EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
a | bir |
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
a | bir |
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
a | bir |
EN If you are around other players who are violating these guidelines, please remove yourself from the situation and don’t engage. Report the situation to us through the in-app support options or through our web-based help centers.
TR Bu yönergeleri ihlal eden diğer oyuncuların yanındaysanız, lütfen oradan uzaklaşın ve ihlale dahil olmayın. Uygulama içi destek seçeneklerimizi kullanarak veya web tabanlı yardım merkezlerimiz üzerinden durumu bildirin.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
players | oyuncular |
web | web |
based | tabanlı |
these | bu |
support | destek |
app | uygulama |
help | yardım |
and | ve |
please | lütfen |
or | veya |
report | durumu |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN UNITED NATIONS, New York – Afghanistan has long faced multiple humanitarian crises. Now, the ongoing increased insecurity and instability is only worsening the situation, particularly for women and... Read more
TR BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, New York – Afganistan uzun süredir insani krizlerle karşı karşıya. Artarak devam eden güvensizlik ve istikrarsızlık, özellikle kadınlar ve kız çocukları için durumu daha da... Daha fazla
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Is the coronavirus crisis also a driver of innovation? Last year, you could see that many companies were not sufficiently prepared to invest in their future viability in the event of a crisis
TR Korona krizi aslında aynı zamanda bir inovasyon lokomotifi mi? Geçtiğimiz yıl, birçok firmanın kriz durumunda geleceğe yönelik yatırım yapmaya yeterli derecede yatkın olmadıklarını gözlemlemek mümkün oldu
inglês | turco |
---|---|
coronavirus | korona |
innovation | inovasyon |
year | yıl |
future | geleceğe |
that | mümkün |
invest | yatırım |
the | aynı |
many | çok |
crisis | krizi |
EN Germany is highly active in crisis regions. Ekkehard Brose, Special Envoy for Crisis Prevention and Stabilization at Germany’s Federal Foreign Office, explains which issues are a particular focus.
TR Almanya kriz bölgelerinde çözüm için büyük emek harcıyor. Hangi konuların daha fazla odakta olduğunu, Dışişleri Bakanlığı Kriz Önleme ve İstikrar Kazandırma Sivil Faaliyetleri yetkilisi Ekkehard Brose açıklıyor.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
crisis | kriz |
foreign | dış |
issues | konular |
a | a |
is | olduğunu |
and | ve |
for | için |
EN Professor Nida-Rümelin, the refugee crisis has been accompanied by a certain crisis of orientation. Can philosophy be of any assistance to politicians?
TR Profesör Nida Rümelin, mülteci krizi beraberinde belli bir pusulasızlığı da getiriyor. Felsefe bu konuda siyasete yardım edebilir mi?
inglês | turco |
---|---|
professor | profesör |
refugee | mülteci |
crisis | krizi |
certain | belli |
assistance | yardım |
a | bir |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
inglês | turco |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
inglês | turco |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN For the past five years, UNFPA has scaled up its response to meet the enormous and ever growing needs of what is the biggest humanitarian crisis today
TR Son 10 yıldır UNFPA, son zamanların en büyük insani krizi olan mülteci krizinin sonucunda ortaya çıkan ve her geçen gün daha da artan ihtiyacı karşılamak için çeşitli projeler yürütüyor
inglês | turco |
---|---|
unfpa | unfpa |
meet | karşılamak |
growing | artan |
crisis | krizi |
needs | ihtiyacı |
and | ve |
years | yıldır |
is | olan |
the | gün |
ever | daha |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
inglês | turco |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN Beginning from the Syrian crisis in 2011, the future of Syrian refugees impacted a vast geography, and became the main focus of regional humanitarian work....
TR Ve 2021 Mart ayı resmi verilerine göre, bu yaşam mücadelesini Türkiye’de veren kişi...
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
inglês | turco |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN Beginning from the Syrian crisis in 2011, the future of Syrian refugees impacted a vast geography, and became the main focus of regional humanitarian work....
TR Ve 2021 Mart ayı resmi verilerine göre, bu yaşam mücadelesini Türkiye’de veren kişi...
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Germany contributes to stabilisation and the provision of basic humanitarian services in crisis regions with numerous projects.
TR Almanya çok sayıda projeyle kriz bölgelerinde istikrarın sağlanması ve temel insani ihtiyaçların giderilmesine katkıda bulunuyor.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
basic | temel |
crisis | kriz |
in | da |
and | ve |
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
aid | yardım |
organization | kuruluş |
union | birliği |
international | uluslararası |
a | bir |
in | yönelik |
european | avrupa |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
aid | yardım |
organization | kuruluş |
union | birliği |
international | uluslararası |
a | bir |
in | yönelik |
european | avrupa |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN We implement a project in Mardin province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Pandemi, yıllardır alışık olduğumuz düzenimizi çok kısa bir sürede değiştirdi
inglês | turco |
---|---|
project | iş |
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Hayata Destek ekibi olarak biz de UNICEF desteğiyle yürüttüğümüz çocuk koruma projesiyle bu çocukların hayatına destek olmak için çabalıyoruz
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
of | in |
for | için |
EN We implement a project in Mardin province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Pandemi, yıllardır alışık olduğumuz düzenimizi çok kısa bir sürede değiştirdi
inglês | turco |
---|---|
project | iş |
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
inglês | turco |
---|---|
project | proje |
aid | yardım |
organization | kuruluş |
union | birliği |
international | uluslararası |
a | bir |
in | yönelik |
european | avrupa |
EN We implement a project in Mardin province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
TR Pandemi, yıllardır alışık olduğumuz düzenimizi çok kısa bir sürede değiştirdi
inglês | turco |
---|---|
project | iş |
a | bir |
EN The electronic lab notebook Hivebench helps researchers, annotate, share, and retrieve their experiments and methods better in a lab situation.
TR Elektronik laboratuvar defteri Hivebench araştırmacılara bir laboratuvardaki deneyleri ve yöntemlerini not almaları, paylaşmaları ve çağırmalarında yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
electronic | elektronik |
helps | yardımcı olur |
share | paylaş |
methods | yöntemlerini |
a | yardımcı |
and | ve |
EN Scout out the market situation before entering a new niche and find your place among the top players
TR Yeni bir nişe girmeden önce pazar durumunu keşfedin ve en iyi oyuncular arasındaki yerinizi bulun
inglês | turco |
---|---|
players | oyuncular |
find | bulun |
market | pazar |
out | e |
and | ve |
new | yeni bir |
among | bir |
top | en |
EN While our expert teams made home visits to determine the needs and the situation, our volunteer teams took part in the distribution of relief materials
TR Uzman ekiplerimizle ihtiyaç ve durum tespiti için ev ziyaretleri yaparken, gönüllü ekiplerimiz de yardım malzemeleri dağıtımlarında görev aldı
inglês | turco |
---|---|
visits | ziyaretleri |
situation | durum |
relief | yardım |
materials | malzemeleri |
needs | ihtiyaç |
volunteer | gönüllü |
in | da |
of | in |
and | ve |
EN However, in the past, buying fresh coffee (whether Turkish coffee, filter coffee or espresso) was a tradition, but today's changing consumption habits have made this arbitrary situation difficult to reach
TR Ancak eskiden taze kahve almak (ister türk kahvesi, ister filtre kahve yada espresso) bir gelenek iken günümüzde değişen tüketim alışkanlıkları bu keyfi ulaşılması zor bir duruma sokmuştur
inglês | turco |
---|---|
fresh | taze |
coffee | kahve |
turkish | türk |
tradition | gelenek |
consumption | tüketim |
difficult | zor |
or | yada |
this | bu |
EN We visited a scrapyard in Accra, Ghana and met some really good kids in a bad situation
TR Gana'nın başkenti Akkra'yı ziyaret ettiğimizde, maalesef çok kötü durumda olan çok iyi çocuklarla tanıştık
inglês | turco |
---|---|
visited | ziyaret |
good | iyi |
bad | kötü |
a | olan |
and | çok |
EN This situation is much more evident in the ratio of girls dropping out of the educational system.”
TR Bu durum, kız çocuklarının eğitimden kopma oranlarına bakıldığında çok daha belirgin.”
EN Keep your business moving during the COVID-19 situation
TR COVID-19 salgınının işinizi etkilemesine izin vermeyin
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
clarity | netlik |
help | yardımcı |
can | olabilir |
this | bu |
need | ihtiyacımız |
or | veya |
messages | mesajlar |
and | ve |
to | için |
EN If somebody has let us know that our behavior or words were inappropriate, we can reflect on the situation and consider what changes we can make to avoid repeating the inappropriate behavior moving forward
TR Biri bize davranışımızın veya sözlerimizin uygunsuz olduğunu bildirmişse, durum üzerinde düşünebilir ve uygunsuz davranışı tekrar etmekten kaçınmak için hangi değişiklikleri yapabileceğimizi düşünebiliriz
inglês | turco |
---|---|
behavior | davranışı |
inappropriate | uygunsuz |
situation | durum |
changes | değişiklikleri |
and | ve |
or | veya |
us | bize |
avoid | kaçınmak |
EN I think of this as one of my ?rock bottoms?, a phrase used in recovery to describe a really bad situation that our addiction takes us to
TR Bunu, bağımlılığımızın bizi götürdüğü gerçekten kötü bir durumu tanımlamak için iyileşmede kullanılan bir tabir olan “diplerimden” biri olarak düşünüyorum
inglês | turco |
---|---|
my | mı |
used | kullanılan |
really | gerçekten |
situation | durumu |
as | olarak |
a | bir |
of | in |
EN Adaptive alignment uses single-laser technology and Active Situational Intelligence to adapt to the asset, the situation, and the maintenance team.
TR SensALIGN'ı keşfedin - şaft hizasında fark yaratan lazer / sensör hizalama teknolojisi
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojisi |
laser | lazer |
EN Insofar as parts or single formulations of this text do not, no longer or do not completely conform to the legal situation, the remaining parts of the document remain unaffected with respect to their content and their validity.
TR Eğer bu metnin bir kısmı veya bireysel formülasyonları, geçerli hukuki duruma uygun değilse, artık uygun değilse veya kısmi olarak uygun değilse, dokümanın geriye kalan kısımları içerik ve geçerlilik olarak bundan etkilenmezler.
inglês | turco |
---|---|
legal | hukuki |
remaining | kalan |
validity | geçerlilik |
content | içerik |
this | bu |
single | bireysel |
as | eğer |
respect | bir |
with | uygun |
or | veya |
and | ve |
to | e |
EN Brands that analyze their numbers of views, audiences, and active members can use this situation to their advantage
TR İzlenme sayıları, izleyici kitleleri, aktif üye sayıları analiz edildiğinde markalar, bu durumu kendi lehlerine çevirebilirler
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
analyze | analiz |
active | aktif |
situation | durumu |
members | üye |
this | bu |
to | kendi |
Mostrando 50 de 50 traduções