EN Looking for Art Logo ideas for your art studio or organization? You’re in the right place. Design your very unique art logo in minutes.
"art should" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Looking for Art Logo ideas for your art studio or organization? You’re in the right place. Design your very unique art logo in minutes.
TR Sanat stüdyonuz ya da kurumunuz için Sanat Logosu fikirleri mi araştırıyorsunuz? Doğru yerdesiniz. Size özel sanat logonuzu dakikalar içinde tasarlayın.
inglês | turco |
---|---|
art | sanat |
ideas | fikirleri |
design | tasarlayın |
minutes | dakikalar |
logo | logosu |
in | da |
for | için |
right | doğru |
the | size |
EN Looking for Art Logo ideas for your art studio or organization? You’re in the right place. Design your very unique art logo in minutes.
TR Sanat stüdyonuz ya da kurumunuz için Sanat Logosu fikirleri mi araştırıyorsunuz? Doğru yerdesiniz. Size özel sanat logonuzu dakikalar içinde tasarlayın.
inglês | turco |
---|---|
art | sanat |
ideas | fikirleri |
design | tasarlayın |
minutes | dakikalar |
logo | logosu |
in | da |
for | için |
right | doğru |
the | size |
EN Why you should go: The Maxvorstadt district is the best place for art lovers in Munich. This area is home to the three magnificent Pinakothek galleries and other art museums.
TR Müzenin önemi: Maxvorstadt semti Münih’de sanat severlerin birinci adresi. Burası koleksiyonlarıyla çarpıcı üç Pinakothek müzesine ve başka müzelere ev sahipliği yapıyor.
inglês | turco |
---|---|
art | sanat |
for | birinci |
and | ve |
the | başka |
EN Artistic works and video art projects are often shared here, making Vimeo an indispensable site for people who are interested in art.
TR Sanatsal çalışmaların, video art projelerinin sıklıkla yer aldığı Vimeo, bu anlamda sanatla bir biçimde ilgilenen insanlar için vazgeçilmez biri yerdir.
inglês | turco |
---|---|
often | sıklıkla |
indispensable | vazgeçilmez |
interested | ilgilenen |
art | art |
video | video |
vimeo | vimeo |
here | bu |
people | insanlar |
for | için |
EN Generic Art Logo is great if you're working in Abstract, Industrial, Architecture, Art, Construction industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Öz, Sanayi, Mimari, Sanat, Inşaat endüstrisinde çalışıyorsanız Genel Sanat Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
generic | genel |
art | sanat |
if | eğer |
this | bu |
industrial | sanayi |
template | şablonu |
or | veya |
construction | inşaat |
team | takım |
a | bir |
EN Creativity Art Stationery Gamma Art deco Printing Artist Geometric Square Black and white Palette Letter s Modern Letter a Painting
TR Yaratıcılık Sanat Kırtasiye Gama Art deco Baskı Sanatçı Geometrik Meydan Siyah ve beyaz Palet Mektup s Modern Harfi Boyama
inglês | turco |
---|---|
creativity | yaratıcılık |
geometric | geometrik |
square | meydan |
and | ve |
letter | mektup |
s | s |
modern | modern |
printing | baskı |
artist | sanatçı |
white | beyaz |
black | siyah |
art | sanat |
EN Kibar Holding organized the 3rd of its traditional April 23 Painting Contest in line with its vision of supporting art and encouraging children to perform art.
TR Kibar Holding, sanata destek olma ve çocukları sanata teşvik etme vizyonu doğrultusunda gerçekleştirdiği ve artık geleneksel hale gelen 23 Nisan Resim Yarışması’nın bu yıl 3.sünü düzenledi.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
traditional | geleneksel |
april | nisan |
vision | vizyonu |
supporting | destek |
holding | holding |
and | ve |
its | bu |
the | etme |
of | gelen |
EN The numerous art galleries, lively street art scene and start-up culture contribute to this image
TR Berlin günümüzde Almanya’nın en yaratıcı kentlerinden biri aynı zamanda: Çok sayıdaki sanat galerisi ve aktif bir sokak sanatı dünyasının yanı sıra start-up kültürü de bu imaja katkı sunuyor
inglês | turco |
---|---|
contribute | katkı |
art | sanat |
and | ve |
this | bu |
the | aynı |
culture | kültürü |
EN Five museums in Germany that you really should visit if you want to be able to join in a conversation about art.
TR Almanya’da sanat sohbetlerinin dışında kalmak istemiyorsanız bu müzeleri görmelisiniz.
inglês | turco |
---|---|
museums | müzeleri |
you | bu |
art | sanat |
EN An amendment request by addendum should be duly substantiated and should include all necessary information for the Contracting Authority (is EUD under the direct management modality) for taking an informed decision on the request.
TR Zeyilname yoluyla yapılan bir değişiklik talebi gerekçelendirilmeli ve Sözleşme Makamının (doğrudan yönetim usulüne göre AB Türkiye Delegasyonu) gerekli kararı alabilmesi için ilgili tüm bilgileri içermelidir.
inglês | turco |
---|---|
amendment | değişiklik |
information | bilgileri |
direct | doğrudan |
management | yönetim |
decision | karar |
on | ilgili |
should | ne |
all | tüm |
necessary | gerekli |
and | ve |
request | talebi |
by | göre |
the | bir |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN Brands on Twitter should not forget that correct information, speed, and humor are all decisive, and they should build all their strategies on these points
TR Markalar Twitter?da; doğru bilgi, hız ve mizahın belirleyici olduğunu unutmamalıdır ve tüm stratejilerini bunun üzerine kurgulamalıdır
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
information | bilgi |
speed | hız |
strategies | stratejilerini |
all | tüm |
on | üzerine |
and | ve |
EN In order to ensure a positive impact, comprehensive analyses should be performed and a roadmap should be determined.Brands need to shake off the noise of standard communications and seek to be different
TR İyi bir etki bırakmak adına kapsamlı analizler yapılmalı ve yol haritası belirlenmelidir
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
off | bir |
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interactif with companies, whether it's conversational or through a ticket system
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
ticket | bilet |
ways | yollar |
should be | olmalıdır |
system | sistemi |
important | önemlidir |
message | mesaj |
should | olmalı |
different | farklı |
its | bu |
EN If you will define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an E-Commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde SSL tanımlayacaksanız standart SSL sertifikası, E-Ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ev | ev |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
or | veya |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
and | ve |
to | sağlamak |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN If you are going to define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an e-commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde ssl tanımlayacaksanız standart ssl sertifikası, e-ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
ev | ev |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
to | sağlamak |
and | ve |
or | veya |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN Firewall should be used or attention should be paid to port status on routers on gateways to prevent unauthorized connections
TR Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir
inglês | turco |
---|---|
attention | dikkat |
unauthorized | yetkisiz |
connections | bağlantıları |
to | için |
prevent | önlemek |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN Risk assessment procedures for the protection of personal data should be adopted and an implementation matrix should be established on the basis of sector/application/hardware/software.
TR Kişisel verilerin korunmasına yönelik risk değerlendirme prosedürleri benimsenmeli ve sektör/uygulama/donanım/yazılım temelinde bir uygulama matrisi oluşturulmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
risk | risk |
assessment | değerlendirme |
protection | korunması |
data | verilerin |
sector | sektör |
and | ve |
hardware | donanım |
software | yazılım |
application | uygulama |
personal | kişisel |
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable smartphones.
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir telefonlar satın alın.
inglês | turco |
---|---|
should | olmalı |
fix | tamir |
so | yüzden |
buy | satın |
and | ve |
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable laptops.
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir dizüstü bilgisayarlar satın alın.
inglês | turco |
---|---|
should | olmalı |
fix | tamir |
so | yüzden |
buy | satın |
and | ve |
EN If you will define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an E-Commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde SSL tanımlayacaksanız standart SSL sertifikası, E-Ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ev | ev |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
or | veya |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
and | ve |
to | sağlamak |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN If you are going to define SSL on only 1 domain name, you should buy a standard SSL certificate, and if you have an e-commerce site, you should buy EV SSL or OV SSL certificate to provide higher prestige and reliability
TR Sadece 1 adet alan adı üzerinde ssl tanımlayacaksanız standart ssl sertifikası, e-ticaret siteniz varsa daha yüksek prestij ve güvenilirlik sağlamak amacıyla EV SSL veya OV SSL sertifikası satın almalısınız
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
buy | satın |
standard | standart |
ov | ov |
reliability | güvenilirlik |
certificate | sertifikası |
name | adı |
ev | ev |
higher | daha yüksek |
if | varsa |
to | sağlamak |
and | ve |
or | veya |
domain | alan |
on | üzerinde |
EN Firewall should be used or attention should be paid to port status on routers on gateways to prevent unauthorized connections
TR Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir
inglês | turco |
---|---|
attention | dikkat |
unauthorized | yetkisiz |
connections | bağlantıları |
to | için |
prevent | önlemek |
EN An amendment request by addendum should be duly substantiated and should include all necessary information for the Contracting Authority (is EUD under the direct management modality) for taking an informed decision on the request.
TR Zeyilname yoluyla yapılan bir değişiklik talebi gerekçelendirilmeli ve Sözleşme Makamının (doğrudan yönetim usulüne göre AB Türkiye Delegasyonu) gerekli kararı alabilmesi için ilgili tüm bilgileri içermelidir.
inglês | turco |
---|---|
amendment | değişiklik |
information | bilgileri |
direct | doğrudan |
management | yönetim |
decision | karar |
on | ilgili |
should | ne |
all | tüm |
necessary | gerekli |
and | ve |
request | talebi |
by | göre |
the | bir |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN Risk assessment procedures for the protection of personal data should be adopted and an implementation matrix should be established on the basis of sector/application/hardware/software.
TR Kişisel verilerin korunmasına yönelik risk değerlendirme prosedürleri benimsenmeli ve sektör/uygulama/donanım/yazılım temelinde bir uygulama matrisi oluşturulmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
risk | risk |
assessment | değerlendirme |
protection | korunması |
data | verilerin |
sector | sektör |
and | ve |
hardware | donanım |
software | yazılım |
application | uygulama |
personal | kişisel |
EN Nevertheless, debate continues about whether vaccination should be made the prerequisite, for example, for attendance of events or whether care staff should be obliged to have a vaccination
TR Yine de aşının örneğin etkinliklere katılabilmek için ön koşul olarak belirlenmesi ve sağlık bakımı personelinin aşı olmakla yükümlü kılınmasının gerekip gerekmediği hakkında tartışmalar var
inglês | turco |
---|---|
vaccination | aşı |
care | bakım |
of | in |
about | hakkında |
EN City planners should have more courage to try out new things, and should stick to their guns when they face resistance or criticism, be it with regard to passive house developments or free local public transport.
TR Şehir planlamacıların yenilikler konusunda daha cesur olmaları ve enerji tüketmeyen konut alanları ya da ücretsiz toplu taşıma gibi konularda eleştiriler ve karşı tavırlar olsa bile çözümde ısrarcı olmaları gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
transport | taşıma |
free | ücretsiz |
and | ve |
out | da |
have | ya |
EN The first economic stimulus programs to get the economy going again have already been outlined. What mistakes should be avoided, what course should be set?
TR Ekonomiyi yeniden canlandırmak için şimdiden ekonomik program hazırlıkları yapılıyor. Hangi hatalardan kaçınılması, hangi yol ayrımlarına gidilmesi gerekir?
inglês | turco |
---|---|
again | yeniden |
already | şimdiden |
economic | ekonomik |
to | için |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
inglês | turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN At IBM, we believe AI should make all of us better at our jobs, and that the benefits of the AI era should touch the many, not just the elite few.
TR IBM'de biz, yapay zekanın hepimizi işlerimizde daha iyi hale getirmesi ve yapay zeka çağının sağladığı avantajların sadece seçkin bir azınlığa değil, pek çok kişiye dokunması gerektiğine inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
benefits | avantajlar |
we believe | inanıyoruz |
at | de |
we | biz |
better | daha iyi |
and | ve |
many | pek |
few | bir |
the | değil |
EN A uniform standard has not yet been adopted to determine how DNT requests should be interpreted and what actions should be taken by websites and third parties
TR DNT taleplerinin nasıl yorumlanması gerektiği ve web siteleri ve üçüncü tarafların hangi adımları atması gerektiğiyle ilgili henüz belirli bir standart oluşmamıştır
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
parties | taraflar |
and | ve |
third | üçüncü |
yet | henüz |
websites | siteleri |
how | nasıl |
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interacting with companies, whether it's conversational or through a ticket system
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
inglês | turco |
---|---|
customer | müşteri |
ticket | bilet |
ways | yollar |
should be | olmalıdır |
system | sistemi |
important | önemlidir |
message | mesaj |
should | olmalı |
different | farklı |
its | bu |
EN In general, you should only operate one Pinterest account. That account should be your authentic presence on Pinterest.
TR Genel olarak yalnızca tek bir Pinterest hesabını yönetmeniz gerekir. Bu hesap sizin Pinterest'teki kendi gerçek varlığınız olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
presence | varlığını |
should be | olmalıdır |
general | genel |
that | gerçek |
should | olmalı |
only | yalnızca |
you | bu |
your | sizin |
EN Validate opportunities for NPD growth and optimise research and experimental approaches by providing visibility and in-depth insights on the latest state-of-the-art chemistry developments and chemical applications.
TR En yeni ve modern kimya gelişmeleri ve kimyasal uygulamalarla ilgili görünürlük ve derinlemesine bilgiler sağlayarak NPD büyümesi fırsatlarını doğrulayın ve araştırmaları ile deneysel yaklaşımları optimize edin.
inglês | turco |
---|---|
optimise | optimize |
insights | bilgiler |
applications | uygulamalarla |
by providing | sağlayarak |
and | ve |
on | ilgili |
research | araştırmaları |
chemical | kimyasal |
chemistry | kimya |
visibility | görünürlük |
latest | en |
the | ile |
EN The result of the excavation, many statues, reliefs and valuable works of art, relating to the age of the prehistory and history, and taken under protection by the theater, were found
TR Kazılar sonucu tarih öncesi ve tarih sonrası devirlere ait, tiyatronun koruma altına alınmış kısmı ve çok sayıdaki heykel ve kabartmalar kadar, birçok değerli sanat eseri bulunmuştur
inglês | turco |
---|---|
result | sonucu |
valuable | değerli |
art | sanat |
history | tarih |
protection | koruma |
and | ve |
by | altına |
to | kadar |
the | çok |
EN Data interpretation is both science and art, and each interpreter has its own point of view on various data points. That is why we provide you with raw data to ensure your perception is not affected by our opinion. You drive!
TR Veri yorumlaması hem bilim hem de sanattır ve her bir yorumcu veri noktaları hakkında kendine has görüşlere sahiptir. İşte bu yüzden, görüşlerimizin sizi etkilemesini istemediğimiz için ham veriyi sizlere sunuyoruz. Siz belirleyin!
inglês | turco |
---|---|
view | görüş |
raw | ham |
points | noktaları |
data | veri |
science | bilim |
both | de |
has | bu |
and | ve |
provide | sunuyoruz |
to | hakkında |
is | sahiptir |
various | bir |
EN See your collectibles. Art & NFTs in one place
TR Kişisel verileriniz asla depolanmaz
EN Some crypto collectibles are computer generated works of art
TR Bazı kripto koleksiyonları, bilgisayar tarafından üretilen sanat eserleridir
inglês | turco |
---|---|
crypto | kripto |
computer | bilgisayar |
art | sanat |
some | bazı |
of | tarafından |
EN Thanks to our extensive server network and state-of-the-art infrastructure, you can safely enjoy content on Kodi without any additional buffering.
TR Kapsamlı sunucu ağımız ve son teknoloji altyapımız sayesinde yükleme ekranlarına takılmadan Kodi içeriğinin keyfini güvenle çıkarabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
server | sunucu |
network | ağı |
state-of-the-art | son |
infrastructure | altyapı |
safely | güvenle |
enjoy | keyfini |
content | içeriğinin |
extensive | kapsamlı |
and | ve |
EN London | Theaters, Department Stores, Art Galleries
TR Tiyatrolar, Büyük Mağazalar, Sanat Galerileri | Londra
inglês | turco |
---|---|
london | londra |
art | sanat |
EN Singapore | Cocktail Bars, Art Galleries, Electronics Stores
TR Kokteyl Barları, Sanat Galerileri, Elektronik Mağazaları | Singapore
inglês | turco |
---|---|
singapore | singapore |
cocktail | kokteyl |
art | sanat |
electronics | elektronik |
EN At a Fairmont hotel, hand-crafted cocktails and fresh, innovative cuisine immerse you in the art of fine dining
TR Fairmont otelinde özenle hazırlanan kokteyller ve taze, yenilikçi mutfak, sizi ince zevkli mutfak sanatı ile sarmalar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
cocktails | kokteyller |
fresh | taze |
innovative | yenilikçi |
art | sanat |
cuisine | mutfak |
and | ve |
EN The hotel displays 123 works of art by Québec and Canadian artists.
TR Fairmont Gold ile ayrıcalıklı butler servisini keşfedin
inglês | turco |
---|---|
the | ile |
EN Fairmont Taghazout Bay offers four meeting spaces totaling 820 m² and state of the art equipment throughout, creating the perfect venue for conference organizers and ceremony planners
TR Düğününüzü ister yılın en çok konuşulacak olayı, ister yakın arkadaşlarınız ve aileniz için unutulmaz bir kutlama olarak planlayın, aradığınız mekan ve atmosfer, Fairmont Quasar Istanbul'da
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
and | ve |
perfect | en |
spaces | mekan |
for | için |
of | in |
EN This state-of-the-art technology tracks the number of visiting bees and the distance they travel each day
TR Teknoloji harikası cihazlarımız ziyaret eden arıların sayısını ve her gün seyahat ettikleri mesafeyi takip ediyor
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
distance | mesafeyi |
tracks | takip |
travel | seyahat |
visiting | ziyaret |
and | ve |
of | her |
EN Fairmont Peace Hotel, situated in Shanghai, China, is a 'luxurious Art-Deco masterpiece’.
TR Şangay, Çin’de bulunan Fairmont Peace Hotel bir 'lüks Art-Deco şaheserdir’
inglês | turco |
---|---|
hotel | hotel |
peace | peace |
fairmont | fairmont |
luxurious | lüks |
is | bulunan |
a | bir |
EN Everclear is a rock band formed in Portland, Oregon, USA, in 1992. For most of its existence, Everclear consisted of Art Alexakis (b. 12 April 1962, Los Angeles, California, USA; vocals, gu… read more
TR Everclear 1992'de kurulan Amerikan rock grubu. Grup aktif olduğu sürece Art Alexakis (vokal, gitar), Craig Montoya (bas, vokal) ve Greg Eklund (davul) kadrosuna sahipti. Diskografi… Devamını oku
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
inglês | turco |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
Mostrando 50 de 50 traduções