EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
inglês | turco |
---|---|
accessible | erişilebilir |
others | başkaları |
and | ve |
by | tarafından |
the | olsa |
EN This is the founding principle of the Mailfence service
TR Bu Mailfence hizmetinin kurucu ilkesidir
inglês | turco |
---|---|
service | hizmetinin |
this | bu |
mailfence | mailfence |
EN Designs based on the orbit principle
TR Yörünge İlkesine dayanan tasarımlar
inglês | turco |
---|---|
designs | tasarımlar |
based on | dayanan |
EN Our premium line of Char-Lynn motors features a design based on the orbit principle, in which an internal gear rotates inside of an external fixed gear
TR Üstün kaliteli Char-Lynn motorlarımız, bir iç dişlinin sabit bir dış dişli içerisinde döndüğü Yörünge İlkesine dayanan bir tasarıma sahiptir
inglês | turco |
---|---|
premium | kaliteli |
design | tasarıma |
inside | iç |
fixed | sabit |
external | dış |
based on | dayanan |
features | sahiptir |
a | bir |
in | içerisinde |
EN A contract amendment should not be contrary to the principle of grant award decision or contrary to the equal treatment of applicants
TR Sözleşme değişiklikleri, hibe kararının dayandığı ilkeye veya başvuru sahiplerinin eşit muamele görmesi koşuluna aykırı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
contract | sözleşme |
to | e |
grant | hibe |
decision | karar |
equal | eşit |
or | veya |
of | nın |
EN Texts attributed to “dpa” as well as all photos are in principle excluded from secondary exploitation.
TR “dpa” kısaltması bulunan metinler ve fotoğraflar genel olarak ikinci aşama kullanıma kapalıdır.
EN The principle of organic agriculture is the sustainable production of food from balanced and fertile soil.
TR Organik tarım prensibi, dengeli ve verimli topraktan sürdürülebilir gıda üretimine dayanır.
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
agriculture | tarım |
sustainable | sürdürülebilir |
food | gıda |
balanced | dengeli |
production | üretimine |
and | ve |
EN It is not possible to neutralize a human rights regulation, which is even above the law in case of conflict, by ignoring the principle of parallelism in authority and procedure with an administrative decision
TR Çatışma halinde yasaların dahi üzerinde bulunan bir insan hakları düzenlemesinin, bir idari kararla, yetki ve usulde paralellik ilkesi görmezden gelinerek etkisizleştirilmesi mümkün değildir
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
human | insan |
administrative | idari |
rights | hakları |
in | halinde |
and | ve |
is | bulunan |
even | bir |
the | üzerinde |
not | değildir |
EN 10.a. Implement the principle of special and differential treatment for developing countries, in particular least developed countries, in accordance with World Trade Organization agreements
TR 10.a. Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına uygun olarak, özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için özel ve farklı muamele ilkesinin uygulanması
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
trade | ticaret |
developed | gelişmiş |
countries | ülkeler |
world | dünya |
and | ve |
least | az |
accordance | olarak |
of | in |
with | uygun |
for | için |
EN The MiniVac laboratory-scale De-Aerator was specially developed for small batches or initial tests and – like the production-scale NETZSCH vacuum de-aerator – operates according to the VTR principle (vacuum - thin film - rotary process)
TR Küçük miktarlar veya ilk testler için özel geliştirilen MiniVac Laboratuvarlık Hava Giderici – üretimde kullanılan NETZSCH Vakumlu Hava Giderici gibi – VDR prensibine (vakumlu ince katmanlı rotasyon yöntemi) göre çalışır
EN How The Principle Of Work Works
TR Yürüyüş Ve Trekking Gezi Turları
EN About Our Business Principle HTML Template
TR Ekibimiz Hakkında HTML Şablonu
inglês | turco |
---|---|
html | html |
about | hakkında |
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
inglês | turco |
---|---|
accessible | erişilebilir |
others | başkaları |
and | ve |
by | tarafından |
the | olsa |
EN A contract amendment should not be contrary to the principle of grant award decision or contrary to the equal treatment of applicants
TR Sözleşme değişiklikleri, hibe kararının dayandığı ilkeye veya başvuru sahiplerinin eşit muamele görmesi koşuluna aykırı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
contract | sözleşme |
to | e |
grant | hibe |
decision | karar |
equal | eşit |
or | veya |
of | nın |
EN It is not possible to neutralize a human rights regulation, which is even above the law in case of conflict, by ignoring the principle of parallelism in authority and procedure with an administrative decision
TR Çatışma halinde yasaların dahi üzerinde bulunan bir insan hakları düzenlemesinin, bir idari kararla, yetki ve usulde paralellik ilkesi görmezden gelinerek etkisizleştirilmesi mümkün değildir
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
human | insan |
administrative | idari |
rights | hakları |
in | halinde |
and | ve |
is | bulunan |
even | bir |
the | üzerinde |
not | değildir |
EN His guiding principle is "a society of respect" and believes it is important for people in the country "to perceive each other as equals among equals, despite all their differences"
TR Kendi idealinin “bir saygı toplumu” olduğunu belirten Scholz, “Ülkedeki insanların kendilerini bütün farklılıklara rağmen eşitlerin arasındaki eşit kişiler olarak algılamaları önemli” dedi
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
other | farklı |
despite | rağmen |
a | bir |
as | olarak |
to | e |
is | olduğunu |
all | bütün |
people | insanlar |
their | kendi |
EN The federal government is an executive constitutional body that operates on the basis of the chancellor, the colleague and the department principle.
TR Federal Hükümet anayasal bir organ olarak yürütmeden sorumludur ve çalışma ilkesi şansölyelik makamına, kabine üyeliklerine ve bakanlıkların sorumluluk alanlarına dayanır.
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
government | hükümet |
and | ve |
of the | çalışma |
EN The German tax system attempts to share burdens fairly. This principle is most evident when it comes to income tax.
TR Alman vergi sistemi, yükü adil dağıtmaya çalışıyor. Özellikle gelir vergisinde kendini gösteren bir ilke.
inglês | turco |
---|---|
tax | vergi |
system | sistemi |
comes | gelir |
EN The principle of equability means that taxpayers should be able to see that the types and levels of taxes they pay are fair. At best, this leads them to accept and pay their taxes.
TR Eşitlik ilkesinden, vergi mükelleflerinin vergi miktarı ve türlerinin adil olduğu sonucuna varmaları amaçlanır. Bu, ideal durumda onların vergileri benimseyerek vergi ödemelerini sağlar.
inglês | turco |
---|---|
taxes | vergi |
fair | adil |
this | bu |
the | durumda |
to | e |
and | ve |
EN In comparison with other countries, the German education system is in principle relatively well adapted to the needs of the labour market
TR Genelde Alman üniversitelerinin piyasa koşullarına uygunluk bakımından dünyadaki yeri gayet iyi
inglês | turco |
---|---|
well | iyi |
market | piyasa |
EN He explained the basic principle of immunity with his side-chain theory
TR “Yan zincir kuramı” ile bağışıklığın temel ilkesini açıklamıştı
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
EN The core principle of democracy in Germany is stated in Article 20 of the Basic Law: “All power comes from the people”
TR Alman demokrasinin özünü ifade eden cümle, anayasanın 20'inci maddesinde yer alıyor: „Egemenlik tümüyle halkındır“
EN The ODIHR report states that, in principle, there is a high degree of confidence in the integrity of the electoral process
TR ODIHR’nin raporuna göre, Almanya’da seçim sürecinin düzenliliği, yüksek düzeyde güven uyandırıcı
inglês | turco |
---|---|
report | raporuna |
high | yüksek |
confidence | güven |
process | sürecinin |
EN First, there is the principle that religious faith is a private matter that has no defining role whatsoever in the shaping of the social and political order
TR Bunlardan ilki dini inancın insanın özel yaşamına ait bir öğe olduğu ve toplumsal ya da siyasi düzenin yapılandırılmasında inanç üzerinden ona söz ve tanımlama hakkı tanımayacağı ilkesidir
inglês | turco |
---|---|
religious | dini |
social | toplumsal |
political | siyasi |
in | da |
and | ve |
is | olduğu |
EN And another principle of Germanness is that everyone is free to lead their life in accordance with their own beliefs and this can not be prescribed by their family
TR Almanlığın diğer sosyopolitik özelliğiyse tüm bireylerin yaşamlarını kendi tahayyülleri doğrultusunda sürdürebilmeleri ve yaşam biçimlerinin aileleri tarafından koşullanmamasıdır
inglês | turco |
---|---|
another | diğer |
by | tarafından |
to | tüm |
and | ve |
that | yaşam |
EN The principle of organic agriculture is the sustainable production of food from balanced and fertile soil.
TR Organik tarım prensibi, dengeli ve verimli topraktan sürdürülebilir gıda üretimine dayanır.
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
agriculture | tarım |
sustainable | sürdürülebilir |
food | gıda |
balanced | dengeli |
production | üretimine |
and | ve |
EN Watson advances trust from principle to practice
TR Watson, ilkelerden uygulamaya kadar her aşamada güveni ileri taşır
inglês | turco |
---|---|
watson | watson |
trust | güveni |
to | her |
EN We regularly conduct user access reviews to ensure appropriate permissions are in place, in accordance with the least privilege principle
TR En az ayrıcalık ilkesine uygun olarak, uygun izinlerin yerinde olmasını sağlamak için düzenli olarak kullanıcı erişim değerlendirmeleri yapıyoruz
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
privilege | ayrıcalık |
user | kullanıcı |
with | uygun |
least | az |
to | sağlamak |
in | için |
regularly | düzenli olarak |
ensure | sağlamak için |
accordance | olarak |
EN As part of our sustainability approach, we undertake a materiality assessment every two years by applying the Global Reporting Initiative (GRI) principle of materiality
TR Sürdürülebilirlik yaklaşımımızın bir parçası olarak, her iki yılda bir Küresel Raporlama Girişimi (GRI) önemlilik ilkesini uygulayarak önemlilik değerlendirmesi yaparız
inglês | turco |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
global | küresel |
reporting | raporlama |
approach | yaklaşım |
our | de |
years | bir |
EN Anonymity is an important principle of the ITAA Program
TR Anonimlik, ITAA Programının önemli bir ilkesidir
inglês | turco |
---|---|
anonymity | anonimlik |
itaa | itaa |
important | önemli |
program | programı |
EN With respect to redirection, we encourage you to follow a 'no surprises' principle – Pinners should be able to reasonably anticipate where your link will take them
TR Yeniden yönlendirme ile ilgili olarak size, “sürpriz yok” ilkesine uymanızı öneririz; Pinner'lar, bağlantınızın onları nereye götüreceğini makul bir şekilde tahmin edebilmelidir
EN “We had a principle for our partners: work with people we aspire to be like, and Zoom was at the heart of that,” Smith said
TR Smith, ?Ortaklarımızı seçerken bir ilkemiz vardı: Onlar gibi olmak istediğimiz insanlarla çalışmak
inglês | turco |
---|---|
smith | smith |
our partners | ortaklarımızı |
had | vardı |
people | insanlarla |
work | çalışmak |
a | bir |
and | gibi |
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
inglês | turco |
---|---|
web | web |
integration | entegrasyonu |
national | ulusal |
assessment | değerlendirme |
scopus | scopus |
your | de |
services | hizmetleri |
research | araştırma |
data | analiz |
support | destekleyen |
EN As such, you agree to take reasonable precautions and exercise the utmost personal care in all interactions with any individual you come into contact with through the Services, particularly if you decide to meet such individuals in person
TR Bu itibarla, Hizmet yoluyla temas ettiğiniz herhangi bir bireyle olan ilişkilerinizde mantık dahilinde önlem anlamayı ve son derece dikkatli olmayı kabul etmektesiniz, özellikle de bu kişilerle şahsen buluşmayı planlıyorsanız
inglês | turco |
---|---|
utmost | son derece |
contact | temas |
and | ve |
the | kabul |
any | herhangi |
exercise | hizmet |
come | bu |
particularly | özellikle |
EN The failure of either party to exercise in any respect any right provided for herein shall not be deemed a waiver of any further rights hereunder
TR Burada yer alan herhangi bir hakkın taraflardan herhangi biri tarafından kullanılmaması bu kapsamdaki diğer haklardan feragati sayılmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
party | taraf |
further | diğer |
shall | bu |
the | burada |
any | herhangi |
respect | bir |
right | hakkı |
EN You can exercise these rights by emailing us at who@whoer.net
TR Bu hakları bize who@whoer.net adresinden e-posta göndererek kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
net | net |
whoer | whoer |
rights | hakları |
these | bu |
at | adresinden |
us | bize |
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
us | bizleri |
but | ancak |
themselves | bir |
EN We believe the best hope for this is to allow technological innovation to create tools and resources for autonomous people to explore the ocean of ideas, communicate, search, find and exercise their right to free expression and commerce
TR Bunun için en iyi umudun; özgür ifade ve ilişki haklarını kullanan, iletişim kuran, araştıran, bulan, okyanuslar dolusu fikir keşfeden özerk insanlar için kaynak ve aygıt üreten teknolojik inovasyona izin verilmesi olduğuna inanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
technological | teknolojik |
resources | kaynak |
people | insanlar |
ideas | fikir |
communicate | iletişim |
expression | ifade |
free | özgür |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
and | ve |
best | en |
EN This exercise can be helpful in charting the map of our own personal addictive behaviors
TR Bu alıştırma, kendi kişisel bağımlılık davranışlarımızın haritasını çıkarmada yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
map | haritası |
this | bu |
be | olabilir |
personal | kişisel |
EN Writing a technology use inventorySome members find it helpful to write an inventory of all their internet and technology behaviors. You can use this exercise sheet for writing a technology use inventory.
TR Teknoloji kullanım envanteri yazmaBazı üyeler, tüm internet ve teknoloji davranışlarının bir envanterini çıkarmayı faydalı buluyor. Bunu kullanabilirsin egzersiz sayfası bir teknoloji kullanım envanteri yazmak için.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
internet | internet |
members | üyeler |
helpful | faydalı |
use | kullanım |
of | in |
all | tüm |
and | ve |
a | bir |
it | bunu |
EN ExerciseRegular exercise and physical movement has been shown to improve health, mood and wellness
TR Egzersiz yapmakDüzenli egzersiz ve fiziksel hareketin sağlığı, ruh halini ve zindeliği iyileştirdiği gösterilmiştir
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
physical | fiziksel |
health | sağlığı |
EN As an internet and technology addict, exercise may help you strengthen your recovery and improve your resilience
TR Bir internet ve teknoloji bağımlısı olarak egzersiz, iyileşmenizi güçlendirmenize ve dayanıklılığınızı artırmanıza yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
technology | teknoloji |
help | yardımcı |
and | ve |
may | olabilir |
as | olarak |
an | bir |
EN In this context, it should be made possible for data owners to exercise their respective rights.
TR Bu bağlamda veri sahiplerinin ilgili haklarını kullanmaları mümkün kılınmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
possible | mümkün |
data | veri |
owners | sahiplerinin |
respective | ilgili |
this | bu |
EN That’s why we’ve made it easy for you to get out and exercise while exploring your surroundings with our jogging maps available at all our hotels
TR Bu nedenle, tüm otellerimizde bulunan jogging haritaları ile dışarı çıkıp egzersiz yaparken çevrenizi keşfetmeyi kolaylaştırıyoruz
inglês | turco |
---|---|
maps | haritalar |
all | tüm |
EN (4) As a customer you may only exercise a right of retention if your counterclaim is based on the same contract.
TR (4) Ancak karşı hak talebiniz aynı sözleşmeden kaynaklanıyorsa, tutma hakkınızı kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
of | karşı |
right | hakkı |
the | aynı |
EN Aqua aerobics offer a great range of benefits, without many of the drawbacks of intense exercise classes.
TR Hedeflerinize ulaşabilir ve sporda sınırlarınızı zorlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
EN We do not exercise control over third party websites
TR Üçüncü tarafların internet siteleri üzerinden herhangi bir kontrolümüz bulunmamaktadır
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
over | üzerinden |
not | herhangi |
websites | siteleri |
EN You acknowledge that Busbud may exercise its rights (e.g
TR Busbud, İletinize ilişkin hakları (örn
inglês | turco |
---|---|
busbud | busbud |
rights | hakları |
EN In addition to high performance sportswear, the qualities of TENCEL™ branded Lyocell and Modal fibers make them suitable for the growing athleisure category – designed for general wear and moderate exercise
TR TENCEL™ markalı Lyocell ve Modal elyafların özellikleri, bu elyafları yüksek performanslı spor giyime ek olarak günlük giyim ve egzersizler için tasarlanan athleisure kategorisine uygun hale getirir
EN Tactical and Exercise Area Cons. and Arrangement Equip.
TR Taktik ve Tatbikat Alanı İnşası ve Düzenlemesi Ekipmanları
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
area | alan |
Mostrando 50 de 50 traduções