TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR Açıklama: Alli rae, rachael madori - gece yarısı maruz havuz partisi - gerçek hoppa parti hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Alli rae, rachael madori - gece yarısı maruz havuz partisi - gerçek hoppa parti video.
EN Description: View Alli rae, rachael madori - midnight exposed pool party - real floozy party hd as completely free. BDSM porn xxx Alli rae, rachael madori - midnight exposed pool party - real floozy party video.
turco | inglês |
---|---|
açıklama | description |
maruz | exposed |
havuz | pool |
gerçek | real |
hd | hd |
tamamen | completely |
ücretsiz | free |
olarak | as |
bdsm | bdsm |
porno | porn |
xxx | xxx |
video | video |
TR Zebra’nın gıda sıcaklığı göstergeleri ısıya maruz kaldıklarında, bozulmayı hızlandırabilecek ısıya maruz kalma durumunu göstermek için renk değiştirir.
EN When exposed to heat, Zebra’s food temperature indicators change color to indicate exposure to heat that can accelerate spoilage.
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
sıcaklığı | temperature |
göstergeleri | indicators |
maruz | exposed |
renk | color |
TR Ruhr uzun zaman boyunca yoğun yapılaşmaya maruz kalmış, daha ziyade kasvetli bir yaşam alanıydı
EN The river Ruhr was long spoilt by riverside construction, making it a somewhat bleak habitat
TR Genellikle suya maruz kalma tehdidi altında olabilecek ve yoğun trafiğe veya makinelere yakın endüstriyel tesislerdir
EN They are often industrial sites that may be threatened by water exposure and are close to heavy traffic or machinery
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
olabilecek | may |
ve | and |
veya | or |
yakın | close |
endüstriyel | industrial |
TR Yoğun İşbirliği, Yoğun Etkileşim
EN High Tech Collaboration, High Touch Interactions
TR Günün veya yılın hangi zamanlarının en yoğun olduğunu takip ederek, en yoğun ziyaret zamanlarında ekstra harcamayı teşvik etmek için özel satışlar, indirimler ve diğer teşvikler sunabilirler.
EN By tracking which times of the day or year are the busiest, they'll be able to offer special sales, discounts, and other incentives to encourage extra spending during peak visitation times.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
takip | tracking |
ekstra | extra |
teşvik | encourage |
özel | special |
indirimler | discounts |
diğer | other |
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ziyaret | visit |
hakları | rights |
konusunda | about |
ın | of |
TR Bağlıyken herhangi bir DNS sorgusu. Kendi güvenli DNS sunucularımıza güveniyoruz. Bu nedenle sorgularınız 3. şahısların maruz kalmasına karşı da korunur.
EN Any DNS queries while connected. We rely on our own secure DNS servers, so your queries are also protected from exposure to 3rd parties.
turco | inglês |
---|---|
dns | dns |
nedenle | so |
sunucuları | servers |
TR 20 yılı aşkın bir süredir bulut mesajlaşma hizmeti sunduğumuzdan, bu tür tehditlere maruz kaldık ve yavaş yavaş onlara karşı savunmamızı mükemmelleştirdik
EN Over the more than 20 years that we have operated a cloud messaging service, we have been exposed to such threats, and have gradually perfected our defense against them
turco | inglês |
---|---|
aşkın | over |
mesajlaşma | messaging |
hizmeti | service |
tehditlere | threats |
maruz | exposed |
TR Bu görsel, mevcut çelik adaptörleri 650 saatlik tuz püskürtme testine maruz bıraktıktan sonraki karşılaştırmasını gösteriyor (SAE standardı 72 saattir)
EN This is a comparison of current steel adaptors after 650 hours of exposure to salt spray testing which far exceeds the SAE standard of 72 hours
turco | inglês |
---|---|
çelik | steel |
saatlik | hours |
standardı | standard |
ın | of |
TR HARARETLİ ARABULUCULUK ABSÜRD VE ELEŞTİRİYE MARUZ KALAN SONUÇLAR DOĞURABİLİR
EN FERVENT MODERATION CAN HAVE ABSURD AND CENSORIOUS RESULTS
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Çalışan tarım işçisi ve mülteci çocukların aileleri ve işverenlerini ziyaret ediyor, çocukların çalışmaları durumunda maruz kaldıkları hak ihlalleri, çocuk hakları ve çocuk gelişimi konusunda bilgilendiriyoruz.
EN We visit the families and employers of child labourers. We inform them about the rights violations child labour entails and about children’s development.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ziyaret | visit |
hakları | rights |
konusunda | about |
ın | of |
TR Alli rae, rachael madori - gece yarısı maruz havuz partisi - gerçek hoppa parti
EN Annika wishes to show u how that babe likes large dongs
TR Gelin, hepimiz koruma konusunda savunuculuk görevini üstlenelim, maruz bırakılanların haklarını ve insanlık onurunu işimizin en merkezine koyalım. Dr. Natalia Kanem, UNFPA Yönetici Direktörü Cinsel Sömürü ve İstismar N...
EN Let's all be champions of protection and place the rights and dignity of victims and survivors at the heart of our efforts. Dr. Natalia Kanem, UNFPA Executive Director Whats is Sexual Exploitation and Abuse? Sexual...
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
konusunda | at |
ve | and |
unfpa | unfpa |
yönetici | executive |
cinsel | sexual |
ın | of |
TR Gelin, hepimiz koruma konusunda savunuculuk görevini üstlenelim, maruz bırakılanların haklarını ve insanlık onurunu işimizin en merkezine koyalım. Dr. Natalia Kanem, UNFPA Yönetici Direktörü Cinsel... Daha fazla
EN Let's all be champions of protection and place the rights and dignity of victims and survivors at the heart of our efforts. Dr. Natalia Kanem, UNFPA Executive Director Whats is Sexual... Read more
turco | inglês |
---|---|
koruma | protection |
ve | and |
unfpa | unfpa |
yönetici | executive |
cinsel | sexual |
ın | of |
TR Güvenilir olmayan su, güvenilir olmayan sağlık hizmetleri ve hijyen eksikliğine bağlı ölüm oranı (tüm hizmetler için güvenilir olmayan su, sağlık hizmetleri ve hijyene maruz kalma) 3.9.3
EN Mortality rate attributed to unsafe water, unsafe sanitation and lack of hygiene (exposure to unsafe Water, Sanitation and Hygiene for All (WASH) services) 3.9.3
turco | inglês |
---|---|
su | water |
hijyen | hygiene |
oranı | rate |
tüm | all |
TR Şiddetin türüne ve yaşa göre, son 12 ay içinde mevcut ya da eski partneri tarafından fiziksel, cinsel ya da psikolojik şiddete maruz kalan daha önce ilişkisi olmuş 15 yaş ve üzeri yaştaki kadın ve kızların oranı 5.2.2
EN Proportion of ever-partnered women and girls aged 15 years and older subjected to physical, sexual or psychological violence by a current or former intimate partner in the previous 12 months, by form of violence and by age 5.2.2
turco | inglês |
---|---|
mevcut | current |
eski | former |
fiziksel | physical |
cinsel | sexual |
psikolojik | psychological |
kadın | women |
TR Yaşa ve olayın oluş yerine göre, son 12 ay içinde partneri dışındaki biri tarafından cinsel şiddete maruz kalan 15 yaş ve üstü kadın ve kızların oranı
EN Proportion of women and girls aged 15 years and older subjected to sexual violence by persons other than an intimate partner in the previous 12 months, by age and place of occurrence
turco | inglês |
---|---|
dışındaki | other than |
cinsel | sexual |
kadın | women |
TR Önceki 12 ay içinde fiziksel, psikolojik veya cinsel şiddete maruz kalan nüfusun oranı 16.1.4
EN Proportion of population subjected to physical, psychological or sexual violence in the previous 12 months 16.1.4
turco | inglês |
---|---|
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
veya | or |
cinsel | sexual |
TR Son bir ay içinde bakıcılar tarafından herhangi bir fiziksel ceza ve / veya psikolojik saldırganlığa maruz kalan 1-17 yaş arası çocukların oranı 16.2.2
EN Proportion of children aged 1-17 years who experienced any physical punishment and/or psychological aggression by caregivers in the past month 16.2.2
turco | inglês |
---|---|
ay | month |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR 18 yaşına kadar cinsel şiddete maruz kalan 18-29 yaş arası genç kadın ve erkeklerin oranı
EN Proportion of young women and men aged 18-29 years who experienced sexual violence by age 18
turco | inglês |
---|---|
cinsel | sexual |
genç | young |
kadın | women |
ve | and |
TR Bize gönderdiğiniz bilgileri korumak için genel kabul gören endüstri standartlarına uyarız. İnternet'in güvenlik ihlallerine maruz kalabileceğini ve İnternet üzerinden veri gönderilmesinin güvenli olmayabileceğini kabul edersiniz.
EN We adhere to the generally accepted industry standards to protect the information you submit to us. You agree and acknowledge that the Internet may be subject to breaches of security and that the submission of data over the Internet may not be secure.
turco | inglês |
---|---|
genel | generally |
endüstri | industry |
standartları | standards |
TR Sevgili traderlar Oltalama web sitelerine maruz kalmayı azaltmak ve resmi Phemex domainimizin yanlış tanımlanmasını önlemek için yeni politikalar uygulayacağız ve hesapları daha sıkı b……
EN Hello Phemex users, We’re happy to announce that the Phemex Crypto Converter now supports the four following conversions: BTC to USDT & USDT to BTC BTC to ETH & ETH to BTC ETH to USD &……
turco | inglês |
---|---|
phemex | phemex |
TR Değişikliklerin uygulamaya girdiği gün, ücretlerden haberdar edilmemesi nedeniyle işlem ücretine maruz kalan mevcut premium üyeler, çözüm için support@phemex.zendesk.com ile iletişime geçebilir.
EN On the day that changes go live, any existing premium members who incur trading fees due to not being notified of the fees can contact support@phemex.zendesk.com for resolution.
turco | inglês |
---|---|
değişikliklerin | changes |
gün | day |
işlem | trading |
premium | premium |
üyeler | members |
çözüm | resolution |
support | support |
phemex | phemex |
iletişime | contact |
TR Oltalama web sitelerine maruz kalmayı azaltmak ve resmi Phemex domainimizin yanlış tanımlanmasını önlemek için yeni politikalar uygulayacağız ve hesapları daha sıkı bir şekilde izleyeceğiz
EN To reduce exposure to phishing websites and prevent any misidentification of our official Phemex domain, we will implement new policies and monitor accounts more stringently
turco | inglês |
---|---|
resmi | official |
phemex | phemex |
önlemek | prevent |
yeni | new |
politikalar | policies |
TR Dayanıklı mobil cihazlar ile çalışanların maruz kaldığı riskleri azaltın
EN Minimizing worker risk with rugged HazLoc mobile devices
turco | inglês |
---|---|
dayanıklı | rugged |
mobil | mobile |
cihazlar | devices |
ile | with |
riskleri | risk |
TR Dünya daha bağlantılı bir hale geldikçe, kuruluşunuzun ağı ve hassas verileri yasadışı erişime daha fazla maruz kalmaktadır
EN As the world becomes more interconnected, your organization's network and sensitive data become more vulnerable to unlawful access
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
ağı | network |
verileri | data |
erişime | access |
TR Yaralıları tespit ve takip edin ve sorun belirleme durumunu tanımlayın. Arka tarafta yaşamsal belirtileri, tehlikeli maddelere maruz kalmayı ve genel hasta notlarını kaydetmek için üzerine yazılabilir alan
EN Identify and track the injured and indicate triage status. Writable area on the back for recording vital signs, hazardous material exposure, and general patient notes
turco | inglês |
---|---|
tespit | identify |
takip | track |
durumunu | status |
arka | back |
genel | general |
hasta | patient |
TR Kolay Okunan Göstergeler ile Donma Olaylarına Maruz Kalma Durumunu Ölçün
EN Gauge Exposure to Freeze Events With Easy-To-Read Indicators
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
göstergeler | indicators |
olayları | events |
TR Temptime® tarafından üretilen Zebra LIMITmarker® donma olaylarına maruz kalma durumunu izleyen tek kullanımlık bir göstergedir
EN FREEZEmarker®, manufactured by Temptime®, is a single-use indicator that monitors exposure to freeze events
turco | inglês |
---|---|
olayları | events |
TR Ürünün soğuk zincir nakliyesi veya depolanması sırasında hasar verici donma olaylarına maruz kalıp kalmadığı belirsiz olabilir; kazancınızı ürünlerin yeniden gönderimi maliyetinden koruyun.
EN Protect your margins from re-shipments of products where there is uncertainty if the product has been exposed to damaging freeze events during cold chain transport or storage.
turco | inglês |
---|---|
soğuk | cold |
zincir | chain |
veya | or |
sırasında | during |
maruz | exposed |
koruyun | protect |
ın | of |
olayları | events |
TR İlaçların, biyolojik maddelerin, aşıların ve tıbbi cihazların çevresel koşullara maruz kalma durumunu izlemek için Zebra'nın kablosuz, Bluetooth özellikli elektronik sıcaklık sensörlerini kullanın.
EN Use Zebra's wireless, Bluetooth-enabled electronic temperature sensors to monitor the exposure of drugs, biologics, vaccines and medical devices to environmental conditions.
turco | inglês |
---|---|
tıbbi | medical |
çevresel | environmental |
izlemek | monitor |
zebra | zebra |
elektronik | electronic |
sıcaklık | temperature |
kullanın | use |
TR Zebra TransTracker® göstergeleri, nakliye veya depolama sırasında sıcaklığa duyarlı ürünlerin ısıya, donmaya veya bunların her ikisine birden maruz kalma durumunu izler.
EN Zebra's TransTracker® indicators monitor heat, freeze or dual heat-freeze exposures of temperature-sensitive products during shipping or storage.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
göstergeleri | indicators |
nakliye | shipping |
veya | or |
depolama | storage |
sırasında | during |
sıcaklığa | temperature |
duyarlı | sensitive |
ürünlerin | products |
ın | of |
TR Kolay okunabilir LIMITmarker® eşik göstergesi sıcağa maruz kalma durumunu gösterir ve etkilenme sıcaklığı aşılınca görsel bir işaret sunar.
EN Easy-to-read LIMITmarker® threshold indicator monitors temperature exposure and provides a visual indication when the response temperature has been exceeded.
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
sıcaklığı | temperature |
görsel | visual |
sunar | provides |
TR Kolay bozulabilen ürünler yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında tazeliklerini ve raf ömürlerini çabuk kaybeder. Tazeliği belirtmede yararlı olan ürün tarih kodları, sadece ürünler uygun sıcaklıklarda tutulduğunda doğrudur.
EN Perishable products lose their freshness and shelf life fast when exposed to high temperatures. Product date codes are helpful to indicate freshness, but are accurate only when products are kept within proper temperatures.
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
maruz | exposed |
ve | and |
raf | shelf |
yararlı | helpful |
olan | are |
tarih | date |
kodları | codes |
uygun | proper |
TR Kusursuz bir ambalaj üstü taze gıda yönetimi aracı olan bu göstergeler, tazeliğin ısıya maruz kalmadan etkilenme durumunu anında ve görsel olarak gösterirler.
EN They are the perfect on-package fresh food management tool, instantly and visually indicating that the freshness may have been impacted by heat exposure.
turco | inglês |
---|---|
taze | fresh |
gıda | food |
yönetimi | management |
aracı | tool |
TR Tazeliğin görülmesini kolaylaştıran Zebra’nın gıda sıcaklığı göstergeleri, sıcaklığa maruz kaldığında yavaş yavaş renk değiştirir
EN Making freshness easy to see, Zebra’s food temperature indicators gradually change color when exposed to temperature
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
göstergeleri | indicators |
maruz | exposed |
renk | color |
TR Pek çok taze ürün belirli bir süre boyunca ısıya maruz kaldıkça besin değerini kaybeder
EN Most fresh produce items lose nutritional value as they are exposed to heat over time
turco | inglês |
---|---|
taze | fresh |
süre | time |
maruz | exposed |
Mostrando 50 de 50 traduções