TR İnternet ve teknoloji kullanımıyla ilgili olabilecek takıntılı ve zorlayıcı davranışları belirlemenize yardımcı olabilecek bazı ek sorular burada. Birçoğumuz bu sorulara da evet cevabı vermişizdir.
"neden olabilecek veya" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR İnternet ve teknoloji kullanımıyla ilgili olabilecek takıntılı ve zorlayıcı davranışları belirlemenize yardımcı olabilecek bazı ek sorular burada. Birçoğumuz bu sorulara da evet cevabı vermişizdir.
EN Here are some additional questions that can also help you identify further obsessive and compulsive behaviors you might have around internet and technology use. Many of us have answered yes to these questions as well.
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
olabilecek | can |
ek | additional |
sorular | questions |
evet | yes |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR Web sitenizde yolunda gitmeyen şeyler olması, işletmenizin şüpheli veya güvenilmez görünmesine neden olur ve SEO sizi var olabilecek sorunları çözmeye teşvik eder.
EN Having things on your website that are out of whack will make it seem like your business is shady or untrustworthy, and SEO encourages you to fix any issues that may exist.
turco | inglês |
---|---|
web | website |
sitenizde | your website |
şeyler | things |
işletmenizin | your business |
neden | to |
seo | seo |
sorunları | issues |
TR Zebra’nın gıda sıcaklığı göstergeleri, besin değeri kaybına neden olabilecek ısı maruziyetini izler.
EN Zebra’s food temperature indicators monitor heat exposure that can cause nutritional loss.
turco | inglês |
---|---|
sıcaklığı | temperature |
göstergeleri | indicators |
neden | cause |
olabilecek | can |
ısı | heat |
TR Ek olarak, kurucular, tutarsız ve beklenmeyen davranışlara neden olabilecek miras alma kuralları tarafından zorlanmaz.
EN Additionally, constructors are not enforced by inheritance rules, which can cause inconsistent and unexpected behavior.
turco | inglês |
---|---|
olabilecek | can |
kuralları | rules |
TR Gelecekte çok daha yüksek maliyetlere neden olabilecek hasarları engellemek için bugünden yatırım yapılıyor
EN You invest money today to prevent damage in the future that will generate much higher costs
turco | inglês |
---|---|
olabilecek | will |
engellemek | prevent |
yatırım | invest |
TR Veri merkezinizin yaşam döngüsü boyunca bir servis iş ortağıyla iş birliği yapmak, istenmeyen kesintilere neden olabilecek bu yaygın sorunlara karşı korunmanıza yardımcı olacaktır:
EN Partnering with a service partner across your data center lifecycle will help protect you against these common issues, that could cause unwanted outages:
turco | inglês |
---|---|
veri | data |
servis | service |
istenmeyen | unwanted |
neden | cause |
yaygın | common |
TR Bunun nedeni, hatalı verilerin sizi yanlış yöne götürecek ve çabalarınızın arama sıralamanıza yardımcı olmak yerine engellemesine neden olabilecek olmasıdır.
EN This is because flawed data will lead you in the wrong direction and may actually cause your efforts to hamper your search ranking instead of helping it.
turco | inglês |
---|---|
verilerin | data |
yanlış | wrong |
arama | search |
TR Bu araç sitenizi tarayarak neyin iyi çalışıp neyin çalışmadığını belirlemenizi sağlar ve ardından sitenizin arama sıralamasının hızla yükselmesine neden olabilecek değişiklikler önerir.
EN This tool will scan your site and allow you to determine what’s working well and what isn’t, and it will then suggest changes that can cause your site’s search ranking to skyrocket.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
araç | tool |
iyi | well |
sağlar | allow |
ve | and |
arama | search |
değişiklikler | changes |
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR Sayım, genel olarak dalga 1 veya a ve dalga 2 veya b için olabilecek bir ileri hareketin oluştuğunu ve artık terimle ilgili kanalı kırarak yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteriyor
EN We preferred to do the logarithmic wave counting, but we left it out because the structure of the previous waves was not known
TR STGM aşağıda yer alan konularda sizin ve/veya örgütünüzün ihtiyaçlarına yanıt olabilecek destekler sunar.
EN STGM provides support to meet the needs of you and/or your organization on the following issues.
turco | inglês |
---|---|
stgm | stgm |
veya | or |
destekler | support |
sunar | provides |
ihtiyaçları | needs |
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
turco | inglês |
---|---|
self | self |
servis | service |
olabilecek | can |
müşteri | customer |
yeni | new |
veya | or |
TR Bu Markalar’ın her türlü yetkilendirilmemiş çoğaltılması telif haklarının ihlali olacak veya olabilecek ve suç oluşturacaktır
EN Any unauthorised reproduction of the Marks shall constitute, or could constitute, an infringement of copyright and shall be punishable by law
turco | inglês |
---|---|
telif | copyright |
olabilecek | could |
ve | and |
ın | of |
TR STGM aşağıda yer alan konularda sizin ve/veya örgütünüzün ihtiyaçlarına yanıt olabilecek destekler sunar.
EN STGM provides support to meet the needs of you and/or your organization on the following issues.
turco | inglês |
---|---|
stgm | stgm |
veya | or |
destekler | support |
sunar | provides |
ihtiyaçları | needs |
TR Kayıp veya kayda geçirilmemiş mobil bilgisayarların sayısını azaltmaya yardımcı olabilecek Android mobil varlık yönetimi ve kontrolü çözümü
EN Solution to manage and control Android mobile assets, that can help reduce the number of missing or unaccounted mobile computers
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
mobil | mobile |
sayısını | number |
olabilecek | can |
android | android |
ve | and |
çözümü | solution |
ın | of |
TR Genellikle suya maruz kalma tehdidi altında olabilecek ve yoğun trafiğe veya makinelere yakın endüstriyel tesislerdir
EN They are often industrial sites that may be threatened by water exposure and are close to heavy traffic or machinery
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
olabilecek | may |
ve | and |
veya | or |
yakın | close |
endüstriyel | industrial |
TR Kişisel verileri toplama veya depolama ihtiyacını en aza indirmeye yardımcı olabilecek dağıtılmış bir kimlik mimarisi edinin.
EN Adopt a decentralized identity architecture that can help minimize the need to collect or store personal data.
turco | inglês |
---|---|
kişisel | personal |
verileri | data |
veya | or |
olabilecek | can |
kimlik | identity |
mimarisi | architecture |
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Ofis belgelerinin dışa aktarılması neden zor? Biçimler neden sürekli değişiyor? Niçin bazı programları kaldıramıyorsunuz? Seçenek arıyorsanız, Microsoft ürünleri sizin için olmayabilir.
EN Why are Office documents difficult to export? Why are the formats continually changing? Why can you not even uninstall some programs? It might be that if you look for choice, Microsoft products aren't for you.
turco | inglês |
---|---|
ofis | office |
zor | difficult |
sürekli | continually |
bazı | some |
programları | programs |
microsoft | microsoft |
ürünleri | products |
sizin | you |
TR Sizi harekete geçiren neden her ne ise; ister kendi üstlendiğiniz sosyal sorumluluk, ister konudan duyduğunuz heyecan, ya da bir ilham arayışı… Her neden geçerli.
EN No matter what reason moves you – your commitment, enthusiasm for the issue or the search for inspiration – every motivation counts.
TR Firmaya, neden başvuru yaptığınızı ve neden bu iş için en iyi aday olduğunuzu gösterin
EN Show the employer why you are applying and why you are the best person for the job
TR Videotekler neden artık yok? Neden artık kimse harita satın almıyor? Yeni iş arkadaşım benim okul arkadaşlarımı nereden biliyor? Bütün bu soruların cevabı internette
EN Why have the video stores disappeared? Why don’t people buy maps anymore? And how does my new colleague know who I went to school with? The Internet is the answer to all these questions
turco | inglês |
---|---|
yok | don’t |
satın | buy |
yeni | new |
okul | school |
biliyor | know |
bütün | all |
cevabı | answer |
soruları | questions |
TR O halde neden korkuyorum ki? Büyük Britanya’da gerçekleşen şeyden, ve hatta bizzat Brexit’e neden olanları bile şaşırtan şeyden: Riskli bir kumar oynadılar; ve tesadüfen kazandılar
EN So what am I still afraid of? Of what happened in Britain, and what even amazed the instigators of Brexit themselves: they opted for a high-risk bet, and then just happened to win
turco | inglês |
---|---|
büyük | high |
britanya | britain |
TR İçeceklere yönelik proses ve paketleme çözümleri ve meyve suyu ile diğer JNSD ürünlerinin neden pastörize edilmesi gerektiğiyle ilgili daha fazla bilgi edinin: Güvenliğin ötesinde: Meyveli içecekleri neden pastörize ediyoruz
EN Learn more about our processing and packaging solutions for beverages and read more about why juice and other JNSD products should be pasteurized: Beyond safety: Why we pasteurize fruit drinks
turco | inglês |
---|---|
paketleme | packaging |
çözümleri | solutions |
meyve | fruit |
bilgi | learn |
ötesinde | beyond |
TR Kıtlık, toprak erozyonu ve kuraklık gibi iklimle ilgili zorluklar gıda üretiminin azalmasına neden oluyor ve tedarik zincirlerinde COVID-19'un neden olduğu aksaklıklar yaşanıyor.
EN Climate-related challenges such as scarcity, soil erosion and drought are leading to reduced food production, and supply chains are experiencing disruptions caused by COVID-19.
turco | inglês |
---|---|
toprak | soil |
kuraklık | drought |
ilgili | related |
zorluklar | challenges |
gıda | food |
tedarik | supply |
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
EN Why don’t they seem to understand or care? Why can’t they see what is obvious to you? This is actually a symptom of the disease of addiction, one that destines efforts for control to failure.
turco | inglês |
---|---|
aslında | actually |
kontrol | control |
bağımlılık | addiction |
TR Neden şimdi Bitcoin satın almak için mükemmel bir zaman olduğuna dair 5 neden
EN 5 reasons why now is the perfect time to buy Bitcoin
TR Bilinçsiz önyargı akademik yayıncılık süreci üzerinde olumsuz etkileri olabilecek şüpheli kararlar almamıza yol açabilir
EN Unconscious bias can lead us to make questionable decisions which impact negatively on the academic publishing process
turco | inglês |
---|---|
bilinçsiz | unconscious |
akademik | academic |
yayıncılık | publishing |
süreci | process |
kararlar | decisions |
TR On Page SEO Checker'ın bu bölümü, Semrush'ın Site Audit aracından verileri alır ve websitenizde olabilecek teknik sorunları gösterir.
EN This section of On Page SEO Checker takes data from Semrush’s Site Audit tool and shows you technical site issues your website may have.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
bu | this |
semrush | semrush |
audit | audit |
verileri | data |
alır | takes |
ve | and |
olabilecek | may |
teknik | technical |
sorunları | issues |
gösterir | shows |
TR EWS standardının, su mevcudiyeti ve kalitesi üzerinde etkisi olabilecek çeşitli su kullanıcıları için uygulanabilir olması amaçlanır
EN The EWS standard is intended to be applicable to a broad range of water users that may impact on the availability and quality of water
turco | inglês |
---|---|
su | water |
kalitesi | quality |
etkisi | impact |
olabilecek | may |
kullanıcıları | users |
uygulanabilir | applicable |
olması | to be |
standardını | standard |
TR Bu belirsiz dönemde size yardımcı olabilecek çözümleri ana hatlarıyla belirledik
EN We have outlined solutions which might help during this uncertain time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
çözümleri | solutions |
TR Diğer internet ve teknoloji bağımlılarının yaşadığı yaygın kalıp ve semptomların çoğuna uyup uymadığınızı belirlemenize yardımcı olabilecek birkaç anketimiz var:
EN We have several questionnaires that can help you identify whether you fit with many of the common patterns and symptoms experienced by other internet and technology addicts:
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
internet | internet |
teknoloji | technology |
yaygın | common |
olabilecek | can |
ın | of |
TR Birçok ITAA üyesi, sorunlarından birinin akıllı telefon bağımlılığı olduğunu düşünüyor. Bunun sizin için bir sorun olup olmadığına karar vermenize yardımcı olabilecek bazı sorular.
EN Many ITAA members find that smartphone addiction is one of their problems. Here are some questions that may help you decide if this is an issue for you.
turco | inglês |
---|---|
itaa | itaa |
olup | if |
karar | decide |
olabilecek | may |
TR Bu nedenle sizin için verimli olabilecek hesapları takip edebilirsiniz.
EN For this reason, you should follow the accounts that will be most productive for you.
turco | inglês |
---|---|
nedenle | reason |
sizin | you |
verimli | productive |
takip | follow |
Mostrando 50 de 50 traduções