials. Provides perfect hygiene
TR Boynunuzun şeklini alarak konforlu bir uyku sağlar. Yumuşak ve dayanıklıdır. Zararlı CFC maddesi içermez. Mükemmel hijyen sağlar
inglês | turco |
---|---|
sleep | uyku |
durable | dayanıklı |
perfect | mükemmel |
hygiene | hijyen |
provides | sağlar |
soft | yumuşak |
comfortable | konforlu |
a | bir |
and | ve |
EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
TR Ekipman ve malzemeler (Müdahale): Hijyen setleri, doğum ve üreme sağlığı kitleri sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
hygiene | hijyen |
health | sağlığı |
EN We have been very careful about hygiene.”
TR Hijyen kurallarına çok dikkat ettik” sözleriyle anlatıyor Sevda bu süreci.
EN Because of the deteriorating health situation, a major project was launched based on increasing the level of hygiene in
TR WATAN, Duma?daki ailelere 2.750?den fazla öğün verdi.
inglês | turco |
---|---|
in | daki |
the | fazla |
EN Day by day the health situation continues to worsen due to the horrific spread of COVID-19. So need to spread awareness of personal hygiene during this times has become extremely important to
TR ”Eşitlik Kuşağı Tecavüze Karşı Duruyor” başlığı altında WATAN Örgütü, Avrupa Komisyonu İnsani Yardım tarafından finanse edilen ortağı GOAL ınternational ile iş birliği ve destek içinde.
inglês | turco |
---|---|
by | tarafından |
to | ile |
EN The cosmetics industry produces personal hygiene and beauty care products which contain solids (e.g. pigments, etc.). Some examples of these products are...
TR Kozmetik endüstrisi, katı maddeler içeren (örn. pigmentler, vs.) kişisel bakım ve güzellik ürünlerini üretmektedir. Bu ürünlerin bazı örnekleri şunlardır:
inglês | turco |
---|---|
industry | endüstrisi |
beauty | güzellik |
care | bakım |
examples | örnekleri |
of | içeren |
these | bu |
some | bazı |
personal | kişisel |
products | ürünlerini |
EN Long-term oral health means cleaning the entire mouth - teeth, gums, tongue & cheeks. ISSA™ 3 is clinically proven to improve overall oral hygiene by 140%*
TR Uzun süreli ağız sağlığı, dişleri, diş etlerini, dili ve yanakları temizlemektir. ISSA™ 3'ün genel ağız hijyenini %140 oranında iyileştirdiği klinik olarak kanıtlanmıştır*
EN ISSA™ 3 stars concentric ridges on the back to clean tongue and cheeks for an immediate full-mouth clean, removing more bacteria and improving overall mouth hygiene
TR ISSA™ 3’ün arka kısmındaki çıkıntılar, anında tam ağız temizliği için dili ve yanakları temizler, daha fazla bakteriyi giderir ve genel ağız hijyenini iyileştirir.
EN We used only the cleanest materials for ultimate hygiene. ISSA™ 3 is created from medical-grade, ultra-hygienic, non-porous, bacteria-resistant, soft silicone free of BPA & phthalates
TR En iyi hijyen için en temiz malzemeleri kullandık. ISSA™ 3 medikal sınıf, ultra hijyenik, gözeneksiz, bakterilere dayanıklı, BPA ve ftalat içermeyen yumuşak silikondan üretilmiştir.
EN Parasitic Infections: The Level of Knowledge, Attitude and Practices Well as the Availability of Hygiene Aid Kit among Aborigine in Maran, Pekan and Kuantan
TR Parazit Enfeksiyonları: Maran, Pekan ve Kuantan'daki Aborijinler Arasında Hijyen Yardım Setinin Bulunması ile Bilgi, Tutum ve Uygulama Düzeyleri
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
aid | yardım |
and | ve |
well | ile |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
access | erişim |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
and | ve |
reduce | azaltmak |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
access | erişim |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
and | ve |
reduce | azaltmak |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN In September, we fulfilled the terms in the Hygiene, Infection Prevention and Control Certification Program inspections conducted by TSE and we were entitled to receive TSE Covid-19 Safe Production Certificate.
TR Eylül ayında TSE tarafından yapılan Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Belgelendirme Programı denetlemelerinde ise şartları yerine getirerek TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi almaya hak kazandık.
inglês | turco |
---|---|
september | eylül |
hygiene | hijyen |
control | kontrol |
terms | şartları |
and | ve |
the | ise |
program | programı |
to | güvenli |
by | getirerek |
EN In public, however, tourists should observe the hygiene and distancing rules
TR Öte yandan tatilcilerin kamusal alanda hijyen ve mesafe kurallarına dikkat etmesi, bunları uygulaması isteniyor
inglês | turco |
---|---|
public | kamusal |
hygiene | hijyen |
and | ve |
the | bunları |
rules | kurallar |
EN Experience gathered at the state elections in Rhineland-Palatinate, Baden-Württemberg and Saxony-Anhalt have shown that elections are also possible under pandemic conditions in compliance with the appropriate rules of hygiene.
TR Rheinlad-Pfalz, Baden-Württemberg ve Saksonya-Anhalt eyalet meclisi seçimlerinde gerekli hijyen önlemleri uygulandığında seçimlerin pandemi koşulları altında da mümkün olduğunu gördük.
inglês | turco |
---|---|
at | nda |
pandemic | pandemi |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
possible | mümkün |
under | altında |
EN With support from the Federal Foreign Office in Berlin, they painted walls with local children to raise awareness about hygiene and the importance of clean water
TR Çeşitli ülkelerden gelen sokak sanatçılarından oluşan bir grup, Doğu Afrika ülkesine seyahat edip, bu resmi Viva con Agua Derneğinin yürüttüğü bir proje olan “Walls of Water” için çizdi
inglês | turco |
---|---|
to | e |
of | in |
Mostrando 50 de 50 traduções