EN Enhanced Networking enables you to get significantly higher packet per second (PPS) performance, lower network jitter and lower latencies
"significantly lower climate" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Enhanced Networking enables you to get significantly higher packet per second (PPS) performance, lower network jitter and lower latencies
TR Gelişmiş Ağ İletişimi, önemli ölçüde daha yüksek saniye başına paket (PPS) performansı, daha düşük ağ sapması ve daha düşük gecikme süresi elde etmenizi sağlar
inglês | turco |
---|---|
enables | sağlar |
you to | etmenizi |
get | elde |
higher | daha yüksek |
and | ve |
enhanced | gelişmiş |
lower | düşük |
per | başına |
to | daha |
EN Already, our cartons made mostly from plant-based materials have a significantly lower climate impact than packages made from fossil or mineral sources
TR Bitki bazlı malzemelerden üretilen kartonlarımız, şimdiden fosil veya mineral kaynaklardan yapılan paketlere göre önemli ölçüde daha düşük bir iklim etkisine sahiptir
inglês | turco |
---|---|
made | yapılan |
materials | malzemelerden |
climate | iklim |
sources | kaynaklardan |
plant | bitki |
based | bazlı |
or | veya |
already | şimdiden |
our | de |
significantly | daha |
a | bir |
lower | düşük |
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
protection | korunması |
international | uluslararası |
climate | iklim |
expert | uzman |
role | rol |
against | için |
the | fazla |
EN In Berlin, the climate is cold and temperate. There is significant rainfall throughout the year in Berlin. Even the driest month still has a lot of rainfall. This climate is considered to be Dfb according to the Köppen-Geiger climate classification.
TR Berlin iklim ılıman geçmektedir. Berlin ilinde belirgin yağış görülmektedir. En kurak aylarda bile yağış miktarı oldukça fazladır. Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre bu iklim Dfb olarak kabul edilmektedir.
inglês | turco |
---|---|
berlin | berlin |
significant | belirgin |
a | a |
climate | iklim |
this | bu |
the | kabul |
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
protection | korunması |
international | uluslararası |
climate | iklim |
expert | uzman |
role | rol |
against | için |
the | fazla |
EN Content that denies the existence or impacts of climate change, the human influence on climate change, or that climate change is backed by scientific consensus.
TR İklim değişikliğinin varlığını veya etkilerini, iklim değişikliği üzerindeki insan etkisini ya da iklim değişikliği hakkında bilimsel fikir birliği olduğunu reddeden içerikler.
inglês | turco |
---|---|
change | değişikliği |
scientific | bilimsel |
human | insan |
is | olduğunu |
climate | iklim |
or | veya |
on | üzerindeki |
EN Spot Instances take advantage of unused EC2 instance capacity and can lower your Amazon EC2 costs significantly for up to a 70% discount from On-Demand prices.
TR Spot Bulut Sunucuları, kullanılmayan EC2 bulut sunucusu kapasitesinden yararlanır ve Amazon EC2 maliyetlerinizi, İstek Üzerine fiyatlarından %70'e varan oranda düşürür.
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
spot | spot |
prices | fiyatları |
and | ve |
EN TENCEL™ Modal fibers are certified with the internationally recognized EU Ecolabel, an environmental quality label only awarded to products and services which have a significantly lower environmental impact throughout their entire lifecycle
TR TENCEL™ Modal elyafları, tüm yaşam döngüsü boyunca sadece önemli ölçüde daha düşük çevresel etki yaratan ürün ve hizmetlere verilen uluslararası kabul görmüş AB Eko-etiketini taşır
EN The German researcher Klaus Hasselmann analysed this chaos decades ago and thus contributed significantly to our understanding of climate catastrophes.
TR Alman araştırmacı Klaus Hasselmann, bu kaosu onlarca yıl önce analiz ederek iklim felaketlerini anlamamıza da önemli ölçüde katkıda bulundu.
inglês | turco |
---|---|
klaus | klaus |
decades | onlarca |
our | de |
climate | iklim |
researcher | araştırmacı |
this | bu |
EN The lower part of the two-part bench (lower cavea) and the ground floor of the stage building were seized intact
TR İki bölümlü oturma sıralarının alt bölümü (alt kavea) ve sahne binasının alt katı sağlam olarak ele geçti
inglês | turco |
---|---|
lower | alt |
floor | kat |
stage | sahne |
and | ve |
the | olarak |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN The lower part of the two-part bench (lower cavea) and the ground floor of the stage building were seized intact
TR İki bölümlü oturma sıralarının alt bölümü (alt kavea) ve sahne binasının alt katı sağlam olarak ele geçti
inglês | turco |
---|---|
lower | alt |
floor | kat |
stage | sahne |
and | ve |
the | olarak |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
equipment | ekipman |
water | su |
consumption | tüketimi |
in fact | aslında |
overall | genel |
resource | kaynak |
usage | kullanımı |
less | az |
lower | düşük |
and | ve |
this | bu |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
inglês | turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN When friends considered launching a climate strike in their town, I also founded a Fridays for Future group for my state, Lower Saxony, and my hometown, Göttingen
TR Arkadaşlarım kendi şehirlerinde bir iklim boykotu başlatmayı düşündüklerinde ben de kendi eyaletim Aşağı Saksonya ve kendi şehrim Göttingen için bir „Fridays for Future“ grubu kurdum
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
climate | iklim |
group | grubu |
saxony | saksonya |
a | bir |
and | ve |
EN And they have been shown to have an overall climate impact five times lower than steel or glass.
TR Ayrıca, iklim üzerindeki toplam etkisinin çelik veya camdan beş kat daha düşük olduğu belirlenmiştir.
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
steel | çelik |
or | veya |
to | ayrıca |
five | beş |
lower | düşük |
EN The climate of the district carries the characteristics of the Mediterranean climate
TR İlçenin iklimi, Akdeniz İklimi özelliklerini taşımaktadır
inglês | turco |
---|---|
climate | iklimi |
mediterranean | akdeniz |
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
key | kilit |
role | rol |
at | de |
a | bir |
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
inglês | turco |
---|---|
conference | konferans |
action | harekete |
municipal | yerel |
protection | koruma |
the | ise |
in | üzerine |
climate | iklim |
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
change | değişikliği |
paris | paris |
agreement | anlaşması |
and | ve |
climate | iklim |
its | ile |
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
change | değişikliği |
management | yönetimi |
recovery | kurtarma |
natural | doğal |
drought | kuraklık |
water | su |
risk | risk |
climate | iklim |
plan | planı |
as | gibi |
EN This climate is considered to be Dfb according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger'e göre iklim Dfb'dir
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
EN This climate is considered to be Cfb according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger'e göre iklim Cfb'dir
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
EN The climate in Cairo is called a desert climate
TR Kahire şehrinde çöl iklimi görülmektedir
inglês | turco |
---|---|
climate | iklimi |
EN This climate is considered to be BWh according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre BWh olarak adlandırılabilir
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
EN The climate of the district carries the characteristics of the Mediterranean climate
TR İlçenin iklimi, Akdeniz İklimi özelliklerini taşımaktadır
inglês | turco |
---|---|
climate | iklimi |
mediterranean | akdeniz |
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
change | değişikliği |
management | yönetimi |
recovery | kurtarma |
natural | doğal |
drought | kuraklık |
water | su |
risk | risk |
climate | iklim |
plan | planı |
as | gibi |
EN Germany’s Economics and Climate Protection Minister Robert Habeck calls on the G7 ministers for energy, environment and climate to take on a pioneering role.
TR Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Finlandiya ve İsveç’in Nato’ya üyelik başvurularını “Savunma paktı ve Avrupa için tarihi adım” olarak övdü.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
change | değişikliği |
paris | paris |
agreement | anlaşması |
and | ve |
climate | iklim |
its | ile |
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
inglês | turco |
---|---|
prosperity | refah |
climate | iklimin |
robert | robert |
economic | ekonomi |
what | ne |
of | in |
and | ve |
for | için |
EN We need rapid climate tests that check and monitor not only the entire economic package, but also individual measures with regard to their compatibility with the goals of climate protection legislation
TR Tüm konjonktür paketinin ve aynı zamanda tek tek önlemlerin İklim Koruma Yasası’nın hedeflerine uygunluğunu denetleyen ve gözetleyen hızlı iklim testlerine ihtiyacımız var
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
goals | hedeflerine |
protection | koruma |
rapid | hızlı |
need | ihtiyacımız |
the | aynı |
and | ve |
to | tüm |
EN There, climate protection is a hands-on task, and it’s in cities that people feel the effects of climate change to an especially strong degree.
TR İklimin korunması buralarda somutluk kazanıyor ve insanlar iklim değişikliğinin sonuçlarını özellikle buralarda oldukça güçlü biçimde hissediyorlar.
inglês | turco |
---|---|
a | a |
and | ve |
people | insanlar |
of | ın |
protection | korunması |
especially | özellikle |
strong | güçlü |
climate | iklim |
EN Many cities have therefore joined together to form climate alliances. The best known of these is the C40 Cities Climate Leadership Group. Here are a few facts and figures:
TR Birçok kent bu nedenle iklim ittifaklarında bir araya geldi. Bunlar arasındaki en tanınmış örgütlenme ağı, C40 – Cities Climate Leadership Group. İşte bu ağa ilişkin birkaç sayı ve olgu:
inglês | turco |
---|---|
cities | kent |
together | araya |
climate | iklim |
group | group |
a | bir |
and | ve |
best | en |
these | bu |
many | çok |
EN But where does climate change come from? And how is the weather related to the climate? You can find the answers to these questions at the Klimahaus Bremerhaven
TR Ama iklim değişikliği neden kaynaklanıyor? Ve hava ile iklim arasında nasıl bir bağlantı var? Bu soruların cevabını Bremerhaven İklim Evi’nde bulabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
change | değişikliği |
you can find | bulabilirsiniz |
at | de |
but | ama |
questions | sorular |
climate | iklim |
and | ve |
these | bu |
is | hava |
how | nasıl |
EN Along the eighth meridian east, you can explore various climate zones there and discover how to protect the climate.
TR Burada, sekizinci doğu boylamı boyunca çeşitli iklim bölgelerini inceleyip iklimi nasıl koruyabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
east | doğu |
climate | iklim |
the | burada |
various | çeşitli |
how | nasıl |
EN Professor Veronika Eyring was awarded the Leibniz Prize because her research into climate models has helped make global climate predictions considerably more precise
TR Profesör Veronika Eyring, iklim modelleri üzerinde yaptığı araştırmalarla, iklimin küresel ölçekteki gelişmesinin önemli ölçüde daha eksiksiz tahmin edilmesine katkıda bulunduğu için Leibniz Ödülü’ne layık görüldü
inglês | turco |
---|---|
professor | profesör |
models | modelleri |
global | küresel |
climate | iklim |
because | için |
make | da |
the | üzerinde |
more | daha |
EN For the Intergovernmental Panel on Climate Change, Eyring is the lead author of “Human Influence on the Climate System”.
TR Eyring, Dünya İklim Konseyi’nin “İklim Sistemi Üzerindeki İnsani Etki” konusundaki başyazarı.
EN COP26 global climate conference | Germany and climate protection
TR BM İklim Değişikliği Konferansı COP26 | Almanya ve iklim koruma
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
conference | konferans |
germany | almanya |
and | ve |
protection | koruma |
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
inglês | turco |
---|---|
climate | iklim |
key | kilit |
role | rol |
at | de |
a | bir |
EN The winners of Climate-Active Municipality 2021 demonstrate how cities, towns and districts can make progress in the field of climate protection
TR “2021 İklim Korumada Aktif Belediyeler” yarışması kent, kasaba ve beldelerin iklim koruma alanında neler yapılabileceğini kanıtlıyor
inglês | turco |
---|---|
cities | kent |
and | ve |
climate | iklim |
protection | koruma |
Mostrando 50 de 50 traduções