EN Dear Phemexers, It seems like you were so enthusiastic about our last event, so we decided to bring it back for another time! Buy the Dip for BTC is back with more fun and rewards for our intuitive……
"decided to bring" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Dear Phemexers, It seems like you were so enthusiastic about our last event, so we decided to bring it back for another time! Buy the Dip for BTC is back with more fun and rewards for our intuitive……
TR Sevgili Kullanıcılar, Kaotik zamanlarda, Phemex, finansal hayallerinize doğru ilerlemeye devam etmeniz için her zaman bir istikrar platformu olarak hizmet edecektir. Dünya ve piyasalar değiş……
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
inglês | turco |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojisi |
instead | bunun yerine |
to | yerine |
and | ve |
EN Erim, who decided to stay the theater at the beginning of 1960, was homes of the Geyre village located on the theater
TR Erim için en önemli sorun, tiyatronun üzerinde yer alan Geyre köyünün evleri idi
inglês | turco |
---|---|
village | köy |
to | için |
of | in |
EN We believe that online privacy is a fundamental human right which can no longer be taken for granted so we decided that it was time to offer a service which is fully dedicated to email privacy
TR Çevrimiçi gizliliğin artık hafife alınamayacak temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz, bu yüzden e-posta gizliliğine tamamen adanmış bir hizmet sunmanın zamanının geldiğine karar verdik
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
fully | tamamen |
right | hakkı |
we believe | inanıyoruz |
dedicated | adanmış |
time | zaman |
service | hizmet |
which | bu |
posta | |
so | bu yüzden |
is | artık |
a | bir |
to | e |
EN Therefore, we decided to launch a highly secure email and collaboration service which respects the privacy of users.
TR Bu nedenle, kullanıcıların gizliliğine saygı yüksek bir son derece güvenli bir e-posta ve işbirliği hizmeti başlatmaya karar verdik.
inglês | turco |
---|---|
collaboration | işbirliği |
service | hizmeti |
highly | son derece |
posta | |
and | ve |
therefore | bu nedenle |
a | bir |
users | kullanıcılar |
EN We decided to run Sitechecker Audit once a week and it also contributed to the improvement of our SEO results
TR Sitechecker Denetimini haftada bir kez çalıştırmaya karar verdik ve bu aynı zamanda SEO sonuçlarımızın iyileştirilmesine de katkıda bulundu
inglês | turco |
---|---|
week | haftada |
seo | seo |
sitechecker | sitechecker |
and | ve |
the | aynı |
run | bu |
EN July 9, 2017 ? UNESCO?s 41st World Heritage Committee meeting in Krakow, Poland, decided to register the Aphrodisias Archaeological Site on the UNESCO World Heritage List.
TR 9 Temmuz 2017 ? Polonya?nın Krakow şehrinde gerçekleştirilen UNESCO 41. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Afrodisias Arkeolojik Alanı?nın UNESCO Dünya Mirası Listesi?ne kaydedilmesine karar verildi.
inglês | turco |
---|---|
july | temmuz |
unesco | unesco |
s | s |
world | dünya |
committee | komitesi |
poland | polonya |
aphrodisias | afrodisias |
list | listesi |
meeting | toplantı |
EN Following this process when we directly experienced how successful cooperation increases efficiency and effectiveness, we decided to carry our cooperation a step further.
TR Başarılı iş birliklerinin verim ve etkinliği nasıl artırdığını birebir deneyimlediğimiz bu sürecin ardından, çalışmamızı bir adım ileriye taşıma kararı aldık.
inglês | turco |
---|---|
successful | başarılı |
this | bu |
step | adım |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN Dear Traders, We have decided to make some changes to our Phemex Trivia competition, which if you did not already know, is a live-stream trivia contest on various hot topics in crypto. We have real……
TR Sevgili Yatırımcılar, Phemex'e Spot İşlemler için üç yeni coin eklendiğimizi duyurmaktan mutluluk duyuyoruz! Cosmos (ATOM) Terra (LUNA) Filecoin (FIL) Bu coinler vadeli……
EN Moreover, sometimes I needed to make an exception and I looked up the password—at moments that I decided of course
TR Üstelik bazen bir istisna yapmam gerekti ve şifreyi aradım - elbette karar verdiğim anlarda
inglês | turco |
---|---|
sometimes | bazen |
exception | istisna |
and | ve |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
EN Many enterprise firms have decided to switch to GeoTrust, a name with a solid reputation for strong and affordable security
TR Birçok kurumsal firma güçlü ve uygun fiyatlı güvenlik konusunda sağlam bir üne sahip bir isim olan GeoTrust'a geçmeye karar verdi
inglês | turco |
---|---|
enterprise | kurumsal |
name | isim |
solid | sağlam |
security | güvenlik |
strong | güçlü |
and | ve |
many | çok |
with | uygun |
EN Many corporate firms have decided to switch to GlobalSign, a name with a solid reputation for strong and affordable security
TR Birçok kurumsal firma güçlü ve uygun fiyatlı güvenlik konusunda sağlam bir üne sahip bir isim olan GlobalSign'a geçmeye karar verdi
inglês | turco |
---|---|
corporate | kurumsal |
name | isim |
solid | sağlam |
security | güvenlik |
strong | güçlü |
and | ve |
many | çok |
with | uygun |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN We believe that online privacy is a fundamental human right which can no longer be taken for granted so we decided that it was time to offer a service which is fully dedicated to email privacy.
TR Çevrimiçi gizliliğin artık hafife alınamayacak temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz, bu yüzden e-posta gizliliğine tamamen adanmış bir hizmet sunmanın zamanının geldiğine karar verdik.
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
fully | tamamen |
right | hakkı |
we believe | inanıyoruz |
dedicated | adanmış |
time | zaman |
service | hizmet |
which | bu |
posta | |
so | bu yüzden |
is | artık |
a | bir |
to | e |
EN By carrying out this action, MyPostcard is clearly in favor of freedom of expression and decided against journalistic censorship
TR Bu eylemi yerine getirerek, MyPostcard açıkça ifade özgürlüğünü destekliyor ve kesinlikle gazetecilik sansürüne karşı olduğunu göstermektedir
inglês | turco |
---|---|
mypostcard | mypostcard |
clearly | açıkça |
expression | ifade |
is | olduğunu |
and | ve |
by | getirerek |
this | bu |
EN Dear traders, We’re happy to see so many users sign up to battle it out in the PT Arena 4 trading competition event. Because the demand to join is still growing, we’ve decided to extend the reg……
TR Platformumuzun 2. yıl dönümünü kutlamak için Choose Your Reality adlı bir kutlama etkinliği düzenliyoruz. Detayları kontrol ettiğinizden emin olun ve hayallerinizi gerçekleştirmemize izin……
EN Federal Chancellor Olaf Scholz and the premiers of Germany’s federal states have decided on new measures in the fight against the Corona pandemic. An overview..
TR Almanya güçlü ekonomiye sahip demokratik ülkeler grubunun dönem başkanlığı devraldı. Şansölye Scholz’un bazı hedefleri gözüne kestirdi.
inglês | turco |
---|---|
an | bazı |
have | sahip |
and | ne |
EN Freshly done with his MBA, Busbud's CEO LP Maurice decided to take some time to backpack across South America from the southern tip of Argentina to the mountains of Peru.
TR Busbud'un CEO'su LP Maurice işletme yüksek lisansını tamamladıktan sonra sırt çantasıyla Arjantin'in güney ucundan Peru'nun dağlarına kadar uzanan bir Güney Amerika seyahatine çıktı.
inglês | turco |
---|---|
america | amerika |
mountains | dağları |
south | güney |
the | sonra |
EN Unlike the economic strategy of the startups of these days, we decided not to make any fundraising for our development and the team is still composed of its two founders.
TR Günümüz girişimlerinde önümüze çıkan ekonomik stratejinin aksine, büyümek için herhangi bir yatırım almamaya karar verdik ve ekibimiz hala sadece iki kurucusundan ibaret.
inglês | turco |
---|---|
unlike | aksine |
economic | ekonomik |
days | gün |
and | ve |
of | in |
any | herhangi |
the | sadece |
two | iki |
EN I have done my research and decided to go with a reseller program that I don?t pay a fortune for unlimited native apps
TR Araştırmamı yaptım ve sınırsız yerel uygulamalar için bir servet ödemediğim bir bayi programına geçmeye karar verdim
inglês | turco |
---|---|
reseller | bayi |
unlimited | sınırsız |
and | ve |
program | programı |
pay | bir |
apps | uygulamalar |
EN Erim, who decided to stay the theater at the beginning of 1960, was homes of the Geyre village located on the theater
TR Erim için en önemli sorun, tiyatronun üzerinde yer alan Geyre köyünün evleri idi
inglês | turco |
---|---|
village | köy |
to | için |
of | in |
EN July 9, 2017 ? UNESCO?s 41st World Heritage Committee meeting in Krakow, Poland, decided to register the Aphrodisias Archaeological Site on the UNESCO World Heritage List.
TR 9 Temmuz 2017 ? Polonya?nın Krakow şehrinde gerçekleştirilen UNESCO 41. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Afrodisias Arkeolojik Alanı?nın UNESCO Dünya Mirası Listesi?ne kaydedilmesine karar verildi.
inglês | turco |
---|---|
july | temmuz |
unesco | unesco |
s | s |
world | dünya |
committee | komitesi |
poland | polonya |
aphrodisias | afrodisias |
list | listesi |
meeting | toplantı |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
EN We decided to run Sitechecker Audit once a week and it also contributed to the improvement of our SEO results
TR Sitechecker Denetimini haftada bir kez çalıştırmaya karar verdik ve bu aynı zamanda SEO sonuçlarımızın iyileştirilmesine de katkıda bulundu
inglês | turco |
---|---|
week | haftada |
seo | seo |
sitechecker | sitechecker |
and | ve |
the | aynı |
run | bu |
EN Many enterprise firms have decided to switch to GeoTrust, a name with a solid reputation for strong and affordable security
TR Birçok kurumsal firma güçlü ve uygun fiyatlı güvenlik konusunda sağlam bir üne sahip bir isim olan GeoTrust'a geçmeye karar verdi
inglês | turco |
---|---|
enterprise | kurumsal |
name | isim |
solid | sağlam |
security | güvenlik |
strong | güçlü |
and | ve |
many | çok |
with | uygun |
EN Many corporate firms have decided to switch to GlobalSign, a name with a solid reputation for strong and affordable security
TR Birçok kurumsal firma güçlü ve uygun fiyatlı güvenlik konusunda sağlam bir üne sahip bir isim olan GlobalSign'a geçmeye karar verdi
inglês | turco |
---|---|
corporate | kurumsal |
name | isim |
solid | sağlam |
security | güvenlik |
strong | güçlü |
and | ve |
many | çok |
with | uygun |
EN It is decided to block access to the publications found:
TR bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
inglês | turco |
---|---|
access | erişimin |
is | bulunan |
EN The Constitutional Court has decided that Exposing the Personal Identity in Public Documents Violates the Right to Protection of Personal Data
TR Anayasa Mahkemesi, Kamuya Açık Belgelerde Kimliğin Gizli Tutulmamasının Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkını İhlal Edeceği Yönünde Karar Verdi
inglês | turco |
---|---|
public | açık |
protection | korunması |
data | verilerin |
right | hakkını |
of | in |
personal | kişisel |
EN Privacy impact assessment should be applied in AI studies where high risk is foreseen in terms of protection of personal data, and the legality of data processing activity should be decided within this framework.
TR Kişisel verilerin korunması açısından yüksek risk öngörülen YZ çalışmalarında mahremiyet etki değerlendirmesi uygulanmalı ve veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğuna bu çerçevede karar verilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
high | yüksek |
risk | risk |
processing | işleme |
within | de |
protection | korunması |
in terms of | açısından |
and | ve |
this | bu |
data | veri |
personal | kişisel |
EN Altınay, which is the architect of dozens of successful projects with a quarter of a century of build-up, decided to continue to operate and manage all companies as Altınay Technology Group.
TR Çeyrek asırlık birikimi ve başarılı onlarca projenin mimarı Altınay, çalışmalarına tüm şirketleriyle beraber Altınay Teknoloji Grubu olarak devam etme kararı aldı.
inglês | turco |
---|---|
architect | mimar |
technology | teknoloji |
successful | başarılı |
group | grubu |
the | etme |
continue | devam |
and | ve |
all | tüm |
with | beraber |
EN “To create this mindset within the team and all the others, we decided to name the project “speed of light”
TR “Bu bakışı ekipte ve herkeste oluşturabilmek için ışık hızı kavramını getirdik
EN In 2010, her government had withdrawn the nuclear phase-out decided by the previous government
TR Merkel hükümeti daha 2010’da, daha önceki hükümetin nükleer enerjiye son verme kararını geri almıştı
inglês | turco |
---|---|
government | hükümeti |
nuclear | nükleer |
in | da |
previous | önceki |
had | daha |
EN That’s why Milena decided to offer a special range of products without packaging.
TR Milena da paketlenmemiş ürünler sunan bir mağaza açmaya karar verdi.
inglês | turco |
---|---|
offer | sunan |
products | ürünler |
a | bir |
EN However, Altan decided in 2019 to switch to the less well-known company Mynaric, a spin-off of the German Aerospace Center (DLR) near Munich
TR Altan 2019’da Münih yakınlarındaki Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nin (DLR) bir yan kuruluşu olan, az bilinen Mynaric şirketine geçme kararı aldı
inglês | turco |
---|---|
less | az |
munich | münih |
known | bilinen |
in | da |
EN Together with partners, Denmark decided in early 2021 to build the first of several energy islands off the coast of Jutland
TR 2021 başında Danimarka partnerleriyle birlikte Jütland önünde çok sayıdaki enerji adasından birini inşa etmeyi planlıyor
inglês | turco |
---|---|
denmark | danimarka |
build | inşa |
first | a |
energy | enerji |
of | in |
EN One year later the Bundestag decided by a large majority to finally phase out nuclear power by the year 2022
TR Bir yıl sonra Alman Parlamentosu büyük çoğunlukla atom enerjisinden 2022 yılına kadar nihai çıkış yapmayı karara bağladı
inglês | turco |
---|---|
large | büyük |
year | yıl |
out | çıkış |
the | alman |
a | bir |
EN Germany’s Federal Ministry of Education and Research eventually decided to give both Curevac and Biontech massive funding to accelerate the development and production of corona vaccines
TR Gelinen aşamada, Almanya Araştırma Bakanlığı, korona aşılarının geliştirilmesini ve üretimini hızlandırmak için hem Curevac’a hem de Biontech’e büyük fon desteği veriyor
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
massive | büyük |
corona | korona |
ministry | bakanlığı |
and | ve |
of | in |
both | de |
give | için |
accelerate | hızlandırmak |
Mostrando 50 de 50 traduções