TR Büyümenizin önünde hiçbir engelin olmaması gerektiğine inanıyoruz ve bu yüzden başarılı ölçeklendirme için ihtiyacınız olan tüm özellikleri size sunuyoruz.
"olmaması gerektiğine inanıyoruz" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
inanıyoruz | we believe |
TR Büyümenizin önünde hiçbir engelin olmaması gerektiğine inanıyoruz ve bu yüzden başarılı ölçeklendirme için ihtiyacınız olan tüm özellikleri size sunuyoruz.
EN We believe nothing should get in the way of your growth, which is why we provide all the features you need to successfully scale.
turco | inglês |
---|---|
inanıyoruz | we believe |
başarılı | successfully |
olan | is |
tüm | all |
özellikleri | features |
size | you |
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interactif with companies, whether it's conversational or through a ticket system
turco | inglês |
---|---|
her | every |
müşteri | customer |
bilet | ticket |
önemlidir | it is important |
sistemi | system |
farklı | different |
olmalıdır | should be |
TR Her müşteri mesajının bir bilet olmaması gerektiğine dikkat etmek önemlidir, bu yüzden ister sohbet ister bir bilet sistemi aracılığıyla şirketlerle etkileşimin farklı yolları olmalıdır
EN It is important to note that not every customer message should be a ticket, that's why there should be different ways of interacting with companies, whether it's conversational or through a ticket system
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
turco | inglês |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Tüm şirketlerin aynısını yapması gerektiğine inanıyoruz
EN And we believe all companies should do the same
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
şirketlerin | companies |
inanıyoruz | we believe |
TR Dünyanın daha erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz. Medyayı daha erişilebilir hale getirmek için hızlı, doğru ve uygun fiyatlı transkripsiyon ile başlar.
EN We firmly believe that the world should be more accessible. And to start making media more accessible, it starts with fast, accurate, and affordable transcription.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
erişilebilir | accessible |
medyayı | media |
hızlı | fast |
transkripsiyon | transcription |
başlar | starts |
TR Crisp'te, canlı sohbet yoluyla müşteri hizmetinizin kalitesini artırmak için daha fazla ödememeniz gerektiğine inanıyoruz
EN At Crisp, we believe that you shouldn't pay more to improve the quality of your customer service through live chat
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
canlı | live |
sohbet | chat |
müşteri | customer |
kalitesini | quality |
inanıyoruz | we believe |
TR Dünya çapında daha şaşırtıcı hikayelerin ve fikirlerin duyulması gerektiğine inanıyoruz
EN We believe more amazing stories and ideas need to be heard across the globe
turco | inglês |
---|---|
dünya | globe |
şaşırtıcı | amazing |
ve | and |
inanıyoruz | we believe |
TR Renderforest, marka çalışmalarına yönelik kapsamlı bir online platformdur. Markalamanın tüm işletmeler ve startup'lar için erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz.
EN Renderforest is a comprehensive online platform for branding. We believe in making branding affordable to all businesses and startups.
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
kapsamlı | comprehensive |
online | online |
tüm | all |
işletmeler | businesses |
inanıyoruz | we believe |
TR Sams Food olarak; mutluluk için beden, zihin ve ruh dengesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
EN We believe that for happiness, a balance of body, mind and spirit should be achieved.
turco | inglês |
---|---|
zihin | mind |
inanıyoruz | we believe |
TR Güvenliğin basit olması gerektiğine inanıyoruz. ZenMate VPN size güvenlik, gizlilik ve kafa rahatlığı sağlar. Sadece tek bir tıkla cihazınızı koruyacak ve siber suçluları uzak tutacaktır!
EN We believe security should be simple. ZenMate VPN gives you security, privacy, and peace of mind. Just one click will turn your device from vulnerable to protected and keep cybercriminals away!
turco | inglês |
---|---|
inanıyoruz | we believe |
zenmate | zenmate |
vpn | vpn |
size | you |
sağlar | gives |
tıkla | click |
uzak | away |
TR Tüm şirketlerin aynısını yapması gerektiğine inanıyoruz
EN And we believe all companies should do the same
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
şirketlerin | companies |
inanıyoruz | we believe |
TR IBM'de biz, yapay zekanın hepimizi işlerimizde daha iyi hale getirmesi ve yapay zeka çağının sağladığı avantajların sadece seçkin bir azınlığa değil, pek çok kişiye dokunması gerektiğine inanıyoruz.
EN At IBM, we believe AI should make all of us better at our jobs, and that the benefits of the AI era should touch the many, not just the elite few.
turco | inglês |
---|---|
ibm | ibm |
değil | not |
inanıyoruz | we believe |
TR Dünyanın daha erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz. Medyayı daha erişilebilir hale getirmek için hızlı, doğru ve uygun fiyatlı transkripsiyon ile başlar.
EN We firmly believe that the world should be more accessible. And to start making media more accessible, it starts with fast, accurate, and affordable transcription.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
erişilebilir | accessible |
medyayı | media |
hızlı | fast |
transkripsiyon | transcription |
başlar | starts |
TR Dünya çapında daha şaşırtıcı hikayelerin ve fikirlerin duyulması gerektiğine inanıyoruz
EN We believe more amazing stories and ideas need to be heard across the globe
turco | inglês |
---|---|
dünya | globe |
şaşırtıcı | amazing |
ve | and |
inanıyoruz | we believe |
TR Tetra Pak olarak güvenli ve besleyici gıdaya erişebilmenin ayrıcalık değil, hak olarak kabul edilmesi gerektiğine gönülden inanıyoruz
EN At Tetra Pak, we firmly believe that being able to access safe and nutritious food should be considered a right, not a privilege
turco | inglês |
---|---|
tetra | tetra |
güvenli | safe |
ayrıcalık | privilege |
değil | not |
hak | right |
TR Bir yeteneği bünyemize katmanın sadece süreçle ilgili değil, genel deneyimle ilgili olması gerektiğine inanıyoruz
EN We believe that acquiring talent should not be just about the process, but about the overall experience
turco | inglês |
---|---|
değil | not |
genel | overall |
inanıyoruz | we believe |
TR Renderforest, marka çalışmalarına yönelik kapsamlı bir online platformdur. Markalamanın tüm işletmeler ve startup'lar için erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz.
EN Renderforest is a comprehensive online platform for branding. We believe in making branding affordable to all businesses and startups.
TR Crisp'te, canlı sohbet yoluyla müşteri hizmetinizin kalitesini artırmak için daha fazla ödememeniz gerektiğine inanıyoruz
EN At Crisp, we believe that you shouldn't pay more to improve the quality of your customer service through live chat
TR Ayrıca bunun için servet harcamamanız gerektiğine inanıyoruz.
EN However, keep in mind that opting for paid hosting services will give you higher-level features, like an AI website builder, WordPress-optimized servers, enhanced security, and more.
TR Elsevier akademik yayıncılığın mümkün olduğunca adil ve önyargısız olması gerektiğine inanmaktadır
EN Elsevier considers it vital that academic publishing is as fair and unbiased as possible
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
akademik | academic |
adil | fair |
ve | and |
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
turco | inglês |
---|---|
david | david |
ve | and |
pazar | market |
her | every |
deneyime | experience |
TR Bu içeriğimizde dünyanın en popüler dijital platformlarından biri olan Linkedln?in temel olarak nasıl özellikler barındırdığına ve şirket sayfasının nasıl yönetilmesi gerektiğine değineceğiz.
EN In this context, here we explore the basic features of LinkedIn, one of the most popular digital platforms in the world, and how company pages should be managed.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
dünyanın | world |
en | most |
popüler | popular |
dijital | digital |
olan | be |
özellikler | features |
şirket | company |
TR Bu nedenle, söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının bir yargı kararıyla iptal edilmesi gerektiğine inandığımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
EN Therefore, we would like to share with the public that we believe that the Presidential decision in question should be annulled by a judicial decision.
TR Kibar Holding İş Gelişme Direktörü Sinan Baştaş, TÜRKTAY panelinde yaptığı konuşmada atığın kaynağında azaltılması gerektiğine dikkat çekti
EN In his speech at the TÜRKTAY Panel, Sinan Baştaş, the Business Development Director of Kibar Holding pointed out that waste should be reduced at its source
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
gelişme | development |
TR Erişilmesi kolay, net, kapsamlı veriler olmadan cihazlarınızın performansını göremez ve operasyonlarınızı geliştirmek için hangi adımların atılması gerektiğine karar veremezsiniz
EN Without clear, comprehensive data that’s easy to access, you can’t see how your devices are performing, or decide what next steps to take to improve your operations
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
net | clear |
kapsamlı | comprehensive |
veriler | data |
olmadan | without |
cihazlarınızın | your devices |
karar | decide |
adımları | steps |
TR Elsevier akademik yayıncılığın mümkün olduğunca adil ve önyargısız olması gerektiğine inanmaktadır
EN Elsevier considers it vital that academic publishing is as fair and unbiased as possible
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
akademik | academic |
adil | fair |
ve | and |
TR Bu nedenle, söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının bir yargı kararıyla iptal edilmesi gerektiğine inandığımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
EN Therefore, we would like to share with the public that we believe that the Presidential decision in question should be annulled by a judicial decision.
TR Erişilmesi kolay, net, kapsamlı veriler olmadan cihazlarınızın performansını göremez ve operasyonlarınızı geliştirmek için hangi adımların atılması gerektiğine karar veremezsiniz
EN Without clear, comprehensive data that’s easy to access, you can’t see how your devices are performing, or decide what next steps to take to improve your operations
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
net | clear |
kapsamlı | comprehensive |
veriler | data |
olmadan | without |
cihazlarınızın | your devices |
karar | decide |
adımları | steps |
TR 2008 yılında kurulan Yeni Alman Medya Mensupları derneğinin (NdM) yönetim kurulu başkanı Sheila Mysorekar Almanya’da göçmen kökenli gazeteci ve medya çalışanlarının artması gerektiğine inanıyor
EN There should be more journalists and editors with a migration background in Germany, says Sheila Mysorekar, chair of the New German Media Professionals (NdM) association, which was founded in 2008
turco | inglês |
---|---|
kurulan | founded |
medya | media |
ın | of |
TR Ranktracker'ın web sitesi denetleme aracı, sitenizin nasıl performans gösterdiğine, hangi sayfaların iyi durumda olduğuna ve nelerin iyileştirilmesi gerektiğine dair ayrıntılı bir analiz görüntüler
EN Ranktracker's website auditing tool displays a detailed analysis of how your site performs, what pages are doing well, and what needs to be improved
turco | inglês |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
aracı | tool |
sitenizin | your site |
iyi | well |
ayrıntılı | detailed |
analiz | analysis |
görüntüler | displays |
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
turco | inglês |
---|---|
david | david |
ve | and |
pazar | market |
her | every |
deneyime | experience |
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Bu bilgi, kişisel olarak ne yapmanız gerektiğine dair bir tavsiye değildir, bu yüzden lütfen verileri yatırım tavsiyesi olarak almayın. Herhangi bir işlemde olduğu gibi, her zaman önce bakın, sonra atlayın.
EN This info isn't a recommendation for what you should personally do, so please don't take the data as investment advice. As with any trade, always look first, then leap.
TR Pazarlamanızda arketipleri kullanmak, markanızı temsil etmek için hangi renklerin, yazı tiplerinin ve kelimelerin kullanılması gerektiğine karar vermenize yardımcı olur.
EN Using archetypes in your marketing helps you decide which colors, fonts, and words should be used to represent your brand.
TR Pinterest olarak, herkesin kendilerine ilham veren şeyleri keşfedebilmesi gerektiğine inanırız. Olumlu bir deneyim yaşamasını sağlamayı amaçlayan yönergelerimize göz atın.
EN At Pinterest, we believe everyone should be able to discover what inspires them. These are our guidelines to foster a positive experience.
TR Kısmen, bu tür bir çalışmada “çığır açan” bir şey olmaması ve dolayısıyla yazarlarının pek takdir toplamaması, çünkü atıfların orijinal makaleye gitmesi
EN In part, the lack of a ?breakthrough? in such a study, and thus the little recognition that its author(s) receive(s), as relevant citations tend to go to the original paper
turco | inglês |
---|---|
orijinal | original |
TR En nihayetinde merkezi ekonomide finansal fırsatlar şeffaflığın, güvenilirliğin ve erişimin olmaması nedeniyle çoğu kişi için kısıtlanıyor
EN Ultimately, in a centralized economy, financial opportunity for most people is inhibited by a lack of transparency, accountability and access
turco | inglês |
---|---|
merkezi | centralized |
finansal | financial |
kişi | people |
TR dApp'ler tek bir hata ya da kontrol noktası olmaması için tasarlanmıştır
EN DApps are designed to avoid any single point of failure and control
turco | inglês |
---|---|
kontrol | control |
noktası | point |
TR S: AWS Lambda işlevlerinin neden durum bilgisine sahip olmaması gerekiyor?
EN Q: Why must AWS Lambda functions be stateless?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
neden | why |
sahip | be |
gerekiyor | must |
TR İşlevlerin durum bilgisine sahip olmaması, AWS Lambda’nın gelen olayların hızına göre ölçeklendirme gerçekleştirme amacıyla işlevin çok sayıda kopyasını hızlı bir şekilde başlatmasını sağlar
EN Keeping functions stateless enables AWS Lambda to rapidly launch as many copies of the function as needed to scale to the rate of incoming events
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
hızlı | rapidly |
sağlar | enables |
olayları | events |
Mostrando 50 de 50 traduções