EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
TR Ekipman ve malzemeler (Müdahale): Hijyen setleri, doğum ve üreme sağlığı kitleri sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
hygiene | hijyen |
health | sağlığı |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Taking care of hygiene financially burdens the displaced.. WATAN’s project to improve hygiene
TR SURİYELİ MÜLTECİLERE YÖNELİK 16 GÜNLÜK
EN Mortality rate attributed to unsafe water, unsafe sanitation and lack of hygiene (exposure to unsafe Water, Sanitation and Hygiene for All (WASH) services) 3.9.3
TR Güvenilir olmayan su, güvenilir olmayan sağlık hizmetleri ve hijyen eksikliğine bağlı ölüm oranı (tüm hizmetler için güvenilir olmayan su, sağlık hizmetleri ve hijyene maruz kalma) 3.9.3
inglês | turco |
---|---|
water | su |
hygiene | hijyen |
exposure | maruz kalma |
rate | oranı |
and | ve |
of | in |
all | tüm |
services | hizmetleri |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
inglês | turco |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN Check out the stuning social media brand kits created by other Logaster users!
TR Diğer Logaster kullanıcıları tarafından yaratılan harika sosyal medya marka kitlerine göz atın
inglês | turco |
---|---|
brand | marka |
other | diğer |
logaster | logaster |
check | göz |
by | tarafından |
users | kullanıcıları |
social | sosyal |
media | medya |
EN We made our kits even more awesome.
TR Setlerimizi çok daha harika yaptık.
inglês | turco |
---|---|
made | yaptı |
awesome | harika |
more | daha |
EN We revamped our iPad Fix Kits to include brand new tools, designed by our team for your DIY repair—including an even tougher driver, a new Battery Blocker, and a super-grippy Suction Handle.
TR iPad Tamir Setlerini, kendi kendine yapacağın tamirler için ekibimiz tarafından tasarlanmış yeni araçlar içerecek şekilde yeniledik—daha sağlam bir tornavida, yeni bir Pil Açıcı ve sımsıkı yapışan bir Vantuz Tutucu ile.
EN Several combined kits are offered to protect either the floor load area alone or the side panelling over its entire height and the wheel arches as well.
TR Yer yükünü tek başına ya da yan panelleri tüm yüksekliğinden ve tekerlek kemerlerinden de korumak için birkaç kombine kit sunulmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
side | yan |
alone | tek başına |
and | ve |
entire | de |
its | in |
to | birkaç |
the | tek |
EN Responsive WordPress blog theme uses similar to Envato market template kits with unlimited downloads and Google fonts to create a website with a minimal unique personal portfolio.
TR Duyarlı WordPress blog teması, minimum benzersiz kişisel portföye sahip bir web sitesi oluşturmak için sınırsız indirme ve Google yazı tiplerine sahip Envato pazar şablonu kitlerine benzer kullanır.
inglês | turco |
---|---|
blog | blog |
similar | benzer |
market | pazar |
unlimited | sınırsız |
minimal | minimum |
personal | kişisel |
responsive | duyarlı |
wordpress | wordpress |
and | ve |
uses | kullanır |
template | şablonu |
unique | benzersiz |
EN Influence registration: Providing financial rewards, free demo kits and more for registering sales opportunities in which you play an influencing role
TR Etki kaydı: Etkileyen bir rol oynadığınız satış fırsatlarını kaydetmek için mali ödüller, ücretsiz demo kitleri ve daha fazlasını sağlayın
inglês | turco |
---|---|
financial | mali |
demo | demo |
role | rol |
registration | kaydı |
sales | satış |
rewards | ödüller |
free | ücretsiz |
more | fazlasını |
and | ve |
for | için |
EN As you expand your Zebra relationship, you can move to a higher tier and access benefits such as increased marketing support, closer collaboration with Zebra and access to additional demo/development kits.
TR Zebra ile ilişkilerinizi artırarak daha yüksek bir kademeye geçin ve daha fazla pazarlama desteği, Zebra ile daha yakın işbirliği ve ek demo/geliştirme kitlerine erişim gibi avantajlara sahip olun.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
access | erişim |
marketing | pazarlama |
support | desteği |
collaboration | işbirliği |
demo | demo |
development | geliştirme |
additional | ek |
higher | daha yüksek |
closer | daha yakın |
and | ve |
as | gibi |
to | sahip |
with | ile |
EN Yes! The Graph Engine has all the fonts available, just like in the editor. Even your Brand Kit fonts. Brand Kits are included in the Standard Plan.
TR Evet! Grafik Motoru, tıpkı düzenleyicide olduğu gibi mevcut tüm yazı tiplerine sahiptir. Marka Kiti yazı tipleriniz bile. Marka Kitleri, Standart Plana dahildir.
inglês | turco |
---|---|
graph | grafik |
engine | motoru |
brand | marka |
kit | kiti |
standard | standart |
plan | plana |
just like | tıpkı |
even | bile |
has | sahiptir |
yes | evet |
all | tüm |
included | dahildir |
EN Check out the stuning social media brand kits created by other Logaster users!
TR Diğer Logaster kullanıcıları tarafından yaratılan harika sosyal medya marka kitlerine göz atın
inglês | turco |
---|---|
brand | marka |
other | diğer |
logaster | logaster |
check | göz |
by | tarafından |
users | kullanıcıları |
social | sosyal |
media | medya |
EN Several combined kits are offered to protect either the floor load area alone or the side panelling over its entire height and the wheel arches as well.
TR Yer yükünü tek başına ya da yan panelleri tüm yüksekliğinden ve tekerlek kemerlerinden de korumak için birkaç kombine kit sunulmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
side | yan |
alone | tek başına |
and | ve |
entire | de |
its | in |
to | birkaç |
the | tek |
EN Several combined kits are offered to protect either the floor load area alone or the side panelling over its entire height and the wheel arches as well.
TR Yer yükünü tek başına ya da yan panelleri tüm yüksekliğinden ve tekerlek kemerlerinden de korumak için birkaç kombine kit sunulmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
side | yan |
alone | tek başına |
and | ve |
entire | de |
its | in |
to | birkaç |
the | tek |
EN You sure can! Brand Kits are available with a Standard plan, and make it easy to create designs that are 100% consistent with your company’s branding.
TR Kesinlikle yapabilirsin! Marka Kitleri, Standart bir planla sunulur ve şirketinizin markasıyla %100 tutarlı tasarımlar oluşturmayı kolaylaştırır.
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
consistent | tutarlı |
easy | kolaylaştırır |
brand | marka |
a | bir |
and | ve |
designs | tasarımlar |
EN Infini Pool is a sea view pool with alfresco lounge can be found on level P3. Beach connoisseur will enjoy the hotel's ideal location for sunbathing with direct access to the sandy public beach. Complimentary beach kits are available to hotel guests.
TR Otelin üçüncü katındaki üstü açık dinlenme salonu ve havuz kenarında rahatlarken çini mavisi deniz manzarasını seyre dalın. İçinizi ferahlatacak bir şeyler içmek için bara doğru yüzün, sonra şezlonga uzanarak güneşlenin.
inglês | turco |
---|---|
pool | havuz |
sea | deniz |
a | bir |
on | açık |
the | üçüncü |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN People were unable to even meet their most basic needs such as food, accommodation, and hygiene
TR Başvuran kişiler gıda, barınma, hijyen gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyordu
inglês | turco |
---|---|
people | kişiler |
basic | temel |
food | gıda |
hygiene | hijyen |
even | da |
needs | ihtiyaçlarını |
as | gibi |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
access | erişim |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
and | ve |
reduce | azaltmak |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We work to provide access to clean water and improve housing and hygiene conditions
TR Afet alanlarında temiz suya erişimin sağlanması ve hijyen ve barınma koşullarının iyileştirilmesi, gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
work | çalışıyoruz |
and | ve |
to | için |
conditions | koşullar |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
EN With ALLSafe highest standards in hygiene and safety, our team has taken every measure so you can enjoy our Swiss hospitality with confidence.
TR ALLSafe programının en yüksek hijyen ve güvenlik standartları ile ekibimiz Swiss konukseverliğinin keyfini güven içinde çıkarmanız için tüm tedbirleri aldı.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
enjoy | keyfini |
swiss | swiss |
our team | ekibimiz |
standards | standartları |
and | ve |
in | içinde |
confidence | güven |
safety | güvenlik |
highest | en yüksek |
EN Takes the shape of your neck and offers a comfortable sleep. It's soft and durable. Does not include toxic CFC materials. Provides perfect hygiene
TR Boynunuzun şeklini alarak konforlu bir uyku sağlar. Yumuşak ve dayanıklıdır. Zararlı CFC maddesi içermez. Mükemmel hijyen sağlar
inglês | turco |
---|---|
sleep | uyku |
durable | dayanıklı |
perfect | mükemmel |
hygiene | hijyen |
provides | sağlar |
soft | yumuşak |
comfortable | konforlu |
a | bir |
and | ve |
EN Dacron® 95 is the only quilt that can be washed in 95 C, thanks to its exclusive fibres. Since all bacteria is terminated at 60 C, offers perfect hygiene on every wash.
TR Dacron® 95 yorgan,özel elyafı sayesinde 95 C'de yıkanabilen tek yorgandır. Bakteriler 60 C'de öldüğünden, her yıkamada mükemmel hijyen yaratır
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
perfect | mükemmel |
to | her |
EN We have been very careful about hygiene.”
TR Hijyen kurallarına çok dikkat ettik” sözleriyle anlatıyor Sevda bu süreci.
EN Because of the deteriorating health situation, a major project was launched based on increasing the level of hygiene in
TR WATAN, Duma?daki ailelere 2.750?den fazla öğün verdi.
inglês | turco |
---|---|
in | daki |
the | fazla |
EN Day by day the health situation continues to worsen due to the horrific spread of COVID-19. So need to spread awareness of personal hygiene during this times has become extremely important to
TR ”Eşitlik Kuşağı Tecavüze Karşı Duruyor” başlığı altında WATAN Örgütü, Avrupa Komisyonu İnsani Yardım tarafından finanse edilen ortağı GOAL ınternational ile iş birliği ve destek içinde.
inglês | turco |
---|---|
by | tarafından |
to | ile |
EN As a result of the deteriorating health situation in the camps, there is an urgent need to re-emphasise the issue of hygiene. This comes in light of the spread of the COVID-19 virus, which is still a matter of fear for all people- especially the
TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak amacıyla güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyeni arttırmanın gerekliliğine inanmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
which | ve |
the | kişisel |
of | in |
to | sağlamak |
a | bir |
EN The cosmetics industry produces personal hygiene and beauty care products which contain solids (e.g. pigments, etc.). Some examples of these products are...
TR Kozmetik endüstrisi, katı maddeler içeren (örn. pigmentler, vs.) kişisel bakım ve güzellik ürünlerini üretmektedir. Bu ürünlerin bazı örnekleri şunlardır:
inglês | turco |
---|---|
industry | endüstrisi |
beauty | güzellik |
care | bakım |
examples | örnekleri |
of | içeren |
these | bu |
some | bazı |
personal | kişisel |
products | ürünlerini |
EN Long-term oral health means cleaning the entire mouth - teeth, gums, tongue & cheeks. ISSA™ 3 is clinically proven to improve overall oral hygiene by 140%*
TR Uzun süreli ağız sağlığı, dişleri, diş etlerini, dili ve yanakları temizlemektir. ISSA™ 3'ün genel ağız hijyenini %140 oranında iyileştirdiği klinik olarak kanıtlanmıştır*
EN ISSA™ 3 stars concentric ridges on the back to clean tongue and cheeks for an immediate full-mouth clean, removing more bacteria and improving overall mouth hygiene
TR ISSA™ 3’ün arka kısmındaki çıkıntılar, anında tam ağız temizliği için dili ve yanakları temizler, daha fazla bakteriyi giderir ve genel ağız hijyenini iyileştirir.
EN We used only the cleanest materials for ultimate hygiene. ISSA™ 3 is created from medical-grade, ultra-hygienic, non-porous, bacteria-resistant, soft silicone free of BPA & phthalates
TR En iyi hijyen için en temiz malzemeleri kullandık. ISSA™ 3 medikal sınıf, ultra hijyenik, gözeneksiz, bakterilere dayanıklı, BPA ve ftalat içermeyen yumuşak silikondan üretilmiştir.
EN Parasitic Infections: The Level of Knowledge, Attitude and Practices Well as the Availability of Hygiene Aid Kit among Aborigine in Maran, Pekan and Kuantan
TR Parazit Enfeksiyonları: Maran, Pekan ve Kuantan'daki Aborijinler Arasında Hijyen Yardım Setinin Bulunması ile Bilgi, Tutum ve Uygulama Düzeyleri
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
aid | yardım |
and | ve |
well | ile |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
risks | risklerini |
access | erişim |
clean | temiz |
water | suya |
hygiene | hijyen |
and | ve |
reduce | azaltmak |
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
hygiene | hijyen |
disaster | afet |
access | erişim |
clean | temiz |
water | su |
serious | ciddi |
risks | risk |
community | toplum |
based | temelli |
and | ve |
to | e |
EN Following the Earthquake of March 8th we conducted a needs asssessment and as part of disaster response activities distributed NFIs such as hygiene products and kitchen appliances.
TR Elazığ’da 8 Mart tarihinde gerçekleşen deprem sonrasında, ihtiyaç tespit çalışmaları yürüttük. Acil yardım operasyonu kapsamında temizlik malzemeleri, mutfak araç gereçleri gibi gıda dışı malzemeler dağıttık.
inglês | turco |
---|---|
earthquake | deprem |
march | mart |
distributed | dağıttık |
kitchen | mutfak |
needs | ihtiyaç |
activities | çalışmaları |
the | araç |
following | da |
as | gibi |
EN We also provided hygiene packages to 520 families who settled in temporary accommodation centers.
TR Ayrıca, geçici konaklama merkezlerine yerleşen 520 aileye hijyen paketi temin ettik.
inglês | turco |
---|---|
hygiene | hijyen |
temporary | geçici |
accommodation | konaklama |
also | ayrıca |
Mostrando 50 de 50 traduções