EN The Passenger must bring the Technical issue to our attention in writing (https://www.busbud.com/en/support) as soon as the issue is detected, and provide us with information about the Bus Ticket and the circumstances of the Technical issue
EN The Passenger must bring the Technical issue to our attention in writing (https://www.busbud.com/en/support) as soon as the issue is detected, and provide us with information about the Bus Ticket and the circumstances of the Technical issue
TR Yolcu, Teknik Sorun’u tespit eder etmez, durumu yazılı olarak (https://www.busbud.com/tr/support) tarafımıza bildirerek bize Otobüs Bileti’nin ve Teknik Sorun’un içeriği hakkında bilgi vermelidir
inglês | turco |
---|---|
passenger | yolcu |
technical | teknik |
https | https |
writing | yazılı |
support | support |
information | bilgi |
busbud | busbud |
bus | otobüs |
and | ve |
the | etmez |
about | hakkında |
us | bize |
EN They are published as a separate issue of the journal or as part of a regular issue, and they are usually funded by sources other than the journal’s publisher.
TR Derginin ayrı bir sayısı ya da normal bir sayının bir bölümü olarak basılırlar ve genelde finansmanları derginin yayıncısı dışında kaynaklar tarafından sağlanır.
inglês | turco |
---|---|
journal | derginin |
regular | normal |
separate | ayrı |
and | ve |
by | tarafından |
a | bir |
EN Canonical tags which redirect issue occurs if the canonical link points to a redirect URL. What Does ?Canonical Tags Which Redirect Issue? Mean? Canonical shows the search engine robot the...
TR Web sitesi dizinlerini ve hassas dosyaları taramak, sitenizi test etmedeki önemli görevlerden biridir. Gizli dizinleri tespit etmek veya bir web sitesindeki gizli dizinleri bulmak için tarama gereklidir. Web Sitesi Dizini...
inglês | turco |
---|---|
search | bulmak |
the | veya |
a | bir |
which | ve |
EN Every issue is like a veil under which we see ourselves as we lift it up. Now we will look at ourselves under the veil of human and culture issue. We will be together with Metin Bobaroğlu on 20th May 2021 Thursday, at 15:00 hours.
TR Her mesele, kaldırdıkça altında kendimizi gördüğümüz bir örtü gibi. Şimdi de insan ve kültür meselesinin altındaki kendimize bakacağız. 20 Mayıs 2021 Perşembe günü, saat 15.00’de Metin Bobaroğlu ile birlikteyiz.
inglês | turco |
---|---|
human | insan |
culture | kültür |
under | altında |
may | mayıs |
at | de |
and | ve |
of | her |
on | günü |
with | ile |
EN Technical issue. A “Technical Issue” with the booking process means any one of the following:
TR Teknik Sorun. Rezervasyon işlemi ile ilgili “Teknik Sorun” aşağıda belirtilenlerden herhangi biri anlamına gelir:
EN Conditions to Claim a Technical issue. The Passenger is required to meet each of the following conditions in order to submit a valid claim for a Technical issue and receive the benefits:
TR Teknik Sorun ile ilgili Talepte Bulunma Koşulları. Yolcu, Teknik Sorun ile ilgili olarak geçerli bir talepte bulunmak ve ödeme almak için aşağıda belirtilen tüm koşulları sağlamalıdır:
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
issue | sorun |
passenger | yolcu |
valid | geçerli |
and | ve |
in | da |
of | in |
a | bir |
receive | ile |
EN Travel issue. A “Travel issue” means any one of the following:
TR Seyahat Sorunu. “Seyahat Sorunu” aşağıda belirtilenlerden herhangi biri anlamına gelir:
EN They are published as a separate issue of the journal or as part of a regular issue, and they are usually funded by sources other than the journal’s publisher.
TR Derginin ayrı bir sayısı ya da normal bir sayının bir bölümü olarak basılırlar ve genelde finansmanları derginin yayıncısı dışında kaynaklar tarafından sağlanır.
inglês | turco |
---|---|
journal | derginin |
regular | normal |
separate | ayrı |
and | ve |
by | tarafından |
a | bir |
EN Knowing that you have an issue is one thing, but having a way to reduce the impact of the issue is an entirely different thing.
TR Bir sorununuz olduğunu bilmek bir şeydir, ancak sorunun etkisini azaltmanın bir yoluna sahip olmak tamamen farklı bir şeydir.
inglês | turco |
---|---|
impact | etkisini |
entirely | tamamen |
is | olduğunu |
different | farklı |
EN Verified transactions are then bundled into blocks, which is why Bitcoin's underlying technology is referred to as a blockchain
TR Doğrulanmış işlemler daha sonra bloklar halinde gruplanır, bu nedenle Bitcoin 'ler temel teknoloji blok zinciri olarak adlandırılır
inglês | turco |
---|---|
transactions | işlemler |
technology | teknoloji |
verified | doğrulanmış |
a | temel |
why | bu |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
inglês | turco |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
inglês | turco |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
inglês | turco |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN JournalingJournaling and reflecting on your feelings, struggles and goals can help you develop perspective about your addiction and its underlying causes
TR günlük kaydıDuygularınızı, mücadelelerinizi ve hedeflerinizi günlüğe kaydetmek ve yansıtmak, bağımlılığınız ve altında yatan nedenler hakkında bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir
inglês | turco |
---|---|
can | olabilir |
perspective | bakış |
help | yardımcı |
about | hakkında |
and | ve |
EN I also was able to start bringing awareness to all the underlying issues that I?d been numbing and escaping from with the internet – childhood abuse, divorced parents, social anxiety, depression, fear of failure, fear of abandonment and rejection
TR Ayrıca internetle uyuşturduğum ve kaçtığım tüm temel sorunlara farkındalık getirmeye başlayabildim - çocuklukta istismar, boşanmış ebeveynler, sosyal kaygı, depresyon, başarısızlık korkusu, terk edilme ve reddedilme korkusu
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
awareness | farkındalık |
parents | ebeveynler |
social | sosyal |
all | tüm |
also | ayrıca |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
inglês | turco |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN The CJIS Security Policy outlines the “appropriate controls to protect the full lifecycle of CJI (Criminal Justice Information), whether at rest or in transit,” irrespective of the underlying information technology model
TR CJIS Güvenlik Politikası altında yatan bilgi teknolojisi modeline bakılmaksızın “bekleme veya geçiş halindeyken CJI'nin (Criminal Justice Information) tüm yaşam döngüsünü korumak için uygun kontrolleri” ana hatlarıyla belirtir
EN AWS is responsible for implementing and configuring the logical access controls for the underlying infrastructure that provide the services for use of the customer.
TR Müşterinin kullanımına sunulan hizmetlerin sağlandığı temel altyapıya ilişkin mantıksal erişim denetimlerinin uygulanması ve yapılandırılması AWS’nin sorumluluğundadır.
inglês | turco |
---|---|
logical | mantıksal |
infrastructure | altyapı |
services | hizmetlerin |
and | ve |
access | erişim |
use | kullanım |
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN Amazon Aurora MySQL-Compatible Edition and Amazon Aurora PostgreSQL-Compatible Edition support Amazon Aurora replicas, which share the same underlying volume as the primary instance in the same AWS region
TR Amazon Aurora MySQL Uyumlu Sürüm ve Amazon Aurora PostgreSQL Uyumlu Sürüm, aynı AWS bölgesindeki birincil bulut sunucusu ile aynı temel birime sahip olan Amazon Aurora replikalarını destekler
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
edition | sürüm |
primary | birincil |
aws | aws |
mysql | mysql |
compatible | uyumlu |
and | ve |
support | destekler |
the | aynı |
share | ile |
EN On a database instance running with Amazon Aurora encryption, data stored at rest in the underlying storage is encrypted, as are its automated backups, snapshots, and replicas in the same cluster
TR Amazon Aurora şifrelemesiyle çalışan bir veritabanı bulut sunucusunda, temel depolamada bulunan verilerin yanı sıra veritabanının aynı kümedeki otomatik yedekleri, anlık yedekleri ve replikaları şifrelenir
inglês | turco |
---|---|
database | veritabanı |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
data | verilerin |
automated | otomatik |
encrypted | şifrelenir |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
is | bulunan |
EN It gives students an in-depth understanding of the scientific principles underlying the climate system
TR Bu program iklim sisteminin derinlemesine kavranmasına yönelik doğabilimsel temelleri öğretiyor
inglês | turco |
---|---|
system | sisteminin |
climate | iklim |
of | yönelik |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
inglês | turco |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Allows organizations to verify credentials without having access to an individual’s underlying information.
TR Kuruluşların, kişilerin temel bilgilerine erişmeden sağlık kaydı bilgilerini doğrulamalarına olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
an | temel |
organizations | kuruluşlar |
information | bilgilerini |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
inglês | turco |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
inglês | turco |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN Cream cheese, processed cheese or recombined cheese, this white paper covers the best methods for achieving the underlying structural changes – and what makes a
TR Bu teknik raporda, temeldeki yapısal değişiklikleri başarmak için en iyi yöntemler ve krem peynir, işlenmiş peynir veya yeniden birleştirilen peynir yapımı kapsanır
inglês | turco |
---|---|
structural | yapısal |
changes | değişiklikleri |
methods | yöntemler |
cheese | peynir |
and | ve |
this | bu |
for | için |
or | veya |
best | iyi |
EN Similarly, we may have done something that technically didn’t go against “the letter of the law”, but that we knew in the moment was virtually the same as an underlying problematic behavior we had committed to avoid
TR Benzer şekilde, teknik olarak “yasanın lafzına” aykırı olmayan, ancak o anda bildiğimiz, kaçınmayı taahhüt ettiğimiz temel sorunlu davranışla neredeyse aynı olduğunu bildiğimiz bir şey yapmış olabiliriz
EN Adobe Content Synchronizer is the underlying technology in Creative Cloud that intelligently syncs your assets, fonts, photos, settings, Adobe Stock assets, and more
TR Adobe Content Synchronizer, Creative Cloud'un arka planındaki teknolojidir ve varlıklarınızı, fontlarınızı, fotoğraflarınızı, ayarlarınızı, Adobe Stock varlıklarınızı ve çok daha fazlasını eşitler
inglês | turco |
---|---|
adobe | adobe |
creative | creative |
photos | fotoğrafları |
more | fazlasını |
assets | varlıklar |
and | ve |
EN The most important issue for Prof
TR 1960 yıllarının başında tiyatroyu kazmaya karar veren Prof
EN These friezes, consisting of various heads, contain surprising issue richness.
TR Çeşitli başlardan oluşan bu frizleri şaşılacak bir konu zenginliği içermektedir.
inglês | turco |
---|---|
these | bu |
consisting | oluşan |
various | bir |
EN But the issue with these resources is that their content is unorganized. There's no clear starting point or pathway to SEO knowledge.
TR Ancak bu kaynaklarla ilgili sorun, içeriklerinin düzenli olmamasıdır. SEO bilgisine ulaşan net bir başlangıç noktası veya gidiş yolu yoktur.
inglês | turco |
---|---|
issue | sorun |
resources | kaynaklarla |
clear | net |
seo | seo |
starting | başlangıç |
point | noktası |
no | yoktur |
these | bu |
or | veya |
EN Have a huge website? Not an issue
TR Büyük bir web siteniz mi var? Sorun değil
inglês | turco |
---|---|
huge | büyük |
website | web |
issue | sorun |
not | değil |
a | bir |
have | var |
EN Clicking on any issue shows you a list of the URLs affected.
TR Herhangi bir sorunun üzerine tıklamak, etkilenen URL’lerin listesini gösterir.
inglês | turco |
---|---|
shows | gösterir |
list | listesini |
affected | etkilenen |
a | bir |
any | herhangi |
on | üzerine |
EN Advice on how to fix each issue
TR Sorunların çözümü konusunda tavsiye
inglês | turco |
---|---|
advice | tavsiye |
to | konusunda |
EN Once you learn what’s working and what isn’t, have a look at our advice and suggestions on how to fix each issue. It’s all in the report.
TR Neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anladığınızda problemlerin çözümüne dair tavsiye ve önerilerimize göz atın. Hepsi raporda yer alıyor.
inglês | turco |
---|---|
working | iş |
advice | tavsiye |
its | ne |
what | neyin |
at | göz |
in | yer |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN Is it a damaged or delayed baggage issue that you need to contact us?
TR Hasar görmüş veya gecikmiş bagaj hakkında mı iletişime geçmek istiyorsun?
inglês | turco |
---|---|
baggage | bagaj |
to | hakkında |
contact | iletişime |
or | veya |
EN Site Audit Issues Missing Keywords In Content Issue
TR Teknik SEO 404 Hataları Nasıl Düzeltilir
inglês | turco |
---|---|
issues | nasıl |
EN They’re most commonly used by service businesses and can either be sent externally from a customer or internally to report an issue to another department
TR İş emri yaygın olarak hizmet sektöründe kullanılır ve şirket dışından müşterilere veya şirket içinde bir sorunu başka bir departmana bildirmek için gönderilir
inglês | turco |
---|---|
used | kullanılır |
service | hizmet |
another | başka |
and | ve |
or | veya |
EN To issue these cryptocurrencies, the companies need to place the equivalent amount of FIAT currency such as USD into bank accounts
TR Bu kripto paraları çıkarmak için şirketlerin denk miktarda USD gibi bir itibari para birimini banka hesaplarında tutması gerekir
inglês | turco |
---|---|
bank | banka |
accounts | hesaplar |
companies | şirketlerin |
usd | usd |
these | bu |
amount | bir |
to | için |
of | in |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções