EN The common "roof" of the group - the NETZSCH Holding - ensures synergy between the business units by means of global communication.
"ensures synergy between" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN The common "roof" of the group - the NETZSCH Holding - ensures synergy between the business units by means of global communication.
TR Şirketler grubunun ortak çatısı olan NETZSCH Holding, dünya çapında gerçekleşen iletişimle farklı faaliyet alanları arasında sinerji yaratılmasını temin eder.
inglês | turco |
---|---|
common | ortak |
netzsch | netzsch |
holding | holding |
global | dünya |
between | arası |
the | arasında |
EN Furthermore, we strengthen the communication and the synergy within the group by bringing our employees together at various social events.
TR Ayrıca, grup şirketlerimizde uygulanan farklı sosyal etkinliklerle çalışanlarımızı bir araya getirerek Grup içerisindeki iletişimi ve sinerjiyi güçlü kılıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
communication | iletişimi |
together | araya |
social | sosyal |
events | etkinliklerle |
by | getirerek |
group | grup |
and | ve |
various | bir |
EN A synergy of all these is mandatory for any business to navigate its way around market and demand fluctuations.
TR Tüm bunların yarattığı sinerji, pazarda ve talep dalgalanmalarında rota belirlemek açısından her işletme için şarttır.
inglês | turco |
---|---|
demand | talep |
business | iş |
and | ve |
all | tüm |
EN Unidef works with various solution partners in the integration projects in which they are engaged, creating synergy
TR Unidef de entegrasyon projelerinde çeşitli çözüm ortakları ile çalışıyor ve bir sinerji yaratıyor
inglês | turco |
---|---|
unidef | unidef |
integration | entegrasyon |
projects | projelerinde |
solution | çözüm |
works | çalışıyor |
partners | ortakları |
various | çeşitli |
they | ve |
with | ile |
EN The Domain for Sale platform provided by Atak Domain, facilitates financial transactions between domain buyers and sellers and ensures the safe transaction of these processes.
TR Atak Domain tarafından sağlanan satılık domainler platformu, domain alıcı ve satıcılar arasında finansal işlemleri kolaylaştırma, bu süreçlerin güvenli bir şekilde tamamlanmasını sağlamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
platform | platformu |
atak | atak |
financial | finansal |
transactions | işlemleri |
processes | süreçlerin |
domain | domain |
these | bu |
by | tarafından |
and | ve |
the | şekilde |
between | arası |
provided | sağlanan |
of | bir |
EN The certificate ensures that information is kept private between your customers 'web servers and their customers' web browsers through standard SSL encryption
TR Sertifika, standart SSL şifreleme yoluyla, bilgilerin müşterilerinizin web sunucuları ve müşterilerinin web tarayıcıları arasında gizli tutulmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
certificate | sertifika |
ensures | sağlar |
information | bilgilerin |
customers | müşterilerinin |
web | web |
standard | standart |
ssl | ssl |
encryption | şifreleme |
your customers | müşterilerinizin |
private | gizli |
servers | sunucuları |
browsers | tarayıcılar |
between | arası |
and | ve |
the | arasında |
EN Our broad portfolio – from general patient population to labor and delivery, to neo-natal to outpatient services, and everything in between – ensures the best match to unique needs.
TR Genel hasta popülasyonundan doğum sürecine, yenidoğan servisinden polikliniklere ve her tür işleme uygun olan geniş portföyümüz, benzersiz ihtiyaçlara en uygun ürünü sunar.
inglês | turco |
---|---|
general | genel |
patient | hasta |
match | uygun |
broad | geniş |
unique | benzersiz |
and | ve |
to | her |
EN The Domain for Sale platform provided by Atak Domain, facilitates financial transactions between domain buyers and sellers and ensures the safe transaction of these processes.
TR Atak Domain tarafından sağlanan satılık domainler platformu, domain alıcı ve satıcılar arasında finansal işlemleri kolaylaştırma, bu süreçlerin güvenli bir şekilde tamamlanmasını sağlamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
platform | platformu |
atak | atak |
financial | finansal |
transactions | işlemleri |
processes | süreçlerin |
domain | domain |
these | bu |
by | tarafından |
and | ve |
the | şekilde |
between | arası |
provided | sağlanan |
of | bir |
EN The certificate ensures that information is kept private between your customers 'web servers and their customers' web browsers through standard SSL encryption
TR Sertifika, standart SSL şifreleme yoluyla, bilgilerin müşterilerinizin web sunucuları ve müşterilerinin web tarayıcıları arasında gizli tutulmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
certificate | sertifika |
ensures | sağlar |
information | bilgilerin |
customers | müşterilerinin |
web | web |
standard | standart |
ssl | ssl |
encryption | şifreleme |
your customers | müşterilerinizin |
private | gizli |
servers | sunucuları |
browsers | tarayıcılar |
between | arası |
and | ve |
the | arasında |
EN Our broad portfolio – from general patient population to labor and delivery, to neo-natal to outpatient services, and everything in between – ensures the best match to unique needs.
TR Genel hasta popülasyonundan doğum sürecine, yenidoğan servisinden polikliniklere ve daha her tür işleme uygun olan geniş portföyümüz, benzersiz ihtiyaçlara en uygun ürünü sunar.
inglês | turco |
---|---|
general | genel |
patient | hasta |
match | uygun |
broad | geniş |
unique | benzersiz |
and | ve |
to | her |
the | daha |
EN If you want to prevent two words from being separated by a line break or page break between them, just enter a "non-breaking space" between the words. To do so, just press the key combination Ctrl+Shift+Space.
TR İki sözcüğün satır sonu veya sayfa sonu ile ayrılmasını önlemek istiyorsanız sözcükler arasına “bölünmez boşluk” eklemeniz yeterlidir. Bunu yapmak için Ctrl + Shift + Space tuş kombinasyonuna basmanız yeterlidir.
inglês | turco |
---|---|
page | sayfa |
do | yapmak |
or | veya |
enter | için |
line | ile |
EN We encrypt all data that goes between you and Sonix using field-standard TLS (Transport Layer Security). Your data is encrypted when transferred between data centers for backup and replication.
TR Alan standardı TLS (Aktarım Katmanı Güvenliği) kullanarak siz ve Sonix arasındaki tüm verileri şifreliyoruz. Verileriniz yedekleme ve çoğaltma için veri merkezleri arasında aktarıldığında şifrelenir.
inglês | turco |
---|---|
sonix | sonix |
tls | tls |
centers | merkezleri |
backup | yedekleme |
standard | standardı |
layer | katmanı |
your data | verileriniz |
encrypted | şifrelenir |
security | güvenliği |
using | kullanarak |
all | tüm |
data | veri |
and | ve |
between | arasındaki |
for | için |
EN In 2015, between two elections, the ongoing peace/resolution process between the government and the Kurdistan Workers’ Party (PKK) ended.
TR 2015 yılındaki iki seçim arasında, hükümet ve PKK arasında süregelen barış/çözüm süreci son buldu.
inglês | turco |
---|---|
process | süreci |
government | hükümet |
peace | barış |
resolution | çözüm |
and | ve |
between | arası |
EN These Terms are the entire and exclusive agreement between Busbud and you regarding the Website, and these Terms supersede and replace any prior agreements between Busbud and you regarding the Website.
TR Bu Koşullar, Web Sitesine ilişkin olarak tarafınızla aramızdaki tek sözleşmeyi oluşturur ve bu Koşullar Web Sitesi ile ilgili diğer ve önceki tüm sözleşmelerin yerini alır.
inglês | turco |
---|---|
terms | koşullar |
these | bu |
and | ve |
EN 2. With the EB campaign; 25% discount is applied for all flights departing between April 1st - June 15th, 2022 AND 15% discount is applied for all flights departing between June 16th - October 31st, 2022.
TR 2. Kampanya; 20 Aralık 2021, 12:00?da (GMT+3) başlar, 31 Ocak 2021 23:59?da (GMT+3) sona erer.
inglês | turco |
---|---|
campaign | kampanya |
between | da |
EN The relationship between the President and the Chancellor is similar to that between the British Queen and the Prime Minister
TR Cumhurbaşkanı ile Şansölye arasındaki ilişki, Britanya’daki Kraliçe ile Başbakan arasındaki ilişkiye benzer
inglês | turco |
---|---|
relationship | ilişki |
similar | benzer |
queen | kraliçe |
president | cumhurbaşkanı |
between | arasındaki |
to | e |
the | ile |
EN There are many differences between east and west – and also between north and south. Surprising insights: Germany, 30 years after the fall of the Wall.
TR Doğu ve Batı arasında pek çok şey birbirinden farklı; ama Kuzey ve Güney arasında da durum aynı. Berlin Duvarı’nın yıkılışından 30 yıl sonra Almanya’ya dair şaşırtıcı olgular.
inglês | turco |
---|---|
north | kuzey |
south | güney |
years | yıl |
many | pek |
west | batı |
and | ve |
the | aynı |
after | sonra |
of | dair |
EN We encrypt all data that goes between you and Sonix using field-standard TLS (Transport Layer Security). Your data is encrypted when transferred between data centers for backup and replication.
TR Alan standardı TLS (Aktarım Katmanı Güvenliği) kullanarak siz ve Sonix arasındaki tüm verileri şifreliyoruz. Verileriniz yedekleme ve çoğaltma için veri merkezleri arasında aktarıldığında şifrelenir.
inglês | turco |
---|---|
sonix | sonix |
tls | tls |
centers | merkezleri |
backup | yedekleme |
standard | standardı |
layer | katmanı |
your data | verileriniz |
encrypted | şifrelenir |
security | güvenliği |
using | kullanarak |
all | tüm |
data | veri |
and | ve |
between | arasındaki |
for | için |
EN The Tetra Pak® C3/Flex machine is highly adaptable, with features that make it possible for customers to switch between different package volumes as easily as between different products
TR Müşterilerin farklı ürünler arasında olduğu kadar farklı ambalaj hacimleri arasında da kolayca geçiş yapabilmesini sağlayan özelliklere sahip olan Tetra Pak® C3/Flex makinesi, farklı koşullara son derece kolaylıkla uyarlanabilir
inglês | turco |
---|---|
tetra | tetra |
pak | pak |
machine | makinesi |
highly | son derece |
adaptable | uyarlanabilir |
customers | müşterilerin |
different | farklı |
products | ürünler |
switch | geçiş |
easily | kolayca |
is | olduğu |
between | arası |
make | da |
to | sahip |
the | arasında |
EN For Contrast, enter a percentage value between 1 and 100 to specify the contrast required between pixels for that area to be considered an edge. Use a higher value for low-contrast images.
TR Bir alanın kenar olarak kabul edilmesi için pikseller arasında olması gereken kontrastı belirlemek üzere, Kontrast alanına 1 ile 100 arasında bir değer girin. Düşük kontrastlı görüntüler için daha yüksek bir değer kullanın.
inglês | turco |
---|---|
required | gereken |
edge | kenar |
low | düşük |
to be | olması |
to | edilmesi |
higher | daha yüksek |
value | değer |
area | alan |
images | görüntü |
the | kabul |
a | bir |
enter | girin |
EN WCAG 2. 0 (Web Content Accessibility Guidelines) Elsevier supports the international accessibility standard which ensures our websites are usable by people with a wide range of disabilities.
TR WCAG 2. 0 (Web İçeriği Erişilebilirlik Kuralları) Elsevier, internet sitelerimizin farklı engellere sahip kişiler tarafından kullanılabilmesi için uluslararası erişilebilirlik standardını desteklemektedir.
inglês | turco |
---|---|
accessibility | erişilebilirlik |
guidelines | kuralları |
elsevier | elsevier |
international | uluslararası |
by | tarafından |
of | in |
the | kişiler |
web | web |
standard | standardı |
EN Section 508 ensures any IT purchased or used by the US federal government or federally funded institutions is usable by people with disabilities
TR Section 508, ABD federal hükümeti ya da federal hükümet tarafından finanse edilen kuruluşlar tarafından satın alınan ya da kullanılan tüm IT ürünlerinin engelliler tarafından kullanılabilir olmasını temin eder
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
institutions | kuruluşlar |
us | abd |
it | it |
by | tarafından |
government | hükümet |
purchased | satın |
used | kullanılan |
EN Superior quality contentEvidence-based, peer-reviewed content developed by pharmacist editors with expertise in their therapeutic areas ensures superior quality.
TR Üstün kaliteli içeriklerKendi tedavi alanlarında uzman eczacı editörler tarafından geliştirilen kanıt tabanlı, hakem denetimli içerikler üstün bir kalite temin eder.
inglês | turco |
---|---|
developed | geliştirilen |
editors | editörler |
superior | üstün |
based | tabanlı |
quality | kaliteli |
by | tarafından |
EN This ensures top performance in patient care, improved productivity and administrative management through evidence-based interactive curriculum.
TR Bu sayede hasta bakımında en yüksek performans, daha fazla verimlilik ve kanıt tabanlı etkileşimli müfredat aracılığıyla idari yönetim sağlanır.
inglês | turco |
---|---|
performance | performans |
patient | hasta |
productivity | verimlilik |
administrative | idari |
management | yönetim |
interactive | etkileşimli |
evidence | kanıt |
based | tabanlı |
and | ve |
this | bu |
top | en |
care | bakım |
through | aracılığıyla |
improved | daha |
EN Ensures your staff?s knowledge and skills are reflective of best practices and current evidence
TR Çalışanlarınızın bilgi ve becerilerinin en iyi uygulamaları ve geçerli kanıtları yansıttığından emin olun
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
practices | uygulamalar |
current | geçerli |
are | olun |
and | ve |
best | en |
EN Elsevier's peer-reviewed process ensures credible, comprehensive content to solve the challenges doctors face every day.
TR Elsevier'in hakem denetimli süreci doktorların her gün karşılaştıkları sorunların çözülmesi için güvenilir, kapsamlı içerikler sağlamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
process | süreci |
credible | güvenilir |
comprehensive | kapsamlı |
EN ClinicalKey is your single source for trusted content covering every medical and surgical speciality. Content that ensures every decision clinicians make is based on the most current evidence.
TR ClinicalKey, tıp ve cerrahideki tüm uzmanlık alanlarını kapsayan tek güvenilir içerik kaynağınızdır. Klinisyenlerin aldığı her kararım en güncel kanıtlara dayalı olmasını sağlayan içerikler.
inglês | turco |
---|---|
source | kaynağı |
content | içerik |
covering | kapsayan |
medical | tıp |
speciality | uzmanlık |
decision | karar |
current | güncel |
clinicalkey | clinicalkey |
most | en |
trusted | güvenilir |
and | ve |
based | dayalı |
EN The article preview format ensures your message is highly targeted and seen by the speciality professionals you want to reach.
TR Makale önizleme formatı mesajınızın oldukça hedefe yönelik olmasına ve ulaşmak istediğiniz uzmanlar tarafından görülmesine imkan verir.
inglês | turco |
---|---|
highly | oldukça |
professionals | uzmanlar |
preview | önizleme |
you want | istediğiniz |
message | mesaj |
to | yönelik |
by | tarafından |
and | ve |
EN Protection against DNS and IP leaks ensures absence of blockages on the basis of geographical location
TR DNS ve IP sızıntılarına karşı koruma, coğrafi konum temelinde tıkanıklık olmamasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
protection | koruma |
dns | dns |
and | ve |
ip | ip |
ensures | sağlar |
geographical | coğrafi |
location | konum |
EN Client-based infrastructure ensures that keys are stored locally, on your device
TR Müşteri odaklı altyapı sayesinde anahtarların cihazınızda lokal olarak tutulması garanti altına alınır.
inglês | turco |
---|---|
keys | anahtarları |
client | müşteri |
infrastructure | altyapı |
device | cihaz |
your | sayesinde |
EN If a traditional contract outlines the terms of a relationship, a smart contract ensures those terms are fulfilled by writing it in code
TR Eğer geleneksel bir kontrat bir ilişkinin koşullarını belirliyorsa, bir akıllı kontrat da bu koşulların yerine getirildiğini koda yazarak garanti eder
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
contract | kontrat |
smart | akıllı |
if | eğer |
in | da |
by | yazarak |
those | bu |
a | bir |
terms | koşullar |
EN This, in combination with new techniques and new insights, ensures that regulations are the subject of continuous improvement.
TR Bu ilgi, yeni teknik ve yeni fikirlerle birleştiğinde düzenlemelerin sürekli iyileştirmeye tabi tutulmasını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
subject | tabi |
of | ın |
continuous | sürekli |
and | ve |
this | bu |
are | sağlar |
EN • Interlock design ensures parts cannot be disconnected while liquid is flowing
TR • Kilit tasarımı parçaların sıvı akarken sökülmesini engeller
EN If you wish to get detailed information about Civil Voices Fest, one of the first organizations which ensures to bring several civil society actors from Turkey and the world to the same platform, you can visit www.https//www.sivilseslerfest.org address.
TR Türkiye’den ve dünyadan çeşitli sivil toplum aktörlerini aynı sahada bir araya getiren ilk etkinliklerden biri olan Sivil Sesler Festivali Hakkında detaylı bilgi almak için
inglês | turco |
---|---|
civil | sivil |
society | toplum |
detailed | detaylı |
information | bilgi |
and | ve |
first | ilk |
about | hakkında |
the | aynı |
get | almak |
bring | için |
same | bir |
EN B2Broker ensures your brokerage is fully equipped to maximise the performance of your business operations backed by solid, long-standing expertise so you can run your operations with confidence.
TR B2Broker, brokerlığınızın işletme operasyonları performansını maksimize edecek güç ve dayanıklılıkta olmasını sağlayarak işlemlerinizi güvenle yürütmenize olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
business | iş |
your | ve |
operations | operasyonları |
performance | performans |
EN A powerful social media scheduling tool allows your team to work together and ensures your content is published without delays, even outside of office hours
TR Güçlü bir sosyal medya planlama aracı, ekibinizin birlikte çalışmasını kolaylaştırarak, içeriklerinizin mesai saatleri dışında bile aksamadan yayınlanmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
outside | dışında |
hours | saatleri |
powerful | güçlü |
tool | aracı |
your team | ekibinizin |
allows | sağlar |
social | sosyal |
media | medya |
even | bir |
to | bile |
EN This ensures that Vimeo?s video quality remains high
TR Bu durum video kalitesinin yüksek kalmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
ensures | sağlar |
high | yüksek |
this | bu |
video | video |
EN An SSL/TLS connection ensures that your data is sent to and received from the right server and not a malicious middleman
TR Bir SSL / TLS bağlantısı, verilerinizin kötü niyetli bir aracıya değil, doğru sunucuya gönderilmesini ve bu sunucudan alınmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
ensures | sağlar |
server | sunucuya |
your data | verilerinizin |
ssl | ssl |
tls | tls |
connection | bağlantı |
and | ve |
a | bir |
the | değil |
to | doğru |
EN This ensures funds are used to match the project needs in order to realize the community's collective decisions
TR Böylece topluluğun ortaklaşa kararlarını hayat geçirmek için projenin ihtiyaç duyduğu fonlar garantiye alınır
inglês | turco |
---|---|
project | projenin |
decisions | kararlar |
needs | ihtiyaç |
to | böylece |
EN No - AWS Lambda ensures that the performance profiles for functions packaged as container images are the same as for those packaged as ZIP archives, including typically sub-second start up times.
TR Hayır. AWS Lambda, container görüntüleri olarak paketlenmiş işlevlerin, saniyenin altında başlangıç süreleri dahil olmak üzere ZIP arşivleriyle aynı performans profillerine sahip olmasını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
performance | performans |
container | container |
zip | zip |
times | süreleri |
packaged | paketlenmiş |
start | başlangıç |
including | dahil |
images | görüntüleri |
the | aynı |
for | altında |
no | hayır |
are | sahip |
EN To stay one step ahead of the evolving security risk, it invests in research and development that ensures its brand is recognized in the industry
TR Gelişen güvenlik riskinin bir adım önünde olmak için, markasının sektörde tanınmasını sağlayan araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaktadır
inglês | turco |
---|---|
step | adım |
security | güvenlik |
research | araştırma |
development | geliştirmeye |
ahead | önünde |
and | ve |
of | in |
brand | için |
EN Buying separate certificates is more costly and may require more administration, but it ensures that each subdomain is protected separately.
TR Ayrı sertifikalar satın almak daha maliyetlidir ve daha fazla yönetim gerektirebilir belki fakat her bir alt alanın ayrı ayrı korunmasını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
certificates | sertifikalar |
administration | yönetim |
ensures | sağlar |
subdomain | alt alan |
and | ve |
but | fakat |
each | her |
separate | ayrı |
buying | satın almak |
EN Always professional, yet intimate and individual, Raffles unparalleled service adapts seamlessly to your event goals and ensures a memorable experience
TR Her zaman profesyonel, aynı zamanda içten ve özgün, Raffles’ın benzersiz hizmeti etkinlik hedeflerinize kusursuzca uyum sağlar ve unutulmaz bir deneyim yaratır
inglês | turco |
---|---|
raffles | raffles |
service | hizmeti |
ensures | sağlar |
memorable | unutulmaz |
professional | profesyonel |
event | etkinlik |
experience | deneyim |
always | her zaman |
to | her |
and | ve |
a | benzersiz |
EN New CITROËN Jumpy offers an extremely comfortable ride regardless of road conditions thanks to running gear that ensures precise steering and excellent shock absorption.
TR Yeni CITROËN Jumpy, hassas direksiyon ve mükemmel şok emilimi sağlayan çalışan dişli sayesinde, yol koşullarından bağımsız olarak son derece konforlu bir sürüş sunar.
inglês | turco |
---|---|
jumpy | jumpy |
extremely | son derece |
comfortable | konforlu |
road | yol |
precise | hassas |
excellent | mükemmel |
new | yeni |
and | ve |
offers | sunar |
conditions | koşullar |
to | sayesinde |
EN G1/4 thread temperature and flow indicator sensor ensures highly accurate coolant temperature and...
TR G1/4 diş sıcaklığı ve akış göstergesi, son derece hassas soğutma suyu sıcaklığı ve akış ölçümü sa...
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
highly | son derece |
accurate | hassas |
temperature | sıcaklığı |
flow | akış |
EN G1/4 thread temperature sensor ensures highly accurate coolant temperature measurement.
TR G1/4 diş sıcaklık sensörü, son derece hassas soğutucu sıcaklık ölçümü sağlar.
inglês | turco |
---|---|
temperature | sıcaklık |
ensures | sağlar |
highly | son derece |
accurate | hassas |
coolant | soğutucu |
sensor | sensörü |
EN Ensures you to live naturality in your sleep with its high quality fabric. Differentiating from other wool products, Superwashed group products are washing machine safe.
TR Yüksek kaliteli kumaşı ile uykunuzda doğallığı yaşatır. Diğer yün ürünlerinden farklı olarak, Superwashed yün grubu ürünler, çamaşır makinesinde yıkanabilir.
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
quality | kaliteli |
products | ürünler |
other | diğer |
group | grubu |
you | farklı |
EN Ensures your children to live naturality in their sleep with its high quality fabric.
TR Yüksek kaliteli kumaşı ile çocuklarınız uykularında doğallığı yaşasın.
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
quality | kaliteli |
EN Solution Validation ensures that any new Zebra solution is compatible and validated with the existing systems and custom workflows
TR Solution Validation, yeni bir Zebra çözümünün mevcut sistemlerle ve özel iş akışlarıyla uyumlu olduğundan ve birlikte çalışmak üzere doğrulandığından emin olur
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
compatible | uyumlu |
workflows | iş akışları |
validation | validation |
and | ve |
with | birlikte |
the | özel |
new | yeni bir |
existing | mevcut |
EN By verifying use with Zebra devices, it minimizes deployment risk and ensures smooth adoption across the business.
TR Uygulamanın Zebra cihazları ile kullanılabildiğini doğrulamak suretiyle, konuşlandırma riskini en aza indirir ve uygulamanın işletme genelinde sorunsuz bir şekilde benimsenmesini sağlar.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
ensures | sağlar |
smooth | sorunsuz |
business | iş |
by | suretiyle |
use | kullan |
and | ve |
the | şekilde |
across | genelinde |
Mostrando 50 de 50 traduções