EN Different identities, different lives, different bodies, different cultures… We accept some of them as "abnormal" due to their differences, some we cannot accept at all because of their differences
"successfully combine different" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Different identities, different lives, different bodies, different cultures… We accept some of them as "abnormal" due to their differences, some we cannot accept at all because of their differences
TR Farklı kimlikler, farklı hayatlar, farklı bedenler, farklı kültürler… Bir kısmını farklılığı nedeniyle ‘anormal’ kabul ediyoruz, bir kısmını farklılığı nedeniyle hiç kabul edemiyoruz
EN Automotive components are sourced from different suppliers, by different parties, across different regions, using different modes of transport
TR Otomotiv bileşenleri birbirinden farklı taraflar ile farklı tedarikçilerden, farklı bölgelerden, farklı taşıma yöntemleri kullanılarak temin edilir
inglês | turco |
---|---|
automotive | otomotiv |
components | bileşenleri |
parties | taraflar |
transport | taşıma |
different | farklı |
from | birbirinden |
using | kullanılarak |
of | ile |
EN New research enables us to successfully up-scale laboratory and pilot experimental results for different powders to the industrial scale for batch mixing.
TR Tüketicilere yerel olarak üretilmiş kaliteli süt sağlamak ve küçük süt ürünleri çiftçilerinin geçimlerini iyileştirmek için birlikte çalıştık.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
to | sağlamak |
for | için |
the | olarak |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
inglês | turco |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN Depending on the plan you choose, you can export different number of videos in different qualities and with different durations.
TR Seçtiğiniz plana bağlı olarak; farklı sayıda, kalitede ve sürede videoları dışa aktarabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
plan | plana |
export | dışa |
you choose | seçtiğiniz |
in | da |
videos | videoları |
number of | sayıda |
and | ve |
different | farklı |
depending | bağlı olarak |
the | olarak |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
inglês | turco |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN SOC teams need all the support they can get to successfully defend and protect against today’s attacks.
TR Bu, güvenlik açısından oldukça kritik bir ifadedir. “5G için hazır” ürün ve teknolojilerin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Mobil Servis Sağlayıcıları, kapasite ve performans ?
inglês | turco |
---|---|
protect | güvenlik |
can | ne |
and | ve |
against | için |
EN Repair-friendly stretch-release adhesive secures the battery, and is easy to release successfully.
TR Onarım dostu, esneterek serbest bırakılan yapışkan, pili sabitler ve başarıyla çıkarılması kolaydır.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
easy | kolaydır |
successfully | başarıyla |
repair | onarım |
friendly | dostu |
EN Saime İrkören successfully completed İzmir Dokuz Eylül Faculty of Medicine in 2001
TR Saime İrkören, 2001 yılında İzmir Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’ni başarıyla tamamlamıştır
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
medicine | tıp |
in | yılında |
EN Tesla successfully patents laser windscreen wiper idea
TR Ford'dan oldukça ilginç bir patent başvurusu geldi
EN After the repair process, if the source PDF file can be repaired successfully, you will see a message box like this:
TR Onarım işleminden sonra, eğer kaynak PDF dosya başarıyla onarılabilirse, şöyle bir mesaj kutusu göreceksiniz:
inglês | turco |
---|---|
repair | onarım |
process | iş |
if | eğer |
source | kaynak |
successfully | başarıyla |
message | mesaj |
file | dosya |
a | bir |
the | sonra |
EN After the repair process, if the source Word file can be repaired successfully, you will see a message box like this:
TR Onarım işleminden sonra, kaynak Word dosyası başarıyla onarılabiliyorsa, aşağıdaki gibi bir mesaj kutusu göreceksiniz:
inglês | turco |
---|---|
repair | onarım |
process | iş |
source | kaynak |
successfully | başarıyla |
message | mesaj |
word | word |
file | dosyası |
the | aşağıdaki |
after | sonra |
a | bir |
like | gibi |
EN The urge will peak and recede (just like a wave), and if you can successfully move through it, you will have had the experience of urge surfing.
TR Dürtü doruğa çıkacak ve gerileyecektir (tıpkı bir dalga) ve eğer başarılı bir şekilde ilerleyebilirseniz, dürtü sörfü deneyimine sahip olacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyimine |
just like | tıpkı |
successfully | başarılı |
you will | olacaksınız |
if | eğer |
a | bir |
through | e |
and | ve |
the | şekilde |
EN Articulate the vision of your company, list the projects you’ve successfully completed, and call your visitors to action with a compelling message
TR Kuruluşunuzun vizyonunu ortaya koyun, başarıyla tamamladığınız projeleri sıralayın ve ikna edici mesajlarla ziyaretçilerin harekete geçmesini isteyin
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
projects | projeleri |
successfully | başarıyla |
visitors | ziyaretçilerin |
action | harekete |
and | ve |
EN Thank you! Your message has been sent successfully.
TR Teşekkürler! Mesajınız başarılı bir şekilde gönderildi.
inglês | turco |
---|---|
sent | gönderildi |
successfully | başarılı |
message | mesaj |
EN With constantly changing algorithms, you need to be sure you?re using your company page successfully to strengthen your corporate image
TR Çünkü değişen algoritmalarla beraber kurumsal imajınızı güçlendirme noktasında şirket hesabınızı başarılı bir şekilde kullanmanız gerekir
inglês | turco |
---|---|
corporate | kurumsal |
successfully | başarılı |
company | şirket |
with | şekilde |
to | bir |
EN This means that if you put two records in the same shard, Lambda guarantees that your Lambda function will be successfully invoked with the first record before it is invoked with the second record
TR Başka bir deyişle, aynı parçaya iki kayıt yerleştirmeniz halinde Lambda, işlevinizin ikinci kayıtla çağrılmadan önce ilk kayıtlı başarılı bir şekilde çağrılacağını garanti eder
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
guarantees | garanti |
successfully | başarılı |
second | ikinci |
in | halinde |
first | ilk |
same | bir |
record | kayıt |
the | aynı |
two | iki |
before | önce |
EN You can use the emulator to test if your function code is compatible with the Lambda environment, runs successfully, and provides the expected output
TR İşlev kodunuzun Lambda ortamıyla uyumlu olup olmadığını, başarıyla çalışıp çalışmadığını ve beklenen çıktıyı verip vermediğini test etmek için öykünücüyü kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
successfully | başarıyla |
test | test |
you can use | kullanabilirsiniz |
compatible | uyumlu |
and | ve |
environment | ortamı |
EN Yes, numerous AWS customers have successfully deployed and certified part or all of their cardholder environments on AWS
TR Evet, sayısız AWS müşterisi AWS üzerinde kart sahibi ortamlarının bir kısmını veya tümünü başarıyla dağıtmış ve sertifikasını almıştır
inglês | turco |
---|---|
numerous | sayısız |
aws | aws |
successfully | başarıyla |
part | kısmını |
all | tüm |
environments | ortamlar |
yes | evet |
or | veya |
and | ve |
on | üzerinde |
of | bir |
EN The Service Provider listings further demonstrate that AWS successfully validated PCI DSS compliance and has met all applicable Visa and MasterCard program requirements.
TR Hizmet Sağlayıcı listeleri, AWS'nin başarıyla doğrulanan PCI DSS uyumluluğunu kanıtlar ve geçerli olan tüm Visa ve MasterCard program gereksinimlerini karşılar.
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
dss | dss |
and | ve |
applicable | geçerli |
requirements | gereksinimlerini |
service | hizmet |
all | tüm |
has | olan |
program | program |
provider | sağlayıcı |
EN We’ll purchase the top-ranked device on your wish list, get it into the hands of a student team, and outfit them with the tools they’ll need to successfully complete the project
TR İstek listemizde en çok oy alan cihazı öğrencilerimizin ellerine teslim edeceğiz ve onlara bu tamiri başarılı bir şekilde gerçekleştirmeleri için hangi aletler gerekiyorsa hepsini sağlayacağız
inglês | turco |
---|---|
tools | aletler |
complete | en |
successfully | başarılı |
device | cihaz |
of | in |
a | bir |
and | ve |
the | şekilde |
EN Choose hundreds of ready-made themes created by experts of user experience and passed the tests successfully and get started.
TR Kullanıcı deneyimi uzmanları tarafından oluşturulmuş ve testlerden başarıyla geçmiş yüzlerce hazır tema üzerinden dilediğinizi seçin ve başlayın.
inglês | turco |
---|---|
choose | seçin |
themes | tema |
experience | deneyimi |
successfully | başarıyla |
user | kullanıcı |
created | oluşturulmuş |
and | ve |
experts | uzmanları |
ready | hazır |
of | in |
by | tarafından |
get started | başlayın |
EN The pharmaceutical industry in Germany has responded successfully to the coronavirus pandemic. One network in particular has distinguished itself.
TR Alman ilaç sektörü korona pandemisine başarılı bir şekilde müdahale etti. Bu çerçevede özel bir ağ öne çıkıyor.
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
coronavirus | korona |
pharmaceutical | ilaç |
successfully | başarılı |
has | bu |
the | alman |
EN Successfully introducing a new business solution into an organization means checking it works with existing IT systems
TR Bir kuruluşta yeni bir iş çözümünü başarıyla sunmak, çözümün mevcut bilişim sistemleriyle çalıştığından emin olacak testleri yapmak anlamına gelir
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
organization | kuruluş |
means | anlamına |
new | yeni bir |
EN The stationary mixing and dispersing units are successfully utilized primarily in the paint, printing ink and pigment industries.
TR Sabit karıştırma ve dispersiyon üniteleri özellikle boya, baskı boyaları ve pigment endüstrisinde başarıyla kullanılıyor.
inglês | turco |
---|---|
mixing | karıştırma |
and | ve |
successfully | başarıyla |
printing | baskı |
EN Moroğlu Arseven has significant experience helping clients to successfully navigate complex and often highly technical public procurement processes and government contract mechanisms
TR Moroğlu Arseven; müvekkillerin, karmaşık ve teknik bilgi gerektiren kamu ihale süreçlerini ve idari sözleşmeleri yönetmelerini sağlayan, güçlü bir deneyime sahiptir
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
has | sahiptir |
clients | müvekkillerin |
complex | karmaşık |
technical | teknik |
and | ve |
to | bir |
experience | deneyime |
public | kamu |
processes | bilgi |
EN Our video editor provides you with all the tools you need to successfully create an intro that will make a memorable first impression and show your commitment to quality.
TR Video editörümüzde yer alan araçlar sayesinde, akılda kalan bir ilk izlenim yaratmak ve kaliteden ödün vermeyeceğinize dair kararlılığı göstermenizi sağlayan intronuzu başarıyla oluşturabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
video | video |
editor | editör |
successfully | başarıyla |
impression | izlenim |
tools | araçlar |
first | ilk |
create | yaratmak |
and | ve |
EN Method returns {result: 'ok'} if the data has been set successfully or {result: 'fail', reason: 'Custom data must be array.'} if method returns error
TR Veriler başarılı bir şekilde ayarlandıysa, yöntem {result: 'ok'} değerini döner ya da ayarlanamadıysa{result: 'fail', reason: Custom data must be array.'} değerini döner.
inglês | turco |
---|---|
method | yöntem |
successfully | başarılı |
data | data |
the | şekilde |
been | de |
EN A response with {result: ‘ok’, token: userToken} is sent if the token is successfully set. Otherwise, the following response is sent: {result: ‘fail’, token: userToken || false};
TR Token ayarlandığında {result: 'ok', token: userToken} döner, ayarlanamadığında ise {result: 'fail', token: userToken || false};
inglês | turco |
---|---|
token | token |
the | ise |
EN This means that if you put two records in the same shard, Lambda guarantees that your Lambda function will be successfully invoked with the first record before it is invoked with the second record
TR Başka bir deyişle, aynı parçaya iki kayıt yerleştirmeniz halinde Lambda, işlevinizin ikinci kayıtla çağrılmadan önce ilk kayıtlı başarılı bir şekilde çağrılacağını garanti eder
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
guarantees | garanti |
successfully | başarılı |
second | ikinci |
in | halinde |
first | ilk |
same | bir |
record | kayıt |
the | aynı |
two | iki |
before | önce |
EN You can use the emulator to test if your function code is compatible with the Lambda environment, runs successfully, and provides the expected output
TR İşlev kodunuzun Lambda ortamıyla uyumlu olup olmadığını, başarıyla çalışıp çalışmadığını ve beklenen çıktıyı verip vermediğini test etmek için öykünücüyü kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
successfully | başarıyla |
test | test |
you can use | kullanabilirsiniz |
compatible | uyumlu |
and | ve |
environment | ortamı |
EN Johnson Winter & Slattery, a national law firm in Australia, successfully adopted a hybrid approach with VMware Cloud on AWS, and extended to AWS native services.
TR Avustralya'da yerel bir avukatlık bürosu olan Johnson Winter & Slattery VMware Cloud on AWS ile başarılı bir şekilde hibrit bir yaklaşımı benimsedi ve AWS yerel hizmetlerini kapsayacak şekilde genişletildi.
inglês | turco |
---|---|
national | yerel |
hybrid | hibrit |
vmware | vmware |
services | hizmetlerini |
successfully | başarılı |
aws | aws |
approach | yaklaşım |
and | ve |
cloud | cloud |
EN We believe nothing should get in the way of your growth, which is why we provide all the features you need to successfully scale.
TR Büyümenizin önünde hiçbir engelin olmaması gerektiğine inanıyoruz ve bu yüzden başarılı ölçeklendirme için ihtiyacınız olan tüm özellikleri size sunuyoruz.
inglês | turco |
---|---|
we believe | inanıyoruz |
successfully | başarılı |
features | özellikleri |
of | in |
is | olan |
nothing | hiçbir |
your | ve |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
provide | sunuyoruz |
the | size |
EN Yes, numerous AWS customers have successfully developed, validated, and operated all or part of their GxP system using AWS services
TR Evet, çok sayıda AWS müşterisi GxP sistemlerini tamamen veya kısmen AWS hizmetlerini kullanarak başarıyla geliştirmiş, doğrulamış ve çalıştırmıştır
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
successfully | başarıyla |
services | hizmetlerini |
yes | evet |
or | veya |
using | kullanarak |
and | ve |
EN To complete the TISAX assessment, AWS was successfully audited by an accredited independent assessor. Due to the regional nature of the assessment, the assessment scope is limited to the EU.
TR AWS, TISAX değerlendirmesini tamamlamak için resmi onaylı bir bağımsız değerlendirmecinin denetiminden başarıyla geçmiştir. Değerlendirmenin bölgesel olması nedeniyle değerlendirme kapsamı AB ile kısıtlıdır.
inglês | turco |
---|---|
assessment | değerlendirme |
aws | aws |
successfully | başarıyla |
independent | bağımsız |
regional | bölgesel |
scope | kapsam |
eu | ab |
to complete | tamamlamak |
to | için |
of | in |
due | bir |
EN All AWS services deployed in an assessed region are considered certified provided that the region is successfully assessed.
TR Bölge değerlendirmesinin başarılı olması koşuluyla, değerlendirilen bir bölgede dağıtılan tüm AWS hizmetleri sertifikalı olarak kabul edilir.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
services | hizmetleri |
region | bölge |
successfully | başarılı |
certified | sertifikalı |
in | da |
all | tüm |
the | kabul |
EN To achieve ENS High certification, AWS was successfully audited by an accredited independent assessor.
TR ENS High sertifikası almak için, AWS resmi onaylı bir bağımsız değerlendirmecinin denetiminden başarıyla geçmiştir.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
successfully | başarıyla |
independent | bağımsız |
certification | sertifikası |
to | için |
EN Repair-friendly stretch-release adhesive secures the battery, and is easy to release successfully.
TR Onarım dostu, esneterek serbest bırakılan yapışkan, pili sabitler ve başarıyla çıkarılması kolaydır.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
easy | kolaydır |
successfully | başarıyla |
repair | onarım |
friendly | dostu |
EN Choose hundreds of ready-made themes created by experts of user experience and passed the tests successfully and get started.
TR Kullanıcı deneyimi uzmanları tarafından oluşturulmuş ve testlerden başarıyla geçmiş yüzlerce hazır tema üzerinden dilediğinizi seçin ve başlayın.
inglês | turco |
---|---|
choose | seçin |
themes | tema |
experience | deneyimi |
successfully | başarıyla |
user | kullanıcı |
created | oluşturulmuş |
and | ve |
experts | uzmanları |
ready | hazır |
of | in |
by | tarafından |
get started | başlayın |
EN Production clearances for machinery, installations, and systems are successfully completed in September 2021.
TR Makine, ekipman ve yardımcı sistemlerin üretici tesislerinde Eylül 2021 ayında fabrika kabul testleri başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
completed | tamamlanmış |
september | eylül |
successfully | başarılı |
and | ve |
in | bir |
EN Promote your events successfully. Advertise your event with this QR Code type and let your audience save all your event details directly to their calendar.
TR Etkinlikleri başarıyla tanıtın. Bu QR Kod türüyle etkinliğinizi tanıtın ve kitlenizin tüm etkinlik ayrıntılarını doğrudan takvimlerine kaydetmesine olanak tanıyın.
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
qr | qr |
code | kod |
directly | doğrudan |
your event | etkinliğinizi |
your audience | kitlenizin |
event | etkinlik |
this | bu |
events | etkinlikleri |
type | tür |
details | ayrıntılarını |
all | tüm |
and | ve |
EN Promote your events successfully. Advertise your event with this QR Code type and let your audience save all your event details directly to their calendar.
TR Etkinlikleri başarıyla tanıtın. Bu QR Kod türüyle etkinliğinizi tanıtın ve kitlenizin tüm etkinlik ayrıntılarını doğrudan takvimlerine kaydetmesine olanak tanıyın.
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
qr | qr |
code | kod |
directly | doğrudan |
your event | etkinliğinizi |
your audience | kitlenizin |
event | etkinlik |
this | bu |
events | etkinlikleri |
type | tür |
details | ayrıntılarını |
all | tüm |
and | ve |
EN Alfa Romeo has competed successfully in Grand Prix motor racing, Formula One, sportscar racing, touring car racing, and rallies
TR Alfa Romeo, Grand Prix motor yarışı, Formula 1, spor araba yarışı, araba yarışı ve ralli yarışlarında başarıyla yarıştı
inglês | turco |
---|---|
alfa | alfa |
romeo | romeo |
successfully | başarıyla |
motor | motor |
car | araba |
grand | grand |
and | ve |
EN The pharmaceutical industry in Germany has responded successfully to the coronavirus pandemic. One network in particular has distinguished itself.
TR Alman ilaç sektörü korona pandemisine başarılı bir şekilde müdahale etti. Bu çerçevede özel bir ağ öne çıkıyor.
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
coronavirus | korona |
pharmaceutical | ilaç |
successfully | başarılı |
has | bu |
the | alman |
EN The pandemic is hitting many gastronomes very hard. How she has nevertheless successfully made it through the crisis so far is what the Berliner Laurel Kratochvila tells us.
TR Pandemi birçok otel ve lokantacıyı acımasız vurdu. Berlinli Laurel Kratochvila, krizi buna rağmen nasıl başarıyla aştığını bize anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
pandemic | pandemi |
successfully | başarıyla |
crisis | krizi |
tells | anlatıyor |
how | nasıl |
she | bir |
us | bize |
EN We are successfully building and linking together increasingly better and more attractive ecosystems focusing on both research and applications
TR Araştırma ve uygulamadan oluşan cazip ekosistemler kurmayı ve ikisini birbirine bağlamayı her geçen gün daha iyi başarıyoruz
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ecosystems | ekosistemler |
research | araştırma |
better | daha iyi |
more | daha |
EN In kindergarten, the children successfully learned to speak the Saxon dialect
TR Anaokulundaysa Sakson ağızıyla bir Almancayı başarıyla öğrendiler
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarıyla |
EN 86 percent of adults in Germany have a university entrance qualification or successfully completed vocational training
TR Almanya’da yetişkinlerin yüzde 86’sı üniversite yeterliliği veren lise mezuniyetine (Abitur) sahip veya bir meslek eğitimi mezunu
inglês | turco |
---|---|
percent | yüzde |
training | eğitimi |
university | üniversite |
or | veya |
a | bir |
EN Corona and university | Tips for studying successfully
TR Korona ve üniversiteler | Başarılı bir eğitim için tavsiyeler
inglês | turco |
---|---|
corona | korona |
tips | tavsiyeler |
successfully | başarılı |
and | ve |
for | için |
EN She hopes very much that she successfully makes the grade
TR Mesleğe girişte başarılı olmayı çok arzu ediyor
inglês | turco |
---|---|
successfully | başarılı |
the | çok |
Mostrando 50 de 50 traduções