TR Yaratıcı kendi kendine yeter ve yeni şeyler dönüştürmeyi ve yaratmayı sever. Bu arketip sanat yaratarak ve yeni bir şeyler işleyerek kontrolü elinde tutar.
"video gibi şeyler" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Yaratıcı kendi kendine yeter ve yeni şeyler dönüştürmeyi ve yaratmayı sever. Bu arketip sanat yaratarak ve yeni bir şeyler işleyerek kontrolü elinde tutar.
EN The Creator is self-sufficient and loves to transform and create new things. This archetype exerts control by creating art and crafting something new.
TR Video gibi şeyler üretmeye kıyasla, doğru bir şekilde üretmekten başka pek bir şeye ihtiyacınız yok Blog yazılarından en iyi şekilde yararlanmak için araştırma ve kaynaklar
EN Compared to producing things like videos, you don’t need much aside from accurate research and sources to make the most of blog posts
turco | inglês |
---|---|
video | videos |
şeyler | things |
ihtiyacınız | need |
yok | don’t |
blog | blog |
araştırma | research |
TR Hepsi bir arada özelliğe sahip video hazırlama aracı, video prodüksiyonlarınızı hızlandırır, dakikalar içerisinde dikkat çekici video içerikleri hazırlamanızı sağlar, video ile pazarlama stratejinizi üst seviyeye çıkarır.
EN The all-in-one video maker to help ramp up your video production, create engaging video content in minutes and rock out your video marketing strategy.
turco | inglês |
---|---|
hepsi | all |
video | video |
dakikalar | minutes |
çekici | engaging |
pazarlama | marketing |
üst | up |
TR Hepsi bir arada özelliğe sahip video hazırlama aracı, video prodüksiyonlarınızı hızlandırır, dakikalar içerisinde dikkat çekici video içerikleri hazırlamanızı sağlar, video ile pazarlama stratejinizi üst seviyeye çıkarır.
EN The all-in-one video maker to help ramp up your video production, create engaging video content in minutes and rock out your video marketing strategy.
turco | inglês |
---|---|
hepsi | all |
video | video |
dakikalar | minutes |
çekici | engaging |
pazarlama | marketing |
üst | up |
TR Video perakende fiyat?n?n %30'si + Video sat?? fiyat? ile perakende sat?? fiyat? aras?ndaki fark?n %70'i. Yani, video perakende fiyat? 99 ABD Dolar? ise ve video 149 dolara sat?l?rsa, Sat?? Orta?? ?u avantajlar? elde edecektir:
EN 30% base commission of video retail price + 70% of sales price above video retail price. So, if the video retail price is $49 USD and the video is sold for $149 USD, the affiliate will receive $84.7 USD. Here is the calculation in more detail:
turco | inglês |
---|---|
perakende | retail |
fiyat | price |
yani | so |
ise | if |
elde | receive |
edecektir | will |
TR Ürününüz için video klip hazırlama konusunda en iyi şirket! Onlarla ilgili en sevdiğimiz şeyler kalite, sorumlu yönetici ve zamanında teslim.
EN It is the best company for creating a video clip for your product! What we like best about them is quality, responsible manager, and timeliness.
TR İnternette bir şeyler tüketmek, vücudum dış dünyayla uyumsuzmuş gibi, gergin hissetmeme neden oluyor
EN Consuming things on the internet makes me feel nervous, like my body is out of tune with the outside world
turco | inglês |
---|---|
şeyler | things |
gibi | like |
TR Aynı zamanda on yıllardır hata ayıklama, statik analiz ve resmi doğrulama gibi şeyler için kullanılan araçları kullanmanıza olanak sunar.
EN It also enables you to use the same tooling that has been in existence for decades for things like debugging, static analysis, and formal verification.
turco | inglês |
---|---|
statik | static |
analiz | analysis |
resmi | formal |
doğrulama | verification |
şeyler | things |
TR Gay0Day'de GAYCEST - Çıplak Üvey baban ve Üvey oğlu Saunada Steamier Barebacking gibi şeyler alır
EN GAYCEST - Exposed Stepdaddy & Stepson receive things even Steamier Barebacking in the Sauna at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
de | at |
şeyler | things |
TR Evet, iklimin korunması ve Stakeholder Value gibi şeyler giderek daha fazla önem kazanıyor, ancak Fridays for Future tüm bir nesli temsil etmiyor
EN Yes, things like climate protection and stakeholder value are becoming increasingly important, but Fridays for Future doesn’t stand for the whole generation
turco | inglês |
---|---|
şeyler | things |
giderek | increasingly |
tüm | whole |
TR Bir yurtdışı ikameti, geliştirme eğitimleri, meslek değiştirme eğitimleri ya da kendi işyerinizi kurmak için bir hazırlık dönemi veya aile kurma dönemi gibi şeyler, bu boşlukları izah edebilir.
EN There are various reasons for gaps in employment, such as a stay abroad, further training or retraining, an application phase, preparing for self-employment and starting a family.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
aile | family |
TR Bunun nedeni, podcast'lerin, işe gitmek gibi başka şeyler yapmalarını imkansız hale getirmeden bir kişinin dikkatini kolayca sürdürebilmesidir.
EN This is because podcasts are able to easily maintain someone’s attention without making it impossible for them to do other things, like driving to work.
turco | inglês |
---|---|
başka | other |
şeyler | things |
dikkatini | attention |
TR Markanızın tüketicilerinizin dikkatini çekmek için yalnızca birkaç saniyesi vardır, bu nedenle markanızın diğerleri gibi olmamasını ve rekabette öne çıkmasını sağlamak için bir şeyler yapmanız gerekir.
EN Your brand only has a few seconds to capture the attention of your consumers, so you need to do something to make your brand, not like the others and stand out among the competition.
TR Storyblocks, eski adıyla VideoBlocks, video düzenleme için bir milyonun üzerinde telifsiz video klip, hazır video görüntüsü, hareketli grafik şablonları ve arka planlar sunan abonelik temelli bir hizmettir
EN Storyblocks, formerly VideoBlocks, is a subscription-based service that offers over a million royalty-free video clips, stock footage, motion graphic templates, and backgrounds for video editing
turco | inglês |
---|---|
düzenleme | editing |
telifsiz | royalty-free |
grafik | graphic |
şablonları | templates |
sunan | offers |
abonelik | subscription |
temelli | based |
TR Storyblocks, eski adıyla VideoBlocks, video düzenleme için bir milyonun üzerinde telifsiz video klip, hazır video görüntüsü, hareketli grafik şablonları ve arka planlar sunan abonelik temelli bir hizmettir
EN Storyblocks, formerly VideoBlocks, is a subscription-based service that offers over a million royalty-free video clips, stock footage, motion graphic templates, and backgrounds for video editing
turco | inglês |
---|---|
düzenleme | editing |
telifsiz | royalty-free |
grafik | graphic |
şablonları | templates |
sunan | offers |
abonelik | subscription |
temelli | based |
TR Visme’nin kolaylıkla kullanılan video intro’su hazırlama aracı hızlı bir şekilde video intro’ları oluşturmanızı sağlar. Video intro’su hazırlama aracının özellikleri hakkında daha fazla bilgi alın.
EN Visme’s easy-to-use video intro maker unlocks your ability to make free video intros fast. Learn more about the video intro makers features.
TR Nisan 2017 tarihinden itibaren PlayStation™Video hizmeti (önceki adıyla Video Unlimited) uygulaması, 2013 ve öncesinde piyasaya sürülen belirli Sony Bravia TV'ler ile video ve ses ürünlerinde sonlandırılmıştır.
EN As of April 2017 the PlayStation™Video service (formerly known as Video Unlimited) is discontinued on selected Sony Bravia TVs and video & audio products released in 2013 and earlier.
TR Markanızın güçlü taraflarını video pazarlama süreçlerinde ortaya koyarak kitlenizle etkili bir şekilde buluşabilirsiniz.Vimeo?da Youtube?da olduğu gibi video içi reklam bulunmaz
EN By revealing the strengths of your brand through video marketing processes, you can meet your audience effectively.There are no in-video advertisements on Vimeo, in contrast to YouTube
turco | inglês |
---|---|
markanızın | your brand |
pazarlama | marketing |
youtube | youtube |
reklam | advertisements |
TR Tüm platformlarda dikkat çeken video içerikleri hazırlayabilmeniz için yatay, kare ve dikey gibi farklı video boyutlarında, tamamen özelleştirilebilir şablonlara erişim sağlayın.
EN Access fully customizable templates in a variety of video sizes, like horizontal, square and vertical, so you can share engaging video content on all platforms.
turco | inglês |
---|---|
platformlarda | platforms |
video | video |
yatay | horizontal |
kare | square |
dikey | vertical |
özelleştirilebilir | customizable |
erişim | access |
TR Tüm platformlarda dikkat çeken video içerikleri hazırlayabilmeniz için yatay, kare ve dikey gibi farklı video boyutlarında, tamamen özelleştirilebilir şablonlara erişim sağlayın.
EN Access fully customizable templates in a variety of video sizes, like horizontal, square and vertical, so you can share engaging video content on all platforms.
turco | inglês |
---|---|
platformlarda | platforms |
video | video |
yatay | horizontal |
kare | square |
dikey | vertical |
özelleştirilebilir | customizable |
erişim | access |
TR Kitlenize ilgi çekici bir video oluşturmak için metin, animasyon, grafik ve ses gibi öğeler ekleyerek resimlerle bir video yapın.
EN Make a video with pictures by adding elements like text, animations, graphics and audio to create an engaging video for your audience for free.
TR Rally Bar veya Rally Bar Mini gibi video barlar kullanılan odalarda, Swytch Hub'ı video bara takın ve Swytch Konnektörünü katılımcıların erişebileceği bir yere koyun.
EN In rooms using video bars such as Rally Bar or Rally Bar Mini, run the Swytch Hub into the video bar and place the Swytch Connector within reach of participants.
TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.
EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.
turco | inglês |
---|---|
dns | dns |
işletmeler | business |
kritik | critical |
bileşen | component |
genellikle | often |
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
teknolojisi | technology |
TR Açık pozisyonunuzu aktif olarak yeni bir şeyler arayan 80'in üzerinde uzmanlık alanından doktora gösterin
EN Showcase your opening to physicians in more than 80 different specialities who are actively searching for something new
TR Teknik şeylerin ötesine geçin. İşte keşfedebileceğiniz bazı şeyler:
EN Go beyond the technical stuff. Find out things like:
turco | inglês |
---|---|
teknik | technical |
şeyler | things |
TR "Her kişi bu projeye farklı hayat deneyimleri ve ihtiyaçları ile gelir, bu şekilde herkes bir diğerine yeni şeyler katar."
EN "Each person comes to the project with different life experiences and needs, and we all learn from one another."
turco | inglês |
---|---|
kişi | person |
projeye | project |
hayat | life |
deneyimleri | experiences |
ihtiyaçları | needs |
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
EN We do serious things but with passion
turco | inglês |
---|---|
ciddi | serious |
şeyler | things |
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
turco | inglês |
---|---|
üretim | manufacturing |
kullandığı | used |
malzemeleri | materials |
TR Tekrar hoş geldiniz. Umarız burada bulduğunuz şeyler size yardımcı olur. Lütfen sorularınız için bize ulaşmaktan çekinmeyin.
EN Again, welcome. We hope that what you find here may be of help to you. Please don?t hesitate to reach out if you have any questions.
turco | inglês |
---|---|
tekrar | again |
bize | we |
TR Markalar güzel şeyler yaparlar, ancak bir şeyin doğrusunu öğrenmek istediğiniz zaman, arkadaşlarınıza ya da Reevoo aracılığıyla dost canlısı bir yabancıya sorarsınız.
EN Brands make cool stuff, but when you want the real scoop on something, you ask your friends ? or a friendly stranger ? through Reevoo.
turco | inglês |
---|---|
markalar | brands |
güzel | friendly |
istediğiniz | you want |
TR Dünyanın en akıllı şirketlerinden bazılarının müşterileri ile konuşmasına, onları dinlemesine ve onlardan bir şeyler öğrenmesine yardımcı oluyoruz.
EN We help some of the world’s smartest companies talk with, listen to and learn from their customers.
turco | inglês |
---|---|
müşterileri | customers |
TR Sağlık ve zindelik birbirinden ayrılamaz olduğu için sizi gerçekten İsviçre'ye ait bir şeyler keşfetmeye davet ediyoruz: Zindelik.
EN As health and wellbeing go hand in hand, we invite you to discover something truly Swiss: Vitality.
turco | inglês |
---|---|
sizi | you |
gerçekten | truly |
davet | invite |
TR Sisteminizi izleyin ve bir şeyler ters gittiğinde kullanıcıları uyarın
EN Monitor your system and alert users when something goes wrong
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
TR “Bu sefer, eBay'den saçma sapan şeyler almak yerine iFixit'ten yüksek kaliteli bir yedek parça tercih ettim.”
EN “This time, I went with a high quality replacement from iFixit instead of some crap off eBay.”
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
ifixit | ifixit |
yüksek | high |
kaliteli | quality |
TR Her gün bir şeyler alıyoruz.
EN We take things one day at a time.
turco | inglês |
---|---|
şeyler | things |
TR Bu şeyler bana çok inanılmaz geldi - onları yapacağım zaman tam bir özgürlük ve mutluluk duygusu hissettim
EN These things felt so incredible to me – I felt a complete sense of freedom and bliss when I?d get to do them
turco | inglês |
---|---|
şeyler | things |
inanılmaz | incredible |
onları | them |
tam | complete |
özgürlük | freedom |
TR İster modern ister geleneksel tarzları seven biri olun, kesinlikle kendi zevkinize uygun bir şeyler bulacaksınız
EN Whether you're a lover of modern or traditional style, you're sure to find something that suits your taste
turco | inglês |
---|---|
modern | modern |
geleneksel | traditional |
olun | whether |
uygun | suits |
TR Aklınızdaki oyun logosunu tanımlayın, çok çeşitli logo tasarımları arasından seçiminizi yapın ve ona kendi tarzınızdan da bir şeyler katın.
EN Describe your perfect gaming logo, get diverse logo design layouts to choose from and add your personal touch.
turco | inglês |
---|---|
oyun | gaming |
çeşitli | diverse |
tasarımları | design |
TR Bir şeyler ters gitti. E-posta adresinizi doğru olarak girip girmediğinizi kontrol edin veya daha sonra tekrar deneyin.
EN Something went wrong. Check if you entered your email address correctly or try again later.
turco | inglês |
---|---|
bir | something |
doğru | correctly |
olarak | if |
veya | or |
tekrar | again |
deneyin | try |
TR Bir şeyler ters gittiğinde kullanıcıları uyaran bir genel durum sayfası.
EN A public status page to alert users when something goes wrong.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
genel | public |
durum | status |
sayfası | page |
TR Crisp, aksama sürelerini izleyecek ve bir şeyler ters gittiğinde kullanıcıları uyaracaktır.
EN Crisp will monitor downtimes and alert users when something goes wrong.
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
kullanıcıları | users |
TR Sunucularınızı Crisp Status'a bağlayın, bir şeyler ters gittiğinde Slack
EN Connect your servers to Crisp Status and we’ll send notifications to your email and to Slack when something goes down.
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
sunucuları | servers |
TR Mina çok kuvvetli bir yazılımdır. İşte Mina ile geliştirdiğimiz şeyler.
EN Developers are already building powerful applications on Mina — but this is just the beginning.
turco | inglês |
---|---|
mina | mina |
çok | are |
TR Kendimizin en iyisini ortaya koymak isteriz. Kaliteli ve zekice çözümler. Ahenkli sistemler. Teknik şaheserler. Teknik kişilerin güvenebileceği değerli şeyler üretmeye adadık kendimizi. Süreçten zevk alırız ve sonuçlarımızı alırız.
EN We demand the best of ourselves. Elegant solutions. Symphonic systems. Technical beauty. We?re committed to creating tech people can depend on. We enjoy the process and deliver results.
turco | inglês |
---|---|
iyisini | the best |
ve | and |
çözümler | solutions |
sistemler | systems |
kendimizi | ourselves |
TR İhtiyacınız olacağını düşünmüyoruz ama olurda aklınıza bir şeyler takılırsa 7/24 bizlerden destek alın.
EN We don't think you will need it, but if you have any questions, get support 7.24.
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
alın | get |
TR Yen bir şeyler öğretmek için 'nasıl yapılır' tarzında bir eğitim videosu oluşturmak mı istiyorsunuz? Renderforest, bu süreci daha kolay ve hızlı hale getiriyor. Şimdi ücretsiz olarak deneyin!
EN Want to create a How-to tutorial video to teach something new? Renderforest makes the process easier and faster. Give it a try now for free!
turco | inglês |
---|---|
videosu | video |
renderforest | renderforest |
süreci | process |
hızlı | faster |
deneyin | try |
TR Asla engellere takılmayacaksınız çünkü desteğimiz her soruyu çok hızlı bir şekilde cevaplayacaktır. Şimdi anlamadığınız şeyler için endişelenmeyin, çünkü yardım edebiliriz.
EN You'll never stuck with obstacles, because our support will answer any questions very fast. Don't worry about the things you don't understand now, because we can help.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
çok | very |
şeyler | things |
edebiliriz | can |
TR Sağlık ve zindelik birbirinden ayrılamaz olduğu için sizi gerçekten İsviçre'ye ait bir şeyler keşfetmeye davet ediyoruz: Zindelik.
EN As health and wellbeing go hand in hand, we invite you to discover something truly Swiss: Vitality.
turco | inglês |
---|---|
sizi | you |
gerçekten | truly |
davet | invite |
TR Yeni şeyler deneyin.Zihin, vücut ve ruh sağlığının en büyük önceliğiniz olduğu alternatif seyahatleri kucaklayın
EN Try new things.Embrace an alternative way of travelling where wellbeing of the mind, body and soul are your top priority
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
şeyler | things |
deneyin | try |
zihin | mind |
vücut | body |
ve | and |
alternatif | alternative |
ın | of |
en büyük | top |
Mostrando 50 de 50 traduções