TR Sevgili Kullanıcılar, Kaotik zamanlarda, Phemex, finansal hayallerinize doğru ilerlemeye devam etmeniz için her zaman bir istikrar platformu olarak hizmet edecektir. Dünya ve piyasalar değiş……
TR Sevgili Kullanıcılar, Kaotik zamanlarda, Phemex, finansal hayallerinize doğru ilerlemeye devam etmeniz için her zaman bir istikrar platformu olarak hizmet edecektir. Dünya ve piyasalar değiş……
EN Dear Phemexers, It seems like you were so enthusiastic about our last event, so we decided to bring it back for another time! Buy the Dip for BTC is back with more fun and rewards for our intuitive……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
zaman | time |
TR Bu kaotik ortamda müvekkillerin, ticari hedeflerini zamanında ve olabilecek en masrafsız biçimde gerçekleştirmelerini hedefler.
EN The firm maintains a strong focus on supporting clients to achieve their commercial objectives in these complex environments, on time and on budget.
turco | inglês |
---|---|
ticari | commercial |
zamanında | on time |
ve | and |
TR ABD’den Syukuro Manabe ve İtalya’dan Giorgio Parisi gibi Hasselmann da 2021’de kaotik ve görünüşte rastlantısal oluşumlar üzerindeki çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü’nü aldı
EN Along with Syukuro Manabe of the USA and Giorgio Parisi of Italy, Hasselmann received the 2021 Nobel Prize in Physics for work on chaotic and seemingly random phenomena
turco | inglês |
---|---|
abd | usa |
fizik | physics |
aldı | received |
TR Öngörülemez zamanlarda yaşıyoruz ve Scopus data tarafından desteklenen veri güdümlü bir yaklaşımla mevcut ve gelecekteki dergi programınız için doğru seçimleri yapmanıza yardımcı olacak içgörü ve bağlantılara sahibiz.
EN We live in uncertain times and, with a data-driven approach underpinned by Scopus data, we have the insight and connections to help you make the right choices for your current and future journal program.
turco | inglês |
---|---|
scopus | scopus |
gelecekteki | future |
dergi | journal |
TR Yeni ve silinmiş sayfaları tespit edin, web siteniz kapandığında veya önemli sayfalar dizine eklenemediği zamanlarda e-posta uyarıları alın.
EN Detect new and deleted pages, get email alerts when your website is down or important pages become non indexable.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
tespit | detect |
web | website |
siteniz | your website |
veya | or |
önemli | important |
e-posta |
TR Tesla CEO'su, çeşitli zamanlarda bu köpek temalı kripto para için desteği ile ilgili tweetler atmış ve hatta bir keresinde, Twitter bio bölümünü Dogecoin'in CEO'su olarak değiştirmişti
EN The Tesla CEO has tweeted his affinity for the dog-theme cryptocurrency on numerous occasions and even changed his Twitter bio to CEO of Dogecoin at one point
turco | inglês |
---|---|
tesla | tesla |
ceo | ceo |
köpek | dog |
dogecoin | dogecoin |
TR Peter Smith, yatırım olarak kripto ve bitcoin'de son zamanlarda oynaklık görülmemesi ile ilgili konuşmak için CNBC'nin TechCheck'ine katıldı.
EN Peter Smith joined CNBC’s TechCheck to talk about the latest lack of volatility in crypto and bitcoin as an investment.
turco | inglês |
---|---|
peter | peter |
smith | smith |
yatırım | investment |
kripto | crypto |
bitcoin | bitcoin |
son | latest |
katıldı | joined |
TR Son zamanlarda yapılan her düzenlemede kullanıcı tarafından tam rapor.
EN Full report by user on every recent edit.
turco | inglês |
---|---|
son | recent |
her | every |
kullanıcı | user |
tam | full |
rapor | report |
TR Lütfen paylaşmadığınız zamanlarda sessiz kalın ve
EN Please stay muted when not sharing, and
turco | inglês |
---|---|
lütfen | please |
kalın | stay |
ve | and |
TR Markaların kendi kurumsal kimliklerinden yola çıkarak doğru hedef kitleye doğru zamanlarda ulaşması önemlidir
EN It is important for brands to reach the right target audience at the right time based on their own corporate identities
turco | inglês |
---|---|
kurumsal | corporate |
hedef | target |
önemlidir | it is important |
TR Son zamanlarda çıkarılan doğalgazın sanayi bölgelerine dağıtılması ile Alplerde hidro elektrik santrallerinin kurulması enerji açığını büyük ölçüde kapatmıştır
EN In recent years, the distribution of natural gas to industrial zones and the establishment of hydroelectric power plants in the Alps has largely closed the energy deficit
turco | inglês |
---|---|
son | recent |
sanayi | industrial |
TR Ancak diğer yandan katılım hakkı seçme seçilme hakkının ötesinde, bireylerin seçimlerin olmadığı zamanlarda da kendileriyle ilgili süreçlere aktif bir şekilde dahil olmasını, görüşlerini değişik kanallarla ifade etmesidir
EN But, on the other hand, the right to participation is beyond the right to vote and be elected, and implies active participation of individuals in processes related to themselves also during non-electoral periods
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
katılım | participation |
ötesinde | beyond |
ilgili | related |
aktif | active |
TR Bu tür zamanlarda, sektörünüzün talep dinamiklerinde muazzam bir yön değişimi meydana gelir
EN In such times, there has been a massive shift in the demand dynamics of your industry
turco | inglês |
---|---|
talep | demand |
TR Yükselen siyasi huzursuzluk, son zamanlarda yaşanan korona virüs salgını, artan korumacılık ve gümrük vergilerinin her biri, bu yolculuktaki potansiyel sorunlar ve sıkıntılardır.
EN Increasing political unrest, the recent coronavirus outbreak, increased protectionism and tariffs are all potential road bumps on this journey.
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
son | recent |
artan | increasing |
ve | and |
her | all |
biri | the |
bu | this |
potansiyel | potential |
TR Son zamanlarda ise emtia, enerji tesisleri ve telekomünikasyon şirketleri özelleştirilmektedir.
EN Recently, the privatisation spotlight has swung onto commodities, energy facilities and telecommunications.
turco | inglês |
---|---|
son | recently |
enerji | energy |
ve | and |
telekomünikasyon | telecommunications |
TR Bu gibi zamanlarda, tüketici ve profesyonel kamera sistemleri arasındaki farkları göz önünde bulundurarak, iki kez düşünmekte yarar vardır
EN At times like these, it’s better to think twice by considering the differences between consumer and professional camera systems
turco | inglês |
---|---|
tüketici | consumer |
profesyonel | professional |
kamera | camera |
sistemleri | systems |
kez | times |
TR Tesla CEO'su, çeşitli zamanlarda bu köpek temalı kripto para için desteği ile ilgili tweetler atmış ve hatta bir keresinde, Twitter bio bölümünü Dogecoin'in CEO'su olarak değiştirmişti
EN The Tesla CEO has tweeted his affinity for the dog-theme cryptocurrency on numerous occasions and even changed his Twitter bio to CEO of Dogecoin at one point
turco | inglês |
---|---|
tesla | tesla |
ceo | ceo |
köpek | dog |
dogecoin | dogecoin |
TR Öngörülemez zamanlarda yaşıyoruz ve Scopus data tarafından desteklenen veri güdümlü bir yaklaşımla mevcut ve gelecekteki dergi programınız için doğru seçimleri yapmanıza yardımcı olacak içgörü ve bağlantılara sahibiz.
EN We live in uncertain times and, with a data-driven approach underpinned by Scopus data, we have the insight and connections to help you make the right choices for your current and future journal program.
turco | inglês |
---|---|
scopus | scopus |
gelecekteki | future |
dergi | journal |
TR Yeni ve silinmiş sayfaları tespit edin, web siteniz kapandığında veya önemli sayfalar dizine eklenemediği zamanlarda e-posta uyarıları alın.
EN Detect new and deleted pages, get email alerts when your website is down or important pages become non indexable.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
tespit | detect |
web | website |
siteniz | your website |
veya | or |
önemli | important |
e-posta |
TR Ancak diğer yandan katılım hakkı seçme seçilme hakkının ötesinde, bireylerin seçimlerin olmadığı zamanlarda da kendileriyle ilgili süreçlere aktif bir şekilde dahil olmasını, görüşlerini değişik kanallarla ifade etmesidir
EN But, on the other hand, the right to participation is beyond the right to vote and be elected, and implies active participation of individuals in processes related to themselves also during non-electoral periods
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
katılım | participation |
ötesinde | beyond |
ilgili | related |
aktif | active |
TR “Visme bir projenin hızlı bir şekilde tamamlanmasına ihtiyaç duyduğum zamanlarda başvurduğum, kolay kullanılan kurtarıcı aracım. Sitenin basit işlevselliği harika. Tasarım arka planına sahip olmayan insanlar için kullanıcı dostu.”
EN Visme is my easy go-to when I need a project completed quickly. The simple functionality of the site is awesome. User-friendly for people without design backgrounds.
turco | inglês |
---|---|
visme | visme |
ihtiyaç | need |
işlevselliği | functionality |
harika | awesome |
sahip | is |
olmayan | without |
insanlar | people |
kullanıcı | user |
dostu | friendly |
TR Maserati başlangıçta Ferrari ile ilişkiliydi, ancak son zamanlarda Alfa Romeo ve Abarth dahil olmak üzere spor otomobil grubunun bir parçası haline geldi
EN Maserati was initially associated with Ferrari, but more recently it has become part of the sports car group including Alfa Romeo and Abarth
turco | inglês |
---|---|
ferrari | ferrari |
son | recently |
spor | sports |
otomobil | car |
parçası | part |
TR Bunun da elbette bazı sonuçları var: Çevre bölgedeki emlak fiyatları son zamanlarda Berlin’de olduğundan çok daha keskin bir şekilde artıyor.
EN This has consequences: real estate prices in the surrounding area have recently risen much more sharply than in Berlin itself.
turco | inglês |
---|---|
son | recently |
berlin | berlin |
TR Bu zor zamanlarda umut veren şey nedir? Pandemiden sonra da bir hayatın olacağı ihtimali
EN What gives you grounds for hope at this difficult time? The prospect that there will also be life after the pandemic
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
zor | difficult |
umut | hope |
da | also |
hayatı | life |
TR Son zamanlarda tartışmada kullanılan „zehirli dil“e yönelik bir eleştiri vardı
EN There has also been much criticism recently of the “poisoned language” that is used in the debate
turco | inglês |
---|---|
son | recently |
dil | language |
TR Almanya Avrupa Birliği’nin kurucu ülkeleri arasında yer alıyor ve zorlu zamanlarda da Avrupa’daki birliğin korunmasından yana tavır alıyor.
EN Germany is one of the founding European Union member states and even in difficult times supports European cohesion.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
birliği | union |
TR Dahası, son zamanlarda çok hızlı bir şekilde gelişen ve gelişen iGaming endüstrisinin zirvesinde kalmayı başarmayı bildik.
EN Moreover, we’ve been able to stay at the very top in the iGaming industry, which has been evolving and developing at a very fast pace lately.
turco | inglês |
---|---|
şekilde | which |
TR Ancak, diğer zamanlarda başlıklar yalnızca 55 karakter uzunluğunda veya 430 ila 540 piksel arasındaysa görüntülenir.
EN However, at other times, titles will only display if they’re 55 characters long, or between 430 and 540 pixels.
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
karakter | characters |
veya | or |
TR Sevgili Phemexliler, Kullanıcılarımızı belirsiz zamanlarda piyasa dalgalanmalarından daha fazla korumak için Phemex olarak, her ikisine de katılıp 20.000$'lık ödül havuzlarından k……
EN Dear Phemex users, Happy Wednesday! We’ve got yet another mid-week gift for you – a chance to win from 10000 SWP by answering a quick 5-question quiz about StepWatch. You can win just by acing ……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
phemex | phemex |
kullanıcıları | users |
TR Son zamanlarda yapılan her düzenlemede kullanıcı tarafından tam rapor.
EN Full report by user on every recent edit.
turco | inglês |
---|---|
son | recent |
her | every |
kullanıcı | user |
tam | full |
rapor | report |
TR İnternet ve teknoloji kullanmadığınız zamanlarda kendinizi duygusal olarak eksik hissediyor musunuz?
EN Do you feel emotionally absent when you are not using internet and technology?
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
musunuz | do you |
TR 5. Hiç uygunsuz zamanlarda izlediniz mi (örneğin, büyük bir son teslim tarihinden önceki gece, araba kullanırken, aileniz veya arkadaşlarınızla veya çalışmanız veya ders çalışmanız gerektiği zaman)?
EN 5. Have you ever watched at inappropriate times (such as the night before a big deadline, while driving, while with family or friends or when you’re supposed to be working or studying)?
turco | inglês |
---|---|
hiç | ever |
uygunsuz | inappropriate |
örneğin | such as |
büyük | big |
gece | night |
veya | or |
TR Son zamanlarda, aşırıya kaçmak istediğimde internetten ziyade diğer bağımlılık yapan isteklerimin tetiklendiğini fark ediyorum
EN Recently, I’ve been noticing that when I want to binge it’s my other addictive cravings that are triggered first, rather than the internet
turco | inglês |
---|---|
son | recently |
ziyade | rather |
diğer | other |
TR Peter Smith, yatırım olarak kripto ve bitcoin'de son zamanlarda oynaklık görülmemesi ile ilgili konuşmak için CNBC'nin TechCheck'ine katıldı.
EN Peter Smith joined CNBC’s TechCheck to talk about the latest lack of volatility in crypto and bitcoin as an investment.
TR “Zoom İnternet Sitesi” Zoom’un https://zoom.us/ adresinde bulunan veya Zoom'un başka zamanlarda kullanıma sokabileceği benzer başka internet siteleri anlamına gelmektedir.
EN ?Zoom Website? means Zoom?s website located at https://zoom.us/ or such other website as Zoom may maintain from time to time.
TR ” diyoruz). Bu, tekrarlayan zamanlarda ve periyodik olarak önceden faturalandırılacağınız anlamına gelir (her periyot “
EN ”). This means that you will be billed in advance on a recurring, periodic basis (each period is called a “
TR Çevrimiçi Hizmetlerimizi aralıksız sunmaya çalışıyoruz, ancak bu hizmetler muhtelif zamanlarda çeşitli nedenlerle kullanılamayabilir
EN We try to keep our online Services up, but they may be unavailable from time to time for various reasons
TR Günümüzdeki birçok web sitesi gibi, ağ sunucularımız da herhangi bir cihazın söz konusu sunucuya eriştiği zamanlarda veri kaydeden günlük dosyaları tutar
EN Like most websites today, our web servers keep log files that record data each time a device accesses those servers
TR Bu üçüncü taraf verileri ve reklam platformları, muhtelif zamanlarda teknolojilerini iyileştirmek ve ortak cihazları kullanıcılarla eşleştirebilme becerilerini geliştirmek için kendilerine sağlanan verileri kullanabilir
EN These third party data and advertising platforms may sometimes use data that we provide to them in order to improve their technologies and their ability to match common devices to users
TR Gizliliğe İlişkin Temel Noktalar'da ve bu Gizlilik Bildirimi'nde muhtelif zamanlarda değişiklikler yapabiliriz
EN We can make changes to the Privacy Basics and this Privacy Notice from time to time
TR ” diyoruz). Bu, tekrarlayan zamanlarda ve periyodik olarak önceden faturalandırılacağınız anlamına gelir (her periyot “
EN ”). This means that you will be billed in advance on a recurring, periodic basis (each period is called a “
TR Çevrimiçi Hizmetlerimizi aralıksız sunmaya çalışıyoruz, ancak bu hizmetler muhtelif zamanlarda çeşitli nedenlerle kullanılamayabilir
EN We try to keep our online Services up, but they may be unavailable from time to time for various reasons
TR Günümüzdeki birçok web sitesi gibi, ağ sunucularımız da herhangi bir cihazın söz konusu sunucuya eriştiği zamanlarda veri kaydeden günlük dosyaları tutar
EN Like most websites today, our web servers keep log files that record data each time a device accesses those servers
TR Bu üçüncü taraf verileri ve reklam platformları, muhtelif zamanlarda teknolojilerini iyileştirmek ve ortak cihazları kullanıcılarla eşleştirebilme becerilerini geliştirmek için kendilerine sağlanan verileri kullanabilir
EN These third party data and advertising platforms may sometimes use data that we provide to them in order to improve their technologies and their ability to match common devices to users
TR Gizliliğe İlişkin Temel Noktalar'da ve bu Gizlilik Bildirimi'nde muhtelif zamanlarda değişiklikler yapabiliriz
EN We can make changes to the Privacy Basics and this Privacy Notice from time to time
TR ” diyoruz). Bu, tekrarlayan zamanlarda ve periyodik olarak önceden faturalandırılacağınız anlamına gelir (her periyot “
EN ”). This means that you will be billed in advance on a recurring, periodic basis (each period is called a “
TR Çevrimiçi Hizmetlerimizi aralıksız sunmaya çalışıyoruz, ancak bu hizmetler muhtelif zamanlarda çeşitli nedenlerle kullanılamayabilir
EN We try to keep our online Services up, but they may be unavailable from time to time for various reasons
TR Günümüzdeki birçok web sitesi gibi, ağ sunucularımız da herhangi bir cihazın söz konusu sunucuya eriştiği zamanlarda veri kaydeden günlük dosyaları tutar
EN Like most websites today, our web servers keep log files that record data each time a device accesses those servers
TR Bu üçüncü taraf verileri ve reklam platformları, muhtelif zamanlarda teknolojilerini iyileştirmek ve ortak cihazları kullanıcılarla eşleştirebilme becerilerini geliştirmek için kendilerine sağlanan verileri kullanabilir
EN These third party data and advertising platforms may sometimes use data that we provide to them in order to improve their technologies and their ability to match common devices to users
TR Gizliliğe İlişkin Temel Noktalar'da ve bu Gizlilik Bildirimi'nde muhtelif zamanlarda değişiklikler yapabiliriz
EN We can make changes to the Privacy Basics and this Privacy Notice from time to time
Mostrando 50 de 50 traduções