EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
"underlying applications" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN Verified transactions are then bundled into blocks, which is why Bitcoin's underlying technology is referred to as a blockchain
TR Doğrulanmış işlemler daha sonra bloklar halinde gruplanır, bu nedenle Bitcoin 'ler temel teknoloji blok zinciri olarak adlandırılır
inglês | turco |
---|---|
transactions | işlemler |
technology | teknoloji |
verified | doğrulanmış |
a | temel |
why | bu |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
inglês | turco |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
inglês | turco |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
inglês | turco |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN JournalingJournaling and reflecting on your feelings, struggles and goals can help you develop perspective about your addiction and its underlying causes
TR günlük kaydıDuygularınızı, mücadelelerinizi ve hedeflerinizi günlüğe kaydetmek ve yansıtmak, bağımlılığınız ve altında yatan nedenler hakkında bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
can | olabilir |
perspective | bakış |
help | yardımcı |
about | hakkında |
and | ve |
EN I also was able to start bringing awareness to all the underlying issues that I?d been numbing and escaping from with the internet – childhood abuse, divorced parents, social anxiety, depression, fear of failure, fear of abandonment and rejection
TR Ayrıca internetle uyuşturduğum ve kaçtığım tüm temel sorunlara farkındalık getirmeye başlayabildim - çocuklukta istismar, boşanmış ebeveynler, sosyal kaygı, depresyon, başarısızlık korkusu, terk edilme ve reddedilme korkusu
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
awareness | farkındalık |
parents | ebeveynler |
social | sosyal |
all | tüm |
also | ayrıca |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN The CJIS Security Policy outlines the “appropriate controls to protect the full lifecycle of CJI (Criminal Justice Information), whether at rest or in transit,” irrespective of the underlying information technology model
TR CJIS Güvenlik Politikası altında yatan bilgi teknolojisi modeline bakılmaksızın “bekleme veya geçiş halindeyken CJI'nin (Criminal Justice Information) tüm yaşam döngüsünü korumak için uygun kontrolleri” ana hatlarıyla belirtir
EN AWS is responsible for implementing and configuring the logical access controls for the underlying infrastructure that provide the services for use of the customer.
TR Müşterinin kullanımına sunulan hizmetlerin sağlandığı temel altyapıya ilişkin mantıksal erişim denetimlerinin uygulanması ve yapılandırılması AWS’nin sorumluluğundadır.
inglês | turco |
---|---|
logical | mantıksal |
infrastructure | altyapı |
services | hizmetlerin |
and | ve |
access | erişim |
use | kullanım |
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN Amazon Aurora MySQL-Compatible Edition and Amazon Aurora PostgreSQL-Compatible Edition support Amazon Aurora replicas, which share the same underlying volume as the primary instance in the same AWS region
TR Amazon Aurora MySQL Uyumlu Sürüm ve Amazon Aurora PostgreSQL Uyumlu Sürüm, aynı AWS bölgesindeki birincil bulut sunucusu ile aynı temel birime sahip olan Amazon Aurora replikalarını destekler
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
edition | sürüm |
primary | birincil |
aws | aws |
mysql | mysql |
compatible | uyumlu |
and | ve |
support | destekler |
the | aynı |
share | ile |
EN On a database instance running with Amazon Aurora encryption, data stored at rest in the underlying storage is encrypted, as are its automated backups, snapshots, and replicas in the same cluster
TR Amazon Aurora şifrelemesiyle çalışan bir veritabanı bulut sunucusunda, temel depolamada bulunan verilerin yanı sıra veritabanının aynı kümedeki otomatik yedekleri, anlık yedekleri ve replikaları şifrelenir
inglês | turco |
---|---|
database | veritabanı |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
data | verilerin |
automated | otomatik |
encrypted | şifrelenir |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
is | bulunan |
EN It gives students an in-depth understanding of the scientific principles underlying the climate system
TR Bu program iklim sisteminin derinlemesine kavranmasına yönelik doğabilimsel temelleri öğretiyor
inglês | turco |
---|---|
system | sisteminin |
climate | iklim |
of | yönelik |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
inglês | turco |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Allows organizations to verify credentials without having access to an individual’s underlying information.
TR Kuruluşların, kişilerin temel bilgilerine erişmeden sağlık kaydı bilgilerini doğrulamalarına olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
an | temel |
organizations | kuruluşlar |
information | bilgilerini |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
inglês | turco |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
inglês | turco |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN Cream cheese, processed cheese or recombined cheese, this white paper covers the best methods for achieving the underlying structural changes – and what makes a
TR Bu teknik raporda, temeldeki yapısal değişiklikleri başarmak için en iyi yöntemler ve krem peynir, işlenmiş peynir veya yeniden birleştirilen peynir yapımı kapsanır
inglês | turco |
---|---|
structural | yapısal |
changes | değişiklikleri |
methods | yöntemler |
cheese | peynir |
and | ve |
this | bu |
for | için |
or | veya |
best | iyi |
EN Similarly, we may have done something that technically didn’t go against “the letter of the law”, but that we knew in the moment was virtually the same as an underlying problematic behavior we had committed to avoid
TR Benzer şekilde, teknik olarak “yasanın lafzına” aykırı olmayan, ancak o anda bildiğimiz, kaçınmayı taahhüt ettiğimiz temel sorunlu davranışla neredeyse aynı olduğunu bildiğimiz bir şey yapmış olabiliriz
EN Adobe Content Synchronizer is the underlying technology in Creative Cloud that intelligently syncs your assets, fonts, photos, settings, Adobe Stock assets, and more
TR Adobe Content Synchronizer, Creative Cloud'un arka planındaki teknolojidir ve varlıklarınızı, fontlarınızı, fotoğraflarınızı, ayarlarınızı, Adobe Stock varlıklarınızı ve çok daha fazlasını eşitler
inglês | turco |
---|---|
adobe | adobe |
creative | creative |
photos | fotoğrafları |
more | fazlasını |
assets | varlıklar |
and | ve |
EN If you’re in charge of hiring counselors for your summer camp, our free Summer Camp Job Applications will help you accept and organize applications online
TR Yaz kampınız için danışman tutmaktan sorumluysanız, ücretsiz Yaz Kampı İş Başvurularımız, başvuruları online almanıza ve düzenlemenize yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
summer | yaz |
online | online |
free | ücretsiz |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
of | in |
applications | başvurular |
and | ve |
for | için |
EN Our cylinders are designed for rugged applications like offshore drilling rigs and steel mills, and civil engineering applications such as bridges and hydropower gates.
TR Silindirlerimiz, açık deniz sondaj kuleleri ve çelik fabrikaları gibi zorlu uygulamalar ve köprüler ile hidroelektrik santrali kapakları gibi inşaat mühendisliği uygulamaları için tasarlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
steel | çelik |
engineering | inşaat |
and | ve |
as | gibi |
EN Android and iOS compatible, hybrid mobile applications, progressive web applications (PWA) suitable for your specific scenario
TR Özel senaryonuza uygun Android ve iOS uyumlu, hibrit mobil uygulamalar, ileri web uygulamaları (PWA)
inglês | turco |
---|---|
ios | ios |
compatible | uyumlu |
hybrid | hibrit |
web | web |
android | android |
mobile | mobil |
for | uygun |
and | ve |
EN It will also benefit applications that need temporary storage of data, such as batch and log processing and applications that need caches and scratch files.
TR Ayrıca, toplu ve günlük işleme gibi verilerin geçici olarak depolanmasını gerektiren uygulamalar ve ara belleklere ve geçici dosyalara ihtiyaç duyan uygulamalar için de uygundur.
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalar |
temporary | geçici |
data | verilerin |
processing | işleme |
need | ihtiyaç |
and | ve |
of | in |
as | gibi |
EN Applications in ROKAPOS Café Bar Restaurant Automation system are ready to use, when you activate your membership, you can start working with the applications immediately.
TR ROKAPOS Kafe Bar Restoran Otomasyonu sistemi içindeki uygulamaları kullanıma hazır şekildedir, üyeliğinizi aktif duruma getirdiğinizde uygulamalar ile hemen çalışmaya başlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
automation | otomasyonu |
system | sistemi |
ready | hazır |
bar | bar |
restaurant | restoran |
immediately | hemen |
with | ile |
EN Increased visibility: Promoting your applications through our database of partner applications searchable by customers, Zebra resellers and Zebra sales reps
TR Daha fazla izlenebilirlik: Müşterileriniz, Zebra satış bayileri ve Zebra satış temsilcileri tarafından aranabilen iş ortağı uygulamaları veritabanımız ile uygulamalarınızı tanıtın
inglês | turco |
---|---|
database | veritabanı |
customers | müşterileriniz |
zebra | zebra |
sales | satış |
partner | ortağı |
by | tarafından |
applications | uygulamalar |
and | ve |
EN (a) Mobiroller provides an online service that allows its Customers to create Mobile Applications and Publish these Mobile Applications in related Application Marketplaces
TR (a) Mobiroller, Müşterilerinin Mobil Uygulamalar oluşturmasına ve bu Mobil Uygulamaları ilgili Uygulama Pazaryerlerinde Yayınlamasına olanak tanıyan bir çevrimiçi hizmet sağlar
inglês | turco |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
customers | müşterilerinin |
mobile | mobil |
related | ilgili |
to create | oluşturmasına |
online | çevrimiçi |
service | hizmet |
and | ve |
these | bu |
application | uygulama |
a | bir |
provides | sağlar |
EN Ideal for customers who are looking to build new/next-gen applications or implement a strategy to design hybrid applications.
TR Yeni/gelecek nesil uygulamalar oluşturmak veya hibrit uygulamalar tasarlamak için bir strateji uygulamak isteyen müşteriler için idealdir.
inglês | turco |
---|---|
ideal | idealdir |
customers | müşteriler |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
implement | uygulamak |
strategy | strateji |
hybrid | hibrit |
or | veya |
next | nesil |
to design | tasarlamak |
a | bir |
EN This means you can easily move applications between their on-premises environments and AWS without having to purchase any new hardware, rewrite applications, or modify your operations.
TR Bu sayede yeni donanım satın almadan, uygulamaları yeniden yazmadan veya operasyon sürecinizi değiştirmeden uygulamaları şirket içi ortamlar ve AWS arasında kolayca taşıyabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
easily | kolayca |
environments | ortamlar |
aws | aws |
hardware | donanım |
new | yeni |
purchase | satın |
this | bu |
applications | uygulamalar |
or | veya |
between | arası |
and | ve |
to | arasında |
EN Android and iOS compatible, hybrid mobile applications, progressive web applications (PWA) suitable for your specific scenario
TR Özel senaryonuza uygun Android ve iOS uyumlu, hibrit mobil uygulamalar, ileri web uygulamaları (PWA)
inglês | turco |
---|---|
ios | ios |
compatible | uyumlu |
hybrid | hibrit |
web | web |
android | android |
mobile | mobil |
for | uygun |
and | ve |
EN Applications in ROKAPOS Café Bar Restaurant Automation system are ready to use, when you activate your membership, you can start working with the applications immediately.
TR ROKAPOS Kafe Bar Restoran Otomasyonu sistemi içindeki uygulamaları kullanıma hazır şekildedir, üyeliğinizi aktif duruma getirdiğinizde uygulamalar ile hemen çalışmaya başlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
automation | otomasyonu |
system | sistemi |
ready | hazır |
bar | bar |
restaurant | restoran |
immediately | hemen |
with | ile |
EN They will also power data- and analytics-intensive applications such as advanced robotics, smart applications (cities, factories, security, transportation, wearables), VR/AR and more.
TR Ayrıca gelişmiş robotik, akıllı uygulamalar (şehirler, fabrikalar, güvenlik, ulaşım, giyilebilir cihazlar), VR/AR ve daha fazlası gibi veri ve analiz yoğun uygulamalara güç sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalar |
security | güvenlik |
transportation | ulaşım |
advanced | gelişmiş |
smart | akıllı |
cities | şehirler |
intensive | yoğun |
power | güç |
more | fazlası |
data | veri |
analytics | analiz |
and | ve |
as | gibi |
EN It will enable you to optimize your existing WebSphere entitlements, modernize your applications, and build new cloud-native Java EE applications.
TR Var olan WebSphere yetkilerinizi optimize etmek, uygulamalarınızı modernize etmek ve yeni bulut tabanlı Java EE uygulamaları oluşturmak için size olanak sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
java | java |
cloud | bulut |
optimize | optimize |
build | oluşturmak |
applications | uygulamalar |
and | ve |
EN If you’re in charge of hiring counselors for your summer camp, our free Summer Camp Job Applications will help you accept and organize applications online
TR Yaz kampınız için danışman tutmaktan sorumluysanız, ücretsiz Yaz Kampı İş Başvurularımız, başvuruları online almanıza ve düzenlemenize yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
summer | yaz |
online | online |
free | ücretsiz |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
of | in |
applications | başvurular |
and | ve |
for | için |
EN However, if administrators let users install Creative Cloud applications via the Creative Cloud for desktop app using an Adobe account, users can share information about how they use the applications
TR Ancak yöneticiler kullanıcıların bir Adobe hesabı kullanarak Creative Cloud uygulamalarını Masaüstü için Creative Cloud aracılığıyla yüklemelerine izin verirse kullanıcılar uygulamaların kullanımıyla ilgili bilgileri paylaşabilir
inglês | turco |
---|---|
cloud | cloud |
adobe | adobe |
information | bilgileri |
account | hesabı |
creative | creative |
desktop | masaüstü |
about | ilgili |
share | paylaş |
applications | uygulamalar |
however | bir |
using | kullanarak |
the | ancak |
users | kullanıcılar |
use | kullanım |
EN Table A below sets out details of the individual cookies and tracking solutions that we currently use with our devices, website and applications, including mobile applications, and the purposes for which we use them.
TR Aşağıdaki Tablo A’da, mobil uygulamalar dahil olmak üzere şu anda cihazlarımız, web sitesi ve uygulamalarımız ile kullandığımız münferit çerezler ve izleme çözümlerinin bazıları ve bunları kullanmamızın amacı açıklanmaktadır.
EN Knovel offers mobile capabilities and integrations with leading engineering software, applications and engineering information discovery platforms.
TR Knovel mobil özellikler, önde gelen mühendislik yazılımları ve uygulamaları ve mühendislik bilgisi bulma platformları ile entegrasyon imkanı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
knovel | knovel |
offers | sağlar |
mobile | mobil |
information | bilgisi |
platforms | platformlar |
capabilities | özellikler |
software | yazılımları |
engineering | mühendislik |
and | ve |
with | ile |
applications | uygulamalar |
EN You can add location information to your Tweets, such as your city or precise location, from the web and via third-party applications. You always have the option to delete your Tweet location history. Learn more
TR Tweetlerine web veya üçüncü parti uygulamalar aracılığıyla şehir veya tam konum gibi konum bilgisi ekleyebilirsin. Tweet konum geçmişini dilediğin zaman silebilirsiniz. Daha fazla bilgi al
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalar |
always | zaman |
party | parti |
web | web |
city | şehir |
or | veya |
third | üçüncü |
information | bilgi |
EN Works with your identity providers and endpoint protection platforms to enforce default-deny, Zero Trust rules that limit access to corporate applications, private IP spaces and hostnames
TR Kurumsal uygulamalara, özel IP alanlarına ve ana bilgisayar adlarına erişimi sınırlayan varsayılan reddetmeli Sıfır Güven kurallarını uygulamak için kimlik sağlayıcılarınız ve uç nokta koruma platformlarınızla birlikte çalışır
inglês | turco |
---|---|
identity | kimlik |
protection | koruma |
platforms | platformlar |
zero | sıfır |
trust | güven |
access | erişimi |
corporate | kurumsal |
ip | ip |
default | varsayılan |
works | çalışır |
rules | kurallar |
and | ve |
to | için |
with | birlikte |
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN Apply strong, consistent authentication methods to even legacy applications with IP firewall and Zero Trust rules.
TR IP güvenlik duvarı ve Sıfır Güven kurallarıyla eski uygulamalara bile güçlü, tutarlı kimlik doğrulama yöntemleri uygulayın.
inglês | turco |
---|---|
apply | uygulayın |
methods | yöntemleri |
ip | ip |
and | ve |
zero | sıfır |
strong | güçlü |
consistent | tutarlı |
trust | güven |
rules | kurallar |
authentication | kimlik doğrulama |
EN "Cloudflare Access is helping 23andMe access our internal applications securely from any device at any time without the need for VPN."
TR "Cloudflare Access, 23andMe'nin dahili uygulamalarımıza her an her cihazdan VPN'e ihtiyaç duymadan güvenli bir şekilde erişmesine yardımcı oluyor."
inglês | turco |
---|---|
internal | dahili |
cloudflare | cloudflare |
access | access |
need | ihtiyaç |
securely | güvenli bir şekilde |
the | şekilde |
is | bir |
applications | uygulamalar |
for | her |
Mostrando 50 de 50 traduções