TR AWS, TISAX değerlendirmesini tamamlamak için resmi onaylı bir bağımsız değerlendirmecinin denetiminden başarıyla geçmiştir. Değerlendirmenin bölgesel olması nedeniyle değerlendirme kapsamı AB ile kısıtlıdır.
"değerlendirmenin bölgesel olması" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
bölgesel | local regional |
olması | a all any as have in this its may may be must need to one should than that their these this to be we will what when where which will be with you are you can |
TR AWS, TISAX değerlendirmesini tamamlamak için resmi onaylı bir bağımsız değerlendirmecinin denetiminden başarıyla geçmiştir. Değerlendirmenin bölgesel olması nedeniyle değerlendirme kapsamı AB ile kısıtlıdır.
EN To complete the TISAX assessment, AWS was successfully audited by an accredited independent assessor. Due to the regional nature of the assessment, the assessment scope is limited to the EU.
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
bağımsız | independent |
başarıyla | successfully |
bölgesel | regional |
değerlendirme | assessment |
ab | eu |
TR Müşterilerinizin görüşlerini takip edin ve yanıtlamanız gereken değerlendirmeye geçiş yapın. Araç, sizi değerlendirmenin oluşturulduğu yere götürür bu sayede daha hızlı cevap verebilirsiniz.
EN Monitor your customers’ opinion and jump to the very review you need to reply. The tool will bring you to the platform where the review has been created, so that you’ll be able to respond to it quickly.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerinizin | your customers |
ve | and |
araç | tool |
sizi | you |
hızlı | quickly |
TR Değerlendirmenin Genel Yorumlar bölümünde daha fazla bilgi bulabilirsiniz
EN Find more information in the General Comments section of the assessment
turco | inglês |
---|---|
genel | general |
yorumlar | comments |
bilgi | information |
TR Değerlendirmenin Derecelendirme Geçerliliği sekmesinde daha fazla bilgi bulabilirsiniz
EN Find more information in the Rating Validity tab of the assessment
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
TR Bir hizmet, en son değerlendirmenin kapsamında belirtilmemişse bu hizmeti kullanamayacağınız anlamına gelmez
EN If a service is not currently listed as in scope of the most recent assessment, it does not mean that you cannot use the service
turco | inglês |
---|---|
en | most |
son | recent |
anlamına | mean |
TR Bu değerlendirmenin ardından oluşan sonuçlar doğrultusunda çalışanlarımız gelişim programlarına alınır.
EN In line with the results obtained from this evaluation, our employees are included in development programs.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
ardından | from |
sonuçlar | results |
doğrultusunda | in line with |
gelişim | development |
programları | programs |
TR Değerlendirmenin Genel Yorumlar bölümünde daha fazla bilgi bulabilirsiniz
EN Find more information in the General Comments section of the assessment
turco | inglês |
---|---|
genel | general |
yorumlar | comments |
bilgi | information |
TR Değerlendirmenin Derecelendirme Geçerliliği sekmesinde daha fazla bilgi bulabilirsiniz
EN Find more information in the Rating Validity tab of the assessment
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
turco | inglês |
---|---|
talep | demand |
uygun | relevant |
uzmanlık | expertise |
bölgesel | regional |
global | global |
odak | focus |
platform | platform |
veya | or |
araştırma | research |
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
turco | inglês |
---|---|
düşünce | thought |
bölgesel | regional |
global | global |
seviyede | level |
önemli | key |
elsevier | elsevier |
kampanyası | campaign |
geliştirin | develop |
TR Çeşitli bölgesel veri tabanlarını araştırın
EN Research various regional databases
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
TR Semrush Sıralaması, çok çeşitli bölgesel veri tabanları, Google arama sonuçları ve ülkeye özgü CPC üzerinde çalışır.
EN Semrush Rank runs on a wide variety of regional databases, Google search results, and country-specific CPC data.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
sıralaması | rank |
çeşitli | variety |
bölgesel | regional |
veri | data |
ve | and |
ülkeye | country |
TR Her bir bölgesel pazar için website trafiklerini ayrı olarak kontrol edin
EN Check website traffic stats for each regional market separately
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
pazar | market |
website | website |
ayrı | separately |
TR Bölgesel olarak sınırlandırılmış hizmetlere ulaşın
EN Access regionally restricted services
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Fark, API Gateway ve Lambda’nın bölgesel hizmetler olmalarıdır. Lambda@Edge ile Amazon CloudFront hizmetlerini birlikte kullanarak son görüntüleyicilerinizin bulunduğu yere göre birden fazla AWS konumunda mantık yürütebilirsiniz.
EN The difference is that API Gateway and Lambda are regional services. Using Lambda@Edge and Amazon CloudFront allows you to execute logic across multiple AWS locations based on where your end viewers are located.
turco | inglês |
---|---|
fark | difference |
gateway | gateway |
lambda | lambda |
bölgesel | regional |
edge | edge |
amazon | amazon |
son | end |
bulunduğu | located |
aws | aws |
TR Bir .fr alan adının kaydedilmesi, bölgesel olarak tanınmanıza ve yönetilmesi kolay bir Web varlığına sahip olmanıza yardımcı olur
EN Registering a .fr domain name helps you to be recognized regionally and to have an easy-to-manage Web presence
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
TR Proje temel olarak Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de bulunan sosyal kooperatiflerin yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde iş birliğini ve iletişimini sağlamayı hedeflemektedir.
EN The project aims to ensure the cooperation and communication of social cooperatives in the European Union and Turkey at the local, regional, and national levels.
turco | inglês |
---|---|
proje | project |
birliği | union |
nde | at the |
türkiye | turkey |
sosyal | social |
ulusal | national |
düzeyde | levels |
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
turco | inglês |
---|---|
kapasite | capacity |
bölgesel | regional |
temelli | based |
karşı | against |
genç | youth |
liderlik | leadership |
savunuculuk | advocacy |
ve | and |
eylem | action |
TR Verileri üçüncü taraf uygulamalarına aktaran dahili arka uca entegrasyon motoru sayesinde, kurumsal seviyedeki platform aynı zamanda tesis dışı ve bölgesel operasyonlar için de uygun masraflıdır
EN With a built-in backend integration engine that feeds data to existing or third-party applications, the enterprise-grade platform is also cost-effective for off-site and regional operations
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
taraf | party |
entegrasyon | integration |
motoru | engine |
kurumsal | enterprise |
platform | platform |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
de | also |
uygulamaları | applications |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
eyaletler | states |
farklar | differences |
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Bölgesel fiyatlandırma ayrıntılarını görmek için tıklayın »
EN Click to see regional pricing details »
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
fiyatlandırma | pricing |
için | to |
tıklayın | click |
TR Bölgesel Fiyatlandırma (Latin Amerika, Hindistan ve Çin)
EN Regional Pricing (LATAM, India & China)
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
fiyatlandırma | pricing |
hindistan | india |
TR iQIYI Tayvan eski Kıdemli Pazarlama Müdürü, LiveMe Bölgesel Operasyonlar Direktörü ve Lang Live Başkan Yardımcısı.
EN Former Senior Marketing Manager at iQIYI Taiwan, Regional Operations Director at LiveMe, and the VP of Lang Live.
turco | inglês |
---|---|
eski | former |
kıdemli | senior |
pazarlama | marketing |
müdürü | manager |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
ve | and |
live | live |
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
turco | inglês |
---|---|
talep | demand |
uygun | relevant |
uzmanlık | expertise |
bölgesel | regional |
global | global |
odak | focus |
platform | platform |
veya | or |
araştırma | research |
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
turco | inglês |
---|---|
düşünce | thought |
bölgesel | regional |
global | global |
seviyede | level |
önemli | key |
elsevier | elsevier |
kampanyası | campaign |
geliştirin | develop |
TR Fark, API Gateway ve Lambda’nın bölgesel hizmetler olmalarıdır. Lambda@Edge ile Amazon CloudFront hizmetlerini birlikte kullanarak son görüntüleyicilerinizin bulunduğu yere göre birden fazla AWS konumunda mantık yürütebilirsiniz.
EN The difference is that API Gateway and Lambda are regional services. Using Lambda@Edge and Amazon CloudFront allows you to execute logic across multiple AWS locations based on where your end viewers are located.
turco | inglês |
---|---|
fark | difference |
gateway | gateway |
lambda | lambda |
bölgesel | regional |
edge | edge |
amazon | amazon |
son | end |
bulunduğu | located |
aws | aws |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
turco | inglês |
---|---|
kapasite | capacity |
bölgesel | regional |
temelli | based |
karşı | against |
genç | youth |
liderlik | leadership |
savunuculuk | advocacy |
ve | and |
eylem | action |
TR Bölgesel performans düşüşü veya kesinti yaşanması durumunda ikincil bölge bir dakikadan daha kısa bir sürede tam okuma/yazma özeliklerini sunacak şekilde ayarlanabilir.
EN In the unlikely event of a regional degradation or outage, a secondary region can be promoted to full read/write capabilities in less than one minute.
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
veya | or |
ikincil | secondary |
bölge | region |
tam | full |
okuma | read |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
turco | inglês |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR 2. Almanların yüzde 87’si, bölgesel ürün tüketiminin artan dünya nüfusunun daha iyi beslenmesine katkı sağlayabileceği görüşünde.
EN 2. 87 percent of Germans believe that eating regional products can help improve the supply of food for a growing global population.
turco | inglês |
---|---|
yüzde | percent |
bölgesel | regional |
ürün | products |
artan | growing |
dünya | global |
ın | of |
TR Danışma merkezlerinde ve web sitesinde bölgesel besinlerle sezona dayalı beslenme kapsamında pratik bilgiler ve lezzetli tarifler veriliyor.
EN Its advice centres and website offered tips and tasty recipes for seasonal meals using regional produce.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
eyaletler | states |
farklar | differences |
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Homofobinin bittiği ya da başladığı bölgesel bir sınır söz konusu değil
EN It is extremely important to establish a dialogue between the two bubbles in society
TR Bunlara ek olarak, bölgesel, ulusal ve Avrupa çapında faal ve sayıları yaklaşık 230’u bulan STK da kendi uzmanlık alanlarında tavsiyelerle yerel yönetimlere destek sunuyor
EN In addition, nearly 230 regional, national and European non-profit organisations assist municipalities in their respective specialist field
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
avrupa | european |
yaklaşık | nearly |
destek | assist |
TR Müşteriler ise bölgesel taze malları içeren bir mal çeşidi bekliyor: yakındaki çiftçide üretilen meyve sebzeden ete ve çatıda üretilmiş balık ve baharat bitkilerine kadar.
EN Customers can expect a wide range of fresh, regional goods – from fruit and vegetables sourced from neighbourhood farmers, to meat, fish and herbs from the rooftop.
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
bölgesel | regional |
taze | fresh |
mal | goods |
meyve | fruit |
balık | fish |
TR Hub; yatırım planları geliştirilmesine, kaynak sağlamaya, iklimi ilgilendiren konuların yasalarda gözetilmesine, bölgesel ortaklıklar kurulmasına ve bilgi paylaşımına yardımcı oluyor
EN The hub helps to develop investment plans, provide money, take account of climate issues in legislation, build regional partnerships and share knowledge
turco | inglês |
---|---|
hub | hub |
yatırım | investment |
iklimi | climate |
bölgesel | regional |
ve | and |
bilgi | knowledge |
ın | of |
TR Bu ülkelerle sıkı mutabakat içinde „bölgesel iskele platformları” oluşturulacak
EN In close coordination with these countries, “regional disembarkation platforms” are to be created
turco | inglês |
---|---|
bölgesel | regional |
TR Bölgesel olarak sınırlandırılmış hizmetlere ulaşın
EN Access regionally restricted services
Mostrando 50 de 50 traduções